[]

Silahlı mücadele ile terörü bitirmek

Sizce bu mümkün mü?

Ben kendi görüşümü söyleyeyim: Geçtiğimiz 9 aydır PKK'ya karşı operasyonlar yapılıyor, ve bunun sonucu olarak da terör eylemleri arttı. 9 ayda yüzlerce vatandaş terör olaylarında hayatını kaybetti. Devlet terör örgütünü bastırmaya çalışıyor. Ama terör vahşi bir hayvan gibidir. Kendisine saldırı olunca bel altı vurur, gider şehirde masum insanları öldürür. Nitekim öldürüyor da...

PKK'nın gücü ne sizce? Türkiye'de Kürt nüfusu kaç? 11 milyon. Bunların kaçı PKK sempatizanı sizce? Hiç yoksa 3 milyon vardır. En az 1 milyon insan PKK'ya maddi veya manevi destek veriyordur. Gerek olduğunda ise silahlanabilecek 200 bin PKK üyesi vardır diye tahmin ediyorum. Sayılar sallama ama çok yanlış değillerdir sanırım.

Sur'a olan operasyon başlayalı üç buçuk ay oldu. Bu üç buçuk ayda sanırım 400 civarında terörist etkisiz hale getirildi. 200 bin silahlı PKK üyesinden geriye kaç tane kaldı? Yine 200 bin!

Evet, belki devlet kritik PKK liderlerini öldürdü, örgüte yara verdi. Ama arkasında yüz binlerce sempatizan varken, silahlı mücadele ile terörü bitirmek mümkün görünmüyor. Sen öldürdükçe onlar yine örgütlenecek. Ve bu bir savaş değil. Savaş olsa, milyonluk ve teçhizatlı TSK gider birkaç yüz binlik terör örgütünü temizler, biter. Ama olay öyle değil. Teröristlerin alnında terörist diye yazmıyor. Çoğunluğu halktan insanlar. Gidip onları terör örgütüne üye olma ihtimali var diye temizleyemezsin. Çünkü sen devletsin, meşruiyet yükümlülüğün var. Bunu yapmak için tek yok kontrgerilladır. Ama onun da pek iyi sonuçlara yol açmadığını biliyoruz. Üstelik bunu yapsan bile terör senden daima daha pistir. En kalabalık şehirlerde bomba patlatarak yüzlerce, binlerce vatandaşını öldürebilir. Ne yazık ki böyle bir gücü var terörün.

Ben tüm bunlardan dolayı terörün silahlı mücadele ile (en azından şu anda yapıldığı şekliyle) bitirilebileceğini düşünmüyorum. Ha, geçen sene vatandaşa sorsan, Kürt halkı ve HDP seçmeni dışındaki hemen herkes "Terör örgütünün inlerine gireceksin, hepsini öldürüp temizleyeceksin" derdi. Ama işte onu deneyince sonuç bu oluyor. Masum insanlara saldırıyor örgüt.

Sonuç olarak AKP'yi eleştiriyorum ben, PKK'yı kendi saldırılarıyla azdırdığı için. Birçoğunuz barış sürecini savunmuyordu ama öyle ya da böyle, barış sürecinde terör eylemleri olmuyordu. Ne zaman ki rte'nin planları işlemedi ve orta doğuda düşündüğü düzeni kuramayacağını anladı, barış sürecini bitirdi ve sonuçlar böyle oldu. Ancak görüyoruz ki siyasi hamlelerle (barış süreci) terör olayları durmuştu. Olması gereken de buydu muhtemelen ama o da sağlıklı ilerlemedi.

Özetle ben demiyorum ki terör örgütünün tüm istediklerini vererek onu kontrol altında tutmaya çalışacaksın. Ama terör örgütünün arkasında belli bir halkın desteği varsa, o zaman taleplerini dikkate almak zorundasın. Çünkü yapmazsan sonunda kendi vatandaşın ölüyor. Olması gereken muhtemelen siyasi hamlelerle, PKK'nın arkasındaki halk desteğini kırmaktı. Böylece örgüt sadece ufak bir silahlı grup olarak kalacaktı ve ancak o zaman silahlı mücadele ile bitirilebilirdi. Ancak örgütün arkasındaki yüz binler desteğini çekmeyince bitemiyor işte.

Bu arada AKP ikisini de denedi. Önce barış sürecini denedi, nihayete vardıramadı. Sonra mücadeleye girişti, durum daha boktan. Evet hepimiz AKP'yi suçluyoruz ama sizce ne yapması gerekiyor? Ben bu sorunun yanıtını net olarak veremiyorum.

Neyse çok uzattım. Duyurudan ziyade Sözlük'e ait bir yazı gibi duruyor ama bizzat cevapları okuyabilmek için böyle yaptım. Bir beyin fırtınası yapalım.

Edit: Kürt ya da PKK sempatizanı değilim kesinlikle. Terör örgütünü masum göstermeye çalışmıyorum. Cevap aradığım yegane soru "Bu işin çözümü ne?"

 
Urfada uykusundayken iki polisi de devlet öldürdü zaten daha bu olaylar yokken. İnsanlar nelerle uğraşıyor hala barışmış


  • tescillimarka  (19.03.16 12:05:33 ~ 12:39:52) 
@tescillimarka: Senin önerin ne? "PKK iki polisi öldürdü. O zaman PKK'ya hepten saldırmalıyız." Bu mu? Eğer öyleyse, sonucunda yüzlerce masum insanın ölmesinin sorumluluğunu da alıyor musun?


  • long live rock n roll  (19.03.16 12:10:29) 
200binin nasil bir sayi oldugundan haberiniz yok galiba. O kadar orduya sahip olmayan ulkeler var. Pkk nin gucu hakkinda bi fikrim yok.

Sadece akp donemi ile ilgili konusmuyorum. Benim kanaatim su yonde. Cozmek istedikten sonra siyasetle de silahli mucadele ile de cozulur. Ancak biz silahla cozulecek kivama gelince baris sureci yurutup palazlanmalarina imkan taniyoruz. Sonra tekrar savasa tutusuyoruz. Kurt siyaseti mesru zemine cekilecek gibi oldugunda da bu olasiligi ortadan kaldiriyoruz. Ben devletin ve pkk nin bu savasi bitirmek gibi bir gayesi olduguna inanmiyorum.
  • allah yazdiysa bozsun  (19.03.16 12:12:26) 
Elinde silah olan biriyle baris olur mu? Baris sureci dedigimiz seyin arka planinda daha da guclenmelerine yaradi diye dusunuyorum. O kadar.

Tum bunlarin daha da kotu etki etmesi, masumlarin olmesi yönetim beceriksizligindan kaynaklaniyor.
  • rayde  (19.03.16 12:15:23) 
çözüm sürecinde şehit olmadığını kim söyledi
yandaş basın sakladı ölenleri, kaza dedi cart dedi curt dedi

bunlara ne verirsen ver durmayacaklar.
  • technicalte  (19.03.16 12:17:22) 
pkk'nın gücü yerel halktan kaynaklanıyor çünkü. ve sen kalkıp yerel halkı öldüremezsin, "teröre destek veriyor" gibi kanıtlı gerekçelerle bunları cezalandırsan bile azınlık hassasiyetinin zirvesinde dolanan bu yerel halkın "tece sivil halka katliam yapıyor!!!!" diye naralar attığını görürsün. pkk'ya karşı yapılan operasyonlarda bunu gördük çünkü.


şımarık bir çocuğu hiçbir zaman mutlu edemezsin, hep daha fazlasını ister. bunlar da sözde kürdistan'ı kurmadıkça susmayacaklar.
  • m e b  (19.03.16 12:17:52) 
uzun yazıyı okumadım. çok derin fikir ve teorilerim de yok. yalnız şöyle bir istatistik var.

35-40 yıldır terörle mücadele silahla yapıyor ve sonuç ortada. barış için de bir şey diyemiyorum, nasıl barış, ne türlü barış.

fakt bildiğim bir şey var hiçbir toprak parçası ya da bayrak bir annenin gözyaşından kıymetli değil. bütün bu çileler insanın doyumsuz hırsı ve bu hırsa bağlı yalandan uydurdukları siyasi sınırlar yüzünden oluyor. ütopik bir şey tabiki ama her türlü sınıra karşıyım.
  • alm est  (19.03.16 12:19:53) 
@acemi: Güzel bir entry örneği verdin. Gerçekten de çok mantıklı, muhtemelen olması gereken yol bu. Ancak Türkiye bu treni kaçırdı muhtemelen. Örgüt fazla büyüdü. Durum böyle olunca @allah yazdiysa bozsun da en az senin kadar haklı görünüyor.

"Bu mu?" kısmına cevap olarak da: Eğer beni tecavüz eden birini öldürdüğüm durumda, o tecavüzcünün arkadaşı olan bir katilin gelip benim ailemi öldüreceğini bilirsem tecavüzcüye bişey yapmam, gerekirse müzakereyi denerim. Bu tarz konularda fevri davranışlara, duygulara yer yok. Alınan aksiyonların sonuçlarını düşünmek zorundayız. Terör örgütü bunu hak etmese de, kendi milletimin sağlığı için onunla müzakere etmem gerekebilir. Keşke o entry'deki gibi bir yol izlense ama onun için çok geç sanırım şu an. Belki çözüm sürecinden önce olabilirdi.
  • long live rock n roll  (19.03.16 12:19:56) 
yahu insanların kafasızlığı beni öldürecek.
silahlı mücadeleyle halk arasında bu kadar desteği olan terörü bitiremezsin. aksine büyütürsün. kafası almayanlar kan davası gibi düşünsün. o taraftan 5 ölürse senin tarafından 2 ölür. böyle böyle çökertirsiniz ülkeyi. şu an yapılan gibi.

* türk'üm.
  • titiraprap  (19.03.16 12:27:45 ~ 12:28:07) 
PKK'ya destek veren kuruluşların altı oyulmalı. Özellikle minibüsçü dolmuşçu lokantacı esnafı kendi arasından bunları temizlemeli.


  • ThomasJefferson  (19.03.16 12:28:51) 
Bu haliyle mümkün değil. Topyekün bir mücadele gerekli.

Teröristi öldürmekle bitmez, başındakini, para kaynağını, propaganda yapanını, destekleyen milletvekilini, satılmış devlet kadrolarını vs. vs. komple temizlemek gerekir. Tek yönlü mücadele edildiği için ancak budanıyor, bitmiyor...
  • kartallar yuksek ucar  (19.03.16 12:37:31) 
Bu sorunun cevabı yerine göre değişir, ancak Türkiye için pek mümkün görünmüyor. Uzun uzun anlatmaya gerek yok, hepimiz bu konuda fikir sahibiyiz. Sadece bir Ümit Özdağ, bir Osman Pamukoğlu kitabı okumadıysanız ülke gerçeklerini farkındasınızdır zaten.

Seninle barışmak isteyenle müzakere etmen şarttır. Bu Kürt hareketi için de böyledir, IŞİD için de böyledir. Ancak IŞİD herhangi bir şekilde barışı, diyaloğu, çözümü kabul etmeyen, hiçbir şekilde bu tarz söylemleri önplana çıkartmayan bir barbarbar sürüsü olduğu için savaşmak, yok etmek zorunludur. El Nusra, Ahrar-u Şam vb. örgütler de öyle.

Tamil kötü bir örnek. "Terörle mücadele" örnekleri esnasında bunun sürekli örneği geçiyor, anlaşamayacak da olsak, sevgi pıtırcığı olarak nitelendirilecek bile olsam düzeltmek isterim. İnsanların aklında yanlış kalmasın.

Tamil gerillalarının karşısındaki devlet sürekli bu örgütle masaya oturdu, müzakere etti, örgütün belli bölümleri de bu çözümlere tamam dedi ve silah bırakmayı kabul etti. Örgütün çok ufak bir bölümü ise hiçbir şekilde barışa yanaşmadı ve savaşmaya devam edeceklerini ilan ettiler. Uzlaşmadılar, devletin uzlaşmacı tavrına karşı sürekli agresif tavır gösterdiler. Dolayısıyla halk desteğini kaybettiler, şiddeti körüklediler ve yok edilmeleri için oluşan zemini bizzat kendileri yarattılar.

Tamil gerillalarının uçağı bile vardı, doğrudur. Ancak savaştıkları alan dümdüzdü ve düz alanlar bu tarz yapılar için dezavantajdır. Dağıtılmaları kolay oldu.

BASK, ETA, FARC, IRA gibi örnekler ve bu meseleleri nasıl ele alındığını incelemek ülkemiz açısından daha uygundur.

Çözüm: sivil siyasetin önünü kapatmamak, örgüt diyalog kurmaya çalışıyorsa masayı asla ama asla devirmemek (devletin de müzakere ettiği örgütün de zaman zaman iğrenç eylemleri olsa dahi), halkın taleplerini dikkate almak. Başkanlık sistemini getirip başkan olacağım diye kan dökülmesine giden yolu açmamak.

En son olarak, onlarca insanımızı katleden canlı bomba eylemlerinin her birisinin alçaklık, şerefsizlik, halk düşmanlığı olduğunu da söyleyeyim. TAK denilen ve ne olduğu herkesçe malum örgüt Kürt hareketinin JİTEM'idir. Bütün JİTEM'ler alçaktır. İlla ki birisi soracaktır bunu "ne ayaksın olm sen" diye, önceden yazdığım bir postta da tekrarlamıştım. Burada da dursun.
  • sevgikusunkanadinda  (19.03.16 12:43:22 ~ 14:34:49) 
PYD de YPG de tüm dünya tarafından meşru kabul edilen güçlerdir. Malum kişiler tarafından palazlandırılan IŞİD'e karşı savaşan Türkmenleri de, Ezidileri de, Kanadalıları da içerisinde barındırır. Son dönemde yapılan halk düşmanlığı göstergesi eylemler ile bu meselenin herhangi bir alakası yoktur.

Yazdığım entrynin arkasındayım. Yanlış hiçbir şey yok. YPG mevzilerinin TSK tarafından vurulması meşru değildir. Haklı gösterilemez.
  • sevgikusunkanadinda  (19.03.16 12:56:07 ~ 16:36:28) 
Elinde silah olan adamla pazarlik yapilmaz. Cozum surcine olan itirazlar da bundan dolayiydi. Dogrudur, ulkenin Kurt nufusuna ve diger azinliklara yonelik demokratik hamlelere ihtiyac avr ancak sen bunu yaoarken silahli bir orgute tamamen serbestlik tanidin. Karakollarin onunden ellerini kollarini sallayarak gectiler, askere tek mermi atma izni bile vermedi valiler.

KCK operasyonuyla bunlara saglam darbeler inmisti ama yine ayni sebepten serbest kaldi bircogu. Pkk'nın silahli tarafinin ezilmesi getekir. 16 yasinda cocugun eline silah verip atiyorlarsa hendeklerin onunr, o cocuklar da ezilecek. Bir seyleri alma yonteminin silahlanma olmadigini gormeleri, anlamalari gerekiyor. Maalesef klise ylgibi gelse de uluslararsi gucler icin de onemli bir orgut PKK. Eski gladyo zamanlarina donulmesi lazim, yurtdisi liderlerin infazi vs...
  • kint  (19.03.16 12:56:10) 
Bal gibi de biter ama bizdekiler basiretsiz ve fazla merhametli...

taş atan çocuklar taş atan yöresel kiyafetli teyzeler her ayın 15'inde devletten maaş alıp, yeşil kartla tedavi olup yaşıyorsa katil T.C degil şerefsiz bir insan sürüsü vardır. Al elinden adamdan maaşı yeşil kartı sana hainlik edeni beslemek zorunda mısın!!!

kaçakçılık adı altında sınır girişlerine izin verirsen ülkeden bomba,silah, uyuşturucu her bok girerde çıkarda yasakla kaçakçılığı...

terör örgütü destek veren kim olursa üniversiteliyi at devlet okulundan, iptal et bursunu, memursa at işinden, koy 5 sene tek kişilik hücreye. bizde ceza evleri örgüt egitim kampusu mübarek,

eline silah alanla silahla, silah almayanla kanunla mücadele parti politikası zaten ciddiyet yok.
  • Fritz-X  (19.03.16 13:00:49) 
@acemi, tavrım sana yönelik değil. Farkındasındır zaten seninle hiç polemiğe girmemeye çalıştım, tescilli de sadece ona buna hakaret ettiği için haddini bilmesi gerektiğini söylüyorum. Sen üzerine alınma. Bana atar gider yapmana, "duyurunun PKK'lısı" muhabbeti yapmana da gerek yok. Kürt hareketiyle 1 Kasım günü HDP sandık görevlisi olmam dışında bir bağlantım yok benim. Herhangi bir yasal derneğe ya da partiye üyeliğim bile yok. Komünistim. Durum budur. Şurada yüz yüze bakan insanlarız. Biraz daha dikkatli konuş gözünü seveyim.

O iletiyi ispiyonlamadım, ama senden gerekli hassasiyeti bekliyorum. İthamlar hoş değil.

TAK ile PKK'nin aynı şey olmadığını hiç söylemedim zaten. Basında yansıdığı şekilde açıklıyorum durumu. Yoksa benim için de herhangi bir farklılık yok, "ben yapmadım kuzenim yapmış" durumudur bu tam olarak. Tekrar ediyorum: katliamı kim yaparsa yapsın, allah belasını versin. Alçaklıktır.

@tescilli, bu üslup sana yönelik değil, sen hiçbir dediğimi üstüne alınma. Sana diyeceğimi dedim zaten.
  • sevgikusunkanadinda  (19.03.16 13:02:02 ~ 13:03:46) 
Okumadım. Çare soykırım


  • hasmetizm 2046  (19.03.16 13:12:24) 
alm est +1

@long live, şu ana kadar söylediklerini haklı buldum. Ben bu konunun silahla çözüleceğine inanmayanlardanım.

dış içlerde merkeze bağlı iç işlerinde yerel bir yönetim fikri insanların egolarına takıldığı için kabul edilmiyor maalesef.
  • zimbirik  (19.03.16 13:26:47) 
türkiyenin ve pkk'nın son 30-40 yılına hakim bir allahın kulu böyle bi soru sormaz. bu tespitler baştan aşağı saçmalık. şimdilik vaktim yok kısa kesiyim;

evet bal gibi mümkündür. en anlayabileceğin şekilde söyliyim, kıssadan hisse. ülkenin birinde bi şehirde çok büyük bi uyuşturucu çetesi varmış, polis yıllarca bu çetenin elebaşlarını yakalamaya çalışmış ve başarısız olmuş. sonra yeni gelen polis müdürü elebaşlarını yakalamaktan vazgeçmiş ve sokaktaki en alt elemanları almaya başlamış. bi süre sonra uyuşturucu çetesi artık sokaklarda iş yapamaz olmuş ve yıllardır ortalarda görünmeyen üst level adamlar yavaş yavaş görünür hale gelmiş. gel zaman git zaman bi süre sonra en alttan başlayan bu operasyon en üst noktayla nihayete varmış.

terörü yenmek, terör örgütüne mensup bütün insanları öldürmek değildir, silahlı çözümün tek yolu kıyımmış gibi gösterip buradan "terörle müzakere"ye meşryiyet devşirmeye çalışmak namussuzluktur. terör aynı zamanda bir asayiş sorunudur. silahlı mücadelenin bi çok yolu yöntemi vardır. ama temel nokta bellidir. bu adamı terör yapamaz hale getireceksin. hukuk çerçevesinde kaldığın sürece silahı mücadele terörle savaşta bir numaralı yöntemdir. hukukun dışına çıkmadan asayişi sağlayacaksın. gerekirse her köşebaşında karakol olacak. her 10 dakikada bir polis devriye atacak. ama o sokaktaki insanlar bilecek ki bu polis hukuka aykırı bir şey yapamaz. o güveni, o sınırı çizeceksin. ben bugün istanbulda yaşayan bir türkite cumhuriyeti vatandaşı olarak canım istediği vakit, canım istediği saat diyarbakırın sur ilçesinde, yüksekovada rahatca gezebileceğim. bunu ne polis engelleyebilecek, ne de bi kaç hendekçi. devlet bunu bana sağlamak zo-run-da-dır. bu kadar basit. ben bugün sokakta elimde silahla dolaşamazken, ruhsatsız silah bulundurmam suçken, sen evinde keleş barındıramazsın. sokakta roketle gezemezsin.

akp ve pkk'nın yaptığı pazarlık namussuz bir egemenlik pazarlığıdır. sapına kadar vatana ihanettir. bugün her ne oluyorsa bölüşmeye niyetlenip paylaşımını beceremedikleri şeye hakim olmak için yapılan şeylerdir.

her kim ki bu savaşı yalnızca başkanlığa bağlar, o namussuzun dik alasıdır. her kim ki bu savaşı yalnızca özerkliğe bağlar o namussuzun dik alasıdır.

çok ama çok uzun bi mevzu bu. 80 öncesinden bugüne kadar yürüyen ve hiç bir zaman milli kalamayan bi süreç.

size sadece tavsiyem, sizin için canını vermiş 10 binlerce gencecik çocuğun hatırasını unutmayın. memleketi yönetenlerin gafletine, ihanetine rağmen bu ülkede bir şeylerin baki kalabilmesi adına canını vermiş o çocukları, onursuz söylemlere, ahlaksız iddialara meze etmeyin.

***

ek olarak. bu ülkede federal sistem ya da özerklik mevzusunun fiiliyata dökülmesi sadece sadece siyasal islamcıların, dincilerin memleketin 4 bir yanında hepimizin kafasını ezmesiyle sonuçlanır. o kürt özerk bölgesi ayrılır gider, sen mini mini suudi arabistanlar haline gelmiş ülkende köpek gibi ezilmeye sömürülmeye devam edersin. iç savaştan, terörden anan ağlar, gün yüzü göremezsin.

bunun olması için de tek yol var zaten. bunu bu ülkede fiiliyata geçirme gücü olan tek kesim bu neo osmanlıcı, islamcılardır. bunların dışarıdan bu kadar yatırım almasının semirtilmesinin tek nedeni budur. kürtçülük ve siyasal islam birbirine göbekten bağlı kardeştir. ikisininin de amacına ulaşması için uzlaşması gerekir. bu çözüm süreci dene namussuzluk da bundan ibarettir, fazlası değil.

ek 2: bizim aşağı mahallede oturan türk vatandaşı afrikalı adamlar neyse, kürtler de odur. kürtler hangi talebi dillendiriyorsa aklınıza bizim mahallede oturan tc vatandaşı afrikalılar gelsin. her kim ki bu eşitliği reddediyordur, işi sayıya kalabalılığa vurup buradan etnik bir ayrıcalık devşirmeye çalışıyordur, o sapına kadar, su katılmamış bir faşist, bir ırkçıdır.
  • cembacemba  (19.03.16 13:27:09 ~ 14:41:07) 
Bakın; devlet kendi içindeki isyanı diyalogla çözemez. Çözemediğini gördük. Akp diyalog diyalog dedi 5 sene boyunca al sana diyalog oldu. Karşındaki kitlenin diyalogdan anlaması mümkün değil.


  • enkolaykullaniciadi  (19.03.16 13:32:29) 
pkk ile diyalog yapılamaz. pkk, her hangi bir hak, 3 okul, 2 fabrika gibi bir şey istemiyor. Özerklikte istemiyor. Direk doğuyu bölmek istiyor. Ne yaparsanız, ne verirseniz verin bu işi bitirmezler, silah bırakmazlar.


  • kartallar yuksek ucar  (19.03.16 15:39:59) 
ya özge ülkede şeriat sorunu var, şeriat gelmeden bı bombalar patlamaya devam edecek, ışidle müzakere etmeyliyiz anlıyo musun :://


  • cembacemba  (19.03.16 15:56:49) 
kusuruma bakma, Çok uzundu okumaya zamanım olmadığından okuyamadım. Okuduğum kısım: Sizce bu mümkün mü?

Kişisel fikrim silahlı mücadele ile bitebilecek olsaydı bu zamana kadar biterdi ve terörle mücadelede suçlu insandan çok masum insan ölmüştür. Ayrıca benim asker olduğum dönemde tek bir terör olayı hatırlamıyorum. Üstüne üstlük her iki tarafta (TSK ve Silahlı terör örgütünü kast ediyorum) gerçekten barış istediğinde bunu gerçekleşmesi çok kolay olacaktır.
  • bartholomew87  (19.03.16 16:09:27) 
Terör örgütü ile silahlı çatışma sürerken masaya oturamazsın. Silahlı bir grupla masaya oturmak silaha boyun eğmektir ve başka silahlı örgütlerin varlığına ve "bak demek ki silahla çözüm geliyormuş" demeye iter. Bir terör örgütünün silahlı mücadelesi kolaydır. Bak bu gün olduğu gibi meydanda bir bomba patlatırsın meşru hiçbir kuvvetin yıllarca yaratamayacağı etkiyi yaratırsın.

Verilen terör örgütleri ETA, IRA vs. silahlı çatışmalar sırasında oluşan bir ortamda bitmediler. Aksine silahlı çatışmanın mağara adamı kafası olduğunu, çatışmayla bir şey elde edemediklerini gördükten sonra yöntem değiştirdiklerinden sonra masada çözüme ulaştılar.

PJAK denildiği gibi PKK konusunda uygun bir örnek. Coğrafi farklılıklardan kaynaklı değişiklikler dışında temelde silahlı mücadeleye daha ağır silahlı saldırı ile cevap vermek sorunun silahla çözülemeyeceği konusunda fikir sunar. Zaten terör örgütü iki şekilde sistem değiştirir. Birinde halkı karşısına alır ki halkı karşısına alan hiçbir örgüt başarılı olamaz, diğerinde de silahlı çatışma sırasında ağır kayıplar verdiği için bu şekilde bir şeye ulaşamayacağına karar verir.

Şimdi bu iş için çok geç. Sen Kürtleri oyalayarak, sadece oy devşirme malzemesi olarak kullanarak, seçilen meşru partilerini yoksayarak onları siyasetten uzaklaştırıp PKK'nın kucağına ittin. Yetmedi tescilliakp'linin dediği gibi "barış" adı altındaki "oyalama sürecinde" onların şehirlere yerleşmesine, silahlar, bombalar yüklemelerine, yol kesmelerine, hatta terör eylemlerine göz yumdun. Sen masadayken onların masaya oturmaya yanaşmadığı gerçeğini kullanmak yerine yine oy için "bak barışı getirdim" demek için bunları sakladın. Sonuç? Bölge halkının desteği arttı. Sırf onlar değil bir takım kendini solcu olarak tanıtan kişiler de PKK propagandası yapıyor.

Şimdi bir yandan HDP'yi tekrar arana alıp, onları tamamen muhatap alır ve Kürt sorunu ve Kürtlerin sorunları üzerine eğilirken, diğer yandan PKK'nın başını kaldırmasına izin vermemen lazım. Açıkçası PKK gölgesinde kaldırım rengi ne olsun diye bile konuşmam ama meşru ve silahlı kuvvetin tehdidini arkasına almamış bir siyasal kuruluş ile özerklik dahi konuşulabilir.
  • nawar  (19.03.16 16:29:58) 
"Terör örgütü ile silahlı çatışma sürerken masaya oturamazsın." argümanı doğrudur. Sadece silahlı çatışmalarda değil, Gezi eylemlerinde bile taraflar görüşürken çatışmazlık hali olmalıydı ancak yapılamadı. 1 km ötede görüşmeler sürerken Kızılay'da polis saldırısı sürüyordu.

Burada aklıma şu geliyor üstte söylediğim sorunun çözümü olarak: polis saldırısı yaşanmayacağı garanti edilir, ancak eylemciler "parkı/meydanları boşaltalım yarın yine geliriz" demezler. Eylemciyle empati yaptığımızda meydandan/parktan çekilmek orayı polise teslim etmekle ve halihazırdaki pazarlık gücünü kaybetmenle eşdeğerdir. Zaten polis saldırısı yaşanmadığı sürece de protestolar olur, biter, gider.

Diyalog önemlidir. Masaya oturup konuşmak önemlidir. Bu yüzden karşılıklı ateşkes ilan edilir, eller tetikten çekilir ve görüşmeler başlar. Bu iş böylece sürer gider. 2013'te bu şekilde gerçekleşti. Hem devletin, hem de örgütün ateşkesi bozabilecek kimi eylemlerine rağmen masanın devrilmesi engellendi. Doğrusu da buydu.

"Silahlı bir grupla masaya oturmak silaha boyun eğmektir ve başka silahlı örgütlerin varlığına ve "bak demek ki silahla çözüm geliyormuş" demeye iter."

Burası sıkıntılı geliyor bana. Dayımın oğluyla borç meselesi çözmüyorum sonuçta, belli bir kitleden destek alan silahlı bir grubun kimi talepleri konuşuluyor. Kimi muhatap almam gerekiyor ki? Bu "düşmanla görüşmeyiz" demek gibi bir şey. Dostumla neden görüşmeyeyim ki, o zaten benim dostum. Ama belli sıkıntıların çözülmesi gerekiyorsa evet, mecburen iki karşı taraf birbiriyle görüşecek. Arabulucular, tarafsız müzakereciler vs. hep bunun için vardır BASK, ETA, FARC, IRA gibi örneklerde de.

Evet, demokratik siyaset konuşmalı, silahlı çözüm olmamalı. Diğer türlü herhangi bir çözüm gelmez. Devlet de bunun ortamını oluşturmak zorundadır, hem kendi çıkarları hem de ülkenin sükuneti adına. Ben halkım ve sükunetin adına bunu talep etmek zorundayım. Ancak AKP'nin "barış süreci" görüşmeleri tamamen oy toplamaya ve Suriye'deki ortalığı karıştırma hamlelerine devam edebilmek için içerideki meseleyi bastırmaya yönelikti diye düşünüyorum. Bu yüzden kalıcı bir çözüm gerçekleşemedi.
  • sevgikusunkanadinda  (19.03.16 18:25:55 ~ 18:27:22) 
mao'nun ''şehir gerillasının el kitabı'' nı okumuş bir komutan işi çözer.çözecektir.

100 yıldır Türkiye Cumhuriyeti olarak kimseye pabuç bırakmadık, bırakmayacağız.

Propagandistler gitsinler 19 luk kızları kandırsınlar.

Entel solcular ağlamalı film yapsınlar..

Geldikleri gibi giderler.

------------------------------------------------------------------------------------

Aslında olay siyasi ideolojiler vs değil, seni öldürmek isteyen birine karşı meşru müdafaa hakkını kullanmaktır, bu açıdan her yol mübahtır. Asala gibi temizlenirler inşallah.
  • anonymice  (19.03.16 18:37:14) 
Gezi eylemleri doğru örnek değil. Bireysel olarak ya da 5-10 kişi toplandığında gezi'deki gücü ve etkiyi gerçekleştiremezsin. Dağıldığın anda tekrar toplanman, hemen hemen hiçbir şeyde sokağa dökülmeyen halk için imkansıza yakın. Zaten 1 ay öncesine kadar var olmayan ve örgütlü olmayan bir hareketten söz ediyorsun.

Öte yandan terör örgütleri ve eylemleri değil. PKK 30 küsur senedir var olan, daha önce sayısız eylem gerçekleştirip, sayısız insanı öldürerek zaten nasıl bir etkiye sahip olduğunu kanıtlamış bir örgüt. Yaptırım gücü işgal ettiği şehirlerden, mahallelerden gelmiyor. Bugün silahları susturup geri çekilirse, zaten hazırda beklediği için işler yolunda gitmediğinde 2 kişinin eline silah verip bir karakol önünde tetiğe bastırması inanılmaz derecede kolay bir şey. Binlerce örgütlü olmayan ve sokakta hak arama kültürü olmayan, devlete tapan kültürden gelen insanı sokağa dökmekle karşılaştırmak hiç uygun örnek değil.

Dayının oğlu ile borç meselesi çözmüyorsun elbette. Fakat bu PKK'nın terörüne boyun eğersen, başka bir birliğin terör ile çözüm sağlandığından, silahlı çözüme gitmesi ihtimalinin olacağı gerçeğini değiştirmez. Bu ülkede aşırı sol denilen fanatik fraksiyonlar şu an sadece sözde kan ve şiddet temelli nutuklar atıyorlar. PKK silahlı mücadele ile başarılı olursa, bu örgütler "devrim" adı altında silahlı mücadeleye başlamak için bir koz daha kazanmış olacak. Bunun yanında Aleviler de Sunni baskısına karşılık daha çok silahlı mücadeleye yakın olabilceklerdir. Bitmedi daha bunun aşırı dincileri var, zaten onlar olmasa ülkeden IŞİD'e bu kadar destek çıkmaz, Ali İsmail'ler sokak arasında dövülerek öldürülmezdi. Yine bitmedi, ülke içinde daha bir çok siyasi görüş, din-mezhep ve milliyet var şu an huzursuz olan. Bu grupların silahlı mücadeleye geçmesi önündeki en büyük engel "ya başarısız olursak" düşüncesi.
  • nawar  (19.03.16 19:12:41) 
Teşekkür ederim cevap için.

35 yıldır devletle sürekli savaş halinde olan bir örgüt ile Gezi kitlesini aynı bağlamda değerlendirmek çok yanlış olur, evet. Gezi eylemleriyle doğrudan bir bağlantı ya da benzerlik kurmuyorum aslında. Sadece ikisinde de benzer mekanizmaların işletilebileceğini savunuyorum. Şöyle ki: Gezi eylemlerinde bu absorbe edilebilir gibi göründü, Taksim Dayanışması üyeleri gidip görüşmeleri gerçekleştirdi. Ancak silahların, bombaların, mermilerin sürekli havada uçuştuğu bir yerde bunu kesin işletmek gerekir. Daha da ciddiye almak gerekir anlamında söylemiştim.

İki taraf için de benzer durumlar geçerli: eğer barış süreci işletiliyorsa ve görüşmeler sürüyorsa herhangi bir ilçede giriş çıkışları yasaklayıp "devleti buradan kovdum, sıkıyorsa gelsinler" diyemezsin. Bu meydan okumaktır, hiçbir ciddiyetin kalmaz. Aynı şekilde devlet de "yav görüşmeler sürüyor ama hazır bunlar yerlerini terketmişken şuraya bir kalekol kurayım" derse, "bir şeyler konuşuyoruz ama operasyonlar sürecek" açıklamaları yaparsa hata etmiş olur. Aynı şekilde bu meseleye dair eleştirileri "devlet nereye ne koyacağını nereye operasyon yapacağını size mi soracak ulan soysuz vatan hainleri" çıkışıyla baskılamaya çalışmak da. O masa kurulmalı mıydı kurulmamalı mıydı tartışmasından azade olarak, masa kuruldu. O halde tüm gerekleri yerine getirilmeli.

Meseleyi sadece tek bir örgütle sınırlandırmıyorum elbette bunları söylerken. Önceki yazımda dediğim gibi, arabulucular, tarafsız müzakereciler, tarafsız mekanlar hep bunun için var. Devlet arkada bir plan mı yapıyor, örgüt söylediğinden farklı işlere mi kalkışıyor, bunların gözlemlemebilmesi, sürecin sağlıklı yürütülebilmesi için.

Farklı yerlerden bakıyoruz farkındayım. Ama en azından belli başlı şeyleri netleştirmek istedim.
  • sevgikusunkanadinda  (19.03.16 19:38:02) 
Tamili örnek verenleri ipleme. Sri lanka Tamil'deki ayaklanmayı bitirmek için en az Tamil+sri lanka ordusunda ölen silahlı insan sayısı kadar sivili öldürdü o son 2 yılda. Tamil kaplanlarının adada(kaçacak yerleri yok) ve ovada(saklanacak yerleri yok) savaştığını söylemiyorum bile.


  • noluyo yaa  (19.03.16 20:00:49) 
@sevgikusununkanadinda farklı yerlerden bakmak benim için sorun olmadı hiçbir zaman. Tabii taraflar saldırganlığa geçmediği ve mantıklı argümanlarla geldiği sürece. Zaten demokrasinin güzelliği çok seslilik değil mi? En sevdiğin renk ne renk olursa olsun tüm dünyada tek rengin o olmasını istemek hastalıklı bir düşünce olurdu.

İki taraf için de benzer durumlar geçerli: eğer barış süreci işletiliyorsa ve görüşmeler sürüyorsa herhangi bir ilçede giriş çıkışları yasaklayıp "devleti buradan kovdum, sıkıyorsa gelsinler" diyemezsin. Bu meydan okumaktır, hiçbir ciddiyetin kalmaz. Aynı şekilde devlet de "yav görüşmeler sürüyor ama hazır bunlar yerlerini terketmişken şuraya bir kalekol kurayım" derse, "bir şeyler konuşuyoruz ama operasyonlar sürecek" açıklamaları yaparsa hata etmiş olur.

Ben de bunu diyorum aslında. Yani "PKK'nın başını kaldırmasına izin vermemen lazım" dediğimde, bir süreç devam ederken yol kesip kimlik sormasına, mahalle işgal etmesine ya da şehirlere mühimmat yığıp, tüneller açmasına izin vermemen lazım manasında dedim. Yoksa "biz bir yandan konuşuyoruz ama çatışmasızlık anında gidip kampları bombalamaya devam edelim" manasında demedim onu.

Çatışmasızlık sürecinde bir üst paragrafta saydıklarım olduysa, buna ek olarak pazar izinlerinde, evlerinde askerler öldürüldüyse bu demek ki AKP kadar PKK da "çözüm" adı verilen süreçte samimiyetsizdi.
  • nawar  (19.03.16 20:20:27) 
Bu kadar polemik kavga dövüşten sonra böyle konuşmak iyi geldi ne yalan söyleyeyim. Sakin üslup için tekrardan teşekkür ediyorum.

Bu konuda iki tarafın da kabahatleri var maalesef. Görüşmelerin tutanağına bakıldığında kamu güvenliği yetkilisinin şikayetinin şu olduğunu görmüştüm, "dağdakiler gençlere telsizden bizim duyacağımız şekilde yapmayın diyor, ondan sonra yapın diye alttan haber gönderiyor. haberiniz olsun yemiyoruz".

Kürt hareketinin şikayeti ise kalekolların inşa edilmeye devam edilmesi, inşaatı yapılan barajların bölge halkının ihtiyacını karşılamaktan ziyade güvenlik gerekçesiyle oluşturulmasıydı. Örnekler çoğaltılabilir.

Ve bunun dışında elbette ki, pazar yerinde, evinin içerisinde, ailesinin yanında olan kişilere yapılan suikastler asla doğru kabul edilemez. Bu süreç insanların ölmemesi için başlatıldıysa, insanlar ölmemelidir, bu kadar açık aslında. "Biz değiliz apocu feda timleri yapmış haberimiz yok" tarzı açıklamalara da elbette ki kimse inanmaz. Ben de inanmam. "Sen müzakere edilen taraflardan birisi olarak üzerine düşenleri eksiksiz şekilde yerine getirmek zorundasın. Kontrol mekanizmalarını kur, gereken cezayı ver, ilerde yaşanmasını engelle" denir.
  • sevgikusunkanadinda  (19.03.16 20:48:50) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.