[]

Midem Eskisi Gibi Öğütmüyor.

Dostlar,

Ne yersem yiyeyim, midem kaskatı oluyor. Eskiden ne yersem çok rahat tuvalete çıkabiliyordum. Metabolizmam çok daha iyi çalışıyordu. Fakat şimdi uzun bir süredir aynı performansı vücudumdan alamıyorum. Az da yesem, çok da yesem hep midem dolu, şiş. Hele sırt üstü uzandığım zaman vücut resmen yediklerimi ağzımdan çıkartmaya çalışıyor. Bu durum beni artık rahatsız etmeye başladı. Zamanında safra kesem alınmıştı, üzerinden çok zaman geçti. Bununla alakalı olabilir mi ?


 
Yakın zamanda ben de midemle ilgili doktora gittim. Kendimi bildim bileli midemin sağlam olmasıyla övünürdüm. Gecenin köründe 1 tencere makarna da yesem, 3 simit de yesem, ya da her ne yersem yiyeyim yer yatar uyurdum mışıl mışıl. Şimdi sabah yediğim simit tüm gün içimden geçiyor son 1 yıldır. Doktora mide yanması, bulantı, yediklerimi çıkarma isteği ve aşırı şişlik şikayetiyle gittim. İlaç verdi, kullan eğer geçmezse endoskopi yaparız dedi. Kullandım ve aşırı rahatladım. Eskisi gibi şişmiyorum artık. Geceleri de uykumdan kıvranarak uyanmıyorum. Bence bir dahiliye doktoruna görünün.


  • pianeta  (24.05.24 09:44:42) 
ya ilaçla nereye kadar gideceksiniz. bence artık kısıtlama getirin ya da yediklerinizin hangisi yapıyor bunu anlamaya çalışın.


  • geveze yazar  (24.05.24 11:34:58) 
@geveze
Öyle yaptım zaten.

  • pianeta  (24.05.24 12:09:59) 
safra kesem alındığından beri benimde aynı şekil midem kaya gibi.
akşam 7 den sonra yemezsem düzeliyor.
kremalı-baharatlı gıdaları azaltmak gerekiyor.
çukulata alkol ksımına hiç girmiyorum
  • deepex  (24.05.24 17:36:29) 
[]

Parfüm mevzuları...

Uzun zaman boyunca Zara parfüm kullandım. Kalıcı olmamasına rağmen sırf kokusunu sevdiğim için tek seferde 8-10 fıs sıkmak zorunda kalsam da kullanmaktan vazgeçmedim ama artık sıkılıp orjinal bir parfüm alayım dedim, aldım.
Biraz koku araştırdıktan ve denedikten sonra Dior Homme EDT aldım geçen gün. Yorumlarında çok kalıcı olduğu falan yazıyor bu parfümün.
Öncelikle kalıcılıktan kasıt nedir parfümde? Bana göre kalıcı parfüm, sıkan kişi üstünden 4-5 saat geçse bile bulunduğum ortama girdiğinde ya da yanımdan geçtiğinde o kokuyu alıyorsam, o parfüm kalıcıdır. Kıyafete günde 1 kere 3-4 fıs sıkıp, ertesi gün o kıyafeti burnuma soktuğumda yine parfümün kokusunu alıyorsam bu kalıcı olduğu anlamına gelmez (gerçi Zara'da o bile olmuyordu ama neyse).

Bu doğru bir kalıcılık tanımı mı yoksa ben mi beklentiyi çok yüksek tutuyorum?

Ek olarak EDT parfüm nereye sıkılmalı, tene mi yoksa kıyafete mi?
Ayrıca EDT parfüm nasıl kullanılmalı? Siz mesela orta kalıcılıkta bir EDT'yi günde kaç kez ve kaç fıs sıkıyorsunuz?

Bu arada parfüm önerisi bekliyor değilim. Bu parfümü gayet severek aldım ve kullanıyorum zaten.

 
Parfümü nereye sıkmalı sorusu Çok gelen bir soru ve net cevabi bence yok. Ben kulak arkasi, ense ve onden sikiyorum totalde 4 fis. Kiyafetlere de geliyor tabi.
Sirf kiyafet olursa sıkıntı çünkü terleme yok.

Sizin dediginiz kalicilik degil sadeces, sillage dahil. Kalıcılık parfümün koklanabilirligi, sillage ne kadar fark edilir olduğu (misal yanınızdan gecenin koklamasi).

Ben eğer o gun toplantı falan varsa sabah 4 + ogleden sonra 2 fis gibi yaparim.

Bir de kışın ve yazın kullanim farklidir. Yazin kış gibi kullanırsa yaninizdakileri kokudan oldurebilirsiniz.
  • logisticsmanager  (24.05.24 10:02:16) 
[]

Yunanistan kapı vizesi

Sevgili Galyalılar. Son dönemde Yunanistan adalarına kapı vizesi alan var mı? Öncesinden başvuru yapılması gerektiği yazıyor ama detaylı bilgiye ulaşamadım. Acenta aracılığı ile mi yapmak gerekiyor? Yada belgeleri doldurup kendimiz götürebilir miyiz? Teşekkürler.




 
Almadım ama merak edip bakmıştım,

Acenta aracılığı ile yapmak gerekeiyor, ve gitmek isteidiğiniz adaya giden acentalardan yapmanız lazım. Ufak tefek detay değişiyor olabilir acentalar arası onun ile ilgili bilgim yok.

Örneğin

egeadalari.ido.com.tr
  • jülsezar  (24.05.24 09:17:56) 
acenta aracılığı ile en az 1 hafta önceden yapman gerekiyor. bu kadar biliyorum. kendin başvuru yapamıyorsun.


  • jelly bear  (24.05.24 09:34:46) 
feribot bileti 80 euro vize başvuru 80 euro adalarda ahım şahım bir şey yok. çok şişirdiler, avrupada bir şehire vermek bu vize ücretini daha mantıklı.


  • mikahakkinen  (24.05.24 09:40:31) 
benim arkadaşlarım geçen bayramda aldılar kapıda vize, biri çalışmıyor, yine de vize alabildi. diğer ab ülkelerinde bu kadar kolay vize alınmıyor. ilk yurt dışı geziniz olacaksa Yunan Adası vizesi alın bence, hemnTürkiye'den çok farklı değil ama kalabalık yok ve çok daha ucuz.


  • euteamo  (24.05.24 10:34:18) 
  • amelie poulain  (24.05.24 13:45:51) 
[]

Enflasyon faiz yorumu

Merhaba. Günlük 20 TL faiz getirisi düşünelim. Faiz yüzdesinin gerçek enflasyon yüzdesinden düşük olduğunu biliyoruz. Bu durumda paramız günde 20 TL'den daha fazla mı değer kaybediyor?




 
evet parayi nakit tutmak en basit, en risksiz secenek oldugu icin durdugu yerde deger kaybetmesi mantikli. oyle olsa kimse gayrimenkul dikip kiraya vermeye falan calismazdi mesela, bankaya koy bitsin gitsin. zahmet ve risk olmadan kazanc olmaz (tabii bu demek degildir ki sacma riskler al)


  • hot potato  (24.05.24 06:31:26) 
teknik olarak doğru fakat pratikte para günlük olarak değer kaybetmez. dün 20 liraya aldığınız bir şeyi 4
gün sonra yine 20 liraya alabilirsiniz. fakat bir an gelir 30 lira olur fiyatı %50 artar.

oranlara en kısa aylık bakmak lazım.
  • orient blue  (24.05.24 07:58:26) 
Faiz ile gelecek enflasyon karşılaştırılır bu 1. Bizim millet bu türlü öğrenemedi bunu maalesef. Son 12 aylık enflasyona bakıyor %70, faiz %50 e diyo ki negatif faiz var. Bunu televizyona çıkan çakma ekonomistler bile yapıyor maalesef. Burada bakman gereken nokta şu örnekle açıkliyorum.

PPFlerin son 1 aylık getirisi %4.2
Gerçek olduğunu düşündüğün geçen ay enflasyon %3.5

Demek ki son 1 ayda para kazaniliyormus faizden.

2. Faiz pozitif olsa kimse ev yapmaz demiş arkadaş. Faiz uzun dönem getiri sağlamaz size ama kısa dönemlerde 1-2 yıllık dönemlerde daha yüksek getirisi olur diğer enstrümanlara karşı mesela suan o donemdeyiz. Ev/iş yapanların da 1-2 seneliğine bu işi yapmayı bırakmayacakları için faizden yararlanamazlar. Yani uzun vadede evet haklı ama belirli zaman aralıkları da değil.
  • Mcfly  (24.05.24 08:16:42) 
[]

uygunsuz görüntü şantajı

öncelikle söyleyeyim, konu gerçekten ben değilim.

kuzenimin başına geldi. görüntü maalesef gerçek. internetten bir kadınla konuştuğunu sanıyor, soyunuyor vs. 90 saniyelik video. şantajcı adam bunu kuzene atıp para istemiş, kuzen engellemiş. sonra kuzenin kardeşine atmış "isim soyisim, tc, doğum tarihi. bu kişi çocuk istismarcısıdır. 16 yaşındaki bir kızla bu uygunsuz görüntüleri ortaya çıkmıştır. tüm sülaleye görüntüler atılacaktır" diye ama videoda kız falan yok, kız (güya) whatsapp'ta.

şantajcı, whatsapp'tan kardeşini aramış, kardeşine "sen bu kişinin nesi oluyorsun" diye sorup durmuş, ona cevap vermemiş kardeşi, sonrasında "bu kişi bize ulaşsın" diyip kapamış. sesinden yabancı olduğu anlaşılıyor, arap olabilir. kardeşi de engellemiş sonra.

"kız 16 yaşında mıydı" diye sormuş kardeşi, ona "ne bileyim" demiş. bilemiyorum, belki kız foto bile atmadan adam kamerayı açmış olabilir.

ne yapmak lazım? adam kamuda çalışıyor. görüntüleri müdürlerine giderse kovulur mu? :(

telefonundaki her şeye erişebiliyorlar mı acaba şu an? çünkü telefon rehberine ulaşmış olmaları gerekir. orada da "kardeşim" diye yazan kişiye mesaj atmışlar belli ki.

 
Öncelikle anne baba ulaşılır yerdeyse telefonlari alip o adamın numarasını engelleyin şimdiden. Hatta yapabildiginiz herkese engelletin yakın akraba

Sonra da müge anlidan izlediğim kadariyla acil şekilde polis.. :) başka yolu yok çünkü istedikleri paranın sonu gelmiyor. Polisler internetteki videoları fln hemen siliyolarmis siber kısım. Adamın numarası Türkiye numarası miydi? Adami da tespit edip telefonuna el koyuyolar. Diğer aile efradına da ulaşırsa fotolar videolar "adam para koparmak için montaj yapmış, ben değilim, polise şikayet ettim zaten. Silin gecin videoları yoksa size de virüs bulaştırır" deyin :)

Normalde Max iş yeri değişikliği olur, kovulma fln asla olmaz çünkü adamın özel hayatı aq kime ne. Zaten tacizcileri bile kovmuyolar, burada çift taraflı rıza ile "HERKESİN YASADİGİ" siradan bir paylaşım var sadece. Suç bunu yaşamak değil kaydedip yaymak

Aynı vücuttan herkeste var, çok da kafaya takmasin.

Ama asıl önemli kısım 16 yasindakini ayırt edersin sanki ya. Küçük mu görünüyor görüntüdeki? Küçük gorunmuyorsa bana öncesinde 18 yaşındayım dedi der kuzenin sorulursa
  • abuzer  (24.05.24 06:20:00) 
Bana adamin numarasini ver turk hattaiysa sen de onu bul.


  • Kahvedesu  (24.05.24 07:33:41) 
@kahvedesu

O bilgilerin çıktığı yerde 1.derece yakınlar çıkıyor mu ?

Belki kardeşini öyle bulmuştur?
  • jülsezar  (24.05.24 08:54:45) 
Tel numarasından ev adresi, kardeşleri vs her şey çıkıyor.


  • Kahvedesu  (24.05.24 09:01:04) 
Arkadaştan 20k istediler, bu kadınla birlikte de olmuş, bizimki bekarım zaten namım yürür demiş geçmiş. web cam biraz daha sıkıntılı, bence adama tuzak kurup elden verip silinmesinden emin olacağım diyip yakalatsın. bu saatten sonra yapacak başka bir şey yok. para yollasa yarın bir gün tekrar istemeyeceğinin garantisi yok, pisliğine yayınlamayacağının garantisi yok. geçmiş olsun


  • kimlanbu  (24.05.24 09:04:38) 
Gidip savcılığa dilekçe versin. Şu şekilde şantaj yapılıyor, bilgileri şunlardır diye.

Çocuk istismarı kısmı doğruysa kendi başı da ağrıyabilir ki ağrısın da zaten.
  • Mirket  (24.05.24 10:32:58) 
Çocuk istismarı yoktur %99, böyle çeteler var date uygulamalarından oradan buradan keriz düşürüp tehditle söğüşleme yapıyorlar, söylediğiniz gibi karşıdakinin kadın olması bile düşük ihtimal.

Arkadaşlar ne yapılması gerektiğini yazmış, asla para yollamasın, savcılığa gitsin, bir daha tanımadığı insanla sexting yaparken, yüzünü ve ortamdan tanınabilecek detaylarla çıplaklığı bir arada yollamasın.
  • atom karincanin torunu  (24.05.24 10:47:10) 
polise gidin


  • iiiiiiiiiiii  (24.05.24 17:47:24) 
Bu olay noldu


  • abuzer  (02.06.24 06:33:58) 
[]

Veteriner arkadaşlara gözü enfeksiyonlu yavru kedi sorusu

bahce kapımın onunde tek basına bir yavru kedi buldum bir gozu sanıyorum enfeksiyonlu ya da kabuklu tek gozu goruyor dıye dusunuyorum. Gozune teramancy goz merhemi sürdüm. Yakınımdaki veteriner kapalı tatildeymiş belediyede gelip almadı.Hapşırıyor gozunde enfeksiyon var onun haricinde yürüyor laktozsuz süt ve su karışıyla besleniyor. 1.5 gündür benimle nasıl bir yol izlemeli veterinere goturecegım ama yapmam gereken baska birşey var mı bu 12 saatlik süreçte diye merak ettim fotosunu ekleyecegım




 
Vigamox tarzı damla damlatamk lazım. Ama veterinere götüreceksiniz zaten bir şey yapmanıza gerek yok. Geçmiş olsun. Düzenli ilaç kullanımı ile bir haftaya düzelir.


  • prole  (24.05.24 07:44:52) 
nerenin belediyesi bilmiyorum da siz alip gotururseniz ilgilenir. gelmeleri icin olumcul vaka fln olmasi gerekiyo


  • ala09  (24.05.24 08:36:37) 
bağışıklık için immunex şurup verebilirsiniz ama ağırlığına göre ayarlamak lazım.


  • red g  (24.05.24 11:42:59) 
[]

Uyurken arkada ses olsun diye açılanlar

Selamlar;

Bir uyaran bağımlısı olarak yatmadan önce yatmadan önce arkada çalsın diye bir dizi ya da reality program açıyorum. Gerçek Kesit, falanca twitch yayıncısı filancayi izliyor, gerçek suç hikâyeleri, kısmetse olur vs derken cephane tükendi.

Benim gibi yatmadan IQ yu sifirlayanlar; sizler neler dinliyorsunuz?

Teşekkür ederim.

 
Diamond Tema
Rabarba

  • pianeta  (23.05.24 23:31:54) 
Selam. Bende öyle bir bağımlılık yok ama, uyku saatime yarım saat kala falan bazen Youtube'dan Engin Deniz, Okan Süvari falan açıyorum. Uykum geliyor. :) Hem de bir iki bir şey öğreniyorum.


  • motosiklet burclu adam  (23.05.24 23:32:42) 
benim guilty pleasure'ım bu, twitch'ten ses tonunu beğendiğim birini bulup dinliyorum ne dediği önemli değil ahah. Herkesi mayıştıran kişi farklı olabilir, veya asmr gibisinden sayfa çevirme sesi falan da kafamı dağıtır mesela.


  • nhk ni youkosu  (23.05.24 23:56:21) 
Geri dönüyoruz podcast
Varyete podcast

  • grimavi  (24.05.24 00:05:49) 
Regular show candır


  • respect  (24.05.24 01:22:08) 
kardeş payı
işler güçler
geniş aile
  • duyulmasi gerektigi kadar  (24.05.24 03:01:43) 
Kanıt açıyorum ben de.


  • pispinti  (24.05.24 03:18:14) 
fatih altaylı


  • yazar yazmaz yazan yazar  (24.05.24 08:48:49) 
avrupa yakası


  • mcsword  (24.05.24 09:01:26) 
recep ivedik, cem yılmaz veya bir komedi filmi, dizisi açıyorum, korkunç hikayeler olan bir şey açarsam rahatsız ediyor.


  • kimlanbu  (24.05.24 09:06:35) 
avrupa yakası'na bağımlılığım vardı ama bıraktım sonunda, hiçbir şey dinlemeden uyuyabiliyorum artık.


  • noxie  (24.05.24 09:10:00 ~ 09:10:13) 
nemlizade.


  • since1907  (24.05.24 09:31:53) 
müge anlı izle süper kolajlar var


  • sizofren06  (24.05.24 09:53:45) 
canlı yayın avrupa yakası


  • megalomaniac  (24.05.24 10:00:33) 
hoşuma giden, ama bin kere izlediğim/dinlediğim için merak etmediğim şeyler.

birisi kanıt demiş yukarıda. benim için de kanıt. saati de nefis. gece saat 11'de açıyorum teve2'yi, yetmişaltıncı tekrarını verdiği için konuyu da biliyorum, oturup izlesem yetmişyedinci kere izlerim, ama izlemesem de kaçırdım diye üzülmem. en güzeli kanıt sesleri altında uyumak.

podcast açıp dinleyerek uyuyabilirim, ama ilgimi çekerse ve dinleyemeden uyuyakalırsam aklım onda kalır, başladım diye tekrar dinleme zorunluluğu kesbeder. dinlemezsem o beni dürter "şu başlayıp bitiremediğini dinle" diye. dinleyemedikçe yapmam gereken ama ertelediğim bir görevmiş gibi rahatsız eder o beni. o yüzden öyle toplara hiç girmem.
  • kibritsuyu  (24.05.24 10:02:34) 
Tarihin Arka Odası. En güzel kısmı ekrana bakmanın hiç gerekmemesi.


  • michael_knight  (24.05.24 10:19:44) 
çok niş bir alan ama, pokemon gameplay videoları açıyorum genelde :')

podcast açamam çünkü dinlediğim bi şeye dikkatimi full vermem lazım. Dizide de bir konu akışı var, bildiğim bir dizi olsa bile (ki hiç bu kadar bildiğimi iddia ettiğim bir Türk dizisi yok) dikkatimi vermem gerekiyor. Pokemon videolarında arkaya genelde oyunun kendi müziklerini koyuyorlar ki çok tatlış müzikleri var sdjdsj konuşanlar da çok bağırıp çağırmıyor hatta spesifik izlediğim bir kanal var flygonhg diye, sakin sakin konuşuyor. Bi de oyunları nuzlocke denen inanılmaz zor bir kural setiyle oynuyor ve konuyu hikayeleştiriyor anlatırken. Masal dinler gibi uyuyakalıyorum :D
  • nundu  (24.05.24 10:27:50) 
[]

Scorpions Konseri -25 Mayıs

Merhabalar biliyorum son dakika işi ama nöbet listem belli olana kadar yetişemedim scorpions konseri 2 kişilik bilet bulabileceğim bir yer var mı :( Önceki 2 konserine de gittim buna gidemeyince üzgün hissediyorum. Mesela o gün Küçükçiftlik Park önüne gitsem satan olur mu ?

Bu arada 2016daki konserine genel giriş bilet almıştım, iki kişi arkadaşlarımız gelemeyecek sahne önünden bilet ister misiniz demişlerdi bizde kabul etmiştik bu da böyle tatlı bir anımdır o kişiler buradaysa selamlar olsun <3


 
ekşi sözlükte başlığa bak bir sürü insan satıyor. facebookta da baya görüyorum. sahibindende de vardır.
gişe fiyatından fazla para verme baya satan var çünkü

  • jelly bear  (23.05.24 22:54:45) 
@ala09 satıyordu sanırım, görünce yazar


  • abuzer  (23.05.24 22:55:44) 
sözlükteki başlığında herkes satıyo zaten.* biletler qr kod olduğu için güven sorunu nasıl çözülüyor bilmiyorum. sözlükten yazıp ya da buraya alınık ilanı açıp alabilirsin. konser günü de satan olur sahada.


  • spirit crusher  (23.05.24 22:56:28) 
bi tane var bende silver, arkadasim son saniyede gitmekten vazgectigi icin kaldi oyle bilet, satabilir misin dedi.

kurtulmak adina indirim de yaparim :D
  • aguen  (23.05.24 23:30:43) 
@abuzer tesekkur ediyorum^.^ bende 1 kisilik gold bilet o size uyar mi bilmiyorum. elden de verebilirim o gun harbiyedeki konsere gidecegim


  • ala09  (24.05.24 06:41:11) 
Sahne onu biletimiz var 2 kisilik, biz gidrmicez. Aldigimiz fiyattan veriyoruz, ilgilenirseniz msj atin


  • caliptyca  (24.05.24 10:34:51) 
[]

Ebeveynlerin sizden bağımsız eş seçmesi

Geçen yıllarda bir yazlık beldesinde tuttuğumuz bir evin sahibiyle konuşuyoruz.

Kadın 60lı yaşlarda emekli bir öğretmen.

Evin bahçesinde sohbet ediyoruz, ay ne güzel gençlersiniz çok güzel bir yere geldiniz burada çalışın yaşayın hayatınızı sonra yurt dışına gidin falan diye söylenirken konu çocuklarına geldi.

Benim de 2 oğlum var dedi sizin yaşlarınızda biri almanyaya gitti biri japonyaya dedi.

Japonyaya gitmeden önce kuşadasında benimle yaşıyordu. Burada çok güzel bir kız arkadaşı vardı. Adı da işte Özlem olsun. Özlem çok iyi kızdı bize gelip giderdi. Beni her bayram arayıp sorar falan diye anlatıyor.

E dedim ne oldu sonra Japonyaya gitti oğlan. Ya işte zaten ondan öncesinde de anlaşamadılar ayrıldılar ama ben hala görüşüyorum diyor. Oğlum da çok kızıyor neden hala görüşüyorsun diye ama ona ne ki ben sevdim kızım gibi, görüşüyorum diyor. Anne niye görüşüyor, kız niye görüşüyor anlamış değilim. Doğru mu değil mi bilmiyorum ama çocuk açısından pek hoş bir durum değil bence.

Çiftler kararlarını vermişler, ayrılmışlar, sen onlar birliktelik kararını verdiği için olaya dahil oldun, ayrılıkta da aradan çekilmen lazım, öyle değil mi? Yanlış mı düşünüyorum?

Kız hala evine geliyormuş falan. Yani çocuk açısından bakınca böyle bir yükmüş gibi geldi.

Çünkü benim annemin de önceki ilişkime daha çok ısındığını hatta eşime ısınamamasının altında tamam bir karakterler çatışması olsa da, aklının diğerinde kalması gibi bir sebep olduğunu da düşünüyorum.

Ben kararımı vermişim, o insanla olmaz demişim, yolları ayırmışım.

Kendisi gidiyor instagramdan falan takipleşiyor. Yav sen daha gelinini takip etmiyorsun ne alaka yani?

Anneler neden böyle? Ne yapıcan yani o insanı hayatının bir yerinde tutup?

Babalar da böyle mi? Ben örnekleri annelerde gördüğüm için onlar üzerinden sordum. Normal mi sizce bu durum? Bişey demeli mi?

Mesela daha önceki ilişkilerimde de kız arkadaşımın annesinin aklının bende kaldığını düşünüyorum.

Düşünsenize kız hayatına yeni birini alıyor ama ailenin aklı başka yerde.

Veya evleniyorsunuz gayet severek ama ailenin aklı başka yerde.

Yahu böyle şey olur mu ya?

 
Olur, niye olmasın? Takma bu kadar. Anne kızla zorla mı görüşüyor? Yoo... Eleman da tee japonya'dan trip mi yapıyor? Sanki anne zoruyla evlenecek - ki öyle bir zorlama da yokmuş gibi görünüyor. Kadın keyif alıyor işte. Bunun tek istisnası benim için aldatmadır. Kız japon çocuğu aldatmış olsaydı ve annne buna rağmen görüşseydi işte o zaman yadırgardım.


  • prole  (24.05.24 07:50:05) 
Gayet de olur. Bazi insanlar vefalidir sevdigi deger gördügü insanlari unutmazlar bazilari da öküz öldü ortaklik bitti der.

O görüsmelerik altindq bir sey aramaya da gerek yok bence.
  • robert bosch  (24.05.24 15:10:51) 
bakış açısı 1: kızın yaptığı saçmalık bence. sonuçta eski sevgilin seni unutmuş anasından sanane bırak gitsin kadını, şeytani geldi sanki.

2: çocuğu çok sevdiyse annesinden teselli buluyor olabilir mi?

3: bazı insanlar birbirleriyle inanılmaz uyumlu oluyorlar sohbetleri tutuyordur yani budur belki tek neden.

her neyse tabi oğlan kişinin böyle bir durumda olması zor, sürekli sana geçmişini hatırlatan bir annen var.
  • geveze yazar  (24.05.24 15:39:20 ~ 15:40:39) 
bence madalyonlu iş.

evet aile anlamında birlik bozucu.

öteki tarafta da büyükler böyle sahiplenirse ne diyeceksin? benim eski sevgilimin annesi şimdi arasın, şimdi giderim. bunun kızla en ufak ilgisi olmaz. sevdiğimiz insanların rolü o ise ne yapalım yani? kızının düğününe çağırırsa reddederim tabi ne işim var swh ama bir konuda destek isterse anında verilir o destek. hepsine de verilmez.

bir arkadaşımın annesini, kendi annemden çok seviyorum mesela. konuşmuyoruz arkadaşımla. annesi şimdi arasa ne istiyosa yerine getiririm. bence bu, duyulan değil kazanılan sevgi. beni kazanan bir büyüğüm var.
  • baldan kaymak  (25.05.24 00:11:00) 
[]

Bes 55 yaş

55 yaşında birisine bes yapmanın kar zarar durumu nedir?




 
bu konu twitterda çok popüler. orada tüm detayları yazıyor merak ediyorsanız girip incelemeniz daha iyi olur.

fakat genel olarak ilk yıllarda "bu ne ya ben niye girdim bu sisteme" dediğiniz daha sonra doğru fonlara yatırım yaparsanız güzel getirisi olan bi sistem. ben kızım doğduğunda açmıştım. minimum tutarda yatırdım hep. arada gelen harçlıklar vs ile iki yıla yakın bir sürede 2x olarak devam ediyor. daha doğru fonlara yatıranlar genelde 2 yıl içinde 5x (yatırım tutarına bağlı olarak) görebiliyor.

süre az ne kadar biriktirebilirim gibi bi sorunuz varsa da twitterda yine şöyle bir şey okudum; bes sisteminde aidat ve kesintiler dikkate alındığında kısa süreli giriş çıkış önerilmiyor. fakat emekli olup emekli ikramiyesini çıkacakları sene (10. sene) yatıran kişiler %25 oranında devlet katkısı alıyor. yani emeklilik paranıza hiçbir şey yapmadan iki ay içinde %25 kazanım sağlarsınız. değer mi? buna detaylı hesaplama yapıp bakmanız gerekir.
  • kablelvuku  (24.05.24 12:53:07) 
[]

Neden çocuk yapıyorsunuz?

Biz pek düşünemiyoruz. Ben 30, eşim 32 olacak ama mantıklı gelmiyor. Aslında ben evlenmeden önce daha yakındım. Yani ileride çocuğum olur, babalık ve hatta dedelik hislerini yaşamak isterim diye düşünürdüm. Evlendikten sonra ülke, dünya, ekonomi, çevre vs. yüzünden ben de biraz uzağım ama eşim mesela kendini bildi bileli istemiyormuş, hala istemiyor. Oturup biraz konuştuk, biraz bencil olmak gerekiyor gibi geldi. Pek mantıklı bir sebep bulamadık.

- Olaya ilkel bakamıyoruz. Yani türümüzün devamlılığı gereği doğurmak gerekir falan diye düşünmüyoruz, öyle bir durum söz konusu değil zaten şu an. Hatta nüfus artışı dünyayı felakete sürüklüyor. Millet neden tavşan gibi ürüyor anlamıyoruz.

- Yine ilkel gelen bir görüş, nasıl ki eskilerde "boşanma" gibi bir kavramın olmadığı gibi, "çocuk yapmama" gibi bir bilinç de yokmuş gibi geliyor çoğu insanda.
Yani toplumsal olarak evlenince = çocuk yapılır gibi öğrenilmiş bir kalıplaşmış düşünce var. Kültürel ve dini olarak da bakıyor kimi. Çevre baskısı da had safhada. Bizde böyle şeyler de yok.

- Yine kırsal bir kafayla düşünüp, ya işte çocuk evin neşesidir dolansın ortalıkta, hem bağa bahçeye yardım eder, ne kadar çok çocuk, o kadar iyi. Birlikte büyürler gibi bir olayımız, düşüncemiz de yok. Zaten çok ilkel ve kontrolsüz bir üreme düşüncesi gibi geliyor. Çocuk sayısı arttıkça, çocuklar üzerine düşen refah azalıyor çok çok zengin değilse aile.

- İnsanın anlam arama ihtiyacı. Geçenlerde yaşarken çok boş oyalanmıyor muyuz gibisinden varoluşsal bir soru sormuştum. Öleceğini bilmek ve anlam arayışı zor bir süreç insanoğlu için. Bana çözüm olarak bir kaç kişi çocuk yap demişti. Belki bu bir çözüm olabilir. Fakat bunu yaparsam annelerimiz babalarımızdan ne farkımız kalıyor diye düşünüyorum. Onlar da büyük ihtimalle hayatı yaşamak için bir anlam bulamıyorum bari kendimi çocuğum üzerinden gerçekleştireyim diye düşündüler. Onlar için yaşadılar. Sonra da bişey olsa "yemedim yedirdim içmedim içirdim" diye başlarlar. "Ben kendim yaşamadım sen düzgün yaşa diye" diyerek yakınırlar. Yahu yaşasaydın kardeşim. Biz yaşamayı tercih edenlerdeniz. Bir çocuğa hayat adanması gerekliliğine karşıyız. Asgari düzeyde ayırırsın, ama hayatı kendin için yaşarsın. Ki ben, biz çocuk yapsak bile yine gezeriz tozarız diye düşünüyorum o kadar da paralatmayız kendimizi ama belli de olmaz. Çocuk büyüyüp ailesine dönüp bakınca kendini onun için heba etmiş bir aile görünce mutlu olmuyor ki. Çocuk en başta, birbirini ve hayatı seven ebeveynler görmek istiyorum.

Yani sonuç olarak bencilce bir yaklaşımla, sırf anlam arayışın için çocuk dünyaya getiriyorsan, bu hiç mantıklı gelmiyor. Çocuk sevme ihtiyacı için veya birinin sana bağlanması, sevilme ihtiyacın için vs... Hem belki çocuk sevmeyecek bu dünyayı veya seni.

- "Filmi bırak, peki çocuk olmuş mu?" Çocuk belki senin görüşlerini benimsemeyecek. Benimsemek zorunda değil belki biz özgür yetiştirme taraftarı oluruz ama aşırı aykırı davranacak belki. Hiç istemediğin bir yola sapacak. Sen ne kadar eğitim verirsen ver, görgü öğretirsen öğret dış dünyadan iyice soyutlanacak çocuk. Akran zorbalığına uğrayacak. Herkes aynı eğitim ve bilinç düzeyinde eğitmiyor ki çocuklarını. Sen ne yaparsan yap internet ve arkadaş çevresi sağ olsun beyinleri yıkanacak cocukların. Sana efendiyi oynayacak ama dışarıda bambaşka biri olacak belki. Ama sen kendi çocuğun diye yakıştıramayacaksın onu hep masum ve tatlı çocuğun, güzel kızın, aslan oğlum olarak gibi göreceksin. Ama belki pisliğin teki olacak. Veya aptalın teki olacak. Çocuk istedimiz gibi oluyor mu? Sanki bazen ne yaparsak yapalım olmuyor. Bunlar uç örnekler ama alınan sorumluluğun farkında mısınız?

- Kelebek etkisi. Siz nasıl yetiştirseniz yetiştirin. Yeni gelişen bir canlıya (çocuğa) uyguladığınız en ufak bir yanlışı, çocuk psikolojisiyle ödeyebilir. Başkası, çocuğunuzun büründüğü karakter veya huy yüzünden ödemek zorunda kalabilir. Çocuk, kendine zarar verebilir. İş yerindekilere kötü veya aşırı iyi davranabilir. Eşine ve çocuklarına karşı kötü veya aşırı iyi davranabilir (zarar göreceği düzeyde).

Yani "doğru" çocuk yetiştirmek ne demek? Bence böyle bir şey yok. Nasıl yetiştirirseniz yetiştirin, en ufak bir aktarılan bilginin sonucunu çocuğunuz yüzünden diğer canlılar çekecek. Bu iyi de olabilir kötü de olabilir. Çok iyi yetiştirirseniz kendi zarar görebilir, kötü yetişirse başkaları zarar görebilir. Yani etkisi zincirleme olarak etkileşim kurduğu tüm diğer canlı ve cansız varlıklara aktarılmış olacak. Bunun sorumluluğunu nasıl alabiliyorsunuz?

İşte ben annelik-babalık duygusu tadıcam, çocuk sevicem, ay birisi bana anne veya baba diyecek düşünsene *_* diye bencilce baktığınız bir olayın altındaki sorumluluğun büyüklüğünü görebiliyor musunuz? Bence çok fazla. Çocuk belki dünyayı görünce lanet olsun ne biçim yere geldim diyecek. İntihar edebilir, hassas bir kalbi olabilir sürekli depresif bir halde dolanabilir. Kendi doğrularınızı, kendi dininizi aktardınız diye aslında olabileceğinden, yani potansiyelinden daha kötü şartlarda büyüyüp ölebilir. Veya sizin gerçekliğinizden çıkıp dış dünyayı görünce sizden uzaklaşabilir.

Gerek var mı oyuna bir karakter daha sürmeye?

- Dış dünya tehlikesi. Çocuk her an bir savaşa, virüse, kimyasal bir saldırıya maruz kalabilir. Tecavüz edilebilir, vurulabilir, bıçaklanabilir, psikolojik sorunlar yaşabilir, dayak yiyebilir, veya bunları başka birine uygulayabilir. Dışarısı, aklı başında bir insanın pek de yaşamayı isteyebileceği bir yermiş gibi durmuyor. Ona nasıl koruma garantisi verebiliyorsunuz veya başına bir şey gelse, o sorumluluğu kaldırabilecek güçte misiniz?

Gibi gibi sebepler aklımızda dönüyor...

Edit: İmla.

 
Bencilce olabilir. Ama doğal ve insani, bencillik de doğal. Sorumluluk da büyük evet, ama kendi adıma sorumluluk almayı severim. Ya ben bu adamın çocuğumun babası olmasını istiyorum dediğim biriyle tanışsaydım çok net anne olmak isterdim bi 10 sene içinde. Birine o kadar güvenmek bana asıl zor gelen kısım. Neyse nihayetinde bir insan yetiştirmek, beraber büyümek öğrenmek, hayatı deneyimlemek, birini kendinden çok sevmek falan çok fantastik duygular, deneyimler. Yaşamak lazım diye düşünüyorum. Ama hayatın amacı da değil. Çocuk güzel bi lüks bence, fakat ihtiyaç değil. Olsa da olmasa da hayat güzel olabilir, kişiye bağlı.


  • nic cage  (23.05.24 21:45:05) 
Yapmiyoruz. Cevremdeki evli ciftlerde de oran yari yariya. Yani yarisi cocuk sahibi oldu ya da olmak istiyor, yarisi hic cocuk istemiyor.


  • sertac akin  (23.05.24 21:58:09) 
Mantıklı düşünürsen zaten çocuk işine girmezsin, biraz dürtüsel bir karar. Benim oğlan 2 yaşına geliyor ben daha babalığı yeni anlıyorum. 2 senedir aralıksız ağlıyordum niye yaptık diye ama şimdi uyurken bile özlüyorum, garip bir durum. Mantık aramaman lazım bu işte.


  • mirty  (23.05.24 22:15:26) 
Kimse bu kadar düşünerek mantık çerçevesine oturtup çocuk yapmıyor. Bu kadar düşünen yapmaz zaten. Nefes almak, yemek yemek, seks yapmak gibi bir şey çocuk yapmak da. Hayatta kalma içgüdüsünün bir sonucu, kendini çoğaltarak ölümsüz olma çabası. Hatta bu yüzden, mantık çerçevesinde düşünüp çocuk yapmamayı seçmek bir nevi pasif intihar gibi geliyor bana. (Ben de yıllardır antinatalistim)


  • duguit  (23.05.24 22:16:53) 
denildiği gibi insanlar istediği için yapıyor direkt bir somut nedeni yok. evlat sahibi olmak anne baba olmak için yapıyorlar.

o kadar düşünen yapmaz zaten +1, yapanlar da o kadar düşünmüyor. sizin için gerek yoksa yoktur. yapana gerek var mıydı diye soramazsınız.

ben de istemiyorum mesela.
  • jülsezar  (23.05.24 22:19:07) 
Çocuk sahibi olmak, yeme gibi, içmek gibi biyolojik bir ihtiyaç. Hayatın doğal akışı. Maddi sebeplerle olsun, zamanın modasıyla olsun istenmiyor olabilir. Bu yaşlarda hissedilmiyor olabilir ama travması, yaşam kalitesine olumsuz etkisi, psikolojik sorunları inanın ilerleyen yaşlarda üzerinize çökecektir.


  • Mirket  (23.05.24 22:21:49) 
Ekonomik durum iyi değilse cehalet faktörü etkili. Toplum baskısı da var.

Her şey yerindeyse ekonomik durum vb gibi kişisel tercih. Ama evlilik ve çocuk fakiri daha da fakirleştirir.
  • ferenc  (23.05.24 22:39:27) 
insanlar cocuk yapiyor cunku bu bizim dogamizda var. boyle hayvansal icguduleri beyaz yakali yaklasimlariyla irdelemek asiri manasiz. cocuk yaparsin ve genlerini aktarirsin cunku bu bizim (dunyada yasayan canlilarin) kodlarimizda var. bu kadar bunun cevabi.


  • bohr atom modeli  (23.05.24 22:48:19) 
Ben de şu an 32 yaşındayım ve anne olmak istemiyorum ama çevremde o kadar çok kişi anne olmazsam pişman olacakmışım gibi hissettiriyor ki kabul etmekte zorlansam da etkileniyorum ve bazen "ya sonra keşke dersem" diye düşüncelere gark oluyorum.
istememe nedenim de tamamen sorumluluğundan. kendim kadar çok önemseyeceğim bir varlık kim bilir başına ne dertler açacak hastalanacak üzülecek vs vs seni tasalandıracak diyorum.
Baskın olan hissiyatım yapmamak yönünde. Yaparsam bencilce olsa da merak duygum olabilir.
Ama işin garibi de dışarıda gördüğüm çocuklar olsun kendi yeğenlerim olsun inanılmaz seviyorum ve çoğuyla fazlasıyla ilgileniyorum. Yani anaç yapım yok demiyorum ama kaygılarım ağır basıyor.

çocuk yaptıktan sonra pişman olunca vazgeçebilme hakkımız olsaydı keşke sgjskgksjg
  • Kediyi üzdün  (23.05.24 22:49:25) 
@bohr atom modeli, hocam zaten türümüzü diğer hayvanlardan ayıran özellik frontal lobumuzun gelişmiş olması değil mi?

Yani zaten düşünmek ve sorgulamak üzere evrimleşmiyor muyuz?

Hala hayvansal iç güdülerle yaşayacaksak evrimimize haksızlık etmiş olmuyor muyuz?

Tamam ben de hala ilkel olduğumuzu düşünüyorum çoğu yönden ama en azından bir şeyleri yaparken sorgular seviyeye gelmişiz. Kodumuzu aktarıcaz diye düşünmeyelim mi ulan 1dk kodumu aktarıcam ama gerek var mı? İhtiyaç var mı? Herkes kodunu bilinçsiz aktara aktara dünya bu hale geldi zaten demeyelim mi?

O zaman ilkel dürtülerle aile kavramını da hiçe sayalım, birbirimizin üstüne atlayalım. Ne de olsa kodlarımızda vardır o da bir yerlerde.
  • ananiyimioguz  (23.05.24 23:06:55 ~ 23:07:22) 
Çocuk bakmak aşırı zor bir mesela. Eşini artık çok da sevmiyorsan mesela çocuktaki eşine benzer tarafları görüp çocuktan soguyabiliyorsun bile yer yer. Yeğenimi çok severim normalde, çok da sabırlıýım çocuğa karşı. Ama babasına gıcık olduğum zamanlarda "Baban ne ki sen ne olasın" diye kuruluyorum üç yaşında çocuğa. Bir de ne kadar minyatür bir insan da olsa çocukla frekansınız uymayabiliyor. Sen çok sakinsen hareketli çocuga sinir oluyorsun, ikili diyaloğa giriyorsunuz :p Bir dönem ilkokul öğretmenliği de yapmıştım, oradaki deneyimlerimi de katarak anlatıyorum. Ama günün sonunda sosyopat değilsen ya da çok ciddi bir bunalım geçirmiyorsan barısiyorsunuz, öpüşüp koklasiyorsunuz. Gormediginde özlüyorsun, hayatının merkezine koyuyorsun. Yukarıda bir arkadaşın dediği gibi bu zamanın argümanlariyla işin içinden çıkamıyoruz. Olacağı varsa oluyor, sen de uyum sağlıyorsun duruma.


  • sekizdokuzon  (23.05.24 23:10:37) 
Valla ben yazdıklarını okumaya üşendim. 29 yaşındayım. Ekonomik olarak durumları biraz daha toparlayınca 30ların başında falan çocuk yapmayı düşünüyorum yani sağlık sorunu yaşamazsak. Sebebi yok sadece anne olmak istiyorum, karnımda bebek taşımak böyle emzirmek onu büyütmek bir şeyler öğretmek beraber deneyimlemek vs bunları merak ediyorum. Merak duygumu tatmin etmek için çocuk istiyorum. Tabi ki kendi mersk duygum için çocuk yapayım derken onu perişan etmek de istemem tabi ki. Maddi manevi yeterli hissettiğim zaman yaparım bunu.


  • turuncu tonlarda  (23.05.24 23:21:14) 
Çocuk sahibi olmayı düşünmüyorum ama çocuk istesem 25 öncesi yapardım çünkü inanılmaz enerji gerektiren ve yoran bir süreç. 30 lu yaş sonrası çocuk sahibi olma motivasyonu yoksa geç dönemler bence. Şimdi hiçbir sebep mantıklı gelmiyor.


  • titanic kemancısı  (23.05.24 23:28:05) 
Tam olarak bahsettiğiniz sebeplerden dolayı yapmıyoruz. 32 yaşındayız, 2 yıldır evliyiz ve çocuk fikrine o kadar uzağız ki, uzak kelimesi bile yakın kalır. Zaten şurda kalmış bir bu kadar daha ömrüm, onu da çocuk derdiyle mi geçireceğim zaten? O kadar dertsiz tasasız bir hayatım olursa da çocuk yapmak yerine gezer tozarım. Evde kronik rahatsızlığı olan bir kedimiz var, gözümüz sürekli üstünde. Sırf 1-2 gün uzaklaştığımız zamanlarda aklımız kalmasın diye eve bebek kamerası bile aldım, arada açıp bakıyorum napıyor keyfi yerinde mi diye. Kedinin bile üstüne bu kadar düşerken, hastalandı mı diye gözünün içine bakarken, kendimden olan bir canlıya karşı olan stresimi düşünemiyorum bile. Ülke şartları falan da cabası tabi.

Çevremde "evimi aldım, arabamı aldım, mesleğimi garantiledim. evlenirsem çocuk yaparım çünkü insana hayatta bir amaç lazım" düşüncesinde olan tanıdıklarım da var. Neresinden baksan hastalıklı ve bencil bir düşünce bu bana göre. Sırf kendine amaç olsun, oyuncak olsun, saçma sapan varoluşsal sancılarına derman olsun diye dünyaya bir canlı getirmek büyük bencillik.


Ayrıca "genlerimizde var, üremek için yaşıyoruz" düşüncesi de bu bencilliğe uydurulmuş bir kılıftan başka bir şey değil bana göre. Genlerimizde üremek varsa, kafamızın içinde de beynimiz var. Neyin ne olduğunu sorgulayıp karar verebilme, muhakeme edebilme yeteneğine sahibiz. Şimdi ben çocuk yapmak istemiyorum diye insanlıktan mı çıkıyorum bu durumda yani... Teallam.
  • pianeta  (23.05.24 23:38:14 ~ 23:40:47) 
Valla ben dünyaya katkım olsun diye yaptım. Çok iyi bir insanım üstelik müthiş zekiyim. Boşa gitmemesi gereken genlerim vardı.
Hep saçma sapan insanlar çocuk yapıp dünyayı daha kötü bir hale getirmesin, ahlaklı düzgün yetişmiş iyi kalpli insanlar da olsun gelecekte diye istedim.

İleride 3 4 tane daha düşünüyorum. Maddi olarak imkanım olursa tabi.
  • Gradient_tabanlı_mor  (23.05.24 23:42:29) 
@Gradient_tabanlı_mor, gen aktarımının öyle cımbızla seçerek olduğunu düşünmüyorum da, diyelim ki oldu ve çok zeki, çok yakışıklı/güzel bir çocuk dünyaya geldi. Gayet aklı başında, efendi, saygılı vs. oldu.

Dünya bu özellikleri mükafatlandıran bir yer mi?

Diyelim ki sıyrıldı, mükafatlandı, soruyu şuradan sorayım, dünya bu çabaya değecek bir yer mi?

Dünyadaki en zekilere baktığımız zaman genelde kullanıldıklarını görüyoruz. Çok azı şanslı oluyor. Sistem kaşıkla verip kepçeyle alıyor.

Ayrıca cahiller, eğitimsizler çok fazla ürüyor böyle gitmesin terazinin diğer tarafına biraz bastıralım diye çocuk yapılınca çocuğa haksızlık olmuyor mu uğraşacağı insanlar, yani kötü diye gösterdiğimiz taraf daha çoğunlukta.

Mesela ben aksine, kendimiz gibi bir toplum veya ortam varsa oraya çocuğu koyarım.

Pakistanın orta yerine zeki ve bilinçli bir çocuk koymam mesela. Ona da yazık. Haksızlık. Ama norveç e koymak isterdim. Tr nin durumu da pek iyiye gitmiyor kötü tarafın doğum hızlarına bakılırsa.
  • ananiyimioguz  (23.05.24 23:50:49 ~ 23:58:54) 
bu kadar dusunen yapmaz +1

su an 33-37 yaslarindayiz, 6 senedir evliyiz, henuz cocugumuz yok.

insanlar cocugu tamamen hayattan beklenenler o yonde oldugu icin yapiyor. okula git --> is bul/kur --> evlen --> cocuk yap, model bu. kimse cocuk yaparken "insanlik devam etsin, turumuzun devamliligi" gibisinden seyler dusunmuyor. bu kadar dusununce okula gitmek de mantikli olmayabilir mesela.

dediginiz gibi, eskiden tarlada calisacak adam vs gibi is gucu alaninda ise yaramis epeyce cok cocuk sahibi olmak. bugun tarlasi olan az, sehirde yasamin da kendince finansal guclukleri var, hayat kalitesi tartisilir. ancak:

cocuk buyukmek eglenceli keyifli bisey, minicik beyinleryle biseyleri kesfetmeleri, akil etmeleri, oyun oynamalari, sizin hayatta akliniza gelmeyecek sorular sormalari vs epey keyifli. buyumesinde, dunyayi kesfetmesinde, kendini kesfetmesinde destek olmak, yol gostermek guzel seyler. bundan mahrum kalmak istememek gayet gecerli bir sebep.

diger yandan insanlar yaptiklari degil yapmadiklari seylerden daha cok pismanlik duyabiliyor, bu da bir baska sebep. 20-30lu yaslarda cok dert etmiyoruz ama hic 50-60 olmadik, tam olarak bilmiyoruz o yaslarda neye nasil ihtiyac duyabilecegimizi.

ayrica, cocuklar buyudukten sonra onlarin kurdugu ailelerle kalabalik olmak, arada birlikte biseyler yapabilmek, yanliz kalmamak, hastalikta yaslilikta cenazede davalik durumlarda vs samimiyetle siginabileci insanlar olmasi yine bir baska sebep.

zamanin "cocugu" olarak ben bugun ailemden uzakta yasiyorum oyle cok aman aman birlikte biseyler yapmiyoruz ama gercekten bir ihtiyac oldugunda atlayip gidebiliyor olmam, genel olarak varligim ailem icin guven verici bir durum. anneme kalsa en buyuk pismanligi daha cok cocuk yapmamis olmak.

dediginiz riskler elbette var, benim de kisisel olarak cocuk konusundaki en buyuk cekincem "ya buyudugu zaman cok stresli bir hayati olursa, ya anksiyetesi olursa, ya depresyonda olursa, ya intihar etmek isterse, ya kanser olusa, ya yatalak olursa" gibi seyler. tamam sorumluluk da istemiyroum belki ama erken cocukluk sorumluluklari citir cerez kaliyor bunlarin yaninda.

diger yandan bugun yetiskin insanlar olarak hepimizde belli bir olcude depresiflik, ankiyete bozukluklari fln var; cesitli hastaliklarla ugrasiyor, issiz kaliyoruz, sevgilimiz terk ediyor, dolandiriliyoruz, basimiza sacma sapan olaylar geliyor uzuluyoruz vs ama bir sekilde bunlarla basa cikmayi ve yasamayi ogreniyoruz; hayatin bir parcasi aslinda hepsi. ayni sekilde cok guzel yemekler yiyouz, sevdiklerimizle 2 kadeh tokusturuyoruz, konserlerde bagira cagira sarkilar soyluyoruz, gezip egleniyoruz. cesitli tibbi desteklere erisimimiz de gittikce kolaylasiyor. o yuzden biz bugun yetiskinler olarak bir sekilde var olabiliyorsak, hayatimizda biseyler yolunda gidiyorsa ve intihar etmiyorsak demek ki var olmak o kadar da kotu bir sey degil.

sonuc olarak konu gerek olup olmamasi degil, konu sizin bireysel olarak cocuk buyutmek istiyor olup olmamaniz.
  • taurina  (24.05.24 00:05:55) 
Çocuk yapma kararı mantıkla verilen bir karar değil, duyguyla verilen bir karar. Mantıklı düşünürseniz evet sorumluluğu, yorgunluğu, özellikle küçük yaşlarda ihtiyacı olan dikkati verebilmek için kendinizi bile kaybetmeniz, vs. birçok olumsuz yanını bulabilirsiniz. 2 yaşında çocuğu olan bir anne olarak da bunların hiçbirini reddetmem. Ama dünyaları verseler de oğlumu değişmem.

Ben hamileliği bile çok sevmiştim. Ki çocuk yapma düşüncesi yapana kadar çok kafamı meşgul etmemişti bile. Karnımda minicik bir mercimek tanesi kadar olan bebemin şimdi bıcır bıcır konuşmasını duymak, karakterinin geliştiğini izlemek, büyümesine tanık olmak inanılmaz bir şey.

Bencil insan çocuk sahibi olmaz bana kalırsa, olursa da çocuğu hakkıyla yetiştiremez. Yemeyip yediren, uyumayıp uyutan bir anne veya baba nasıl bencil olabilir ki?
  • gmzo  (24.05.24 00:11:59) 
@ gmzo, pek katılamıyorum. çocuğun kendisi zaten bencilce geliyor. çocuğa bakıyor olmak insanın eksik yanlarını besleyen bir şey, o durumu bencil olmamakla açıklayamayız.

François de La Rochefoucauld ve Sigmund Freud'un savunduğu şöyle bir görüş var;

"İyiliklerimizin çoğu, kötülüklerimizi gizleme sanatıdır." İnsanların yaptığı iyiliklerin bile aslında kendi kötü yönlerini ve çıkarcı doğalarını gizlemek için bir araç olduğunu söylerler.

"İnsanların yaptığı iyiliklerin çoğu, şeref ve erdemden çok gururdan kaynaklanır." İnsanlar güzel şeyler yaparken bile aslında gururlarını tatmin ettiklerini ve kendilerini daha iyi hissettiklerini öne sürerler.

"Narsisizm" Freud, insanların birincil ve ikincil narsisizm olarak adlandırdığı kavramlarla, kişinin kendi benliğine duyduğu sevgiyi ve bu sevginin nasıl dışa vurulduğunu açıklar. Bu bağlamda, birçok iyilik ve yardım davranışının aslında kişinin kendi narsistik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapıldığını öne sürer.
  • ananiyimioguz  (24.05.24 00:32:33) 
ben bekarım evlensem de hem ülke şartlarından hem şahsi ekonomik gücümden ötürü yapmak istemem. ancak milyon dolarlık bir topçu, aktör falan olsam en az 5 çocuk falan yapardım herhalde. harika bir kendini tamamlama aracı çocuk, paran çoksa eksilerinden mümkün olduğunca az etkilenirdin artılarını çok daha fazla yaşardın. çok iyi bir hayat yaşatacağın garanti olurdu zaten o yüzden bencillik değil tam tersine sahip olduğun iyi yaşamı paylaşmış olurdun. ülkede yarın bir gün iç savaş çıkıp millet değneklerin ucunda komşusunun kellesiyle gezse bile iyi hayat yaşayacağı garanti olurdu para böyle bir şey maalesef. ama ortalama beyaz yaka olarak türkiye'de çok zor bir kere muhakkak koleje gönderecek paran olmalı şu meb müfredatında çocuk mu yetiştirilir. bu bencillik olur bence de. avrupa'da bir orta sınıf olsaydım da eşle gezme tozma işlerinden sıkılma hissine gelirsek düşünebilirdim yok bizi kesmiyorsa bir türlü gezmek tozmak gene yapmak istemezdim herhalde.


  • semaforo de medianoche  (24.05.24 00:53:05) 
bu inanç gibi bişey. Kalbin/beynin neye yatkınsa onu görürsün. Senin dediğin gibi, kendi genlerinden kendine benzeyen bir varlık yaratıp yetiştirmeyi müthiş bencil egoist bir şey olarak da görebilirsin, bir annenin yazdığı gibi 'kendimizi düşünmeyip onu yetiştiriyoruz bu nasıl bencil olabilir' diye de görülebilir.

Bu arada dünyanın gidişatına bakmak vs. yalan. Evet nüfus çok ve dünya kötüye gidiyor ama belki de en barışçıl çağdayız (tabii üçüncü dünya savaşı geliyor olabilir, gelmiyor da olabilir). Ben mesela üreyen ve üremeyen kesimi görünce "biz üremeliyiz yav" diyorum. Dünyayı b*k eden şeylerden biri de bu çünkü. İngiltere'de çocuklara en çok konulan isim Muhammed'miş. Neden acaba :D Türkiye'de de 20-30 yıla kimler iktidarda olacak tahmin etmek zor değil. Bunu sorgulayan insanlar yeterince üremezse hayatını belirleyen kararları hiç sevmediğin insanlar alacak (demokrasi yönetimi kaldığı sürece). Fakat bu da bencil ve "oy içi mi çocuk yapıyoruz yav" dedirtecek bişey. Bence zaten çocuk yapmak saadet zinciri gibi bişey. Sistemin devamı için üremek gerekiyor, yeterince genç olmazsa emeklilik sistemi bile çöküyor :D
  • nhk ni youkosu  (24.05.24 00:59:12) 
Benim durumda cocuk icin gerekli tum sartlar olusmustu. O yuzden cocuk yaptim. Sartlar;

1) Fransiz asilli, Kanadali bir modelle evlendim. Harika bir insan. Spor, saglik, giyim, dusuncelilik, saygi, anlayis, guler yuz, pozitiflik falan ne ararsan var. Birlikte keyifle, hic tartismadan 40'tan fazla ulkede tatil yapmisizdir. Her yerde her sartta gozlemledim. Kusursuz bir anne olacagindan emindim.

2) Ekonomik sartlar: Kazancim oldukca iyi. Gecmiste de iyi birikim yaptim. Iyi yatirimlar yaptigimi dusunuyorum. Esimin ya da cocuklarin herhangi bir ihtiyacini karsilamakta zorlanmiyorum ya da herhangi bir siradisi bir sey oldugu zaman maddi olarak hazirlikliyim.

3) Yasamayi sectigim yer; Ben dunyanin her yerinde iyi sartlarda calisabilecek kadar iyi sekilde isimi yapiyorum. Yurt disinda guzel bir yerde yasamayi sectim. Mesela, cesme suyu iciliyor burda, araclarin anahtarlarini uzerinde birakiyoruz, hirsizlik cok nadir gerceklesiyor, evlerin kapilari kilitlenmiyor, cinayet falan son 20 senede bir belki iki kez haber olmustur. Insanlar saygili, doga mukemmel, nufus az. Egitim iyi, trafik yok ekonomik olarak bircok yere gore daha stabil. Vergiler yuksek, yasam pahali. Multeciler gelemiyor. Gelebilen de tutunamayip, gidiyor. Tam benim istedigim gibi bir yer.

4) Bakis acisi: Ben cocuk sahibi olmayi asiri zor birsey gibi gormuyorum. Maddi olarak ya da manevi olarak yorulmuyorum. Gunluk hayatimi etkilemiyor cocuk sahibi olmak. Mesela Izlanda'ya tatile gidecegim. Cocuklar da benimle geliyorlar. Cocuklara zaman ayirmak gezmeye tozmaya kendi hayatini yasamaya engel gibi dusunuyor insanlar. Benim icin boyle bir durum soz konusu degil.

5) Eglence. Biz cok egleniyoruz. Cocuklarin kendi karakterlerini, benzerliklerini farkliliklarimizi gozlemlemek cok keyifli oluyor. Gunlerimiz oldukca komik geciyor.

Biz iyi ki cocuk yapmisiz diyoruz. kendinizi hic tecrube etmediginiz bir seyden dolayi tuhaf bir ruh haline sokmanizi anlamiyorum.
  • thetruenorthstrongandfree  (24.05.24 01:00:18) 
@ thetruenorthstrongandfree, sizin şartlarınızda çocuk yapmak değil yapmamak ayıp olurmuş, o şartlarda çocuğa iyi bir ortam sunamayacağım diye kaygılanmayız ki. Verebileceğiniz imkanlar ve çevre bu düşüncemizi etkiler tabii ki.


  • ananiyimioguz  (24.05.24 01:38:07) 
1 - bayragi ilerde birine devretmek icin

2 - her di$i hayvan mutlaka bir kere dogurmali, buna insan da dahil. annelik duygusunu yasamamis bir kadin yasliliginda sikinti ceker, cevremde gordugum yasini almis ve dogurmamis kadinlar sikintili, yerine kedi kopek kaplumbaga falan koymaya calisiyorlar ama yetmiyor.
  • cooperr  (24.05.24 02:03:23) 
Bu kadar detayli dusunmek cok sacma. Hepimizin genlerinde var. Hayvanlar niye uruyor? Onlara ne faydasi var? Zarari bile var ugrasiyorlar ediyorlar gida bulup besliyorlar vs. Insanlarin ureme sebebi de bu kadar basit. Boyle kodlanmisiz.


  • The_Lollok  (24.05.24 04:08:19) 
@ The_Lollok, hayvanlar neden ürüyorlar? bölünme, çoğalma, üreme canlılığın temelinde var. evrimsel sürecin başlama nedeni. bu konuda yetenekli olmayanlar tarih sahnesinden elendiği için günümüzdeki hemen her canlı üreme konusunda yetenekli ve iç güdüsel olarak hazır hale evrilmişler.

Fakat biz insanlar şu an neyin neden olduğunu ve nasıl çalıştığını az çok kavrayabiliyoruz.

Aklımızla düşündüğümüzde, insanlığın günümüzde üremesini gerektirecek bir sebep yok ki? Korunma yöntemlerini neden çıkardık, kontrol altına almak için. Veya hiç ürememek için. Soyumuz tehlikede, çoğalmamız lazım gibi sebep de yok.

Mesela hayvan çiftleştirince hayvanseverler hemen kızarlar ya "Sokakta bir sürü hayvan var kardeşim ne diye hayvan çiftleştirip onları alıyorsunuz veya sahiplendiriyorsunuz!!!" diye.

Ama sen niye ürüyorsun bir sürü kimsesiz çocuk var sahiplen dediğinde kalırlar öyle. İşte ama bağ falan... derler. Bencillik yani.

Nüfusu artırmanın kime ne faydası var şu an?

Mirasımı devredicem diyen var. Yahu ben öldükten sonra biri almış, almamış kime ne. Belki hiç edecekler geride kalanlar mirası. Bilemiyorsun ki. Belki birbirlerine düşecekler. Hadi onlar da idare etti diyelim, torunlar? Nereye kadar gidecek, ne kalacak, kime kalacak, herkes göçecek.

Bazı hayvanların da aklı olsa üremezdi veya çok kontrollü ve az ürerlerdi diye düşünüyorum soyları tehlikede değilse.
  • ananiyimioguz  (24.05.24 04:46:19) 
Böyle kişisel bir konuda burada uzun uzun yazdığına göre sende fikirlerinde emin değilsin ve teyit edilmek istiyorsun. Ancak bu tamamen kişisel bir karar. Topluca böyle bir konuda mutabakat oluşmasını beklemen çok mantıklı gelmiyor.


  • dreamsandcolours  (24.05.24 06:31:21) 
Biri sahane bi laf etmisti yillar once bana. İsin ozeti gibi. Sedat bak demisti... ne çocukla oluyor ne de cocuksuz. Ama cocuklu daha guzel.

5 yil yapmadik. Sonra gule oynaya cocugumuz oldu.
  • halk  (24.05.24 06:56:46) 
Bazen ellerime kollarıma bakıp "olm milyonlarca yıllık bir evrim sürecinin ürünüsün. Bu noktaya gelene kadar ataların ne yollardan ne sıkıntılardan geçti ve sonucunda sana kadar ulaşıldı. Bu nasıl bir kibirdir ki 4.5 milyar yıllık yolu bir anda kesip atıyorsun"

Urememenin getirdiği bu kibir yalan yok hoşuma gidiyor.

Bir de çocuğu olan biri bencil olamaz tabirine takıldım yorumlarda. Ben tam tersini düşünüyorum. Doğanın yüklediği "turun devamliliginin kodlandigi" iç guduler o kadar kuvvetlidir ki, kendi yaşamının önüne koyarsin yavrunu = annelik.

Kesin olarak Bencil olamayacağını iddia edebileceğiniz tek insan türü, Çocuk yapma şansı olup yapmayıp evlat edinenler bence.

Tamamen akıl, merhamet ve kendinden olmayan bir şeyi kendi önüne koymak.

Bu insanları çok seviyorum.
  • makbur  (24.05.24 06:58:18) 
Her şey söylenmiş zaten. Ozetle

1-turun devami icgudusu (zeki yaratik olarak aklinla bunun yersizligini kesfetsen de milyon yıllık evrimin getirisini hemen alt edemiyorsun, kervana katiliyorsun mejburr bazen; yakında senin de yapacağın gibi ;))

2-uzerine düşünmemek, standardi bu zaten deyip yapmak

Bence çocuk yine anlaşılabilir asıl delilik evlenmek. Ama onu da yaptık meselaam di mi
  • abuzer  (24.05.24 07:28:23 ~ 07:30:17) 
Ben yapmiyorum (simdilik). Gereksiz bencillik ve sorumluluk gibi geliyor. Evlat edinme durumlari da var, onun tartismasi farkli olabilir.

Ama o cocuk yapma icgudusu tetiklenebiliyor. Tabii hayvanlar gibi ilkel icgudu degil. Daha cok "istek"
gibi. Gelismis beynimiz var sonucta. Cogu kisi toplumdan, etrafindan da etkileniyordur. Ve sonucta senin anne baban da var ve atalarin. Devam ettirme istegi oluyor. Gelecege yatirim gibi de dusunebiliyor insanlar.

Daha duygusal yonleri de var. Ve sartlari iyi bireylerde duygusal yon daha agir basiyor sanirim. Anne baba olmayi deneyimlemek. Sevecegini birini dunyaya getirmek.

Anne babaya da sorulabilir: "beni neden dunyaya getirdiniz"? :)

Ya da birey kendine de sorabilir. Felsefeye girecek ama "Ben neden dunyaya geldim?"
  • ermanen  (24.05.24 08:14:21 ~ 08:37:29) 
Simdi biz doguyoruz, gozlemliyoruz ve birseylere alisiyoruz. Aslinda bircok sey aliskanliklarin getirdigi birsey bana kalirsa. Yani bir sekilde boyle kodluyoruz zihnimize. Yani ayni sekilde bizim de buyuyup evlenince bu sekilde olacagimizi, cocuklarimizin olacagini dusunuyoruz tum akis boyunca.
Farkli bir acidan yine bakayim, bizim yasayamadiklarimiz, pismanliklarimiz var bu hayatta ve bunlari birisinin yasamasini istiyoruz, planliyoruz. Bu da iste cocugumuz oluyor.
Butun bunlari durumumuz kotu bile olsa planlamiyoruz cunku durumu iyi olanin da kotu olanin da cocuk yapmak icin sebepleri farkli ancak illaki bir sebebi var.

3 yasinda oglu olan bir baba olarak, cocuk yapmadan once bir bebegi gozlemlemek ve vakit gecirmenin en onemli karari almanizi saglayacagini dusunuyorum. Bu durtu gelecek mi, cocukla zaman gecirmeyi ilgilenmeyi sevecek misiniz, yoksa size zor mu gelecek. Ondan sonra bu kadar detayli dusunmeyeceksiniz emin olun.
  • va  (24.05.24 08:46:37) 
Karşı argüman üretiyorum diye katı bir şekilde karşıyım anlamı çıkmasın, dediğim gibi ben daha yakınım çocuk konusuna. Sadece mantıklı bir fikir, görüş var mı, insanlar ne düşünüyor veya düşünmüyor onlara bakıyorum.

Bana kalırsa ben sırf "ya bizim birlikteliğimizden doğan çocuk nasıl bir şey olur acaba, iyi kötü o kadar deneyim elde ettik, biraz da biz aktaralım bakalım kullansın onları çocuk, derdiyle dertlenelim, sevinciyle mutlu olalım.." düşüncesiyle bile çocuk yapabilirim gibi. Şimdilik sadece eşimden bağımsız ekonomik sebepler bizi ve ilişkimizi sarstığı için çocuk mantıklı gelmiyor. Ama bu sorunlar zamanlar çözüldükten sonra olabilir diye bakıyorum. Eşim o zamanda bile mantıklı bakamıyor.

Bu düşünce ile çocuk yapmak bencillik diyor. Ay merak ettim dur bi bakalım diye çocuk mu yapılır diyor. Zaten yoğun çalışıyorum, çocuğa nasıl bakıcam diyor. Hadi baktık büyüttük diyelim, iyi bir eğitim nasıl vericez bu topraklarda diyor. Çok deli rakamlar harcamak lazım veya. Kötü yetişecekse veya ortalama yetişecekse de çocuğa haksızlık değil mi diyor. Ona sonra "seni zor şartlarda büyü diye yaptık yavrum" mu diyeceğiz, demez mi çok daha iyi şartlarda dünyaya gelenler var, benim günahım neydi diye. Belki demez sonuçta biz razı olduk bir şekilde ama derse, bu büyük bir sorumluluk.

Ben kötü de olsa iyi de olsa hayatı deneyimlemenin, hiç gelmemektense bir artı olduğunu düşünüyorum. Ama eşim öyle düşünmüyor. Eğer @ thetruenorthstrongandfree ın sağladığı gibi bir şart sağlanmıyorsa çocuğa haksızlık edileceğini düşünüyor.
  • ananiyimioguz  (24.05.24 09:42:46) 
vaaaay demek 30+ yaşında bir çiftsiniz ve çocuk istemiyorsunuz, hatta çocuk yapanların neden çocuk yaptığına anlam veremiyorsunuz. ohaaa ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyorum :D

nedense hep çocuk istemeyenler kendini uzun uzun açıklama ihtiyacı hissediyor. aslında kimse sizin çocuk yapıp yapmamanızla ilgilenmiyor, merak etmeyin. bu kadar çok kafaya takıp sorguladığınıza göre bence siz kararınızdan emin değilsiniz. emin değilseniz kararsızım filan diyebilirsiniz.

çocuk yapmamak eskisi gibi yadırganmıyor zaten emin olun.

bahsettiğiniz -son paragraf - eşinizin başına da gelebilir. o zaman evlenmek de saçma.
hayatta her an her şey olabilir tabi ki insan en çok çocuğu için korkar da sebep olarak yarın bir gün tecavüze uğrar diye bi seçenek dile getirmek çok saçma.

yani bu iş böyle uzun uzun felsefeye dönüşecek tartışmalar yapılacak bir konu değil bence. isteyen yapar istemeyen yapmaz. herkesin kendince haklı sebepleri var. birine gidip neden kedi sahiplenmiyorsun ya da balkondaki saksına neden çiçek dikiyorsun demek gibi bir şey bu.
  • elorelia  (24.05.24 10:00:59) 
Heh yani sen eşine sunmalik argüman istiyosun bı noktada...

Öyle harikayim böyle harikayim diye sallayanlari dinleme öncelikle. Kaldı ki sizin durumunuz da fena değil. Ortalama durumdasınız. Sevgi ve huzur ortamında olan bir çocuk için gaaaayet yeterli sartlariniz. Bı de o kadar kontrolcü olmayın (ben de oluom), belki çocuk ileride bohem bı şekilde kulübede yasamaktan keyif alicak ne bilionuz? Sizin planladiginiz yatlarinizi katlarinizi uçaklarinizi (xd) istemicek?

Çocuk ayakkabisini ysl almadiinizi anlamaz meraq etme. Evcil hayvan gibi düşün xdxd sevgini sakınma, gerektiğinde onu koruyacagini belli et, kalanı ileride kendisi halleder zaten o ozguvenle
  • abuzer  (24.05.24 10:08:12) 
Cocuk ne ya hem de turkiyede. aklini peynir ekmek gibi yemen veya hayatsiz olman lazim cocuk icin. zaten doguranin yari akli da gidiyo hepten hayatimiz zorlasiyi


  • ala09  (24.05.24 10:55:56) 
Benden iyi bir ebeveyn olmaz o nedenle çocuk asla düşünmedim ve düşünmem. Geçen ofiste bütün öğlen yemeği boyunca doğru kişi ile tanışırsan o isterse ne yapacaksın diye sorguya çekildim bir de yani insanlar her bir şeye burunlarını sokma ihtiyacı duyabiliyorlar.

Size gelince daha geçen boşanma masrafı soruyordunuz şimdi biz hiç çocuk düşünemiyoruz diyorsunuz bence de düşünmeyin zaten.
  • peki madem  (24.05.24 11:40:12) 
mahalle baskısı bu konuda büyük rol oynuyor. her ne kadar çocuk istesen de, günümüz şartlarında bunun altına girmek oldukça zor. zorumluluk tarafı ayrı.


  • kondansator  (24.05.24 11:48:17) 
kedi götünü görmüş yara zannetmiş.
neden çocuk yapmayayım?

evladım olur. severim işte.
  • OgutucuRecep  (24.05.24 11:54:55) 
ben bu olaya deneyim olarak baktım ve bu deneyimden neden mahrum kalayım diyerek istedim. sonuç kelimelerle tarif edilemeyecek kadar muazzam bir şey. bu dünyada başka hiç bir şey çocuğunuzun size hisettirdiklerini asla ama asla hisettiremez. başka hiç bir sevgi, aşk, bağ vs vs çocuk-ebeveyn bağına benzemez. bu işin bir yönü.

evet zorluklar da müthiş. zaten ekonomik koşullardan dolayı 2. düşünemiyorum. siz fazla sorgulamışsınız bir de tam tersi hiç sorgulamadan önüne arkasını düşünmeden birden fazla çocuk doğuranlar var. bu ülkedeki kaynaklar ve sistemin bu kadar çok çocuğa olması gerektiği kadar yetmesi imkansız.zaten düşüncesizce doğurup duranlar yukarıda bahsettiğim bağı falan kurmuyor ortaya salıyor ne eğitimi, ne güzel vakit geçirmesi saldım çayıra modunda. o yüzden de bir sürü psikolojisi bozuk insan var toplumda.

öte yandan evrimsel ve insanlığın gelişmesi açısından kaçırdığınız şeyler var. mesela siz hep 30 lu yaşlarda kalmayacaksınız. 90 yaşınıza geldiğinizde kalçanızı kırıp yatalak olup tuvalete gidemediğinizde bir başkasının doğurduğu eğittiği çocuk (hemşire olur hastabakıcı olur) sizinle ilgilenecek ve ona minettar kalacaksınız. herkes sizin gibi çocuk yapmasaydı sizin de muhtaç olduğunuz şeylere erişiminiz olmayacaktı bir de o yönden bakın.
  • iwillsee  (24.05.24 12:23:00) 
@ peki madem, evet bize geliyorlar öyle arada pek sağlıklı olmayabilir zaten bizim çocuk yapmamız bir bakıma haklısınız ama

bazı dinamikler var çiftlerin ikisi de bireysel olarak çok iyi insanlar fakat birlikteliklerinde sorun çıkıyor. hal böyle olunca bir de çocuk varsa ayrılmaları daha mantıklı oluyor.

benim de anne babam ayrı mesela. ben hiç sıkıntısını yaşamadım daha güzel bile denilebilir. evde gürültü yok patırdı yok çatışma yok. istediğinde birine gidiyorsun istediğinde öbürüne gidiyorsun kalıyorsun. herkes kendi hayatında vs.

tabii ki en güzeli çocuğa da aile kavramını geçirmek için mutlu bir aile tablosu çizmek ama herkes kendi ilişkisine veya annesine babasına baksın 4/4lük bir hayat mı yaşıyorlar, bazen ayrılık daha mantıklı olabilir. ben ayrılık ile çocuğu engel olarak görmüyorum o yüzden. ülkeden bir sürü insanın annesi babası ayrı. eğer sıkıntı tipler değillerse öyle de sağlıklı çocuk büyütülebilir. ben bir insanla aynı evde yaşamak istemeyebilirim ama çocuğuna bakmak / çocuğumuza bakmak isteyebilirim.

@ iwillsee, teşekkürler deneyiminiz için. fakat yaşlılık konusuna katılmıyorum. ben kimseye yük olmak istemem gerekirse uyutsunlar diye vasiyet bile verebilirim. yaşlanınca kim bakacak diye çocuk mu yapılır bu iyice bencilce bişey. ben tek çocuğum, kardeşim yok bişey yok. eşimle olur da ölene kadar 'evlilik mücadelesini' :D sürdürebilirsek birbirimize bakıcaz işte çocuk olmasa da. en kötü bakım evi qeyf. o da olmadı uyutsunlar dediğim gibi. eşim de olmazsa bir köşede ölür giderim. nedendir bilmiyorum, böyle kaygılarım/korkularım yok.

Çoğu gelişmiş ülkede durum biraz daha farklı, ebeveynler çocuklarını yetiştirdikten sonra köylere kasabalara çiftliklere yerleşiyorlar. Ki kendi hayatlarını yaşasınlar biz yük olmayalım diye. Bizimkiler de gel evime desen gelir. Şimdi diyeceksiniz ki onlar sana o kadar baktı sen onlara bakmıyor musunuz hayırsız evlat. Bence burada kültürel ön yargılar var. Ben öyle bir sorumluluğu kabul etmiyorum ki, onlar da beklemesin. Doğuran bakmakla yükümlü hatta kimi bakmıyor bile. Ama çocuğun ebeveyne bakmakla yükümlü olduğunu düşünmüyorum.
  • ananiyimioguz  (24.05.24 14:37:15 ~ 14:37:56) 
bu kadar düşünüyorsanız yapmayın zaten. çocuğa da yazık.


  • Whily  (24.05.24 14:49:29) 
Tum bunlari sorgulamis ve cocuk istemeyerek 35 yil gecirmis bir insan olarak bu yil bebegim oldu. Butun hepsi bos muhabbetmis ve gereksiz dusuncelermis gibi geliyor su an bu cocuk yapmama gerekceleri ve varolan yeni insan dunyanin en gerekli ve mukemmel seyi oluyor doğduğu andan itibaren. Bir de ben genel olarak bir seyi isteyip istemedigimden cok emin değilsem yapmayarak pisman olma ihtimalini elemek icin yapmayi tercih ederim, cocugumu da iyi ki yapmisim. Akli basinda bunlari sorgulayan insanların bilincli bir sekilde cocuk yapması da insan ve toplum olma deneyimi açısından değerli.


  • instant crush  (24.05.24 15:03:51) 
Maddi durumunuz iyiyse çocuğa büyükşehirde üç ev, bir araba veya bir dükkan ve araba filan ve yüklü miktar nakit para bırakabilecekseniz hiç düşünmeden yapın. Fakat kardeşini de 3-4 sene sonra yapın. İleride birbirlerine yoldaş olurlar.

Eğer maddi durumunuz orta direkse çocuklara çok iyi birer eğitim şansı ve hayat mücadelesi ruhu veririm diyorsanız o zaman da yine aynı şekilde en az iki tane yapın.

Fakat en önemlisi de şu. Aile içi huzurunuz fiziksel ve mental sağlığınız yerinde, eşler arası sevginiz muhabbetiniz karşılıklı saygı ve muhabbet sürekli olarak iyi seviyede varsa en önemlisi bu, tüm şartlar okeyse yapın.
  • psmstc  (24.05.24 16:53:24) 
Bir de çocuk yapma işi mantıkla olmaz yoksa yapmazsın katılıyorum +1500


  • psmstc  (24.05.24 16:55:20) 
Yazdıklarımı anlamamışsınız. Sizin yaptığınız çocuklar size bakar demiyorum. Evrimsel olarak yaşlanınca birileri tarafından yapılmış çocuklara ihtiyacınız olacak diyorum. Şimdi de öyle hiç mi doktora dişçiye gitmiyorsunuz sonuçta onlar da bi annenin doğurup büyüttüğü çocuklar.kimse çocuk yapmasın derseniz mantıksız oluyor


  • iwillsee  (24.05.24 20:22:02) 
Evrimsel açıdan bakarsak her ne kadar ters görüşte de olsam gerçekleri söylemekten de gocunmam :D şu an doğum oranları düştü, Türkiye'de de düştü. Evrimsel süreçte biyolojik anne baba yaşları çok çok daha erkendi ve insanoğlunun yetişkinliğe geçiş süreci çok daha erkendi (sosyal yaşantı olarak). Önceden 20'li yaşlarda çocuk yapmaya başlayıp 4-5 tane doğurulurken, şimdi 30'larda ancak 1 tane doğuruyoruz haklı sebepleri olabilir ama nüfus hızla yaşlanıyor. Z neslinin de zaten gümbür gümbür çalışmaya geldiğini söyleyemeyiz gelecekte bu yaşlı nüfusla baş etmenin tek yolu olarak robotları çözüm görüyorlar. Yani dünyanın ve evrimsel gidişatı çocuk yapın diyor aslında :D


  • titanic kemancısı  (24.05.24 20:26:26) 
[]

Özel günleri hatırlıyor musunuz?

Biz hanımla pek hatırlamıyoruz tanışma yıl dönümüydü, evlilikti, nişandı düğündü falan o tarihler yok bizde. İşte eylül başıydı, yaz başıydı falan diye aklımızda kalmış hatta bazen yılı da karıştırıyoruz.

öyle yaşımız de büyük değil ki hani bizden geçti yavrum ne tarihi modunda olalım, gayet planlı ve güzel geçmiş günlerdi fakat daha üzerinden çok geçmemesine rağmen pek tarihleri önemsemiyoruz.

başka böyle olan var mı yoksa bizde mi var bir anormallik?

 
Ben hiç unutmam.


  • rock n roll  (23.05.24 21:41:44) 
Dogum gunu ve yildonumu ozeldir benim icin. Hatirlarim, hatirlansin da isterim


  • mor oje  (23.05.24 21:51:42) 
Doğum günlerimizi biliyor ve kutluyoruz evet onda bir sorun yok ama insanlar genelde diğer günleri de baya takip ediyor.


  • ananiyimioguz  (23.05.24 21:52:47) 
Tanışmada gün değilse de en azından ileride torunlara anlatırken “2005in sıcak bir ağustos günüydü” tarzı cümle kurabilmek adına yıl ve ay/mevsim hatırlamak lazım diye düşünüyorum :D

Doğum günü de zaten malumunuz. e geriye evlilik yıldönümü kalıyor ki o da önemli. Yani 2 tarihi net bilmek lazım sevgilinin doğum günü ve hayatınızın en önemli kararını verip imza attığını gün. Bunun dışında önemli bir gün yok bende de.
  • Kediyi üzdün  (23.05.24 22:02:13) 
Ben tarihlerden sadece doğum gününü hatırlarım onun dışında aklımda tutamıyorum maalesef ama olayları unutmam. Tarih konusunda maalesef sıkıntılıyım


  • titanic kemancısı  (23.05.24 23:02:34) 
@ robert bosch, bilemedim. önemli anları takip edip kutlamak dışında bir sevgi dili yok mu mesela birlikte vakit geçirecek planlar yapmaya harcıyoruz o enerjimizi.

bir de mantıken bakınca zaman bir doğru gibi ilerliyor, bir şey yaşandıysa o geçmişte kaldı, kıçımızdan bir güneş takvimi uydurduk ve sözde döngüleri varmış gibi gözüküyor diye bir şeyi kutlamaya çalışıyoruz. Güya aynı günü kutluyoruz ama zaman geride kaldı, dünya ve güneş bile eski yerinde değil, gün eskide kaldı, o yüzden şimdiyi kutlamak ve onun için fırsatlar yaratmak daha önemli gibi. bana kalırsa doğum günü de saçma ama işte...

şimdi diyeceksiniz ki "yahu canım tamam biz de biliyoruz da bahane oluyor işte"

e bir şey kutlamak, eğlenmek, gezmek istendiğinde bahaneye gerek yok ki.

o yüzden tarihler çok önemli gelmiyor. önemli olan bir yerde doğmaktı, bir yerde buluşmaktı. zamanın birinde gerçekleşti işte kaydını tutsan ne tutmasan ne takvimler kullanılmıyorken insanlar ne yapıyorlardı birbirlerini sevmiyorlar mıydı?
  • ananiyimioguz  (24.05.24 01:47:27 ~ 01:50:19) 
@robert ne alaka yaw. biz tanistigimiz ve sevgili oldugumuz zamani bilmiyoruz zorlasam tanismayi bulurum da bilmiyoz yani. geriye dogum gunu kaliyor. duz zamanda beraber kaliteli zaman gecirmeye onem gosteriyor, hediyelesiyoruz ufak tefek de olsa mesela ben hem pastayi hem mumu sevdigim icin her tatli aldiginda mum yakip getiriyo:(

dg cok onemsedigim halde baska ozel gun kaldiramazmisim zaten sosyal cevreye habire ozel gun adi altinda enerji harciyorum
  • ala09  (24.05.24 08:16:22) 
unutmuş salağına yatıyorum.

asla unutmam.
  • baldan kaymak  (25.05.24 00:13:01) 
Ya bende fil hafızası var. Değil evlilik yıldönümünü, misal ilk kez dondurma yediğimiz günü, o günün hava durumunu, dondurmanın çeşidini vs. bile hatırlıyorum.

Takılmak için günü geldiğinde hanıma bi çiçek alıyorum, "e bugün ilk çay içişimizin yıldönümüydü, nasıl hatırlamazsın" diye de darlıyorum :D başta hafif bi panik oluyordu ama alıştı şimdi, önce gülüyor, sonra basıyor tokadı.
  • plutongezegendegilmi  (25.05.24 00:20:03) 
@ plutongezegendegilmi, :D benim de hafızam fena değildir de işte tarihler konusunda pek iyi değiliz sanırım veya tutmak için bir uğraş vermiyoruz.

eşimin numarasını tc sini kısa sürede ezberlemiştim mesela birisi sorunca söylüyordum hemen. bu daha elzem geliyor. ama ne zaman evlenmiştin, ne zaman askere gitmiştin dediklerinde valla onlar pek yok bende ya. hanımda da yok pek tarihler. garip.
  • ananiyimioguz  (25.05.24 00:38:22) 
[]

Dışarıda yeme alışkanlıklarınızda bir değişim oldu mu?

Belki defalarca sorulmuştur ama bir de ben sorayım :)

Pandemi sürecinden önce haftada belki 2-3 kere dışarıda yerdik.

Bu son abartılı zamlara kadar da haftada 1 kere de olsa ya mekanda, ya da sipariş formatında dışarıda yerdik.

Fakat şu anda fark ettim ki neredeyse hiç dışarıdan yemiyoruz.

Esnafın ve zincirlerin abartılı zamları da etken oldu elbette ama en son evde bildiğiniz yufkadan harika lahmacun yapınca dışarıdaki kimliği belirsiz yiyecekler iyice gözümden düştü.

Mesela yarım saatte evde (metrochef hazır pizza tabanıyla) bir pizza yapıyoruz, ki dışarıda ciddi para ödersiniz.

Ek olarak restoranlarda ki yemeklerin aşırı sağlıksız olduğunu düşünüyoruz. Margariniydi, msg'siydi, ayçiçek yaglariydi...




Sizde durumlar nedir?

 
İstediğim şeyi yiyemeyeceksem neden çalışıyorum ve o kadar çalışıyorum gidip kendime harcayayım iki temel düşüncem.

Sadece geçen bir içecekte çok fena kazıklandım. İçecek dışında iskender, kebap düşünmeden alırım. Cumartesi ya da pazar dışarıda yemeyi severim.

Ama kaliteli olanı ayırt etmek gerekiyor. Dışarıda yemiş olmak için beğenmediğim yerde yemem.
  • dissendium  (23.05.24 21:16:13) 
Yemek yapmakla ugrasmayi sevmiyorum, mutfagim kucuk, arac gerec az, bulasik makinem yok bulasik ciksin istemiyorum, tek yasiyorum yemek yapmak gereksiz is gibi geliyor vs var birkac esasli sebebi. Tum bunlar toplaninca gecmisten cok daha fazla disarda yiyorum. Hindistan goruntusu vermiyorsa temizdir sagliklidir deyip geciyorum, mırın kırın etmiyorum. Param disarda yemeye yetmeyene dek disarda yemeye devam. Fiyatlar da umrumda degil, tasarruf yapacak durumumuz yoktur, gelen kiraya yemeye gidiyor iste oldugu kadar. Haftada min 3-4 disardan yiyorum.


  • nic cage  (23.05.24 21:27:16 ~ 21:31:17) 
Nic cage'e çogunlukla +1

Evde mikrodalga ve airfryer var. Onlarda hiçbir ön hazırlık gerekmeden pişebilecek, hazırlık+yemek+bulaşıkları makineye koymak 20 dakikayı geçmeyecek şeyler yiyorum evde. Gurmepack, yayla, tada gibi hazır yemekler mesela çok iyi. Çeşitleri de arttı baya son dönemde ve içeriklerine bakınca zararlı bir katkı da yok.

Bazen her gün dışardan söylüyorum, bazen de haftayı bu saydıklarımla geçiriyorum. Mesela bu akşam yemeğim, tada marka garnitürlü enginar ve yine tada marka ankara tavaydı. Yanında yoğurtla. Genelde lezita gibi hazır tavukları airfryer'a atıp yanında hazır makarna ya da bulgur pilavını mikrodalgada pişirip yiyorum. Bana yetiyor yani fazlasında gözüm yok.

Tek sorunum lezita tavuklar çok sağlıklı sayılmaz ve lezita malum çok iyi anılan bir firma değil medyada. Onun yerine ikame edebileceğim bir şey bulabilirsem benden iyisi yok.

Msg zararsız, diğerleri konusunda haklısın
  • nundu  (23.05.24 21:32:54 ~ 21:37:50) 
Eskiden beri sağlıksızlığı ve hijyen endişesiyle dışarıda yemekten kaçınırım.
Tek istisnası malum sebepten balıktır. Onu da ızgara formatında yerim.
Fiyat konusu beni çok etkilemedi.
  • Mirket  (23.05.24 21:45:26) 
pahalılıktan sonra daha az yiyor oldum. zaten çoğu restoranda porsiyonlar fiyat artarken tersi olarak azalmış durumda. hem kalitesiz hem pahalı yemeğe para vermek dokunuyor.


  • Kediyi üzdün  (23.05.24 22:51:34) 
Eskiden dışarıdan filan çok yerdim ama son 4 senedir dışarıdan hiç yemek yemiyorum, tatildeyken filan yiyorum tabi de evde yemek yapmayı sevdiğim için bu bakımdan şanslıyım. Sağlıksız ve kalitesiz olduğu için beğenmiyorum, ucuz ya da pahalı verdiğim paranın karşılığını asla alamadığımı düşünüyorum. Evde en kötü yumurta kırar yerim ama mutlaka evde yerim, her gün yemek yapıyorum çok uzun da sürmüyor artık alıştığım için. Protein olarak tavuk ya da kendi yaptığım köfte, diğer seçenek de sebzeler oluyor, fırında ızgara sebze, bulgur pilavı, normal pilav, salata, sebze graten vs vs planlayınca çok hızlı oluyor bunlar. file market te satılan içeriği temiz falafel var çok güzel 44 tl ye satılıyor ama hemen bitiyor fırında 15 dk da pişiyor, turşu+ camda satılan sağlıklı mayonez var mesela günü kurtaran parçalar :D


  • titanic kemancısı  (23.05.24 22:58:50) 
ben çok para verip kalitesiz yemek yemekten bıktığım için dışarıda yemeyi çok azalttım. ankarada aşırı meşhur olmuş aspavalardan birine gittik yumuşak patates kızartmasının üzerine çok bariz margarin dökmüşler neden yani neden? adam başı da 400 tl ödedik içecek falan yok. yani gider simit ayran yerim daha iyi.
sağlıklı seçeneker de çok pahalı subwaydan salata üzeri tabuk alıyorum 200 tl mesela gerçekten değer mi=

  • iwillsee  (24.05.24 12:40:47) 
Pandeminin etkisi değil de tek başıma yaşıyor olmanın etkisi oldu. Ev arkadaşıyla yaşarken mutfağı komple meşgul ediyordu hep o nedenle ben de hep yemekleri dışarıda yiyip geliyordum eve. Şimdi evimde rahat rahat takıldığım için dışarıda yemek yemiyorum. Eve de söylemiyorum kendim bir şekilde hallediyorum.


  • peki madem  (24.05.24 13:46:59) 
[]

Arabanın ambeleye kalkması

Citroen C4 2007 1.6Hdi aracımda yağ çubuğunda 2 çizgi yağı görünce bastım 4 litre motor yağını. 3 gün önce acemice bunu tamamladıktan sonra, üç günde toplam 90 km yol yaptım. Araba birden durdu. Ustamı çağırdım geldi balata spreyi ile arabayı çalıştırdı ve araba son devire kadar kendi kendine hızlandı. Stop ettirdim yine de 20 saniye kadar daha çalıştı. Usta 10 dakika sonra tekrarladı bu hareketini ve araç da aynı hareketi yaptı. Arabanın arkasındaki kaldırım simsiyah yanık oldu. Etraf sis bombası yemiş gibi zifiri beyaz duman oldu. Çekici sırtında tamirhaneye götürdük. Orada çalıştırdı usta. Ama bizim dizel traktör motoru gibi kükrerdi, çok zayıfdı sesi. Motor bitmiştir dediler, şanslıysan turbo ile kurtarırsın dediler.

Tecrübesi olanlar aydınlatsa da öğrensek. Teşekkürler.


 
ambeleye kalkmak - runaway olsa motoru durduramazsın.

neden olur dersen dizel motorlar yakıtı yüksek basınçla sıkıştırarak patlatır yani ayrı bir ateşleyiciye ihtiyaç duymaz. bir dizel makina yakacak yakıt bulduğu sürece devir çevirmeye devam eder. normal bir dizelde devir enjektörlere giden yakıt üzerinden kontrol edilir. yakıtı kesersin motor durur.

ambeleye kalkmak deyiminde fazla motor yağı turbodan veya başka bir noktadan kaçak yaparak emme manifoldu üzerinden yanma odasına doğru zamanda ulaşır. motoru sanki sürekli yakıtla besliyormuşsun gibi kontrolsüzce devir çevirmeye başlar.

senin durumunda konunun bu olduğunu düşünmüyorum. bence hava girişinden sıktığı balata spreyi artıkları bu fazladan 15-20 saniye motorun dönmesine sebep oldu. yağı çekip dönüyor olsa kontağı kapattığında 20 saniye sonra durmaz. yağı bitirene ya da yatak sarıp kitleyene kadar döner.

motor bitmiştir diye bir tanım yok. enjektörler bozulabilir, yakıt pompası bozulabilir, subaplar kaçırabilir, segmanlardan kaçırır, krank sensörü saçmalar vs. vs. bir sürü durum olabilir. fazladan koyduğun yağ bir yerleri patlatmış olabilir.

o ustayı acilen değiştirmeni tavsiye ederim. yapılması gereken aracın önce elektronik arıza kodlarına bir bakmak. sonra yağ boşaltılıp uygun yağ gerekli miktada koyulur, enjektörler sökülür ve teste gider, yakıt pompası basıncına bakılır. motor gene çalışmazsa üst kapak açılır.

şanslıysan turbo ile kurtarırsın da şu durumda ustanın söyleyeceği bir laf değil. motor rölantide çok zayıf çalıştı saçmaladı diyorsun. turbonun düşük devirlerle hiçbir işi yok. hatta motorun hava girişini turbodan sök direkt atmosfer basıncı kalsın dizel motor gene gider eskisi kadar çekiş üretmez ama düşük devirde normal yol alırsın.
  • orpheus  (24.05.24 00:51:54 ~ 01:01:07) 
[]

Google chrome tab listesini YINE sola almis vol583938

3 ay once sormustum: www.eksiduyuru.com
Bugun gene bir guncelleme yapmis, gene sola gecmis tab listesi. Eskisi gibi saga almanin yolunu bilen var midir?



 
[]

krediyi kapatma hk

faiz ödemek yerine aynı miktarda tl ile borcu kapatalım diyoruz.

kapattığımız borç bugünkü tutarı ile altına endekslenecek ve daha kısa sürede geri ödenecek.

biz tl ödeyip altına endeksleyeceğiz.
karşı taraf faiz indirimi alacak.

mantıklı mı sizce?

 
Ben anlayamadım.
Krediyi eğer 6 ay veya daha önce çektiyseniz o zaman faiz oranları iyiydi. O kredi güzel kredi. Onu erken kapatmayın.

Benden daha iyi biliyorsunuzdur ama kredinin ilk ödemelerinde genelde faiz ödersiniz, ana para pek azalmaz. O yüzden kredinin o pahalı olan ilk kısmını ödediyseniz ucuz kısmı başlayacakken kapatmanız mantıklı değildir.

Özetle hem anlamadım. Anlasam bile kredinin faiz oranı, kaç ay kaldığı, erken kapatmanın ne kadar avantajlı olacağını vs. görmek gerek. Çok büyük bir kazanç olmayacaksa bence kimseyle böyle işlere girmeyin.
  • michael_knight  (23.05.24 21:44:05) 
Simdi kredinin "pahali kismi" "ucuz kismi" diye bir sey yok. Yani bu sekilde bir "borcu kapat veya kapatma" analizi yapilmaz. Diyelim ki 10000 lira borcun var (anapara). Buna her ay belli bir % oranda faiz isliyor. Sen her ay sabit bir miktarda borc odemesi yapiyorsan ilk aylarda cogunlugun faize gitmesi garip bir tesaduf degil cunku o aylar isleyen faiz miktari daha fazla. Aylik odeme miktarini arttirsan bu sorun ortadan kalkar. Veya sen direkt ana paraya odeme yapip borcu 9000 bine getirdiginde o aydan itibaren kacinilmaz olarak daha az faiz isleyecek ve kacinilmaz olarak yaptigin sabit odemenin daha cogu anaparaya ve daha azi faize gidecek.

Esas soruya gelirsek isin prensibi basit: kredi faiz orani (%) senin elindeki parayla elde edebilecegin kazanc oranindan (%) yuksekse kredi kapatilir. Yani elindeki nakitle iyi bir is fikrini gerceklestireceksen kredi borcu oyle dursun diyebiliriz ama nakit para bos bos mevduatta duruyorsa krediyi kapat gitsin.

"altina endekslemek" "karsi taraf faiz indirimi alacak" falan bunlardan hicbir sey anlamadim. Cok gereksiz dolambaclandiriyorlar gibi geldi. Duz nakit verip dakikasinda tamamen kapatilamiyor mu bu borc?
  • hot potato  (24.05.24 06:41:06 ~ 06:42:53) 
Şu ortamda alınmış krediyi erken kapatmak, sadece çok çok önemli bir işiniz varsa olabilir. Örneğin ev kredisidir, evi acil satacaksınızdır vs. Onun dışında mantıklı değil.

Hele TL'yi, altına endeksleyip kapatmak, büyük risk. Aydan aya ödeyip, geçin. Yanarsınız...


.
  • kartallar yuksek ucar  (24.05.24 09:51:05) 
[]

Çanakkale’de otel odasında külot kaynatılma ihtimali?

Hilton’da odadaki kettle’da külot kaynatılmış mıdır?

Normalde de kullandığım bir şey değil ama bu ihtimal ne kadar yüksek sizce?


 
O ihtimali hep düşündüğüm için ben de kullanmıyorum. Olabilir çünkü pis insan çok. Herhalde 1 tane içlerindeki külot ile gidiyorlar. Al 3-5 tane her gün değiştir. Koy poşete kirlileri evinde yıka. Her markette külot satılıyor, iğrençliğe gerek yok.


  • rock n roll  (23.05.24 20:38:23) 
Hayatta başkalarına yaptığımız kötülüklerin oranı, onlardan alınan ah lar beddualar ile almak lazım bu durumu sanırım.

Örnek olarak bir video da
yabancı bir ülkede müşteri masada yemeğini beklerken arka tarafta yemeği hazırlayan çalışanın az sonra yenecek şeylerle yaptıkları akıl alır gibi değildi.
Masasında sessiz sedasız yemeğini bekleyen müşteri, bunu hak edecek ne yaptı geçmişinde? diye de düşünüyor insan.
Senin beklentin belki iç çamaşırı ama asıl kaynatılan bir çift çorapta olabilir.
  • diyecevaplandı  (23.05.24 20:43:43) 
O ihtimal her yerde var. Kilot kaynatmasalar bile çorap kaynatırlar. Ögrenciyken dünyanın en büyük Bir otel zincirinin mutfağında çalışmıştım. O yemeklerin nasıl yapıldığını bilseniz bir daha yemek salonunun önünden bile geçmezsiniz


  • limonlu eksi  (23.05.24 20:59:37) 
şu söylentileri duyduğumuz iyi mi oldu kötü mü bilmiyorum. çok sık seyahat eden ve otellerde kalan biri olarak artık zevk alamaz oldum. bir ay önce twitterda otel çalışanları tarafından yazılmıştı; bardakları köpükle yıkamadan kullanmayın banyoyu temizlediği havluyla o bardakları siliyorlar yıkamıyorlar vs diye. yani bizim tahminimizden çok öte bir pisliğe maruz kalıyor olabiliriz.
Hiltonda yapmazlar diyeceğimiz bir ülke değil burası :(

  • Kediyi üzdün  (23.05.24 22:56:37) 
İllaki bi şeyler kaynatanlar vardır.

Ama ketıl dediğimiz şey içinde kaynar su barındıran bir alet. Bi 5 dk suyla kaynatıp sonra o suyu döküp ikinci kaynattığın suyu kullanıyorum ben.
Zaten kaynar su günlük hayatta karşılaştığımız bir çok mikrobu rahat rahat öldürüyor. Extrem bakterilerle de zaten otel odasında karşılaşmayız.

Yani fikir iğrenç olabilir düşününce, ama aslında o kadarda pis bi durum değil önden su kaynatıp ketılı temizliyorsan.
  • zimbirik  (24.05.24 00:19:08) 
Bu kulot kaynatma lafini kim cikardiysa koca sektoru degistirdi yeminle.

Dunyada otel odalarinda yuz milyonlarca kettle var, size denk gelmemistir bence.
  • brkylmz  (24.05.24 00:52:19) 
Eli yüzü düzgün bir şehir otelinde kalan insan profili kettle'da don falan kaynatmaz. Ne bununla uğraşır, gider en kötü migrostan don alır; ne de düz kaynar suyun temizlediğine ikna olur.


Bunun çıkış noktası arapların otelleri pis kullanması oldu. Onlar da zaten boklu don giymekten sorun erinmeyecekleri için yıkamazlar.
  • Bruce  (24.05.24 01:08:05) 
yüzde bir bile olsa ben o kettleı kullanmam. aşırı huylanıyorum bu mevzudan. otele girince banyoyu vs temizleyenler var, ben o kadar değilim ama kettle kırmızı çizgim. hatta geçen sene bebekle tatile giderken yanımda şu sinbonun vs ucuz kettleları var ya ondan götürecektim.


  • elorelia  (24.05.24 10:05:45) 
bunu kim bilebilir, ben de kullanmam kıllanırım. hatta oteller ne kadar konforlu olursa olsunlar duşlarında filan hiç kalamam. oraya yüzlercesinin poposu değiyor.


  • geveze yazar  (24.05.24 10:19:35) 
ben de kullanmıyorum ama dedikodu gibi geliyor bana.


  • paintov  (24.05.24 12:53:12) 
[]

çek tahsil işleri ve kırdırma

merhaba

yurtdışı çalıştığım bir şirket için türkiyedeki firmalarından birinden çek ödemesi verdiler.

-önce eylüle tarih attılar sonra temmuz sonuna paraf attırdık imza ve isim ile

-alıcı kısmına patron kendi adını yazmış arkaya da tc isim ve imza yazmış

-bu durumda hamiline durumuna mı geçti

-çeki kırdırmaya çalışıyoruz yüzde 7 dediler ancak firma olmalıymışız , bildiğin şahısım ben firma falan yok

-nasıl oluru var bu işin lütfen gayet hiç bilmeyene anlatır gibi yazabilirmi

şimdiden teşekkürler

 
evet, firma çeki patrona, patron da arkasını cirolayarak çeki kimde ise ona gibi yapmış. çeki kırdırırken sizden de patronun imzasının altına onun gibi ciro isteyecekler. çek vadesinde ödenmez ise, arkada cirosu olan herhangi birinden tahsil etmeye çalışacaklar.

hiç çek kırdırmadım, ama artık faturalı çekleri kırdıklarını biliyorum, çünkü fatura olmadığı zaman danışıklı dövüş gibi karşılığı olmayacak veya zor olacak çeki kırmak için veriyorlardı. eskiden böyle çok yapan vardı. fatura olduğu zaman karşılığında bir alışveriş olduğunu anlaşılıyor.

siz çeki kimden aldıysanız, nereye kırdırabileceğinizi onlara sorun, onlar yönlendirsinler.
  • malheiros  (23.05.24 20:19:28 ~ 20:20:40) 
Faktöring şirketleri çekleri kırar, size yakın şirketleri araştırıp telefonla sorun.
Çekin üzerinde qr kod olur, findeks ten çeki yazan kişinin geçmiş çek ödeme performanslarına bakabilirsiniz, yazılanı yoksa sizinle çeki tahsil etme aceleniz yoksa, hesabınızın olduğu bankaya gidip takasa verebilir, vadesi geldiğinde çekin otomatik tahsil olmasını sağlayabilirsiniz.

  • dream  (23.05.24 23:01:59) 
[]

yurtdışından türkiye'ye para gönderme...

şu sıralar en uygulanabilir ve kolay yolu nedir?

yunanistan'dan türkiye'ye para gelecek. wise hesabım var. tam emin değilim ama wise sanırım artık türkiye'de çalışmıyordu? revolut hiç kullanmadım. işe yarar mı?

edit: oradan revolut ile tr iban'a atmaya karar verildi.

 
Wise Turkiye'de yasayanlara calismiyor, oturumunuz yurt disindaysa ve Wise hesap bilgileriniz guncelse calisiyor. Yani Turkiye'ye para gonderebiliyorsunuz.

Genel olarak hala en tercih edilir yol Wise.
  • sertac akin  (23.05.24 19:53:50) 
[]

çin - tayvan

savaşları okuma konusunda ciddi yanılgılarım olduğunu düşünüyorum.

rusyanın 6 ay içinde ukraynayı haritadan silmesi lazım derdim ancak savaş yıllardır devam ediyor.

çinin yüzölçümü tayvanın 266 katı,
nüfusu ise 58 katı imiş,
ordular ortada, ülkelerin ekonomik durumları da ortada.
tayvan bir de adaya hapsolmuş gibi.
şu haritadaki iki ülkeye bakar mısınız ?

www.turksam.org

tayvanın birkaç hafta içinde çin topraklarına katılması gerekmez mi ?

yanılgılarım tam olarak nerelerde?

 
Konuyu çok uzaktan izleyen olarak bildiklerim;
1- Dünyanın neredeyse tamamı (yani ABD) Tayvan'ın arkasında.
2- Tayvan ada ama dağlık. Kara savaşında savunmacının ciddi avantajı var.
3- Böyle bir girişim Çin'in ekonomisini mahveder. Bunu göze alması zor.
  • michael_knight  (23.05.24 18:58:46) 
öncelikle vaktiniz varsa europa universalis 4 oynamanızı tavsiye ederim. dünyadaki bu tür jeopolitik dengeleri insana kabaca da olsa kavratıyor.

ülkelerin ele geçirmek istedikleri toprakları işgal edememesinin başlıca sebebi şu anda var olan durumu korumak isteyen, yani bu fetihten rahatsız olacak diğer ülkelerden çekinmeleridir. zaten statüko bu denge üzerine kurulmuştur. dengenin oynaması ittifaklar dengesini bozacaktır ve abartılırsa da savaş sebebi olacaktır (batılıların savaşmasalar da ukrayna'ya sürekli silah göndermesi gibi). gariban görünen ülkelerin de yüksek yerlerde dayıları, kavgalarda onları koruyan abileri var. öyle kolay olsaydı gücünü toplayan her ülke her sabah zayıf bir komşusunu fethe çıkardı.
  • yedigimiztavuk  (23.05.24 20:07:52 ~ 20:08:52) 
Çünkü Çin'in kendisi de şu anki uluslararası ticaret anlamında statükoyu bozmak istemiyor. Çin ürettiği ürünleri satabilmesi ve ekonomisini devam ettirebilmesi açısından dışa bağımlılığı en büyük ülkelerden biri, şu an için savaşa girip Amerika ve Avrupa gibi ticaret ortaklarını karşısına almak istemiyor.


  • king lizard  (23.05.24 21:10:19 ~ 21:10:34) 
Hangisi kazanır derken sadece görünenlerle değil, görünmeyenler veya konuya uzak gibi görünen hususları da ele almak gerekiyor bu zamanda.
Alanın genişliği, nüfus ve orduların kıyaslanması ile düşünmek olmaz.

Günümüzde savaş kavramının tanımı daha da geniş. Mesela İran'da üst düzey kişilerin bile kaza adı altında ölümleri bir çok ülkeyle dış ilişkileri etkileyecek seviyede bir olay.

Savaş, sadece cephede değil diplomasi ticaret turizm ticaret vs bir çok alanda hala sürüyor.
Mesela Rusya ile bizim de arka planda görünmeyen savaşımız var aslında. Bu daha çok etki alanlarında yer kapma mücadelesi olarak söz konusu.
Suriye, Afrika bunlardan ikisi sadece
İsrail ile de bir tür savaştıyız aslında.

Ticari dengeler sebebiyle ABD ve ayrıca ABD'ye bağlı Avrupalı devletler de var işin içinde.
Diğer yandan Çin'in Türkiye'de dahil olmak üzere, bir kuşak bir yol adlı devasa ticaret hattı projesi söz konusu. Çin bunu herhalde heba etmek istemez . Ama tuhaf olan bu projenin aslında yine Çin'deki "batı asıllı" sermaye sahiplerinin planlaması.

Bunun yanı sıra ileriye dönük olarak ABD ile Çin arasında teknolojik temelli istihbarat alanında da büyük çekişmeler hala var.

Filistin meselesi sebebiyle ABD'de, Çin merkezli olan tiktok yasağı konuşuluyor.
Sebebi de Tiktok un, Instagram gibi platform algoritmalarının dışında hareket etmesi ve Filistindeki dramla ilgili içerikleri daha fazla göstermesi.
Instagram gibi yerlerde ise arama yapıldığında ancak istenenler çıkıyor.

Elon musk'ta netanyahu ile görüştükten sonra X ye de bazı değişmeler oldu. Filistin meselesini öne çıkaran çeşitli tanınmış kişilerin hesaplarıyla olan etkileşimler de hesap sahiplerinin kendi tespitleriyle ortaya çıktı.


Abd uzak doğu konusunda Hindistan'a söz geçirebilirse belki Çinle gerilimin dozunu arttıracak ama şu an kendi yaklaşan seçimleri de bir çok şeye engel. Trump seçilirse bir çok şey sil baştan.

Neyse.. Tayvan'ı bazı yönleriyle Kıbrıs gibi düşünebiliriz sanırım.
  • diyecevaplandı  (23.05.24 21:48:53) 
Rusya Ukrayna'yı 6 ay değil isterse 1 günde tarihe gömer savaşın uzaması Putin'in stratejisinden ibaret. Bu sene bitmeden Rusya zaferi ile sonuçlanacağını düşünüyorum zaten yakın zamanda Çin ile anlaşma yapıldı Rusya ile Ukrayna'yı mukayese etmek pire ile deveyi mukayese etmeye benzer Ukrayna'da Rus zaferi aynı zamanda batının (ABD,NATO,AB) mağlubiyeti olacak. Ukrayna'dan sonra sıradaki hedef Transdinyester veya baltık ülkeleri olabilir. Değil avrupada dünyada Rusya'yı durdurabilecek bir güç yok.

Batı Rusya'ya tariihte eşi benzeri görülmemiş bir ambargo uyguluyor Rusya'ya uygulanan ambargo ne Kuzey Kore'ye, ne İran'a ne de Esed rejimine uygulandı bütün bu ambargolara rağmen Rusya 2023'te batı ekonomilerinden daha fazla büyüme kaydederek rekorlar kırdı, Rusya'nın ne kaynak sorunu var ne insan kaynağı problemi hayat güllük gülistanlık devam ediyor tarih boyunca ambargolarla demir perde içinde yaşamış Rusya için ambargolar bir şey ifade etmiyor herşeyin alternatifi var. Bu ambargolarla batı kendi bindiği dalı kesti farkında değil Rusya çok büyük bir pazar bu pazarı kaybetti şimdide Gazze boykotundan dolayı batılı şirketler çok ciddi darbe aldılar batılı şirketlerin yerini Çinli ve Türk şirketler alıyor.

Tayvan içinde benzer şeyler geçerli Çin ve Tayvan kıyaslanamaz yakın gelecekte Çin'in Tayvan'ı muhasara altına alması ve işgal etmesi kaçınılmaz bir durum olduğuunu düşünüyorum. Böyle bir durumda batının yapabileceği fazla bir hamle yok ABD ve dünya ekonomisi Çin'e bağımlı ABD'de üretim yok herşey Çin'den geliyor Çin'in elinde ABD tahvilleri var dahası artık dünya genelinde batı hegemonyası kalmadı artık çok kutuplu düzen var batı her alanda kaybetti.

Yanılgınız şurada her şey göründüğü veya medyada gösterildiği gibi değildir. Gazze içinde o kadar propagandalar yaptılar/ yapmaya devam ediyorlar güya İsrail Gazze'yi 1 saatte temizleyecekti ne oldu? İsrail ordusu dünya kadar kayıp vererek 2 ayda ancak deniz kıyısına kadar ulaşabildi 8 ay olacak neredeyse daha HAMAS'ın beyin takımından birini yakalayamadılar güya tünellere su basıp HAMAS'ı ortadan kaldıracaklardı orada da başarısız oldular terlikli eşofmanlı mücahidler milyonlarca dolarlık teknolojileri basit el yapımı silahlarla akılcı taktiklerle çöpe çevirdiler

Dünyadaki bu gidişat (çatışma alanları vs.) ABD seçimlerine kadar (belki öncesi belki sonrası) devam edecek Ukrayna'da Rusya zaferi, Gazze'de mücahitlerin zaferi ve bağımsız Filistin devletinin BM tarafından tanınması ve Tayvan'ın işgali şeklinde. ABD'de (muhtemelen Trump seçilecek) yeni gelecek hükümet Rusya politikasını değiştirip Çin'e yoğunlaşacak.
  • doharkoman  (23.05.24 22:13:17 ~ 22:15:41) 
Abi bu tarz şeyler için eksiduyuruda çok vakit harcama çünkü alacagin cevaplar "bati bitti" oluyor, neredeyse ürettiği her şeyi Export eden ülke bağımlı olmuyor da diğerleri oluyor sadece. Ha sonra bir de elinde nükleer olan avrupa rusya'ya karsi da koyamiyor falan filan. Seviye burası.

Al abi sunlari oku, en azından ciddi bilgi olur;
www.cfr.org


moderndiplomacy.eu

foreignpolicy.com

Yani olay sadece elindeki askeri güçle falan alakalı degil. Zaten dünyada hiçbir şey sadece askeri güçle alakalı değil artık. Eskidendi o. At gözlüğü ile bakip "atom bombasi atalim" tayfanin olayi o.

Savaş konusunda da eksi falan bakmam, War institute'tan bakarim. Bunun üstüne yazan profesörler varken burada ilkokul mezunu olup olmadigi belirsiz olan bizlerden bilgi almakla uğraşma.
  • logisticsmanager  (24.05.24 01:31:45) 
Tayvan dünyanın en büyük çip üreticisi, dünya çapında üretimin yarısından fazlasını yapıyor. Tüm dünya çipler üzerinden yürüyor şu an. O bölgede çıkacak bir savaş, tüm dünyada üretimin aksamasına sebep olacak. O yüzden kimse bunu istemez Çin de dahil.

En basit açıklaması bu benim için, fazlasını yapacak kadar bölgeye hakim değilim.

Bi de "Sabah girsek akşam ülkeyi alırız" düşüncesi en fazla 12-13 yaşında ergenliğe girerken bitmesi gereken bir konu. Bi kere en basitinden, tayvan'ı işgal etse, oradaki halk "Haa bundan sonra PRC vatandaşıyız ROC yerine yani tamam, yarın sabah iş var yatayım o zaman" mı dicek? Minnacık hong kong bile yıllardır duyup bildiğimiz bir isyan halinde, tayvanı topraklarına katmak öyle kolay mı yani?

Rusya'nın doğu Ukrayna saldırısı bir açıdan daha mantıklı orada kendisini destekleyen bir popülasyon bulunuyor. Çin ve Tayvan arasında böyle bir durum da yok. Adada yaşayan 20 milyon insana soykırım mı uygulayacaklar mesela?
  • nundu  (24.05.24 10:44:42) 
@logistics tam ilk okuldaki o "atom bombası" atalım kafadayım, kaynakları okuyacağım.

@nundu abi minicik tavyan'ın ürettiği çip'i dev gibi çin nasıl üretemiyor ?
  • WithWorth  (25.05.24 12:50:54) 
[]

Besiktas forması ama kimin

Haftasonu yeğenim geliyor Luksemburg'dan. 11 yaşında, futbola meraklı. Fransa'ya Almanya'ya Belçika'ya falan babasiyla maç izlemeye gidiyorlar random ama öyle tuttuğu bir takım yok.

Ben bu çocuğa bjk forması alayım diyorum ama son senelerde az takip ediyorum. Ancak Peder beylere gittiğimde maç açıkça. Anladigim kadariyla hem takım kötü hem de öyle ikonik bir adam yok.

İkonik dediysem öyle çocuğa şimdi Necip uysal forması da almayalim:)

Semih kilicsoy mesela alayım mi? Bu seneden sonra bu çocuk kaybolursa ama o zaman forma çok anlamsiz olacak (sanki semih in kaybolma ihtimali var gibi)

Ernest muci falan da ne bilim böyle yıldız mi olur yahu adamı. Cenk tosun bitmiş. Aboubakar satmış (takip etmiyorum dedim holigan ciktim:)

Hakikatten kimin formasını alayım bu çocuğa? ?

 
Yeğeninizin ismini yazdırın bence.


  • pispinti  (23.05.24 18:21:22) 
Ismi +1
Malesef dediğiniz gibi bjk'de su an güvenip yazdıracak biri yok gibi. Bosuna risk almayin.
Ya da misal bjk'nin efsanevi futbolcularindan olabilir. Ben misal bir Galatasarayli olarak hagi ve muslera asla unutmam. Bülent korkmaz da her zaman olabilir.

Ben bir bjk forması hediye alacak olsam isim olarak atiba, quaresma, nouma, pancu gibi isimler isterdim. Hatta pancu olursa misal ünlü Fenerbahçe maçını anlatip çocuğa ilgi kazandirabilirsiniz. Biz de bu hikayelerle Galatasarayli olduk.
  • logisticsmanager  (23.05.24 18:48:11) 
ille de takımdan birinin adını yazdıracaksan sadece semih var şu an hakeden. satılıp gitse bile kötü bir ayrılık olmayacak, beşiktaş'a kazandırarak gidecek. kaybolma ihtimali ile avrupa'da beşiktaş'ı başarıyla temsil etme ihtimalini kıyasladığımda ikinci seçenek çok daha yüksek.


  • hrskrs  (23.05.24 19:52:01) 
Necip olmasın dedin, bende seçenekler bitti. Şu Beşiktaş kadrosundan kimseyi yazdırmam. Semih'ten çok ümitliyim. Canavar gibi forvet olacak bence ama biraz erken onun için. Ayrıca kariyerini çöpe atan ya da sakatlıkla kaybolan çok futbolcu var dediğin gibi. Bir de seneye başka takıma giderse de çok bir anlamı kalmıyor.

Eski isimleri de yeni formalara yazdırmak biraz garip.

Kendi ismi +1

Forma numarası ne olacak bu durumda? Standart 10 mu?
  • nawar  (23.05.24 20:10:31 ~ 20:12:02) 
kendi ismi.

beşiktaşta şu an öyle bir oyuncu yok. gedson alırdım ben çocuk beşiktaşlıysa.

çocuk bjkli değilse gs forması alın. icardi mesela, çok ikonik ve çocuklar çok seviyor. muhabbeti de olur hem. çocukların dünyası bizim gibi fanatik değil, biraz daha onları herkesin odağına koyacak, ilgi ve sevgi görmelerini sağlayacak birşey almak mantıklı olur.

şahsen ben olsam genç ve o liglerden bir oyuncunun; babasına da sorarak formasını alırdım. hem daha çok ilgisini çeker.
  • baldan kaymak  (23.05.24 20:41:29) 
ismini yazdır geç kardeş hem istediği kadar giysin modası geçmez hemde şuan beşiktaşta öyle bir futblcu yok.


  • gencfb  (24.05.24 08:47:55) 
efsanelerden birisi de olabilir, metin tekin mesela


  • mcsword  (24.05.24 09:02:10) 
11 yaşında dediğinize göre 2013lü diye tahmin ediyorum, o zaman Atiba forması alın hem numarası da doğum yılı olduğu için hoşuna gidebilir.

2012liyse de ismini yazdırın, 12. adam mevzusunu da anlatırsınız
  • nundu  (24.05.24 09:22:56) 
Sergen Y.
yazdırıp verin.

  • since1907  (24.05.24 09:50:39) 
[]

Dişin çekilmek durumunda kalması

Kanal tedavisi olmuş ama kırılan bir düşüm çürümüştü
Hekim bu diş kurtulmaz kurtulacak olsa uğraşırım severim dedi mecburen çekeceğiz dedi de bir ihtimal kurtarma şansı olur mu diye başka hekime sorayım mı?



 
sorun


  • jülsezar  (23.05.24 17:55:45) 
kesinlikle sorun evet. bi doktorun çekmekten başka yol yok dediğim dişimle yıllarımı dolduruyorum şu an.


  • patronaj1  (23.05.24 17:57:54) 
endodonti uzmanına görünün


  • my fault  (23.05.24 20:53:57) 
röntgen varsa atın bi bakalım ama hekimlerin önceliği dişi kurtarmaktır, kurtaramıyorsa çekmeye yönelmez, sanmıyorum. Yukarıdaki arkadaşların durumu istisna olabilir.

yine de her alanda tek doktorla sınırlı kalmayın sorun tabi.
  • ananiyimioguz  (23.05.24 20:59:43) 
[]

Eklemler için glukosamin kullanmak hakkında bilgisi olan birisi var mı?

vucüt geliştirme yapıyorum. eklemlerde zayıflık hissi ve ses gelmesi sebebiyle glukosamin kullanmaya başladım. 1 kutu bitti kendimi yüzde yüz olmasada daha iyi hissediyorum. bu ürünün yenisini almalı mıyım yani spor yaptıgım surece kullanmam mı gerekiyor yoksa almasam olur mu artık?




 
Bunun için bir şey diyemeceğim ama kuru çınar yaprağı suyunu içmenin faydaları var.


  • diyecevaplandı  (23.05.24 18:05:27) 
Bir kere bu tarz sorulara prensip olarak "kaynim kullandı cok faydali" gibi yaklasimlari yanlış buluyorum. Özellikle elimizde destekleyecek bilimsel veri yoksa ama tabi eksiduyuru burası.

Glukosamin vs şeyleri zamaninda kopegimde kullanmamdan sonrası cok arastirdim ve açıkçası elde net bir veri yok. Yani bir işe yariyor da ne kadar ise yaradığı, kimlerde yaradığı belirsiz. Buna ek olarak sadece bu değil daha başka maddeler de var ise yarayabilecegi konusulan ama cidden şöyle birkaç yil daha araştırma lazım. Isin içinde kesin placebo etkisi de var gibi.

Sizin durum; yani bilmiyorum ben vücut gelistirme yapmaya başlayınca böyle sorun olan duymadim. Misal.olimpik halter, powerlifting deseniz neyse. Bence biraz overreaction olmus ama sunu diyebiliriz;
Elimizde bilimsel olarak yararini destekleyen net bir şey yok ama sagliksiz olduguna dair de bir şey yok. Bu noktada en kötü placeboya para harcamış olursunuz ama kendinizi iyi hissediyorsaniz kullanin.


Bu arada spor yaptiginiz sürece falan kullanmaya gerek yok. Benim kendi arastirmalarim sonucu elimizde bilimsel olarak spor yapanlarin kullanmasi iyi olacak vitamin fish oil. Onun dışında net bir şey yok (yeni yeni şeyler çıkıyor da çok yeni yani arastirmalar).

Bu arada bu tarz şeyler galiba kür oluyor. Yani 3 ay kullanıp birakip sonra tekrar kullanmak gibi.

Kendi deneyimlerim sonucu eklem sagligina iyi gelen bilimsel kanitli iki şey var;
Lean olmak.
Her hafta mobility çalışmak.
  • logisticsmanager  (24.05.24 01:54:58) 
@logisticsmanager

teşekkür ederim klavyene sağlık hocam
  • Zetnikov  (24.05.24 08:59:56) 
[]

Müzisyenler nasıl geçiniyor?

Soru saçma gelebilir ama müthiş merak ediyorum.

Misal Yüksek Sadakat elemanları atıyorum bin yıl önce albüm çıkardı. E şimdi?

Bu insanların çoluğu çocuğu yok mu, özel sigorta falan yaptırmıyorlar mı, çok merak ediyorum bu konuyu.

Nasıl oluyor sizce?

Teşekkürler hehe.

 
konser veriyolar?
spotify gelirleri var
telif gelirleri var
  • jelly bear  (23.05.24 18:06:39) 
Her müzisyenin spotify veya benzeri platformlardan geliri yok. Telif geliri olmayan çok müzisyen var. Konser verebildiği ölçüde para kazanabilen ama kazandığı parayı alıp almayacağı garanti olmayan bir meslek bu. Kısacası ciddi ciddi ünlü değillerse epey zor geçiniyorlar.


  • muhayyer divan  (23.05.24 18:14:25) 
Adam konser verdi bitti, Tarkan değil bu. Telif falan da sanmıyorum.


  • suden  (23.05.24 19:00:46) 
1. grup: telif gelirleri, spotify, youtube music gelirleri, konser gelirleri olanlar
2. grup: zaten aileden varlıklıdır (zaten hangi orta direk aile çocugunun müzisyen olmasına izin verir) aileden kalan serveti yer
3. grup: zamanında kazandığı paralar ile yatırım yapmıştır, kira geliri veya işyeri ortaklığı falan vardır
4. grup: zor geçinir, eski müzisyen arkadaşlarından yardım ister, tiktok yayını açar bağış ister, kıt kanaat yaşar
  • abelardo  (23.05.24 19:10:36) 
aktif olmasa da bir grubum var, spotify+youtube+apple vs. toplam gelirlerimize bi baktım. O rakamlarla çarparsam Yüksek Sadakat'ın aylık 1500+ dolar civarı stream geliri olmalı.(birkaç kat yukarısı da olabilir) Son zamanlarda durum ne emin değilim, ve adamların sadece spotifyda 2 milyona yakın aylık dinleyicisi var ama kaçar şarkı kaçar kez dinliyorlar bilmiyorum. Ben en düşükten gibi hesapladım.

Grup olunca bu para kaç kişiye bölünüyor, üstüne yayıncı şirket komisyon alıyordur. Başka iş yapmadan çok zor bence. Çoğu müzisyenin yan bi işi dükkanı stüdyosu vs. oluyor veya kurs veriyor.

Hadi bu adamlar konser verebilir, ben esas birkaç dizide ünlü olup sonra hiçbir yerde oynamayan oyuncuları çok merak ediyorum. Ne kazandınız da ömür boyu o şekilde yaşayabiliyorsunuz diyorum.
  • nhk ni youkosu  (23.05.24 19:14:23 ~ 19:14:58) 
İşte ben de onu merak ediyorum.

Aileden zengin değil. Gitarist atıyorum grubun solisti de değil.

E nasıl geçiniyorsun sen? Çok tuhaf değil mi?
  • suden  (23.05.24 19:17:51) 
- Ünlüler, yarı ünlüler, hafif ünlüler vs. Telif geliri var, konser yapınca iyi geliri var. Gerektikçe konser yapıyor, sosyal medya geliri olabilir vs.
- Profesyonel enstrüman ustası müzisyenler. Bunlar birilerinin albümlerinde, konserlerinde çalıyor, orkestralarda görev alıyor, o şekilde para kazanıyorlar.
- Haftanın belli günleri bir mekanda sahne alan müzisyenler
- Özel ders veren müzisyenler

Para kazanması gerekiyorsa zaten bu yukarıdaki gruplardan birine giriyor müzisyen. Bunların dışında prova-kayıt stüdyosu olan, enstrüman satan yani dükkanı olan müzisyenler de var. Beste yapanlar, aranje yapanlar, reklam-film-oyunlara müzik yapanlar gibi müzisyenler de var ama sorarken onları kastetmediğinizi düşündüm.

Mesela trompetçi bir arkadaşım vardı, böyle caz yapar, dinler. Havalıdır, karizmatiktir vs.
İBB Mehteranında Mehter Marşı çalıyordu :) Belediyenin biraz da müzisyenleri desteklemesinin bir yoluydu. Sanırım gerektiğinden fazla para veriyordu belediye bu işe.

Yüksek sadakat için cevap vermedim çünkü onların ciddi bir telif geliri vardır. Herhalde her birine düşen para bizim maaşımızdan çok daha fazladır, arada bir de konser verdiklerinde zorlanmadan yaşarlar.
  • michael_knight  (23.05.24 19:18:04) 
bizim bağlama hocamız öğretmenliği bıraktı salonlarda çalıyor. arabası falan var daha yeni mezun.15 ten beri çalarmış ama.


  • geveze yazar  (23.05.24 19:19:35) 
Yüksek Sadakat Youtube'da çalıyordu o an, nedenle örnek verdim, genelleme yapabiliriz. Bana çok inandırıcı gelmedi bu gelir ya. Atıyorum Duman. Kaan iyisin hoşsun da, gittin iki çocuk falan da yaptı galiba. E nasıl geçiniyorsun abi sen. Acıbadem Hastanesi'ne gitsen adamın dötünden kan alırlar Kamil..


  • suden  (23.05.24 19:23:02) 
bir çoğunun aileden bir şekilde geliri var bence yoksa çok sürdürülebilir bir hayat değil gibi.


  • rachel  (23.05.24 19:32:09) 
Yüksek Sadakat kendini kurtarmış, adamın kitlesi var her konserine en az 5000 kişi geliyor. adam tüm şarkılarını okuyor zaten.

asıl elinde gitarı no-name insanlar nasıl geçiniyor? bir kirayı nasıl ödüyor?
  • duyurukullanıcısı  (23.05.24 20:09:14) 
Neden geçinemesin, illa konser vermesine gerek yok. Canlı müzik olan her yerde iş yaparlar. Bir çok müzisyen tanıdığım var. Datça’da bilmem ne otel’de akşam canlı müzik yapar ve senin ruhun duymaz.


  • gabe h coud  (23.05.24 20:40:41) 
yakın bir tanıdığım Yüksek Sadakat'tan daha ünlü diyebileceğim bir grupta bas gitar çalıyor bunun haricinde de aktif olarak developerlık yapıyor.


  • mysql34  (23.05.24 22:17:55) 
[]

iPad Air 3

Kutulu, şarj adaptörlü, 256GB tertemiz.

www.sahibinden.com


 
[]

İTÜ maslak kampüsü ziyaretçi olarak giriş

merhaba,

İTÜ mezunuyum, Maslak kampüse aracımla ziyaretçi olarak girebiliyor muyum?

Şöyle bi gezmek istiyorum tekrar yıllar sonra, kimlik bırakarak içeri alırlar mı? yoksa Mezun kartı vs isteniyor mu mutlaka?

Bilgisi olan var mı?

Teşekkürler

 
Mezun olarak değil, ziyaretçi olarak girebiliyorsun. Mezun olarak girebilmek için kart çıkarman lazım. 214215125 yıl oldu, kart çıkarma prosedürünü hatırlamıyorum. Hatta kartın geçerlilik süresi var mıydı? Kartım artık geçersiz midir? Onu da bilmiyorum. Kartı alırken araba plakası vermiştim ama onu hatırlıyorum.


  • nawar  (23.05.24 17:28:21) 
ziyaretçi olarak alırlar, hatta hocaları ziyarete geldim mezunum diyebilirsiniz


kart prosedürü kolaydı ya, online başvurmuştum ,20tl yatırıyorduk, kart posta ile gelmişti bir 5-6 sene evvel. şimdi daha zor değildir heralde :D
  • jülsezar  (23.05.24 18:10:56) 
mezun kart için başvurdum ben de az önce, 350 TL olmuş, teşekkürler.


  • bcdhms  (23.05.24 18:53:10) 
[]

İş e-mail adresini telefona kurma/güvenlik

İş e-mail adresimi dışarıda iken kullanmam gerektiği için iphone cihazımda outlook uygulaması ile kurdum. Uygulamanın rehber vs erişimi yok. Belki çok saçma olacak ama şunu merak ediyorum; işveren bu şekilde bizim telefonumuzdaki özel tarayıcı, rehber vs gibi bilgilere erişemez değil mi❓ hani bazen mail adresleri bunları arka planda yedekliyor ya o yüzden soruyorum




 
erişemez


  • jelly bear  (23.05.24 18:22:39) 
iphone o konuda daha güvenli. Androidde bu şekilde mail kurarken "telefonu yönetmek istiyor izin veriyor musunuz" tarzı bişey çıkmıştı. Yani olursa da soruyor ve baştan iznini alıyor.


  • nhk ni youkosu  (23.05.24 19:17:12) 
[]

satılık bilet - 25 mayıs 2024 scorpions istanbul konseri silver

Acil bir iş sebebiyle satılık. Piyasa fiyatından azıcık birazcık düşeriz. Silver bilet




 
[]

İbanlara gelen paraların incelenmesi hakkında?

bu ibana gelen paralar için sadece şirket hesapları mı inceleniyor? yani şahıs şirketi vs olmayan ama hesabına sürekli ibanla para gelen insanların hesapları da incelenip ceza yazılıyor mu?

ailesinden sürekli ibanla okul için ödeme alan arkadaşım var ve şimdi ceza alacak korkusu yaşıyor.

bir diğer husus da şu; şirketlerin veya şahıs şirketi olan insanların ibanlarına gelen paralar zaten incelenmeyecek mi? neden ihbar edenlere yüzde 10 kar verilecek gibi bir kampanya yapıldı :)

 
şahıslar zaten inceleniyor bildiğim kadarıyla kira geliri beyanı için. ailesinden okul için para alan arkadaşınızın korkmasını gerektirecek bir durum yok. hesabına açıklamasız düzenli para yatan şahıslara bu hareketlerin kira olup olmadığı sorulacak. benim bildiğim bu şekilde.


  • mustafakesekci  (23.05.24 17:30:08) 
Şirket hesapları ile birlikte şahısların hesapları da inceleniyor. 1. derece akrabalara henüz yaygın olarak geçmediler sanırım ama onlar da gözleniyor gerekince. İlgili şahısların hesaplarındaki incelemeler ile ilgili maliye misafir eden kişiler biliyorum.


  • nawar  (23.05.24 17:36:51) 
Yıllık belirlenmiş limit dahilinde yapılan ticari olmayan (harçlık, borç gibi) şüpheli olmayan işlemlerde bir sorun yaşamazsınız.


  • doharkoman  (24.05.24 00:09:06) 
[]

HP 9J227EA laplop

Bir laplop bilgisayar ihtiyacım söz konusu.
Çeşitli seferde sordum burada, kendim de araştırmaya çalışıyorum ama seçenekler çok fazla ve ben artık ne nedir anlayamıyorum.

Bu kez bir marka model ile geldim. ahanda şu:
(git: www.amazon.com.tr

şimdi bu alet süper hemen al mı dersiniz, yoksa onu alma bunu al diyeceğiniz bişi var mıdır?
not: monster msi vs yanar döner ışıklı olan aletler konu dışı.

teşekkürler şimdiden...

 
linteki de yanar dönerlilerden

azami bütçeni ve ne için kullanacağını yazar mısın
  • lambırcek  (23.05.24 16:35:56) 
Çalıştığım şirket satın alacak ama bütçe yukarıdakini geçmese iyi olur.
İş için kullanım alanı çok performans gerektirmiyor aslında, Office, autocad vs
Ama oyun (örneğin rdr2) da oynayabilmeliyim bununla. Bir de en az 7-8 sene yenisine ihtiyaç duymamalıyım.
  • uyuzcan  (23.05.24 16:41:06) 
şu ürün pazara götürür seninkini.

www.idefix.com
  • jamswety  (23.05.24 17:21:41) 
hp alma beceremiyorlar

www.epey.com
1,5 kilo daha hafif
2bin lira daha ucuz

dell ekran kartı 4060. bunlar 4070.
  • lambırcek  (23.05.24 17:23:27 ~ 17:25:22) 
@jamswety: hocam gönderdiğiniz benim seçimimi nasıl pazara gönderiyor?
işlemci benimki i7-14700HX, sizinki i7-13650hx. Ekran kartı benimki RTX 4070, sizinki 4060.

@lambırcek: hocam işte o oku atma, o zehirli :) msi konu dışı demiştik...
  • uyuzcan  (23.05.24 17:46:54) 
[]

Avrupa'da bankanın müşteriyi kovması neden?

Avrupa'da yaşayan insan bir sabah uyanıyor ve banka hesabı kapatılmış. Banka diyor ki "artık seninle çalışmak istemiyoruz". Banka bunu neden yapıyor?

Türkiye'deyse hesap açalım diye bankalar birbirini eziyor.

Avrupa'da neden böyle, Türkiye'de neden öyle?

 
avrupa'da kullanıcı ve hesap konularında bankacılıkta ciddi regülasyonlar var. arada bir de regülasyonları uyguladıklarını göstermek için belirli sayıda banka hesap açma talebini reddediyorlar, hesap kapatıyorlar, transferleri incelemeye alıp bloke atıyorlar.


  • avatar is back  (23.05.24 16:28:09) 
Türkiye, gri listede. Eğer hesabınıza Türkiye'den para girişi olmuşsa, olabilir.

En doğru cevabı banka verebilir ama. Buradaki gibi bir danışma hattı yok mu? Neden diye bir sorun.


.
  • kartallar yuksek ucar  (23.05.24 16:30:58) 
Türkiyede de eger hesabın bahis kumar işlerine bulaştıysa bizdeki bankalarda aynı şeyi yapıyor


  • limonlu eksi  (23.05.24 16:38:39) 
Yasadışı işlem şüphesi gibi değil de mesela şuradaki gibi durumlardan bahsediyorum.
Banka müşterisinin bankaya hiç masrafı yokmuş gibi geliyor bana. Ama yanıldığım veya anlayamadığım bir kısım var belli ki.

www.reddit.com
www.reddit.com
  • michael_knight  (23.05.24 16:40:47) 
türkiye gri listede. bu hafta listeden cikmamiz bekleniyordu, durum nedir su an bilmiyorum ama türkiye'de dogmak yetiyor yani riskli olarak degerlendirilmaye. dogmak ve/veya yasamak. diyelim türkiye'de dogdun ama hic yasamadin türkiye'de, vatandasligin da abd vatandasligi olsun, gene fark etmez, gene riskli degerlendiriliyorsun. yani türkiye'den hesabina para girmemis olsa dahi sadece dogdugun yer sebebiyle seni bir tehdit görüyorlar. gri listede kimler var? türkiye, irak, afganistan...

sebebine gelince fatih altayli'nin timur soykan ve murat agriel ile yaptigi söylesiyi izlemenizi öneririm.
  • alice in potatoland  (23.05.24 16:59:04 ~ 17:00:02) 
Abi yolladiklarinin ikisi de ing ikisi de Lüksemburg. Buradan anladigim ing ve Lüksemburg iliskisi olanlarda sıkıntı var.

Ben misal Fransa'da su ana kadar şu şekilde duydum;
Kisi cryptolar vs gibi şeylerde kullaniyor. Ondan sıkıntı olmus.
Kişi yurtdışı hesaplarla özellikle sıkıntılı ülkelerle çok girdi çıktı parasal işlemler yapiyorsa.

Onun dışında cost vs diyerek kapatilan bir şeye hiç denk gelmedim sosyal medyada.
Orada kesin dediğim gibi ing'nin belki Lüksemburg'tan çıkma vs bir şeyi varsadir ya da küçülme vs.
  • logisticsmanager  (23.05.24 17:02:33) 
@alice
listede afganistan ve 20 sene işgal görmüş yakasından bi türlü düşmedikleri düzeni kalmamış zavallı ırak yok. yalan söylemişler sana.
kaynak gösterdiklerin parayı trollükten örnekteki gibi yalandan ve kışkırtmadan kazanan tipler
üstelik bu derecede yabancı yaptırımların içten içe gönüllü destekçisi olmamak lazım.

zaten liste çıtırdan ideolojik. kara listede myanmar, iran, k.kore var. darbe hükümeti, ezeli nato düşmanı, nato düşmanı + komünist.
  • lambırcek  (23.05.24 17:37:39 ~ 17:43:38) 
Ya tamam Irak ve Afganistan yok ama Mozambik var, Niijerya var, Suriye var, Kenya var, Namibia var, Kameron, Burkina Faso, Yemen gibi şahane başka ülkeler var.
Şahanelikten bayılacağım.

  • alice in potatoland  (23.05.24 19:22:15) 
@alice felakat masalların bitmedi mi hala? bence de parantez açıp seni istisna saymalı. ne o öyle kara kara heriflerle bi arada saymak. onlar kokuyodur bi de eminim. avrupa ayıp ediyor.


  • lambırcek  (23.05.24 22:18:52 ~ 22:19:53) 
www.bloomberg.com
bitmedi felaket masallarım çünkü masal değil gerçekler. kaynak österdiklerimle bir husumetin varsa sorun sendedir.

  • alice in potatoland  (23.05.24 23:29:44) 
kriptopara işlerine baya karşılar. O yüzden olabilir. Devletler zorluyor.

Şöyle düşün, birkaç yıl önce Türkiye'de bankalarda döviz tutmak zordu şahsen beni sürekli taciz edip illa vadeliye geçirelim, KKM yapalım falan diyorlardı. Onun son noktası "madem dolar tutacaksın al paranı başka bankaya git" olabilirdi.
  • nhk ni youkosu  (24.05.24 00:15:21) 
Belirsiz ucuz açık bir soru daha. Avrupa'da yaşayan biri? Hangi avrupa ülkesi olduğu belli değil. Öncesi ve sonrası hakkında bir detay yok. Pek inandırıcı gelmedi. Ayrıca konunun Türkiye'nin gri listede olup olmaması ile alakası yok Türk vatandaşı gri listeden bağımsız olarak bir çok ülkede banka hesabı açabilir. Gri liste çok ciddiye alınacak bir durum değil bu iddia (saçma sapan ideolojik kanalların algı oyunu ne de olsa alıcısı var) Velev ki müşteri uygu bir profilde değildi baştan hesap açmazlardı zaten.

Gri listeye gelirsek bu liste dönem dönem değişir buradaki kriter ülke isimleri değil kategorizasyondur.
  • doharkoman  (24.05.24 00:24:09) 
alice aktardığın yalanı düzelten zaten benim. linke gerek yok biliyorum
bugün nasıl kandırılsam diye haber dinleyip karikatür kötüye dönüştürülen 2 ülkeyle (2si de 20 sene amerikan işgali görmüş tesadüfe bak) türkiyeyi yanyana getiren sensin. bu çarpık zihni üreten ve ekmeğine bakanlar da saydığın isimler. yazdığın ilk şey yalan ama hala vurgulu vurgulu gerçekleri konuştuğunu düşünüyorsun. hala ayıkmadın

  • lambırcek  (24.05.24 07:02:54 ~ 07:06:51) 
[]

Yurtdışından 2 tane Kol Saat Alıp gelmek

Bu haftasonu Malta'ya gideceğim. İki arkadaşım birer tane saat istedi. Biri 2000 Euro, öbürü 435.

Getirirken sen hayırdır derlerse, kendime ve arkadaşıma aldım desem (ki öyle zaten) yeterli olur mu?


 
kutusundan cikariyorsun. birini koluna takiyorsun, digerini bavula atiyorsun. kutuda görmesinler, hirsizlik bile oluyor.


  • alice in potatoland  (23.05.24 16:23:33) 
1 kişi için sınır 1 adet. 2 tanesi kutulu gelirse gümrükte aramaya denk gelirseniz vergi cezası vs olabilir.

1ini kolunuza takın.
  • jülsezar  (23.05.24 17:11:59) 
Kutusu valizde olursa yine olmaz. Kutuyu komple yok et


  • numlock  (23.05.24 17:18:40) 
[]

parayi yatiramama sorunu

bugün kenarda 10 bin dolaresiniz olsa, borsada nasil bir yatirim yapardiniz ki bu para iyi degerlensin, iyi bir getiri yapsin?
google? nvidia? bayer? yatirim yapmak istiyorum ama yatiramiyorum. nereden baslasam?



 
vaden 10 yıldan fazlaysa nasdaq hisseleri.
1-3-5 yıl gibi süreler içinse bist yatırım fonları.

  • yazar yazmaz yazan yazar  (23.05.24 16:06:53) 
bu arada yurtdisindayim. istanbul borsasina girmeyecegim.
parayi bölebilirim. bir kismi tabii ki 10 yillik vadeyle, bir kismi daha kisa süreler icin yatirabilirim. ek bir bilgi olarsak yazayim dedim.

temettü de kafam celmiyor degil.
  • alice in potatoland  (23.05.24 16:09:15 ~ 16:10:27) 
[]

"Umarsız", bir galatı meşhur değil.

umursamaz'ın yerini almadı hiçbir zaman. hiç de benzerliği yok. duygusal duygusal yazarken araya katmayalım yanlış kelimeyi. lütfen




 
[]

köpek sahiplenmeye giriş 101

arkadaşlar merhaba.

ben barınaktan köpek sahiplenmek istiyorum. daha önce hiç beslemedim. bu konuda kendimi eğittikten sonra sahiplenmek istiyorum ki hayvancağız ömürlük mutlu huzurlu bir yuvaya kavuşsun.

şimdi deneyimli arkadaşlara sorularım şunlar.

- nelere dikkat etmeliyim?
- sosyal medyada hangi hesapları (köpek eğitimi vs konusunda iyi diyebileceğiniz) takip ediyorsunuz?
- evim epey küçük ama hol kısmı geniş. kendisine orada bakacağız. elbette günde iki kere dışarı çıkaracağız ama evin içinde büyük ırk rahat edebilir mi? küçük veya orta ırk mı bakmalıyım?
- temel eğitimleri (temel itaat, tuvalet, evde yalnız kalma vs) nasıl verebilirim?
- hangi kitapları almalı, kimleri takip etmeli, neler yapmalıyım?
- veteriner, çip, karne, kimlik vs nasıl oluyor? belediyeler bunları yapıyor mu?
- mama olayını nasıl yapıyorsunuz? sadece kuru mama mı yiyor yoksa evde pişen yemeklerden de veriyor musunuz?
- dışarıda başka köpeklerle ya da kedilerle karşılaştığında kavga çıkmaması için ne yapıyorsunuz? sakin sakin oynuyorlar mı yoksa hırlama, havlama durumunda ne yapabilirim?

baya araştırıyorum bir süredir. detaycı biri olduğum için her şeyi düşünüp ona konforlu bir yaşam sağlamak istiyorum.

yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.

(sözlükten de mesaj atabilirsiniz. aynı isimle kayıtlıyım. yeter ki yardımcı olun.)

 
Şimdiden tebrikler :)

Öncelikle gözünüzü korkutmak hem de çok korkutmak isterim. Çünkü bir köpek size ve yeni düzene alıştıktan sonra o düzen bozulunca çok kötü oluyor. Bu sorumluluğu alamayacaksanız hiç kalkışmamanızı öneririm.
Bu sorumluluk için en azından iki kişi (biri asil, biri yancı) gerektiğini de düşünüyorum. Çünkü insan hasta oluyor, cenazesi oluyor, arkadaşının düğününe gitmek zorunda oluyor... Bir yedek şart.


Köpeğimizi KurtaranEv barınağında sahiplendiğimiz için en çok orayı seviyorum. Pek çok farklı barınak var, hepsini sosyal medyadan takip edin.

- Köpek eğitimi çok ilginç bir konu. Pek çok uzman birbirinin tam tersini iddia edebiliyor o yüzden kafanız karışmasın. Şimdiden söyleyeyim ki bu eğitim işinde tek bir doğru yok. Kendi yolunuzu bulmanız gerekecek.
- Evin küçüklüğünün köpek bakımına etkisi yok. 50 metrekare ev ile 250 metrekare ev köpek için aynı. 30 kiloluk köpeğimizle evde yaşıyoruz, bir sıkıntımız yok. 40 kilo olsa yine sorun olmazdı sanırım. 50-60 kilodan sonra evle ilgili değil de sarılırken ezilmek, hasta olursa taşıyamamak gibi sıkıntılar olacaktır. Bahçe olsa elbette daha iyi olurdu ama bu köpek için olduğu kadar benim için de geçerli. Bahçe olsa arada çıkıp rahatlardım :)
- Tuvalet eğitimini vermeyi öğrenirsiniz. Aşırı zor değil. Biraz sabır birazcık da kaka temizlemek gerekebilir ama hayvandan hayvana değişiyor. Genelde çok uzun sürmüyor. Evde yalnız kalma, yürüme, çağırınca gelmesi gibi şeyler yavaş yavaş olacak. Şimdiden düşünmeyin. Eğitimler de aldırabilirsiniz, siz de okuyup eğitebilirsiniz.
- Kitap, influencer, YouTube kanalı vs. hepsi karşınıza çıkacak ("Youtube - Tarkan Vardar" ben beğeniyorum ama beğenmeyenler de vardır mutlaka.)
- Veterinere gidince o hayvana bir çip takacak ve size karne verecek. O anda ve sonraki aylarda olması gereken aşıları size söyleyecek. Karmaşık bir iş değil. Belediye bir şey yapmayacak siz cebinizden ödeyeceksiniz.
- Mama olayında da her konu olduğu farklı fikirler var. Ben sadece kuru mama verme taraftarıyım. Tam tersini savunanlar da var. Ama "ben ne yersem o da ondan yer. Fasulye yer, pilaki yer" gibi hayallere kapılmayın.
- Dışarıda başka kedi ve köpeklerle nasıl anlaşacağı öncelikle şans işi. Hayvanın karakterine, geçmiş tecrübelerine bağlı. İşler istediğiniz gibi değilse yavaş yavaş üzerinde çalışarak değiştireceksiniz. Yıllarca uğraşsanız değişmeme ihtimali de var, hazırlıklı olun.

- Her gün günde en azından 2 defa dışarı çıkmanız gerekecek. Ama ne olursa olsun. Hasta olsanız da, darbe olsa da, ailenizden birini kaybetseniz de ne olursa olsun çıkmanız gerekecek.
- Ayda 1-3 bin TL civarında bir masrafı olabileceğini hatırlatırım.
- Her tatile gideceğinizde ya onu kabul eden bir yer arayacaksınız ya da onu bırakacak bir arkadaş veya köpek oteli. Yine de aklınız arkada kalacak.
- Evi temizleme işi zorlaşacak.
- Hasta olduğunda çok endişelenecek ve belki de ciddi masraflar yapacaksınız.

Tarif edemeyeceğim kadar güzel bir duygu :)
  • michael_knight  (23.05.24 15:29:50 ~ 15:51:52) 
"Geçici yuva olma" sistemi var. Köpeklerle ilgili çoğu konuda olduğu gibi bazı insanlar buna şiddetle karşı çıkıyor bazı insanlar şiddetle savunuyor. Bence çok güzel bir sistem. İlginizi çekebilir.
www.kurtaranev.org

  • michael_knight  (23.05.24 15:31:27 ~ 15:36:45) 
Selamlar

Şimdi bir kere siz Türkiye'de yapacaksiniz, o yüzden sizle aynı dinamiklere sahip değil benim deneyimlerim. Misal ben bahcesiz evde olana önermem çünkü köpeklere genelde ev bulunuyor Fransa'da ama Türkiye'de öyle degil, cok ciddi bir sıkıntı var ve kimseye bahceli ev yap öyle sahiplen gibi saçma bir öneride bulunamam. Ülkede kaç tane var zaten.

Amma lakin büyük köpek+ ufak ev+ günde iki kere cikarmak = kabus. Köpeğin günde en az 6-7 saatte bir dışarı çıkması lazım. Iki kere hayatta yetmez 3 minimum. Benim köpeği 3 kere cikarirdim bir iki kere apartmana isedi çok su içtiği günler. Sonra 4e cikarmistik. Ve araştırınca da 6 saatte bir falan çıkması gerektiğini öğrendik.

Sosyal medya takip etmiyorum artık.

Kesinlikle küçük ırk ya da max orta bakın.

Temel eğitimleri kendiniz verebilirsiniz. Bunun için youtube, reddit, bedava kitaplar vz bir sürü şey var. Bence en basiti bu.

Patricia McConnell kitapları baya ünlü.

Sadece kuru mama, biraz ödül. Kaliteli mama alın.

Hah Türkiye'nin en sıkıntı konusu; disarida başıboş hayvan. Vallaha buna ne yapılır bilmiyorum. Malesef çok kolay yönetilebilecek bir şey değil bu. Bir de köpekten köpeğe reaksiyon değişir. Bazı köpeklerde sorun olmaz, egitimle falan desentesization yapilir ama bazilarinda (misal benimki) çok zor.
  • logisticsmanager  (23.05.24 17:09:36) 
ya arkadaşlar cidden çok teşekkür ederim. uzun uzun yazmışsınız. var olun cidden. şimdi hepsini not alıyorum. :)


  • ve sen oyle masum bakiyordun ki  (23.05.24 17:26:38) 
Köpeğin ilk bilmem kaç günü vs diye bir şey vardi. Ona bakin.

Bu arada gercekten almadan önce evinizde barinak köpeği geçici baksaniz ideal olabilir.

Misal ben çise cikarmak bu kadar koymaz derdim. Aksam 11'de canin uyumak isterken çise cikarmak ya da sabah uyumak isterken çıkarmak bazen adama cok koyuyor. Misal covid asisi ertesi günü köpeği disari cikartmak hayatimda unutamayacagim zorlukta seylerden biri. Ondan ben bahçeli ev diyorum kişinin hayatı için de. Disari mi çıkacaksin? Kapiyi ac, isesin. Sonra 6 saat cik dolas.

Ya da ishal oldu. O gun 10 kere cikardim misal.

Sonra hasta oldu sabaha kadar uyumadim onunla ilgilenirken.

Yani simdi düşündüğüm zaman buyumeyen çocuk gibi zor yani :) bahceli ev olmadan daha zordu da hayat güzel oldu şimdi.
  • logisticsmanager  (23.05.24 18:05:23) 
Ben de tebrik ediyorum, gerçekten çok güzel bir duygu. Ben sorularınızın çoğuna cevap veremeyeceğim, benim köpek sahibi olduğum yıllara göre pek çok şart değişti, en basitinden sosyal medya diye bir şey yoktu o zamanlar:) Yine de bazı deneyimlerimi paylaşabilirim.

Benim köpeğim büyüktü, küçük bir evde yaşıyorduk, büyüklüğü sorun olmadı hiç bir zaman, yavru iken çok enerjikti ama o zamanlar tüm şartlarımız uygundu, dışarda birlikte çok vakit geçirdik, sürekli başka köpeklerle birlikte oyunlar oynayarak, bisiklet peşinde koşup enerjisini atarak geçirdi ilk yıllarını, büyüdüğünde evde olduğu zamanlar bir köşede hatta bir kuytuda yatıyordu.

Büyüklük arttıkça mama ihtiyacı da artıyor, bizimki hassastı, egzama vs problemleri oluyordu, o nedenle en kaliteli kuru mamaları alıyorduk kendisine, mama masrafımız küçük ırklara göre oldukça yüksekti, böylece sorunuza da cevap vermiş olayım kuru mama yiyordu, bir dönem evde kendisine özel pirinç ve kabaktan oluşan bir lapa hazırlıyorduk, egzaması için veteriner tavsiyesi idi ve o dönem işe yaramıştı, normal yemekler bünyesine iyi gelmiyordu.

Bizimkisi lider ruhlu bir erkekti ve özellikle 11. ayından sonra diğer alfa köpeklerle bir arada bulunması çok zorlaşmaya başladı, kedilerle de arası çok iyi değildi çünkü yavru iken hırpalamışlardı kendisini,bu durumun tek çözümü dışarda tasma ile dolaştırmak, olası kavgalarda tasmasından tutup çekmek oluyor, şimdiki aklım olsa kısırlaştırılmış bir dişi köpeği tercih ederdim.

Evinizin sürekli kirlenmesine, her tarafın tüy olmasına hazırlıklı olun, uzun süren uğraşlardan sonra hayvan sahibi olmayan insanların 'ev kirlendi temizlik yapmalıyım' aşamasına anca geleceksiniz, köpek bakmak hijyen takıntılı insanlara göre değil. Özellikle yavruyken, tuvalet eğitimini tam alana kadar çiş kaka temizlemeniz gerekebilir ama tuvalet eğitiminden çok korkmayın, çünkü onlar da bulundukları ortama çiş kaka yapmak istemiyolar, kasları geliştikten sonra uzun süreler tutabiliyorlar, hayvanı da çok zorlamadan günde iki defa çıkarmak yeterli olacaktır tuvalet için.

Spontan planlara veda etmeniz gerekecek, bu akşam eve gitmeyeyim, geç döneyim, haftasonu atlayıp tatile gideyim vs bunlar geride kalacak, ya da michael knightın dediği gibi yedekte birileri olmalı, bende bu sorun olmamıştı, çünkü zaten gönüllü olarak önceliği kendisine veriyordum, muhakkak uzakta olmam gereken durumlarda da güvenebileceğim kişiler vardı.

Bence en önemlisi kendisini sevmek ve ona vakit ayırmak, gerisi bir şekilde gelir, ben köpeğimi sahiplendiğimde köpekler hakkında hiç bilgim yoktu, kendime ait bi evim bile yoktu, neye güvenerek, ne düşünerek aldım onu bilmiyorum ama çok da iyi oldu, onun bir zamanlar var olmadığı bir hayat düşünemiyorum, normalde ben de çok detaycıyımdır ve bir işe kalkışmadan önce her şeyi düşünmeye ve hesaba katmaya çalışırım ama köpek sahibi olmak önünü ardını düşünmeden yaptığım belki de tek hareket, hiç de pişman olmadım.

Son olarak yaşam döngülerinin biz insanlara göre kısa olması çok kalp kırıcı:(
  •   (23.05.24 18:17:57) 
arkadaşlar size de çok teşekkür ederim. ne güzelsiniz ya :) detaylı detaylı yardımcı olmuşsunuz. var olun. hepinizin söylediği her cümle çok kıymetli. hepsini not alıyorum. :)


  • ve sen oyle masum bakiyordun ki  (23.05.24 19:26:01) 
[]

Bu bench'ler arasındaki fark nedir?

www.decathlon.com.tr

www.decathlon.com.tr

pahalı olanı almaya gerek var mı?

bir de bunun sonrasında demir koymak için bir şey ekleyebilir miyim bir yerlere? (ne deniyor adına bilmiyorum işte, halteri sabit tutmak için yani)

 
Ucuz olan çok ucuz duruyor. Yeni başlayanlar için idare eder gibi görünüyor.

Squad rack diyorsun. Ayrı bir parça olarak alabilirsin.
Şundan yani.

www.pasificshop.com
  • Mirket  (23.05.24 15:10:42) 
Mirket +1
Birincisi max 220 kg. 100 kg olsaniz max 120 kg olabilir yani. Yüzde 90 kisiye yeter ama bana yetmez.
Ikincisi max 300 kg. Kısacası 100 kg olsa kisi 200 kg kadar ağırlık alabilir.

Ikincisi decline de oluyor ve daha çok derece var. Birincisi 4 acı sadece. Şimdi basta belki onemsiz ama beni misal ilgilendirirdi bu.
  • logisticsmanager  (23.05.24 17:13:17) 
Bu tarz ürünleri bizzat deneyerek alın.

Arkadaşımda ilk sehpaya benzeyen delta markalısi vardı. 70-75 kg olmama rağmen beni huzursuz etmişti. Bu tarz benchlerin hiç hareket etmemesi, sallanmamasi lazım. Bilmiyorum belki decathlon olanı farklıdır.

Bu arada ilk ürün de decline oluyor kafa tarafındaki ayaklar tamamen kapatılıp.
  • makbur  (23.05.24 18:47:41) 
ilk bench cop.

2. linkteki bench ve bir dumbbell seti yeterli olur.

Tr'de bulabilirsen leverage gym denilen aletler evde cok kullanisli ve guvenli oluyor.
  • thetruenorthstrongandfree  (23.05.24 19:04:59) 
[]

doğum günü alarmı

merhaba ben kereste, karımın anneler günü ve evlilik yıldönümünü unutmuş bulunmaktayım, iki gün sonra da doğum günü, kendisi benim aksime sürprizlerden hoşlanır büyük beklentisi yoktur ama özel bir şey hoşuna gider, bana hususi doğum günü olduğunu belirterek düşün taşın bişeyler yap dedi, şimdi bu konuda da hiçbir fikrim yok neredeyse ihtiyacı olan bluetooth kulaklık var onu alıcam ama ek olarak birşeyler daha yapılmalı zannedersem, 5 yaşındaki oğlanı da katarak belki, fikir verseniz ne güzel olur, teşekkürler.




 
Oğlanı katma işte hocam, karına özel olsun bir kere de sadece tamamen karının gönlünü düşün

Bunlar öyle büyük şeyler olmak zorunda değil, örneğin eve bi çiçek yaptır öyle git, dışarı çıkmayacaksanız eve bir pasta götür, etraftan eve yemek siparişi verebileceğin yerler var mı onu araştır, dışarı çıkmaya ya da yemek hazırlamaya fırsatın yoksa öyle bir güzellik yap hediyeni de verirsin

Bunları çok özel gizli yapmana da gerek yok önden haberi olsun, araştırmanı yaptıktan sonra ona akşam şuradan eve yemek söyleyelim diye düşündüm sen de uğraşma bir de evde kutlama yaparız diye bilgilendir

Ha dışarı çıkma seçeneğiniz varsa o başka
  • grimavi  (23.05.24 15:09:31) 
hediye+yemek+çiçek


  • deartheodosia  (23.05.24 15:33:12) 
kesinlikle çiçek alın, sevdiği çiçeği biliyorsanız daha da iyi
yine sevdiği bir restorana rez yaptırıp gidebilirsiniz. onu düşündüğünüzü belli eden şeyler olur bu.

  • noxie  (23.05.24 15:37:35) 
Çocuğu katmayin +1.

Birlikte dışarıya çıkma imkanınız varsa (çocuğu birakacak bir yer varsa yani), güzel bir yerde rezervasyon yaptırıp yemek yiyebilirsiniz. Hafta sonuna denk geliyor doğum günü; masaj vs gibi şeylerden hoslaniyorsa çift masajı/ spa gibi bir yere gidebilirsiniz.


Eğer çocuğu bırakma/ dışarıya çıkma imkanınız yoksa eve güzel bir restorandan sipariş+ güzel bir pasta bence güzel olur.

Bu arada kadın olarak ben de çiçekten hoşlanmam ama eşiniz seviyorsa çiçek ekleyin tabii ki.
  • fraise  (23.05.24 15:48:59) 
Ev ortamı için:
Tek mumlu bir doğum günü pastası,
7-8 tane mum,
Çiçek,
kırmızı şarap,
adam başı ikişer kalem pirzola,
migrostan ya da mezeciden 2-3 çeşit az meze,
ve tabii bir güzel hediye
abartı olsun dersen 2 üç tane de balon alıp
akşam çal kapıyı.

Bu arada ne yaparsan yap, yaptığın her şey bir sonraki sene bir tık daha fazlasını yapmanı gerektirecektir.
  • Mirket  (23.05.24 15:49:12 ~ 16:34:51) 
İleriki yıllar için sorun yaşamamanız adına özel günleri size hatırlatacak bir telefon uygulaması kullanmanızı tavsiye ederim. Hayatımızda akıllı telefonlar varken "ben özel günleri asla aklımda tutamam" pek geçerli bir mazeret değil bana göre.


  • pispinti  (23.05.24 16:23:45) 
Diğer iki unutmayı da unutturacak bir günlük bir haftasonu kaçamağı + hediye iş görür gibi. Birbirinizle olacağınız (umarım oğlanı bir günlük idare edecek yakın çevre vardır) bir günlük bir otel konaklaması ve o şehirde bir yemek hoş olabilir.
Hazır beklentisi düşükken böyle bir şey çok etkileyici olabilir.

  • Kediyi üzdün  (23.05.24 17:16:37) 
manzarali guzel bir restoranda yemek


  • turkuaz  (23.05.24 17:17:54) 
kesin iyi mekanda yemek+1 sakin evde fln kalmayin rezervasyonu da yapin ^.^ olden 1772 gibi bisi ist icin ya da ortakoyde bi italyan rest acildi ya. bakinca havali olsun. airpods da guzel gayet


  • ala09  (23.05.24 20:03:44) 
[]

Macbook Air M2

Sıfır kutulu jelatini açılmamış.
Faturalı 2 yıl garantili.
31.000 lira. Yer izmir


 
[]

Çalıştığın yerden avans talebi

3-4 aya bölünüp ödenecek şekilde çalıştığım yerden ne kadar borç talep edebilirim, maaşım 30 bin lira baz alacak şekilde.




 
Şirket politikasına göre değişir. İlk amirinizle görüşün, sizi İK'ya yönlendirecektir.


  • pispinti  (23.05.24 14:46:29) 
şirketin dinamiğine, müdüre senin kaç senedir orada olduğuna göre değişir
asgari ücretli elemanın bedelli için 140k aldı mesela bizde geri ödemesi belirsiz.
sen ne lazımsa onu söyle müdür zaten onu çeker aşağıya veya kaç ayda ödeyeceğini söyler
  • eja  (23.05.24 14:47:34) 
bence zam da iste.


  • alice in potatoland  (23.05.24 16:12:39) 
[]

Satılık Çalışma Masası

Ersa Mobilya'dan aldığım çalışma masasını yeni taşındığım eve sığmadığı için satıyorum. Fiyat: 9.500 TL

Ürün görseli: ibb.co

Çok az kullanıldı. Herhangi bir deformesi yok. Ürün şu anda demonte haldedir. Lokasyon İstanbul/Küçükyalı
Yakınlara aracımla teslim edebilirim.

Aynı ürünün sıfır fiyatı şu anda indirimli olarak 13.472,25 TL'den satışta.

Özellikler: Luta Çalışma Masası 140x80 cm Tabla: Freze Amerikan Ceviz Laminat Tabla Ayak : Beyaz Epoksi Ayak Ölçü : 140x80x74 cm

ürünün orijinal linki: shop.ersamobilya.com

 
[]

Bu his sizde de oluyor mu?

Şöyle ki; bu aralar sanki güzel, heyecanlı bir şeyler olacakmış gibi içimde bir hissiyat var.
Hani bir şeyler bir anda olur deriz ama o ana gelene kadar arkada bir process vardır ya, evren kendi işleyişinde ilerletir, onun gibi, sanki bir şeyler arkada işliyormuş da yakın zamanda güzel bir şeyler olacakmış gibi hissediyorum. Beklenti gibi değil de (u)mutlu hissedersin, onun gibi.

Size de olur mu bu?

 
Tersi var hep kötü bir şey olacakmış gibi bir his var.


  • AlsterWasser  (23.05.24 14:13:31) 
@alster o bazen bende de oluyor. Galiba hepimizde daha cok olan kotu bir sey olacak hissi. O yuzden tam terai hissedince garipsedim galiba sjsjjs


  • mor oje  (23.05.24 14:15:15) 
yok. metafizik olaylarla fazla ilgileniyor olabilir misin? manifestation, affirmation falan.


  • buenosdias  (23.05.24 14:23:35) 
mevsimsel olabilir. uzun süre sonbahar, kış ve mayıs yağmurlarında yaşadıktan sonra yaz mevsimine yaklaşıyor olmak psikolojiyi güzel günler geleceği yönünde beklentiye sokuyor olabilir. bende öyle en azından :)


  • beatbox yapan metalci  (23.05.24 14:27:29) 
buenosdias nope, aksine pek alakam yoktur. sadece pozitif hissediyorum.


  • mor oje  (23.05.24 14:29:40) 
@beatbox yapan metalci evet bak bunun da etkisi olabilir. yaz insanı değilim ama baharla birlikte doğanın uyanışı, ister istemez modu da yükseltiyor, yazarken de düşündüm aslında. Salt bundan değildir bence (dediğim gibi kışçıyım ben) ama katkısı kesinlikle var.


  • mor oje  (23.05.24 14:30:48) 
Bende de tam tersi. Aşırı içim sıkılıyor.


  • rock n roll  (23.05.24 14:33:43) 
keşke olsa :(
hep içimde tedirginlik var.

  • deartheodosia  (23.05.24 15:33:37) 
Havalar güzelleşti ondan :) sonra down oluyorum.


  • sevilen progressive türkücü  (23.05.24 16:11:29 ~ 16:11:53) 
@sevilen sadece ondan olmasin ya nolur :)


  • mor oje  (23.05.24 16:59:46) 
[]

Doları bozmalı mı?

sb

eksik olmuş evet, dolar düşecek dendiği için soruyorum. birikim için kenarda duran doları bozdurup vadeliye mi koymak lazım?


 
ne amaçla kaç dolar?


  • summerjam0306  (23.05.24 14:05:28) 
yatırım tavsiyesi olmamakla birlikte bir süredir bu konuyu işi bilenlerle konuşuyorum. 3 aya girmeden 32 günlük vadeye atmamı sonrasında duruma göre bir 32 gün daha uzatmamı ya da dolara tekrar dönmemi önerdiler.


  • summerjam0306  (23.05.24 14:07:51) 
Valla hojam 2-3 aydır doları bozun vadeli daha mantıklı dedik diye burda denilmeyen kalmadı. Dolar seçimden sonra düşerken vadelide duran %9 net faiz aldı :) bir kaç ay daha böyle gider gibi. Zira 50 milyar $ para topladı mb, ona rağmen dolar 32,5-33 civarından 32,2’ye düştü. Turizm geliri, fed faiz düşüşü derken yaz ve sonbaharda da tr’nin önü açık. Yıl sonu beklentisini çoğu şirket 36-38’e çekti 42 falan da olmayacak zaten. Karar sizin veriler ortada. Ppf aylık %4 civarı verirken dolar aylık %3,5 falan artmalı ki dolarda tutmak mantıklı olsun.

Şöyle bakmak lazım. Dolar neden artsın? Carry trade için yabancı şirketler milyar $ usd borçlanıp tl’ye geçiyor, son 1 ayda 12 milyar $ yerliler döviz bozmuş, bu sene turizm’den 60b$ bekleniyor sezon yeni başladı daha. Önümüzdeki 6 ay try için cazip ve sükunetli geçerken faizler böyle kalırsa mevduatta kalan yıl sonuna kadar %30 net kâr alacak. Döviz peki 6 ayda artar mı bu kadar? Hiç sanmıyorum. Hele ki enflasyon düşme verileri gelirse şu an akan dolarlar şelale olur diye düşünüyorum.

Ayrıca daha önce de benzerini yazdığımda, dolar 33,5-34 arası kapalıçarşıda satılırken bir duyuruda “bu ortamda tl’ye geçenin aklı yoktur” yazan olmuştur. 2 aydır da ben benzerini, “bu ortamda dolarda kalanın aklı yoktur” desem hoş olur mu? Pek olmaz ama mantıken doğru :)
  • avatar is back  (23.05.24 14:10:35 ~ 14:16:35) 
noldu aylardır dolar şöyle uçacak böyle kaçacak dediler şimdi de yok 20 olacak yok herkes dolar bozsun:)) piyasa böyle manipüle ediliyor işte mis gibi.

paran dolarda da dursa vadelide de dursa eriyip gidecek. şu anda vadeli dolardan daha mantıklı tabii ki. yatırım yapmak için hisse yatırım fonu alman lazım başka çaren yok. dolar/altın/mevduat yatırım (birikim) aracı değildir.
  • yazar yazmaz yazan yazar  (23.05.24 14:13:19) 
İş bankasında Dolar alış ile satış arasındaki makas %4,45
Para piyasası fonlarından son bir ayda en fazla getirisi olan NVB 4,18 getiri yapmış ki faiz oranları düşüş eğiliminde

Yani doların fiyatı tamamen sabit kalsa faizler hiç kıpırdamasa ve sen bugün dolarını satıp PPF u alsan ve bir ay sonra fonu satıp faiziyle falan dolarlarını geri almak istesen, alamıyorsun.

Çok absürd bir durum.

Otur karar ver bu durumda.
  • Mirket  (23.05.24 14:15:12 ~ 14:18:32) 
@Mirket, zamanında banka kurlarını iplemeyip “abi kapalıçarşıda dolar şu olmuş ya ne bankası” diyenler şimdi, kapalıçarşı gibi bir oluşum yokmuş gibi davranıp “banka kuru” abi der olmuşlar.

Paranın dini imanı siyasi görüşü olmaz arkadaşlar. Bunu anlamıyorsunuz maalesef. Bu bağnazlıktan çıkmanız gerekiyor

Döviz bürosu karşısında yazıyorum ekranda alış 32,0550 satış 32,0950 :)
  • avatar is back  (23.05.24 14:20:57 ~ 15:00:15) 
Geçen gün, banka, kuyumcu ve döviz bürosu arasında sırt çantasıyla dolaşmam gerekti. O külfete bir daha girmemek adına banka makasına bakmamın hemen arkasından bu soruyla karşılaşınca durumu örnekleyen bir cevap verdim. Söylediğim de bir tavsiye falan değildi.

Bir gözüm M1 emisyon hacminde, bu lale devrinin ne kadar sürdürülebilir olduğunda. Sürdürülebildiği sürece farklı, torbadan turp çıkınca farklı sonuçlar ortaya çıkacaktır. Bu durumda kişiye şunu yap bunu yapma demek, hele ki kesin konuşmak hatalı.

Ben en çok şu yatırım aracıdır, bu değildir diyenlere takılıyorum. Elindeki sermayeyi büyütmek maksadıyla yaptığın her işlem yatırım, bunun için kullandığın araç da yatırım aracıdır. Ben şimdi 100 liradan 1000 tane şemsiye alayım, yağmur mevsiminde 200 liraya satarım dersen şemsiye bir yatırım aracıdır. Yağmur mevsimi gelene kadar bu duruma 'Hahaha' diyene uygun sıfat nedir, Onu bilemedim.
  • Mirket  (23.05.24 14:38:41) 
yıl sonu beklentisinin 45 oluşunu, ona göre hesap yapıldığını da bu sitede okuduk devletin -kısa vadeli planlama- özetinden. gerçekten de öyle hesap yapmışlardı.

şimdi de 36-38'i okuyoruz ki öyledir heralde. özetle bilmiyoruz. gelecek bilinebilecek bir şey olsa

baktım şimdi orta vadeliymiş. güncellemedilerse orada yazıyordur
www.sbb.gov.tr
  • lambırcek  (23.05.24 15:14:35) 
Öncelikle geleceği kimse bilemez. Herkes geçmişe ve mevcut duruma göre bir takm tahminler yapıyor.

Ben TL'ye geçenlere, aynı dolar kurunu artırıp, ertesi gün çaktıkları gibi bir sürpriz yapacaklarını düşünüyorum. Genel kanı Eylül'e kadar kurların, bu şekilde gideceği şeklinde. Ancak tefeciden topladıkları yüksek faizli vur-kaç parasıyla, bu ekonomik ortamda bu kur fiyatı sürüdürülemez. Bir yerde; ya yurt dışından büyük bir para bulacaklar, ya da dolar kurunu yükseltecekler.

Ben olsam bozdurmam ama karar sizin.

NOT: Yatırım tavsiyesi değildir!


.
  • kartallar yuksek ucar  (23.05.24 16:40:13) 
Dolari bozup ne yapacaginiza karar verdiniz mi?

Hisse,senedi,uygun arsa vb. mantikli bir plan varsa bozun tabii ki.Ama eger bozup faize atacagim derseniz yuksek ihtimal onumuzdeki 3 ay dolarin deger artisindan iyi kazansaniz da 1 senelik vadede faizde durursaniz kayda deger bir fark olmayacak bence. YTD

Kisaca bozunca timing yapmayi iyi ayarlamaniz lazim.Ha bana sorsaniz asla dolar olarak tutmam. Altin, TR hisse senedi fonu, yabanci hisse senedi fonu vb. alarak dagitirim riski.
  • turkuaz  (23.05.24 17:05:45) 
[]

Şarjlı diş fırçası

Bugün ufak tefek işlemler için diş hekimine gittim, bana oral-b io2 modelini denettirdi, bu serinin en uygun fiyatlısı ama tüm temel özellikleri var dedi, cidden hoş bir temizlik hissi verdi

Fiyatı da çok yüksek değil, uzun vadeli kullanan var mı alınır mı ?


 
10 yıl öncesine ait üst seri bir oral-b kullanıyorum, çok memnunum. alınır bence.


  • orient blue  (23.05.24 14:01:36) 
4 yıldır aynı seriyi kullanıyorum gayet memnunum.


  • summerjam0306  (23.05.24 14:05:59) 
elektrik diş fırçasında üst seriler gereksiz bence. baz modellere bakabilirsin.


  • jelly bear  (23.05.24 16:36:04) 
oral b kullanıyorum 7 yılı aştı. bi kez bozuldu geçen yıl 180 tl ye yetkili servisinde çözdüm. inanılmaz tavsiye ediyorum.


  • baldan kaymak  (25.05.24 00:12:02) 
elektrikli diş fırçaları tartışmasız olarak manual olanlara göre daha iyi bir temizlik yapıyor. bu tarz yuvarlak başlıkların tek negatif yanı 20lik dişlere ulaşmakta zorlaşması o yüzden philips'in modellerine bakmayı düşünüyorum(benzer bir model kullanıyorum 10 yıldır)


  • zararsızamip  (25.05.24 12:30:54) 
[]

İlk Trafik Kazam - Ne Yapabilirim?

Selamlar. Dün aracımla geri geri giderken park halindeki bir aracın tamponuna çarptım. Sahibini çağırdık, geldi. Araç şirket (ilaç firması) aracıymış ve Intercity şirketinin filosundan kiralıkmış. 2023-24 model Skoda Scala. İlgili kişileri aradı.

Sonra tutanak tutacaktık ama zorunlu trafik sigortamın olmadığını fark ettik. (İlk aracım ve 6 ay önce almıştım ve sigorta durumunu kontrol etmek hiç aklıma gelmemişti. Daha önceki sahibinin sigortası devam ediyor diye düşünmüştüm.)

Trafik polisini çağırdık. Bana trafik sigortam olmadığı için 690 TL ceza kesildi.

Polisin tavsiyesiyle, aracımın bağlanmaması için hemen sigorta yaptırdım: ~15.500 TL. Bu cezalı tutarmış. Normalde ~12.000 TL imiş.

Kaza trafik sigortam yokken olduğu için karşı tarafın masrafı trafik sigortası tarafından karşılanmayacakmış.

Karşı tarafın servisi bana ulaşacakmış ve masraf tutarını talep edecekmiş.

Yanlış bir şey yapıp pişman olmamak için buradan sormak istedim. Hasar en fazla sol tampondaki tırnakların kırılmış olması (belki de sadece yerinden çıkmış olması). Ama servis tarafından çok fazla bir tutar çıkarılabilir diye tedirginim. (Foto yükleyebilirim.)

Araç sahibi "belki hiçbir şey talep etmezler bile; araçlar zaten iki yılda bir yenileniyor" dedi. Bilemedim.

Yorumunuzu merak ediyorum.

 
Karşı tarafın aracı garanti kapsamında hala yeni olduğu için servis dışında yaptıracaklarını sanmıyorum o yüzden maalesef yüksek meblağ ödeyeceksiniz gibi hazırlıklı olun. Bundan sonra da mobil bankacılığa araç bilgilerinizi kayıt edip, vergi-kasko ve trafik sigortasını mutlaka takip edin yapacak başka bir şey yok. Burada en can sıkıcı kısım ise karşı araç yeni olduğu için hasar kaybı davası açıp sizden artı para daha alabilir maalesef. Böyle bir dava söz konusu olursa da eğer karşı araç hatalı bir yerde park etmişse vs bir nebze kusur payınız azalabilir o aşamada hukuki destek alabilirsiniz. Şirket aracı olduğu için araç servisteyken şirket zararı diye artı para isteme ihtimalleri de var


  • titanic kemancısı  (23.05.24 14:25:10 ~ 14:27:04) 
kasko ve sigortasız gezmek şu dönem yapılacak şey değil. parça maliyetleri ve işçilik çok yüksek. @titanic kemancısı +1 aracı servise göndermeden dışarıda yaptırmayı teklif edip ucuza mal edebilirdiniz ama yetkili servis ve diğer unsurlar girince sizden yüksek bir ücret talep edebilirler.


  • mikahakkinen  (23.05.24 14:49:53) 
öncelikle geçmiş olsun. filo aracı olduğu için aracın serviste geçireceği her gün için ekstra para isteme hakları var. 2 farklı tanıdığımın başına geldi yakında, biri taksiye biri de okul servisine çarpmıştı. araçlar ticari olunca kazanamadıkları paralar için talepte bulunuyorlar. 2 sene boyunca (zaman aşımı 2 sene diye hatırlıyorum) ev adresine veya muhtarlığa adınıza tebligat gelebilir. uzunca bir süre icra dosyası açılmış mı diye e-devletten kontrol etmen gerekecek malesef.


  • hrskrs  (23.05.24 14:56:18) 
ilk önce aracınıza kasko da yaptırın yoksa. trafik sigortası zorunlu zaten yaptırmamanız büyük hata. aracı aldığınızda var olan sigorta sadece 15 gün geçerli olur. sonrasında yaptırmanız gerekir. daha büyük bir kazaya da karışabilirdiniz geçmiş olsun.
ne fatura çıkarsa ödeyeceksiniz mecbur.

  • jelly bear  (23.05.24 16:38:48) 
ben olsam arkadaşa aracımı veriridim onun aracını gider sanayide bi güzel tamir ettirirdim.
inter city farkederse adamın canına okur.

  • jamswety  (23.05.24 17:26:12) 
Aynı şey benim başıma gelmişti. Sahibini çagırdım. Kazadır olur gel sanayiye götürelim yaptırayım dedim. Araç şirket aracıydı dedi. Tamam farketmez dedim. Gittik Arka tampon yenisiyle değişti. Parayı ben verdim (3bin) sonra da benzinlikte araca harcadığı kadar benzin attırdım. Sonra sen sağ ben selamet diyip ayrıldık.

Yani benim görüşüm baştan sona yanlış ilerleyen bir süreçle ilerlemişsiniz
  • limonlu eksi  (23.05.24 21:11:28 ~ 21:14:30) 
baştan sona yanlış süreç +1
olan olmuş geçmiş olsun yukarıdaki arkadaşlar demiş zaten yüksek meblalara hazır olun maalesef

  • basond  (23.05.24 21:56:42) 
Buna eksper karar verir yüksek bir meblağda çıkabilir buna hazırlıklı olun. Bu da size ders olsun bundan sonra sigortasız hatta kaskosuz araç kullanmayın. Yayaya da çarpabilirdiniz veya lüks bir araca da


  • doharkoman  (24.05.24 00:37:33) 
intercity aracı sigortasından yaptıracak. o sigorta şirketi de bu masrafı sizden talep edecek. yani birşey istemezler gibi bir durum olası değil. ayrıca söylenildiği gibi ticari bir araç olduğu ve intercity bu araçtanpara kazandığı için. aracın serviste geçirdiği günleri de talep etme hakları var. ama sadece tampon tamiri için bu süre çok uzun olamaz. kurumsal şirkette masrafları gereksiz şişirme gibi bir durum olacağını sanmıyorum.

trafik sigortası zaten zorunlu ama bunun yanına teminatı genişletilmiş (örneğin 1.5 milyon tl) bir kasko da şart.
  • orpheus  (24.05.24 01:11:11 ~ 01:12:33) 
Ya bu arada inşallah tampon tırnakları kırılmamıştır yoksa komple tampon değişir ve ucuz değildir. Heleki servislerde iyce şişirilir fiyat.


  • basond  (24.05.24 20:49:31) 
[]

bir pazarlık yapıyorum, önerilere açığım

konuyu kolay okunsun diye maddeleyerek yazmaktayım:

- bir arsa var, 4 kardeş çocukları hak sahibi
- arsada bir şirkete ait cihaz işgaliye parası veriyor yıllık olarak.
- 2006'da ödenen ücret 4000 TL - yıllık olarak
- 2006'dan bu yana bu şirket arsada bulunuyor, yıllık ödeme yapıyor.
- 2024'te gündeme gelen sözleşmede önerilen yıllık ücret 140.000 TL - 5 yıllık bir sürede geçerli olacak biçimde...

sizce karşı teklif olarak ne sunmalıyım? aile başına düşen paranın az olmasından bu şirkete araziden çık demeyi düşünüyoruz.

 
Merhaba

Bahsettiginiz Alan tarla vasfinda mi arsa mi ?

12 donumluk bir tarlayi 7 yilligina Kiralamaya calisiyorum.

Fiyat konusunda 80.000-100.000 arasi bir bedel dusunuyorum.

Fiyat bilgisi arazinin verimligine, ulasim imkani ve benzer sartlara gore degiskenlik gostermekte.
  • kaiserr76  (23.05.24 14:03:19) 
Soru sormuşsunuz bari detay verin bu arazi nerede? büyüklüğü nedir? Statüsü nedir? yolu var mı? Siz en iyisi bir avukatla görüşün.


  • doharkoman  (24.05.24 00:31:24) 
[]

Maaş Zammı Pazarlığı - Sözde & Gerçek Enflasyon

Selamlar. Maaş zammı pazarlığı aşamasındayım. Bu konudaki fikir ve deneyimlerinizi merak ediyorum.

- Firmaların gerçek (>%120) değil, sözde (~%70) enflasyon oranlarında zam yapmak istediklerini düşünüyorum.
- Firmalar maaş artış periyodunu mümkün olduğunca uzun tutmak istiyorlar. Böylece daha az ödeme yapmış oluyorlar.
- Gerçek enflasyon oranlarına göre hesap yapıp çıkan miktarı talep edeceğim.
- Zammı 6 ayda bir yapıyorlar. 3 ayda bir yapılması teklifim kabul edilmedi. Ama "sen bize buna göre bir tutar teklifiyle gel" dendi.

6 ayda bir zam yapıldığında oluşan zarar "kabaca" şöyle (Maaş örn. 100 TL ve enflasyon %120 olsun.):

1. ay: alınan 100 TL, olması gereken 100 TL, kayıp 0 TL
2. ay: alınan 100 TL, olması gereken 110 TL, kayıp 10 TL
3. ay: alınan 100 TL, olması gereken 120 TL, kayıp 20 TL
4. ay: alınan 100 TL, olması gereken 130 TL, kayıp 30 TL
5. ay: alınan 100 TL, olması gereken 140 TL, kayıp 40 TL
6. ay: alınan 100 TL, olması gereken 150 TL, kayıp 50 TL
---
toplam kayıp: 150 TL

3 ayda bir zam yapıldığında oluşan zarar "kabaca" şöyle:

1. ay: alınan 100 TL, olması gereken 100 TL, kayıp 0 TL
2. ay: alınan 100 TL, olması gereken 110 TL, kayıp 10 TL
3. ay: alınan 100 TL, olması gereken 120 TL, kayıp 20 TL
4. ay: alınan 130 TL, olması gereken 130 TL, kayıp 0 TL
5. ay: alınan 130 TL, olması gereken 140 TL, kayıp 10 TL
6. ay: alınan 130 TL, olması gereken 150 TL, kayıp 20 TL
---
toplam kayıp: 60 TL

- Maaşım diyelim ki 100 TL. Bu yılın ikinci dönemi için normalde (6 aylık zam periyodunu dikkate alarak) ~%60'lık zam (yani 160 TL) istiyorum. Ama 3 aylık periyoda göre yeniden değerlendirme yapmama olanak tanındığı için 160 TL yerine 160 + (150 / 6) = 185 TL (yani %85 zam) isteyeceğim.

Not: Tabii ki 3 aylık zam periyodu da çalışan için kayıp. Para her an değer kaybediyor. Çalışan maaşları ise belirli bir periyotta güncelleniyor. Döviz ödense kayıp olmayacak. Veya hiç olmazsa aylık olarak ödense kayıp epey azalacak.
Not 2: Maaşım 100.000 TL değil. Ah keşke. =) Düz hesap olsun diye öyle aldım.
Not 3: Çalıştığım firma benden gayet memnun. Bir önceki zammın gerçek enflasyona oranına çok yakındı (gerçi performansa bağlı artış da içindeydi).

Bu hesabımla ilgili yorumunuz nedir?

 
[]

sözlükten "peachesrising" nickli yazara mesaj gönderebilir misiniz?

hesabım çaylak olduğundan ben gönderemiyorum. bir sorum olacak kendisine.




 
[]

Powerbank in şarj kablosu yerine uzun bir kablo takarsam?

Bi sikinti olurmu sarj ederken. İcinden kisa kablo cikiyor




 
olmaz


  • jülsezar  (23.05.24 13:33:02) 
(uzun kablo takarsanız sıkıntı) olmaz.


  • michael_knight  (23.05.24 14:07:06) 
@jülsezar
@michael_knight

mesela usb tasınabılır harddısklerde kablo uzayınca veri transferinde sıkıntılar yasanıyordu. powerbankte de şarj hızı dusebılır dıye dusunmustum aslında.
  • Zetnikov  (23.05.24 17:54:35) 
hocam sıkıntı olmaz ile şarj hızının düşme ihtimali farklı şeyler.

düşmez hocam kullanacağınız kabloda. dandikse kablo düşebilir.

ama deneyin direkt görün.
  • jülsezar  (23.05.24 17:56:57) 
@jülsezar

teşekkr ederim
  • Zetnikov  (23.05.24 18:47:33) 
[]

Antalya Mersin taraflarında sakin denizli bungalov önerisi?

Yazın özellikle çok kalabalık plajı olmayan, denizi temiz güzel, çok da pahalı olmayan bungalow yer önerileri yapabilir misiniz?




 
Naz Beach Bungalow - Manavgat.
Yazın gidip çok memnun kaldım. Fiyatı makul, akşam yemeği inanılmaz lezzetliydi ve fiyata dahil. Normalde fiyata dahil olunca uyduruk olmasını bekler insan ama gerçekten hem lezzetli hem de boldu.
Plaja sıfır. Plaj kupkum.
Denize ilk girerken biraz taş var ama ayakkabı gerektirecek kadar değil, biraz ayak acıtacak şekilde.

İşletmecisi bir çiftti. Astsubay emeklisi çok düzgün bir bey ve para-muhasebe gibi işlere bakan eşi. Asıl farkı yaratan ve tesisi güzel kılan onlar ve birkaç çalışandı.
Fakat bir yandan da pek yapacak bir şey yok, onu da söylemeliyim.
Haftada bir canlı müzik varmış ama bize denk gelmedi. Bu sezon ne olduğunu sormak lazım.
Fiyatı makul dediğiniz için bu yeri söyledim. Arabasız gitmenin zor olduğu bir yer.
  • michael_knight  (23.05.24 14:01:34) 
1 ... •789101112131415• ... 11479   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.