ve bu hayatı gerçekten yaşadığınızı düşünüyor musunuz?
Bazı insanlar var, bi takım konularda çok netler. İşte "şu arabayı istiyorum", "şu şu şu özelliklere sahip birisiyle evlenmek istiyorum", "şu şirkette çalışmak istiyorum" falan gibi aşırı spesifik istekleri var.
Yani neyi istemediği bilmek (önceden denemiş, hoşlanmamışsındır), veya genel konsept/kriter olarak nelerden hoşlandığını bilmek (yine denemişsindir, sarmıştır) mantıklı, ama bu kadar spesifik istekleri olan insanların, neye dayanarak bu kadar spesifik olabildiklerini ve bu isteklerinin nasıl farkına varabildiklerini merak ediyorum.
Araba konusu mesela, param olsa Tesla alırım çünkü iyi bi araba gibi geliyo bana, ama bunu "Tesla istiyorum" diye ifade etmem. Araba lazım bişey, Tesla da iyi bi seçenek gibi, ama özellikle "bunu istiyorum" gibi bir durum yok, sadece "param olsa bunu tercih ederim" gibi bir durum var. Şu an Tesla yerine Hyundai'm var ve gayet de memnunum, başka bir şey istemek için bi sebep göremiyorum.
Bi başka örnek, çevremde çok yaygın "dünyayı gezmek etmek istiyorum" diyen insanlar var. Baya istiyorlar yani bunu, para falan biriktiriyorlar bunun için. Bir insan dünyayı gezmek istediğini nasıl bilebilir? Biri gelip "dünyayı gezmek ister misin" dese hayır demem, ama bu, bunu özellikle istiyorum demek değil.
Kendime bakıyorum, bende hiç böyle spesifik bir istek yok. Yani "bu işi bu akşam bitirmek istiyorum" var, "canım akşam 2 bira içmek istiyor" var, ama kısa vadeli ya da anlık şeyler bunlar. Uzun vadeli bi kaç planım var ama onları gerçekten istediğimden de emin değilim. Acaba istiyor muyum gerçekten? Nasıl bilicem?
Nereden geldi bu düşünce? Bayadır kafamda "çalışmaktan çok sıkıldım, keşke şöyle 1-2 yıl çalışmadan takılsam" diye bir 'istek' vardı. Şirket battı falan işsizim, 1 ayda sıkıldım. İstediğimi zannediyordum ama demek ki o kadar da istemiyormuşum. E bu böyleyse, diğer şeyleri isteyip istemediğimi nereden bileceğim? Belki de sadece istediğimi zannediyorum??
Ne diyorsunuz bu konuda?
Edit: bu bişeyi istediğini ifade edememekten farklı bi durum. Karışıklık olmasın diye özellikle belirteyim dedim.
Yani neyi istemediği bilmek (önceden denemiş, hoşlanmamışsındır), veya genel konsept/kriter olarak nelerden hoşlandığını bilmek (yine denemişsindir, sarmıştır) mantıklı, ama bu kadar spesifik istekleri olan insanların, neye dayanarak bu kadar spesifik olabildiklerini ve bu isteklerinin nasıl farkına varabildiklerini merak ediyorum.
Araba konusu mesela, param olsa Tesla alırım çünkü iyi bi araba gibi geliyo bana, ama bunu "Tesla istiyorum" diye ifade etmem. Araba lazım bişey, Tesla da iyi bi seçenek gibi, ama özellikle "bunu istiyorum" gibi bir durum yok, sadece "param olsa bunu tercih ederim" gibi bir durum var. Şu an Tesla yerine Hyundai'm var ve gayet de memnunum, başka bir şey istemek için bi sebep göremiyorum.
Bi başka örnek, çevremde çok yaygın "dünyayı gezmek etmek istiyorum" diyen insanlar var. Baya istiyorlar yani bunu, para falan biriktiriyorlar bunun için. Bir insan dünyayı gezmek istediğini nasıl bilebilir? Biri gelip "dünyayı gezmek ister misin" dese hayır demem, ama bu, bunu özellikle istiyorum demek değil.
Kendime bakıyorum, bende hiç böyle spesifik bir istek yok. Yani "bu işi bu akşam bitirmek istiyorum" var, "canım akşam 2 bira içmek istiyor" var, ama kısa vadeli ya da anlık şeyler bunlar. Uzun vadeli bi kaç planım var ama onları gerçekten istediğimden de emin değilim. Acaba istiyor muyum gerçekten? Nasıl bilicem?
Nereden geldi bu düşünce? Bayadır kafamda "çalışmaktan çok sıkıldım, keşke şöyle 1-2 yıl çalışmadan takılsam" diye bir 'istek' vardı. Şirket battı falan işsizim, 1 ayda sıkıldım. İstediğimi zannediyordum ama demek ki o kadar da istemiyormuşum. E bu böyleyse, diğer şeyleri isteyip istemediğimi nereden bileceğim? Belki de sadece istediğimi zannediyorum??
Ne diyorsunuz bu konuda?
Edit: bu bişeyi istediğini ifade edememekten farklı bi durum. Karışıklık olmasın diye özellikle belirteyim dedim.
- yaşadığınız hayattan keyif alıyor musunuz?
- sizce hayatın tadı nasıl çıkarılır? doyumlu bir hayat nasıl sürülür?
azıcık paylaşalım.
- sizce hayatın tadı nasıl çıkarılır? doyumlu bir hayat nasıl sürülür?
azıcık paylaşalım.
Yeni iliskiye basladigim kadinla ilgili, kendisini cok begenip sevsem de, kafama takilan bazi seyler var.
> Durduk yere bende “daddy issues” denilen seyden var diyor, babasiyla problemli, bu yüzden ailesinin geri kalanindan da uzak. Bu diger insanlarla iliskilerini nasil etkiliyor sorusuna kacamak yanit veriyor.
> Iliskilerde fevri olabiliyorum, kafama yatmayan birsey olursa aniden cok soguyup arkama bakmadan uzaklasabiliyorum gibi birseyler söylüyor arada bir, gecmis iliskilerden örnekler veriyor.
> Su ana kadar beni haketmedigim sekilde iltifatlara bogup göklere cikariyor. Sürekli ne kadar mükemmel, ne kadar da asmis bir insan oldugumu ima eden seyler söylüyor her 10 dakikada. Sakaya falan vuruyorum ama iltifatin dozunu da ayarlayamadigini hissediyorum.
Bu seyler birbiriyle baglantili mi bilmiyorum, ama biraz tuhaflik hissediyorum, bu is bir yerde patlayacakmis hissi veriyor nedense. Varsa yorumlarinizi alirim.
> Durduk yere bende “daddy issues” denilen seyden var diyor, babasiyla problemli, bu yüzden ailesinin geri kalanindan da uzak. Bu diger insanlarla iliskilerini nasil etkiliyor sorusuna kacamak yanit veriyor.
> Iliskilerde fevri olabiliyorum, kafama yatmayan birsey olursa aniden cok soguyup arkama bakmadan uzaklasabiliyorum gibi birseyler söylüyor arada bir, gecmis iliskilerden örnekler veriyor.
> Su ana kadar beni haketmedigim sekilde iltifatlara bogup göklere cikariyor. Sürekli ne kadar mükemmel, ne kadar da asmis bir insan oldugumu ima eden seyler söylüyor her 10 dakikada. Sakaya falan vuruyorum ama iltifatin dozunu da ayarlayamadigini hissediyorum.
Bu seyler birbiriyle baglantili mi bilmiyorum, ama biraz tuhaflik hissediyorum, bu is bir yerde patlayacakmis hissi veriyor nedense. Varsa yorumlarinizi alirim.
Yeni tanıştığım biri var. Guzel bir gece geçirdikten sonra 2. buluşmayı ayarlamıştık. Buluşma öncesi ayna karşısı cinsel çağrışımlı fotolar falan da atmıştı önceki görüşmeye atıfta bulunan. Buluşmaya az bi zaman kala geçerli sayılabilecek bir bahane ile yatırdı. Yalan da olabilir elbette fakat öncesinde o kadar istekli konuşulmaz diye tahmin ediyorum, kendimi de avutuyor olabilirim.
Neyse, sonra iletişim çoğunlukla benim ilk mesajı atmamla 1-2 kere kakara kikiri şeklinde oldu. 2. Kez buluşma için bir mesaj atayım mı sizce?
Neyse, sonra iletişim çoğunlukla benim ilk mesajı atmamla 1-2 kere kakara kikiri şeklinde oldu. 2. Kez buluşma için bir mesaj atayım mı sizce?
her şey çok fazla değil mi ya? ülke gündemi çok kalabalık. günde 5245 tane olay, açıklama, karar, yasak... ekonomi rezil bir halde. dolar, euro çoştu. hiçbir şey alamıyoruz. halk olarak battık. çok zor hayatlar yaşıyoruz. intihar eden insanlar var.
çok fazla ya, bunalıyorum.
3 yıldır tatil yapmıyorum. sağlığım kötüleşti. maddi durumum kötüleşti. işimle ilgili acayip büyük bir travma yaşadım. şu sıralar onun etkisi hala sürüyor. iş konusunda şanssızım. aile konusunda şanssızım. aşkta da şanssızım. parada tam şanssızım.
özel en ufak bir şey alamıyorum. kolye bile alamıyorum ya. giderlerimi karşılayabiliyorum sadece. bu beni çok etkiliyor. kendimi çok kötü hissettiriyor. çok bunalıyorum. psikoloğa gidemiyorum çok pahalı. antidepresanım var ama yetmiyor işte terapi lazım. kedime zor yetişiyorum. bir de o hastalandı iyileşti. dertlerim hep üst üste geliyor. annem olmasa zaten asla istanbul'da yaşayamazdım.
çok daralıyorum çok. çok fazla şey oluyor. ben yetişemiyorum. kendi sorunlarımı toparlamaya yetişemiyorum. bir de üstüne ülke problemleri. cidden çok fazla. sorunlar çok kalabalık. her şey üst üste geliyor. her şey çok fazla.
bu nasıl devam edecek böyle? nasıl düzelecek?
çok fazla ya, bunalıyorum.
3 yıldır tatil yapmıyorum. sağlığım kötüleşti. maddi durumum kötüleşti. işimle ilgili acayip büyük bir travma yaşadım. şu sıralar onun etkisi hala sürüyor. iş konusunda şanssızım. aile konusunda şanssızım. aşkta da şanssızım. parada tam şanssızım.
özel en ufak bir şey alamıyorum. kolye bile alamıyorum ya. giderlerimi karşılayabiliyorum sadece. bu beni çok etkiliyor. kendimi çok kötü hissettiriyor. çok bunalıyorum. psikoloğa gidemiyorum çok pahalı. antidepresanım var ama yetmiyor işte terapi lazım. kedime zor yetişiyorum. bir de o hastalandı iyileşti. dertlerim hep üst üste geliyor. annem olmasa zaten asla istanbul'da yaşayamazdım.
çok daralıyorum çok. çok fazla şey oluyor. ben yetişemiyorum. kendi sorunlarımı toparlamaya yetişemiyorum. bir de üstüne ülke problemleri. cidden çok fazla. sorunlar çok kalabalık. her şey üst üste geliyor. her şey çok fazla.
bu nasıl devam edecek böyle? nasıl düzelecek?
Neler yapıyorsunuz? Yasaklardan kaçıp gezen var mı?
insan gibi konusup anlasarak bitirdiginiz bir iliski sonrasi aramaya devam ediyorsa ama hatrini sormak icin aradim deyip, konusmayi uzatip iliskideki defterleri aciyorsa ve konusma sizi suclamaya donuyorsa
iletisimde kalmak istemediginizi de soylediyseniz, aramalarini acmamanizdan, donmememizden de anlamiyorsa, ulasmaya calismaya devam ediyorsa
bir de bu kisiyle komsuysaniz, sık sık ev cevresinde karsilasiyorsaniz
artik anlasin, aramaktan vazgecsin diye kesin bir dil ile son kez ne dersiniz?
iletisimde kalmak istemediginizi de soylediyseniz, aramalarini acmamanizdan, donmememizden de anlamiyorsa, ulasmaya calismaya devam ediyorsa
bir de bu kisiyle komsuysaniz, sık sık ev cevresinde karsilasiyorsaniz
artik anlasin, aramaktan vazgecsin diye kesin bir dil ile son kez ne dersiniz?
Herkese ama herkese bayram gibi bir ömür dilerim. Umarım ülkemizde de en yakın zamanda içimize sine sine yaşayabileceğimiz bir bayram havası oluşur ve hiç eksik olmaz...
(17)
30 yaşına gelmem ama işim yok diye bana harçlık verilmeye çalışılması
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi #1478620
Merhaba arkadaşlar,
Bendeniz 30 yaşına gelmiş ve henüz kariyerinde istediği atılımı gerçekleştirememiş birisiyim. Son tam zamanlı işimden ayrılalı 3 yıl olacak 1 ay sonra. Doğru düzgün bir iş bulamadığım için serbest çevirmenlik yapıyorum. Hoşuma gitmiyor serbest çevirmenlik ama hiç değilse geçimimi sağlayacak parayı çıkarıyorum. Adam gibi bir iş bulana kadar böyle devam.
Ailemle yaşıyorum. Bir düzen kuramamış olmak, hala ailenin dizinin dibinde olmak pek hoşuma gitmiyor ama ne yazık ki işleri bir türlü rayına oturtamıyorum. Yaklaşık 3,5 yıldır ailemden para istemiyorum. Zaten öyle çok para harcayan bir tip de değilim. İstediğim şeyi peşin peşin alabiliyorum çok şükür.
Ama bir durum var ki çok fena canımı yakıyor. Yakın çevrem, bazı akrabalarım falan adamakıllı bir işim olmadığı için bana harçlık vermeye çalışıyor. Biliyorum beni sevdiklerinden ama 30 yaşına gelmiş biri olarak benliğim kaldırmıyor artık. Fakir değiliz fukara değiliz. Kirada oturmuyoruz. İnsanlar neden hala gururu incinir mi demeden belli bir yaşa gelmiş insanlara harçlık vermeye çalışır? Sağ olsunlar var olsunlar ama harçlık da bir yere kadar sonuçta.
Ben zaten kendimi bildim bileli dik kafalının, kimseye eyvallahı olmayanın biri oldum ve hiçbir konuda yardım almayı kolay kolay düşünmedim. Her şeyi kendi başıma halletmeye çalıştım. Böyle birileri harçlık verince kendimi zayıf hissediyorum. Zaten ihtiyacım yok. Kabul etmeyince bana darılıyorlar. Kardeşim her ay 500 TL harçlık veriyor ve hiçbir şekilde geri çevirmeme izin vermiyor. Doğal olarak kötü hissediyorum.
İşin diğer boyutuysa almak istemediğim için verilen harçlıkları harcamaya dair içimden en ufak bir istek bile gelmiyor. Kendi param gibi göremiyorum, birisi tarafından emanet bırakılmış gibi geliyor. Ayıp olmayacağını bilsem verilen bütün harçlıkları bir hayır kurumuna bağışlarım. Oysa kendi param söz konusu olunca şunu da alsam bunu da alsam diye hep plan yapıyorum ve harcamak inanılmaz tatlı geliyor.
Sizce ne desem de karşı tarafı kırmadan incitmeden harçlık vermemeleri gerektiği konusunda ikna etsem? "30 yaşına geldim."," Ben kendi paramı kazanıyorum zaten." lafları işe yaramıyor maalesef. Böyle durumlar yaşayanınız var mı? Siz olsanız nasıl hissedersiniz? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.
Bendeniz 30 yaşına gelmiş ve henüz kariyerinde istediği atılımı gerçekleştirememiş birisiyim. Son tam zamanlı işimden ayrılalı 3 yıl olacak 1 ay sonra. Doğru düzgün bir iş bulamadığım için serbest çevirmenlik yapıyorum. Hoşuma gitmiyor serbest çevirmenlik ama hiç değilse geçimimi sağlayacak parayı çıkarıyorum. Adam gibi bir iş bulana kadar böyle devam.
Ailemle yaşıyorum. Bir düzen kuramamış olmak, hala ailenin dizinin dibinde olmak pek hoşuma gitmiyor ama ne yazık ki işleri bir türlü rayına oturtamıyorum. Yaklaşık 3,5 yıldır ailemden para istemiyorum. Zaten öyle çok para harcayan bir tip de değilim. İstediğim şeyi peşin peşin alabiliyorum çok şükür.
Ama bir durum var ki çok fena canımı yakıyor. Yakın çevrem, bazı akrabalarım falan adamakıllı bir işim olmadığı için bana harçlık vermeye çalışıyor. Biliyorum beni sevdiklerinden ama 30 yaşına gelmiş biri olarak benliğim kaldırmıyor artık. Fakir değiliz fukara değiliz. Kirada oturmuyoruz. İnsanlar neden hala gururu incinir mi demeden belli bir yaşa gelmiş insanlara harçlık vermeye çalışır? Sağ olsunlar var olsunlar ama harçlık da bir yere kadar sonuçta.
Ben zaten kendimi bildim bileli dik kafalının, kimseye eyvallahı olmayanın biri oldum ve hiçbir konuda yardım almayı kolay kolay düşünmedim. Her şeyi kendi başıma halletmeye çalıştım. Böyle birileri harçlık verince kendimi zayıf hissediyorum. Zaten ihtiyacım yok. Kabul etmeyince bana darılıyorlar. Kardeşim her ay 500 TL harçlık veriyor ve hiçbir şekilde geri çevirmeme izin vermiyor. Doğal olarak kötü hissediyorum.
İşin diğer boyutuysa almak istemediğim için verilen harçlıkları harcamaya dair içimden en ufak bir istek bile gelmiyor. Kendi param gibi göremiyorum, birisi tarafından emanet bırakılmış gibi geliyor. Ayıp olmayacağını bilsem verilen bütün harçlıkları bir hayır kurumuna bağışlarım. Oysa kendi param söz konusu olunca şunu da alsam bunu da alsam diye hep plan yapıyorum ve harcamak inanılmaz tatlı geliyor.
Sizce ne desem de karşı tarafı kırmadan incitmeden harçlık vermemeleri gerektiği konusunda ikna etsem? "30 yaşına geldim."," Ben kendi paramı kazanıyorum zaten." lafları işe yaramıyor maalesef. Böyle durumlar yaşayanınız var mı? Siz olsanız nasıl hissedersiniz? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.
İstediğin zaman yazabilirsin/konuşabiliriz cümlesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Geçen arka arkaya 2 kişiden duydum bunu. İkisine de ben mesaj atmıştım ikisi de tahmin edebileceğiniz üzere yakın olmayan arkadaşım.
Bana sanki ben sana hiçbir zaman yazmayacağım aslında senle konuşmak da istemiyorum ama naif bir insanım, yazarsan konuşurum demek gibi geliyor.
Bana sanki ben sana hiçbir zaman yazmayacağım aslında senle konuşmak da istemiyorum ama naif bir insanım, yazarsan konuşurum demek gibi geliyor.
Mesela ben 5 yaşımdaki anılarımdan öncesini hatırlamıyorum. İlk anım 5 yaşıma ait, 5-7 yaş arası 2-3 anı. 7-10 arası yarıyarıya.
Sizin hatırladığınız ilk anınız kaç yaşınıza ait? Ve neydi?
Sizin hatırladığınız ilk anınız kaç yaşınıza ait? Ve neydi?
nasıl anlatsam bilmiyorum. 28 yaşına gelmiş bir adamım, şimdiye kadar evlenmeyi hiç düşünmedim. açıkçası bundan sonra da hiç düşünmüyorum. etrafıma bakıyorum, yaşıtlarımın çoğu evlendi. ilkokul,lise arkadaşlarımdan çocuğu olanlar da var. ama bunların hiçbiri beni etkilemiyor. millet yaşı geçecek diye alelacele evleniyor. çocuk yapmak desen bana göre olacak son şey sanırım. ona rağmen çocukları severim ama çabuk sıkılırım. evlilik dünyanın en sıradan şeyi gibi geliyor. zamanla da bu düşüncelerim değişmez gibi geliyor bana. sizce normal miyim ben? benim gibi olan var mı merak ettim.
Sevgilinizin eski sevgilileriyle olan fotoğraflarını saklıyor olmasını nasıl karşılarsınız?
5—6 senedir kullandığı bilgisayarda, telefonda yıllar içinde birikmiş, tahminen 2-3 farklı kız arkadaşıyla olan fotoğraflar.
Fotoğraflar arkadaş grubuyla çekilmiş olduğu için silmediğini söylüyor açıklama olarak. Açıp açıp bakmıyormuş ki, duruyorlarmış öyle. Beni rahatsız etti ama adama da bütün anılarını sil diye baskı yapacak halim yok.
Gereksiz yere kendi huzurumu mu kaçırıyorum? Normal şeyler mi bunlar? Fikirlerinizi merak ettim.
5—6 senedir kullandığı bilgisayarda, telefonda yıllar içinde birikmiş, tahminen 2-3 farklı kız arkadaşıyla olan fotoğraflar.
Fotoğraflar arkadaş grubuyla çekilmiş olduğu için silmediğini söylüyor açıklama olarak. Açıp açıp bakmıyormuş ki, duruyorlarmış öyle. Beni rahatsız etti ama adama da bütün anılarını sil diye baskı yapacak halim yok.
Gereksiz yere kendi huzurumu mu kaçırıyorum? Normal şeyler mi bunlar? Fikirlerinizi merak ettim.
Biriyle birkaç ay flört ettiğimde, belirsiz bir şekilde bittiyse, veda edilmeden azalarak biten ya da soğuyan bir iletişim olduysa bu insanları özlüyorum. Acaba dönsem olur muydu, o son mesajı ben atsaydım falan diyorum. Genelde hiçbir kopmada adım atan ben olmadığım için ve flört/ilişki boyunca ben kendini mahrum bırakan taraf olduğum için en sonunda karşı taraf da salıyor beni haklı olarak.
Bu durumun sorunlu bir şey olduğunu düşünüyorum. Sanki bağımlı olduğum bir madde elimden alınmış gibi oluyorum belirsizce biten ilişkilerde. Ne diyorsunuz ne yapılabilir? Size de oluyor mu? Normal mi? Anormal mi?
Ek: 2 aydır konuştuğum biriyle iletişimimiz benim tat almadığım bir hale gelmişti. Sonunda buz gibi konuştum ve bi daha da yazmadım. O da yazmadı ama bozulduğunu biliyorum. Benim kendisine olan ilgimin farkındaydı ve beklemiyordu bunu. Bir haftadır konuşmuyoruz. Ama özlüyorum kendisini. Yazmalı mıyım bilemiyorum. En azından güzel bir veda etmek için ne bileyim
Bu durumun sorunlu bir şey olduğunu düşünüyorum. Sanki bağımlı olduğum bir madde elimden alınmış gibi oluyorum belirsizce biten ilişkilerde. Ne diyorsunuz ne yapılabilir? Size de oluyor mu? Normal mi? Anormal mi?
Ek: 2 aydır konuştuğum biriyle iletişimimiz benim tat almadığım bir hale gelmişti. Sonunda buz gibi konuştum ve bi daha da yazmadım. O da yazmadı ama bozulduğunu biliyorum. Benim kendisine olan ilgimin farkındaydı ve beklemiyordu bunu. Bir haftadır konuşmuyoruz. Ama özlüyorum kendisini. Yazmalı mıyım bilemiyorum. En azından güzel bir veda etmek için ne bileyim
Selamlar,
Eski kız arkadaşım hep kendi internet sitesi olsun istiyordu ben ona hediye olarak posting ve domain alıp hediye etmiştim ama bu işlerden anlamıyor diye kurulum aşamasında ben yardımcı oldum. Siteyi aktif edemeden de ayrıldık zaten ve yaklaşık 2 yıldır görüşmüyoruz. Şimdi mail geldi host ve domain süresi bitiyormuş, domain kendi adı ve soyadından oluşuyor, acaba kendisini arayıp bak bitiyormuş boşa çıkacak alan adı istersen al diyeyim mi ? Birde süre bittikten ne kadar zaman sonra girip alabilir domaini ? i
Eski kız arkadaşım hep kendi internet sitesi olsun istiyordu ben ona hediye olarak posting ve domain alıp hediye etmiştim ama bu işlerden anlamıyor diye kurulum aşamasında ben yardımcı oldum. Siteyi aktif edemeden de ayrıldık zaten ve yaklaşık 2 yıldır görüşmüyoruz. Şimdi mail geldi host ve domain süresi bitiyormuş, domain kendi adı ve soyadından oluşuyor, acaba kendisini arayıp bak bitiyormuş boşa çıkacak alan adı istersen al diyeyim mi ? Birde süre bittikten ne kadar zaman sonra girip alabilir domaini ? i
Biriyle flört ediyorsunuz, fb'si olduğunu öğrendiniz(o söyledi ya da sen sordun, fark etmez). Flörtü keser misiniz? Ne anlamda etkiler sizi?
ergenlikten beri kollarımdaki damarlar çok belli oluyor. dikkat ettiğim kadarıyla ergenliğinde zayıf olmuş insanlarda oluyor. spora başladıktan sonra daha da arttı. gerçi 2. fotoğraftaki gibi kolun içindeki ve bicepstekini seviyorum. ama ellerimdekiler rahatsız ediyor. sürekli ellerii saklıyorum yazları. kız aradaşım yok. olsa elimi saklarım ve tutmasını istemem.
eksiup.com
eksiup.com
skleroterapi diye bir tedavi varmış. köpük gibi bir şey enjekte edip kurutuyorlarmış. tedavi olayım mı? damarları kurutacakları için endişeleniyorum tehlikelidir diye. bir de bicepstekinin yok olmasıın istemiyorum. :D ama bu şekilde sürekli ellerimi saklamaktan da sıkıldım. özgüvenimi etkiliyor. siz rahatsız olur muydunuz? tedavi olur muydunuz yoksa takmaz mıydınız?tedavi olunca şöyle bir değişim oluyormuş.
www.hekim.net
eksiup.com
eksiup.com
skleroterapi diye bir tedavi varmış. köpük gibi bir şey enjekte edip kurutuyorlarmış. tedavi olayım mı? damarları kurutacakları için endişeleniyorum tehlikelidir diye. bir de bicepstekinin yok olmasıın istemiyorum. :D ama bu şekilde sürekli ellerimi saklamaktan da sıkıldım. özgüvenimi etkiliyor. siz rahatsız olur muydunuz? tedavi olur muydunuz yoksa takmaz mıydınız?tedavi olunca şöyle bir değişim oluyormuş.
www.hekim.net

Soru başlıkta
Ben çok yorulduğumu, motivasyonumun çok düştüğünü hissediyorum. En azından çıkıp yürüyüş yapıp evden kurtuluyordum ama o da bitti malum.
Siz neler yapıyorsunuz? Çok bunaldığınız zaman sizi motive eden şey ne oluyor?
Not: Beni artık bu sürecin geçici olduğunu düşünmek falan da kesmiyor
Ben çok yorulduğumu, motivasyonumun çok düştüğünü hissediyorum. En azından çıkıp yürüyüş yapıp evden kurtuluyordum ama o da bitti malum.
Siz neler yapıyorsunuz? Çok bunaldığınız zaman sizi motive eden şey ne oluyor?
Not: Beni artık bu sürecin geçici olduğunu düşünmek falan da kesmiyor
Geri kalan omrunun her bir yili icin 1 milyon tl verse kabul eder miydin ve kac yil icin kabul ederdin? Acayim..
Hayal bu ya, farz edelim ki tanri seninle pazarliga oturdu ve dedi ki "bundan sonraki omrunun her bir 365 gunu icin 1 milyon teklif ediyorum, tek bir kez isteme hakkin var, kac gunun kaldigini biliyorum, ve istegin bakiyenden fazlaysa yani diyelim 4 yil icin 4 milyon istedin, yeterli bakiyen yok deyip pazarligi bitirecegim.."
cevabiniz ne olurdu?
kendi adima 5 yil/milyon olarak teklifimi iletiyorum..
(gunlerin omrunun son gununden itibaren dusecek elbette ve sen son gununun ne zaman oldugunu bilmeyeceksin, yani 5 yilin varsa son 4 unude istemis olabilirsin)
let the game begin:)
Hayal bu ya, farz edelim ki tanri seninle pazarliga oturdu ve dedi ki "bundan sonraki omrunun her bir 365 gunu icin 1 milyon teklif ediyorum, tek bir kez isteme hakkin var, kac gunun kaldigini biliyorum, ve istegin bakiyenden fazlaysa yani diyelim 4 yil icin 4 milyon istedin, yeterli bakiyen yok deyip pazarligi bitirecegim.."
cevabiniz ne olurdu?
kendi adima 5 yil/milyon olarak teklifimi iletiyorum..
(gunlerin omrunun son gununden itibaren dusecek elbette ve sen son gununun ne zaman oldugunu bilmeyeceksin, yani 5 yilin varsa son 4 unude istemis olabilirsin)
let the game begin:)
Jedi arkadaşlar! 4 Mayıs'ımız kutlu olsun.
şimdi bugün bill melinda gates boşanması üzerine tekrardan aklıma geldi. geçen yıl da eski ev sahibimizle eşi boşanmıştı, mali açıdan her türlü imkanları olan 60+ bir çift ama bi şekilde boşandılar işte. gençken boşanmayı daha iyi anlayabiliyorum ama genel olarak yaşlıyken boşanmak aşırı zor değil mi ya sizce de? belli bi yaştan sonra baştan hayat kurmak, 2. bi hayat yaşamak zaten çok zor. o kadar yıllık hayat arkadaşına veda edip yalnız ölmek ne bileyim çok zor gibi geliyor.
dinlediğim bir podcastte kendini sevmekten bahsediyordu. aslında sevmek kavramını bildiğimizde kendimizi ya da bir başkasını sevmenin aynı oldugunu, bir baskasının ya da kendimizin sadece nesne oldugunu söylüyordu. sizce de böyle mi?
bir de aynı podcastten sorular size:
1- sevmek hayatınızda şu anki haliyle nasıl var, sizin dünyanızda neye tekabül ediyor?
2- nasıl seviyor, nasıl seviliyorsunuz? sevilmek sizin için ne demek?
3- " iyi sevgi" sizin için ne demek?
bir de aynı podcastten sorular size:
1- sevmek hayatınızda şu anki haliyle nasıl var, sizin dünyanızda neye tekabül ediyor?
2- nasıl seviyor, nasıl seviliyorsunuz? sevilmek sizin için ne demek?
3- " iyi sevgi" sizin için ne demek?
Erkek arkadaşımla ne zaman bir anlaşmazlık yaşasak bu durumu konuşmak yerine hemen bir suskunluğa giriyor. Ben onu aramadan veya ona mesaj atmadan hiçbir şekilde iletişime geçmiyor. İletişime geçmediği gibi de belli bir süre mesajlarımı görmezden geliyor. Bu davranışı beni öyle yaralıyor ki anlatamam. Mantıklı olan ayrılmak ama bir yandan da onu çok seviyorum. Nasıl davranmam gerek?
Uzun zamandir bir pazartesiye bu kadar enerjisiz baslamamistim. Sizde durumlar nasil? Elimi kaldiracak motivasyonum yok
z kuşağı ölüp bitiyor bu kız için. kızlı erkekli baya beğeniyorlar. bir y kuşağı olarak ben woooaawlık bişey göremedim kızda. ortalama bi ses, sıradan bi güzellik. neden bu kadar abartılıyor?
Merhaba mevcut pandemi şartlarından dolayı nöbet usulü çalışıyorum ve cok fazla boş günüm oluyor. Yalnız yaşadığımdan dolayı bazen evde vakit geçirmekte zorlanıyorum. Sizin hobileriniz neler? Nasıl zaman geçiriyorsunuz? Bana ne önerirsiniz?
ben kiz tarafiyim, eskiden Mudo concept'te cok sik erkek aksesuar ya da kisisel,dekoratif esya tarzi hediyeler olurdu. hic kalmamis. biraz klas bir sey almak istiyorum, evladiyelik. yakinda baba olacak bu arada, onunla da ilgili olabilir... hangi markaya, siteye baksam?
malum covid sosyallik falan yok, iş yerinde ise gizlilik içeren bir pozisyondayım herhangi biriyle ilişki yaşamam mümkün değil. duyulmaz tabi ki ama duyulursa koşulsuz fesih sebebi.
ne yapıyorsunuz bu durumda olanlar?
ne yapıyorsunuz bu durumda olanlar?
Herkese merhaba.
Bu soruyu yakın arkadaşım(erkek birey) için soruyorum.
Kuzeninin liseden arkadaşını eklemiş. Eklediği kızı tanımıyor, hiç tanışmamışlar. Kuzeni kızı göstermiş. Bu da beğenip eklemiş. Tabii kız daha onaylamamış arkadaşlık isteğini.
Tanışmak için ne yapmalı? İnstagramdan mesaj mı atmalı? Bana göre imkansız karşı tarafın eklemesi. Sizin fikriniz nedir?
İnstagramda beğendiğiniz profile istek gönderir misiniz?
Bu soruyu yakın arkadaşım(erkek birey) için soruyorum.
Kuzeninin liseden arkadaşını eklemiş. Eklediği kızı tanımıyor, hiç tanışmamışlar. Kuzeni kızı göstermiş. Bu da beğenip eklemiş. Tabii kız daha onaylamamış arkadaşlık isteğini.
Tanışmak için ne yapmalı? İnstagramdan mesaj mı atmalı? Bana göre imkansız karşı tarafın eklemesi. Sizin fikriniz nedir?
İnstagramda beğendiğiniz profile istek gönderir misiniz?
Çevrenizde arkadaşlarınızın, akrabalarınızın, sevdiğiniz sevmediginiz insanların geneli mutlu, işi gücü yolunda, iliski evlilik hayatları bi düzende fakat siz yerinizde sayıyorsanız; şansınız, kaderiniz size hep kazık atıyorsa bir şeyler için çaba gosteriyor emek veriyor ama yine hiçbir şey olmuyorsa özetle dönülmez akşamın ufkundaysanız ve artık vakit çok geçse bir şey dokunmuyor mu size de. Başkalarına karsı art niyetten değil de kendinize duyduğunuz üzüntüden dolayı çevredeki insanların mutluluğuna tahammülsüzleştiginizi hissettiğiniz oluyor mu?
Mesela somutlandirayim. Geçen gün bir akrabamiz oğlunun geleceği hakkinda (lise tercihleri)planlama yaparken ortamda beni olumsuz örnek olarak gosterdi. Ben yıllardir kpss'ye giren atanamayan ücretli ögretmenlik yapan bir öğretmenim. Tabii ki o cocuğa ben de önermem fakat çok zoruma gitti söyleyiş şekli. Ortamdaki kuzenlerime siz kendinizi kurtardıniz dedi fakat beni yillardir surunen ve bir baltaya sap olmamış biri gibi lanse etmesi o kadar zoruma gitti ki. Ağlayacaktım. Ben üniversiteden mezun olalı 10 yıl oluyor neredeyse. Fakat hep aksilikler oldu mesleğimle ilgili. Zaman zaman ben de yetersiz oldum gereken çabayı gosteremedim belki ama genel olarak hep ugrastim,hep bir seylere tutunmaya çalistim. Mezun oldugumdan beri ücretli ögretmenlik yapiyorum. Oyle ya da boyle kimseye muhtaç olmak istemedim.
Fakat insanlar bu işsizlik ortaminda buna bile burun kiviriyorlar. Ücretli ögretmenliğe devam ettiğimi söyleyince acıyolar resmen. Bu durum artik o kadar zoruma gidiyor ki... insanların ne dediğini takma diyecekler olacaktır belki ama olmuyor oyle. Herkese karsi ezik gosteriliyorsun yetersiz basarisiz gosteriliyorsun. Nasil takmayacaksin ki.
Hem başkalarini takmasan bile sen kendine sorup duruyosun. Ne olacak böyle , ne zaman duzelecek, başka bir seye mi yonelmem gerekiyor iş güç konusunda. Sıfırdan neye başlanir ki vs vs vs
Bi de evlilik konuları var. Bu konuda da emin olun insanlar nispet yapmaya bayıliyorlar. Mesela tek sap siz mi kaldınız. İnceden göndermeler başlıyor hemen. Yok senin çeyizine de yardim ederiz yok pikap'in ismini de ayakkabinin altina yaz... bi gün bile kimseye ben artik evlenmek istiyorum demisligim yoktur. Ama nispet yapılacak ya illa. Bir şekilde üzerimden geçilmesi gerekiyor. Tek malzeme benim sonuçta.
Evet. Art niyetli değilim dedim ama belki de öyleyim. İnsanların mutlulugunu, mutluluklarını gozüme sokmalarini çekemiyorum artık. Evet herkes mutlu olsun tabii ki. Allah kimseye kotu gunler yasatmasin ama insan düşünmeden edemiyor. Ben de mutlu olayım. Çok mu zor?
Gerçekten çevrenizdeki tek nutsuz kişi kendiniz olduğunu düşündüğunüzde siz ne hissediyor ne yapıyorsunuz?
Not: soru sorma bahane iç dökme şahane.
Mesela somutlandirayim. Geçen gün bir akrabamiz oğlunun geleceği hakkinda (lise tercihleri)planlama yaparken ortamda beni olumsuz örnek olarak gosterdi. Ben yıllardir kpss'ye giren atanamayan ücretli ögretmenlik yapan bir öğretmenim. Tabii ki o cocuğa ben de önermem fakat çok zoruma gitti söyleyiş şekli. Ortamdaki kuzenlerime siz kendinizi kurtardıniz dedi fakat beni yillardir surunen ve bir baltaya sap olmamış biri gibi lanse etmesi o kadar zoruma gitti ki. Ağlayacaktım. Ben üniversiteden mezun olalı 10 yıl oluyor neredeyse. Fakat hep aksilikler oldu mesleğimle ilgili. Zaman zaman ben de yetersiz oldum gereken çabayı gosteremedim belki ama genel olarak hep ugrastim,hep bir seylere tutunmaya çalistim. Mezun oldugumdan beri ücretli ögretmenlik yapiyorum. Oyle ya da boyle kimseye muhtaç olmak istemedim.
Fakat insanlar bu işsizlik ortaminda buna bile burun kiviriyorlar. Ücretli ögretmenliğe devam ettiğimi söyleyince acıyolar resmen. Bu durum artik o kadar zoruma gidiyor ki... insanların ne dediğini takma diyecekler olacaktır belki ama olmuyor oyle. Herkese karsi ezik gosteriliyorsun yetersiz basarisiz gosteriliyorsun. Nasil takmayacaksin ki.
Hem başkalarini takmasan bile sen kendine sorup duruyosun. Ne olacak böyle , ne zaman duzelecek, başka bir seye mi yonelmem gerekiyor iş güç konusunda. Sıfırdan neye başlanir ki vs vs vs
Bi de evlilik konuları var. Bu konuda da emin olun insanlar nispet yapmaya bayıliyorlar. Mesela tek sap siz mi kaldınız. İnceden göndermeler başlıyor hemen. Yok senin çeyizine de yardim ederiz yok pikap'in ismini de ayakkabinin altina yaz... bi gün bile kimseye ben artik evlenmek istiyorum demisligim yoktur. Ama nispet yapılacak ya illa. Bir şekilde üzerimden geçilmesi gerekiyor. Tek malzeme benim sonuçta.
Evet. Art niyetli değilim dedim ama belki de öyleyim. İnsanların mutlulugunu, mutluluklarını gozüme sokmalarini çekemiyorum artık. Evet herkes mutlu olsun tabii ki. Allah kimseye kotu gunler yasatmasin ama insan düşünmeden edemiyor. Ben de mutlu olayım. Çok mu zor?
Gerçekten çevrenizdeki tek nutsuz kişi kendiniz olduğunu düşündüğunüzde siz ne hissediyor ne yapıyorsunuz?
Not: soru sorma bahane iç dökme şahane.
Merhaba. Çok mutsuzum. Sizden başka da anlatacak kimsem olmadığı için buraya yazıyorum. Biraz hayatımdan bahsetmek isterim size. Ben 30 yaşındayım. Diyarbakırlıyım. 3 kardeşiz en küçük benim. Annem ev hanımı babam da emekli öğretmen. Ben 4-5 yaşlarındayken babamın tayini hasebiyle Van'a taşındık. İlk ve ortaokulu orada bitirdim. Babam emekli olduktan sonra emekli ikramiyesiyle orada ortaklı bir dershane açtı. Saf ve iyi niyetli biri, ticareti başaramadı, ortaklarımız da bizi kazıkladılar ve çok para kaybederek yıllarca borç ödemek zorunda kalarak iflas edip oradan ayrıldık. Bunun yanında da dertlerim vardı, babam ve annem geç evlenmiş babam dede yaşında sayılır sürekli geceleri babam ölecek diye korkulara teslim oluyordum. Ben küçükken ateşli bir hastalık geçirdiğimden büyüme hormonum iyi salgılanmıyordu ve okulun en ufak tefeğiydim. Bu yüzden akran zorbalığına inanılmaz maruz kaldım. Çok canım yandı, daha çocukken dahi intihar etmeyi, ölmeyi çok istiyordum. İsmim de Kürtçe ve telaffuzu zor o yüzden de dalga geçiyorlardı, memur çocuklarının olduğu bir okuldaydım. Dolayısıyla kendimi hep toplumdan farklı hissediyordum. Okulda da başarısız bir öğrenciydim hatta yazım o kadar çirkindi ki öğretmenim tek tek öğrencilere defterimi göstererek beni yeriyordu. Okulda futbolda vs de başarısızdım yani hiçbir yerde tam değildim. Annemin de acılı bir hayatı var çok küçük yaşta babasını kaybetmiş erkek kardeşi yeni evliyken kanser olup ölmüş. Babamla da sevmeden evlenmiş. Bunlardan olsa gerek çocukken beni çok dövüyordu. Evde de çoklukla kavga ediyorlardı birbirileriyle. Ortaokul bittikten sonra biz geri Diyarbakır'a taşındık. Buraya gelirken de korkuyordum, kenar mahallede bir liseye gittim. Boyum halen kısaydı ve akran zorbalığı devam ediyordu. Ben de içime kapandıkça kapandım. Okula gidiyordum gelip 8 saat falan internete kafeye gidiyordum.(Diyarbakır'da saati 50 kuruştu çok ucuzdu) Hayatım böyleydi. Çirkin bir çocuktum ve insanlar bunu söylemekten de çekinmiyorlardı. Velhasıl böyle böyle büyüdüm, lisede hormon tedavisi aldım ve boyum uzadı. Ama çirkinliğim devam :) Üniversiteyi zor bela Çanakkale'de Çeko kazandım. Gitmeden önce korkuyordum, Diyarbakırlıydım ismim Kürtçeydi. Sürekli google'da "Kürt, ülkücü, çanakkale" keywordlerini arayıp çıkan haberleri okuyordum. Korka korka gittim, hiç alışamadım. Hayalimdeki üniversite de bu değildi. Sonra eve yalvar yakar edip ağlaya ağlaya bırakıp geldim hukuk kazanırım diye. Çalışmadım ve kazanamadım. Sonra Siyaset Bilimi okudum. Herhalde asosyal oluşumdan internette de olsa biraz arkadaş edinmeye ihtiyaç duyuyordum ve twitter açtım. Fenomen denilecek kadar takipçi elde ettim ama benim başarımdan değil, misal ortamımızda konuşulan başkasının yaptığı esprileri de yazıyordum yani takipçiler benim maharetim değildi. Twitter'dan biriyle tanıştım, çok aşık oldum. Ama birbirimize çok aykırıydık; o çok zengindi, iyi bir işi vardı ve inanılmaz güzeldi. Zaten benim tanıştırdığım biriyle de aldattı beni ve yıllarca da onun etkisinde kaldım. Okul biteli 4 yıl oldu. İşsizim, ilk başlarda iş seçiyordum şimdi bulamıyorum da. Asosyal saçma sapan biri olarak evde kalakalıyorum. Çok edilgen biriyim. 3 kişi arabaya bineceksek doğal olarak arka koltuk bana kalıyor, 5 kişi kahvedeysek okey oynanacaksa masa etrafı hep ben oluyorum, bi yere gidilecekse benim fikrim en son merak edilen. Bunlardan hariç aha önce duyuruların birinde bahsetmiştim, bir akrabamız da bizi dolandırdı ve evimizi ipotek ettirdi ona da canımı çok sıkıyorum.
Bugün artık taşacak durumda olmamın sebebi de bir kuzenimle tartışmış olmam. Sürekli haklı olduğunu iddia ediyor. Basit bir konuda dahi insanı bastırıyor(Misal geçen enstrümanların hepsine saz deniyor dedim, mesela üflemeli sazlar diye, yine hayır öyle bir şey yok dedi. sonra dayanamayıp internetten açıp gösterdim halen hayır yazanlar saçmalıyor diye savundu. Böyle saçma sapan şeylerde bile bir galip geliş muhabbetine döndürüyor olayı) Üstelik iyi eğitimli biri de. Bugün yine mansplaining yaptığı için dayanadım ve artık görüşmeyelim deyip masadan ayrıldım. Sorunum her şeyi kafaya takmak. Hayat bana çok zor. Yoksulum, işsizim, asosyalim, çirkinim.
Bugün artık taşacak durumda olmamın sebebi de bir kuzenimle tartışmış olmam. Sürekli haklı olduğunu iddia ediyor. Basit bir konuda dahi insanı bastırıyor(Misal geçen enstrümanların hepsine saz deniyor dedim, mesela üflemeli sazlar diye, yine hayır öyle bir şey yok dedi. sonra dayanamayıp internetten açıp gösterdim halen hayır yazanlar saçmalıyor diye savundu. Böyle saçma sapan şeylerde bile bir galip geliş muhabbetine döndürüyor olayı) Üstelik iyi eğitimli biri de. Bugün yine mansplaining yaptığı için dayanadım ve artık görüşmeyelim deyip masadan ayrıldım. Sorunum her şeyi kafaya takmak. Hayat bana çok zor. Yoksulum, işsizim, asosyalim, çirkinim.
Uzun zamandir adidasin siyah yuruyus ayakkabilarina ve otomatik kahve makinalarina bakiyorum. Fiyatlardan dolayi ancak bakabiliyorum. Biri hediye etse mesela asiri mutlu okurdum. Size ne hediye edilmesini isterdiniz?
istemediğiniz her şeye hayır diyebiliyor musunuz?
Ya da kendinizi önceliklendirebiliyor musunuz?
Ne kadar yapmak istemediğiniz herhangi bişeyi yapıyor veya içine düşüyorsunuz?
Ya da kendinizi önceliklendirebiliyor musunuz?
Ne kadar yapmak istemediğiniz herhangi bişeyi yapıyor veya içine düşüyorsunuz?
Bu insanla 3-4 sene önce yalnızca bir kez görüştüm. Bazı hoşlanmadığım hareketleri olduğu için (o zamanlar yurtta kalıyordum, daha ilk görüşmede, ortada hiçbir şey yokken birlikte yaşamayı teklif etmişti. Daha sonraki günlerde de kıskançlık yapmıştı) bir daha görüşmemiştim. Konuşma tartışmaya dönünce whatsapp'tan engellemiştim. 3 küsur yıldır da engelli olarak duruyordu.
6 ay kadar önce telegram yükledim. Telegram kullanıcılarına bildirim gidiyormuş kişilerindeki biri telegram yükleyince. O da beni görünce mesaj attı. O kadar zaman geçti, artık ayıp olur diye ordan da engellemedim. Nasılsın ne yapıyorsun şeklinde çok kısa bir konuşmamız oldu.
Sorun şu ki o günden beridir haftada birkaç kere bana alakasız sanat haberleri, resimler (sanat), bunlar hakkındaki görüşlerini filan gönderiyor, neler okumuş, neler düşünmüş bunları anlatıyor. Bir kere bile cevap vermedim, ama düzenli bir şekilde bunları göndermeye devam ediyor. Şimdi bu adamın bana ilgisi mi var acaba diye sormuyorum, var herhalde ki ısrarcı davranıyor. Merak ettiğim şey, bir insan aylardır hiç cevap alamamış olmasına rağmen niye hala mesaj atmaya devam eder? Yani, nasıl bir psikoloji ve düşünceyle yapıyor bunu? Bir de ben güncel sanat haberleri takip etmek istesem gider dergi alırım, neden bana ücretsiz olarak böyle bir hizmet veriyorsun?
6 ay kadar önce telegram yükledim. Telegram kullanıcılarına bildirim gidiyormuş kişilerindeki biri telegram yükleyince. O da beni görünce mesaj attı. O kadar zaman geçti, artık ayıp olur diye ordan da engellemedim. Nasılsın ne yapıyorsun şeklinde çok kısa bir konuşmamız oldu.
Sorun şu ki o günden beridir haftada birkaç kere bana alakasız sanat haberleri, resimler (sanat), bunlar hakkındaki görüşlerini filan gönderiyor, neler okumuş, neler düşünmüş bunları anlatıyor. Bir kere bile cevap vermedim, ama düzenli bir şekilde bunları göndermeye devam ediyor. Şimdi bu adamın bana ilgisi mi var acaba diye sormuyorum, var herhalde ki ısrarcı davranıyor. Merak ettiğim şey, bir insan aylardır hiç cevap alamamış olmasına rağmen niye hala mesaj atmaya devam eder? Yani, nasıl bir psikoloji ve düşünceyle yapıyor bunu? Bir de ben güncel sanat haberleri takip etmek istesem gider dergi alırım, neden bana ücretsiz olarak böyle bir hizmet veriyorsun?
Selam, öncelikle duyuru bana ait değil, hesabı olmayan bir arkadaşım adına yazıyorum, o da takip edecek cevapları.
ikisi de 32 yaşında bir kadın ve bir erkek. 4 yıllık uzak mesafe ilişkisi. evlenme kararı alındı, aileler tanıştı, iyi anlaştılar.
ama şehir meselesi sebebiyle anlaşmazlık çıkıyor. kadın birkaç sene daha istanbul'da devam etmek istiyor, erkek de istanbul'a gelebilir ama çok sevmediğini belirtiyor. gelirse en az 4 yıl kalması gerekiyor iş sebebiyle. yine de kadın ısrar ederse gelecek ama surat yapmaya başladı.
erkek başka şehirleri öneriyor (onlarda da en az 4 yıl kalması gerekiyor), kadın gitmek istemiyor. erkek bozuluyor buna.
kadının mantığına uymadığı için ve araya yabancılaşma girdiği için ayrılmak aklına geliyor, erkeğin de böyle düşündüğünü zannediyor ama erkek gerekirse uzaktan da devam edelim diyor. ayrılma muhabbeti açılınca biraz uzaklaşma yaşanıyor.
kadın, erkeğin fotoğrafını görünce bile dayanamıyor, içi gidiyor ama mantıken anlaşamadıkları ve farklı baktıkları için ne yapacağını da bilemiyor. yaşının giderek ilerlediğini düşündüğü için de sıkıntı duyuyor.
ne yapsınlar bu durumda?
not: sizden linçlememenizi rica ediyorum :), kadın tarafı zaten kötü durumda şu an :/
ikisi de 32 yaşında bir kadın ve bir erkek. 4 yıllık uzak mesafe ilişkisi. evlenme kararı alındı, aileler tanıştı, iyi anlaştılar.
ama şehir meselesi sebebiyle anlaşmazlık çıkıyor. kadın birkaç sene daha istanbul'da devam etmek istiyor, erkek de istanbul'a gelebilir ama çok sevmediğini belirtiyor. gelirse en az 4 yıl kalması gerekiyor iş sebebiyle. yine de kadın ısrar ederse gelecek ama surat yapmaya başladı.
erkek başka şehirleri öneriyor (onlarda da en az 4 yıl kalması gerekiyor), kadın gitmek istemiyor. erkek bozuluyor buna.
kadının mantığına uymadığı için ve araya yabancılaşma girdiği için ayrılmak aklına geliyor, erkeğin de böyle düşündüğünü zannediyor ama erkek gerekirse uzaktan da devam edelim diyor. ayrılma muhabbeti açılınca biraz uzaklaşma yaşanıyor.
kadın, erkeğin fotoğrafını görünce bile dayanamıyor, içi gidiyor ama mantıken anlaşamadıkları ve farklı baktıkları için ne yapacağını da bilemiyor. yaşının giderek ilerlediğini düşündüğü için de sıkıntı duyuyor.
ne yapsınlar bu durumda?
not: sizden linçlememenizi rica ediyorum :), kadın tarafı zaten kötü durumda şu an :/
merhaba duyuru ahalisi.
başlıkta olduğu gibi şeker hastası bir kadın, erkek ile evlenmenin olumsuz yönleri ve zorlukları nelerdir?
başlıkta olduğu gibi şeker hastası bir kadın, erkek ile evlenmenin olumsuz yönleri ve zorlukları nelerdir?
Bu yasaklar isi daha da zorlastirdi.
Soru baslikta.
Belki birileri birilerine esin kaynagi olur. Hatta ben de yararlanirim umuduyla...
Soru baslikta.
Belki birileri birilerine esin kaynagi olur. Hatta ben de yararlanirim umuduyla...
Daha da genişletebiliriz, metroda tanışmak, otobüs durağında tanışmak vs Özellikle erkeklerin kızla tanışmasından bahsediyorum. Bu şekilde başlayan birçok ilişki var. Kısa süreli ilişki veya uzun. Bi müddet kesişme sonrası yeşil ışık alınırsa tanışma vs.
Kadınların birçoğundan şunu duydum. Yakışıklı partnerlarını ilk görmede beğenmişler ama başlangıçta tipsiz bulduğu sevgililerini zamanla sevmişler. İş arkadaşı, okul arkadaşı falan gibi.. tabi sevdikten sonra gözüne güzel gelmiş olabilir ama sevgili olma aşamasını konuşuyoruz.
Dolayısıyla bu uçakta yan koltuğunda oturan güzel kızla tanışma ya da şehirlerarası otobüste mola yerinde hoşuna giden kızla tanışma, otobüste durağında tanışma falan gibi anlatılan hikayeler aslında görünüm olarak çekici insanların hikayesi değil mi?
Tipin gayet kötü ama karakterin, başarıların ya da statün(konum, para) iyi olsa bile böyle kısacık zaman diliminde karşı tarafa bunları sunamazsın. Hatta böyle metroda kesişmeler sadece tip ile ilgili değil mi?
(hatta gerçekten böyleyse bunun yetenek ve başarı olarak sunulması garip değil mi)
Kadınların birçoğundan şunu duydum. Yakışıklı partnerlarını ilk görmede beğenmişler ama başlangıçta tipsiz bulduğu sevgililerini zamanla sevmişler. İş arkadaşı, okul arkadaşı falan gibi.. tabi sevdikten sonra gözüne güzel gelmiş olabilir ama sevgili olma aşamasını konuşuyoruz.
Dolayısıyla bu uçakta yan koltuğunda oturan güzel kızla tanışma ya da şehirlerarası otobüste mola yerinde hoşuna giden kızla tanışma, otobüste durağında tanışma falan gibi anlatılan hikayeler aslında görünüm olarak çekici insanların hikayesi değil mi?
Tipin gayet kötü ama karakterin, başarıların ya da statün(konum, para) iyi olsa bile böyle kısacık zaman diliminde karşı tarafa bunları sunamazsın. Hatta böyle metroda kesişmeler sadece tip ile ilgili değil mi?
(hatta gerçekten böyleyse bunun yetenek ve başarı olarak sunulması garip değil mi)
Güzel giden, sorunsuz, kısacası normal seyrindeki ilişkinizde hamile kalıyorsunuz. Bunu öğrendikten sonra erkek babalık testi yaptırmak istiyor. Kadın buna çok bozuluyor ve teste izin vermiyor. Sizce kadın tepkisinde haklı mı? Erkeğin test yaptırmak istemesi normal mi? O kadının yerinde olsaydım boşanırdım der misiniz?
Bir haftadır hastayım, çok büyük ihtimalle covid. Ama ailemdeki kimse bakmayı bırak, kendimi hasta ettiğim için sanki hesap soruyor. "İnşallah covid değilsindir, bir de evlere mi kapanacagiz?" demeye getiriyorlar. Bir de hepsinin dilinde "Ailem benim için her şeyden önce gelir" zirvasi. Evin erkekleri bakım istiyor, yemeğini yap, dağıttığını topla, donunu yıka, annem koşulsuz itaat bekliyor (bal iç bir şeyin kalmaz dedi bütün gün). Sevgi, bağlılık, çok yüce aile değerleri bütün bu olup bitenlerin neresinde? Hapishane gibi, kendine ayrı bir dünya kurmana da izin yok, yadirganiyorsun. Ancak evlenerek kurtulabilirsin bu insanların tahakkumunden.
Sorum yok, yeni evli çiftlere ricamdir, hayatı çocuklarınız için yarı açık cezaevine çevirmeyin, sevginizi koşula bağlı vermeyin.
İyi akşamlar herkese.
Sorum yok, yeni evli çiftlere ricamdir, hayatı çocuklarınız için yarı açık cezaevine çevirmeyin, sevginizi koşula bağlı vermeyin.
İyi akşamlar herkese.
ilgili video şu
www.youtube.com
benzeri bu
www.youtube.com
bu video da izleyenlerin tepkileri gerçek hayatta da bu şekilde mi?
Bana pek inandırıcı gelmiyor aklına gelir tamam da böyle tepkiler gerçek mi yoksa takipçi olayı mı?
sizde durum nedir?
www.youtube.com

benzeri bu
www.youtube.com

bu video da izleyenlerin tepkileri gerçek hayatta da bu şekilde mi?
Bana pek inandırıcı gelmiyor aklına gelir tamam da böyle tepkiler gerçek mi yoksa takipçi olayı mı?
sizde durum nedir?
atiyorum. isi gucu biraktiniz. ailenin yanında yasadiniz. gayet minimal bir hayatiniz var ve kimseyi takmiyorsunuz. 20-30-40 derken 50 oldunuz. anne, baba oldu. ev size kaldi. hala ayni hayat.
herkesin korktugu kadar kötü bir durum mu bu gelecek?
not öyle degilim ama neden bu kadar korkunc geldigini anlamiyorum.
herkesin korktugu kadar kötü bir durum mu bu gelecek?
not öyle degilim ama neden bu kadar korkunc geldigini anlamiyorum.
Birine hediye almak istiyorum ama ne sever pek bilmiyorum. O yüzden size soruyorum, dur yere size ne hediye alınsa mutlu olursunuz? Çok spesifik cevaplar değil de böyle daha genel olarak hoşunuza gidebilecek şeyler söylerseniz çok mutlu olurum.
Hediye alınacak kişi ile ilgili bilgiler;
Erkek, 28 yaşında, veteriner.
Şimdiden çok teşekkür ederim.
Hediye alınacak kişi ile ilgili bilgiler;
Erkek, 28 yaşında, veteriner.
Şimdiden çok teşekkür ederim.
Baya yakın oldugunuz ve her şeyinizi paylaştığınız kız arkadaşınız size kariyer olarak sizden daha düşük konumda, sizden 10 yaş büyük, kel, göbekli, (icip icip kızlar beni kullansın istiyorum esprileri yapıyor), alkolik, lise mezunu, ilçede yasayan birini uygun görse bozulur musunuz? Ben adamla kesinlikle samimi degilim ama gordugumde konusuyordum.
Farkli watsapp gruplarinda falan da adinizin gectigini, bu adama beni yamamak icin goy goy yapıldığını, sizin öyle bir talebiniz olmamasina ragmen arkadaş dediginiz kızın surekli ona peşkeş cekmeye çalıştığını anlasanız ne yapardiniz?
Kesinlikle çirkin degilim, maddi/manevi/fiziksel bir erkege muhtaç degilim, amerikada yuksek lisans yaptım ve alkolizm gibi sorunlarım yok. Arasira tabii ki keske sevgilimiz olsa geyigi yapiyorduk kiz kiza o ayri.
Bir de kendisine kendinden kucuk, fit ve iyi egitimli erkekleri layik görüyor.
Ek: adam iyi bir insan da degil. Dedigim gibi kari kız muhabbeti yapıyor sürekli, dost dedikleri sırtından vurmus geyikleri, otoriteye iyi görünme, gucsuzu ezmeye calısma gibi davranışları var. Sinsi falan.
Farkli watsapp gruplarinda falan da adinizin gectigini, bu adama beni yamamak icin goy goy yapıldığını, sizin öyle bir talebiniz olmamasina ragmen arkadaş dediginiz kızın surekli ona peşkeş cekmeye çalıştığını anlasanız ne yapardiniz?
Kesinlikle çirkin degilim, maddi/manevi/fiziksel bir erkege muhtaç degilim, amerikada yuksek lisans yaptım ve alkolizm gibi sorunlarım yok. Arasira tabii ki keske sevgilimiz olsa geyigi yapiyorduk kiz kiza o ayri.
Bir de kendisine kendinden kucuk, fit ve iyi egitimli erkekleri layik görüyor.
Ek: adam iyi bir insan da degil. Dedigim gibi kari kız muhabbeti yapıyor sürekli, dost dedikleri sırtından vurmus geyikleri, otoriteye iyi görünme, gucsuzu ezmeye calısma gibi davranışları var. Sinsi falan.
Ben, 20 yıllık kardeşim diyebileceğim çok yakın dostum ve kız arkadaşım bugün bir yerde buluşup birlikte birşeyler yedik. İkisini geçen ay tanıştırdım. İkisi de sıcakkanlı olduklarından hemen samimi oldular. Bugün kız arkadaşım dostuma eğlencesine kahve falı yorumluyordu. Aralarında şöyle bir diyalog geçti
-Yakında sana kısmet görünüyor. Bak burda sarı saçlı güzel bir kadın var sanki
-Sanmıyorum ya ehehehe
-Niye?
-Ne bileyim artık zor geliyor işte bir kadınla tanışıp iyi anlaşacağımı düşünmek falan
-Olumsuz düşünme ya bak hoş yakışıklı adamsın. Olur illaki birşeyler
-Eheheh sağol
Ben buna bozuldum. Onlara belli etmedim tabi. İkisine de ayrı ayrı güveniyorum ama yine de çok rahatsız oldum. Geçen hafta da birşey olmuştu. 10 yıl önce arkadaş grubuyla çektirdiğimiz fotolara bakıyorduk benim kızla. Hangimiz daha yakışıklıyız diye sordum. Bana bu dostumu gösterdi. E ben o zaman dedim. Çekici olmakla tip olarak yakışıklı olmak farklı şeyler, seni çok beğeniyorum gayet çekicisin ama tip olarak bu arkadaşın daha yakışıklı dedi. Ben baya rahatsız oldum. Ona söylemedim yine ama huzursuzlandım. Bilmiyorum abartıyor muyum haksız mıyım durduk yere sorun mu çıkartıyorum. Ne dersiniz? Sizce benim kızla ciddi bir konuşma yapmam gerekir mi?
-Yakında sana kısmet görünüyor. Bak burda sarı saçlı güzel bir kadın var sanki
-Sanmıyorum ya ehehehe
-Niye?
-Ne bileyim artık zor geliyor işte bir kadınla tanışıp iyi anlaşacağımı düşünmek falan
-Olumsuz düşünme ya bak hoş yakışıklı adamsın. Olur illaki birşeyler
-Eheheh sağol
Ben buna bozuldum. Onlara belli etmedim tabi. İkisine de ayrı ayrı güveniyorum ama yine de çok rahatsız oldum. Geçen hafta da birşey olmuştu. 10 yıl önce arkadaş grubuyla çektirdiğimiz fotolara bakıyorduk benim kızla. Hangimiz daha yakışıklıyız diye sordum. Bana bu dostumu gösterdi. E ben o zaman dedim. Çekici olmakla tip olarak yakışıklı olmak farklı şeyler, seni çok beğeniyorum gayet çekicisin ama tip olarak bu arkadaşın daha yakışıklı dedi. Ben baya rahatsız oldum. Ona söylemedim yine ama huzursuzlandım. Bilmiyorum abartıyor muyum haksız mıyım durduk yere sorun mu çıkartıyorum. Ne dersiniz? Sizce benim kızla ciddi bir konuşma yapmam gerekir mi?
Örnek olarak; aşağıdaki videoda bulunan renk körü insanların ilk kez renkleri gördüğünde verdikleri tepkiler beni her seferinde duygulandırıyor. İnsanın doğal olarak duygularının diğer insanlara bilinçli olarak eğip büküp yönlendiremeyip doğrudan yansıttığı her anda bunu hissediyorum.
Bir başka örnek de özellikle en zengin ile en fakir insanın arasında uçurum ötesi uçurumların olduğu ülkelerde evsiz ya da zor durumda ya da büyük sorunları olan insanların sorunlarını çözüldüğünde verdikleri tepkiler.
www.youtube.com
Tabi ki o duygusal anların ardından bu insanları tanımadığım için doğal olarak aslında oldukları ya da sonrasında dönüşebilecekleri insan suretini düşününce bu duygusallık yok olup gidiyor ama bir süre de olsa beni yakalıyor işte.
Peki sizi duygulandıran neler var?
Bu arada bu konu hakkında konuşmak isteyen arkadaşların bir mesaj uzağındayım.
Herkese iyi akşamlar dilerim.
Bir başka örnek de özellikle en zengin ile en fakir insanın arasında uçurum ötesi uçurumların olduğu ülkelerde evsiz ya da zor durumda ya da büyük sorunları olan insanların sorunlarını çözüldüğünde verdikleri tepkiler.
www.youtube.com

Tabi ki o duygusal anların ardından bu insanları tanımadığım için doğal olarak aslında oldukları ya da sonrasında dönüşebilecekleri insan suretini düşününce bu duygusallık yok olup gidiyor ama bir süre de olsa beni yakalıyor işte.
Peki sizi duygulandıran neler var?
Bu arada bu konu hakkında konuşmak isteyen arkadaşların bir mesaj uzağındayım.
Herkese iyi akşamlar dilerim.
Merhaba 26 yaşında erkeğim. İş yerinde benden daha kıdemli kadınlar bana böyle hitap ediyor. Hatta bugün yaşıtım, benzer pozisyondaki bir kadın da benzer şekilde seslendi, üstelik ben 'siz' hitabını bir kaç kere vurguladığım halde devam etti.
Ben karşı cinsten herkese 'siz' hitabı dışında bir hitap kullanmıyorum. Ne dış görünüş ne hal hareket kesinlikle feminen bir duruşum yok. Bu iş yerinden önce çalıştığım hiç bir yerde başıma böyle bir şey gelmedi. Yanlış anlaşılmasın olayı sadece anlamlandırmaya çalışıyorum.
Not: Duyuru kendini imha edebilir.
Ben karşı cinsten herkese 'siz' hitabı dışında bir hitap kullanmıyorum. Ne dış görünüş ne hal hareket kesinlikle feminen bir duruşum yok. Bu iş yerinden önce çalıştığım hiç bir yerde başıma böyle bir şey gelmedi. Yanlış anlaşılmasın olayı sadece anlamlandırmaya çalışıyorum.
Not: Duyuru kendini imha edebilir.
Sınır bilmezlik midir bu yoksa cool görünme çabası mıdır? Böyle insandan herhangi bir anlamda hayır gelir mi?