çok yoğun bi iş hayatım varken askere gitmiştim. iş teknikti ama idari kısmı da vardı istatistik raporlar filan da hazırlıyordum (%70-30). gitmeden 1 gün önceye kadar telefonlarım susmuyordu, lavaboya gidip döndüğümde 3 cevapsız arama buluyordum. "ben gidince bu işleri kim yapacak acaba" diye düşünüyordum, içim bi acıyodu. gittim, 6 ay sonra döndüm, o işlerin hepsi de yürümüştü. söz konusu iş hayatı olunca hırslı değil rasyonel olmanız gerek; siz gidince işinizi birileri yapar ama hayatınızı sizin için kimse yaşamaz, ailenizi eşinizi sizin için sevmez (ha bazı senaryolarda sevebilirler ama onu da pek istemezsiniz). bunları düşünerek dönüşte geri çektim kendimi, rahat bi iş hayatı sağlayacak yönde kararlar aldım. yarattığım boş zamanda ileride eşim olacak kızla tanıştım ve unutmayacağım günler geçirdik. bi zaman kırılması olsa, öteki ben bunları yazıyor olsa çok çok iyi bi giyimle klas bi ses tonuyla yazıyor olabilirdi, çok daha kral tavsiyeler veriyor olabilirdi ama şimdiki görüşüme göre iş hayatı, aziz sancar gibi kendinizi adamayıp, dünya bi yana işim bi yana diyecek kadar sevmeyecekseniz, para kazanma aracından başka bir şey değildir. yeterince başarılı olun, enerjinizi sevdiklerinize ve sevdiğiniz farklı işlere harcayın. hayat tecrübeniz daha renkli bir ışık tayfında olsun.
özet: teknik iyidir, idari de sorun değil ama boku çıkmasın, iş tatmini hissi yaşıycam diye hayatınızı bi şirkete işgal ettirmeyin.
0