kendi işimi yaptığım için bugüene kadar ne araştırdım, ne bilgi aldım, ne sınava girdim.
1979 doğumluyum. üniversite mezunuyum. geçen sene kpss'ye falan girmedim. önümüzdeki yıl (ki 31 yaşında olucam) kpss'ye girip, iyi bir puan alıp, sonra da devlet kurumlarında uzman yardımcısı, vs. gibi konumlarda memur olabilir miyim? ptt memuru olmak istemiyorum tabii, merkez bankası'nda, ne bileyim hazine müsteşarlığı'nda falan uzman yardımcısı vs gibi şeylerin sınavına girmek istiyorum. bu yaşta kabul ederler mi beni? yoksa kaçırdık mı treni?
1979 doğumluyum. üniversite mezunuyum. geçen sene kpss'ye falan girmedim. önümüzdeki yıl (ki 31 yaşında olucam) kpss'ye girip, iyi bir puan alıp, sonra da devlet kurumlarında uzman yardımcısı, vs. gibi konumlarda memur olabilir miyim? ptt memuru olmak istemiyorum tabii, merkez bankası'nda, ne bileyim hazine müsteşarlığı'nda falan uzman yardımcısı vs gibi şeylerin sınavına girmek istiyorum. bu yaşta kabul ederler mi beni? yoksa kaçırdık mı treni?
sevgili arkadaşlar, olacak o kadar isimli yapımda yer alan şu iki oyuncunun isimlerini soruyorum. sinematurk.com'da falan bulamadım.
fotoğrafta levent kırca'nın solunda ve sağında bulunan oyuncular. bize göre soldaki eski seride vardı. yanlış hatırlamıyorsam vefat etti. yaylı tambur falan çalardı.
öteki ise sürekli levent kırca'dan tokat yer. yeni seride de yer alıyor.
nedir bu oyuncuların isimleri?
kafa.bobiler.org
fotoğrafta levent kırca'nın solunda ve sağında bulunan oyuncular. bize göre soldaki eski seride vardı. yanlış hatırlamıyorsam vefat etti. yaylı tambur falan çalardı.
öteki ise sürekli levent kırca'dan tokat yer. yeni seride de yer alıyor.
nedir bu oyuncuların isimleri?
kafa.bobiler.org

arkadaşlar internetten bir kahve makinesi sipariş verdim geçen hafta. ürün geldi. baktım hem parçası eksik, hem de biraz yıpranmış durumda. kutusu açılmamış gibi değil de teşhir ürünü gibi, çizikleri var, tozlu. aradım iade etmek istiyorum dedim, gönderin, yeni ürün gönderelim size dediler. gönderdim, yeni ürün az önce geldi. aynı kutuya koymuşlar (kutuya işaret koymuştum) ama içindeki aynı mı değil mi bilmiyorum. bu öncekinden de beter. kapak kısmının kenarı çatlak, daha beter çizikli ve tozlu. önceki naylona sarılıydı.bunda naylon bile yok direkt kutuya koymuşar leş gibi tozlu. parçalardan eksik olanı var, fakat önceki sefer gelen başka parça eksik bu sefer de.
şimdi arayıp komple iade edip paramı almak istiyorum, sanırım böyle bir hakkım var. işi tüketici hakem heyetine, mahkemeye falan vardırmadan nedir bunun prosedürü? ne yapmalıyım? arayıp göndersem de onlar paranın üstüne yatsa nasıl kanıtlarım?
şimdi arayıp komple iade edip paramı almak istiyorum, sanırım böyle bir hakkım var. işi tüketici hakem heyetine, mahkemeye falan vardırmadan nedir bunun prosedürü? ne yapmalıyım? arayıp göndersem de onlar paranın üstüne yatsa nasıl kanıtlarım?
efendim haftaya annemi izmire yolliycaz 1 haftalığına. kendisi otobüsle gitmek istese de fiyatların tam olarak aynı olması ve hem yolculuğun kısa sürmesi, hem de varan izmir terminalinin izmir'den çok manisa'ya yakın olması sebebiyle uçakla gitmesi taraftarıyız. şimdi ben thy'nin sitesinden gidiş dönüş ucuz uçak bileti rezerve ettim, akşama kadar vaktim var. bana bir gerizekalıya anlatır gibi sonraki aşamaları, yapmam gerekenleri anlatabilir misiniz? yani annemi havaalanlarında oraya git sıraya gir bilet al, buraya git sıraya gir çek in mek in uğraştırmak istemiyorum, gitsin binsin istiyorum en kolay şekilde. yok kredi kartının illa sahibi gelicek, başkasının kredi kartı olmaz gibi şeyler duyuyorum.
şimdi ben girsem o rezervasyonu bilete çevirsem, kendi kredi kartımı kullansam annem alamaz mı bileti? yoksa annemin kartını mı kullanayım? hadi bilet olayıı hallettik. benim elime de sanırım bi numara verecekler. girip hem gidiş hem dönüş için online çek in yaptırabiliyor muyum? hadi yaptırdım diyelim, biniş kartımı bana kim verecek, bagajı ne halt edecez?
şimdi ben girsem o rezervasyonu bilete çevirsem, kendi kredi kartımı kullansam annem alamaz mı bileti? yoksa annemin kartını mı kullanayım? hadi bilet olayıı hallettik. benim elime de sanırım bi numara verecekler. girip hem gidiş hem dönüş için online çek in yaptırabiliyor muyum? hadi yaptırdım diyelim, biniş kartımı bana kim verecek, bagajı ne halt edecez?
dos mu kaldı lan dediğinizi duyar gibiyim.
efem benim kullandığım lisanslı muhasebe programı dos üzerinde çalışıyor. yılların kaydı da bu programda olduğundan değiştiremiyorum. her neyse kısayolu olan bat dosyasına tıklayınca bir dos penceresinde açılıyor program. herhangi bir uyumluluk vs problemi yok. dosbox cinsi prrogramlara gereksinim yok o yüzden. gayet güzel kullanıyorum. daha doğrusu kullanıyordum. xp yüklü eski bilgisayarımda hiç sorun yokken, vista yüklü laptopumda programda türkçe karakterler kullanamıyorum. klavyem ingilizce gibi davranıyor. çalıştır'a cmd yazıp komut istemi açıp oraya yazdığımda türkçe karakter yazıyor oysa ki. bir sorun yok gibi. programın bat dosyasına mı bir satır ekleyim ne yapayım da türkçe karakter kullanayım bu programla?
dediğim gibi vista home premium işletim sistemi.
efem benim kullandığım lisanslı muhasebe programı dos üzerinde çalışıyor. yılların kaydı da bu programda olduğundan değiştiremiyorum. her neyse kısayolu olan bat dosyasına tıklayınca bir dos penceresinde açılıyor program. herhangi bir uyumluluk vs problemi yok. dosbox cinsi prrogramlara gereksinim yok o yüzden. gayet güzel kullanıyorum. daha doğrusu kullanıyordum. xp yüklü eski bilgisayarımda hiç sorun yokken, vista yüklü laptopumda programda türkçe karakterler kullanamıyorum. klavyem ingilizce gibi davranıyor. çalıştır'a cmd yazıp komut istemi açıp oraya yazdığımda türkçe karakter yazıyor oysa ki. bir sorun yok gibi. programın bat dosyasına mı bir satır ekleyim ne yapayım da türkçe karakter kullanayım bu programla?
dediğim gibi vista home premium işletim sistemi.
olmaz mı ağa? illa teknik direktör mi olacak? hadi fifa formaliteleri gereği teknik direktör sıfatıyla birini koyalım oraya da teknik meknik hiçbir bir halt yapmasın. ne takımı çalıştırsın, netaktik versin. teknik direktör kendi sistemi kendi bilmemnesi diye takımı ona göre ayarlıyor. oyuncu da bir bildiği olsa bile teknik direktörün sistemi diye onun dışına çıkmıyor, kendi bildiğini yapamıyor. skerim ağa teknik direktörü dese takımın biri. onbir tane adam kendi aralarında "maamut sen sağda oyna, hayri sen solda oyna, abanmaca yok, üç korner de bi penaltı" vs diye anlaşıp mahalle maçı gibi bodoslama çıkarlarsa olmaz mı? bırak herkes kendi tekniğini kendi direkte etsin, mahalle maçı gibi oynansın. olmuyor mu öyle? bu takım iyicene sıçar sıvar mı? teknik direktörü yüzünden başarısızlıktan başarısızlığa koşan bir takım böyle yapsa daha başarılı olmaz mı acaba?
efem duydunuz mu bilmiyorum ttnet'in 3g kampanyası var. adsl abonesiyseniz ayda 10 lira (hatta ilk 6 ay 5,99 lira) daha veriyorsunuz, 2 yıl da taahhüt ediyorsunuz, size ayda 500 mb 3g kullanma hakı ve bir de 3g modem veriyorlar.
şimdi evde internet var nasıl olsa. sabitken onu kullanıyoruz. ola ki mobiliteye ihtiyaç duyduk, alalım bilgisayarı, 3g modemi çıkalım dağa bayıra diyorum.
sorum şu ki, 3g şartlarında 500 mb çok mu azdır? yani sürekli kullanılmayacak. anca dışarı çıkarken yanımıza alıyorsak kullanılacak. hem download hep upload dahil olduğu için çok mu az gelir? neler yapılır? iki sörf yapsak, internette tavla okey oynasak, feysbuka sözlüğe girsek zabart diye biter mi?
bir de tahminimce avea sağlayacak bu 3g hizmetini (ttnet ile aynı nane ya bunlar), avea'nın 3g'si nasıldır? ayda 10 liraya (hatta ilk 6 ay 5,99 lira) değer mi, alayım mı?
şimdi evde internet var nasıl olsa. sabitken onu kullanıyoruz. ola ki mobiliteye ihtiyaç duyduk, alalım bilgisayarı, 3g modemi çıkalım dağa bayıra diyorum.
sorum şu ki, 3g şartlarında 500 mb çok mu azdır? yani sürekli kullanılmayacak. anca dışarı çıkarken yanımıza alıyorsak kullanılacak. hem download hep upload dahil olduğu için çok mu az gelir? neler yapılır? iki sörf yapsak, internette tavla okey oynasak, feysbuka sözlüğe girsek zabart diye biter mi?
bir de tahminimce avea sağlayacak bu 3g hizmetini (ttnet ile aynı nane ya bunlar), avea'nın 3g'si nasıldır? ayda 10 liraya (hatta ilk 6 ay 5,99 lira) değer mi, alayım mı?
arkadaşlar bu ürünlerin bozulma süresi nedir? olgunlaşan ürün ne kadar süre toplanmadan durabiliyor? ne kadar süre sonra kuruyor? ürününden ürününe değişiyor mu?
arkadaşlar tarlada bulunan black sheep, ugly duck falan nedir? farklı oldukları için sürüden kaçıp gelmişlermiş güya. yardım et veya ignore diyor. yardım edersem ne olaak, ignore edersem ne olacak, nedir bunlar? ne başlığında, ne google'da cevap bulamadım.
aradığım espresso makinesini bir tek orada, hem de çok uygun fiyata praikev.com diye bir sitede buldum. nasıldır bu site? güvenilir midir? kelek yapar mı, paramı cebellezi yapıp ürün kalmadı diyip haftalarca iade etmek için oyalar mı?
ürün de şu. başka yer tavsiye ederseniz ona da razıyım:
www.pratikev.com
ürün de şu. başka yer tavsiye ederseniz ona da razıyım:
www.pratikev.com
yıllar önce yeni taşınırken jaluzi perde yaptırmıştım lakin yaptırdığım günden beri yüzümü güldürmedi. yukarı çekiyorum, aşağı inmiyor, takılıyor. uğraş didin 10 dakikada çeke çeke indiriyorum. söyledim, gelip baktılar, mekanizma değiştirdiler, yok yine aynı. "kullanmıyorsunuz da ondan, her gün açıp kapatmayınca oluyor" dediler. ama yok ulan yepisyeni ilk takıldığı günden beri aynı. o zaman da "daha yeni, kullandıkça düzelir" demişlerdi. kullandıkça da düzelmedi, kullanmayınca da böyle oldu. pisliği de cabası. üstünde toz birikir, lek olur, silmeye çalışırsın yamulur kalır, kırılır, bükülüri kopar. yeter gayrı değiştirecem. ne taktırılır ofise? çiçekli tül pede de olmaz ki. şöyle kullanımı, bakımı temizliği kolaybir şey arıyorum. ne önerirsiniz?
efem kendisi asus marka notebook.
intel core2duo t5600 1.83 ghz işlemci
1 gb ram
120 gb harddisk
ati x2300 paylaşımsız ekran kartı (kaç megabyte bilmiyorum)
15.4 inç ekran
vesaire vesaire. hiçbir sorunu da yok. garantisi yeni bitti.
kaç para eder bu ikinci el?
intel core2duo t5600 1.83 ghz işlemci
1 gb ram
120 gb harddisk
ati x2300 paylaşımsız ekran kartı (kaç megabyte bilmiyorum)
15.4 inç ekran
vesaire vesaire. hiçbir sorunu da yok. garantisi yeni bitti.
kaç para eder bu ikinci el?
1. "fiyat/performans oranı çok yüksek, şahane bir alet" falan denir hep duyarım. ulan fiyat/performans oranının yüksek olabilmesi için fiyatın yüksek, performansın düşük olması gerekmez mi? bir oranın yüksek olabilmesi payın büyük, paydanın küçük olması gerekmez mi? pay büyüdükçe ve/veya payda küçüldükçe oran büyümez mi? bunca yıllık matematik bilgim boşuna mıymış? "bu fiyata göre çok iyi performans gösteriyor" diyebilmek için "fiyat/performans oranı düşük" veya daha güzeli "performans/fiyat oranı yüksek" desek daha doğru değil mi? niye böyle?
2. starbaksta bazı sıcak kahve bardaklarının üstüne saman kağıdından bir kemer geçirildiğini görüyom. nedir bu? iki ayrı kişinin kahvesini birbirinden ayırmak için işaret herhalde dedim ama iki ayrı kişi iki ayrı kahve aldığımızda bizim bardaklara takmadılar ondan. çatliycam nedir o?
2. starbaksta bazı sıcak kahve bardaklarının üstüne saman kağıdından bir kemer geçirildiğini görüyom. nedir bu? iki ayrı kişinin kahvesini birbirinden ayırmak için işaret herhalde dedim ama iki ayrı kişi iki ayrı kahve aldığımızda bizim bardaklara takmadılar ondan. çatliycam nedir o?
sevgili duyuru'nun sevgili teknik servis elemanları.
kimilerinizin bildiği üzere iki tane çok eski bilgisayarın en işe yarar parçalarını tek kasada toplayıp bu iksinden bir bilgisayar elde etme çabası içindeyim. çeşitli sorunlarla karşılaşsam da gün itibariyle bilgisayar oluşturdum. güzelce çalıştı, windows xp cd'si ile boot edip formatladım, tertemiz windows xp kurdum. her şey mükemmel.
lakin iş office kurmaya gelince yine sorun çıktı. elimdeki office cd'sini (cd'nin çalıştığından ve sağlamlığından eminim) cd rom sürücüye taktığımda ışığı yanıp sönüyor bir kaç kere, sonra öyle kalıyor, okumuyor. bilgisayarım'dan girip bakınca da görükmüyor. hayır kablosu mablosu şeyoldu desem, mis gibi windows kurdu aynı sürücü. yani gayet güzel çalışıyor. bios'tan da görüyorum. sanki yazılımsal bir ayar çekip okunur hale getirmem lazım gibime geliyor.
ne yapayım?
kimilerinizin bildiği üzere iki tane çok eski bilgisayarın en işe yarar parçalarını tek kasada toplayıp bu iksinden bir bilgisayar elde etme çabası içindeyim. çeşitli sorunlarla karşılaşsam da gün itibariyle bilgisayar oluşturdum. güzelce çalıştı, windows xp cd'si ile boot edip formatladım, tertemiz windows xp kurdum. her şey mükemmel.
lakin iş office kurmaya gelince yine sorun çıktı. elimdeki office cd'sini (cd'nin çalıştığından ve sağlamlığından eminim) cd rom sürücüye taktığımda ışığı yanıp sönüyor bir kaç kere, sonra öyle kalıyor, okumuyor. bilgisayarım'dan girip bakınca da görükmüyor. hayır kablosu mablosu şeyoldu desem, mis gibi windows kurdu aynı sürücü. yani gayet güzel çalışıyor. bios'tan da görüyorum. sanki yazılımsal bir ayar çekip okunur hale getirmem lazım gibime geliyor.
ne yapayım?
bildiğim kadarıyla trombosit bağışı yaptıktan sonra tekrar trombosit bağışı yapabilmek için kan bağışında olduğu gibi üç ay beklenmiyor. aynı hafta içinde bile yeniden trombosit bağışlanabiliyor.
peki kan bağışı yapmış olan bir kişi, üç aylık yeniden bağış yapabilme süresi dolmadan trombosit bağışı yapabilir mi? kızılay'ın sitesinde ve ilgili sitelerde hep kan bağışı yapan kişinin tekrar ne zaman kan bağışı yapabileceği, veya trombosit bağışı yapan kişinin ne kadar zaman sonra tekrar trombosit bağışlayabileceği yazıyor. kan bağışı yapan bir kişinin ne kadar zaman sonra trombosit bağışı yapabileceği hakkında bir bilgi yok. ya da ben bulamadım.
peki kan bağışı yapmış olan bir kişi, üç aylık yeniden bağış yapabilme süresi dolmadan trombosit bağışı yapabilir mi? kızılay'ın sitesinde ve ilgili sitelerde hep kan bağışı yapan kişinin tekrar ne zaman kan bağışı yapabileceği, veya trombosit bağışı yapan kişinin ne kadar zaman sonra tekrar trombosit bağışlayabileceği yazıyor. kan bağışı yapan bir kişinin ne kadar zaman sonra trombosit bağışı yapabileceği hakkında bir bilgi yok. ya da ben bulamadım.
başlık saçma oldu.
efem şimdi biliyoruz ki internetten film indirmek illegal. elimizdeki dvd'yi kopyalayıp paylaşmak da illegal.
peki benim parasını verip gayet legal olarak aldığım bandrollü mandrollü dvd'yi kaç kişiyle birlikte aynı anda izleme hakkım var? yani ben 15 kişilik arkadaş grubumu toplayıp evimde izlesem suç işliyor muyum? ya da arkadaşıma versem o da izleyip geriverse suç mu bu?
hayır suç değilse şu yapyığımın internetten indirmekten farkı ne?
suçsa eğer, ben 15 kişiyle birlikte o filmi izlemek istiyorsam legal olmsı için gidip aynı dvd'den 15 tane mi almam lazım? (olaya sinema mantığıyla bakarsan aynen böyle yapmam doğru sanki)
kısa soru: bir dvd'yi kaç kişinin izlemeye hakkı vardır?
olabildiğince teorik bir sorudur. sulandırmayalım lütfen. teoride nedir bunun cevabı onu merak ediyorum.
efem şimdi biliyoruz ki internetten film indirmek illegal. elimizdeki dvd'yi kopyalayıp paylaşmak da illegal.
peki benim parasını verip gayet legal olarak aldığım bandrollü mandrollü dvd'yi kaç kişiyle birlikte aynı anda izleme hakkım var? yani ben 15 kişilik arkadaş grubumu toplayıp evimde izlesem suç işliyor muyum? ya da arkadaşıma versem o da izleyip geriverse suç mu bu?
hayır suç değilse şu yapyığımın internetten indirmekten farkı ne?
suçsa eğer, ben 15 kişiyle birlikte o filmi izlemek istiyorsam legal olmsı için gidip aynı dvd'den 15 tane mi almam lazım? (olaya sinema mantığıyla bakarsan aynen böyle yapmam doğru sanki)
kısa soru: bir dvd'yi kaç kişinin izlemeye hakkı vardır?
olabildiğince teorik bir sorudur. sulandırmayalım lütfen. teoride nedir bunun cevabı onu merak ediyorum.
arkadaşlar fox tv çarşamba günleri ikişer bölüm olmak üzere lost'u göstermeye başlamış.
1. dublajlı mı?
2. ne zaman başladı ve kaç bölüm kaçırdık?
altyazıyı okurken filmi kaçıran, kaçırmasa bile yazıyı mı okuyum, filmi mi izleyim derken zorlanan ebeveynlerime izletmek istiyorum. zira benim delice izlediğimi görüp diziyi merak ediyorlar. o yüzden dublajlı olması tercihtir. kaç bölüm kaçırdıysak vereyim cd'leri, zor da olsa o kadarını izlesinler, başını kaçırmasınlar diyorum.
1. dublajlı mı?
2. ne zaman başladı ve kaç bölüm kaçırdık?
altyazıyı okurken filmi kaçıran, kaçırmasa bile yazıyı mı okuyum, filmi mi izleyim derken zorlanan ebeveynlerime izletmek istiyorum. zira benim delice izlediğimi görüp diziyi merak ediyorlar. o yüzden dublajlı olması tercihtir. kaç bölüm kaçırdıysak vereyim cd'leri, zor da olsa o kadarını izlesinler, başını kaçırmasınlar diyorum.
bugüne kadar çok işlemci söktüm, soğutucu ve fan temizledim. lakin hiç böyle olmamıştı. pentium 3 işlemcinin üstündeki fanı ve soğutucutu söktüm. macun falan yalan olmuş tabii. temizleyim, termal macnu da sktiredip öyle takayım üstüne dedim. lakin işlemcinin ortasındaki lülük
www.chipdb.org
(şu lacivert şey)
çıkıntılık yapıp soğutucunun işlemcinin üstüne tam temas etmesini engelliyor. soğtucuyu sabitlesem de tıngır tıngır oynuyor. ne yapayım, oynamasın diye çıkıntının etrafına termal macun mu süreyim ne edeyim? zamanında nasıl sabitlenirdi bunlar?
www.chipdb.org

(şu lacivert şey)
çıkıntılık yapıp soğutucunun işlemcinin üstüne tam temas etmesini engelliyor. soğtucuyu sabitlesem de tıngır tıngır oynuyor. ne yapayım, oynamasın diye çıkıntının etrafına termal macun mu süreyim ne edeyim? zamanında nasıl sabitlenirdi bunlar?
bilgisayar sorunlarımdan gına getirdim biliyorum. bu son inşallah.
bluetooth ile problemim var. bluetooth'u açıyorum, yazılım yükleniyor diyip yarıda kalıyor. dakikalarca bekledim ilerlemedi. en sonunda iptal ettim. aygıt yöneticisinden baktığımda bluetooth device üstünde sarı ünlem var, özelliklerine girip baktığımda ise "bu aygıt başlatılamadı (kod 10)" yazıyor. microsoft sitesinde çözüm olarak sürücü güncelleştirin düzelir yazmış. sürücüyü güncelleştir diyorum, "zaten en güncel sürücü yüklü" diyor. ama olmyor işte. sarı ünlemli duruyor. haliyle bluetooth yüklenemiyor, çalışmıyor. ne yapmalıyım?
işletim sistemi: vista home premium sp2. bilgisayar ise toshiba satellite notebook.
bluetooth ile problemim var. bluetooth'u açıyorum, yazılım yükleniyor diyip yarıda kalıyor. dakikalarca bekledim ilerlemedi. en sonunda iptal ettim. aygıt yöneticisinden baktığımda bluetooth device üstünde sarı ünlem var, özelliklerine girip baktığımda ise "bu aygıt başlatılamadı (kod 10)" yazıyor. microsoft sitesinde çözüm olarak sürücü güncelleştirin düzelir yazmış. sürücüyü güncelleştir diyorum, "zaten en güncel sürücü yüklü" diyor. ama olmyor işte. sarı ünlemli duruyor. haliyle bluetooth yüklenemiyor, çalışmıyor. ne yapmalıyım?
işletim sistemi: vista home premium sp2. bilgisayar ise toshiba satellite notebook.
arkadaşlar ince iş yaparken eldiven de takmama rağmen ibnenin evladı eldiveni de delerek elime bulaştı. hem de öyle böyle değil, sol elimin işaret, orta ve yüzük parmaklarının ucu sağ elimin de işaret ve orta parmağının ucu tamamen kaplandı. taş gibi şu anda. hafiften de yanıyor. nasıl temizlerim ben bu elleri?
tipik bilgisayar kullanıcısı kadın profili çizen eşim, dün internette gezerken ekranın ortasına küçük şekilde bir uyarı çıktığını, uyarıda "veritabanının yerini işaretleyin" gibi bir şey yazdığını, ne olduğunu bilmediği için iptal diyip çıktığını söyledi. "biraz kullan tekrar çıkar" dedi. dünden beri bızıklamadığım yer kalmadı, çıkaramadım. neydi ki acaba o? tahmininiz var mı? ciddi bir uyarı neyin olmasın? hata gibi miydi diyorum, yok diyo o hata gibi değildi diyo ama bilemedim.
bir de yine eşim, ilk laptop acemiliğinden olacak, bilgisayarı kapat dedikten sonra, bilgisayar kapanırken, ekranda "güncellemeler yükleniyor, bilgisayarınızı kapatmayın" yazarken aletin kapağını kapatıp hazırda beklemeye (uyku modu değil) geçirmiş. akşam eve gelip kapağı kaldırıp açma düğmesine basınca "windows sürdürülüyor" diyip, güncellemelere haliyle. peki güncellemenin ortasında hazırda bekletmeye geçirmiş olması bir sakatlık çıkarmaz di mi? sorunsuz yüklendi gibi görünüyor zira.
biraz uzun oldu ama kusura bakmayın. cevaplar için teşekkürler.
bir de yine eşim, ilk laptop acemiliğinden olacak, bilgisayarı kapat dedikten sonra, bilgisayar kapanırken, ekranda "güncellemeler yükleniyor, bilgisayarınızı kapatmayın" yazarken aletin kapağını kapatıp hazırda beklemeye (uyku modu değil) geçirmiş. akşam eve gelip kapağı kaldırıp açma düğmesine basınca "windows sürdürülüyor" diyip, güncellemelere haliyle. peki güncellemenin ortasında hazırda bekletmeye geçirmiş olması bir sakatlık çıkarmaz di mi? sorunsuz yüklendi gibi görünüyor zira.
biraz uzun oldu ama kusura bakmayın. cevaplar için teşekkürler.
daha önce de sormuştum, cevap alamadım tekrar soruyorum.
elimde iki tane 2001 yılından kalma eski ve uzun süre kullanılmış bilgisayar var. atsan atılmaz, satsan satılmaz. ayrıca da bu bilgisayarlardan en az birine ihtiyacım var, kullanacağım. ama ikisi de yeni formatlasam da, windows 98 kursam da, ilk alındığı günkü halne getirsem de kağnı gibi çalışıyor. yine burada sormuştum, "elektronik parça kullandıkça zamanla eskir mi" diye, "eskir, performansı düşer" demiştiniz.
şimdiiii... hangi parçanın (işlemci, anakart, ekran kartı, ram, harddisk, güç kaynağı vs) hala ne kadar verimli, ne kadar performanslı çalıştığını gösteren bir program arıyorum var mıdır?
yani o bilgisayarda çalıştırınca desin ki "hoca bu bilgisayarın anakartı hala %100 çalışıyor, ram'ler de %90 ama işlemcin yaraa yemiş %30 performasla çalışıyor, harddiskinde bad sector yok ama motoru murtaza olmuş, güç kaynağı da %60, idare eder" falan diye. desin ki ben hala en iyi performanslı olanları tek bilgisayara toplayıp kalanları da atayımi bari bu iki antikadan tek işe yarar bilgisayar çıksın. aynı anda alınmış ei özellikli bilgisayar oldukları için ondan sök ona tak falan yapabilirim, problem olmaz.
elimde iki tane 2001 yılından kalma eski ve uzun süre kullanılmış bilgisayar var. atsan atılmaz, satsan satılmaz. ayrıca da bu bilgisayarlardan en az birine ihtiyacım var, kullanacağım. ama ikisi de yeni formatlasam da, windows 98 kursam da, ilk alındığı günkü halne getirsem de kağnı gibi çalışıyor. yine burada sormuştum, "elektronik parça kullandıkça zamanla eskir mi" diye, "eskir, performansı düşer" demiştiniz.
şimdiiii... hangi parçanın (işlemci, anakart, ekran kartı, ram, harddisk, güç kaynağı vs) hala ne kadar verimli, ne kadar performanslı çalıştığını gösteren bir program arıyorum var mıdır?
yani o bilgisayarda çalıştırınca desin ki "hoca bu bilgisayarın anakartı hala %100 çalışıyor, ram'ler de %90 ama işlemcin yaraa yemiş %30 performasla çalışıyor, harddiskinde bad sector yok ama motoru murtaza olmuş, güç kaynağı da %60, idare eder" falan diye. desin ki ben hala en iyi performanslı olanları tek bilgisayara toplayıp kalanları da atayımi bari bu iki antikadan tek işe yarar bilgisayar çıksın. aynı anda alınmış ei özellikli bilgisayar oldukları için ondan sök ona tak falan yapabilirim, problem olmaz.
babamın xp olan bilgisayarında laptopu fişten çekip bataryadan kullanmaya başlayınca kalan pil hem yüzde olarak, hem de dakika olarak görülebiliyor. tabii ki dakika sürekli olarak değişiyor. örneğin bilgisayar işlem yapmazken bakınca 2 saat gösteriyorsa, harddisk veri yazarken falan bakınca 1 saat falan görünüyor ama yine de görünüyor ve kabaca bir fikir oluşturuyor. vista premium yüklü yeni bilgisayarımda ise sadece yüzde olarak görebiliyorum. o anki işleme göre değişken de olsa kaç saatlik vaktim kaldığını görebilme şansım var mı acaba, bir yerlerden girip ayar falan çekerek?
hani 15 gb adil kullanım sınırı var ya, bunu geçince hız 512 kbit'e düşüyor.
şimdi ben ayın ortasında bu tarifeye geçtim. tarifeye geçesiye zaten 27 gb indirmişim. 15 gb zaten yalan yani eylülsonuna kadar. e tarifeye geçer geçmez 512 kbit'ten mi başladım peki? yoksa şu dakikadan itibaren 15 gb hakkım daha mı var?
ek soru: şu anda 380 kb/s ile indirmem eskisinin üstüne +15 gb daha hakkım olduğu anlamına mı gelir, yoksa 2-3 ayboyunca bu 512 kbit/s olayını gözardı ettikleri anlamına mı gelir?
şimdi ben ayın ortasında bu tarifeye geçtim. tarifeye geçesiye zaten 27 gb indirmişim. 15 gb zaten yalan yani eylülsonuna kadar. e tarifeye geçer geçmez 512 kbit'ten mi başladım peki? yoksa şu dakikadan itibaren 15 gb hakkım daha mı var?
ek soru: şu anda 380 kb/s ile indirmem eskisinin üstüne +15 gb daha hakkım olduğu anlamına mı gelir, yoksa 2-3 ayboyunca bu 512 kbit/s olayını gözardı ettikleri anlamına mı gelir?
1. o kadar sordum ettim, yine de 64 bit kurulumu yapmaya cesret edemedim. açar açmaz sordu 32 bit mi kurayım 64 bit mi kurayım diye. 32 bit kur anasını satiyim dedim. yazıcıya driver falan bulamayız, sıkıntı çıkmasın (forumlara falan baktım, kimi hiç bulaşma 32 bit kullan paşa paşa demiş falan, tırstım). neyse efendim ben 32 bit kur dedikten sonra alet bana "diğer tüm önyüklemeler şunlar bunlar klıcı olarak kaldırılacaktır, emin misiniz, dönmek için son şansınız" dedi. böyle son şans falan diyince canım sıkıldı. şimdi ben ileride formatlayıp recovery'den yeniden kurmak istesem 64 bit kuramaz mıyım? bi kere 32 bit tercih ettik diye bu 64 bit silindi gitti mi? şimdilik memnunum da ileride format eyleyince istersem 64 bit kurabilir miyim? yoksa o şansımı kayıp mı ettim?
2. her naneye tıklayışımda "dudut" diye bir ses eşliğinde ekran kararıp "kullanıcı hesabı denetimi bu programı engelledi, onay vermek için eveti tıklayın" falan diyor. gittim kullanıcı hesaplarından kullanıcı hesabı denetimini kapattım. şimdi demiyor ama bu sefer de görev çubuğuna kırmızı çarpılı windows güvenlik şeysi işareti yerleşti "güvenliğiniz tam değil, buna tıklayın" diye balon çıkarıp duruyor. ulan allahsız. özellkle kapattım ben onu. nasıl olsa sen her "dudut" yaptığında evet diyeceğim için kapattım. her sefer söyleyip durmasın orda. sağ tık kapat yapıyorum, kapatım açınca yine çıkıyor. çıkmasın hiç.
2. her naneye tıklayışımda "dudut" diye bir ses eşliğinde ekran kararıp "kullanıcı hesabı denetimi bu programı engelledi, onay vermek için eveti tıklayın" falan diyor. gittim kullanıcı hesaplarından kullanıcı hesabı denetimini kapattım. şimdi demiyor ama bu sefer de görev çubuğuna kırmızı çarpılı windows güvenlik şeysi işareti yerleşti "güvenliğiniz tam değil, buna tıklayın" diye balon çıkarıp duruyor. ulan allahsız. özellkle kapattım ben onu. nasıl olsa sen her "dudut" yaptığında evet diyeceğim için kapattım. her sefer söyleyip durmasın orda. sağ tık kapat yapıyorum, kapatım açınca yine çıkıyor. çıkmasın hiç.
arkadaş fiyata bak, özelliklere bak, yorumlara bak. şeytan diyor hemen al git kullan.
www.hepsiburada.com
ama pek de bilinen duyulan bir marka değil, kurt düşürüyor insanın içine. bildiğimizden şaşmayıp airties rt-205 falan mı alsak (bunun fiyatı da iki katından fazla. ama ucuz olan cnet marka modem birkaç aya bozulup elimize alacaksak varsın pahalıyı, kalitelisini alalım, uzun süre kullanalım).
www.hepsiburada.com
ama pek de bilinen duyulan bir marka değil, kurt düşürüyor insanın içine. bildiğimizden şaşmayıp airties rt-205 falan mı alsak (bunun fiyatı da iki katından fazla. ama ucuz olan cnet marka modem birkaç aya bozulup elimize alacaksak varsın pahalıyı, kalitelisini alalım, uzun süre kullanalım).
efem bir yazlık sitemiz var. devir teknoloji devri, herkes laptopuyla geliyor. yazlık olduğundan haliyle kimsenin internet bağlantısı yok. diyoruz ki bu siteye wireless kuralım, laptopu açan kullansın. ttnet'e sorduk, "aman sakın ha yasak o" dedi. yapmak istediğimizi doğru anladığını zannetmiyorum. bir tane bireysel adsl hattı alıp wireless modemle tüm siteye kullandırtacağımızı zannetti galiba. neyse bunun prosedürü, bu cafelerde mafelerde, orada burada kullanılan şekli onu yaptırıcaz. bilgisi olan var mı? kaç paradır böyle bir olay? modem ve repeater falan kısmını sormuyorum, sadece ttnet açısından soruyorum. yoksa illa cafe bar falan mı olmak lazım, yazlık siteye olmuyor mu?
sora sora sonunda aldım yeni laptopumu. henüz ilk şarjı dolsun diye bekliyorum (gereksizdir belki ama türk alışkanlığı işte) kullanmadım.
şimdi durum şudur. eski bilgisayarımda 15-20 gb kadar belki daha fazla tam bilemiyorum müziklerim filmlerim falan var. bunları yeni bilgisayara aktarmanın en hızlı yolu nedir?
1. 8 gb'lık flashdiskle parça parça taşımak
2. cross kablo ile bilgisayarları birbirine bağlayıp ağ üstünden atmak
3. eski bilgisayarı kablo ile, laptopu kablosuz şekilde modem üstünden ağ kurrak bağlamak ve yine ağ üstünden atmak.
4. diğer.
şimdi durum şudur. eski bilgisayarımda 15-20 gb kadar belki daha fazla tam bilemiyorum müziklerim filmlerim falan var. bunları yeni bilgisayara aktarmanın en hızlı yolu nedir?
1. 8 gb'lık flashdiskle parça parça taşımak
2. cross kablo ile bilgisayarları birbirine bağlayıp ağ üstünden atmak
3. eski bilgisayarı kablo ile, laptopu kablosuz şekilde modem üstünden ağ kurrak bağlamak ve yine ağ üstünden atmak.
4. diğer.
efendim hangi dangalak muhasebe programı export ettiyse excel formatında bir bilanço var elimde. lakin gerizekalı program hücredeki sayıların başına 2-3 tane boşluk koymuş ve sayıların binlik basamak ayırıcı noktalarıyok, ondalık basamak sayısı falan istediğim gibi değil. hücre özelliklerinden değiştireyim diyorum ama sayının başında boşluk olduğu için hücreyi sayı olarak görmüyor. ben bööyle yüzlerce satırdaki yüzlerce hücrenın başındaki boşlukları kolaylıkla alabilir miyim?
hem 32 bit hem 64 bit vista önyüklemesi yapılmış sıfır bir laptopa 32 bit kurulumu mu yapalım, 64 bit kurulumu mu yapalım? 64 bit kurulumu yaparsak artılarını duyduk da, herhangi bir eksisi olur mu? kimi programlar desteklemez, hede olur hödö olur driver bulunmaz falan dediler korkuttular. değerli yorumlarınızın yanında şöyle avantajını dezavantajını okuyabileceğim kaynaklar falan olsa ne güzel olur şöyle anneye anlatır gibi.
evet sorduk soruşturduk, duyuru'dan oradan buradan tavsiyeleri aldık ve toshiba L500-13T model dizüstü bilgisayarı almaya karar verdik. lakin gördük ki bu bilgisayar teknosa dışında hiçbir yerde satılmıyor. teknosa'nın satış sonrası huyunu, ilgisini hizmetini çok iyi bildiğimden ne kadar oradan alışveriş yapmak istemesem de bir tek onlar sattığı için teknosa'dan alışveriş yapmaya mecburum. ya da başka bilgisayar alacağım ki kendisine en yakın model hp pavillion'da var (önceki duyrularımda karşılaştırma istemiştim ve toshiba tavsiye edilmişti hatta).
bari çalışanı, müdürü falan tecrübeyle ilgili bilgili görgülü, herhangi bir sorunda siktir çekmeyecek, yardımcı olacak bir teknosa bulayım dedim. tecrübe edip memnun kalınmış bir şubesi var mıdır?
şehir: ankara.
bari çalışanı, müdürü falan tecrübeyle ilgili bilgili görgülü, herhangi bir sorunda siktir çekmeyecek, yardımcı olacak bir teknosa bulayım dedim. tecrübe edip memnun kalınmış bir şubesi var mıdır?
şehir: ankara.
efem şu anda kullandığım bilgisayar 2004 yılında alınmış, pentium 4 - 3 ghz ht işlemcili, 1 gb ram'li, geforce fx5200 ekran kartlı antika bir şey.
ben bu bilgisayarda oynayabileceğimi fifa tarzı futbol, need for speed tarzı araba yarışı falan arıyorum. elimde en eski bilgisayarımdan kalan fifa 98 falan var ama onları çalıştırmıyor. niyeyse insufficient memory diyor. güncel oyunları zaten yetersizlikten çalıştırmıyor. bana zamanının (2003-2004-2005 falan) bu tarz oyunlarının isimlerini söyler misiniz, bir araştırayım, bulursam oynayayım. need for speed çok eski bir oyun ama hangi versiyonu o dönemlerde çıkan versiyondur acaba bilemiyorum.
benzer aksiyon oyun tavsiyelerine de açığım.
düzeltme: 2001 değil, 2004 yılında alınmış bir bilgisayar bu. yılları düzelttim.
ben bu bilgisayarda oynayabileceğimi fifa tarzı futbol, need for speed tarzı araba yarışı falan arıyorum. elimde en eski bilgisayarımdan kalan fifa 98 falan var ama onları çalıştırmıyor. niyeyse insufficient memory diyor. güncel oyunları zaten yetersizlikten çalıştırmıyor. bana zamanının (2003-2004-2005 falan) bu tarz oyunlarının isimlerini söyler misiniz, bir araştırayım, bulursam oynayayım. need for speed çok eski bir oyun ama hangi versiyonu o dönemlerde çıkan versiyondur acaba bilemiyorum.
benzer aksiyon oyun tavsiyelerine de açığım.
düzeltme: 2001 değil, 2004 yılında alınmış bir bilgisayar bu. yılları düzelttim.
şimdi ben bu otobüsü kullanmadım. fiyatı iki blet parası, yani 3,40 lira. ankara'da tek biniş 1,70, lakin onluk veya yirmilik kart alırsanız tek biniş parası 1,40 oluyor.
soru geliyor. ben onluk veya yirmilik kartımla havalimanı otobüsüne bindiğimde kartımdan, benim kartımın 2 biniş parası olan 2,80 mi düşüyor, yoksa kartımın onluk yirmilik olduğuna bakılmaksızın 3,40 mı düşüyor?
not: bu soruda 1 kuruşluk melih indirimi gözardı edilmiştir. 1,69 düşüyor, 3,38 düşüyor falan demeyiniz o yüzden. görmeyiniz o bir kuruşluk indirimi.
soru geliyor. ben onluk veya yirmilik kartımla havalimanı otobüsüne bindiğimde kartımdan, benim kartımın 2 biniş parası olan 2,80 mi düşüyor, yoksa kartımın onluk yirmilik olduğuna bakılmaksızın 3,40 mı düşüyor?
not: bu soruda 1 kuruşluk melih indirimi gözardı edilmiştir. 1,69 düşüyor, 3,38 düşüyor falan demeyiniz o yüzden. görmeyiniz o bir kuruşluk indirimi.
aşağıdaki ilanı görünce aklıma geldi bunu sormak.
ne zamandır merak etmekteyim. birçok şehirde (mesela ankara'da, aşağıdaki ilanda olduğu gibi antalya'da) "100. yıl" diye semtler var.
bu yüzüncü yıl neyin yüzüncü yılı ki semte ismini vermiş? şehrin kuruluşunun falan mı acaba? özellikle ankara içindir bu merakım.
ne zamandır merak etmekteyim. birçok şehirde (mesela ankara'da, aşağıdaki ilanda olduğu gibi antalya'da) "100. yıl" diye semtler var.
bu yüzüncü yıl neyin yüzüncü yılı ki semte ismini vermiş? şehrin kuruluşunun falan mı acaba? özellikle ankara içindir bu merakım.
nedir şimdi bunlardaki son durum? hadi şahtar'ı anladık, kiril alfabesiyle yazıldığı için okunuşunu kullanıyoruz. peki gayet latin alfabesi ile yazılanları niye okunduğu gibi yazıyoruz? ya da hepsini mi böyle yazacağız? kabul edilmiş olanları mı var?barcelona'ya barselona diyoruz galiba, sözlükteki başlık değişmiş. ee seattle'ı siyetıl diye mi yazıcaz? utah'ı yutah (yoh yutmayah, önce çiğneyeh töbe yarabbim) diye mi yazıcaz? hadi bazı şehir isimlerinin kabul edilmiş ayrı türkçeleri var mesela münchen yerine münih diyoruz, öyle yazıyoruz. barselona marselna da mı kabul edildi diye öyle yazıyoruz, yoksa henüz uydurma aşamasında mıyız? nedir bunun şeysi biri bana açıklayıvirsin.
futbolda ofsaytın kuralı mı değişti? dün akşamki fenerbahçe manisaspor maçında manisaspor'un ofsayt diye kesilen pozisyonunda (www.youtube.com
4:52'de ve ekteki resimde görülebilir), ofsayttaki oyuncu hangisi? sol tarafta iki tane oyuncu kabak gibi ileride ama top sağ kanattaki oyuncuya gidiyor. sağdaki oyuncu da orta yapıp o önde duran oyunculardan birine (bu pas anında ofsaytta değiller) oyuncuya pas atıyor. benim son bildiğim şöyleydi. oyuncu aktif alandaysa, yani savunmayı ve/veya kaleciyi etkileyebilecek alandaysa top kendisine gelmese de ofsayt oluyordu. yani benim bildiğim pasif ofsayt, oyunun döndüğü alanda değil de tamamen alakasız bir yerdeki oyuncu ofsayttaysa sözkonusu oluyordu. mesela oyun ortada dönerken en sağda, oyunla alakasız bir yerde ofsaytta duran oyuncu pasif ofsaytta kalıyordu ve bu ofsayt sayılmıyordu. manisa'nın pozisyonunda o bayrak pası alan oyuncu için mi, yoksa kabak gibi önde duran iki oyuncu için mi kalkıyor? keza fenerbahçe'nin son golünde de semih ofsaytta ama top alex'e geliyor. bayrak kalkmıyor. semih gayet aktif alanda ve hatta dönen topu da o kaleye atıyor, yine de ofsayt olmuyor. semih'e pasif ofsaty deniyor. nedir şimdi son durum?

1998-1999 yıllarında 32 mb ram'i olan pentium 200 mmx'imin canavar gibi çalıştırdığı fifa 98'i, 1 gb ram'i olan pentium4 - 3 ghz işlemcili bilgisayarım niye "insufficient memory" diyerek çalıştırmıyor acaba?
üstelik de ilk kurduğumda birkaç gün çalıştırdı gayet güzel. şimdi diyom çalıştır, yok diyo memori yetmez abi.
aha şu yandaki hata işte.
üstelik de ilk kurduğumda birkaç gün çalıştırdı gayet güzel. şimdi diyom çalıştır, yok diyo memori yetmez abi.
aha şu yandaki hata işte.
şimdi vista ön kurulumu yapılmış bilgisayarlarda sanırım kurulum aşamasında seçme şansı tanıyor 32 bit mi yükleyeyim 64 bit mi yükleyeyim diye.
4 gb ram kullanabilme dışında (bildiğim kadarıyla 32 bit vista ile en fazla 3 gb ram kullanılabiliyor) 64 bit işletim sistemi kurmanın ne avantajı olacak bana?
kusura bakmayın pek anlamıyorum bu işlerden.
4 gb ram kullanabilme dışında (bildiğim kadarıyla 32 bit vista ile en fazla 3 gb ram kullanılabiliyor) 64 bit işletim sistemi kurmanın ne avantajı olacak bana?
kusura bakmayın pek anlamıyorum bu işlerden.
bu maçı yayınlayan bir radyo kanalı var mıdır? varsa hangisidir, frekansı nedir (ankara).
d smart'ımızyok, izleyemiyoruz. bari radyodan dinleyelim.
d smart'ımızyok, izleyemiyoruz. bari radyodan dinleyelim.
efendim turistik bir tatil beldesi düşünün. bu tatil beldesinde kocaman uluslararası bir marina var. giren çıkan lüks teknenin haddi hesabı yok. bu marinanın kapısından çıkınca iki şeritli yolu geçtikten sonra tam orada bir dükkan var. kocaman. iki katlı. yani neredeyse denize sıfır. üst katından şahane gün batımı manzarası var. aslında alt kattan da var da marina olduğu için tam görünemiyor.
böyle bir dükkana hem yerli hem yabancı turisti çekip paranın mına koyacak ne açılabilir? yani gıda üzerine olsa iyi olur tabii ama özellikli ve o civarda olmayan bir şey olmalı ki (mesela mcdonalds, burger kingi starbucks vs) ilgi çeksin.
ne dersiniz?
böyle bir dükkana hem yerli hem yabancı turisti çekip paranın mına koyacak ne açılabilir? yani gıda üzerine olsa iyi olur tabii ama özellikli ve o civarda olmayan bir şey olmalı ki (mesela mcdonalds, burger kingi starbucks vs) ilgi çeksin.
ne dersiniz?
geçen gün de sormuştum ama kıyaslama yoktu işin içinde.
1. Toshiba L500-13T
www.teknosa.com
2. HP Pavilion DV6-1100 DV6-1130et (NR497EA)
www.teknosa.com
sağ tarafta ayrı nümerik klavye bulundurması olmazsa olmaz özelliklerinden. o yüzden bunu bulundurmayan marka ve modelleri direkt eledim.
şimdi toshiba ağır basıyor gibi. HP'nin de tasarımının hastası oldum. özellikler falan aynı, lakin HP'nin sözlük başlığında yazanlar, ısınıyor bozuluyor gibi şikayetler beni korkutuyor. ne kadar güvenmesem de teknosa'daki satıcı DV6 serilerinde artık ısınma olmadığını söyledi.
toshiba'nın da tek eksiği sadece 2 tane usb portu var. az geldi biraz ama çok da önemli bir sorun değil.
evet bu koşullar altında hangisini seçeyim bunların? artık alayım da kurtulayım şu laptop'ı.
1. Toshiba L500-13T
www.teknosa.com
2. HP Pavilion DV6-1100 DV6-1130et (NR497EA)
www.teknosa.com
sağ tarafta ayrı nümerik klavye bulundurması olmazsa olmaz özelliklerinden. o yüzden bunu bulundurmayan marka ve modelleri direkt eledim.
şimdi toshiba ağır basıyor gibi. HP'nin de tasarımının hastası oldum. özellikler falan aynı, lakin HP'nin sözlük başlığında yazanlar, ısınıyor bozuluyor gibi şikayetler beni korkutuyor. ne kadar güvenmesem de teknosa'daki satıcı DV6 serilerinde artık ısınma olmadığını söyledi.
toshiba'nın da tek eksiği sadece 2 tane usb portu var. az geldi biraz ama çok da önemli bir sorun değil.
evet bu koşullar altında hangisini seçeyim bunların? artık alayım da kurtulayım şu laptop'ı.
2003 veya 2004 yılında sinema.com'dan kazandığım biletle sinemada izlemiştim. sonra vizyonda bir daha görmedim. filmde 10-12 yaşlarında süper keman çalan bir çocuğun hikayesi anlatılıyordu. yanlış hatırlamıyorsam çekik gözlü bir çocuktu ama emin değilim, olmayabilir de.
bi buldurun şu filmi be.
bi buldurun şu filmi be.
var mı böyle bir şey? bilgisayarımızın içinde bulunan ve hiçbir mekanik aksam içermeyen, tamamen elektronik parçaları (işlemci, anakart, ekran kartı, ram vs. tabii fanlı soğutucularını hariç tutuyoruz burada) eskidikçe fonksiyonlarını yitirirler ve bilgisayarı yavaşlatırlar mı?
harddisk desek içinde motor var, hareketli kafa var, dönen bir disk var. döne döne aşındı dersin, yamuldu dersin, metal yorgunluğu bilmemne dersin anlarım da, işlemcide grafik kartında, içinden sadece elektrik geçen şeylerde de bu gibi fonksiyon bozuklukları olur mu?
eski bilgisayarlarıma ona göre organ nakli yapacağım da.
harddisk desek içinde motor var, hareketli kafa var, dönen bir disk var. döne döne aşındı dersin, yamuldu dersin, metal yorgunluğu bilmemne dersin anlarım da, işlemcide grafik kartında, içinden sadece elektrik geçen şeylerde de bu gibi fonksiyon bozuklukları olur mu?
eski bilgisayarlarıma ona göre organ nakli yapacağım da.
1. vodafone teknosa ile ortak kampanya yapmış. vodafone 3g paketlerine 24 ay üyelik taahhüdü yapana (ki aylık 75 liradan 24 ayda 1800 lira yapıyor) 3g modem + 1000 lira teknosa hediye çeki veriyormuş, ama sadece laptop alırken kullanmak üzere. ben de laptop almayı düşünüyorum. kampanya ile önerilen toshiba L500-13T model bir bilgisayar. özellikleri de şöyle: www.teknosa.com
ne dersiniz bu kampanyaya? 1367 liralık bilgisayarı kampanya ile 367 liraya alabiliyoruz.
2. aslında adsl internetim var. öyle çok fazla mobil kullanacağımı da sanmıyorum. 5 gb internet paketine ayda 75 lira vermek pahalı. açıçası kampanyayı düşünmüyorum, öylesine sordum. vodafone kampanyasını boşverelim. sadece bu bilgisayara ne dersiniz? 1367 lira fiyatı var 12 taksitli.
ayrı nümerik klavyesi olması aradığım bir özellik olduğundan çok hoşuma gitti.
not: kırisis mırisis, öyle onun gibi oyunlar oynayacağımı hiç sanmıyorum. ama olur ya "neymiş lan bu" diyip oynamak da aklıma esebilir belli olmaz. yani öyle oyun performansı süper olsun diye bir beklentim yok. ama icabında kastırmasın da. anladın sen.
ne dersiniz bu kampanyaya? 1367 liralık bilgisayarı kampanya ile 367 liraya alabiliyoruz.
2. aslında adsl internetim var. öyle çok fazla mobil kullanacağımı da sanmıyorum. 5 gb internet paketine ayda 75 lira vermek pahalı. açıçası kampanyayı düşünmüyorum, öylesine sordum. vodafone kampanyasını boşverelim. sadece bu bilgisayara ne dersiniz? 1367 lira fiyatı var 12 taksitli.
ayrı nümerik klavyesi olması aradığım bir özellik olduğundan çok hoşuma gitti.
not: kırisis mırisis, öyle onun gibi oyunlar oynayacağımı hiç sanmıyorum. ama olur ya "neymiş lan bu" diyip oynamak da aklıma esebilir belli olmaz. yani öyle oyun performansı süper olsun diye bir beklentim yok. ama icabında kastırmasın da. anladın sen.
ormanımız için tema'nın sitesinden garanti bankası kredi kartı ile fidan bağışı yaptıktan sonra garanti bankası kart güvenlik bilmemnesinden arayıp teyit aldılar.
ama niye? ben bu kartla yüz milyor kere online alışveriş yaptım, kimse aramadı da, niye bağış yapınca arıyorlar? tema'nın kredi kartından online para çekme lolosunda mı bir güvenlik sıkıntısı var acaba?
ama niye? ben bu kartla yüz milyor kere online alışveriş yaptım, kimse aramadı da, niye bağış yapınca arıyorlar? tema'nın kredi kartından online para çekme lolosunda mı bir güvenlik sıkıntısı var acaba?
kimi olaylar karşısında verdiğimiz fiziksel tepkiler başkalarından görerek öğrendiğimiz şeyler midir, yoksa tamamen içgüdüsel midir?
mesela son derece evrensel olan bir şeye çok sevinince (mesela tuttuğumuz takım gol atınca) elleri yumruk yapıp kolları havaya kaldırma hareketini
2.bp.blogspot.com
başkalarından görüp mü öğrenmişizdir, yoksa insanlar için içgüdüsel bir sevinme hareketi midir?
mesela son derece evrensel olan bir şeye çok sevinince (mesela tuttuğumuz takım gol atınca) elleri yumruk yapıp kolları havaya kaldırma hareketini
2.bp.blogspot.com
başkalarından görüp mü öğrenmişizdir, yoksa insanlar için içgüdüsel bir sevinme hareketi midir?
hani böyle yemeği yemişiz, sonra arkadaşlarla toplanıp sessiz sakin kafa dinleyip muhabbet edebileceğimiz bir yere gidelim, biramızı ya da çayımızı içelim, birkaç saat takılalım kalkalım.
nereye gidelim a canlar? (mümkünse açık hava)
nereye gidelim a canlar? (mümkünse açık hava)
ne salak bi başlık oldu yarabbim.
şimdi şöyle. tatilde gözlemlediğim bir durum vardı. çevrede bir sürü tekne görüyorum. öyle kocaman yatlar, devasa gemiler falan değil. mütevazı dar gövdeli yelkenliler, 2-3 kamaralı gezi yatları. lakin bunlar avusturalya bandıralı, amerika bandıralı. ilk aklıma gelen, memleketimde vergi ödememek için yabancı bandıralı tekne kullanan türükler oldu. öylesi de vardır ama benim sorduğum onlar değil. bizzat gördüm ki, dar gövdeli, taş çatlasın 8-10 metre uzunluğundaki amerikan bandıralı bir yelkenli. içindekiler de gayet amerikalı.
ulan bu tekneler amerika'dan, avusturalya'dan okyanus aşıp nasıl gelebiliyorlar? uçağa girmez, gemiye girmez, arabanın arkasında çekilmez (zaten oralardan karayolu yok, olsa bile römorkla çekecek kadar da küçük değil), başka deniz taşıtığın arkasında çekilmez.
aklıma bir tek paramparça söküp parça parça nakledilip burada birleştirilmesi ihtimali geldi de olur mu lan öyle. sök tak sök tak yalama olmaz mı?
şimdi şöyle. tatilde gözlemlediğim bir durum vardı. çevrede bir sürü tekne görüyorum. öyle kocaman yatlar, devasa gemiler falan değil. mütevazı dar gövdeli yelkenliler, 2-3 kamaralı gezi yatları. lakin bunlar avusturalya bandıralı, amerika bandıralı. ilk aklıma gelen, memleketimde vergi ödememek için yabancı bandıralı tekne kullanan türükler oldu. öylesi de vardır ama benim sorduğum onlar değil. bizzat gördüm ki, dar gövdeli, taş çatlasın 8-10 metre uzunluğundaki amerikan bandıralı bir yelkenli. içindekiler de gayet amerikalı.
ulan bu tekneler amerika'dan, avusturalya'dan okyanus aşıp nasıl gelebiliyorlar? uçağa girmez, gemiye girmez, arabanın arkasında çekilmez (zaten oralardan karayolu yok, olsa bile römorkla çekecek kadar da küçük değil), başka deniz taşıtığın arkasında çekilmez.
aklıma bir tek paramparça söküp parça parça nakledilip burada birleştirilmesi ihtimali geldi de olur mu lan öyle. sök tak sök tak yalama olmaz mı?
9 ağustos tarihinde saat sabaha karşı 03:30 sıralarında son kez görüldü. yazlıktaki laptopun üzerine takıldı, içindeki müziklerden seçmeler yapılıp telefonun hafıza kartına kopyalandı. kart çıkarılıp telefona takıldı. flashdisk de güvenle kaldır denilerek bilgisayardan çıkarıldı ve bir daha kendisinden haber alınamadı. takriben aynı gün saat 05:00 sıralarında da yolculuğa çıkılıp tatil bitirildi.
1. o anda üstümde olan pijamanın ceplerinde yok.
2. yol kıyafetimin ceplerinde yok.
3. iki adet el çantamın hiçbir gözünde yok.
4. bavulların ve yolculuk çantalarının hiçbirinde yok.
5. eşimin el çantasında, makyaj çantasında yok.
6. fotoğraf makinesinin çantasında yok.
7. yazlıktaki bilgisayarın çevresinde, koltukta, sehpada yok.
8. bavul hazırlarken eşyaları falan koyduğumuz masanın, yatağın üstünde yok.
9. şarj aleti, yedek pil, vs. gibi minik elektronikleri koyduğum poşette yok (en çok buradan çıkar diye bekledim zaten, giderken de aynı poşette gitti)
10. bavuldan çıkan kıyafetlerin, kirli çamaşırların içinde yok.
nerede lan bu?
1. o anda üstümde olan pijamanın ceplerinde yok.
2. yol kıyafetimin ceplerinde yok.
3. iki adet el çantamın hiçbir gözünde yok.
4. bavulların ve yolculuk çantalarının hiçbirinde yok.
5. eşimin el çantasında, makyaj çantasında yok.
6. fotoğraf makinesinin çantasında yok.
7. yazlıktaki bilgisayarın çevresinde, koltukta, sehpada yok.
8. bavul hazırlarken eşyaları falan koyduğumuz masanın, yatağın üstünde yok.
9. şarj aleti, yedek pil, vs. gibi minik elektronikleri koyduğum poşette yok (en çok buradan çıkar diye bekledim zaten, giderken de aynı poşette gitti)
10. bavuldan çıkan kıyafetlerin, kirli çamaşırların içinde yok.
nerede lan bu?
öhöm. şimdi normalde sifonu çektiğim anda sular şforrrşhhhh diye boşalır, giderken de ne var ne yok götürürdü. şimdi sifonu çekiyorum, klozetin içi ağzına kadar su doluyor, sonra da yavaaş yavaş aheste birr biçimde gidiyor. sıvılar için sorun yok da katı partiküller (anla ulan işte illa söyletme adını) biraz kalıyor haliyle, tamamen süzülüp gidemiyor.
en son böyle olduğunda kanalcı çağırdım, 60 lira istedi. ofisi bok basmasın diye aciliyetten verdim ne yapayım. ne yaptı, nasıl açtıysa işlem 3 saniye sürdü? şimdi kendim açabilir miyim? bir şeyler mi dürtüklesem içeri? nasıl edeyim, nerelere gideyim?
en son böyle olduğunda kanalcı çağırdım, 60 lira istedi. ofisi bok basmasın diye aciliyetten verdim ne yapayım. ne yaptı, nasıl açtıysa işlem 3 saniye sürdü? şimdi kendim açabilir miyim? bir şeyler mi dürtüklesem içeri? nasıl edeyim, nerelere gideyim?