hani layn? neredeyse aynı donanıma sahip iki bilgisayar var. birinde vista, birinde 7 yüklü. ama uçtuğu falan yok arkadaş. neresi uçuyor, uçurmak için ne yapıcaz söyleyin de uçuralım bari.
bu iki bilgisayarın farkları; vista olan t6500 işlemci, 7 olan t6600 işlemci. ikisi de 4 gb ramli, ama 7 olanda ddr3 ram var. ayrıca 7 olan 64 bit işletim sistemi, vista 32 bit. hlaliyle vista 4gb'ın sadece 3 gb'ını kullanbiliyor. vista olan birkaç aylık. harddiskin iki partition'u da yarıdan fazla dolu, bir sürü oyun yüklü, filmler, mp3ler. öbürü daha bir haftalık. office 2007 dışında hiçbir şey yok içinde.
dnoanım ve doluluk olarak 7 yüklü olan az biraz daha üstün şu durumda. ama yine de bu 7 olanın açılması kapanması, programa tıklayınca açılma süresi şusu busu vista'dan yavaş. hani uçuyordu olm?
bu iki bilgisayarın farkları; vista olan t6500 işlemci, 7 olan t6600 işlemci. ikisi de 4 gb ramli, ama 7 olanda ddr3 ram var. ayrıca 7 olan 64 bit işletim sistemi, vista 32 bit. hlaliyle vista 4gb'ın sadece 3 gb'ını kullanbiliyor. vista olan birkaç aylık. harddiskin iki partition'u da yarıdan fazla dolu, bir sürü oyun yüklü, filmler, mp3ler. öbürü daha bir haftalık. office 2007 dışında hiçbir şey yok içinde.
dnoanım ve doluluk olarak 7 yüklü olan az biraz daha üstün şu durumda. ama yine de bu 7 olanın açılması kapanması, programa tıklayınca açılma süresi şusu busu vista'dan yavaş. hani uçuyordu olm?
1. dos tabanlı muhasebe programı kullanıyorum. windows içinden dos pencresi açarak kullanılıyor. evet eski meski ama bin yıllık bilgi var içinde vazgeçemem. şimdi yeni aldığımız windows7 64 bit yüklü bilgisayarda bu çalışmıyor 64 bit diye. fazla eski kaldı. bir yolu var mıdır çalışsın? ağ üstünden çalışacak. o yüzden uyumluluk zımbırtısı da aktif değil.
2. bu bilgisayardan office 2007 home snd student 60 günlük deneme srümü çıktı ama bir türlü aktive edemiyorum. microsoft türkiye diyor ki 60 gün deneme sürümü sadece office 2007 proffessional sürümünde vardır, home and student'ı 25 kere kullanabilirsiniz. olur mu lan öyle şey. masaüstündeki linkte de 60 gün diyor. 60 gün deneme hakkım yok mu ulan?
2. bu bilgisayardan office 2007 home snd student 60 günlük deneme srümü çıktı ama bir türlü aktive edemiyorum. microsoft türkiye diyor ki 60 gün deneme sürümü sadece office 2007 proffessional sürümünde vardır, home and student'ı 25 kere kullanabilirsiniz. olur mu lan öyle şey. masaüstündeki linkte de 60 gün diyor. 60 gün deneme hakkım yok mu ulan?
öyle grafik isteyen falan oyunlar oynanmayacak. çoğunlukla ofis içinde kullanılacak. maksimum film izlenecek. oynanan oyunlar da büyük ihtimalle flash oyunlarını, plants vs zombies'i falan geçmeyecek. öyle nfs shift'miş, fifa 10'mu pes'miş falan oynanmayacak.
diğer tüm özellikleri aynı olan iki ayrı bilgisayar:
1. ram'i 2gb. ekran kartı ati 4650 1 gb. paylaşımsız
2. ram'i 4 gb. ekran kartı ati 4570 512 mb. paylaşımsız.
fiyatları da aynı.
hangisini alalım? bir de 2 numara olan teknosa'dan başka hiçbir yerde yok, satılmıyor. ama yanında kablosuz mouse, 8gb flashdisk, kulaklık falan veriyorlarmış. 1 numara çoğu yerde var. darty uygun geldi mesela. onlar da arıza marıza olursa yedek notebook veriyorlarmış, öyle bir güzellikleri var.
bu kriterler ışığından 1 mi, 2 mi ne dersiniz?
diğer tüm özellikleri aynı olan iki ayrı bilgisayar:
1. ram'i 2gb. ekran kartı ati 4650 1 gb. paylaşımsız
2. ram'i 4 gb. ekran kartı ati 4570 512 mb. paylaşımsız.
fiyatları da aynı.
hangisini alalım? bir de 2 numara olan teknosa'dan başka hiçbir yerde yok, satılmıyor. ama yanında kablosuz mouse, 8gb flashdisk, kulaklık falan veriyorlarmış. 1 numara çoğu yerde var. darty uygun geldi mesela. onlar da arıza marıza olursa yedek notebook veriyorlarmış, öyle bir güzellikleri var.
bu kriterler ışığından 1 mi, 2 mi ne dersiniz?
bir hesaplama yapıcam da şu soruların cevabına ihtiyacım var.
1. popüler yabancı bir roman tüm dünyada tahmini olarak kaç adet satar?
2. aynı roman türkiye'de kaç adet satar?
3. bir roman yazarının yazdığı eser dolayısıyla hak ettiği para ne kadardır sizce? ne kadar olursa az olur, ne kadar olursa çok olur?
4. ingilizce bir romanı türkçeye çevirme ücreti ne kadardır? tercüman ne kazanır bu işten?
teşekkür ederim.
edit: amacımı da yazayım da cevaplar tutarlı olsun.
efendim korsan tezgahlarında 5 liraya satılan (ki korsancılar da kazanıyor bundan, kırtasiye maliyeti 4 lira diyelim), yani hiçbir emek içermeyip, sadece kırtasiyeden (kağıt, mürekkep, cilt, vs) ibaret kitabın fiyatı 5 lira iken, bunun yazarın, tercümanın, getirenin, dağıtanın, satanın, aracılık yapanın emeğini içeren versiyonu olan orijinalinin maliyetini hesaplamak istiyorum. bu vereceğiniz bilgiler doğrultusunda 30 liraya aldığımız orijinal kayıp sembol kitabından ne kadar kazık yediğimizi öğrenmek istiyorum.
hayır 4 lira kırtasiye dedik. bu kadar çok satan kitap için 1 lira yazara, 1 lira çevirmene, 1 lira getirene, 1 lira dağıtana, 1 lira satana, 1 lira da devlete pay koysak 10 lira yapar kitabın fiyatı. niye 30 liraya satılıyor onu anlamak istiyorum.
1. popüler yabancı bir roman tüm dünyada tahmini olarak kaç adet satar?
2. aynı roman türkiye'de kaç adet satar?
3. bir roman yazarının yazdığı eser dolayısıyla hak ettiği para ne kadardır sizce? ne kadar olursa az olur, ne kadar olursa çok olur?
4. ingilizce bir romanı türkçeye çevirme ücreti ne kadardır? tercüman ne kazanır bu işten?
teşekkür ederim.
edit: amacımı da yazayım da cevaplar tutarlı olsun.
efendim korsan tezgahlarında 5 liraya satılan (ki korsancılar da kazanıyor bundan, kırtasiye maliyeti 4 lira diyelim), yani hiçbir emek içermeyip, sadece kırtasiyeden (kağıt, mürekkep, cilt, vs) ibaret kitabın fiyatı 5 lira iken, bunun yazarın, tercümanın, getirenin, dağıtanın, satanın, aracılık yapanın emeğini içeren versiyonu olan orijinalinin maliyetini hesaplamak istiyorum. bu vereceğiniz bilgiler doğrultusunda 30 liraya aldığımız orijinal kayıp sembol kitabından ne kadar kazık yediğimizi öğrenmek istiyorum.
hayır 4 lira kırtasiye dedik. bu kadar çok satan kitap için 1 lira yazara, 1 lira çevirmene, 1 lira getirene, 1 lira dağıtana, 1 lira satana, 1 lira da devlete pay koysak 10 lira yapar kitabın fiyatı. niye 30 liraya satılıyor onu anlamak istiyorum.
peki ya dövüş oyunu sorsam? tekken ismini çokça duyuyorum. tamam tekken de bunun da var galiba biri ikisi üçü. peki ama hangisi?
bonus soru: nfs shift'te iki kişi ekranı ortadan bölüp oynama yok mu, ben mi bulamadım?
bonus premium iki kat bonus kazandıran soru: yine nfs shift'te gubik isimle açtığım save dosyasını nerden silecem lan? mik gibi kaldı orda.
bonus soru: nfs shift'te iki kişi ekranı ortadan bölüp oynama yok mu, ben mi bulamadım?
bonus premium iki kat bonus kazandıran soru: yine nfs shift'te gubik isimle açtığım save dosyasını nerden silecem lan? mik gibi kaldı orda.
ohoo hakikaten oyun dünyasından çok uzak kalmışız beyav. hadi grafikler sesler şunlar bunlar aşmış da, oyunlr da mı angutlaşmış, ben mi salağım anlamadım.
oyunları kurdum, bi de snopy marka gamepad aldım, pes 2010, nfs shift ve dirt-2'yi kurdum. hesapta oyun oyniycaz, lakin sadece pes2010 oynayabildim henüz.
1. abicim bu oyunlar angut mu, ben mi angutum? nfs shift'te oyundan çıkabilmek mümkün değil lan. gamepad çalışmıyor, preset ayarları denedim olmadı, tamam kendim ayarliycam ama bunu yapabilmem için oyundan, o anda başlattığım yarıştan çıkmam lazım. esc yapıyorum yarışı bitir diye bir seçenek yok. audio video ayarları geliyor. gamepad de çalışmıyor ki kendim bitireyim. bitince çıksın. yok. öyle ekran bana bakıyor, ben ekrana bakıyorum, ctrl alt del yaparak falan kapatıp baştan açıyorum da anca o zaman ana menü geliyor. ayar yine tutmazsa yine aynı terane. yok yani bulamadım devam eden yarışı bitirip ana menüye dönmeyi. yok mu bir yolu?
2. dirt-2 de zaten gamepad hiç çalışmıyor. seçeneklerde gamepad diye bir şey bile yok. ya klavye ile, ya hiç. belki uyumlu direksiyon seti falan istiyor, çakma gamepad diye sevmedi onu bilemiyorum. oynayamadım onunla da. ayrıca bir intro başlıyor, travis diye bi herif her seferinde dır dır beş saat konuşuor. lan anladık çık git yarışa başla, menüye gel. yok abi illa dinliycen o herifi.
3. benim zamanımda oyunu kurunca başlat menüsüne, masaüstüne falan oyunun kısayolları eklenirdi. oraya tıklayınca oyun başlardı, gerekiyorsa cd'yi tak falan derdi. ne oyun kurmuşuz, bilgisayarda hangi oyunlar var falan bilirdik. bu üç oyun da ne başlat menüsüne, ne masaüstüne bir şey eklemedi. anca dvd'yi takınca autorun geliyor (gerçi combofix sağolsun artık o da gelmiyor, kendim girip autorun'a tıklıyorum) da öyle başlıyor oyun. normal mi bu?
not: sabah erken satte yazdım, kimse göremeden ikinci sayfaya geçti. cevap da gelmedi. yapmadığım şeydir ama silip tekrar soruyorum. özür dilerim.
oyunları kurdum, bi de snopy marka gamepad aldım, pes 2010, nfs shift ve dirt-2'yi kurdum. hesapta oyun oyniycaz, lakin sadece pes2010 oynayabildim henüz.
1. abicim bu oyunlar angut mu, ben mi angutum? nfs shift'te oyundan çıkabilmek mümkün değil lan. gamepad çalışmıyor, preset ayarları denedim olmadı, tamam kendim ayarliycam ama bunu yapabilmem için oyundan, o anda başlattığım yarıştan çıkmam lazım. esc yapıyorum yarışı bitir diye bir seçenek yok. audio video ayarları geliyor. gamepad de çalışmıyor ki kendim bitireyim. bitince çıksın. yok. öyle ekran bana bakıyor, ben ekrana bakıyorum, ctrl alt del yaparak falan kapatıp baştan açıyorum da anca o zaman ana menü geliyor. ayar yine tutmazsa yine aynı terane. yok yani bulamadım devam eden yarışı bitirip ana menüye dönmeyi. yok mu bir yolu?
2. dirt-2 de zaten gamepad hiç çalışmıyor. seçeneklerde gamepad diye bir şey bile yok. ya klavye ile, ya hiç. belki uyumlu direksiyon seti falan istiyor, çakma gamepad diye sevmedi onu bilemiyorum. oynayamadım onunla da. ayrıca bir intro başlıyor, travis diye bi herif her seferinde dır dır beş saat konuşuor. lan anladık çık git yarışa başla, menüye gel. yok abi illa dinliycen o herifi.
3. benim zamanımda oyunu kurunca başlat menüsüne, masaüstüne falan oyunun kısayolları eklenirdi. oraya tıklayınca oyun başlardı, gerekiyorsa cd'yi tak falan derdi. ne oyun kurmuşuz, bilgisayarda hangi oyunlar var falan bilirdik. bu üç oyun da ne başlat menüsüne, ne masaüstüne bir şey eklemedi. anca dvd'yi takınca autorun geliyor (gerçi combofix sağolsun artık o da gelmiyor, kendim girip autorun'a tıklıyorum) da öyle başlıyor oyun. normal mi bu?
not: sabah erken satte yazdım, kimse göremeden ikinci sayfaya geçti. cevap da gelmedi. yapmadığım şeydir ama silip tekrar soruyorum. özür dilerim.
efendim çok araştırdım ettim ama hepsi de birbirine benziyor. şunlardan hangisini alayım dersiniz? fiyatına göre hangisinin özellikleri daha iyi?
babam kullanacak, ofiste kullanacak, yüksek grafik vs isteyen oyun moyun oynamayacak ama yine de zottirik özellikleri olmasın, çok süper olmasa da oyun da oynansın icabında.
bu arada nümerik klavyesinin mevcut olması ve dizilimnin aradığımız gibi olması nedeniyle toshiba olmak zorunda.
modeller şunlar:
toshiba satellite L505-10x (1834 tl.): www.teknosa.com
toshiba satellite L505-110 (1606 tl.): www.teknosa.com
toshiba satellite L505-11e (1599 tl.): www.hepsiburada.com
daha pahalıları da var ama artık o kadar pahalısına çıkamıyoruz, gerek olduğunu da düşünmüyoruz.
babam kullanacak, ofiste kullanacak, yüksek grafik vs isteyen oyun moyun oynamayacak ama yine de zottirik özellikleri olmasın, çok süper olmasa da oyun da oynansın icabında.
bu arada nümerik klavyesinin mevcut olması ve dizilimnin aradığımız gibi olması nedeniyle toshiba olmak zorunda.
modeller şunlar:
toshiba satellite L505-10x (1834 tl.): www.teknosa.com
toshiba satellite L505-110 (1606 tl.): www.teknosa.com
toshiba satellite L505-11e (1599 tl.): www.hepsiburada.com
daha pahalıları da var ama artık o kadar pahalısına çıkamıyoruz, gerek olduğunu da düşünmüyoruz.
sevgililer günü kolay. ama ondan önce doğum günü var hanımın.
ne alayım? evli erkeğin karısına alabileceği çok daha pahalı olmayan bir şey. gönül istiyor bir iphone falan alayım ama bütçe yok o kadar. şöyle pahada hafif, ama mutlu edecek bir şey?
bütçe çok değl. yani 50-60 lirayo geçmezse iyi olur. maksat mutlu olsun. günün hatırası olsun. ufak jestlerden mutlu olabilen biridir. pahalı hediye falan beklemez zaten.
ne alayım? evli erkeğin karısına alabileceği çok daha pahalı olmayan bir şey. gönül istiyor bir iphone falan alayım ama bütçe yok o kadar. şöyle pahada hafif, ama mutlu edecek bir şey?
bütçe çok değl. yani 50-60 lirayo geçmezse iyi olur. maksat mutlu olsun. günün hatırası olsun. ufak jestlerden mutlu olabilen biridir. pahalı hediye falan beklemez zaten.
bi oyun soruyorum, bi gamepad soruyorum, yeter diyceniz en sonunda o olcak.
neyse sorayım. şimdi öncelikli futbol oyunu olarak pes 2010 yükledim (fifa 10 da var, önce bunu bi oynayım, sonra ona da bakıcam, ayrıca sorarım)
bi de dandik 15 liralık gamepad aldım. snopy marka.
şimdi değerli dostlar. ne kadar aradıysam bulamadım. oyunun yardım dosyaları da pek yardımcı olmadı. artistik hareketler falan istemiyorum. tamam pası şutu ortayı falan çözdüm, tek tuşla yapılıyor. peki futbolda temel olan top çalma, çift dalma, ne bileyim işte aklıma gelmyior, çalım atma, şudur budur bunları nasıl yapacağımı gösteren bir doküman var mıdır mümkünse türkçe? internette işin artisliğini videolu olarak anlatmışlar. la dur önce bi adam gibi oynamayı öğrenelim de artisliğe sonra sıra gelsin di mi? sözlükte de bulamadım, google'dan da bulamadım. kimse mi yazmadı sağ yön tuşu+üçgene bas, şu olsun, sol yön tuşu + kare + r1'e bas bu olsun falan diye. ya da çalım için şununla şuna bas sağa çek falan diye.
neyse sorayım. şimdi öncelikli futbol oyunu olarak pes 2010 yükledim (fifa 10 da var, önce bunu bi oynayım, sonra ona da bakıcam, ayrıca sorarım)
bi de dandik 15 liralık gamepad aldım. snopy marka.
şimdi değerli dostlar. ne kadar aradıysam bulamadım. oyunun yardım dosyaları da pek yardımcı olmadı. artistik hareketler falan istemiyorum. tamam pası şutu ortayı falan çözdüm, tek tuşla yapılıyor. peki futbolda temel olan top çalma, çift dalma, ne bileyim işte aklıma gelmyior, çalım atma, şudur budur bunları nasıl yapacağımı gösteren bir doküman var mıdır mümkünse türkçe? internette işin artisliğini videolu olarak anlatmışlar. la dur önce bi adam gibi oynamayı öğrenelim de artisliğe sonra sıra gelsin di mi? sözlükte de bulamadım, google'dan da bulamadım. kimse mi yazmadı sağ yön tuşu+üçgene bas, şu olsun, sol yön tuşu + kare + r1'e bas bu olsun falan diye. ya da çalım için şununla şuna bas sağa çek falan diye.
evet kimileri için fena daşşak mevzuu bi şey sorucam.
playstation'larda pc'lerde falan kullanılan gamepadlerde işaret ve orta parmaklara gelen yerlerde sağda ve solda ikişer düğme var bunlar tamam.
peki başparmaklara denk gelen yerlerde sağda dört solda dört düğme var. soldakiler yön tuşu, sağdakiler fonksiyon tuşu. işaret ve orta parmaktakiler de o gibi bir fonksiyon tuşu sanırım.
peki o minik joystickler ne? hayatında eline almamış (gamepad'i yani) biri olarak meraktan meraka koşuyorum. kurtarın beni.
playstation'larda pc'lerde falan kullanılan gamepadlerde işaret ve orta parmaklara gelen yerlerde sağda ve solda ikişer düğme var bunlar tamam.
peki başparmaklara denk gelen yerlerde sağda dört solda dört düğme var. soldakiler yön tuşu, sağdakiler fonksiyon tuşu. işaret ve orta parmaktakiler de o gibi bir fonksiyon tuşu sanırım.
peki o minik joystickler ne? hayatında eline almamış (gamepad'i yani) biri olarak meraktan meraka koşuyorum. kurtarın beni.
en eskiden ne yapardık? dos'a çıkar format c: /s yazardık, formatlanınca işletim sistemi cd'sini takar kurardık.
xp çıktıktan sonra az değişti. xp cd'sini takıp bilgisayarı cd'den boot ediyoruz, kur ekranı geliyor, orada soruyor format mı çakayım, üstüne mi bineyim falan diye, format diyon formatlayıp kuruyo.
peki windows vista şimdi. cd md yok elimizde güya aletin içindeymş her şey. recovery dosyaları varmış. nasıl oluyor abi bu olay? ben şimdi recover abicim diyince o otomatik ordan alıp formatlayıp kuracak mı, formatlamadan mı kuracak yoksa, recovery nedir ne değildir? nereden deniyor bu "tamam recover et bilgisayarı" olayı? menüsü programı falan mı var? nasıl yapılıyor bu iş tam olarak? sakıncalı sorunlu bir durum olur mu? sınırı kısıtı var mıdır? düzeltemediğim kafamı bozan ufak problemlerde recovery'i bassam bilgisayara falan zararı olur mu? yoksa her sefer ilk günkü gibi tertemiz bilgisayarım mı olur, nedir? şöyle aptala anlatır gibi?
xp çıktıktan sonra az değişti. xp cd'sini takıp bilgisayarı cd'den boot ediyoruz, kur ekranı geliyor, orada soruyor format mı çakayım, üstüne mi bineyim falan diye, format diyon formatlayıp kuruyo.
peki windows vista şimdi. cd md yok elimizde güya aletin içindeymş her şey. recovery dosyaları varmış. nasıl oluyor abi bu olay? ben şimdi recover abicim diyince o otomatik ordan alıp formatlayıp kuracak mı, formatlamadan mı kuracak yoksa, recovery nedir ne değildir? nereden deniyor bu "tamam recover et bilgisayarı" olayı? menüsü programı falan mı var? nasıl yapılıyor bu iş tam olarak? sakıncalı sorunlu bir durum olur mu? sınırı kısıtı var mıdır? düzeltemediğim kafamı bozan ufak problemlerde recovery'i bassam bilgisayara falan zararı olur mu? yoksa her sefer ilk günkü gibi tertemiz bilgisayarım mı olur, nedir? şöyle aptala anlatır gibi?
aşağıdaki maç sorusunu görünce aklıma geldi.
10-15 sene kadar önce bir maç vardı. maç yapan iki takımın tur atlaması, o anda oynanan diğer bir maçın sonucuna bağlıydı. diğer maç bu sorduğum maçtan önce bitmiş, o maçın sonucuna göre de bu maç yapan iki takımın da tur atladığı kesinleşmişti. maç da o dakikadan sonra kopmuştu. son 5 dakika mı ne kalmıştı ama iki taraf da nasıl olsa tur atladık diye atak matak yapmıyor, top falan çalmıyor, öyle ortalıkta paslaşıp vakit geçiriyorlardı. rakip takım top almaya çalışmıyordu. top onlara giderse onlar da aynısını yapıyordu. öyle mal gibi beş dakika geçirmişlerdi.
hatırlayan var mıydı ne maçıydı bu?
10-15 sene kadar önce bir maç vardı. maç yapan iki takımın tur atlaması, o anda oynanan diğer bir maçın sonucuna bağlıydı. diğer maç bu sorduğum maçtan önce bitmiş, o maçın sonucuna göre de bu maç yapan iki takımın da tur atladığı kesinleşmişti. maç da o dakikadan sonra kopmuştu. son 5 dakika mı ne kalmıştı ama iki taraf da nasıl olsa tur atladık diye atak matak yapmıyor, top falan çalmıyor, öyle ortalıkta paslaşıp vakit geçiriyorlardı. rakip takım top almaya çalışmıyordu. top onlara giderse onlar da aynısını yapıyordu. öyle mal gibi beş dakika geçirmişlerdi.
hatırlayan var mıydı ne maçıydı bu?
ben başkasının bahçesini gübrelediğimde her bir plot için +1 xp alırkene, eşim niye başkasının bahçesini gübreledğinde her plot için +3 xp alıyor acaba? nedir eşime 3 kat fazla xp aldıran şey?
eskiden cd takınca, flashdisk takınca ya bi pencere açılır "ne yapmamı istiyon" diye sorardı, ya da cd'de falan autorun dosyası varsa o çalışırdı. ne olduysa oldu, çalışmıyor şimdi. bir şey takınca bilgisayar tepkisiz kalıyor. denetim masasından otomatik kullan şeyine baktım, hepsi açık. niye çalışmıyor bu autorun? her seferinde bilgisayarım'dan girip tıklamak istemiyorum. nasıl açarım bunu tekrar?
windows vista home premium.
windows vista home premium.
eveeet manyak virüsümüzden formatlayarak kurtulduk. inanır mısın casper olmasına rağmen 2004 yılında aldığımdan beri ilk defa formatladım ben bu bilgisayarı. valla bi rahatladı ki sorma. neyse konuya gelelim. her şey gayet güzel yüklendi etti de, ses yok abicim bilgisayarda. aygır yöneticisinden aygırlara bakayım dedim ki ses aygırında soru işareti var, yüklenmemiş. yükle diyom, bulamıyom ben aygır falan diyo, cd tak diyo disket tak diyo. yok ki cd disket falan. ses kartı bilem yok. dandik onboard ses kartı işte. anakart bile öyle markası neyin yok. varsa da üstünde yazmıyo. ben şimdi nerden bulayım da yükleyeyim? böyle her yola gelen generic ses sürücüsü diye bi şey var mıdır? manyah ses efektleri neyin istemyiom, 96+1 dolbi dijital surround dts abc xlm multi süper apollö sistemleri falan da takmiycam zaten. ses çıksın, tinng yapsın, müzik çalsın falan işte.
playstation 3'ün popüler olduğu bir dönemde, full hd lcd televizyonu olmayan, onun yerine tüplü filips televizyonu olan, orijinal oyuna verecek parası da olmayan bir adamın gidip 275 liraya çipli ve 2 joystickli ps2 alması angutluk mudur? yoksa akıllıca bir hareket midir?
dün de yazmıştum fujacks diye bir virüs girdi bilgisayara ve yayıldı. ne kadar exe dosyası varsa sikti attı. htm uzantılı dosyalara falan da bulaşmış. neyse ki bulaşmadığı datalarımı, belgelerimi falan bir şekilde kurtardım, d'ye kopyaladım, rar'larıp cd'ye çektim, flaşdiske çektim (ben rar'ladıktan sonra winrar.exe'de gitti gerçi) nod32'nin exe'sine bile bulaşıp sikertti. o da çalışmıyor artık. çalışabilir program namına neredeyse bir şey kalmadı. artık format kaçınılmaz. lakin şöyle de bir sorun var, exe, html falan ne varsa hepsine bulaştığı için muhtemelen yedeklediğim şeylerin içinde de virüs kaldı. şimdi formatlayıp yeniden yükleyince yine bulaşacak.
1. rar'lanmış dosyaların içinde ne kadar exe, html falan varsa bulup silecek bir program arıyorum (başka temiz bilgisayarda çalıştıracağım). windows'ın araması rar'ların içine bakamıyor, baksa da bulup silemiyor, ya da ben beceremedim. winrar buluyor ama o da toplucana silemiyor ya da ben beceremedim.
2. rar'lamadığım ve d partitionuna kopyaladığım klasörler içinde arama fonksiyonu ile exe ve html buldum ve exe'leri elle sildim. lakin html'ler silinmiyor, diskin korumalı olmadığına emin ol erişemiyom silemiyom diyor. bunları neyle sileyim. hayır virüsün bulaşabildiği tüm dosyaları yok etmek istiyorum yedeklerden. elimde temiz yedek kalsın ki formattan sonra geri yükleyince yine bulaşmasın.
ne yapayım? öneriler?
1. rar'lanmış dosyaların içinde ne kadar exe, html falan varsa bulup silecek bir program arıyorum (başka temiz bilgisayarda çalıştıracağım). windows'ın araması rar'ların içine bakamıyor, baksa da bulup silemiyor, ya da ben beceremedim. winrar buluyor ama o da toplucana silemiyor ya da ben beceremedim.
2. rar'lamadığım ve d partitionuna kopyaladığım klasörler içinde arama fonksiyonu ile exe ve html buldum ve exe'leri elle sildim. lakin html'ler silinmiyor, diskin korumalı olmadığına emin ol erişemiyom silemiyom diyor. bunları neyle sileyim. hayır virüsün bulaşabildiği tüm dosyaları yok etmek istiyorum yedeklerden. elimde temiz yedek kalsın ki formattan sonra geri yükleyince yine bulaşmasın.
ne yapayım? öneriler?
ya sabah da yazdım ama hala bir çözüm bulamadık buna.
fujacks denen bir virüs var. nod32 buluyor temizleyemiyor. temizledim dediklerini de dosyaları bozarak temizliyor. artık çare kalmadı format atıcam. belgelerimi falan yedekledim, muhasebe datalarını yedekledim. lakin belgelerimin içinde de ayıklayamayacağım kadar çok yerde exe dosyası var. bunlara da bulaşmıştır muhtemelen. formatlayıp yerine kopyalayınca yine bulaşacak.
ayrıca belgelerim klasörüne de "erişim engellenir" falan diyor açamıyorum. özelliklerde 0 byte gözüküyor boş gibi. ama boş değil. yani 15 gb falan bilgi ve resim var içinde, harddiskimde de 3 gb boş yer kaldı. belgelerim klasörü 0 byte diyor ama harddiskteki boş alan hala 3 gb. yani silinmemiş duruyor orda ama gözükmüyor. aslında yedekledim de yedeğe de güvenmediğimden bir dvd'ye daha çekeyim diyorum. hem de şu fujaks mıdır nedir bir çözüm bulana kadar bilgisayarı virüslü mirüslü kullanabileyim diyorum.
nasıl açarım o klasörü? nasıl kurtulurum bu virüsten?
fujacks denen bir virüs var. nod32 buluyor temizleyemiyor. temizledim dediklerini de dosyaları bozarak temizliyor. artık çare kalmadı format atıcam. belgelerimi falan yedekledim, muhasebe datalarını yedekledim. lakin belgelerimin içinde de ayıklayamayacağım kadar çok yerde exe dosyası var. bunlara da bulaşmıştır muhtemelen. formatlayıp yerine kopyalayınca yine bulaşacak.
ayrıca belgelerim klasörüne de "erişim engellenir" falan diyor açamıyorum. özelliklerde 0 byte gözüküyor boş gibi. ama boş değil. yani 15 gb falan bilgi ve resim var içinde, harddiskimde de 3 gb boş yer kaldı. belgelerim klasörü 0 byte diyor ama harddiskteki boş alan hala 3 gb. yani silinmemiş duruyor orda ama gözükmüyor. aslında yedekledim de yedeğe de güvenmediğimden bir dvd'ye daha çekeyim diyorum. hem de şu fujaks mıdır nedir bir çözüm bulana kadar bilgisayarı virüslü mirüslü kullanabileyim diyorum.
nasıl açarım o klasörü? nasıl kurtulurum bu virüsten?
sabah sakin sakin farmville oynarken bilgisayar kendi kenine yeniden başlamaya başladı. tekrardan açılınca sistem ciddi bir hatadan kurtarıldı dedi. alıştık böyle şeylere tamam dedik. lakin arkasından nod32 isimli virüs programım önüne gelen tüm exe'lerde fujacks.k diye bir virüs bulmaya başladı. ve searchindexer.exe bu doyaya ulaşamadı tarzından uyarılar vermeye başladı. şimdi bu kodumun nod32'si dur durak bilmeden bütün exe'lerimi temizlemeye çalışıyor, temizliyor da. exe'yi silmiyor ama ne halt ediyorsa kullanılamaz oluyor. programlarım var, muhasebe programım var, oyunlarım var, bi dolu exe var. virüs programını kapattım en sonunda. ne durdurabiliyorum ne iptal edebiliyorum. birkaç tane exe'yi de kaybettim maalesef yetişene kadar. bütün klasörlerimin değiştirilme oluşturulma tarihleri de bugün olmuş. hepsine bir müdahele var yani.
nedir bu virüs? searchindexer nedir? neler oluyor? sıçtım mı?
nedir bu virüs? searchindexer nedir? neler oluyor? sıçtım mı?
geçen gün evde temizlik vardı. temizlikçi kirli bezleri çamaşır makinesine koymuş, yıkamış (30 derece suda az bi deterjan koyarak yıkar, kaynatmaz yani) ve çıkarıp asmış. lakin bir adet sarı renkli temizce bir bez (skoç braytların tuvalet kağıdı gibi rulo satılan koparılıp kullanılan bezleri var ya ondan) makinede kalmış. sıkarken yapıştı kenara, görmedi herhalde. ben de affedersiniz az önce donlarımı atletlerimi falan attım yıkadım. 40 derecede yıkadım ben de. makineden çıkarırken baktım ki bez var. huylandım da şimdi. dötümde başımda yaralar çıkar mı, bezden mikrop kapar mıyım, koca makineyi baştan mı yıkayayım, o bezi nerede kullandığını da bilmiyorum ama temizcene bir bez, toz bezi gibi, sehpaların falan tozunu almakta kullandığını tahmin ediyorum. ama tuvaleti de silmiş olabilir bilemiyorum.
ne yapayım şimdi baştan mı yıkayayım koca makine çamaşırı, yoksa bir şey olmaz giyeyim mi böyle?
ne yapayım şimdi baştan mı yıkayayım koca makine çamaşırı, yoksa bir şey olmaz giyeyim mi böyle?
eski bilgisayarımın konfigürasyonunun yetmemesi nedeniyle oyun moyun oynayamazdık. bilgisayarı değiştirdik. öyle süper über mükemmel bir konfigürasyon olmasa da intel core2duo t6500 işlemci, 3gb ram, ati4570 paylaşımsız ekran kartı falan gibi az çok oyun oynatabilecek konfigürasyonumuz var (alet bir laptop bu arada). şimdi oyun dünyasından yıllarca uzak kalmış biri olarak oyun tavsiyesi istiyorum.
başlangıç olarak güzel bir araba yarışı ve futbol oyunu fena olmaz. diğer tavsiyelerinize de açığım.
başlangıç olarak güzel bir araba yarışı ve futbol oyunu fena olmaz. diğer tavsiyelerinize de açığım.
aşağıdaki star wars sorusunu görünce aklıma geldi.
hayatında star wars izlememiş bir str wars cahiliyim.
şimdi bildiğim kadarıyla bunun 6 tane filmi var. lakin ilk çekilen film de star wars 4, ondan sonra 5, sonra 6. bunlardan sonra olayın başını gösteren 1, 2 ve 3 çekilmiş. yanlış mıyım?
çekilme sırası: 4, 5, 6, 1, 2, 3
peki izlerken de bu sırayla mı izleyelim, aynen sinemaya yeni geliyor gibi? yoksa sıraya sokup 1, 2, 3, 4, 5, 6 sırasıyla mı izleyelim? hangisinden en çok tadı alırız?
hayatında star wars izlememiş bir str wars cahiliyim.
şimdi bildiğim kadarıyla bunun 6 tane filmi var. lakin ilk çekilen film de star wars 4, ondan sonra 5, sonra 6. bunlardan sonra olayın başını gösteren 1, 2 ve 3 çekilmiş. yanlış mıyım?
çekilme sırası: 4, 5, 6, 1, 2, 3
peki izlerken de bu sırayla mı izleyelim, aynen sinemaya yeni geliyor gibi? yoksa sıraya sokup 1, 2, 3, 4, 5, 6 sırasıyla mı izleyelim? hangisinden en çok tadı alırız?
6-7 şubat haftasonunda eşimle ankara'dan amasra'ya gidip iki gün gezelim diyoruz. turlara falan baktım hiç cazip gelmedi, fiyatları da, sundukları imkanlar da.
biz kendimiz otobüse atlayalım gidelim, bir otele yerleşelim, balık yiyelim, salata yiyelim, rakı içelim, gece otelde kalalım falan ertesi gün de dönelim diyoruz.
1. ankara'dan hangi otobüs gider?
2. hangi otelde kalınır? çok lüks falan olmasına gerek yok.
3. rezervasyon şart mıdır? çantamızı alıp gitsek boş oda bulur muyuz, yoksa dal gibi kalır mıyız açıkta?
4. nerede ne yenir ne içilir?
5. nereler gezilir?
özellikle otel ve yeme içme hakkında internet sitelerinde herkes kendini övdüğü için sağlıklı bilgi bulamıyoum. kullanıcı yorumları, yani tecrübesi olan siz değerli duyuru kullanıcıları şahane oluyor böyle durumlarda.
teşekkür ederim.
biz kendimiz otobüse atlayalım gidelim, bir otele yerleşelim, balık yiyelim, salata yiyelim, rakı içelim, gece otelde kalalım falan ertesi gün de dönelim diyoruz.
1. ankara'dan hangi otobüs gider?
2. hangi otelde kalınır? çok lüks falan olmasına gerek yok.
3. rezervasyon şart mıdır? çantamızı alıp gitsek boş oda bulur muyuz, yoksa dal gibi kalır mıyız açıkta?
4. nerede ne yenir ne içilir?
5. nereler gezilir?
özellikle otel ve yeme içme hakkında internet sitelerinde herkes kendini övdüğü için sağlıklı bilgi bulamıyoum. kullanıcı yorumları, yani tecrübesi olan siz değerli duyuru kullanıcıları şahane oluyor böyle durumlarda.
teşekkür ederim.
yoksa başka bir dokunmatik telefon mu? ha ne dersiniz? avantajları dezavantajları vs. karşılaştırabileceğim bir site var mı? bir de tavsiyeleriniz de çok önemli tabii.
bar olur, pub olur. var mıdır?
yav dün bir arkadaşım yılbaşı sürprizi yapıcam diye benden birkaç tane fotoğraf istedi. işte eşimin, benim, anamın, babamın, eşimin ailesinin falan. buldum 10-15 tane. çoğu 800-900 kb civarı 2 megapiksel fotoğraflar. toplam boyut 11 mb yaptı.
ulan ben bu 11 mb dosyayı bir türlü gönderemedim arkadaş. rar'ladım tek dosya halinde mail attım gitmedi, geri geldi. ikiye böldüm iki dosya yaptım, gitmedi geri geldi. msn'den yolladım kesildi. rapid'e yükledim, link verdim, karşı taraf indirememiş premium lazım falan demiş.
ulan 11 mb altı üstü be. cigovaytlarca filmi mp3'ü indiriyoruz, 8 mbit hız yetmez oldu. 2010 yılında şu kadarcık şeyi nasıl yollayacam lan karşı tarafa? bu kadar zor mu? 11 mb lan altı üstü.
ulan ben bu 11 mb dosyayı bir türlü gönderemedim arkadaş. rar'ladım tek dosya halinde mail attım gitmedi, geri geldi. ikiye böldüm iki dosya yaptım, gitmedi geri geldi. msn'den yolladım kesildi. rapid'e yükledim, link verdim, karşı taraf indirememiş premium lazım falan demiş.
ulan 11 mb altı üstü be. cigovaytlarca filmi mp3'ü indiriyoruz, 8 mbit hız yetmez oldu. 2010 yılında şu kadarcık şeyi nasıl yollayacam lan karşı tarafa? bu kadar zor mu? 11 mb lan altı üstü.
--------------------------------spoiler--------------------------------
--------------------------------spoiler--------------------------------
filmin hem konusuyla hem yapımıyla ilgili birkaç sorum var.
1. na'viler tamamen bilgisayar tarafından yaratılmış animasyon karakterler mi, yoksa makyaj+bilgisayar yardımıyla tipleri değiştirilmiş bildiğin insan oyuncular mı? hareketler falan çok gerçekçi insan gibi ama tipler de bir o kadar ucube. yani jake sully'nin avatarı bir animasyon mu, yoksa jake sully'i oynayan aktörü (veya bir başkasını) boyayıp bilgisayarda da fotoşoklayıp avatar şekline mi sokmuşlar? (sorum tüm na'viler için geçerli)
2. na'vilerin konuştuğu dil dünyada mevcut bir dil mi, sadece film için üretilmiş kendi içinde tutarlı bir dil mi, yoksa tamamen ewhrewıhs buewaurıldke diye gödden mi sallıyorlar?
3. konu ile ilgili anlamadığım da şudur ki, neytiri ve ona hasta olan eleman (adını hatırlayamadım)ile jake sully'nin avatarı ilk karşılaştıklarında onu ne sanıyorlar ki? kendilerinden olmadığını biliyorlar. e insanlar tarafından sandığın içine yatarak yönetilen bir yaratık olduğunu öğrenince de şaşırıp hayal kırıklığına uğruyorlar, direğe falan bağlıyorlar hatta. e mına koyim peki ilk gördüğünüzde ne sandınız da "onların buraya gelmesi yasak" falan dediniz? sonra bebek gibi eğittiniz falan. hem kendinden olmayan, hem de insanların yönettiği yaratık olmayan başka cinsler de mi takılıyor etrafta? çok kafama takıldı bu hadise.
--------------------------------spoiler--------------------------------
filmin hem konusuyla hem yapımıyla ilgili birkaç sorum var.
1. na'viler tamamen bilgisayar tarafından yaratılmış animasyon karakterler mi, yoksa makyaj+bilgisayar yardımıyla tipleri değiştirilmiş bildiğin insan oyuncular mı? hareketler falan çok gerçekçi insan gibi ama tipler de bir o kadar ucube. yani jake sully'nin avatarı bir animasyon mu, yoksa jake sully'i oynayan aktörü (veya bir başkasını) boyayıp bilgisayarda da fotoşoklayıp avatar şekline mi sokmuşlar? (sorum tüm na'viler için geçerli)
2. na'vilerin konuştuğu dil dünyada mevcut bir dil mi, sadece film için üretilmiş kendi içinde tutarlı bir dil mi, yoksa tamamen ewhrewıhs buewaurıldke diye gödden mi sallıyorlar?
3. konu ile ilgili anlamadığım da şudur ki, neytiri ve ona hasta olan eleman (adını hatırlayamadım)ile jake sully'nin avatarı ilk karşılaştıklarında onu ne sanıyorlar ki? kendilerinden olmadığını biliyorlar. e insanlar tarafından sandığın içine yatarak yönetilen bir yaratık olduğunu öğrenince de şaşırıp hayal kırıklığına uğruyorlar, direğe falan bağlıyorlar hatta. e mına koyim peki ilk gördüğünüzde ne sandınız da "onların buraya gelmesi yasak" falan dediniz? sonra bebek gibi eğittiniz falan. hem kendinden olmayan, hem de insanların yönettiği yaratık olmayan başka cinsler de mi takılıyor etrafta? çok kafama takıldı bu hadise.
efenim avatar'ı izledim beğendim. sinema çıkışında da elimdeki üç boyutlu gözlüğü geri vermedim (daha doğrusu elemanın biri koltuğunda bırakmış, onu alıp çıkışta sepete attım, kendi gözlüğüm bende kaldı).
1. internetten indirilip bu gözlükle üç boyutlu izlenebilecek filmler videolar falan var mıdır? yoksa sadece sinemada mı olur o iş?
2. ben bunu fotoğraf makinesinin objektifine dayasam polarize filtre etkisi verir mi? yoksa bu bambaşka bir şey mi?
1. internetten indirilip bu gözlükle üç boyutlu izlenebilecek filmler videolar falan var mıdır? yoksa sadece sinemada mı olur o iş?
2. ben bunu fotoğraf makinesinin objektifine dayasam polarize filtre etkisi verir mi? yoksa bu bambaşka bir şey mi?
ben normalde gözlüklü bir insanım. lakin özel gecelerde, dışarı çıkarken, düğüne bayrama giderken ayda yılda bir de şık görükeyim diye lens takarım.
efendim şimdi akşam iş çıkışı avatar'a gidelim dedik. üç boyutlu gözlük hadisesini de gözlüğün üzerine takmayayım, lens takayım, rahatçana suratıma takar büzür büzür izlerim dedim. sabahtan işe gelirkene linslerimi taktım. şahane, hiç sorunum yok. ama artık psikolojik midir fizyolojik midir sanki gecenin o saatine kadar lens gözümde duracak (çok alışkın değilim ya), bir de üstüne üç boyutu kanırtıcaz, başım fena halde ağrıyacak, bana eziyet olacak gibime geliyor.
ne dersiniz, film öncesi baş ağsırı neyin başlarsa ne yapayım da geçireyim? ilaç mı alayımi kafamı sulara mı sokayım ne yapayım?
efendim şimdi akşam iş çıkışı avatar'a gidelim dedik. üç boyutlu gözlük hadisesini de gözlüğün üzerine takmayayım, lens takayım, rahatçana suratıma takar büzür büzür izlerim dedim. sabahtan işe gelirkene linslerimi taktım. şahane, hiç sorunum yok. ama artık psikolojik midir fizyolojik midir sanki gecenin o saatine kadar lens gözümde duracak (çok alışkın değilim ya), bir de üstüne üç boyutu kanırtıcaz, başım fena halde ağrıyacak, bana eziyet olacak gibime geliyor.
ne dersiniz, film öncesi baş ağsırı neyin başlarsa ne yapayım da geçireyim? ilaç mı alayımi kafamı sulara mı sokayım ne yapayım?
ankara'da; üç tane evli, bir tane nişanlı, birer tane de bekar erkek ve kadından oluşan 10 kişilik arkadaş grubu için öyle sap meyhanesi gibi olmayan, kaliteli, ucuz güzel bir fasıl, rakı, meze, eğlence, muhabbet mekanı arıyorum. var mı önerisi olan?
istinye park istinye park bıktım ulan. yeter istanbul. biraz da ankara. buraya imax kopyası gelmemiş. read 3d veya xpand? ayrıca sinema kriterlerim vardır. perde büyük olsun, plazmadan lcd televizyondan hallice olmasın. insan sinemada olduğunu anlasın. salonun en arkasında oturunca iyi olsun, en önde oturup izlemek imkansız olsun mesela. öyle bi perde düşünün. geçenlerde panora'da nefes'i izledim ufak salonunda (salon 1), televizyonda izlesem daha iyiydi.
ankara'da nerede izleyek avatar'ı? deneyimi olan, beğenen, perdesi büyük, sesi iyi, üç boyuttan bir halt anlayabileceğimiz?
ankara'da nerede izleyek avatar'ı? deneyimi olan, beğenen, perdesi büyük, sesi iyi, üç boyuttan bir halt anlayabileceğimiz?
kırkbeşlik nedir sevgili arkadaşlar ha? sözlükteki kırkbeşlik ve 45'lik başlıklarının birinde tv programı, birinde de bar anlatılıyor. ben bu kelimenin ne anlama geldiğini soruyorum.
benim bildiğim bir tane kırkbeşlik vardır, o da kırkbeşlik plaktır. dakikada 45 devir dönen pikap ile dinlenen cd'den biraz büyük boyutlarda ve her yüzünde bir adet şarkı bulunan en yenisi 30-35 sene önce tarih olmuş bir medya.
fakat radyoda madyoda hala "bilmemkimin son kırkbeşliği" lafı kullanılıyor. plak çıkarmadı ya bu adamlar? ne demek istiyorlar "yeni kırkbeşliği çıktı" derken?
bir tek aklıma mantıklı olarak şu geliyor. albümler genellikle 45 dakika oluyor, onu mu demek istiyorlar acaba?
benim bildiğim bir tane kırkbeşlik vardır, o da kırkbeşlik plaktır. dakikada 45 devir dönen pikap ile dinlenen cd'den biraz büyük boyutlarda ve her yüzünde bir adet şarkı bulunan en yenisi 30-35 sene önce tarih olmuş bir medya.
fakat radyoda madyoda hala "bilmemkimin son kırkbeşliği" lafı kullanılıyor. plak çıkarmadı ya bu adamlar? ne demek istiyorlar "yeni kırkbeşliği çıktı" derken?
bir tek aklıma mantıklı olarak şu geliyor. albümler genellikle 45 dakika oluyor, onu mu demek istiyorlar acaba?
sevgili egzel dostları. şöyle bir problemim var. banka, müşterinin hesap dökümünü txt formatında yollamış. notepad ile açınca, word ile açınca sorun yok. lakin ben istiyorum ki tarih sütunu, tutar sütunu falan ayrı hücrelerde olsun. hadi tarihi geçtim. tutar sütunu ayrı olsun ki ben seçerek kolaycana toplayayım. yoksa elle hesap makinesiyle tek tek toplamam gerekecek. txt dosyayı excel'de açınca bütün bir satın tek hücrede çıkıyor şu şekilde:
01012009 05.02 02012009 004707 760.00 2,248.65 A 0344345 AKPOS VS-YI ÖDE 09/01/01
şu 760,00 yazan sütun ayrı sütun olsa ne güzel olur, ayıramaz mıyız bunu sütun sütun?
01012009 05.02 02012009 004707 760.00 2,248.65 A 0344345 AKPOS VS-YI ÖDE 09/01/01
şu 760,00 yazan sütun ayrı sütun olsa ne güzel olur, ayıramaz mıyız bunu sütun sütun?
baylar bayanlar merdivenden kayanlar.
sabahın köründe ekleyince hobarey diye ikinci sayfaya düşüyor, kimse göremiyor. tekrar yazdığım için kusura bakmayınız.
toshiba satellite L500-13T model bir laptopum var. dün akşama kadar gayet güzel çalışıyordu. hala da gayet güzel çalışıyor aslında. dün eşim virüs mü kaptırmış ne yapmışsa internet explorer açılış sayfası değişmiyordu. registry'den düzelttim, üstüne garanti olsun diye bir de combofix yaptım, her şey düzeldi. lakin klavyenin üstünde, açma kapama tuşunun yanında yer alan hotkey'lerden en sağdaki olan mute tuşu çalışmıyor. diğerlerini (play/pause, back, forward) denedim, onlar sorunsuz çalışıyor ama mute çalışmıyor. ön tarafta bir de ses açıp kısma tekeri var, o da çalışıyor. ne olduysa bir tek bu mute tuşuna oldu. klavye sürücüsünü güncelle diyorum, güncel diyor. kurcalamadığım yer kalmadı. ara tara bulamadım. nasıl düzelir bu?
klavyem aha aynen şudur: img1.lesnumeriques.com
sabahın köründe ekleyince hobarey diye ikinci sayfaya düşüyor, kimse göremiyor. tekrar yazdığım için kusura bakmayınız.
toshiba satellite L500-13T model bir laptopum var. dün akşama kadar gayet güzel çalışıyordu. hala da gayet güzel çalışıyor aslında. dün eşim virüs mü kaptırmış ne yapmışsa internet explorer açılış sayfası değişmiyordu. registry'den düzelttim, üstüne garanti olsun diye bir de combofix yaptım, her şey düzeldi. lakin klavyenin üstünde, açma kapama tuşunun yanında yer alan hotkey'lerden en sağdaki olan mute tuşu çalışmıyor. diğerlerini (play/pause, back, forward) denedim, onlar sorunsuz çalışıyor ama mute çalışmıyor. ön tarafta bir de ses açıp kısma tekeri var, o da çalışıyor. ne olduysa bir tek bu mute tuşuna oldu. klavye sürücüsünü güncelle diyorum, güncel diyor. kurcalamadığım yer kalmadı. ara tara bulamadım. nasıl düzelir bu?
klavyem aha aynen şudur: img1.lesnumeriques.com

hamınakoyim combofix'in kendi sayfasından indirilmiyor, kapatmışlar. internetteki diğer sitelerin hepsi de oraya link veriyor. elinde combofix olan biri bayikbocuk@gmail.com adresine acilen gönderebilir mi rica etsem?
hangi siteden ne kaptıysam internet explorer açılış sayfası (normalde boş kullanırım) www.biarama.com diye, şekli (anlaşılmasın diye) google'ın aynısı bir site olarak açılıyor ve ayarlardan falan da değişmiyor. ne yemişim? nasıl düzeltirim ben bunu? nod32 virüs programı (lisanslıdır kendisi) bir halta yaramamış bunda. ne yapayım şimdi ben, ne önerirsiniz?
1991 model renault 21 concorde marka araba hangi özelliklerde ve kaç litre yağ kullanır biliyor musunuz? servis harici yağını değiştirmemiz icap ediyor da ona göre alalım. ne eksik kalsın, ne artsın.
yav google'ladım, makro bilmemne diyor. vardı sanki. abartı bir şey aramıyorum. "1 ile 54 arasında rastgele bir değer ver" diyebileceğim bir formül yok mu? bu formülü 6 satıra kopyalarım olur biter (ha aynı sayıları verebilir ama olsun). sanki rnd diye bir fonksiyon vardı, =rnd(1;54) gibi bir şey yazıyorduk da oluyordu. ama bulamıyorum bir türlü.
bu arada türkçe excel kullanıyorum.
bu arada türkçe excel kullanıyorum.
arkadaşlar 30 yaşındayım. bilen bilir mali müşavirim, kendi bürom var. çok şükür kazancım da idare ediyor. şimdi millet işsiz gezerken kendi bürosunu açmış çalışan bir adamın şımarıklığı olarak görmeyin lütfen ama ben bu yaştan sonra mali müşavirlik mesleğini bırakıp başka iş yapabilir miyim? her yer konusunda tecrübeli adam arıyor. ya da yetiştirilmek üzere yeni mezun arıyor. ben yeni mezun değlim okul biteli yıllar olmuş. muhasebe, vergi, ssk vs dışında başka işte de tecrübem yok. muhasebe alanından çıkmak istiyorum artık. vergi, ssk ıvır zıvır her halta bir ceza olması, idarenin despot, illa ki ceza keserim şeklindeki uzlaşmaz tavrı beni canımdan bezdirdi. hayır henüz yemiş olduğum bir ceza yok ama forumları falan okudukça stres üstüne stres basıyor. psikolojim bozuldu, geceleri uyuyamıyorum acaba ufacık bir hatamdan birine binlerce tl. ceza gelirse ne halt yerim diye. aynı hatayı bütün mükelleflerime yaptıysam yüzbinlerce tl. ceza gelirse hayatım nasıl kayar diye. iki ayda dört kilo verdim sırf sıkıntıdan stresten. uyku muyku düzenim bozuldu. ya kalp krizinden, ya beyin kanamasından küt diye gidivericem o olucak. biraz rahatlarım diye mesleki sorumluluk sigortası bile yaptırdım ama hala içim rahat değil.
bir şeyler önerin bana. bu yaştan sonra, muhasebe alanında tecrübe kazanmış ama muhasebeden bıkmış, başka bir iş yapmak isteyen bir adam ne yapar, nerede çalışır? memur olayım dedim, 30 yaşının üstünde a grubu memur alan yok. ne yapayım bir akıl fikir verin yoksa durum fena.
bir şeyler önerin bana. bu yaştan sonra, muhasebe alanında tecrübe kazanmış ama muhasebeden bıkmış, başka bir iş yapmak isteyen bir adam ne yapar, nerede çalışır? memur olayım dedim, 30 yaşının üstünde a grubu memur alan yok. ne yapayım bir akıl fikir verin yoksa durum fena.
-------------------------spoiler-------------------------
-------------------------spoiler-------------------------
arog filmi ilk duyurulduğund nete düşen ilk fragmanlarında ceku doğum yapıyordu. saırım alien gibi bir şey doğuruyordu. doğurtan da zafer algöz idi.
lakin filmde böyle bir sahne yoktu? çıkarılmış sahne midir, başka bir şey midir, benim izlediğim mi yamuk versiyon falandır?
-------------------------spoiler-------------------------
arog filmi ilk duyurulduğund nete düşen ilk fragmanlarında ceku doğum yapıyordu. saırım alien gibi bir şey doğuruyordu. doğurtan da zafer algöz idi.
lakin filmde böyle bir sahne yoktu? çıkarılmış sahne midir, başka bir şey midir, benim izlediğim mi yamuk versiyon falandır?
yav freecell oynamaya başladım. uğraştım didindim oyunu açamayacağımı düşündüm. çık dedim oyundan, "kaydedeyim mi, sonra devam edersin" dedi. kaydet mına koyim belki daha bol vaktimde iyice bakarım dedim. sonra her freecell'e girişimde "kaydedilmiş oyuna devam ediim mi" diye sormaya başladı bu. devam et de bitiriyim dedim, devam ettim, ama hakikaten açılmıyor. lakin açılmamakla kalmıyor, göt gibi her freecell açışımda "devam ediim?" diye de soruyor. ulan oyun bitmiyor işte kilitlendi öküz. özellikle kilitliyorum, "başka halme kalmadı" diyor, ama oyunu da silmiyor.
neyse uzatmayım. ne yaptım ne ettiysem kaydedilmiş oyunu silemedim. açılsa belki silinir ama açılmıyor da. nasıl silecem ben bunu? xp'de ctrl+shift+f10 yapınca açılırdı. o da olmuyor.
neyse uzatmayım. ne yaptım ne ettiysem kaydedilmiş oyunu silemedim. açılsa belki silinir ama açılmıyor da. nasıl silecem ben bunu? xp'de ctrl+shift+f10 yapınca açılırdı. o da olmuyor.
arkadaşlar sigorta poliçemi hazırlayan x sigorta acentesi batarsa, dükkanı kapatıp giderse ben kimle muhatap olurum? acentelik kapandı diye sigortam yanmaz di mi?
arkadaşlar bu hamına kodumun vistasında bir programla ilişkilendirilmiş dosyanın ilişkisini nasıl iptal edicez? dat uzantılı dosyayı windows media player ile aç dedim (vcd dosyası). aşağıdaki "hep bu programı kullan mınakoyim" şeysi işaretliymiş. şimdi tüm dat dosyaları wmp ile açılıyor. başka şeyle de açılmasın. komple iptal olsun, tanınmayan bilinmeyen dosya türü olsun. simgesi falan sıfırlansın. birlikte aç menüsüne girince ilişkili olan, önerilen diye gözüken şey silinmiyor. olsa olsa yenisi ekleniyor. eklenmesin. iyice silinsin, komple mala dönsün bilgisayar. dat uzatısını görünce "ben bunu tanımıyom, neyle açayım, bu ne lan" desin.
kolej mezunu biri olarak bunu sormaktan hicap duyuyorum. arkadaşlar arasında yanlış telaffuz edip taşakoğlanı olmadan önce söyleyin ciğerler. farmville nasıl okunur?
a. farmvil
b. farmville (yazıldığı gibi)
c. farmvili
d. diğer
a. farmvil
b. farmville (yazıldığı gibi)
c. farmvili
d. diğer
yukarıdaki trombosit ilanını görünce aklıma geldi.
trombosit bağışında kan grubunun önemi var mıdır? ben kan grubunu belirleyen antijenler alyuvar hücrelerinde bulunur, dolayısıyla trombosit hücrelerinde kan grubu ile ilgili bir şey yoktur, trombosit bağışında kan grubu fark etmez diye biliyorum. ama ilanlar sürekli kan grubu belirtilerek verildiği için şüpheye düştüm. nedir işin dorğusu? farklı kan grubundaki hastaya trombosit bağışlanabilir mi?
trombosit bağışında kan grubunun önemi var mıdır? ben kan grubunu belirleyen antijenler alyuvar hücrelerinde bulunur, dolayısıyla trombosit hücrelerinde kan grubu ile ilgili bir şey yoktur, trombosit bağışında kan grubu fark etmez diye biliyorum. ama ilanlar sürekli kan grubu belirtilerek verildiği için şüpheye düştüm. nedir işin dorğusu? farklı kan grubundaki hastaya trombosit bağışlanabilir mi?
hiç ümidim yok ama yine de sorucam.
laptop'un çıkışı hdmi, yani dijital. televizyonın girişi scart, yani analog. ayrı dünyaların aleti bunlar.
bu ikisini seviştirip laptop'tan televizyona görüntü aktarabilir miyim?
ha bir de laptopta hdmi'ın ablası var vga diye. hdmi ile scart'ı seviştiremezsek ablasıyla da olur ama bu sefer de ses olmaz. neyse ses kolay iş.
laptop'un çıkışı hdmi, yani dijital. televizyonın girişi scart, yani analog. ayrı dünyaların aleti bunlar.
bu ikisini seviştirip laptop'tan televizyona görüntü aktarabilir miyim?
ha bir de laptopta hdmi'ın ablası var vga diye. hdmi ile scart'ı seviştiremezsek ablasıyla da olur ama bu sefer de ses olmaz. neyse ses kolay iş.
arkadaşlar son birkaç gündür facebook'uma bir şeyler oldu. profilime girip bakıyorum, profil yerinde duruyor, hani atıldım mı desem, yok atılmamışım. üye olduğum gruplar da duruyor ama hiç arkadaşım görünmüyor. bir sürü arkadaşım vardı. onların hesabından girip bakıyoruz, gayet listelerinde görünüyorum, profilime bakılabiliyor. kendi hesabımdan bakınca onların profillerini göremiyorum kaplı oldukları için. sanki arkadaş listemde yoklar gibi. ama "arkadaş ekle" linki de yok "arkadaşlarımdan çıkar" linki var.
neler oluyor? niye sıfır arkadaş gösteriyor? ne olmuş?
neler oluyor? niye sıfır arkadaş gösteriyor? ne olmuş?
arkadaşlar ticaret lisesi muhasebe bölümü son sınıf öğrencisi, bu sene üniversite sınavına girecek bir stajyerim var ofisimde çalışan. bu kız ticaret lisesi muhasebe bölümünün son sınıfına gelmiş ama bırak muhasebeyi, daha dört basamaklı sayıları okumayı bilmiyor. 1052 yazıyorum kağıda, oku diyorum kilitleniyor. ondalıklı sayıları hesap makinesiyle toplayamıyor. anlaması, zekası, kavraması falan çok düşük. basit zeka soruları soruyorum ("elimizde dokuz tane top var, sekizinin ağırlığı aynı, birisi daha ağır. çift kefeli teraziyle en az kaç tartıda ağır topu bulursun" şeklinde), sorunun cevabını bilmeyi bırak, soruyu yorumlayamıyor, anlamıyor bile, "ağırlıklarını ölçer bulurum" diyor. "nasıl ölçersin" diyince "işte tek tek tartarım hepsini" diyor. yani cevabı bulmayı bırak, mantık bile kuramıyor. insan cevabı bilemese bile azıcık düşünüp "dörder dörder tartarım, yok olmadı üçer üçer tartarım" gibi bir cevap bekliyor, düşünsün, bulamasa bile azıcık düşünsün istiyor.
hiç muhasebe bilmese, ama söyleneni aklında tutup anlamaya çalışsa, anlasa zehir gibi yetiştiririm ama onu da yapamıyor. kavraması çok basit şeyleri bile kavrayamıyor. şu evrakları tarih sırasına diz diyorum dizemiyor. tarihleri sıraya koyamıyor. her ay aynı işi yaptırıyorum, her ay ilk defa yapıyor gibi sıfırdan anlatıyorum, yoksa yapamıyor. evrakları sıraya dizsin gruplasın diye önüne koyup anlatıyorum, kağıdı kalemi de al yaz diyorum, not tuttuğu halde ertesi ay yine yapamıyor. zor şer sıraya dizdirttiğim evrakları ertesi gün bilgisayara işleyip masasına koyuyorum dosyaya taksın diye. hepsi köşelerinden zımbalı, düzenli şekilde. (geçen ay da aynısını yaptım, sıraya dizdirtip ertesi gün de geri verdim, dosyaya tak dedim, takacağı dosyayı gösterdim, delgeçle düzgünce evrak delmeyi öğrettim). bir saat sonra bakıyorum zımbaları sökmüş, hepsini dağıtmış tekrar sıraya dizmeye çalışıyor. yani öyle teyp gibi ki "masana konan evrağı sıraya diz" diye son kaydı almış, ne koyarsan koy söküp sıraya dizecek. "geçen ay önce dizdim sonra taktım, bu ay da dizdim, demek ki takmam lazım" demiyor. üstüne basa basa gösterdiğim evrağı "lan bunu daha dün dizdim niye geri gelmiş masama" diye düşünmüyor. dosyalayacağını bilmese bile gelip sorsa "dosyaya mı takıcam bunları" diye ona da eyvallah. ki bize evrak müşteriden naylon torba içinde karman çorman saçma sapan gelir, sıraya dizilip işlenen evrak ise köşelerden zımbalı, düzgün kitap gibi olur sonuçta. yani en andaval adam bile sıraya dizilecek karman çorman evrak yığını ile işlenmiş dosyaya takılmayı bekleyen üst üste düzgünce dizili evrakların farkını ilk bakışta anlar. anaokulu çocuğu bile anlar o derece. bu anlamıyor. lise sonda bu haliyle üniversiye sınavına girip ne yapacak, çok merak ediyorum.
daha fazla uzatmadan soruma geleyim. ben buna nasıl yol gösterebilirim. "boşver sınavı falan sen bu halinle yapamazsın" diye moralini bozarak gaz versem yanlış bir davranış mı olur? o da gaza gelip "yapabiliriiimmm" diye dört elle sarılsa, kafayı kullanmayı öğrense falan. hiç sanmıyorum işe yarayacağının ama başka önerisi olan varsa sevinirim. "zekisin ama çalışmıyorsun" demek istemiyorum. zeki falan değil çünkü. kırıntısı yok.
hiç muhasebe bilmese, ama söyleneni aklında tutup anlamaya çalışsa, anlasa zehir gibi yetiştiririm ama onu da yapamıyor. kavraması çok basit şeyleri bile kavrayamıyor. şu evrakları tarih sırasına diz diyorum dizemiyor. tarihleri sıraya koyamıyor. her ay aynı işi yaptırıyorum, her ay ilk defa yapıyor gibi sıfırdan anlatıyorum, yoksa yapamıyor. evrakları sıraya dizsin gruplasın diye önüne koyup anlatıyorum, kağıdı kalemi de al yaz diyorum, not tuttuğu halde ertesi ay yine yapamıyor. zor şer sıraya dizdirttiğim evrakları ertesi gün bilgisayara işleyip masasına koyuyorum dosyaya taksın diye. hepsi köşelerinden zımbalı, düzenli şekilde. (geçen ay da aynısını yaptım, sıraya dizdirtip ertesi gün de geri verdim, dosyaya tak dedim, takacağı dosyayı gösterdim, delgeçle düzgünce evrak delmeyi öğrettim). bir saat sonra bakıyorum zımbaları sökmüş, hepsini dağıtmış tekrar sıraya dizmeye çalışıyor. yani öyle teyp gibi ki "masana konan evrağı sıraya diz" diye son kaydı almış, ne koyarsan koy söküp sıraya dizecek. "geçen ay önce dizdim sonra taktım, bu ay da dizdim, demek ki takmam lazım" demiyor. üstüne basa basa gösterdiğim evrağı "lan bunu daha dün dizdim niye geri gelmiş masama" diye düşünmüyor. dosyalayacağını bilmese bile gelip sorsa "dosyaya mı takıcam bunları" diye ona da eyvallah. ki bize evrak müşteriden naylon torba içinde karman çorman saçma sapan gelir, sıraya dizilip işlenen evrak ise köşelerden zımbalı, düzgün kitap gibi olur sonuçta. yani en andaval adam bile sıraya dizilecek karman çorman evrak yığını ile işlenmiş dosyaya takılmayı bekleyen üst üste düzgünce dizili evrakların farkını ilk bakışta anlar. anaokulu çocuğu bile anlar o derece. bu anlamıyor. lise sonda bu haliyle üniversiye sınavına girip ne yapacak, çok merak ediyorum.
daha fazla uzatmadan soruma geleyim. ben buna nasıl yol gösterebilirim. "boşver sınavı falan sen bu halinle yapamazsın" diye moralini bozarak gaz versem yanlış bir davranış mı olur? o da gaza gelip "yapabiliriiimmm" diye dört elle sarılsa, kafayı kullanmayı öğrense falan. hiç sanmıyorum işe yarayacağının ama başka önerisi olan varsa sevinirim. "zekisin ama çalışmıyorsun" demek istemiyorum. zeki falan değil çünkü. kırıntısı yok.
kendi işimi yaptığım için bugüene kadar ne araştırdım, ne bilgi aldım, ne sınava girdim.
1979 doğumluyum. üniversite mezunuyum. geçen sene kpss'ye falan girmedim. önümüzdeki yıl (ki 31 yaşında olucam) kpss'ye girip, iyi bir puan alıp, sonra da devlet kurumlarında uzman yardımcısı, vs. gibi konumlarda memur olabilir miyim? ptt memuru olmak istemiyorum tabii, merkez bankası'nda, ne bileyim hazine müsteşarlığı'nda falan uzman yardımcısı vs gibi şeylerin sınavına girmek istiyorum. bu yaşta kabul ederler mi beni? yoksa kaçırdık mı treni?
1979 doğumluyum. üniversite mezunuyum. geçen sene kpss'ye falan girmedim. önümüzdeki yıl (ki 31 yaşında olucam) kpss'ye girip, iyi bir puan alıp, sonra da devlet kurumlarında uzman yardımcısı, vs. gibi konumlarda memur olabilir miyim? ptt memuru olmak istemiyorum tabii, merkez bankası'nda, ne bileyim hazine müsteşarlığı'nda falan uzman yardımcısı vs gibi şeylerin sınavına girmek istiyorum. bu yaşta kabul ederler mi beni? yoksa kaçırdık mı treni?