I
sakince bıraktım kendimi yatağa, sen de bırak
uzaksın biliyorum
yolun, yordamın, yastığın, yorganın hep uzak
karabasanlar daha çok iz bırakıyor karda
yara bantları hep kırmızı
ama geldin ya bir gün, pazara yakındı
sorgulamadım hiç geçmişi
bir kurtarıcaya duyguduğum saygıyı duydum sana
ayaklarına üzüldüm küçük, avuç içlerini öpmek istedim
hürmette kusur etmedim
gözlerinin tanık olduğu her şeyi dinlerim anlatsan
doğduğun gün döktüğün yaşları kırk tülbetle musaflardım
ölümümü erteledim senin için
cesedimi buzdolabının üstünden kaldırıp
çocukluğumun uzanmayacağı dolaptaki battaniyelerin
arasına sakladım
yanındayken cehennemi hiç hesaplamadım
.
.
II
sakince bıraktım kendimi toprağa, sen bırakma
bir ölünün ruh halini hissediyorum, empatim zayıf
gözlerimi kapayınca bembeyaz görüyorum her yeri
seni düşününce ağzım kuruyor
öpmek istesem senı dudaklarının içindeki martılarla, geçmişi unuturum
uzun uzun yazmak istiyorum sana
uzun uzun anlatmak istiyorum dininin gerekliliklerini
küfrede küfrede isyan etmek istiyorum
sana yüz sürmediğinden cinayet işleyenlere, aldatıp gidenlere
tanrıya haddini bildirmek istiyorum, seni benden uzağa sürecek diye
sakince bırakıyorum kendimi boşluğa, sen bakma
her şeyi hurafe sayıp geri geleceğim
sonra siyaha boyarız her yeri, gözlerin belirginleşir
reddemez artık kimse kitabını
filizlendikçe içimizde çiçekten tohumları
soysuzların soyu değişir
yolundan çıkmam balım
cehennemin tanrınınki kadar soğuk değil
0