Bir atasözü var, bayıldığım: Akılları pazara çıkarsalar, herkes kendi aklını beğenip alırmış. Bunu bilimselleştirirsek, adına diş fırçası teorisi diyorlar. Görüşler diş fırçası gibidir. Herkes bir diş fırçası ister, herkesin ihtiyacı vardır, genelde herkesin diş fırçası da vardır ama başkasınınkini kullanmak isteyen yok denecek kadar azdır.
Açıkçası tıbben kanıtlı, sendrom sonucu, vb değilse, gerizekalı insana da inanmıyorum. Hepimizin zeka aralığı hemen hemen aynı uçlarda değilsek. Nadiren de olsa sinirlendiğim oluyor, hiç olmuyor değil. Benim sinirlenme noktam, hayatıma ya da genel olarak hayata müdahale edilmeye başlanması. Bunun dışında, ise laf sokmak ile laf anlatmak arasında büyük bir fark, kalın bir ayrım var bence. Herkes laf anlatsın isterim, durmadan laf anlatırsın. Laf lafı açsın ve bitmesin hiç. Biz "belki saçma, belki değil" fikirlerimizi anlatırken, birilerinin aklına bir şey gelir ve oradan bir şeylere çözüm bulur ya da yepyeni, belki de kendi diş fırçamızı bıraktıracak bir görüş bulunur. Örneğin, geçen senelerde adamın biri "Hamile kadınlar dışarı çıkmasın" dedi ve kadınlar buna bol bol tepki gösterdi. Buna sinirlendiğimi söyleyemem, büyük olasılıkla o adamın yetiştiği koşullarda ve o adamın genleriyle olsam ben de aynı şeyi düşünürdüm, adamın gerizekalı olduğunu düşünmüyorum ama kadınların yetiştirilme şartlarına ve genlerine daha yakınım, tam tersini düşünüyorum. Beni sinirlendiren kısım, adamın düşüncesi değil. Adam düşünsün, istediğini düşünsün. Beni sinirlendiren kısım, bunu veren kanalın tek taraflı yayın yapması. Yani, biri çıkıp televizyonda milyonlara bunu söylerse, bu kişiye yoğun tepki verildiğinde onların sesini milyonlar duymazsa; buna tek taraflı davrandığı için kanala sinirlendim. İlki, eşitsizlik ihlal edilmiş olurİ ya iki tarafı yayınla ya da ikisini de yayınlama. İkincisi, bu konuda zaten hassas dengeler üzerindeyiz. Tek taraflı oluşu ile, topluma bu kültürü empoze etmesini kınarım. Yine de kınadığım kişi, bunu söyleyen veya düşünen kişi olmaz; bunu yayına orantısız döken kurum olur. Tepki verir ve düşüncemi söylerim ama bunu sinirlendiğimden yapmam, ortalıkta fikirler uçuşsun isterim. Ancak, nefret suçuna göre yayınların ayarlanması taraftarıyım. Çok şiddetli değilse, yasaklanmak yerine, yoğun kınanması daha güzel bir seçim olabilir.
Genel olarak, günlük hayat ve ilişkilerimde de "gerizekalı" davranmaktan çekinmem. Hayatımdaki bana göre en güzel ve en renkli şeyleri, gerizekalı kararlarıma borçluyum.
0