çakallık yapmaya çalışıyor ama büyük ihtimalle onun lehine bir durum sözkonusu değildir. en kötü ihtimalle "biz kesinlikle işten çıkarmadık kendisi çıktı. hatta buyursun işine devam etsin biz bunu isteriz" diye konuşursanız o eleman ya kabul eder işe devam eder yada etmez kendi ayrılmış olur resmi olarak :)

Ek: şöyle bişi aklıma geldi eleman zaten benzer bir iş kurmuş sizin bu adamı firmada çalıştırmanız firma, müşteri vs. kısaca tüm iş bilgilerinizin o kiişi tarafından kötüye kullanılmasına sebep olabilir bu gerekçeyle tazminatsız olarak işten çıkarma yapılabiliyormu adiye düşündüm bir an. yada siz o adamı suçların firma bilgilerimizi kendi lehine kullanıyordu yada kullanmaya çalıştı diye mahkeme inanırsa zırnık bile vermezsiniz. hatta siz karşı dava açaıp tazminat bile isteyebilirsiniz

Öncelikle cevabınız için teşekkürler. Fakat biz bu personeli işten çıkarmadık ki kendi isteği ile ayrıldı ve SMMM belgesi olmadığı için başka bir muhasebeci ile anlaşarak onunla ortak çalışmaya başladı ve iş ilişkisinde olduğumuz bazı firmalarla görüşüp kendi iş yerine kaydırdı. Bu durum bile zoruma giderken bir de bu çıktı.

İşveren vekilinin açısından,
İşyeri sahibi tutuklandığı için işyeri devrediliyor ve işçi yeni işverenin yanında çalışıyor. Ancak daha sonra kendi isteği ile ayrılıyor. İşveren vekili de bu nedenle kendisine 6 yıl 11 aylık kıdem ile 8 haftalık ihbar tazminatı vermekle yükümlü olmayacağını düşünüyor.


İşçinin bakış açısından,

İşyeri sahibi tutuklanıyor ve işyeri devrediliyor. Bu esnada işten çıkartılıyor. Ve kendisine hak etmiş olduğu kıdem ve ihbar tazminatları verilmiyor, Kendi istifa ettiği öne sürülüyor. Ve işçi bu haklarını almak için ÇSGB'ye başvuruyor.

İŞ akdinin sona erdiğine ilişkin iki farklı tarih var. Öncelile bu iki tarihten hangisinin doğru olduğu tespit edilmeli. Bunun içinde işverence düzenlenmiş (Ek-2 Bildirgesi) İşten Ayrılış Bildirgesine bakılmalı ve İŞçinin Sigorta Prim ödemeleri incelenmeli. Ayrıca İŞçi veya işveren vekili tanıklar ile ve ilgili tarihte tutulmuş tutanaklar ile iddia ettiği tarihi destekleyebilir.
İş sözleşmesinin tarihinden sonra kimin tarafından sona erdirildiği de çok önemli. İşçi kendisi ayrılmışsa (Derhal fesih nedenlerinden biri yoksa ki bu olayda yok) hak talep edemez.İşveren sona erdirmişse (işçiye git, gelme, ya da seninle işim bitti gibi sözler de feshetme olarak kabul edilir) hakları vermek zorunda. Konu yargıya intikal ederse işveren bunları faizi ile ödemek zorunda kalır ki mahkleme süresi ve faiz oranı düşünülürse astarı yüzünden pahalıya gelir kendisi için.

İşveren vekili imzasız ücret bordrosu olduğunu söylüyor bu kendisi aleyhine kanıt olur hele ki bir de bankadan ödeme yapılmıyorsa işçi kendisine ücret ödemesi yapılmadığını iddia ederse haklı durumda olur. Son olarak işten kendi isteği ile ayrılmış işçinin kıdem ve ihbar tazminatı alması söz konusu olmazken tekrar işe alınmasının ileri sürülmesi işveren aleyhine düşünmeyi gerektirmektedir.Amaç kıdem ve ihbar tazminatından kurtulmak değiil işçinin hakkını vermektir.

Elimizde kanıt olarak sadece şöyle bir şey var: İşçinin işten çıkış tarihi olan 30.04.2009 tarihinde cezaevinde olan eski işverinine karşı yazmış olduğu mektup. İşten kendi isteğiyle ayrıldığını belirtir nitelikte. ve alt kısmında tarih ve imzası da var.

@mod, herkes hak ettiğini almalı fakat sen de dikkat etmişsindir ki, haksız yere kıdem tazminatı talebinden bahsediyorum. İşçinin hakkını vermekten kaçmak değil amacım. hakkımı aramak.

eminim işçi de senin haksız olduğunu iddia ediyordur. herkes kendine göre haklı. mektupta bariz bir ifade varsa delil olabilir lehine ama bariz olmalı.