Yalanlar içinde büyüyoruz. Yalan söylemezsek kaybedeceğimizi düşünüyoruz. Özsaygı kavramından haberimiz bile yok.
Bireysel nedenlerin bir kısmısı bunlar.
Standartlaşmamış, kontrolsüz, vurguncu bi ticaret yapımız var. Ve fakir bi ülkeyiz. Bunlar da ekonomi ayağındaki nedenlerin bazıları.
Esnafın yaptığı işten kazancı tatminkar olsa, işi geciktirdiğinde veya tamamlamadığında işlevsel kontrol birimi olsa bu tür şeyleri çok fazla yaşamayız.
Bu nedenle büyük firmalara yönelmeye çalışıyoruz. Kazanması adının devamına bağlı, adını kirletmek istemez diyoruz. Satandart işleyişi var, kafasına göre takılmaz diyoruz.
Lisanslı çalışma şartı olmalı ve lisans iptal edilebilir olmalı. Her alanda ama. Finlandiyanın eğitim sistemi dillere destan oldu, büyük başarılar elde ediyorlar. Öğretmenlerini her sene kontrol eden ve geliştirme programları olan bir sistemleri var. Biz yerlerde sürünüyoruz. Oysa zaten iyi eğitemediğimiz öğretmenleri geliştirmeyi bırak kontrol etsek bile fark yaratabiliriz. Akıl sağlığı, ruhsal dengesi bozuk epeyce öğretmen biliyorum ben şahsen.
(Finlandiya değişim sürecine girdiğinde her yönden bizden berbat durumdaydı, ilgilenen Beyaz Zambaklar kitabından başlayabilir.)
Prof Dr Füsun Yarış'ı kanser sürecinde yaşadıkları, yaşadıklarına karşı tutumuyla tanımıştık. Başına gelenler sağlık sektörü ve çalışanları adına utanç vericiydi. Bizim için de korkutucu. Büyük olasılık biz de benzerlerini yaşıyoruz ama onun gibi farkında olamıyoruz.
Doktoruna (aynı zamanda arkadaşı) bir ilaca alerjisi olduğunu söylüyor, söylemenin yeterli olmayacağını düşünüp (yapıyı biliyor çünkü) kırmızı kalemle bir kağıda yazıp baş ucuna asıyor ve ameliyata girmeden önce o ilacın işlem kağıdında yazılı olduğunu görüp buna benim alerjim var deyip ilacı değiştirtiyor. Fark etmese ameliyat olamadan ölecek kadın.
O doktor, hemşire vs hepsi hâlâ görev başındadır muhtemelen.
Düzgün iş yapan insan da var, yapmayan da. İpleri elinden bırakmıycaksın. Her aşamada kontrol sende olacak. Ticarette en güzel kontrol aracı para ( Ve tabii bilgi. Bilgi her alnada tartışmasız kontrol aracı) Parayı iş bitimine ödiycen. Büyük çaplı işlerde bile avans verme taraftarı değilim. Malzeme alacak parası yoksa o işi yapmasın. İş ilerledikçe hakediş tarzı ödemeler yapılır.
Adam mobilyanı getirmedi mi, sipariş iptal diyeceksin. Televizyonu kapının önüne mi bıraktı, almadım diyeceksin.
Yalnız bu hakkaten ilginç olmuş, biri alıp gitse ne olacaktı acaba, verdik biz size mi diyeceklerdi. Bir tane daha getirsinler, akıllanırlar belki. İkinci geldiğinde birinciyi verirsin.
Tesisatçı bir saate geliyorum dedi, gelmedi başkasını çağır. Ona da söyleme, bırak gelsin geri dönsün.
Niye yaşamak zorundayım ki bunları diyorsun, çok haklısın ama olanı geri alamayız bari olacak olana engel olmaya çalışalım.
0