Din adına bağnazlık yapanları tükettik, bilim adına bağnazlık yapanlar kaldı. Yoktan var olmama, vardan yok olmama durumunu magazinel düzeyde Allah'a bağlayanlarla; yok öyle bir bilgi, her saniye madde oluşuyor, kayboluyor diyenlerin bilgi edinme/paylaşma düzlemindeki sığlık aynı. Nereye kayboluyor madde, koordinat ver bulalım? Siz müslümanlara sallayın, ferahlayın diye yapılmıyor bilimsel çalışmalar; olan ve olmakta olanlar nasıl olmuş/oluyor anlayalım diye yapılıyor. Kıymetini bilin biraz.
Termodinamiğin birinci yasası kapalı sistemlerde toplam enerji değişmez diyor. Evren da kapalı (sonlu) sistem olarak kabul edilir, çünkü somut/ölçülebilen hiçbir şeyin değeri sonsuz olamaz fiziğe göre. Yoktan enerji ortaya çıkmaz, olan enerji de yok olmaz; kullanılabilir miktarı azalır sürekli ama totalde yok olmaz. Enerji demek, kütle demek. O yüzden bir madde yok olmaz, yaratılmaz. Bunu kabul etmekle de ateistliğinize halel gelmez, korkmayın küfre düşmekten. İlk enerji, büyük patlamayı başlatan sürücü güç ne bilinmiyor, araştırılıyor. Elimizde teoriler var sadece. Onlarda henüz kurgu düzeyinde, çünkü elimizde matematiksel bir model yok hala.
Bilinç Türkçe'de sayısal bilimlerin konusu olmadığı için, bilimsel bir terim olmadığı için aynı kavramdan aynı şeyi anlayamayız. Tartışmanın da bir anlamı olmuyor o zaman. Ama açıkladığın kadarıyla sorduğun sorunun bilimsel bir cevabını alamazsın. Çünkü bilim zaman ve mekan koordinatlarında çalışır. Bu koordinatların dışına çıktığın anda fiziğin dışına çıkarsın. Sezgisel bir tercih yapmak zorunda kalırsın. Bu sezgisel tercihi de sana İslam sunmaz, bildiğim kadarıyla diğer dinler de sunmaz. Çünkü bu konular muğlak geçilir. Bu konuda düşünen, yazan insanlara rastlayabilirsin farklı coğrafyalardan geleneksel düşünce sistemlerinde. Ama delil olmadığı için, sezgisel bir tercih yapabilirsin dediğim gibi. Bu sezgisel tercihini ortamlarda "hakikat"miş gibi satmaya kalkışıp güldürme kendine yeter.
0