Ekşi Duyuru

Eski makyaj malzemelerimin içinde buldum bunları. İlk resimdekinden tek bir tane var, ikinci resimdeki 10lu set halinde. Bunları ne için kullanabilirim? Fırçalardan ve ne ise uaradiklarindan anlamam. Zamanında heves edip almışım muhtemelen.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

i.hizliresim.com

i.hizliresim.com

Bugün arkadaşımla konuşuyorduk da 'artık kadınlar da erkekler de zengin eş peşinde. Ben sırf maddi durumu aşırı rahat değil diye 3 yıllık sevgilisinden ayrılan kadın da gördüm, kızın ailesinin durumu iyi diye gözü kapalı evlenen erkek de. Evliliklerin %90'ı artık bu şekilde' gibi bir cümle kurdu. Ben de 'böyle insanlar olmasına karşın kendi kendini idare edebiliyorsa, ay sonunu getiriyorsa evlenip mutlu olan çok insan var. Herkes dusunduğun gibi değil' dedim. 'Ay olur mu' filan dedi ama sahiden öyle. Kendi çevreme bakıyorum kuzenlerim, arkadaşlarım vs içinde maddi durumu on planda tutan az insan var. Tamam, kimse senelerdir işsiz olan biriyle evlenmiyor ama kendi kendilerini idare ediyorlarsa, ortalama bir hayatlari varsa ekstra bir zenginlik beklentisi olmuyor. Herkesin dilinde 'sevgi, saygı, anlayis' gibi temel kavramlar var. Zaten oyle olsa ulkenin yarisi evlenmezdi herhalde. Ben mi yanlış düşünüyorum yoksa insanlar evliliğe karşı giderek onyargılı mi olmaya başladı?

Siz ne düşünüyorsunuz? Evlilikte maddiyat artık bu kadar önemli mi? Siz evlenirken illa zengin biri olsun diye mi dusunuyorsunuz?

Moderasyona not: bu gönül işi kategorisine giriyor mu, bilemedim. O yüzden soru şeklinde açtım ama diğer kategorideyse duzeltebilirsiniz :)

Gerçekten anlayamadığım için soruyorum; bu insanların ismet İnönü ile alıp veremedikleri ne? Bugün biraz araştırdım; evet, her seyi ile dört dörtlük bir adam değilmiş ama birçok cumhurbaşkanının yanında iyi bir devlet adamı. Başta da uzun olanlara göre. İyi de bir askermis. Yillar sonra bu nefret de nerden çıktı?


Cevap verecek arkadaşlar kitap önerileri, kaynaklar vs ile birlikte gelirse sevinirim. Öğrenmek istiyorum zira. Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Annem baya fena grip olmuş, eve geldim ki yerinden kalkamıyor. Dün doktora gitmişler ilaç filan vermiş ama bugün daha fena. Birazdan markete gidip portakal, kivi vs gibi c vitamini iceren yiyecekler alacağım ama başka ne yapabilirim? Çay tarifi olur, başka bir şey olur her türlü öneriye açığım. Bogazi da fena sismis. Yalnız sadece türkiye'de bulabileceğimiz şeyler olmazsa (salep gibi) sevinirim zira yurtdisindayiz.

Bir de 4-5 günde iyileşir değil mi? Kiyamam ya ilk kez böyle yatak döşek yatarken görüyorum, üzüldüm.

Farkında olmadan yalan söylemiş oldum, sonra da düzeltemedim. Durum şu; final sonuclari açıklandıktan sonra harflendirme yapmis hoca. Arkadaşım ve benim ortalamamız çok yakındı. Ben de dışarda otururken sistemden baktım A- gibi gördüm. WhatsApp'tan arkadaşıma 'harfendirmeye baksana. Benim A- gelmiş senin de oyledir' dedim çünkü b+ gelecek diye üzülüyordu. Arkadaşım baktı b+ gelmiş. Oturup hesaplama yapmış vs çok küçük bir fark var aramızda, benim ortalamam daha yüksek.

Neyse sabah bir mesaj aldım 'ya ben gidip hocayla konuşsam mi, o kadar küçük puan yüzünden harflendirmede oynama yapar mı? Bilerek mi yaptınız diyeyim mi' diye. Ben de gayet normal şekilde 'hesap sorar gibi değil de normal bir şekilde sor istersen' dedim. Sonra sisteme girdim, bir baktım benimki de b+. Üstte benzer bir ismi taşıyan dersim a-. Hızlıca bakarken muhtemelen ikisini karıştırdım.

Kıza şimdi yanlış görmüşüm desem, dünden beri muhabbetini yapıyoruz, inanmaz. Kız ders konusunda fazlaca hırslı daha önce de duyuru açmıştım. Hocaya gidip isim vererek sorarsa hoca sistemden bakıp 'hayır canım, onunki de b+' dese hem hoca için kötü izlenim hem yine kız için.

Ben ne yapayım? ne diyeyim? Gerçekten farketmeden böyle oldu. Resmen yanlışlıkla yalan söylemiş oldum. Bir de bu karda sırf hocayla konuşmak için o kadar yol gidecekmiş yarın.

Bu sene yeni bir bölüme başladım. Sınıftakilerin hemen hepsi benden en az 3-4 yaş küçük. Neyse, iki kızla da okul içinde yakın arkadaş gibi olduk. Yani derslere filan beraber girip çıkıyoruz, boş vaktimizi birlikte değerlendiriyoruz.

Bu kızlardan biri nerdeyse vizelerden sonraki hemen hemen hicbir derse özel nedenlerinden dolayı gelmedi. Ben de hiç düşünmeden notlarımı gönderiyorum, sonuçta hoca herkes için yazıyor onları. İngilizce vs gibi derslerde de baya yardımcı oldum. Bir de bizim okulda çan sistemi varmış. Bunu öğrendiğimizden beri kıza bir haller oldu.

Bizden notu alıyor, kendi not göndereceği zaman tuhaf davraniyor. Her sınav öncesi 'hiç çalışamadım' diyor. Sinav çıkışı da 'çok düşük alacağım' deyip duruyor. Notlar açıklanıyor, gayet iyi almis. Bir dersten hoca çalışma soruları yüklemiş, 3 kişilik whatsapp grubu kurulmuştu, orda herkes yapabildiğini atıyor. Ben yapamıyorum diyor. Okulda son 10 dakika kala geldiginde bütün sorular yapılmış oluyor.

Bunun gibi birkaç şey diğer arkadaşımın dikkatini çekmiş. 'Sence de tuhaf değil mi?' dedi. Bana da biraz tuhaf geldi ama belki de anormal bir şey yoktur.

Sizce de kız tuhaf mi? Yoksa biz mi abartıyoruz? Sınıfta anlaştığım birkaç kişiden biri olduğu için bir şey de demek istemedim ama bilemiyorum.

Şu 4 soruyu çözebilecek olan var mıdır? Sorular kolay fakat cozenler sinüs vs karıştırıyor. Bize basit yoldan çözümü lazım.

Teşekkür ederim simdiden herkese.
i.hizliresim.com

Yilbaşını evde geçirecek sevgili duyurucular, bu yıl sofranizda neler olacak? Güzel bir masa hazırlayıp oturalım diyoruz bu sene. Sizden de fikir alalım istedim.

Tatlıdan, içkiye, atistirmaliklar, ana yemekler; her türlü oneriye acigiz.

Hepinize mutlu, huzurlu, güzel bir yıl diliyorum efendim. Bu yıl, geçirdiğiniz en güzel yıl olsun :)

Öğrenci kartımı kaybetmişim. Okul ilan vermem gerektiğini söyledi. İnternetten bakıyorum bir sürü site var. En doğru şekilde nasıl ilan verilebilir? Bir de ilanı bugün verdik diyelim, yarın çıkar mı?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

'babamın mahkemede beni temsil etmesini istiyorum. bu mümkün değilse mahkemenin ileri bir tarihe ertelenmesini talep ediyorum'


bu cümleyi düzgün bir şekilde nasıl çeviririz? ben çeviriyorum ancak pek resmi olmuyor sanırım. teşekkür ederim şimdiden herkese.

Lor peyniri yaptığım sütü karistirirken ne olduğunu anlamadan yüzüme patladı. Görünürde hafif bir kızarıklık var ancak alnım ve sol gözümün altı çok kötü yanıyor. Bepanthol sürdük. Erkek arkadasim acile gidelim diye tutturdu. Bu yüzden acile gitsek bize gülerler herhalde. Ne yapabilirim başka? Endişe edecek bir durum yoktur değil mi?

birkac parca urun almam gerekiyor fakat guvenemiyorum. son kullanma tarihi gecmeye yakin olur, baska bir sorun olur. bir suru de site var; hangisinden alinir, bilemedim.

siz hangi sitelerden alisveris yapiyorsunuz? guvenli midir? yoksa internetten alisveris yapmaktan vazgecip bir eczaneye mi ugrayayim? tesekkur ederim simdiden herkese.

Dün akşam turk hava yollari'ndan bilet alırken dönüş biletimi 11.15 alacakken 7.30 almışım. Benim 7.30'daki uçağa yetişmeme imkan yok zira başka şehirde havalimani. Hemen müşteri hizmetlerini aradım, bana 'geri bildirim oluşturun, diğer uçak için de gidiş dönüş rezervasyon yapın. Birkaç gün içinde cevap gelir' dedi fakat rezervasyon bugün saat 23.00'a kadar geçerli. Tekrar aradım. 'Acil' maili atalim dediler. 'Yaklaşık 15 dakika içinde aramışsıniz, büyük ihtimalle olumlu dönüş alırsınız' diye de ekledi.

O tarihlerde bilet fiyatları 2500 liraya kadar çıkıyor. Riske atmak istemiyorum. Sabahki uçakla öğlenki uçak arasında fiyat farkı da yok bu arada, kurusu kuruşuna aynı. Zaten o yüzden dikkatimden kaçtı.

Ben ne yapayım? 300 lira fazla verip öğlenki uçuşa bilet alayım mı? Yoksa geri dönüş bekleyeyim mi? Olumsuz cevap verirlerse yüksek fiyattan bilet almak istemiyorum tekrar.

Böyle bir durum yaşayan var mı daha önce? Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Pikabi koyacak masa, sehpa, dolap vs bulamadık resmen. Çok geniş olmasın, plakları da dizebilecegim alanı olsun istiyorum. Ne tarz bir şey bakabilirim? 1 haftadır internette dolaşıyorum hiçbir şey bulamadim.

Pikabi olanlar siz nasıl bir şey kullaniyorsunuz? Teşekkür ederim simdiden herkese.

Ben çok seviyorum salonda kitaplik, kütüphane tarzı bir şeyler olmasını. Evimde oturma odası da yok zaten. Cumartesi salona uygun kitaplik bakıyordum; arkadaslarim 'salonda kitaplik odayı basitlestirmiyor mu? Koy işte diğer odalarından birine' dediler. İnsanlarda neden böyle bir algı var ki? Benim salonum da öyle varakli dosemelerden vs oluşmuyor. Gayet sade ve spor.

Siz ne düşünüyorsunuz? Salonunuzda kitaplik/ kütüphane var mı? Nasıl dizayn ettiniz?

Üstelik daha önce bir Avrupa ülkesinin direksiyon sınavından geçmiştim. Ordaki ehliyetimi burda tekrar onaylatmak çok uzun süreceği için ugrasmayayim burda bir daha sınava gireyim dedim, demez olaydım.

Geçen hafta heyecandan elim ayağım titriyordu, komisyondaki gerginlik beni de ekstra gerdi; parktan çıkarken dubaya sürttüm, kaldim. Bu hafta çok şeker bir komisyona da denk geldim, sabah saatleriydi sinav da. Ne heyecan vardı, ne stres. Rahat rahat parkımı da yaptım-çıktım, tin tin giderken onumde iki araba kaza yapmış, arka arkaya 6-7 tir geçti. Onları beklerken kasisin ortasında durmak zorunda kaldım ve arabayı kaldıramadım. Yine kaldım. Bunlar da debriyajin etkisi. Ehliyeti aldıktan sonra hiç düzenli araba kullanmamistim zaten. 4-5 ayda bir 2-3 kere babamın otomatik arabasıyla kısa mesafe gittim geldim hep.

Kendimi salak gibi hissettim ya. Bir sonraki sınav 6 ocaktaymis. Ek dersler o bu derken bir sürü para da verdim. Kiminle çıksam 'e sen kullanıyorsun' diyor. Hatta dün hocam '%99 geçersin' demişti, yine kaldım. Gittigim kurs da cok iyi bir kurs. Ne yapayım ne edeyim ben? Gerçekten çok üzgünüm. İnsan 2 sınavda ehliyet alamaz mi? :(

Erkek arkadaşımın müşterisi geçen geldiğinde bana cok şık bir hediye getirmiş. Güzel bir kutunun içinde el kremleri, vücut losyonu, duş jeli vs vardı. Pek severek kullandım. Kendisi tekrar Türkiye'ye gelmiş. Bu sefer de ben ona hediye alıp göndereyim dedim ama ne alacağımı bilemedim. 50 yaşlarında, erkek, uzak doğulu (tam olarak nereli olduğunu hatırlamıyorum ya Tayvan ya da Japonya) birine hediye ne alınabilir? Sevdiğini bildiğimiz tek şey şalgam bu arada.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

İki saat sonra ehliyet sınavım var bu iki şeyden çok korkuyorum. 1. Parktan çıkma. Çok düzgün park yapıyorum ama parktan cikarken zorlanıyorum. Anayol üzerinde kaldırım arabanın sağında kalacak şekilde park ettik diyelim, çıkarken tam olarak nasıl hareket etmeliyiz? Iki duba arasına park yapılıyor bu arada.

İkincisi adaları ve kavşakları en rahat nasıl donebilirim? Ben dönerken biraz hızlı dönüyorum sanırım ve sağdan soldan gelen arabalardan korkuyorum. Sakın olmak için ne yapmak gerek?

Başka bir öneriniz tavsiyeniz var mıdır? Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Evimiz 12. katta ve günde 2-3 kere kargalar gelip balkonda takılıyorlar. Ben de dedim hem kış hem de soğuk yiyecek bir şeyler koyayım da hayvanciklarin karnı doysun. Dün biraz su koydum; sabah baktım, içmişler sanki. Yiyecek olarak ne koyabilirim? Ekmek ıslatıp koysam olur mu?

Bir de karşı apartmanda balkonlara CD, siyah poşet filan koymuşlar kargalar gelmesin diye. Zarar verirler mi ki? Erkek arkadaşım 'zarar vermez ama balkona alışırlar, yazın da hep orda takılırlar' dedi.

Teşekkür ederim simdiden herkese.

Ne olur? Diğer rimel kurur mu? Son aldığım rimelin fırçasıni hiç begenmedim, eski rimelimdeki fırça iyiydi. Fırçayı yeni rimelde kullanan kimse de görmedim. Bir sakıncası var mi ki? Zaten uzun süreli kullanıyorum rimelimi, bitene kadar sürekli sinir olmak istemiyorum.

Bir de bunların zilyon tane çeşidi var, neye gore seciyorsunuz fircalarinizi?

Teşekkür ederim simdiden herkese.

Normalde bioderma'nin hassas ciltler için olan serisini kullanıyorum, memnundum. Son 6 aydır saçma bir sekilde sivilcelenmeye başladı yüzüm. Biri sönüyor diğeri çıkıyor resmen. Doktora gidecegim fakat 1.5 ay sonra randevum. Cilt ürünlerim de bitti. O arada kullanmak için urun arıyorum. Dermatolog bir arkadaşıma sordum, '3 marka da birbirine çok yakın aslında' dedi.

Bu üç marka arasında kullandiginiz, memnun olduğunuz var mı? Hangisini tercih etmeli? Teşekkür ederim şimdiden herkese.

İçin ne yapmali? Kısaca durumu özetlersek, benim ailem yurtdisinda yaşıyor. Aslen mersinliyiz. Teyzemler antep'te halamlar izmir'de. Başka ülkelere de dağılmış geniş bir ailem var. Erkek arkadaşımin ailesi çok küçük. Ben ve erkek arkadaşım da İstanbul'da yaşıyoruz. Bir iki ay içinde ufak bir nişan yemeği yenip gelecek eylülde de yine küçük, sıcak bir düğün yapma düşüncemiz var. Düğünden ziyade eğlence aslında.

Buraya kadar sorun yokken nisan kismi için, mersin'de şu an için evimiz olmadığindan annem, 'Antep ya da İzmir'e gelsinler o zaman' dedi. Erkek arkadaşımın annesi uçaktan korkuyor. Gelip gitmesi çok zor olacak bence. Biraz konuşurken de bu sefer 'e onların ailesi azsa bizim aile çok kalabalık, dugunu mersin'de yapalım daha kolay olur' dedi. Şimdi bunlar sadece fikir olarak ortaya atılıyor ama ciddiye binerse işin içinden nasıl çıkarım? Sonuçta düğünün mersin'de olması biraz abes olur. Erkek arkadaşımın annesi de sorun yaratabilir. Bir de annemin konuşmalarından bizim eğlence gibi tasarladigimiz düğün konseptinden çıkıp işi buyutecekmisiz gibi geliyor. Bizim aileden, yurtdisindan tanıdıklardan vs cagirilacak herkes gelse stadyum tutmam gerek Sümeyye gibi. O topa girmek istemiyorum.

Sonuç itibariyle annemi yukardaki bu iki fikirden nasıl vazgeciririm? Kırılmasını, üzülmesini istemiyorum ama güzel günlerin bana stres kaynagi olmasını da istemiyorum. Normalde hiç böyle istekleri olmayan kadının içinden klasik turk annesi çıkınca da şaşırdım açıkçası. Ne yapayım? Ne diyeyim? Teşekkür ederim şimdiden herkese.

İki arkadaşım gelecek hafta nisanlaniyor. Klasik nisan degil de yemek olacak dedi bize. Grup olarak aklımız karıstı, takı merasimi gibi bir şey yapilacak midir? Yapılacaksa ne takmak uygun olur? Arayıp sorsak (taki merasimi olacak mı diye) ayıp olur mu acaba? Bir arkadasimiz aramizda para toplayip nisan oncesi hesabina gonderelim, ihtiyaci vardir belki dedi, mantikli mi? Kendileri çok çok yakın arkadaş statusunde.

Diğer arkadaşımız da bugün yarın doğum yapacak. Bir ihtiyacı var mı diye aradık, sorduk. Her şeyi tam diyor. Bir arkadaşımız bir koli bebek bezi almış mesela. Bunun gibi ihtiyacı olabilecek ne var, alsak? Ya da riske girmeyip çeyrek mi takalım?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

gecenin bir vakti çocuk tecavüzünu meşru hale getirmeye calismak da ne demek? Ya aklım almıyor sahiden. Bir tanesi de çıkmış kız 13 yaşını geçtiyse islam dinine göre bu pedofili değildir diye saçmalamış televizyonda. Anlamiyorum, anlayamıyorum. Adamlar giderek coşuyor, durduramıyoruz.

Daha ne yapacaklar? Nasıl bir mantıklari var? En çok da akp'ye oy veren arkadaşların ne düşündüklerini merak ediyorum. Sabah sabah kan beynime sıçradı resmen.

Beslenmemde çok fazla protein yer almadığı için bari sabah kahvaltısında yumurta yiyeyim mutlaka diyorum ama erken saatte uyanıp evden çıkıyorum. Kahvaltı hazırlamak için vaktim olmuyor. Genelde yulaf ve kuru meyvelerle geçiştiriyorum. Yumurtayı soğuk yiyemem. Sabah pişirmesi de vakit alıyor. Akşamdan haşlayıp sabah mikrodalga fırında ısıtsam tadı kötü olur mu? Deneyen var mı? Başka nasıl tuketebilirim?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Annem ve babam ben evden ayrıldığımdan, kardeşim akşamdan akşama eve gelmeye başladığından beri evde sakinlik var deyip duruyorlar. Kardeşim de eve bir kedi, köpek alalım hem onlar sevsin, oyalansin hem de evde bir can olsun demiş. Konuyu bizimkilere açmış. Babam çok olumlu yaklaşmış zaten her hayvanı sever. Annem köpeğe kesinlikle karşı çıkmış (ki normalde köpek de sever ama bakımı daha zor ddemis) kedi için de çok tüy dökerse, ev kokarsa, sağı solu tirmalarsa deyip durmuş. Bir yandan da istiyor.

Her kedi mobilyaları tirmalayip çiziyor mu? Tırmalama tahtasına alismiyorlar mi? Kokunun sorun olmayacagini düşünüyorum ben düzenli temizlendiginde. Tüy için nasıl bir argüman sunabiliriz? Annemin titiz bir insan olduğu düşünülürse kedi bakmaya uygun bir ev olur mu?

Hayvanı alıp iki gün sonra bırakmayacağız tabii ki ama annem de aldıktan sonra pişman olmasın diyoruz. Babam da pek heveslenmis. Ne dersiniz olur mu bu iş? Yoksa bu isten vazgecip akvaryum mu kuralım?

Benim annemden kalma alışkanlık, kitap alır almaz ilk işim ilk sayfasına aldığım tarihi ve şehri yazmak oluyor. Birkaç sene sonra bakınca da hoşuma gidiyor. Annem bir de isim yazar, ben onu yapmıyorum.

Siz yazar mısınız? Yoksa saçma mi buluyorsunuz?

Not: yeraltı edebiyatı sevenler için bugün tuyap'ta ayrıntı yayınlarının standında deli gibi indirim vardı. Biz bütün kitapları topladık, vaktiniz varsa uğrayın derim.

durum şu; normalde gayet sakin, umursamaz biri olsa da ders konusunda aşırı hırslı bana kalırsa. Annem, babam kabul etmiyor ama en basiti iki gün önce sınav olmuşlar; yanlis yapmış, telefonda konuşuyoruz sesi resmen aglayacakmis gibi geliyordu. '× saçmalama, gayet iyi geçmiş iste' deyince de 'arkadaşım 1 yanlış yaptığını söylüyor ama. Ben o hatayı nasıl yaparım, salak gibi davraniyorum bazen' diye söyleniyordu.

Yurtdisinda iyi bir üniversitede iyi bir bolum okuyor. Hedefi de ilk 3te bitirmekmis okulu. 4. Olsa dünya başına yıkılır herhalde. Not saklayan filan tiplerden de değil, görüyorum tum arkadaşlarına da yardımcı oluyor ama hep en iyi olmak istiyor. Olmayınca da hayatı kendine zehir ediyor. İnsanların başka şeylerini kiskanmaz ama başarılarını kıskanıyor bence.

Büyüdükçe geçer mi? Yoksa hayatı boyunca böyle mi devam eder? Böyle olması iyi mi? Ben mi abartiyorum? Üzülüyorum bu halini görünce.

Az önceki elbisenin yazlık bulunmasi ardından şu elbiseyi ve tulumu göstereyim o halde. Elbiseyi geçenlerde almıştım ama eve gelince pek sevmediğim için iade etmeyi düşünüyordum.

Elbisenin linki: www.adl.com.tr

İade edersem şu tulum nasıl olur? www.adl.com.tr

Bunlardan ikisi de olmaz derseniz ne giyeyim ben? Teşekkür ederim şimdiden herkesem

1) tavuk ve sebze suyunu evde kendileri yapanlar, nasıl yapıyorsunuz? İnternetteki bir iki tarifi denedim, güzel olmadı. Pilav ve çorbalarda seviyorum, bulyon da kullanmak istemiyorum. Uzun süreli ve pratik şekilde saklamak için neler yapıyorsunuz?


2) avokado çekirdeğini genisce bir saksıya eksem evde kendim de yetiştirebilir miyim? Deneyen oldu mu? Nelere dikkat etmeli?


Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Ben film izlerken bir şeyler yemeyi/ içmeyi pek seviyorum. Sinemada da mısır yemeyi severim aslında ama her yerde yerin dibine sokulduklari için yiyemiyorum :)öyle hasur husur ses çıkaranları ben de sevmesem de pekala sessiz yenilebilir.

Siz ne diyorsunuz? Mısırsız sinema keyfi olmaz olsun mu yoksa yemeyin şu mısırları mi? Bence yiyelim edeplice :)

Ya delireceğim, saat 8de arkadaşımın göndereceği önemli birkaç belge vardı, whatsapp'im çalışmıyor. Evdeki internet ttnet, cep telefonumdaki turkcell. Neden oluyor böyle? Sizinkiler düzgün çalışıyor mu?

Yarın öğleden sonra geleceklermis, aklıma bir şey gelmiyor. Fazla vaktim de olmadığı için pek fazla ugrastirmayacak, lezzetli birkaç çeşit önerseniz pek güzel olur :)


Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Hani komşular kek, pogaça, börek, çörek getirirler ya onları yiyor musunuz? Ben hiç evine gitmediğim, tanımadığım insanların yemeklerini yiyemiyorum. Normalde asiri hijyen takıntılı bir insan değilim ama yiyecek konusunda hassasim. Annem ben küçükken bir iki komşumuzun yaptıklarını yedirmezdi mesala, hatırlıyorum.

alt komşu teyze aşure yapmış getirmiş. Ben de aşure pek severim. Kendimle cebellesiyorum su anda yemek için :) hem öyle cope atmak da ayıp geliyor, o kadar emek vermiş. Dışarda yemek yediğimiz yerler ne kadar steril, onu da bilmiyoruz.

Yine de aklımdan atamıyorum. Neyse efendim siz yiyor musunuz? Benimki saçma bir takıntı mi? Yoksa 'bilmediğim mutfakta yapılan yemeği yemem' mi diyorsunuz?

Evet, neden? Birine doğruyu söylemek çok mu zor? Emlakcisindan tutun da tesisatcisina kadar herkes mi yalan söyler?

Eve bakarken sağlam olmayan binayı sağlam diye yutturmaya çalışıyorlar. İyi bir ev bulup taşınırken boyacilar 'öyle süper yaparım böyle süper yaparım' deyip balkonu bile boyamadan gitmişler. Eve kadın çağırdık temizlik için üstünden ben bir daha yapmak zorunda kaldım. Bir de bunlar hep birilerinin tanıdıkları, yabancı olsa ne olacaktı acaba? Ev eşyalarıni 3 hafta önce teslim etmeleri gerekiyordu; hala yarısı ortada yok. Bir de her gün arayıp valla yarın, billa yarın diyorlar. Tamamini gönderdik diyorlar kamyon geliyor, eşyalar yok. Tesisatçı gelecek güya sabahtan beri bekliyorum; ortada yok. Arayınca da '1 saate ordayim' diyor. Televizyon aldık, kapının önüne bırakıp gitmişler. İnsan bir arar.

'Istediğiniz kumaş yokmuş onu bekliyoruz, acil başka iş çıktı biter bitmez geliyorum. Boya bitti o yüzden boyayamadim' vs demek çok mu zor? Niye yalan söylüyorlar?

Çok doldum duyuru. Düzgün is yapan çok az insan mı var yoksa bana mı hep kötüleri denk geldi?

Yeni bir eve taşındık, mutfak lavabosunun gideri tıkalı gibiydi. Su zar zor gidiyordu. Ben de lavabo açıcı döktüm, açılacağı yerde iyice tıkandı. Alttan açtık,çamur gibi su döküldü. Kapattıktan sonra bir daha suyu açmayı denedik; yıne tıkandı. Üstelik giderdeki pis su da yukarıya çıkıyor. Bu gidere ne olmuş? Biz mi bir şey yaptık?

Bonus soru: pazar günü tesisatcilar çalışıyor mu?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Üniversite ya da yüksek lisansta sizde de var mıydı? Geçen hafta derslerinin birinde bir kızla karşılaştık. Hem çalışıp hem yuksek lisans yapıyormuş, çoğu derse de gelemiyormuş. Benden bir iki şey rica etti. Sorun etmeden paylaştım whatsapptan. 'Çok teşekkür ederim, çoğu insan not konusunda takıntılı oluyor. Merak etme kimseyle paylasmam ya da kullanmam yazdıklarını. Sadece biraz bilgi sahibi olmak istedim' yazmış.

Aynı zamanda yeni bir lisans eğitimine de başladım. Orda da bir whatsapp grubu kurulmuş. Arada derse girmeyenler not istiyor. Kimseden tık yok. Ben de girdiğim derslerden ise eğer çekip gönderiyorum.

İnsanlarda hatta daha yeni üniversiteye başlayanlarda bile neden var bu takıntı? Sonuçta hocanın anlattığını not alıyorsun. Özel notlar çıkarıp onları paylasmiyorsun ki.

Siz ne düşünüyorsunuz? Notlarınızi paylaşır misiniz/ paylaşır miydiniz?

İki hafta önce özel yapım koltuk takımı, yemek masası ve yatak odası siparisi verdik. Para da nakit olarak komple ödendi. Hatta alınırken 'hepsini şimdi odeyin ki 1 hafta içinde gönderelim' dediler. Biz de o an dalginlikla hepsini vermiş bulunduk. 1 hafta geçti, eşyalar gelmedi. Faturanın üzerindeki teslim tarihi de geçen persembeydi. O günden beri fabrikayi arıyoruz, satış yapılan yeri arıyoruz. Yatak odası takımı hazır ama kumaşlar bulunamadı deyip duruyorlar. Geçen perşembe aradığımızda kumaşlar kargoda dedi fabrika. Bugün aradık, 'yarın geliyor kumaslar' dediler. Satistakı adam da ilk aradigimizda 'bugün gonderecegim' dedi. Her biri bir şey söylüyor, sinirimiz bozuldu.

Şimdi biz bu aksam gidip biraz carlayalim mi? Para iadesi isteyip siparisi iptal mi edelim? En azindan yatak odasını mi gonderin diyelim? Ev 10 gundur boş duruyor öyle.

Teşekkür ederim sımdiden herkese.

4 yılda o kadar ders islemisiz, notlar almisiz. Ben normalde saklama taraftariydim ama bu kadar kagit birikince taşımak, düzenlemek de dert oluyor. Önemli derslerin notlarini defterlere temiz şekilde geçirip saklamışim mesela. Digerlerini ne yapayım? Atmaya kiyamiyorum; ilerde ise yarar mı, bilmiyorum.

Siz ne yapıyorsunuz? Bütün notlarınızi saklıyor musunuz yoksa attıniz mi?

Sandaletler vs artık kalktı; bot için erken. Bez ayakkabılar güneşli havalarda giyiliyor da yağmurda olmuyor. Spor ayakkabıyı her giysiyle uyduramiyoruz. Evden cıkarken 10 dakika düşünüp yine spor ayakkabı giyiyorum.

Siz neler giyiyorsunuz? Nubuk tarzı ayakkabılar olur mu acaba?

Teşekür ederim şimdiden herkese.

Sabah bir perdeciye uğradım; bana tüm ev için 6500 lira fiyat çıkarttı. İstediğim de öyle alengirli bir şey değil, düz perde ve uygun renkte fon( bunu da sadece Salon için istedim, digerlerinde fona da gerek yok dedim). E ben o fiyata koltuk takımı alırım? Onu gectim, yeni bir eve taşınınca uyup uymayacaklari belli degil. perdeye o kadar para vermek mantıklı mi? Ucuz durmayan ama fiyatı uygun ne tarz bir perde bakabilirim? Nerden bulurum?

Esasında hali istemiyorum ama ailecek 'aa halısiz ev olur mu?' diye başımın etini yedikleri için salona ve koridora hali alayım bari dedim. Onlar için de düz modellere baktım, 2000 lira diyorlar. Çok saçma değil mi?

Kısacası sadece perde ve halılara 8500 lira para vermek istemiyorum. Ne yapmalıyım? Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Aslında dun birini beğenip ev sahibiyle görüştük; aksama kontrat yapacağız ama diğerini mi seçmeliydik diye düşünmeden edemedim.

1. Ev 180 m2 3+1 2 banyolu, büyük de bir balkonu var. Bulundugumuz yerin bilinen, ünlü sitelerinden. 8 yillik bir binada, guvenliği, bahçesi vs her şeyi var. Tam merkezde sayılan bir bölgede. Evin önünden toplu taşıma geçiyor. Taksiye ulaşım çok kolay.

2. Ev 2+1 5 katlı bir binanın çatı katı dubleksi, yeni yapılan butik bir sitede. Evdeki ilk kiracı biz olacağız, daha inşaat temizliği var. Diğerine göre daha küçük. Güvenlik görevlisi vs henüz ortada yok. Fakat burdaki sorun ev sapa ve yeni yapilanan bir bölgede kalıyor. Evin minik bir terasi var, o bile kapali bir benzin istasyonu ve copluk manzarali. Etraftaki evlerin hemen hepsi boş, sitede de oturan 3-4 aile var. Dışarıya çıkınca her yer inşaat. En yakın minibüse binmek için, markete/ bakkala gitmek için bile 10 dakika yürümek gerek en az. Keza çıkıp taksi bulmak için de benzer şey geçerli. Diğerine göre de kirası 350 lira az.

Şimdi biz 1. ev için anlaştık çünkü gerçekten güzel bir ev ama 2. evin dubleks, çatı katı ve 0 olması aklımı kurcaliyor. Tabii boş ve issiz olması da biraz korkutmuyor değil. Aradaki kira farkı bizi etkilemiyor ama 350 liranın cebimde kalması da kimseyi rahatsız etmez. Gerçi bu durumda bir kısmı taksiye gidecektir diye dusunuyorum.

Velhasıl hangi evi seçmek daha mantikli? Uzun süre kalmayı düşündüğümüz için ve eşyaları ona göre alacağımız için sonradan pişman olmak istemiyorum.

Tesekkur ederim şimdiden herkese.

Her kafadan bir ses çıkıyor; tam olarak ne kadarı gözden cikaralim, bilemedik. Halisindan, perdesine, koltuk takımları da dahil ıvır zivirlara toplam ne kadar para harcadıniz? Çok satafatli olmayan standart genç bir çift evı olacak diye dusunelim.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Biraz kitap siparisi vereceğiz de hazır almışken birkac da tavsiye kitabı ekleyelim dedim.

Son zamanlarda okuduğunuz, beğendiğiniz kitaplar/ çizgi romanlar var mıdır?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Kendimize ait ilk arabamız olacak ve bu konuda tam cahiliz. İlk 1-2 sene 2. el arana kullanma taraftariyiz zira ben istanbul trafiğine alışkın değilim, erkek arkadaşım da profesyonel sürücü değil. Bir yere çarpsak, kaza yapsak yepyeni arabayla bunu yaptığımız için çok üzülürüz. Acemiligi atana kadar orta karar bir araba alalım dedik o yüzden.

Bu durumda nelere dikkat etmek gerek? Mesela arabalar kaza yapıyormuş ama onu siliyorlarmiymis, bir şey yapıyorlarmis. Anlamiyormussun kaza yaptığını. Bu tarz seylerden nasıl korunabiliriz? Birazdan galeriye gideceğiz. Ne soralım?

Ben nissan micra'yi çok beğendim. Alsak pişman olur muyuz?

Bunun gibi öneriler, tavsiyelere açığiz efendim. Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Erkek arkadaşımın şirketi her okul açılışından önce kocaman stand açıp indirimli kırtasiye urunleri satıyor çalışanlarına. Beni aradı az önce, '1 saat içinde istediğin bir şey varsa söyle' dedi. Ben de hazır baya indirim varken stok yapayım dedim.

Defter, klasör, dosya, tükenmez kalem, çizgili- çizgisiz kağıtlar aklıma gelenler. Bunlardab başka ne alınır?

Not: yüksek lisans yapıyorum ve kağıtla kürekle fazla fazla ugrasacagim bir mesleğim var.

Yurtdışındaki ehliyetimi türk ehliyetine ceviriyorum. Pratik sınava tekrar girmem gerekiyormus. Sınav için 5 kasim ve 7 ocak tarihini verdiler. Ben 7 ocakta girerim diye düşünmüştüm ama görevli kadın 'bence kısa kalmayın. Kar yağar, yağmur yağar. Araba kayar, belli olmaz' gibi bir şey söyledi.

Çok profesyonel sürücu olmadığımı göz önüne alırsak 7 ocakta girmem hakikaten dezavantaj mi olur? Yoksa farkı olmaz mı?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Not: sınav öncesinde birkaç da ders alacağım.

Çok büyük değil mi? Bir aya kadar tasiniyoruz. Tasinacagimiz muhitteki evler genelde bu sekilde. Erkek arkadaşım bu tarz bir eve geçmek istiyor. Bir odayı çalışma odası bir odayı da giyinme odası yapmak gibi fikri var. İyi hoş da bu ev çok büyük olmaz mı? İki kişi at mi kosturacagiz içinde? Bize öyle yatılı misafir de gelmiyor. 2 banyoyu napacagiz? Ben de diyorum ki 2+1 bulalım. Toparlanmasi filan da rahat olur.

Sizce böyle bir evde yaşamak zor olur mu? Yoksa 2+1den çok farki olmaz mı? Napalım? Ben açıkçası temizlikten korkuyorum.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Ehliyet islemlerim için sağlık raporu istediler. Sağlık ocaklarında ucretsizmis. Bizim burda bir sağlık ocağı var ama benim kaydım filan yok. İkametgahım da yurtdışında zaten. Öğrenci olduğum için aldirmamistim, öyle kaldı.

Bu durumda aile hekimim de yok saniyorum. Şimdi gidip sorsam bana sağlık raporu verirler mi? Yoksa hiç denemeyeyim mi? Teşekkur ederim simdiden herkese.

Kim uydurdu bu modayı? Çok kötü bir görüntü değil mi o ya? Bazıları babet çorabı giyiyor galiba ama o da ayni şey. Bana ayakları kokuyormus gibi geliyor. Tamam, herkesin hayatına kimse karışamaz da ne bileyim, kötü yanı. Az önce gezinirken gözüme çarptı; sokakta dolaşırken de böyle giyiyorlar artık.

Duyuru erkekleri siz seviyor musunuz? Giyiyor musunuz? Kadınlar siz ne düşünüyorsunuz? Beğeniyor musunuz?

Not: özellikle kundura tarzı olanlar için diyorum.