[]

Benden Bir uyumsuz Yaratmayı Nasıl Başardınız ?

İstanbul'da doğup büyüdüm. ilk okul 4'e kadar Şehreminide oturduk. (Hayatımın ilk aşkıylada orada tanıştım) Babamın o dönemler Karaköy Perşembe pazarında tezgahı vardı. Ticaretin ilk tohumları orada atıldı kanıma. Hergün bir olay olurdu çok eğlenceli benim için müthiş bir yerdi. Ömrüm boyunca unutamam! Ha birde babamın bir sözü vardı; Dinlemesini bilen bir insan bir salaktan bile bir şey öğrenir. En azından salaklık nasıl bir şey onu öğrenir derdi. Bunu genelde babamı çileden çıkaran müşterilerin yanında derdi bunu da unutamam. Sonrasını Beyoğlu'nda abimle beraber yaşamaya başladım.Ta ki 2013'e kadar. ondan sonra yine çalıştım ama orada yaşamadım. Çok renkli bir hayatım oldu. girmediğim görmediğim mekan olmadı hemen hemen. Yeniler bilmez Beyoğlu'nda "Karavan" diye bir mekan vardı oradan tuttun Kemancı, Dorock, Oldschool, The Beatles falan bunların en baba olduğu dönemde milletin korktuğu giremediği ya da girmek için bin bir zorluk çektiği mekanlara ben daha reşit bile değilken elimi kolumu sallaya sallaya giriyordum. Muthiş bir çevremiz vardı. Bedava Konserler, Festivaller, uzun yollar ve dahası... Tabi hepsinde abimin katkısı çok. Buda dolayısıyla bana çok güzel bir hayat sundu. Gayet bereketliydi anlayacağınız. Millet Serdar merdar dinlerken ben 80ler 70ler,60lar Babalarını dinliyordum. Millet dövmeli insanlara uzak bakarken, Ben dövme yapıyordum. Millet sinemaya zor giderken ben SES Tiyatrosuna kız atıyordum. Ferhan abiye sufle veriyordum. Beyoğlu'nun Beyoğlu yani ağaçlı döneminden günümüze her dönemini gördüm. Sokakta yıllarca hep aynı şiirleri okuyup aynı kitabı satan şallı abimizden tutun, YPK'nın önünde pos bıyıklı amcamıza, Çakma Ferdi abimize, Sizin Spiderman satan adam olarak tanıdığınız Gökhan abiniyi ben Tünelde; Murat Toktaş ile SiyaSiyaBend cd si satarken Tanıyordum. Şimdi Salak gibi milletin o bitik çaya 2.5 lira verdiği Mustafa amcanın gerçek çaya yakın çay yaptığı dönemlerini bilirim. (Hatta Bir kız arkadaşım vardı durumu çok iyi, onu Mustafa amcaya götürmüştüm kız Bardaktan, servisten, ortamdan, çaydan her şeyden tiksinmişti anlayacağınız. Şimdi oradan çıkmıyor :D Gördükçe Gülüyorum !) Bu gün o ölüp bittiğiniz tiplerin sinyalcilik yaptığı dönemleri bilirim gençler... Artık kimse kalmadı tabi benim gibi düşünen bir çok insan var. Var ki Beyoğlu bu halde. Eski Tayfada zaten Beşiktaş'a göç etmiş.


12 yaşından beri çalışıyorum. Beyoğlu gibi bir yerde 10 sene Tezgahtarlık yaptım. 10 SENE Yani normal bir insanın görebileceği insan tipinin çook üstünde insan gördüm üstelik sadece görmedim bunlara bir şeyler satmaya çalıştım. çok çeşit milletle karşılaştım. Kendi paramı hep kendim kazandım. Halada öyle.. Daha sonra Beyoğlu'nun bu boka sarması ve tiplerin değişmesiye başlamasıyla iyice soğuduk ve erkenden ayrıldık. Okula devam ettim. Üniyi bitirdim ve şu an düzenli çalışıyorum. Bu gün oradan ayrılmanın ne kadar da doğru bir karar olduğunu fark ettim. Ettim lakin bu renkli hayatı bir anda ve daha çok gençken bırakmak beni ciddi bir bunalıma soktu ! Uni ile birlikte arkadaş çevrem çok değişti. Kafa da değişti. Yalnız kaldım. yalnız kalınca da okumaya sardım. İyice Bunaldım. Bu sefer kendimi geri çektim babamın dediği gibi dinledim dinledikçe duyduklarıma inanamadım. Bir bok batağında olduğumu fark ettim. Midemi bulandırdı her şey, herkes. En yakınım Annem babam hatta Abimle bile konuşmak istemiyordum ki hala da öyle. Basit hayatlar yaşıyoruz hem de çok basit. Elde avuçta tutulur bunu ben yaptım diyeceğimiz adam gibi bir şey yok her şey hazır. Peki ama her şey neden hazır? Onu onunla birleştir hop alsana ne istiyorsan Hazır. Nedir bu acele ? Boş şeylerle kendimizi kandırıyoruz. Bunlara kendimize inandırıyoruz. Adam akıllı bir şey İsteyemiyoruz İstesek de yapamıyoruz. Yalnızlığımızı bastırmak için bizim bile durmak istemediğimiz evlere hayvanları hapis edip zulüm ediyoruz. Üstelikte bunun adına hayvan severlik diyoruz.


Yalnızlık değil bana bunları yazdıran sebep. Öfke Nefret ve Kin sadece! Bir köye yerleşeyim diyorsun onun için bile dünya para. E o zaman daha iyi bir iş bulayım diyorsun. Çalışıyorsun, çabalıyorsun, okuyorsun, Yürüyorsun, Koşuyorsun,Düşüyorsun sonun da başarıyorsun. Başarıyorsun, daha da fazla para kazanıyorsun. Evet, daha fazla para kazanmak güzel, daha çok masrafı olmasa Yeni bir kıyafet araba ev (kira) yeni mobilya tel. Evlilik, çoluk çocuk saç... Saç ?! Aynaya bakıyorsun Saçın bile terk etmiş seni. E napalım emeklilikte artık diyorsun. Koşmaya devam ediyorsun. Evet, koşmak güzel ama tıkanmalar olmasa. Doktora gidiyorsun. Doktor sanki yıllardır bu günü bekliyormuş gibi bildiği tüm Abidik gubidik terimleri kusuyor suratına, anlamıyorsun. Mal mal bakıyorsun. Doktor o mazlum mal mal bakan suratını görünce bir derin enfes alarak rahatlıyor ve söylüyor rahatsızlığını sana. Çıkıyorsun moraller kaçık eve dönüyorsun oğlan uçuk. Tüm sinir stres Yılların birikimi patlıyor bir anda. Yo Yo hayır bu önceki patlamalar gibi değil. Bu çok güçlü dinginleyemiyorsun. basıyorsun kalayı önüne gelen herkese. hayata tüm çabalarına. yıllardır yaşattığın bedenine bakıyorsun senden önce çökmüş. Hayır olamaz! Deme boşa geldi işte seninde başına. Yıllardır seninle dalga geçmekten sıkılmayan beynin bir kez daha salak şakalarına devam ediyor;
Yaşlandın artık olum diyorsun. Bunu sana diyen beynin hayır da dedirtiyor. Yaşlanmadım ben ! Sonra otobüste sağa da solda oğlun yaşında ki ç.ocuklara atarlanıyorsun Kendini güçlü hissetmek için. Beynin gülüyor bıyık altından sana kıs kıs hemde. Bi güzel dayağı yedikten sonra Kabulleniyorsun artık yavaş yavaş yaşlandığını. Yaşına hürmet edenlere sövüyorsun bu sefer. Sekten umut kesileli çok oldu. Ama üzülme daha iyisi var ! Beğenilme hazzı... Seksten daha öte ! Öyleki yıllardır facebook,Twitter,İnstagram falan filan yok mu. Öyle olmasa nasıl ayakta duracak bunlar. Millet sevişirken bile poz vererek foto çekip paylaşıyor. Birden far görmüş tavşan gibi aydınlanıyor önce gözlerin sonra yaramaz beynin. Modası geçmiş sen Canlanıyorsun. Sapıtıyorsun birden! Aşırı genç giyinmeler, gençlerle takılmalar falan.. Bir de bakmışsın gençler seninle sevdikleri için değil, seninle alay etmek için takılıyor. Anlıyorsun kalbin kırılıyor. Ama yaşıtların gibi evde oturmak istemiyorsun, hem hatırlasana eski günleri Rock n Roll Dönemleri... Gençken ne kadar popiydin. Tamam şimdi o kadar genç değilim ama onlar gibi (yaşıtları) yaşlıda değilim. Hem bak bi kere geliyorsun dünyaya. Boş ver diyorsun alay ederlerse etsinler. Zarar vermesinler de... Ee ev ? Köy ? Bizden geçti, Hem Seveyim evi diyorsun. Sonrası.. Sonrası malum. Yani konu çok dağıldı ama Yaşamıyoruz yaşamıyoruz ! Midemi bulandırıyor her şey. Biri benimle konuşurken özellikle telefonda içim bi garip oluyor telefonu yere atıp balyozla parçalayasım geliyor. Size de oluyor mu ?

 
of çok fena.
okumak istiyorum ama kör oldum. paragraf koyup editleyebilirseniz okuyacağım.

Edit: yaş 25'miş, vay arkadaş. ben de 24 yaşındayım da böyle anlatınca sanki 45 yaşındaki bir adamın yazdıkları gibi. tüm bunları 1 yılda yaşayıp 1 yıl sonra mı bıktın naptın. bizden geçti falan aksjdaksjd

dur abicim daha hayata yeni başlıyoruz, ben de 15 yaşından beri çalışıyorum da hiç böyle triplere girmedim.
  • dedimmidemedimmi  (25.08.16 14:41:25 ~ 26.08.16 09:28:26) 
Olmuyor. Yaşlanınca belki olur.


  • boreas  (25.08.16 14:48:52) 
şunu güzel bir paragraflara böl de okuyayım ne olur? gözlerim almıyor böyle.


  • for day to break  (25.08.16 14:55:35) 
yas kac?


  • jimicik  (25.08.16 15:00:29) 
For Day +1

Kinyas ve kayra okuyup ağlayınca biraz geçiyor
  • kablelvuku  (25.08.16 15:19:18) 
Olmuyor.


  • petekpare  (25.08.16 15:23:15 ~ 15:24:09) 
Hepsini okudum hatta herkese faydası olsun diye ilk önce paragraflara bölüp editlemeye başladım ama sonradan bıraktım.

Bence her şeyi bir anda düşünmeye çalışıyorsun. Yaşadığın sıkkınlığın hepsi veya daha azı birçoğumuzda var. Yalnızlıktan veya paylaşamamaktan o kadar dolmuşsun ki hepsini bir anda döküvermişsin halının üzerine şimdi de önündeki yığına bakıp umutsuzlanıyorsun.

Halbuki bunların hepsini ayıklamak da toparlamak da artık ilgilenmen gereken şeyler değil, zaten hepsini toparlamaya vakit harcaman manasız olur. Yalnızlığa üzülüyorsan bulunduğun ortamdan çık, alışık olmadığın ortamlara gir. Alışık olduğun ortamlar sana uymuyorsa eski ortamlara özlem duyacağına yenilerini keşfet veya yarat.

Ylnızlıktan örnek verdim ama genele yor sen bunu. Bir de allah aşına derin bir nefes al.
  • kaymaktutmayansicaksut  (25.08.16 15:41:34) 
Hiçbir bilgi içeriği olmayan, yalnızca tasvirden oluşan bir şey yazmışsın. Rock barlara girebiliyordun, sonra geçti, çok insan tanıdın, yaşlandın, gündelik hayata yabancılaştın, sonra gene rocker olmak istedin, e ?

Kusura bakma da, popüler kültüre göre bayağı farklı beğenilerle büyüdüm, underground akımlara, altkültür yaşamlara da aşinayım, bir kere bile "siz şunları dinlerken ben şöyle ortamlardaydım" demedim. Bir kişilik problemin var herhalde . Kolay gelsin.
  • shadowcat  (25.08.16 15:46:48) 
Yazıdaki fikri sevdim. Söylediklerine bakılırsa uyumsuz falan değilsin ve hatta gayet uyumlusun. Sorunun onca zaman uyum sağladığın, zevk aldığın o şeylerin boşluğunu görüp kendini uyumsuz olmak durumunda hissetmekle ilgili. Uyumsuz olmak kötü birşey mi? Uymamız söylenen şeyler, kötü, çirkin ve yanlışsa uyumsuz olmak neden kötü olsun? Sorun onun getirdiği yalnızlık mı? O zaman kendine birkaç uyumsuz bul. Bana da oldu. Kendini hayatın akışına-pislikle dolu bir akış- teslim etmezsen bu türden düşünce ve duygularla uğraşmak durumunda kalman çok doğal.


  • harvey  (25.08.16 16:00:59) 
elf gözlerim çelişkiler gördü bu yazıda.

bir kere hızlı yaşamışsın anlattığına göre. sonra yavaşlamışsın. hatta çevrende gördüğün "hıza" dair "bu ne gereksiz bir durum" falan demişsin. ama sonrasında o hızlı yaşama özlem duymuşsun. kendince "başaramayınca da" ! moralsizliğe bağlamışsın. çevrende gözlemlediğin hal, normalde eleştirdiğin bir yapı olmasına rağmen buna ayak uyduramama haline "benden bir uyumsuz yaratmayı nasıl başardınız" diye çıkarım yapmışsın.

sıralı olarak gidişat aslında iyiymiş bence kişisel gelişim adına ama sonra U dönüşü yapıp bunu tekrar çember haline getirmişsin. hissettiğin "sanal acı" bundan kaynaklı. mutluluğu dışarıda arıyorsun. haliyle dışarısı da seni (mutluluk ya da mutsuzluk halini) yönetiyor. en başta bunu durdurman ve içe yönelmen gerekiyor. yoksa bu durum açgözlülüğü ve doyumsuzluğu tetikleyecek. bu dünyadan (hatta bu dünyanın kendisinin bile) "gelip-geçtiğimizi" kabul etmemiz gerekiyor. "sultan süleyman'a bile kalmadı, kalmaz" hani. tatmin olma duygusunu sonu yok çünkü. sonu olmadığı gibi kendisi de koca bir illüzyon. hiç kimse hiç bir konuda tatmin olamaz. direnç göstermek yerine teslim ol derim ben... "kusurlarıyla kusursuzluk" daha gerçektir.
  • matrix  (25.08.16 16:14:20) 
Edit:

Bir yanlış anlaşılma olmuş. Ben bunları tamamen gelişi güzel yazdım. Sosyal medya hesabım yok. Ayrıca bu yazdıklarım burnu havadalık değil yahu. Öyle olsa alta adımı büyük harflerle yazardım?! Yazdığım yazıyı günümüze göre değerlendirmeyin benim büyüdüğüm ortamda bu tarz burnu havada tipler çok güzel dövülürdü. :D Şimdi ki yediğini içtiğini, tükürüğünü aksırığını herşeyini paylaşan hiç bir arkadaşlık kardeşlik duygusu olmayan insanlar olan öfkemdir bu. Yani siz bunları moda olsun diye yapıyorsunuz ama biz sevdiğimiz için yaptık ve bunu yaptık diye gidip sağda solda hava atacak kadar aptal olmadık manasında idi. Sadece bir çok şeyi erken yaşamış olmamın bana neler yaşattığını ve hayatın aslında çok hızlı ve kısa olduğunu ve her şeyin bir anda geliştiğini anlatmaya çalıştım.

Tezgahtarlıktan ve büyüdüğüm ortamın samimiyeti sayesinde (bu sadece rock barlar değil ve Beyoğlu'da değil. Alibeyköy,Samatya,Yenikapı,Gop,Yeşilpınar,Küçükköy,Okmeydanı,Beşiktaş,Tophane,Karaköy buralarda da bulundum.) şu anda konuşup herkesle sohbet ederim. Muhabbet kuramayacağım insan çok azdır. Ama bunu yapmak istemiyorum. Bir kaç kişi var sadece konuşup muhabbet ettiğim. Ofisteki bazı tipler bu gün yıllardır içimde dolan nefretimi kusmama sebep oldu ve dayanamadım yazdım buraya. Bende bir insanım ve birileriyle konuşup bunları paylaşmam lazımdı ve buna da en uygun yerin burası yani senin olduğunu düşündüm. Yanlış anlaşılmayayım bu üzer beni :)

Ve şunu da eklemek isterim. Denemenizi de tavsiye ederim. Kendinize ve en yakınınızdakilere, Kaç yaşındasın yani hissettiğin yaş kaç ? Diye sorun. Herkes yaşının kaç olduğunu biliyor, kaç yıldır burada olduğunu da biliyor ama çoğu kimse kendini kimlikte ki gibi hissedemiyor. Neyse Yavuz abinin dediği gibi;

Birgün gelir herkes kendi yoluna gider
Herşey nasıl başladıysa öyle biter.

Dün resim çizerken aklıma geldi kulağıma da hoş: Mutlu olmanın en kolay ve garanti yolu mutlu olmaya çalışmamak sanırım.(böhü böhü bunalım böhüü değil daha farklı ve derin düşün :D) Fena değil sanki. Başka bi yerde de duymuş olabilirim ya da okumuş.
Yaşım 25 bu arada..
  • Vuslat  (25.08.16 17:58:30 ~ 18:03:57) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.