her fırsatta konuyu arap turislere ve suriyeli mültecilere bağlayan arkadaşlar keşke kadıköy'e gelmeseler, kadıköy aslında entelektüel, dayanışma ruhu olan insanların olduğu bir bölge ve bu arkadaşlar kadıköy'ü bozuyorlar, elimizde hiçbir şey kalmayacak.
Taksim'e gelirsek 10 yıldır Taksim'de çalışıyorum ve bunun iki katı öğrencilik yıllarımdan beri Taksim'i biliyorum.
Taksim'in kültürel özelliklerinden, mix yapısından kurtarıp bir alışveriş caddesi yapılmaya çalışıldığını zaten biliyoruz. Yurt dışında devlet kültür kurumlarını vs desteklerken Taksim'de önce sinemalar kapandı, içki yasakları geldi, galeriler kapanarak alışveriş dükkanı oldular. Bunun için belediyeler her türlü kuruma zorlu çıkardı. Arap turistler geliyor diye bu dükkanlar açılmadı, açılan nargileci sayısı da o kadar fazla değil. Cadde çocukluğumdan beri bir alışveriş merkeziydi, bu yönünün de olması normal ama dediğim diğer yerlerin kapanması ve daha çok kültür sanat merkezi, tiyatro vs açılmasının, varolanın korunmasının gerekliliği vardı ama hepinizin malumu yöneticiler bunu engelledi, Taksim'i bu hale getirdi.
Genel olarak turistik bir destinasyon Taksim, alışveriş yönü öne çıkınca (bunu sadece Arap turistlere bağlamak haksızlık olur, sadece onlara hitap etmeyen birçok mağaza var) kiralar attı, ufak kafeler bile yaşayamaz oldu. Bugüne kadar Suriyeli mültecileri çok da görmedim Taksim'de, her zaman buna benzer "gözlem"leri Suriyelileri dışlayan insanlardan duyuyorum ve dikkate almıyorum. Biraz arama yapınca bu konuda güzel yazılar da bulabilirsiniz.
0