Ekşi Duyuru

Ataşehir kadıköy minibüsleri başlamıştı. Ona binersen 10 dakka minibüs + 10 dakka yürüyüşle birinden diğerine gidebilirsin. Ama o minibüsler ne oldu bilmiyorum, kaldırılmış olabilirler.

bi yarım saatlik yürüme veya 10 liralık taksi ücretinden birini seç bence :)

Yarım saatten fazla olmaları lazım aralarının yürüyüşle, biri Ataşehir'in batısı diğeri en doğusu. Taksi en temizi.

mağaza müdürü
boyner merkez

Ben de önceden alışveriş yapmıştım ve sonradan Boyner'den E-posta geldi değerlendirme için memnun kalmadığımı belirttim ardından ilgili mağazadan arayıp "bizi şikayet etmişsiniz" diye çemkirdiler.
Pek bir kurumsal anlayış yok sanırım.

boyner'e şikayet edin işte. ben bir kere etmiştim arayıp özür dilediler falan ama o kadar yani. bir de eğitim vereceğiz dediler ne kadar doğru tabi tartışılır.

Ortalığı dağıtmaya giderim arada zevk için. Her şeyi eller karıştırıp bozarım yerinde olsam. Kendi yerimde olsam kavga çıkartırım. Artist tiplere kibar davranmayın anında ezin. Onlar da bi çeşit çomar.

Ben olduğunu duşunmuyorum açıkcasi. Özellikle de iyi üniversitelerde.

koç, sabancı falan değil ya. İyi sayılma yani

yok olmuyor, ben de özelden mezunum ; 3,09 ortalama ile mezun oldum mühendislikten, üstüne çift anadal bile yaptım. Hangi üniversite bilmiyorum; ama kardeşiniz biraz çalışsa yapar.
Not: Mühendislikte şuana kadar bir dersten kalmış, matematik, fizik ve türev dersleri AA ile bitirmiş biri olarak söylüyorum. Üstelik hocalarımız, galatasaray ve odtü mezunları idi. Kısacası iş kardeşinizde bitiyor.

olmuyor

Hocanın kazancı ne oluyor ki ? Cebine para girmez herhalde

sarı çizmeli mehmet ağa. sırf ankarada 10 tane özel üniversite var, sen hangisini sorduğunu söylesen daha net şeyler söylenebilir.

Kardesim ozel universitede okuyor. Ingilizcesi iyi,hazirlik okumak istemedigi ve gereksiz olacagi icin ingilizce sinavina girdi. Sinav cok guzel gecmis. Gel gor ki sonuc aciklandiginda biz sok.
Ilk derse girdiginde de hoca sormus zaten sinava girmedin mi ne gerek var senin ingilizce hazirlik okumana diye, bizimki durumu anlatmis.tabi hoca burslu oldugunu ogrenince "hmm simdi senin durum anlasildi" diyip gulumsemis biladere

burslu öğrenciye ekstradan öyle kolay kolay yük bindirebileceklerini sanmıyorum. bu tip bir adaletsizlik ya da farklı muamele, öğrenciler arasında çok dikkat çeker.

okulla bölümün adını verirsen daha net cevaplar alabilirsin.

Burslu okudum, bilerek bırakma diye bir şey görmedim.

imkansiz, adlari cikarsa is kapanmaya kadar gidebilir.
ben de ozelde okudum. ihtimal vermiyorum.

Tam tersine, özel üniversite gibi bir rahatlık yok. Ben devlete geçtiğimde hocaların kalitesizliği, kafa yapıları, eğitim kalitesi sudan çıkmış balığa çevirdi beni.

Eğer özelde yapamıyorsa devlette hiç yapamaz.

Bunlar şehir efsanesi. Vakıf üniversitesi mezunuyum belki de öğrencilere en fazla yükleneninden. Hoca zorluyorsa (bundan kastım ödev, proje, sunum, araştırma vb. faaliyetler) bil ki kardeşinin faydasına olacaktır. Mantık dışı şeylerden kastın nedir, açarsan daha sağlıklı yorum yapabiliriz.

burslu okudum. oluyor. öğrencilerin belli kısmı, özellikle okulun büyükbaş yöneticileriyle arası iyi olan hocaların derslerinde kasten bırakılıyor.

Üniversite öğrencisini sen okuldan alamazsın mantıksız mantıksız yazma. "Veli" gibi bir kavram yok üniversitede. "Çocuk pert olmadan," ne demek yahu? Yarın öbür gün işi zor geldi aldık işten mi diyeceksin? Bırak ne yapıyosa yapsın. Abisine/ablasına gelir dert yanar; he gülüm he der geçersin. Bu kadar duygusal kasmaya gerek yok okul zormuş diye.

valla ben üniversiteye girerken neler diyorlardı, hocalar bırakıyorlarmış yok zenginler bursluları eziyormuş falan... girdim hiçbirini yaşamadım tam tersi çok güzel bir dönem geçirdim.

yoğunluk belki idealistliktendir, iyi bir üniversite-bölüm ise. Ha ticarethaneyse belki bırakıyorlardır bilemiyorum (üstte birkaç arkadaş öyle demiş) ama ben çevremden hiç duymadım.

Hatta şunu söyleyeyim, iyi üniversitelerde zaten hocalar böyle şeyleri yapmaz (yönetim istese bile ki istemez). Kötü saçma üniversite desen, öğrenciler pek parlak olmuyor ve hocaların aralarında yaptığı-benim duyduğum muhabbet hep "şunu mezun edip kurtulalım bi" oluyor. Bıraksalar okul para kazanabilir ama hocaların başına dert.

edit: mesela bir arkadaş demiş burslu olduğu için hazırlık okuttular geçemedi diye.(ki aslında bedava olur ama kalma ihtimalini mi düşünüyorlar ki anlamadım onu tam) Mesela benim durumumda ben hazırlık okumasam okuldan 4 yıl burs (para) alacaktım, hazırlık okudum 5 yıl para verdiler bana :D üniversiteden üniversiteye değişiyor olabilir işte ya.

özel üniversitede bilerek bırakıyorlarmış, ya da tam tersi çok kolaymış soruları veriyorlarmış tarzı spekülasyonlar genelde özel üniversitenin önünden geçmemiş kişiler tarafından kulaktan dolma şekilde çıkarılan şehir efsaneleri tıpkı burslularla köpekler giremez, bursluları dışlıyorlarmış eziyorlarmış vs. gibi. Tam tersi özel üniversitede burslular genelde el üstünden tutulur gıptayla bakılır, kimse de kimsnein burslu olup olmadığını bilmez, hocalar da arkadaşlar da. Tabii özel var, özel var. Şimdi dershane gibi her yere açılanı da var ama onlarda bile öyle olacağını zannetmiyorum yoksa o okul batar.
Tipik öğrenci şikayeti liseden sonra zor gelmiştir.Alışır. @mrtkrt'nin dediğini tam anlamadım burslu adama neden hazırlık okuutup hem 1 yıl bedava okutsunlar hem de üstüne 9 ay boyunca ekstradan cep harçlığı burs versinler bu anlamda rodrigues+1

Para

Geceleri karsilasoyrsan eglencede olduklari icin zaten mutlulardir.
Bir de isleri gucleri yoksa zaten sorumsuzlardir, sorumsuz olunca sirtinda yuk de hissetmezsin.

paraları da fazla yok ki

Antidepresan ile alkol karışınca oluyor öyle. Çok takılmamak gerek..

gece hayatına eğlence amaçlı gidildiğini varsayarsak kimsenin hayatındaki boktan durumu ortaya dökeceğini sanmıyorum bundan kaçmaya gelmiştir oraya çünkü. Ama iş güç, bir gelir olmadan oralardaysa para sorunu yoktur belli ki. Şimdi burda sahneye 'hayatın gerçekleri' giriyor. İşte bu gerçekler kimine göre para kazanmaksa, o adam veya kadın olayı bi çırpıda atlamış oluyor.

normal zamanlarında da boş vermişlik var. mesela parayı buluyor anında yiyor. gelecek planı yok.

"... mesela parayı buluyor anında yiyor" bunlar zaten akli basinda bir insandan beklenecek seyler degil, akil ve mantiklari iflas ettigi icin kaygilanmasi gereken yerde de kaygilanamiyorlar. Deli cesareti dedikleri seye benzer bir sey bu da. Korkman gerekn yerde, korkmanin senin lehine olacagi yerde bile korkmuyorsun.

O sadece bi kare bence, sonucta alkol var falan , sabah gormek lazim onlari hala mutlulular mu

petege gelen boruda tikaniklik olabilir. yada ana hattan ayrilan kisim ozellikle plastik boruysa bukulmus olabilir.

Petek kombiden uzaktaysa, basınç yeterli gelmiyor da olabilir.

Kombiye en yakın petek. Alt kısmı ısınmıyor

www.istanbultesisat.org

Tesisat eskiyse boruların içinde tıkanmalar oluyor ve aşağı doğru çöküyor. küçük metal parçalar gibi düşünün. suyun aşındırması yüzünden boruların altına çöküyorlar. petegin üst kısmı çok ısınsa bile alt kısmı buz gibi kalıyor. tesisat işinden anlayan biriyle konuşursanız peteklerdeki suyu boşaltıp bi sıvıyla o tıkanıklığın gitmesini sağlıyorlar işçilik dahil 100 150 lira bi ücreti var.

1+1 mi 5+1 mi? :)

Ev mi isiniyor ? Kac oda ? Kac m2 ? Yalitim nasil ? Bunlar olmadan dogruya yakin cevap bulmak zor

Toplam radyatör uzunluğu ne?

kaç derecede çalışıyor bir de :P

petek temizliği en son ne zmana yapıldı?

kış ayında aynı buyuklukteki eve sadece akşamları yakarak 250tl oduyoruz, karlı havalarda 300-340 geldiği oldu, komfortta yakıyoruz birde ekonomide daha az gelir. ama ev hem içten hem dıştan yalıtımlı ve guneye bakıyor bunlar buyuk etken.

Kendin hesaplayabilirsin. Kapıda sayaç var. Rda sayacı not et. 1. Saat sonra farka bak. Birimi 1.2 civarı sanırım

ev izolasyonlu mu

kombi günde 5 saat haldir haldir çalışmaz. seçili ortam ısısına gelene kadar yulsek randimanla çalışır. sonra sistemdeki su soğudukça uygun sıcaklığa gelene kadar yine çalışır.
5 saat kombi çalıştırıp sonra kapattığınızda ertesi gün calistiracaginiz saate kadar ev soğur hatta buz gibi olur. dolayısıyla kombi yine yüksek randimanla çalışır.

Dolayısıyla sürekli aç kapa yapmak ay sonu beklemediğiniz bir fatura almanıza sebep olabilir. tavsiyem minimum ayarda sürekli açık tutmanız. gerektikçe ısıyı yükseltmeniz yönünde olur.

antidepresan kullanıyorsan odur.

İnsomnia

uykuyla ilgili yardimci vidyo
www.youtube.com

Spora git akşamları.

spor, bitki çayı falan işe yaramıyor.

Bir doktora gorun, kafana gore uyku dizenleyici seyler alma. Bagimlilik filan kotu.

Sporu hangi noktada bıraktığın önemli. Öyle uyduruktan 30 dakika yürüyünce pek bir etkisi olmaz.
Yeterince yorulduktan sonra uyku sorunu çekecek insan yoktur.
Ayrıca ilaçlara bel bağlama, bilinçsiz de kullanma.

bence uyku olayını çözmeye değil uykusuzluğa sebep olan şeyleri çözsen daha faydalı olur

Yeterince yorulduktan sonra uyku sorunu çekecek insan yoktur diyenler, gelin benimle tanışın.

Yaklaşık 10 senedir uyku ilacı kullanan biri olarak ilacı allah düşmanımın başına vermesin diyorum. Resmen bağımlılık, ayrıca uyku kalitesi de rezalet. Benimki melatonin değil gerçi. Ama illa alıcam diyorsan da doktora görünmeden alma +1 diyorum. Hem doktor belki ilaç kullanmadan çözebilmene de yardımcı olur.

melatonin (piyasada 5mglik satiliyor bildigim kadariyla) uykuya kolay dalmana cok yardim eder ama gece boyu uykuda kalmana degil. eger sorunun sadece uykuya dalma ise ve spor yapcak vakit bulamiyorsan iyi bi cozum olabilir.

Eczanede tek marka var 3 mg. Onu 4'e bölsen bile işe yarar, kullanabilirsin.

10 sene boyunca uyku ilacı kullandıktan sonra diye başlayan bir cümle kurulmuş, 10 sene boyunca tek çare diye ilaca abanırsan ne olmasını bekliyordun?

UYKU HİJYENİ konusunu araştırın, yazın bir dönem uykuya dalma bozukluğu yaşayıp sadece ufak düzenlemeler ile 4 haftada sorunu çözdüm.

Mesela:

78.189.53.61

Hatta doktorlar da ilk başta uyku hijyeni eğitimi verip, başarılı olmazsa 6-8 hafta sonra ilaç tedavisine başlıyormuş. Genelde uyku hijyeni ile uyku bozuklukların çoğu tedavi edilebiliyormuş.

Nüfus müdürlüğü'nden alman lazım. Online alınamıyor.

Hazirlik var.

Turk dili ve edebiyati - inkilap tarihi - tarih - cografya - din disinda hepsi almanca olmali.

En azindan avusturya lisesinde boyle.

kuehles blondes +1, beden eğitimi bile almancadır. Hazırlık sınıfı var.

executive mba en güzeli. doğru düzgün bir yerde yaparsan iyi bir çevre edinmene yardımcı oluyor.

mbabul.com 'a bak.

executive mba adı üstünde "yöneticiler için" olan mba. iş tecrüben azsa anlamı olmaz.

e-mba herhalde "online ders ile alınan mba". gereksiz.

sonuçta: standart mba yap. bunlardan biri diğerine daha üstün diye bir şey yok. sadece exec. olana tontonlar da geldiği için daha pahalı oluyor, ders saatleri mesai saatleri dışına koyuluyor filan.

bimeks'ten aldıysan bimeks'e git bırak onlar uğraşsın.

Apple store a git. Isin daha cabuk hallolur

Aslında her yerde yapılan işe yarayabilir gibi. biraz içinde bulunduğun durumla alakalı sanırım, yani eğer küçük bir firmada çalışıyorsan ve yöneticilik vasıfların varsa bununla da birlikte 2-0 öne geçebilirsin. Ama üstte ki arkadaşımız haklı sanırım, bazıları 3 yıl piyasa tecrübesi istiyor, öküzlemeye puanlar ve mülakatlardan geçiriyor. Eğer onlardan olursa sanırım yekten yönetici olarak da başlayabilirsiniz orta direk bir firmada.

şurada azcık açıklamaya çalıştım

www.eksiduyuru.com

kısaca mba para tuzağıdır. harvard, mit, stanford, lse, insead, wharton, columbia, haas, kellogg gibi dünyada 20-30 yer dışında yapmıyorsan paranı kaptırırsın.

mba i şirketiniz ödüyorsa elbette çok takılmanıza gerek yok. aslansın kaplansın der eve yollarlar haftasonu.

fakat para veripte dandik yerlerde yapacaksanız, o paraya gidin iş kurun. business diyorsunuz, iş işte öğrenilir.

addons.mozilla.org

Lingoes işinize yarar

Aldığın yer nüshasını verebilir, ama uğraşmak ister mi bilemiyorum. Keep ısraring.

valla ben dandik 6300 ı beş sene önce götürdüm adam gerek yok biz buradaki numaradan garantiyi buluyoruz demişti. herhalde iphone da bu teknolojiye erişmiştir.

Ben iphone'u götürünce faturaya hiç bakmadılar bile. Galiba sisteme kayıtlı, söylemeden ismimle hitap ettiler. Bir kere de ikinci el iphone götürmüştüm, ilk sahibinin ismiyle çağırıyorlardı, bozuntuya vermedim.

imei ya da seri no'sundan sorgulama yapıldığı zaman garantisinin devam edip etmediği görülüyor zaten, ben daha bugün verdim hiç bir belge istemediler.

Bataryayı kontrol ederler. Test sonucuna göre değişim olabilir evet

izmire gidiolar

böyle yerler dediğin türkiye'nin %95'i aq. oralarda neler yapılıyorsa aynısı yapılıyor.

dünyalarınız farklı onu bilmeniz gerek. orada mutlu olanların beklentileriyle sizinkiler bambaşka.
örnek veriyorum sizlerin dünyası beşiktaş ya da kadıköy'ken onların mekanı kendi beşiktaşları, kendi taksimleri.

orada doğmuş olsaydın yaşardın. nesi bu kadar garip geldi ki?

manisa' da yasıyor sayılırım. neden öyle dedin :/ bir süre sonra o sakinliğe alışınca her yer cekilmez geliyor. öğrencilerin yaşadığı ' uncubozköy' diye bir semt var mesela. ögrenci semti olmasına ragmen hiç gürültü patırtı olmaz, haliyle ben de yaşlı gibi oldum. en cok gürültüyü ben yapıyorum, o da balkonumda içtiğim şarabıma eşlik eden hafif sesli şarkım.

akhisar güzel diyorlardı orayı hiç sevmedim mesela

bahsettiğin yeri bilmiyorum ama ben de yaşayamam hareket olmayan yerde. cıvıl cıvıl kanlı canlı bir yer olacak ki yaşadığımı anlayayım. hiç öyle sakin yerde kafa dinleme insanı değilim.

büyük bir şehirde doğdum, büyüdüm ve hali hazırda yaşıyorum. evimiz şehir merkezinde, araba ve insan gürültüsü 7/24 eksik olmuyor. fakat ben bayılıyorum buna. iş sebebiyle bir ara köyde yaşamak zorunda kaldım ve ilk seferler uykuya dalamadım sessizlikten.

o insanlar oralarda doğmuşlar ve o düzene alışmışlar. belki daha güzel ve hareketli bir yerde yaşayacak imkanları yok belki de bunu tercih etmiyorlar, bilemeyiz. ama ben şunu biliyorum ki onların yerinde olsam kafayı yerdim (ki nitekim köyde yaşamak zorunda kaldığım o süre zarfında kafayı yer gibi oldum ve biraz nefes alabilmek için kendimi her fırsatta ilçe ya da şehir merkezine attım hafta sonları).

sıkıntıdan ölmemek için birbirlerine giriyorlar. ama türkiye'nin her yanı böyle ki;
hemen her bölgesinin bazı şehirlerinde bulundum. fark yok. plaj olanında bile nüfusun çok az kısmı denize girer diğer kısmı evde sıkılmakla meşgul olurdu. mesela bugün biz ailecek evde patlamayalım diye parka gidip mangal yaktık. bir tek çocuklara iyi geldi. biz büyükler pek mutsuzduk.

türkiye'nin yüzde doksanı abartılmış balondur bence. ben antalya'yı bile öyle ahım şahım bulmadım mesela. manisa'yı hiç bilmiyorum ama.

alıştığın hayat neyse, onu bilirsin.

manhattan'da yaşayan adam da durgun olmayan mecidiyeköy'e gelse senin dediğinin aynısını der.

türkiye'nin yüzde 95 i böyle diyen arkadaşa kesinlikle katılıyorum.

ankara'nın merkez ilçelerinden birinde doğdum büyüdüm, üniversiteyi manisaya komşu ve manisadan küçük bir ilde okudum, 2 yıldır da tekirdağ'ın nüfusu kalabalık bir ilçesinde yaşıyorum. (çerkezköy)

büyükşehir yaşamını da küçük kent yaşamını da biliyorum. yakın olduğu için istanbul'un beşiktaş vs. yerlerine gittiğimde ankara sıkıcı bir yermiş hissine kapılıyorum, ankarada iken, çerkezköye dönünce öehh köye geldik hissi oluşuyor, çok daha küçük bir ilçeye falan gittiğimde çerkezköy'ün gözünü seveyim durumu oluşuyor. mesela çerkezköyde ikamet ettiğim için, çorlu da nihayetinde sıkıcı bir yer olmasına rağmen, ulan mis gibi yer, bizde çerkezde ömür tüketiyoruz diyorum. ama çorluluya sorsan, ona göre de lanet, küçük, sıkıcı bir yerdir.

özetle bu yüzde 95 lik kısımda olmayan bir yerde doğup belli bir yaşa geldikten sonra, çoğu yer sıkıcı geliyor ama senin manisa örneğini gibi yerlerde yetişseydim, o kadar korkunç (sana öyle geldiğini anlıyorum) gelmezdi.

gerçi benim için bir kent belli temel şeylere sahip olduktan sonra ve arkadaş çevresi + kafa rahatlığı varsa her yere adapte olabiliyorum.

istanbul'da yaşanmaz sadece gezmeye gidilir fikrindeyim. istanbul'da yaşamaktansa tekirdağ'ı tercih ederim gene her türlü. metropole yakın küçük şehir her zaman en iyisidir bana göre. metropolden kastım istanbul. veya silivri dışında bir ilçesine tayini asla düşünmem, istanbul merkez'de yaşayan birine göre de silivri köy.

belli sayıda kafa dengi arkadaş + sevgili + küçük ama mahrumiyet bölgesi olmayan görece gelişmiş yer üçlüsünü sağladığım tüm yerlerde yaşarım, hiç de sıkılmam gibime geliyor.

soru mu bu? sana ne nasıl yaşıyorlarsa? belki adam sakinliği seviyor?

ya da senin gibi karınca kolonisi şeklindeki şehirlerde yaşamak istiyor ama doktor, zorunlu görevi var?

Manisa merkez kalabalık hareketli olur. Sen bi otogarı görüp şehir hakkında nasıl genelleme yapabiliyorsun ki? Üniversite olduğundan eğlenceli yerleri de var. Ben her gün gidip geliyorum, izmire de yakın. Yani ne olmasını bekliyorsun? Normal anadolu şehri işte.

insan gibi, hiçbir şeye ihtiyaç duymadan yaşıyolardır.

böyle diye diye, keyfinizden, zevkinizden ödün vermediğinizdendir bu kapitalizmin bu kadar kölesi olmamız.

nasıl yaşıyolarmış da ? bebek'de yaşayan zavallılar nasıl yaşıyorsa onlarda öyle yaşıyor nasıl yaşayacak?

hangi şehir?

İstanbul

enerji sa iptal için önceki fatura ve kimlik fotokopisi istiyor

suyu internetten iptal ettirebiliyorsunuz.
elektrik için de kimlik ve fatura gerekiyor.

girişte verdiğiniz parayı iade alacaksınız. az para değil, internetten olursa o iş nasıl olur onu da bir öğrenin ona göre yapın.
bu arada bunların hatları var hepsi de hemen cevaplıyor yardımcı oluyorlar böyle durumlarda onlara sorabilirsiniz.

iski 185
bedaş 186
igdaş 187/153

internetten kapattırdım ben hem suyu hem doğalgazı.
iban veriyorsunuz yatırıyorlar. sıkıntı değil.

2 sene önce oturduğun evine kimse taşınmadıysa problem yok. ama başkası taşınıp adres bildirimi yaptıysa sıkıntı.

e-devlet üzerinden adresini kontrol edersen iyi olur. adresin varsa sıkıntı yok. adres bulunamadı gibi bir şey derse sıkıntı büyük.

cezayı peşin istemiyorlar ama, vergi kayıtlarına geçiyor hemen.

ikametin halihazırda bir yere kayıtlı ise ödemezsin. eski ikametin boşa çıktıysa yeni adresini bildirmemenin cezası neyse onu ödersin. ayrıca işlemleri tamamlayana kadar ikametgah da alamazsın..

Yeni taşındım derseniz bir şey olmaz. Ben öyle yapmıştım.

yeni taşındım diyenlerin büyük kısmına e-devletten baktığında borç görünüyor. aklınızda olsun.

minyatur+1

eski ikametgah boşa çıktıysa ceza ödersiniz.

ama halen eski oturduğunuz yerde ikametgah gözüküyorsa, son ayın faturasını götürüp bu ay taşındım derseniz kaydınızı yaparlar ceza da ödemezsiniz.

İkametgahını yeni oturduğun eve aldırmadıysan muhtarlık seni nüfus dairesine gönderecek, oradan ikametgah işlerini halledeceksin. Eski oturduğun eve birisi taşındıysa da 390tl ceza ödeyeceksin. Yedim ordan biliyorum.

minyatur dev +1

eğer çıktığınız eve yeni gelenler kendi ikametgahlarını oraya aldırıp sizinkini düşürdülerse babayı yediniz. geçmiş olsun.

yedik ordan biliyorum.

400TL

97 hazirani ise 1000 tl, 98 hazirani ise 530 tl.

740 TL

-----

Günümüzde neredeyse her şey ithal olduğu için şöyle hesapladım.

15 Temmuz 1997'de 1 ABD Doları 153.000 Türk Lirası ediyormuş. Yani 25.000.000 TL aşağı yukarı 164 USD ediyor o zamanlar.

www.in2013dollars.com adresinden de görülebileceği üzere, 164 USD şu an -yine- aşağı yukarı 243 USD ediyor.

243 USD de -son kez- aşağı yukarı 740 TL yapar.

hola biruni.tuik.gov.tr

O senelerde bizim ev kirası 24 milyon oldu diye babam yeni bir kiralık ev bulmaya kalktı, zam çok gelmişti. Demek ki bir aylık ev kirasından biraz fazla diyerek göreceli bir kıstas atıyorum ortaya.

gemide filmi geldi aklıma :D
youtu.be

"80'de bi paket sigara 15 lira bişey, hadi 15 desek... çarp lan :D"

film 98 senesinde çekilmiş, tam da istenilen tarih. e erkan başgan sigara 150bin diyor, bugün de sigara 10 lira.

150 bin 10 liraysa
25 milyon kaç lira

içler dışlar çarptım, 1666TL çıktı.
@feel the banks de ev kirası kadar demiş, demek ki hesap doğru. tuik bizi yemesin.

Dolara göre hesaplamak ne kadar doğru?
Alım gücüne , yaşam refahına göre hesaplayacaksan

1997 de bir devlet memurunuN maaşı 20 milyondu, hatam varsa düzeltsin arkadaşlar.

Şimdi memur maaşı 2500 tl.

Yani günümüzün 3000 tl si oluyor diyebilirim.

metrobusle mecidiyekoy'e git, metroya gec. metroda osmanbey duraginda in. metrodan cikarken pangalti cikisini kullan ve sonrasi haritada: goo.gl

daha kolay bir yolu var midir bilemem. otobusleri arastir bi de.

AKP'nin silahsız teslim olmuş erleri vuran, polis isteyince elinde silahıyla yardıma giden paramiliter kuvvetleri varken ne gerek var ki. Ordu daha da "milli ve yerli" hale getirilir, sorun çözülür.

Ordu sadece zorunlu askerlikten ibaret değil. Aynı zamanda düşünceye şekil verme aracı. Kolay kolay bundan vazgeçmezler. Tek vazgeçtikleri dönem paraya sıkışıp bedelli çıkartmak zorunda kaldıkları zaman olur ki onda bile tam anlamıyla bu rafa kaldırılmaz. Sadece zenginlerden vazgeçilir, kısmen.

osmanlı tuğralı doblolar varken profesyonel orduya gerek yok.
kraldan daha çok kralcıların olduğu memlekette profesyonel orduya asla ihtiyaç duyulmaz.
zamanla evrimleşerek her şey dönüşecek.
sonrası sandal, ege denizi falan filan.

aynen boşuz biz odtü falan değilim malım çünkü.

Türkiye'de 3-5 kurum dışında pek mühendislik yapılmadığı için kimse de mühendislik adı altındaki işleri yapmak istemiyor.

Mühendislik eğitimi matematik odaklı olduğu için yine matematik odaklı olan bankacılık ilgi çekiyor. Okulda fiziğin, matematiğin dibini gören adamlar için iktisat, istatistik vs. ile uğraşmak ödül gibi geliyor. Makine mühendisliği için iş alanı çoğu zaman fabrikalar. Fabrikaların bankalar gibi sosyal bir ortamı yok. Çoğu fabrikada kadın işçi bile çalışmıyor. İş hem teorik bilgi hem de pratik bilgi gerektiriyor. İnşaat mühendisliği için iş alanı çoğu zaman şantiye. Şantiyeler de fabrikalar gibi konfor olarak bankalara göre çok daha düşük seviyede. Fabrikada, şantiyede hava sıcaklığı bazen 10 derece olur, bazen 40 derece olur. Çevre şartları çalışanları hep zorlar. Bankalar hem temiz, hem daha sosyal, hem kapalı bir ofis ortamı var, çalışma saatleri belli. Mühendislikle uğraşmak zor olduğundan insanlar kendilerini rahat ettirecek işlere yönelebiliyorlar. Bazı mühendislikler için iş her zaman olmaz, doğrudur. Maaşlar da bazen iyi olur, bazen kötü olur.

Tirt mühendisliklerin is imkani yok napsin bankaci oluyo.

bankacı olarak asgari ücrete ya da yakınına başlarsın ancak. iş arayana yüksek maaşla da iş var. sen ingilizce falan biliyor musun ondan haber ver.

ben mühendisliği hiç sevmediğim halde iyi bir iş buldum.

Merhaba. Ben babama ve abime pierre cardin alıyorum ve şikayetimiz olmadı şu ana kadar. Morhipo özel indirim kulübü'nden alıyorum hep, şu ana kadar hep 50 tl civarı para verdim bir gömlek veya t shirt için.

150 max

deposito'ya bak

Pierre Cardin +1 kesinlikle tavsiye ederim. Outlet lerinde 40 tl ye almıştım 6 ay önce hem yıkama hem ütü hem kullanımı aynı sınıf gomlek lerin üstünde.

Gluten intoleransı hadisesi var, çölyak hafif seyredebilir veya sonradan ortaya çıkabilir bir hastalık.
10 gr protein içeren 70 gr k.hidratı almak da her bünyenin ihtiyacı değil.

Pek çok markayı denedim ama en çok Perwoll'den memnun kaldım. Beyazlar ve renkliler için farklı deterjanı var, beyaz ve yeşil kutuda olmak üzere onları kullanıyorum. Koku olarak en çok Perwoll'inkini beğeniyorum.

image.bilio.com

(Persil, Ariel ve Omo sıvı deterjanlarını da denedim ama kokularını beğenmedim. Temizlemeleri arasında fark göremedim.)

Ekleme: Yumuşatıcı olarak da Yumoş hipoalerjenik olandan memnun kaldım. (Orkide, lavanta,gül, vs tüm kokularını denedim ama en soft kokulusu beyaz klasik olanı).

Renkliler perwoll, hatta kiyafetler icin de beyaz perwoll, carsaf vs icin ariel, sivi veya kapsul

şimdiye kadar ariel toz olan beyazlar için en memnun kaldığım deterjan.
en son özellikleri nedeniyle etimatik aldım güzel temizledi. yumuşatıcı kullanmıyorum, etimatik bu yönden de iyi geldi.

Dalan roxy.

Bebek deterjanı olarak başladık gayet memnunuz.

had, simple past tense oluyor. I had a girlfriend. Bir kız arkadaşım vardı. Geçmişte belli bir zamanda bir şeye sahiptim anlamında. O şeye şu anda sahip değil.

have had, present perfect tense oluyor. I have had a girl friend. Bir kız arkadaşım oldu. Geçmişte belirsiz bir zamanda bir şeye sahiptim.

had had, past perfect tense oluyor. I had had a girlfriend. Bir kız arkadaşım olmuştu.
Geçmişte belli bir zamandan önce bir şeye sahiptim gibi.

Yanlışım varsa düzeltsinler.

dissendiumun dediği gibi hepsi geçmiş zamanda farklı noktalara refer ediyo.