bambudan mamul bir adet stor perdemiz var. aha şundan: images.gittigidiyor.com 
bunun en altı, dirençli olsun diye kendi üstüne bir parmak katlanıp yapıştırılmıştı. biz de bambuların arasından ip geçirip balkon demirine bağlamıştık uçuşmasın deyü. geçen günkü yağmurda fırtınada zorlanmış, en alttan 2-3 sıra bambu kırılmış. dirençli olsun diye ikiye katlanıp yaıştırılan yer açılmış.
şimdi ben yne bunu oradan ikiye, hatta kırılan sıralar da içinde kalsın diye üçe dörde katlayıp yeniden yapıştıracağım. en sağlam neyle yapıştırılır bu? silikon? sıcak silikon? derby? epoksi kullan, hödöksi sür şeklinde alafortanfonik yapıştırıcılar önermeyiniz ama lütfen. mahalle nalburundan alınabilir olsun.

bunun en altı, dirençli olsun diye kendi üstüne bir parmak katlanıp yapıştırılmıştı. biz de bambuların arasından ip geçirip balkon demirine bağlamıştık uçuşmasın deyü. geçen günkü yağmurda fırtınada zorlanmış, en alttan 2-3 sıra bambu kırılmış. dirençli olsun diye ikiye katlanıp yaıştırılan yer açılmış.
şimdi ben yne bunu oradan ikiye, hatta kırılan sıralar da içinde kalsın diye üçe dörde katlayıp yeniden yapıştıracağım. en sağlam neyle yapıştırılır bu? silikon? sıcak silikon? derby? epoksi kullan, hödöksi sür şeklinde alafortanfonik yapıştırıcılar önermeyiniz ama lütfen. mahalle nalburundan alınabilir olsun.
kadın vücudunda seksi görünen her noktaya ayrı, özel bir isim verilmiş. acaba bunun da bir ismi var mıdır merak ettim. tarif edeyim.
hani kadının bikini altının lastiği, karın kısmına tam olarak oturmaz. biraz gevşek gibi kalır. arada böyle sağ ve sol kasık hizasında boşluk oluşur. sanki oradan bakınca içini görecekmişsiniz gibi olur.
bu seksi boşluğun bir adı var mı? varsa oha diycem.
bakınız fotoğrafda daire içindeki kısım. (bu arada fotoğrafı da google'dan buldum. ablayı tanımam)
hani kadının bikini altının lastiği, karın kısmına tam olarak oturmaz. biraz gevşek gibi kalır. arada böyle sağ ve sol kasık hizasında boşluk oluşur. sanki oradan bakınca içini görecekmişsiniz gibi olur.
bu seksi boşluğun bir adı var mı? varsa oha diycem.
bakınız fotoğrafda daire içindeki kısım. (bu arada fotoğrafı da google'dan buldum. ablayı tanımam)
arkadaşlar, eşimin yepisyeni garantili marantili cillop gibi telefonuna ebay'den batarya alıp kullansam telefona bir zararı olur mu? ürün açıklamasında "replacement" diyor. bu çakma anlamına mı geliyor? fotoğrafı gayet hologramlı orijinal duruyor ama adam kendi ağzıyla replacement demiş. telefonun da şarjı (şarz) 2-3 gün gidiyor, yarı yolda kalmayalım. bunlardan alıp kullanırsak telefonu bozar mıyız, garantisini sikertir miyiz?
ankara'da yağmur yağdı. sonuç:
1. sırılsıklam olmuş yazlık iskarpinler
2. sırıksıklam çoraplar
3. sırılsıklam pantolon paçaları
4. ofiste donla oturan ve inşallah kapı çalmaz diye dua eden bir kibritsuyu
hadi çorabı tuhafiyeden aldım da ne bir eşofman altı bulabildim, ne ayağıma giyecek bir şey. nasıl eve gidicem lan ben. şu ayakkabıyla pantolonu kurutmanın bir yolu var mı saat 6'ya kadar?
1. sırılsıklam olmuş yazlık iskarpinler
2. sırıksıklam çoraplar
3. sırılsıklam pantolon paçaları
4. ofiste donla oturan ve inşallah kapı çalmaz diye dua eden bir kibritsuyu
hadi çorabı tuhafiyeden aldım da ne bir eşofman altı bulabildim, ne ayağıma giyecek bir şey. nasıl eve gidicem lan ben. şu ayakkabıyla pantolonu kurutmanın bir yolu var mı saat 6'ya kadar?
datlı datlı yediğim üzümün tabağında yürürken buldum kendisini. pek minik, pek sevimli. atmaya kıyamadım. kül tablasına koydum, yanına da üzüm koydum, sapından koydum, biraz da ıslattım. besliycem bunu ben.
ne yer, ne içer, nasıl ortam ister bu hayvanat? sıkılınca bağ bahçe bir yere bırakırım ama şimdi kızılay'ın göbeğindeyim. bıraksam 10 saniye sonra biri ezer bunu.
ne yer, ne içer, nasıl ortam ister bu hayvanat? sıkılınca bağ bahçe bir yere bırakırım ama şimdi kızılay'ın göbeğindeyim. bıraksam 10 saniye sonra biri ezer bunu.
yav şimdi aşağıda sonisphere için çadır arayan arkadaşın ilanını görünce sorasım geldi. konuyla uzaktan yakından alakam yoktur zira.
şimdi rock'n coke, bilmemne gibi festivallerde konser alanı var, kamp alanı var. konserler konser alanında oluyor. hatta galiba iki sahne var. kim neyi isterse izliyor. gece ounca da kamp alanına gidip çadırda uyunuyor.
e ulan peki stadyumda yapılacak konserde çadır nasıl olacak? kamp alanı neresi? konser alanı neresi? top sahası değil mi abi ora? hani yarısını kamp alanı, yarısını konser alanı yapsan, konser varken o sahanın için kompil adam dolar. hele metallica falan olursa ohooo. ee çadırlar? her gün gece çadırı kurup sabah toplamıyosundur herhalde 3 gün boyunca. "hoop bilader konser başlıyo çadırları kaldıralım" diyen bir adam mı geliyor? hadi onu da geçtim, tribünden bileti olan adam çadırı kapalı tribüne mi kuracak? nasıl oluyor lan bu çadır olayı?
ben hep konser varken girilen, konser olmadığı saatte de çıkılıp otelde motelde evde kalınan, stadyumun sadece konser için, konser salonu gibi kullanıldığı bir festival canlandırmıştım gözümde.
bir aydınlatıverin şu cahili sevabına.
şimdi rock'n coke, bilmemne gibi festivallerde konser alanı var, kamp alanı var. konserler konser alanında oluyor. hatta galiba iki sahne var. kim neyi isterse izliyor. gece ounca da kamp alanına gidip çadırda uyunuyor.
e ulan peki stadyumda yapılacak konserde çadır nasıl olacak? kamp alanı neresi? konser alanı neresi? top sahası değil mi abi ora? hani yarısını kamp alanı, yarısını konser alanı yapsan, konser varken o sahanın için kompil adam dolar. hele metallica falan olursa ohooo. ee çadırlar? her gün gece çadırı kurup sabah toplamıyosundur herhalde 3 gün boyunca. "hoop bilader konser başlıyo çadırları kaldıralım" diyen bir adam mı geliyor? hadi onu da geçtim, tribünden bileti olan adam çadırı kapalı tribüne mi kuracak? nasıl oluyor lan bu çadır olayı?
ben hep konser varken girilen, konser olmadığı saatte de çıkılıp otelde motelde evde kalınan, stadyumun sadece konser için, konser salonu gibi kullanıldığı bir festival canlandırmıştım gözümde.
bir aydınlatıverin şu cahili sevabına.
ücretsiz navigasyonu varmış. siteden güncelledik kurduk, güzel, ücretsiz.
lakin bu alet internet bağlantısı yok ise kesinlikle kendi konumunu bulamıyor. "konum aranıyor" yazıyor sürekli. kaç dakika bıraktım bulamadı. evde wireless alanındayken açar açmaz buluyor. lakin dışarılarda falan kesinlikle yok bulamıyor. hat da şirket hattı olduğu için ne mesaj atıp gprs ayarlarını alabiliyoruz, ne internet paketi. hat devir işlemleri bu hafta olacak, o zaman hepsi olacak da bir şekilde internetsizken de olmalı ama yaa. bu tomtom, navking vs navigasyon cihazları internete mi bağlanıyor da buluyor sanki? nedir bu işin püf noktası? nasıl bulacak?
lakin bu alet internet bağlantısı yok ise kesinlikle kendi konumunu bulamıyor. "konum aranıyor" yazıyor sürekli. kaç dakika bıraktım bulamadı. evde wireless alanındayken açar açmaz buluyor. lakin dışarılarda falan kesinlikle yok bulamıyor. hat da şirket hattı olduğu için ne mesaj atıp gprs ayarlarını alabiliyoruz, ne internet paketi. hat devir işlemleri bu hafta olacak, o zaman hepsi olacak da bir şekilde internetsizken de olmalı ama yaa. bu tomtom, navking vs navigasyon cihazları internete mi bağlanıyor da buluyor sanki? nedir bu işin püf noktası? nasıl bulacak?
mangalı yaktık, üstüne ızgarayı koyduk, etleri pişireceğiz.
1. etler (et, tavuk, köfte), ısgaraya yapışmasın diye soğan sür dedielr. doğru mudur, sürdüm ama yine yapıştı sanki?
2. azıcık yağlı eti ızgaraya koyuyorum, yağları eriyip ateşe damlıyor, kömürler alev alıyor. etler whopper oluyor, alevde ızgara oluyor. ne yapsak ne etsek de yağları damlamasa, damlasa da alev almasa, alev alsa da çabuk sönse? yapyağsız et de mangalda olmuyor, kuruyor.
1. etler (et, tavuk, köfte), ısgaraya yapışmasın diye soğan sür dedielr. doğru mudur, sürdüm ama yine yapıştı sanki?
2. azıcık yağlı eti ızgaraya koyuyorum, yağları eriyip ateşe damlıyor, kömürler alev alıyor. etler whopper oluyor, alevde ızgara oluyor. ne yapsak ne etsek de yağları damlamasa, damlasa da alev almasa, alev alsa da çabuk sönse? yapyağsız et de mangalda olmuyor, kuruyor.
bulsak getirsek getirtsek anavatanından, işportada, stadyum önünde satsak, kaça gider bu kafa sikici? bizim memleket bayılır buna, alır maçlarda falan çalar. ona göre vuvuzela işine girecem. nedir ederi?
yetersiz bir kullanım kılavuzu ve kılavuzda bulunmayacak bazı şeyler nedeniyle buraya soruyorum.
1. bu alet hiç batarya zayıf uyarısı vermiyor. ya da 1-2 sefer veriyor (ilk kullanımda fabrikasyon şarjını bitirirken 5-6 kere batarya zayıf dedi, sonraki şarjlar biterken ya bir kere batarya zayıf dedi, ya hiç demedi). batarya bitince de uyarı muyarı vermeden zart diye kapanıyor. yani elinde kurcalarken bakıyorsun kapanmış. bunun bir ayarı mı var, default hali mi böyle, yoksa alette mi bir sıkıntı var?
2. şarj süresi çok mu kısa? dün gece şarj ettik. gün içinde 4-5 saat mp3 dinlendi, az biraz gps'i kurcalandı, evde wireless'i tanıyor ama bağlı değil vaziyette duruyor. bluetooth falan kapalı, ekran döndürme açık vs. 1 günde bitmesi normal mi?
1. bu alet hiç batarya zayıf uyarısı vermiyor. ya da 1-2 sefer veriyor (ilk kullanımda fabrikasyon şarjını bitirirken 5-6 kere batarya zayıf dedi, sonraki şarjlar biterken ya bir kere batarya zayıf dedi, ya hiç demedi). batarya bitince de uyarı muyarı vermeden zart diye kapanıyor. yani elinde kurcalarken bakıyorsun kapanmış. bunun bir ayarı mı var, default hali mi böyle, yoksa alette mi bir sıkıntı var?
2. şarj süresi çok mu kısa? dün gece şarj ettik. gün içinde 4-5 saat mp3 dinlendi, az biraz gps'i kurcalandı, evde wireless'i tanıyor ama bağlı değil vaziyette duruyor. bluetooth falan kapalı, ekran döndürme açık vs. 1 günde bitmesi normal mi?
ben de sormuştum 1080p mkv film açabilmek için oynatıcı. bana da kmplayer demişlerdi.
iyi güzel de. alice harikalar diyarında filmini indirdim. 1080p çözünürlükte. bi de altyazı gömmüşler (hard sub şeklinde filmin üstüne yakılmış değil, özelliği gereği mkv'nin içinde, ilgili programla ayrılabilecek cinsten).
ben bu filmi media player classic ile süper izlerken, kmplayer'da yer yer görüntü ile ses senkronu kayıyor. ileri geri falan yapıyorum tekrar bakıyorum bu sefer aynı yerde kaymıyor düzgün. filmin başına bakıyorum düzgün, sona ilerletiyorum bozulmuş. ama bazen de tam tersi. ne menem iştir anlamadım. senkron bozuk olsa media player classic de bozuk oynatır. onda sorun yok .kmplayer kimi zaman kafasına göre senkronu kaydırıyor. deli ediyor.
niye?
iyi güzel de. alice harikalar diyarında filmini indirdim. 1080p çözünürlükte. bi de altyazı gömmüşler (hard sub şeklinde filmin üstüne yakılmış değil, özelliği gereği mkv'nin içinde, ilgili programla ayrılabilecek cinsten).
ben bu filmi media player classic ile süper izlerken, kmplayer'da yer yer görüntü ile ses senkronu kayıyor. ileri geri falan yapıyorum tekrar bakıyorum bu sefer aynı yerde kaymıyor düzgün. filmin başına bakıyorum düzgün, sona ilerletiyorum bozulmuş. ama bazen de tam tersi. ne menem iştir anlamadım. senkron bozuk olsa media player classic de bozuk oynatır. onda sorun yok .kmplayer kimi zaman kafasına göre senkronu kaydırıyor. deli ediyor.
niye?
2007 model laptop'ımıza format atıp kendi orijinal vista'sını yükledim. daha doğrusu recovery yaptım işte. her şey güzel. lakin iki sorum var.
1. formattan önce bilgisayarda vista service pack 1 veya 2 yüklüydü. yani bildiğim kadarıyla vista2nın service pack'lri var. fakat windows update bana kesinlikle service pack güncellemesi falan önermiyor. güncellemeleri kontrol et diyorum, güncel diyor. niye yüklemiyor service pack'leri? nasıl yüklerim?
2. sağ altta görev çubuğunda internet bağlantı durumunu gösteren iki tane bilgisayar monitörü (hani bağlı değilken üzerinde kırmızı çarpı, bağlanırken sarı üçgen ünlem, bağlanınca mavi yuvarlak falan çıkıyor, veri alışverişi yaparken o monitörler yanıp sönüyor. tıklayınca ağ bağlantılarına gidiyor, kablosuz ağ listesini çıkarıyor falan), o nasıl çıkarılır oraya yahu? gezmediğim yer, gezmediğim ağ ayarı kalmadı, bulamadım.
1. formattan önce bilgisayarda vista service pack 1 veya 2 yüklüydü. yani bildiğim kadarıyla vista2nın service pack'lri var. fakat windows update bana kesinlikle service pack güncellemesi falan önermiyor. güncellemeleri kontrol et diyorum, güncel diyor. niye yüklemiyor service pack'leri? nasıl yüklerim?
2. sağ altta görev çubuğunda internet bağlantı durumunu gösteren iki tane bilgisayar monitörü (hani bağlı değilken üzerinde kırmızı çarpı, bağlanırken sarı üçgen ünlem, bağlanınca mavi yuvarlak falan çıkıyor, veri alışverişi yaparken o monitörler yanıp sönüyor. tıklayınca ağ bağlantılarına gidiyor, kablosuz ağ listesini çıkarıyor falan), o nasıl çıkarılır oraya yahu? gezmediğim yer, gezmediğim ağ ayarı kalmadı, bulamadım.
ulan geçen sene tam bu zamanlar ankara'da deli gibi kelebek istilası vardı. koca koca iğrenç kahverengi kelebekler tırrt tırrrt diye duvarlara çarpa çarpa gezerdi.
bu sene de mınakodumun sinekleri çıktı. sinek midir böcek midir onu da bilmiyorum. sivrisinek vera karasinek değil. minicik bir şey. sesi çıkmıyor ama konduğu yere yapışıyor. elle kovalayınca falan gitmiyor. anca üfleyince falan gidiyor. pazar günü balkonda oturtmadı şerefsizler. bilgisayarı aldım balkonda keyif yaparken ekrana klavyeye yapıştılar üfle üfle bitmediler. üstüne başına da yapışıyor insanın. iğrenç.
nereden türedi lan bunlar? yaz gelince bitmiyor ankara'nın mahlukatı.
bu sene de mınakodumun sinekleri çıktı. sinek midir böcek midir onu da bilmiyorum. sivrisinek vera karasinek değil. minicik bir şey. sesi çıkmıyor ama konduğu yere yapışıyor. elle kovalayınca falan gitmiyor. anca üfleyince falan gidiyor. pazar günü balkonda oturtmadı şerefsizler. bilgisayarı aldım balkonda keyif yaparken ekrana klavyeye yapıştılar üfle üfle bitmediler. üstüne başına da yapışıyor insanın. iğrenç.
nereden türedi lan bunlar? yaz gelince bitmiyor ankara'nın mahlukatı.
1. bu telefonu bluetooth ile bir türlü bilgisayara bağlayamadık. başka telefon bilgisayara bağlanıyor ve eşleşiyor. bilgisayarın bluetooth'unda problem yok. telefon başka telefona da bağlanıyor ve eşleşiyor. telefonun da bluetooth'unda problem yok. ama kendisi bir türlü bilgisayarla eşleşemiyor. bilgisayardan şifre yazıyoruz, aynı şifre girme ekranı telefonda da çıkacak ki, oraya şifreyi girince eşlesin. yok, çıkmıyor. nasıl olacak? nokia pc suite, nokia ovi suite, bilgisayarın kendi bluetooth yazılımı, hepsiyle denedik sonuç aynı.
2. usb'den kablo ile bağlar bağlamaz şarj olmaya başlıyor. olmasın. yolu yok mu? şarjı bitmeden yeniden şarja başlamasını istemiyorum. sadece veri aktarımı, senronizasyon vs için bağlansın. şarj olmasın. olmuyor mu? ya da şarjı tam bitmeden bağlayıp şarj başlatmanın bataryaya zararı olur mu?
3. ovi maps ücretsiz navigasyon diye bağrınıp duruyorlar. navigasyona girer girmez rota çiz yol bul diyince 10 günlük deneme sürümünüz var, birinci gününü harcayım mı diyor. hani beleş?
4. evde wireless modem var. bul diyorum buluyor. bağlan diyorum, şifreyi giriyorum, bağlanıyor. internete falan mis gibi giriyor. lakin biraz kurcaladıktan sonra bakıyorum kesilmiş. kapsama alanında oldukça otomatik bağlansın, kesilmesin istiyorum.
5. gündüz vakti navigasyonu ile bulunduğum yeri milimi milimine buldu. üstelik evin içinde olduğum halde. pusulası falan çalışıyordu. şimdi deniyorum ı-ıh yok, çalışmıyor. internete bağlı olup olmamasıyla ilgili mi acaba? zira gündüz de wireless bağlı değilken bulamıyordu, bağlan dedi zart diye buldu. şimdi wireless ile bağlı olduğu halde bağlı değilmiş gibi davranıyor. gece oldu diye falan mı acaba?
kestane cevap, acele kebap.
2. usb'den kablo ile bağlar bağlamaz şarj olmaya başlıyor. olmasın. yolu yok mu? şarjı bitmeden yeniden şarja başlamasını istemiyorum. sadece veri aktarımı, senronizasyon vs için bağlansın. şarj olmasın. olmuyor mu? ya da şarjı tam bitmeden bağlayıp şarj başlatmanın bataryaya zararı olur mu?
3. ovi maps ücretsiz navigasyon diye bağrınıp duruyorlar. navigasyona girer girmez rota çiz yol bul diyince 10 günlük deneme sürümünüz var, birinci gününü harcayım mı diyor. hani beleş?
4. evde wireless modem var. bul diyorum buluyor. bağlan diyorum, şifreyi giriyorum, bağlanıyor. internete falan mis gibi giriyor. lakin biraz kurcaladıktan sonra bakıyorum kesilmiş. kapsama alanında oldukça otomatik bağlansın, kesilmesin istiyorum.
5. gündüz vakti navigasyonu ile bulunduğum yeri milimi milimine buldu. üstelik evin içinde olduğum halde. pusulası falan çalışıyordu. şimdi deniyorum ı-ıh yok, çalışmıyor. internete bağlı olup olmamasıyla ilgili mi acaba? zira gündüz de wireless bağlı değilken bulamıyordu, bağlan dedi zart diye buldu. şimdi wireless ile bağlı olduğu halde bağlı değilmiş gibi davranıyor. gece oldu diye falan mı acaba?
kestane cevap, acele kebap.
çok düdük bir sorunumuz var ve çaresi yok görünüyor. son umudum sizsiniz.
bir tane turkcell hattımız var. taa ilk çıktığı zamanlar, 1995-1996'da falan alınmış 532 21x diye başlıyor hatta. ama şirket adına alınmış. şirket hattı. bu hattı yıllardır kullanıyoruz, faturasını ödüyoruz. tamamen bizim. lakin şöyle bir durum var ki, ortada şirket falan kalmamış. kapanmış. artık komple kapanışı mı yapıldı, yoksa kaçak, kapaışı yapılmadı da ulaşılamadığı için resen terk mi yapıldı. yani öyle ortada var olmayan bir şirket adına hattıız var. faturasını bile görmüyoruz. otomatik ödemeden ödenip gidiyor.
bu ibne hat şirket adına olduğu için ne 3g'sini açtırabiliyoruz, ne internet paketi falan alabiliyoruz, sim kart çok eski ne onu değiştirebiliyoruz. hiçbir şey yapamıyoruz. anca kullanıp faturasını ödüyoruz.
bu hattı kendi üstümüze alıp şahıs hattıyapmanın bir yolu yok mu? turkcell illa ticaret sicil gazetesi, yok imza sirküleri falan istiyor. yok öyle şeyler. nereden bulalım kapanmış kaçak şirket için. o zaman ticaret odasından kapanış diyor, ticaret odasında açık görünüyor. şirketin yetkilisi olan kişiye ulaşabiliriz ama evraklara ulaşamayız. yok mudur bir yolu canlar? herkes bu numarayı biliyor, yeni hat almak zorunda kalmayalım.
bir tane turkcell hattımız var. taa ilk çıktığı zamanlar, 1995-1996'da falan alınmış 532 21x diye başlıyor hatta. ama şirket adına alınmış. şirket hattı. bu hattı yıllardır kullanıyoruz, faturasını ödüyoruz. tamamen bizim. lakin şöyle bir durum var ki, ortada şirket falan kalmamış. kapanmış. artık komple kapanışı mı yapıldı, yoksa kaçak, kapaışı yapılmadı da ulaşılamadığı için resen terk mi yapıldı. yani öyle ortada var olmayan bir şirket adına hattıız var. faturasını bile görmüyoruz. otomatik ödemeden ödenip gidiyor.
bu ibne hat şirket adına olduğu için ne 3g'sini açtırabiliyoruz, ne internet paketi falan alabiliyoruz, sim kart çok eski ne onu değiştirebiliyoruz. hiçbir şey yapamıyoruz. anca kullanıp faturasını ödüyoruz.
bu hattı kendi üstümüze alıp şahıs hattıyapmanın bir yolu yok mu? turkcell illa ticaret sicil gazetesi, yok imza sirküleri falan istiyor. yok öyle şeyler. nereden bulalım kapanmış kaçak şirket için. o zaman ticaret odasından kapanış diyor, ticaret odasında açık görünüyor. şirketin yetkilisi olan kişiye ulaşabiliriz ama evraklara ulaşamayız. yok mudur bir yolu canlar? herkes bu numarayı biliyor, yeni hat almak zorunda kalmayalım.
evde bir adet eliptik bisikletim var. seleli. ister oturarak, ister ayakta kullanılabiliyor. şimdi ben bunu her sabah biraz kullanıyorum. değerleri vereyim de bana bir öneride bulunun canlar.
8 kademeli pedal direncinin oturarak kullanıyorsam 1-2, ayakta kullaıyorsam 5-6 yapıyorum.
ortalama hızım 15-16 km/s (4 dakikada 1 km. yol yapıyorum)
nabzım ortalama 150-155 bpm civarında seyrediyor.
ben bunu sabahları en az kaç dakika (veya en az kaç km) yapmalıyım, oturarak mı yapmalıyım, aykata mı yapmalıyım, full ayakta insanı çok yoruyor, ne kadar oturayım, ne kadar ayakta yapayım ki bir birbuçuk ay içinde şu göbeğimden en azından 2-3 cm. inceleyim?
8 kademeli pedal direncinin oturarak kullanıyorsam 1-2, ayakta kullaıyorsam 5-6 yapıyorum.
ortalama hızım 15-16 km/s (4 dakikada 1 km. yol yapıyorum)
nabzım ortalama 150-155 bpm civarında seyrediyor.
ben bunu sabahları en az kaç dakika (veya en az kaç km) yapmalıyım, oturarak mı yapmalıyım, aykata mı yapmalıyım, full ayakta insanı çok yoruyor, ne kadar oturayım, ne kadar ayakta yapayım ki bir birbuçuk ay içinde şu göbeğimden en azından 2-3 cm. inceleyim?
yahu bu excel'de kopyaladığım hücreleri excel'in hafızasında tutturmam mümkün değil midir? 2-3 hücreyi seçiyorum, kopyala diyorum, etrafı kımıl kımıl oluyor. nereye gitsem yapıştırabiliyorum. ama yapıştır demeden önce herhangi bir hücreye bir şey yazacak olayım, o seçip kopyaladığım kımılın kımıllığı kayboluveriyor. artık yapıştıramıyorum. dönüp tekrar seçip kopyala demem gerekiyor.
lan tut onu hafızanda. onu yapıştırıp yanına rakam yazacağım. öteki sekmeye gidip yine yapıştırıp yine yanına rakam yazacağım. her sefer baştan dönüp seçip kopyalattırma işte.
office 2003 kullanıyorum.
lan tut onu hafızanda. onu yapıştırıp yanına rakam yazacağım. öteki sekmeye gidip yine yapıştırıp yine yanına rakam yazacağım. her sefer baştan dönüp seçip kopyalattırma işte.
office 2003 kullanıyorum.
hayatımda denemişliğim, bilmişliğim yok. o yüzden soruyorum. sırf meraktan.
filmlerde falan görüyoruz. çakallar saf kızları falan kandırmak için başım ağrıyor bilmemne diyen kızlara ağrı kesici diye ecstasy veriyor. yani kız uyuşturucu aldığını bilmeden bir hap içiyor, pki daha sonradan bu hapa nasıl alışıyor? almayınca bir rahatsızlık eksiklik çekiyor herhalde ama bu eksikliği hapla giderebileceğini nasıl düşünebiliyor? sigara gibi tadı kokusu olan bi şey değil ki canı çeksin. "oyy canım hap çekti" desin. nasıl oluyor bu? yani bana olsa, biri bilmeden uyuşturucu hap içirse bana, iki gün sonra bi rahatsızlık eksiklik çektiğimde "lan yine hap alayım hapım geldi" demem ki. "la noluyo bi acaip oluyorum, değişik bir his oluyorum" falan derim. devam ediyorsa doktora giderim "doktor bi tuhaf hissediyorum" diye.
"hee hap almalıyım, alınca geçer" diye düşünmem mümkün değil ki.
filmlerde falan görüyoruz. çakallar saf kızları falan kandırmak için başım ağrıyor bilmemne diyen kızlara ağrı kesici diye ecstasy veriyor. yani kız uyuşturucu aldığını bilmeden bir hap içiyor, pki daha sonradan bu hapa nasıl alışıyor? almayınca bir rahatsızlık eksiklik çekiyor herhalde ama bu eksikliği hapla giderebileceğini nasıl düşünebiliyor? sigara gibi tadı kokusu olan bi şey değil ki canı çeksin. "oyy canım hap çekti" desin. nasıl oluyor bu? yani bana olsa, biri bilmeden uyuşturucu hap içirse bana, iki gün sonra bi rahatsızlık eksiklik çektiğimde "lan yine hap alayım hapım geldi" demem ki. "la noluyo bi acaip oluyorum, değişik bir his oluyorum" falan derim. devam ediyorsa doktora giderim "doktor bi tuhaf hissediyorum" diye.
"hee hap almalıyım, alınca geçer" diye düşünmem mümkün değil ki.
dün arkadaşımın full hd lcd televizyonunda izlemek üzere 1080p film indirip hdmi kablo ile bağlayacağımı, ama hangi programla izleyeceğimi sormuştum. herkes kmplayer dedi. indirdim kurdum, gayet güzel.
şimdi soru geliyor. benim bilgisayarımın çözünürlüğü 1366x768. dolayısıyla bilgisayarımda ben ne kadar 1080p (1920x1080) çözünürlükte film izlesem de kendi ekranından alacağım maksimum çözünürlük 1366x768.
peki ben bu bilgisayarda kmplayer ile 1080p'lik filmi oynatırken, hdmi kablo ile bağladığım televizyonda da en fazla 1366x768 çözünürlük mü alırım, yoksa 1920x1080 olarak mı gönderir hdmi kablo üstünden televizyona?
şimdi soru geliyor. benim bilgisayarımın çözünürlüğü 1366x768. dolayısıyla bilgisayarımda ben ne kadar 1080p (1920x1080) çözünürlükte film izlesem de kendi ekranından alacağım maksimum çözünürlük 1366x768.
peki ben bu bilgisayarda kmplayer ile 1080p'lik filmi oynatırken, hdmi kablo ile bağladığım televizyonda da en fazla 1366x768 çözünürlük mü alırım, yoksa 1920x1080 olarak mı gönderir hdmi kablo üstünden televizyona?
uzaktaki bilgisayarı internetten bir şekilde açmak mümkün müdür? bağlı olduğu modem açık vei nternete bağlı. bilgisayarda da teamviewer yüklü. lakin bilgisayar kapalı.
imkansız biliyorum ama yine de bir ümit sorayım dedim.
imkansız biliyorum ama yine de bir ümit sorayım dedim.
efem normalde bilgisayardan film izlemem. izlesem de media player classic kullanırım.
lakin şöyle bir durum hasıl oldu. full hd lcd televizyon alan ve kotalı interneti olan arkadaşım televizyonunu denemek istiyor, bizi de film izlemeye çağırıyor. şimdi ben izlemek için 2 tane 1080p film indiriyorum. bilgisayarımla gidicem, hdmi kablo ile bilgisayarı televizyona bağlayıp bu filmleri izleme planımız var. televizyon tamam, hdmi çıkışlı bilgisayar ve hdmi kablo da tamam.
peki biz bu filmleri bilgisayarda hangi programda oynatalım ki en iyi verimi alabilelim? Başkaca hiçbir özelliğe gerek yok. altyazılı şekilde bunları en iyi şekilde oynatsın yeter. filmlerin biri mkv, biri m2ts uzantılı.
lakin şöyle bir durum hasıl oldu. full hd lcd televizyon alan ve kotalı interneti olan arkadaşım televizyonunu denemek istiyor, bizi de film izlemeye çağırıyor. şimdi ben izlemek için 2 tane 1080p film indiriyorum. bilgisayarımla gidicem, hdmi kablo ile bilgisayarı televizyona bağlayıp bu filmleri izleme planımız var. televizyon tamam, hdmi çıkışlı bilgisayar ve hdmi kablo da tamam.
peki biz bu filmleri bilgisayarda hangi programda oynatalım ki en iyi verimi alabilelim? Başkaca hiçbir özelliğe gerek yok. altyazılı şekilde bunları en iyi şekilde oynatsın yeter. filmlerin biri mkv, biri m2ts uzantılı.
arkadaşlar bu şehirdeki asırlık ya da en az o kadar yıllık çınar ağaçları kime aittir? belediyenin midir? belediye istediği anda bunları kökünden kesebilir mi? yoksa orman bakanlığı, çevre bakanlığı falan gibi bir kuruma mı aittir? anıt mıdır? kim ilgilenir?
işyerimin caddesinde onlarca böyle asırlık çınar var. çok da güzeller. dördüncü katta bahçede gölgelikte oturuyor gibiyim. ama sırıtmasıyla meşhur paşamız gün gelecek bunları kökünden kesecek diye korkuyorum (zira üç sefer belediye otobüsleri, kenara fazla yanaşmaktan dolayı aynalarını veya tepelerini ağaca çarparak hasar gördüler). hatta aynı paşa efendi inönü bulvarı'nda kara kuvvetleri komutanlığı'nın karşısındaki birkaç tane aynı yaştaki çınara hiç acımamıştır (iki tane öküz gibi altgeçit yaptı oraya, onları yaparken kesmedi, şimdi tamamen amaçsız bir şekilde kesti. eminim bunlara da otobüs falan çarptı. otobüsleri hasar görmesin diye ağaçlara kıydı). otobüsleri hasar görmesin diye şoförlere "kenara çok yanaşmayın" demek yerine bu ağaçları da biçebilir.
ne yapılabilir arkadaş. boş durmak istemiyorum. hiçbir şey elde edemeyecek olsam bile elimden geleni yapmak istiyorum. başıma böyle bir iş gelirse falan ne yapabileceğimi bilmek istiyorum.
işyerimin caddesinde onlarca böyle asırlık çınar var. çok da güzeller. dördüncü katta bahçede gölgelikte oturuyor gibiyim. ama sırıtmasıyla meşhur paşamız gün gelecek bunları kökünden kesecek diye korkuyorum (zira üç sefer belediye otobüsleri, kenara fazla yanaşmaktan dolayı aynalarını veya tepelerini ağaca çarparak hasar gördüler). hatta aynı paşa efendi inönü bulvarı'nda kara kuvvetleri komutanlığı'nın karşısındaki birkaç tane aynı yaştaki çınara hiç acımamıştır (iki tane öküz gibi altgeçit yaptı oraya, onları yaparken kesmedi, şimdi tamamen amaçsız bir şekilde kesti. eminim bunlara da otobüs falan çarptı. otobüsleri hasar görmesin diye ağaçlara kıydı). otobüsleri hasar görmesin diye şoförlere "kenara çok yanaşmayın" demek yerine bu ağaçları da biçebilir.
ne yapılabilir arkadaş. boş durmak istemiyorum. hiçbir şey elde edemeyecek olsam bile elimden geleni yapmak istiyorum. başıma böyle bir iş gelirse falan ne yapabileceğimi bilmek istiyorum.
aslında bilgisayarın saçmalığı gibi duruyor.
yav müşteri numaramı giriyorum. altına parolamı giriyorum. parola ******** diye çıkıyor haliyle. ne yazdığını göremiyorum. tamam diyorum parola hatalı diyor. yine giriyorum, yine hatalı diyor. tuşlara yavaş yavaş tek tek basarak giriyorum oluyor. hızlı yazarak girince, yazdığım şeyi doğru yazdığıma, başka tuşa basmadığıma %1000000 emin olsam da girmiyor. hızlı yazarken tek harfi atladı mı diye bakıyorum, hayır 8 karakreti parolam için ekranda 8 tane * var. karakter atlamış değil. daha da ilginci, parola kutucuğunda, yazdıktan sonra backspace ile tek tek sileyim diyorum (basılı tutarak teğil, tık tık tık tık basarak) iki tane siliyor, üçüncü basışımda sıradakini silmek yerine bir karakter ekliyor. 8 basamaklı şifreyi 8 basışta siler di mi? yok iki tane siliyor, iki tane ekliyor iki tane siliyor bir tane ekliyor, üç tane siliyor, iki tane ekliyor. başka yere (word, notepas, duyuru vs) yazarken olmuyor. yani sorun klavyede değil. sadece parola hanesine yazarken yapıyor bunu. niye yapıyor? bu andonluk yüzünden iki kere internet şubesi sıfırladım parola yanlış diye. klavye bozuk desem buraya yazarken de bozuk çıkar. illa o parolayı tek tek basaraktan bade süzerekten yazdıracak.
güvenlik kalkanı ski yüzünden olabilir mi?
yav müşteri numaramı giriyorum. altına parolamı giriyorum. parola ******** diye çıkıyor haliyle. ne yazdığını göremiyorum. tamam diyorum parola hatalı diyor. yine giriyorum, yine hatalı diyor. tuşlara yavaş yavaş tek tek basarak giriyorum oluyor. hızlı yazarak girince, yazdığım şeyi doğru yazdığıma, başka tuşa basmadığıma %1000000 emin olsam da girmiyor. hızlı yazarken tek harfi atladı mı diye bakıyorum, hayır 8 karakreti parolam için ekranda 8 tane * var. karakter atlamış değil. daha da ilginci, parola kutucuğunda, yazdıktan sonra backspace ile tek tek sileyim diyorum (basılı tutarak teğil, tık tık tık tık basarak) iki tane siliyor, üçüncü basışımda sıradakini silmek yerine bir karakter ekliyor. 8 basamaklı şifreyi 8 basışta siler di mi? yok iki tane siliyor, iki tane ekliyor iki tane siliyor bir tane ekliyor, üç tane siliyor, iki tane ekliyor. başka yere (word, notepas, duyuru vs) yazarken olmuyor. yani sorun klavyede değil. sadece parola hanesine yazarken yapıyor bunu. niye yapıyor? bu andonluk yüzünden iki kere internet şubesi sıfırladım parola yanlış diye. klavye bozuk desem buraya yazarken de bozuk çıkar. illa o parolayı tek tek basaraktan bade süzerekten yazdıracak.
güvenlik kalkanı ski yüzünden olabilir mi?
airties rt-211 modem var. bu modeme bir tane bilgisayar kablolu, bir tane bilgisayar da kablosuz bağlanıyor. sadece internet kullanıyorlar. aralarında ağ bağlantısı yok.
kablo ile balanan bilgisayarın bir sorunu yok.
kablosuz bağlanan bizüstü bilgisayar ise normalde bağlanıyor, interneti sorunsuz kullanıyor ama arada interneti kopuyor. ağ simgesinde sınırlı bağlantı yazıyor. bağlantıyı kes yeniden bağlan diyince hemen bağlanıp interneti kullanmaya başlıyor. yani tanımama, görmeme gibi bir sorun yok. çekmeme gibi bir sorun da olamaz dip dibeler. zaten çektiği zaman full çekiyor. peki niye kopup öyle kalıyor? kablolu olan hiç kopmuyor?
kablolu: win xp
kablosuz win 7 home premium
ikisi de lisanslı.
kablo ile balanan bilgisayarın bir sorunu yok.
kablosuz bağlanan bizüstü bilgisayar ise normalde bağlanıyor, interneti sorunsuz kullanıyor ama arada interneti kopuyor. ağ simgesinde sınırlı bağlantı yazıyor. bağlantıyı kes yeniden bağlan diyince hemen bağlanıp interneti kullanmaya başlıyor. yani tanımama, görmeme gibi bir sorun yok. çekmeme gibi bir sorun da olamaz dip dibeler. zaten çektiği zaman full çekiyor. peki niye kopup öyle kalıyor? kablolu olan hiç kopmuyor?
kablolu: win xp
kablosuz win 7 home premium
ikisi de lisanslı.
kıymalı makarnayı çok seviyorum. eve yapıyorum ama anneminki gibi olmuyor. aynen öyle yapıyorum, makarnayı haşlayıp süzüyorum. sosuna slça, rendelenmiş domates ve kıyma koyuyorum. pişiriyorum, karıştırıyorum ama yerken kıymalar dökülüyor. makarnaya yapışmıyor. önce boş makarnaları yiyorum, sonra dibindeki salçalı domatesli kıymaları yiyorum.
sos çok kuru oldu dedim, makarna suyu kattım olmadı sos çok cıvık oldu dedim suyunu çekene kadar pişirdim olmadı. ne yapayım da kıymalar makarnaya yapışsın, aynı anda yiyebileyim?
sos çok kuru oldu dedim, makarna suyu kattım olmadı sos çok cıvık oldu dedim suyunu çekene kadar pişirdim olmadı. ne yapayım da kıymalar makarnaya yapışsın, aynı anda yiyebileyim?
diye bir şey var mıdır? faks çekebilmek için bilgisayardan döküm alıp sonra faksa koyup göndermekten kurtarsın beni.
bilgisayar lapitop olduğu için kart çeklinde olmaz. pcmcia girişi de yok. olursa illa usb olacak.
var mıdır?
google'dan buldum, varmış da öyle bir şey. memleketimde var mıdır?
bilgisayar lapitop olduğu için kart çeklinde olmaz. pcmcia girişi de yok. olursa illa usb olacak.
var mıdır?
google'dan buldum, varmış da öyle bir şey. memleketimde var mıdır?
kötü bir şey değil, iyi bir şey. ama hakikaten kontrollü mü, yoksa bana mı öyle geliyor bilemedim.
hani emniyet kemerini hızlıca çektiğinizde makarası şlak diye kilitlenir ya, bazen dikkat ediyorum, kemeri öyle hızla çektirecek bir durum olmadığı halde, kemerin kilitlenmiş olduğunu görüyorum.
mesela:
- biraz sert fren yapacak olsam, kendimi tutup öne gitmesem, kemeri şlak diye kilitleyecek hızda çekecek bir hareket yapmasam da kemer kilitleniyor. hatta sırf bunu denemek için kemeri elimle gevşek tutup sert fren yaptırdım. kendi öne doğru hareketim kemeri germesin, germe nedeniyle kilitlenmesin diye, yine kilitlendi.
- dimdik yokuşu olan otoparktan hannnn diye falzaca gaz vererek çıkıyorum, otopark bitişimde ayağımı gazdan çekince yokuşun dikliği ile araba aniden yavaşlıyor, bakıyorum kemer yine kilitlenmiş.
- dönüşü hafif sert yapıyoruz, araba değil ama içindekiler merkezkaç kuvvetiyle biraz yana yatıyor. aaa kemer yine kilitlenmiş. vücudun hareketi kemeri hızla çekip kilitlemiyor. kendiliğinden oluyor.
kitapçıkta falan aktif gergi diyor, ön gergi diyor ama bunlar hep hava yastığı patladığında devreye giren sistemler olarak anlatılıyor. "böyle durumları algılayıp kemeri kilitler" demiyor. ben de şüpheye düşüyorum. çünkü iyi bir özellik. tehlikeyi önceden fark edip kemeri kilitlemesi iyi bir şeyse niye tanıtımlarda yazıyor? yoksa böyle bir şey yok da ben mi öyle zannediyorum?
hani emniyet kemerini hızlıca çektiğinizde makarası şlak diye kilitlenir ya, bazen dikkat ediyorum, kemeri öyle hızla çektirecek bir durum olmadığı halde, kemerin kilitlenmiş olduğunu görüyorum.
mesela:
- biraz sert fren yapacak olsam, kendimi tutup öne gitmesem, kemeri şlak diye kilitleyecek hızda çekecek bir hareket yapmasam da kemer kilitleniyor. hatta sırf bunu denemek için kemeri elimle gevşek tutup sert fren yaptırdım. kendi öne doğru hareketim kemeri germesin, germe nedeniyle kilitlenmesin diye, yine kilitlendi.
- dimdik yokuşu olan otoparktan hannnn diye falzaca gaz vererek çıkıyorum, otopark bitişimde ayağımı gazdan çekince yokuşun dikliği ile araba aniden yavaşlıyor, bakıyorum kemer yine kilitlenmiş.
- dönüşü hafif sert yapıyoruz, araba değil ama içindekiler merkezkaç kuvvetiyle biraz yana yatıyor. aaa kemer yine kilitlenmiş. vücudun hareketi kemeri hızla çekip kilitlemiyor. kendiliğinden oluyor.
kitapçıkta falan aktif gergi diyor, ön gergi diyor ama bunlar hep hava yastığı patladığında devreye giren sistemler olarak anlatılıyor. "böyle durumları algılayıp kemeri kilitler" demiyor. ben de şüpheye düşüyorum. çünkü iyi bir özellik. tehlikeyi önceden fark edip kemeri kilitlemesi iyi bir şeyse niye tanıtımlarda yazıyor? yoksa böyle bir şey yok da ben mi öyle zannediyorum?
imkansızı istiyorum.
şekilsiz bir adamım. boyum 1.80, kilom 95, omuzlarım geniş, göbeğim var.
takım elbise almak istiyorum. çok para veremem. şu 3 tane takım elbise 200-300 lira olan cinslerden alsam idare eder. süper kalite olmasına gerek yok ama dandik kumaştan yapılmış uyduruk basit de olsun istemem. göbeğime göre alsam paçalar şalvar oluyor. pezevenk gibi sevmiyorum öyle şalvar model. dar, italyan kesim alsam, göbeği dar geliyor. ceket desen öyle. omzuma uydursam pardesü gibi büyük geliyor, kollar maymun gibi kalıyor. vücuduma uydursam omuzlardan kasıyor.
ankara'da nasıl bulamilirim istediğim şeyi? nereden bulurum?
şekilsiz bir adamım. boyum 1.80, kilom 95, omuzlarım geniş, göbeğim var.
takım elbise almak istiyorum. çok para veremem. şu 3 tane takım elbise 200-300 lira olan cinslerden alsam idare eder. süper kalite olmasına gerek yok ama dandik kumaştan yapılmış uyduruk basit de olsun istemem. göbeğime göre alsam paçalar şalvar oluyor. pezevenk gibi sevmiyorum öyle şalvar model. dar, italyan kesim alsam, göbeği dar geliyor. ceket desen öyle. omzuma uydursam pardesü gibi büyük geliyor, kollar maymun gibi kalıyor. vücuduma uydursam omuzlardan kasıyor.
ankara'da nasıl bulamilirim istediğim şeyi? nereden bulurum?
sikko bir başlık oldu.
hani yeni araba kokusu vardır ya, birçok kişi hastasıdır o kokunun. hah aynen öyle kokan araba kokusu (parfüm) var mıdır? aynaya asılanlardan, fısfıs şekline olanlardan veya havalandırmaya takılanlardan olabilir fark etmez.
hani yeni araba kokusu vardır ya, birçok kişi hastasıdır o kokunun. hah aynen öyle kokan araba kokusu (parfüm) var mıdır? aynaya asılanlardan, fısfıs şekline olanlardan veya havalandırmaya takılanlardan olabilir fark etmez.
(6)
lost denen dizi neymiş şimdi? (soru pek spoiler içermez, cevaplar içerebilir)
kibritsuyu #147584
spoiler içermemesi için, izlemeyenleri mağdur etmemek için buradan cevap yazmayın.
lost neymiş şimdi? ada neymiş? paralel evren neymiş?final bölümünde ne oldu? yüzlerece entry giriliyor. birkaç tane okudum ama tatmin olamadım. türkçe olmak üzere final bölümünde ne oldu? ne neymiş, neresi neymiş, kim neymiş şöyle güzelce anlatıp açıklayan bir site, entry, kaynak vs. arıyorum. üşenmeyip kendiniz açıklarsanız da olur ama zahmet etmeyin, link daha güzel olur.
tekns in edvens.
lost neymiş şimdi? ada neymiş? paralel evren neymiş?final bölümünde ne oldu? yüzlerece entry giriliyor. birkaç tane okudum ama tatmin olamadım. türkçe olmak üzere final bölümünde ne oldu? ne neymiş, neresi neymiş, kim neymiş şöyle güzelce anlatıp açıklayan bir site, entry, kaynak vs. arıyorum. üşenmeyip kendiniz açıklarsanız da olur ama zahmet etmeyin, link daha güzel olur.
tekns in edvens.
sevgili simit için gelen martılar,
lost özel bölümünün altyazısı henüz yok. pınar batum cd2'yi bile anca çeviriyor. dolayısıyla bu akşama özel bölüm altyazısı çıkmaz. (indivx.net'te finalin altyazıları var, özelin yok, olacak gibi bir not da yok)
1. özel bölümü izlemesek çok şey kaybeder miyiz?
2. ortalama ingilizcelerimizle altyazısız izlesek anlar mıyız?
3. illa finali izlemek için bunun altyaızısını bekleyelim mi?
teşekkür ederim.
lost özel bölümünün altyazısı henüz yok. pınar batum cd2'yi bile anca çeviriyor. dolayısıyla bu akşama özel bölüm altyazısı çıkmaz. (indivx.net'te finalin altyazıları var, özelin yok, olacak gibi bir not da yok)
1. özel bölümü izlemesek çok şey kaybeder miyiz?
2. ortalama ingilizcelerimizle altyazısız izlesek anlar mıyız?
3. illa finali izlemek için bunun altyaızısını bekleyelim mi?
teşekkür ederim.
sevgili şumayerler.
arabam delirdi sanırım.
- frene bastığımda gösterge panelinde arka sis farı göstergesi yanıyor. freni bıraktığımda sönüyor.
- sol sinyal verdiğimde de panelde arka sis farı göstergesi sinyalle birlikte yan sön yan sön yapıyor (arka sis farının kendisi değil, gösterge panelindeki işareti yanıyor sadece.)
- bugün sabah abarttı, ön silecekler açıksa, yine frene bastıkça ve sol sinyal verdikçe, arka silecek açık olmadığı halde frenle ve sol sinyalle senkronize şekilde arka camı siliyor.
- bunu da gece fark ettim, kısa farlar da yanmıyor.
sigortaları falan sağlam. ne oluyor bu arabaya?
arabam delirdi sanırım.
- frene bastığımda gösterge panelinde arka sis farı göstergesi yanıyor. freni bıraktığımda sönüyor.
- sol sinyal verdiğimde de panelde arka sis farı göstergesi sinyalle birlikte yan sön yan sön yapıyor (arka sis farının kendisi değil, gösterge panelindeki işareti yanıyor sadece.)
- bugün sabah abarttı, ön silecekler açıksa, yine frene bastıkça ve sol sinyal verdikçe, arka silecek açık olmadığı halde frenle ve sol sinyalle senkronize şekilde arka camı siliyor.
- bunu da gece fark ettim, kısa farlar da yanmıyor.
sigortaları falan sağlam. ne oluyor bu arabaya?
ve niye? çok teknik olmadan.
şimdi taşak geçmece yok. bilmiyoruz ki soruyoruz.
abicim inter milan nedir, inter nedir, internazionale nedir? bunların hepsi aynı takım mıdır, yoksa bizdeki adanaspor, adana demirspor gibi başka başka takımlar mıdır? şu lacivert siyah forması olan ve şampiyonlar ligi finali oynayacak olan takım hangisidir?
abicim inter milan nedir, inter nedir, internazionale nedir? bunların hepsi aynı takım mıdır, yoksa bizdeki adanaspor, adana demirspor gibi başka başka takımlar mıdır? şu lacivert siyah forması olan ve şampiyonlar ligi finali oynayacak olan takım hangisidir?
şimdi diğer her şeyi aynı, sadece bellekleri farklı iki ekran kartı düşünelim laptop için.
(x) 512 mb.
(y) 1 gb.
diyelim bu ekran kartlarına. ve bu ekran kartları, kendi sabit bellekleri yetmediğinde ram'den kullanacak şekilde ayarlanmış.
512 mb.'lık x ekran kartı 4 gb ram'li bir makineye takılmış.
1 gb.'lık y ekran kartı da 2 gb ram'li bir makineye takılmış.
şimdi diyelim ki 512 mb. ekran kartı takılı bilgisayara 512 mb. yetmedi. 1 gb'a ihtiyaç duyuyor. ram'den bir 512 mb. daha aldı kendine. ram 3,5 gb .kaldı.
hah soru geliyor. şimdi bu durumda 512 kendi belleği + 512 ram'den aldı = 1 gb ram'li y ekran kartı ile aynı gibi oldu mu? yani o bilgisayar 1 gb. paylaşımsız ekran kartı takılı ve 3,5 gb ram'li bir bilgisayar gibi mi oldu?
umarım anlatabildim?
(x) 512 mb.
(y) 1 gb.
diyelim bu ekran kartlarına. ve bu ekran kartları, kendi sabit bellekleri yetmediğinde ram'den kullanacak şekilde ayarlanmış.
512 mb.'lık x ekran kartı 4 gb ram'li bir makineye takılmış.
1 gb.'lık y ekran kartı da 2 gb ram'li bir makineye takılmış.
şimdi diyelim ki 512 mb. ekran kartı takılı bilgisayara 512 mb. yetmedi. 1 gb'a ihtiyaç duyuyor. ram'den bir 512 mb. daha aldı kendine. ram 3,5 gb .kaldı.
hah soru geliyor. şimdi bu durumda 512 kendi belleği + 512 ram'den aldı = 1 gb ram'li y ekran kartı ile aynı gibi oldu mu? yani o bilgisayar 1 gb. paylaşımsız ekran kartı takılı ve 3,5 gb ram'li bir bilgisayar gibi mi oldu?
umarım anlatabildim?
nfs shift, street fighter 4 gibi grafikli oyunları oynarken bile ısınmayan, oyunu oynerken fanı son sürat çalışsa bile oyundan çıkar çıkmaz yavaşlayan, sıcaklığı %50'yi geçmeyen bilgisayar, divxplanet sitesine girince fanını deli gibi çalıştırıyor. health monitor'den bakınca her zaman %20-30'larda olan güç tüketiminin %50'lerin üstüne çıktığını, yine %30-40'larda olan işlemci sıcaklığının ve fan hızının da abaroz gibi %60-70'lere çıktığını, fanın son sürat çalıltığını görüyorum. tespit ettiğim kadarıyla divxplanet'taki flash ile hazırlanmış tivibu reklamı yapıyor bunu.
olur mu lan, tam ekran yüksek grafikli oyunlarda bile coşmayan bilgisayar, küçücük sitindirik bir flash reklamda nasıl coşuyor?
olur mu lan, tam ekran yüksek grafikli oyunlarda bile coşmayan bilgisayar, küçücük sitindirik bir flash reklamda nasıl coşuyor?
aslında gerçekte de hiç görmedim. eskiden dizilerde, filmlerde, karikatürlere falan kişinin doktor olduğu anlaşılsın diye kullanılırdı.
kafaya talılan bir alet. tam alnın ortasına biraz yukarı gelecek şekilde yuvarlak, ortası delik ayna gibi bir alet. sanki alnının orta yerine kayışla 8 cm'lik küçük cd'lerden takmışsın gibi bir alet.
neydi bu alet? ne işe yarardı?
kafaya talılan bir alet. tam alnın ortasına biraz yukarı gelecek şekilde yuvarlak, ortası delik ayna gibi bir alet. sanki alnının orta yerine kayışla 8 cm'lik küçük cd'lerden takmışsın gibi bir alet.
neydi bu alet? ne işe yarardı?
(8)
en iyi virüs programı (ucuz ve beleş değil, korsan değil, parasıyla lisanslı)
kibritsuyu #145700
bugüne kadar nod32 kullandık, sayesinde bilgisayarlarımız kasmadan korundu. hala da nod32 kullanıyorum.
lakin en son şubat ayında fujacks denen illet bir virüsü tesipt etmesi, ancak silememesi, "temizliyorum" diyerek virüsün bulaştığı tüm exe dosyalarını bozup bilgisayarı kullanılamaz hale getirmesi nedeniyle soğudum kendisinden. korktum da. tüm dosyaları falan da günceldi halbuki.
şimdi yine bilgisayarları kasmadan süper koruyan, virüs, trojan, adware malware spyware ne haltsa hr şeyi temizleyen bir virüs programı istiyorum. her şeye rağmen yine nod32 der misiniz? yoksa başka bir öneriniz olur mu?
mesela nod32'li bilgisayarı göçerten bu dediğin fujacks virüsü flaşdiske de bulaşmış. flaşdiski, üstünde 30 gün denemeli mcafee yüklü toshiba bilgisayara takar takmaz "tespit ettim, temizledim, engelledim, bulaştırmadım" diyip hem virüsü sildi, hem dosyayı bozmadı. öyle bir rogram olsun.
lakin en son şubat ayında fujacks denen illet bir virüsü tesipt etmesi, ancak silememesi, "temizliyorum" diyerek virüsün bulaştığı tüm exe dosyalarını bozup bilgisayarı kullanılamaz hale getirmesi nedeniyle soğudum kendisinden. korktum da. tüm dosyaları falan da günceldi halbuki.
şimdi yine bilgisayarları kasmadan süper koruyan, virüs, trojan, adware malware spyware ne haltsa hr şeyi temizleyen bir virüs programı istiyorum. her şeye rağmen yine nod32 der misiniz? yoksa başka bir öneriniz olur mu?
mesela nod32'li bilgisayarı göçerten bu dediğin fujacks virüsü flaşdiske de bulaşmış. flaşdiski, üstünde 30 gün denemeli mcafee yüklü toshiba bilgisayara takar takmaz "tespit ettim, temizledim, engelledim, bulaştırmadım" diyip hem virüsü sildi, hem dosyayı bozmadı. öyle bir rogram olsun.
görev çubuğunda açık olan dosyalar var ya yanyana, onların boyutlarını ayarlayabiliyor muyuz? excel'deki "analizler" isimli dosyam çubukta "microsoft excel - anal..." şeklinde görünüyor. gelen giden porno izliyom sanacak. ya ana... yazsın, ya analiz... yazsın. değiştireyim şu boyutu gözünüzü seveyim var mı yolu?
yolu bulana bir adet migros tribünü bileti sadece 250 lira.
yolu bulana bir adet migros tribünü bileti sadece 250 lira.
eşim uykusunda konuşuyor. mantıksız şeyler konuşuyor. sayıklıyor yani. önceden beri vardı bu ama şu son günlerde neredeyse her gün bir şeyler söylüyor. hayır komik ve alakasız şeyler söylediği için hoşuma gidiyor ama hani kendisinin de fark edemediği bir sıkıntısı, rahatsızlığı olabilir mi merk ediyorum. yoksa sadece stres, yorgunluk falan mıdır?
yav arkadaş yeni bilgisayar yeni program dedik, yıllardır alıştığımız office 2003'ü bıraktık office 2007 kurduk. menüsü bilmemnesi tamam eskisi gibi değilse de alışırız dedik.
lakin menüyü bırak, bunun kendi de bir acaip kardeşim. madde işaretlerini kafasına göre koyuyor. başlık numaraları, paragraf numaraları, madde işaretleri, paragraf girintileri falan hep birbiriyle uyumsuz. 1 diyorum yazıyorum. altına a diyorum, b diyorum alt başlık yapıyorum, neredeyse sayfanın ortasına getiriyor alt başlığı. kurcala kurcala düzeltemiyorum. 2. maddeye geçip 2 diyorum, yok 1. numara ile aynı kategoriye girmiyor. sanki başka bi numaralama yapıyormuşum gibi bambaşka bir paragraf girintisi yapıyor. madde işareti koyup biraz içeriden hizalı alt alta maddeler yazıyorum, bitiyor. tamam paragrafın en başına gel metne devam edeceğim, yok gelmiyor. illa tepedeki etvelden tutup cursor'ı en başa getirmek gerekiyor. eskiden maddelr bitince enter yapardın madde işaretini koyardı. yazmak istemiyorsan backspace ile sile sile en başa gelir devam ederdim. bunda yok, gelmiyor. backspace üst satura çıkıp az öncekini siliyor.
düzgünce yazı yazmamı sağlayabilecek otomatik ayarını yapmayı bilen varsa anlatsın, çok sevinirim. eğer hiç yolu yoksa bütüüüüüüüüüüünnnnnnnnn otomatik parafraf boşluğu, madde işareti, numaralama vsvs ne kadar otomatik olan hede varsa iptal etmeyi söylesin. ben hepsini elle koyup space tuşu ile hizalarım, işim daha çabuk biter.
lakin menüyü bırak, bunun kendi de bir acaip kardeşim. madde işaretlerini kafasına göre koyuyor. başlık numaraları, paragraf numaraları, madde işaretleri, paragraf girintileri falan hep birbiriyle uyumsuz. 1 diyorum yazıyorum. altına a diyorum, b diyorum alt başlık yapıyorum, neredeyse sayfanın ortasına getiriyor alt başlığı. kurcala kurcala düzeltemiyorum. 2. maddeye geçip 2 diyorum, yok 1. numara ile aynı kategoriye girmiyor. sanki başka bi numaralama yapıyormuşum gibi bambaşka bir paragraf girintisi yapıyor. madde işareti koyup biraz içeriden hizalı alt alta maddeler yazıyorum, bitiyor. tamam paragrafın en başına gel metne devam edeceğim, yok gelmiyor. illa tepedeki etvelden tutup cursor'ı en başa getirmek gerekiyor. eskiden maddelr bitince enter yapardın madde işaretini koyardı. yazmak istemiyorsan backspace ile sile sile en başa gelir devam ederdim. bunda yok, gelmiyor. backspace üst satura çıkıp az öncekini siliyor.
düzgünce yazı yazmamı sağlayabilecek otomatik ayarını yapmayı bilen varsa anlatsın, çok sevinirim. eğer hiç yolu yoksa bütüüüüüüüüüüünnnnnnnnn otomatik parafraf boşluğu, madde işareti, numaralama vsvs ne kadar otomatik olan hede varsa iptal etmeyi söylesin. ben hepsini elle koyup space tuşu ile hizalarım, işim daha çabuk biter.
mangalda yapılmak üzere güzel köfte tarifi istiyorum. kıyma seçimini kasaba bıraktım. mangalda yapılmak üzere köftelik kıyma dedim. dana kuzu karışımlı güzel bi kıyma hazırlayım sana dedi. ona güveniyorum. devamı için de size güveniyorum. nasıl bir tarif?
ne sayılıyor hacı? tuttu mu sayılıyor, tutmadı mı sayılıyor, hiç oynanmamış gibi mi sayılıyor? hiç oynanmamış sayılıyor ise sistemli kuponun hali ne oluyor? o maçı içeren kolonlara ödediğimiz para ne oluyor?
yazlık bir sitede müstakil evimiz var. sitedeki sabit telefon kabloları allah ne verdiyse havadan örümcek gibi gidiyor. türk telekom efendi de direk falan dikmemiş, bulduğu yere asmış kabloları. tam da bizim evin duvarında 15 tane eve giden bir kutu var. kutudan kablolar çıkıyor, evlere dağılıyor. her telefon arızasında telekom görevlilri destursuz bahçeye dalıyor, çiçek miçek demeden eze eze duvara merdiveni dayıyor. ki o merdivene çıkan adam yatak odsını falan da pek güzel görebiliyor yani. soyunan moyunan olsa aynen ront mümkün. iptal edilen telefon kablolarını kutudan söküp uçlarını açık sallanır vaziyet bırakıp gidiyor. öyle çirkin, iğrenç bir görüntü. ezilen çiçekler de cabası.
şimdi bu duvar benim değil mi? ben bu kabloları söküp atsam ne olur? türk telekom benden izinsiz evimin duvarına kablo çakabilir mi? ben bu kabloları söküp atabilir miyim? telekom'a mektup yazsam "sökün yoksa ben sökeceğim" diye olur mu? istemiyorum evimizin duvarında örümcek ağı gibi kablo yığını.
şimdi bu duvar benim değil mi? ben bu kabloları söküp atsam ne olur? türk telekom benden izinsiz evimin duvarına kablo çakabilir mi? ben bu kabloları söküp atabilir miyim? telekom'a mektup yazsam "sökün yoksa ben sökeceğim" diye olur mu? istemiyorum evimizin duvarında örümcek ağı gibi kablo yığını.
an itibaritle bloomberg ht kanalında konuşan eski basketçi kimdi lan. açın bakın bi hemen. adı dilimin ucunda, yetmiş saattir söylemediler. çatliycam. neydi bunun adı?
edit: bitti anasını satayım. ismi söylemeden bitti.
edit: bitti anasını satayım. ismi söylemeden bitti.
şimdi bunlardan vatan bilgisayar'da, hepsiburada.com'da şurada burada var. ama ben hangisi iyidir bilmediğğim için size soruyorum. iyisinden olsun, sıkıntı çıkarmasın bana.
1. paralel porttan bağlanan bir nokta buruşlu yazıcım var. fakat yeni bilgisayarda paralel port yok. bunların bir ucu paralel port, bir ucu usb olan kabloları var. vatan'da buldum 30 liraya ama iyi midir, hepsi aynı mıdır, alayım mı? yoksa başka şuradan al, şunu al diyeceğiniz bir şey var mıdır?
2. bu yukarıdaki nokta vuruşlu yazıcı, bir tane usb lazer yazıcı, kablosuz mouse aparatı, icap ettikçe flashdisk. e bilgisayarda 3 tane usb portu var. iki yazıcı + mouse zorunlu. flashdisk kullanayım desem birini sökmem lazım. hem de öyle bilgisayarın her yanında kablo olsun istemiyorum. bir tane şu usb çoğaltıcılardan alıp sürekli takılı olanları ona takayım diyorum. adaptörlüsü var, adaptörsüzü var. hangisini alayım? hangisi iyidisir, hangisi sıkıntı çıkarmaz bana?
1. paralel porttan bağlanan bir nokta buruşlu yazıcım var. fakat yeni bilgisayarda paralel port yok. bunların bir ucu paralel port, bir ucu usb olan kabloları var. vatan'da buldum 30 liraya ama iyi midir, hepsi aynı mıdır, alayım mı? yoksa başka şuradan al, şunu al diyeceğiniz bir şey var mıdır?
2. bu yukarıdaki nokta vuruşlu yazıcı, bir tane usb lazer yazıcı, kablosuz mouse aparatı, icap ettikçe flashdisk. e bilgisayarda 3 tane usb portu var. iki yazıcı + mouse zorunlu. flashdisk kullanayım desem birini sökmem lazım. hem de öyle bilgisayarın her yanında kablo olsun istemiyorum. bir tane şu usb çoğaltıcılardan alıp sürekli takılı olanları ona takayım diyorum. adaptörlüsü var, adaptörsüzü var. hangisini alayım? hangisi iyidisir, hangisi sıkıntı çıkarmaz bana?
kablosuz adsl modem aynı zamanda kablosuz switch midir? (ya da hub mı deniyor adı ner neyse, ağ kurmaya yarayan zımbırtı)
yani ofiste iki laptop bir desktop makine var. hepimizde mal gibi oradan buradan dolaşan ethernet kabloları. şimdi gidip kablosuz adsl modem alsam mesela airties rt-205. desktop'ı kabloyla bağlasak yine, laptoplar da kablosuz olarak bağlansa modeme. bu üç bilgisayar arasında normal birbirini görecek şekilde ağ kurabiliyor muyuz? hepsiyine aynı şekil interneti kullanabiliyor mu?
yani ofiste iki laptop bir desktop makine var. hepimizde mal gibi oradan buradan dolaşan ethernet kabloları. şimdi gidip kablosuz adsl modem alsam mesela airties rt-205. desktop'ı kabloyla bağlasak yine, laptoplar da kablosuz olarak bağlansa modeme. bu üç bilgisayar arasında normal birbirini görecek şekilde ağ kurabiliyor muyuz? hepsiyine aynı şekil interneti kullanabiliyor mu?
edit: sorunun tamamını, ve hatta cevapları ve benim cevaplara verdiğim cevapları okumaya üşenecek adam direkt atlasın bu soruyu, cevap falan vermesin.
arkadaş dün süpermarketin önünde koli içinde ayakkabı satıyorlardı. adidas ve nike çakması ayakkabılar. çok ucuz. marka takıntım falan yoktur. adidas olsun nike olsun demem, alır giyerim. ama ulan deli oluyorum, niye illa ki adidas'a nike'a benzetmeye çalışıyorsunuz ulan? adidas çakması olanın yanında 4 tane çizgi var. arka topuk tarafında nükleer madde yemiş gibi dört kafalı adidas logosu var. nike çakması olanın üstünde kocaman NİXE yazıyor. logonun da bir yerine çentik koymuşlar.
arkadaşım bu ayakkabıyı "görenler adidas zannetsin, nike zannetsin" diye alan adamın arkadaş çevresi, hatta bırak arkadaş çevresini, gören herhangi birinin "oo adidas, oo nike" demeyeceği kadar bariz bir gerzeklik. yapmayın etmeyin lan. ha illa adidas nike çakması yapacaksan koy adidas logosunun aslını, koy, üç çizgiyi, yaz üstüne adidas diye nike diye. ha ama yok bana dva açarlar öttürürler, inletirler diyorsan HİÇBİR ŞEY KOYMA BİLADER. mwecbur musun nike'a benzetincem diye üstüne nixe yazıp nike'a hiç benzemeyen 100 kilometreden anlaşılır çakmalar yapmaya? mecbur musun o ayakkabıların yanına dört tane çizgi çekmeye? çekme kardeşim çizgisiz olsun, düz olsun. başka şekil koy, kendi markanı yok. hiç marka koyma no name olarak sat. ama yapma şöyle şeyler.
kim alıyor abicim bunları? niye böyle üretiyorlar biri açıklasın bana. adidas diye, nike diye alınacak şeyler değil. markaya önem verenin, gördüğü anda götüyle güleceği çakmalar. markaya önem vermeyen adam için ise hiçbir şey yazmayan dümdüz ayakkabı olsa da olur. sırf bu yüzden almadım, almayacağım.
arkadaş dün süpermarketin önünde koli içinde ayakkabı satıyorlardı. adidas ve nike çakması ayakkabılar. çok ucuz. marka takıntım falan yoktur. adidas olsun nike olsun demem, alır giyerim. ama ulan deli oluyorum, niye illa ki adidas'a nike'a benzetmeye çalışıyorsunuz ulan? adidas çakması olanın yanında 4 tane çizgi var. arka topuk tarafında nükleer madde yemiş gibi dört kafalı adidas logosu var. nike çakması olanın üstünde kocaman NİXE yazıyor. logonun da bir yerine çentik koymuşlar.
arkadaşım bu ayakkabıyı "görenler adidas zannetsin, nike zannetsin" diye alan adamın arkadaş çevresi, hatta bırak arkadaş çevresini, gören herhangi birinin "oo adidas, oo nike" demeyeceği kadar bariz bir gerzeklik. yapmayın etmeyin lan. ha illa adidas nike çakması yapacaksan koy adidas logosunun aslını, koy, üç çizgiyi, yaz üstüne adidas diye nike diye. ha ama yok bana dva açarlar öttürürler, inletirler diyorsan HİÇBİR ŞEY KOYMA BİLADER. mwecbur musun nike'a benzetincem diye üstüne nixe yazıp nike'a hiç benzemeyen 100 kilometreden anlaşılır çakmalar yapmaya? mecbur musun o ayakkabıların yanına dört tane çizgi çekmeye? çekme kardeşim çizgisiz olsun, düz olsun. başka şekil koy, kendi markanı yok. hiç marka koyma no name olarak sat. ama yapma şöyle şeyler.
kim alıyor abicim bunları? niye böyle üretiyorlar biri açıklasın bana. adidas diye, nike diye alınacak şeyler değil. markaya önem verenin, gördüğü anda götüyle güleceği çakmalar. markaya önem vermeyen adam için ise hiçbir şey yazmayan dümdüz ayakkabı olsa da olur. sırf bu yüzden almadım, almayacağım.
yıllar oldu maça gitmedim. en son çocukken gitmiştim. canım çekti maça gitmek istiyorum ama çok uzak kaldım mevzudan.
9 mayıs'ta fenerbahçem geliyor ankara'ya.
1. bunun biletleri (fenerbahçe'ye ayrılan tribünün biletleri) nereden nasıl alınıyor? ne zaman satışa çıkıyor?
2. ankaragücü bursa kardeşmiş nası ibi kardeşlikse. ankaragücü taraftarı aten psiko gecekondu. fenerbahçe ankara'da ankaragücü'nü yenerse ben o tribünden tek parça çıkabilir miyim? ona göre yanıma uygun arkadaşla gideyim. arbede çıkması kesinse eşimle, babamla falan gitmeyeyim. ne dersiniz?
9 mayıs'ta fenerbahçem geliyor ankara'ya.
1. bunun biletleri (fenerbahçe'ye ayrılan tribünün biletleri) nereden nasıl alınıyor? ne zaman satışa çıkıyor?
2. ankaragücü bursa kardeşmiş nası ibi kardeşlikse. ankaragücü taraftarı aten psiko gecekondu. fenerbahçe ankara'da ankaragücü'nü yenerse ben o tribünden tek parça çıkabilir miyim? ona göre yanıma uygun arkadaşla gideyim. arbede çıkması kesinse eşimle, babamla falan gitmeyeyim. ne dersiniz?
böyle filmin başında ezik, kötü, serseri adam(lar) tarafından ezilen, horlanan, ama sonradan bir şekilde (bir kişinin yardımıyla falan) gelişip, kendine güven kazanıp kötülerin ağzına sıçan adam konseptli film arıyorum. okullu olur, öğrencili olur, zencil... ehe öhö öhöö öhö. araba yarışlı falan olur (f&f tokyo drift gibi mesela), örümcek adamın güçlenip yemekhanede takıştığı ayıyı pataklaması gibi mesela. karate kid gibi mesela, süper baba'da alim'in aikido öğrenip emre'yi pataklaması ama sonra dost olamsı gibi mesela.
anladınız siz konsepti.
anladınız siz konsepti.