Ekşi Duyuru

Evet. En azından eskiden öyleydi, hâlâ olması lazım mantıken.

yapmıyorlarmış maalesef

Yazıyı okuyun yorumlar da konu hakkında biraz bilgi verebilir.
www.mahfiegilmez.com


Ayrıca bizde amerikancı etki sebebiyle pek gündeme gelmiyor, haber bile olmuyor ama bir çok ülkenin özellikle ikinci dünya savaşından beri süregelen dolar kıskancından kurtulmak istemesi, kendi para birimleri ile alış veriş yapmalarına ve yine dolar dışı farklı rezerv ,ödeme aracı belirlemeleri ekonomik anlaşmaları söz konusu. Yakın tarihte yapılan görüşmeler var.

Suudi Arabistan ile Çin arasındaki yeni ekonomik anlaşmalar ve dolar dışı ödeme bunlardan biri.
(Körfezdeki etkisi azalan Amerika'nın yerine o boşluğu şu an Çin doldurmaya çalışıyor. Geçmişte ABD'nin petrol üretimi konusundaki baskısını suudiler kabul etmemişti. )

Yine farklı ödeme yöntemleri olarak kripto para ve belirli bankaların Rusya'ya ait ödeme kartlarını kabul etmesinin söz konusu olabileceğini bir videoda dinlemiştim.

Batının her türlü resmen baskısına rağmen Rusya'ya ekonomik olarak bağlılıkları sebebiyle ondan tamamen uzak kalmaları da mümkün değil.
Özel petrol şirketleri için bu savaş büyük kâr aracı oldu.

Yaptirim kapsaminda olmayan Rus bankalari gayet eskisi gibi calisiyor, swift de calisiyor.

benzin istasyonu = vergi geliri bu kadar basit. akaryakıt fişini incelemen yeterli .

petrol fiyatı ile benzin fiyatı aynı şey değil. evet yakın gider ancak her zaman birlikte gitmez. ayrıca her türlü bi gecikme vardır. ülkemizde benzin ve dizel için italya genoa'daki akaryakıt borsası fiyatları esas alınır

Cunk on earth var, izlerken aa yeni Ali G Show gibi hissetmiştim, sadece kliplere denk geldim ama komik bir programa benziyor.

Ali g demişken tabi ki ali g show da var (film değil program olan), zaten sacha baron cohen...

İkisinin de format who is america tarzında, ciddi insanlarla absürt röportajlar.

Bonus : Eric andre show söylemeden olmaz. söylerken bile gülmeye başlıyorum. Between two ferns'in absürt versiyonu diyebiliriz, anti-talk show

aunty donna's big ol' house of fun

ayrica liste o kadar guzel ki hepsini tekrardan izlemeye/dinlemeye basladim valla.

tiner çözüm olabilir ama gidin ustayı çağırın, ne olduğunu söylemeden. uğraşsın çözsün siz niye canınızı sıkıyorsunuz?

bi bardağa azıcık tiner döküp küçük bir fırça ya da kulak çubuğu ile tinere batırıp batırıp dili ve etrafındaki boyayı çözebilirsiniz.

Boyacıyı çağırın +1 ama bu zamanda bir ustayı yaptığı işi düzeltmek için geri çağırmak deveye hendek atlatmaktan zor.

Bas frekanslar en az duyarlı olduğumuz frekans bandı olduğu için (dalga boyları da büyük olduğu için) genellikle yüksek ses ister (hem üretim için hem de duyabilmemiz için) bu sebeple kısık ses ile low mid ve bas beklentisi biraz zor bi iş.

Çözümü büyük sürücülü bişeyler bakmanız standart 5", 6" sürücüler ile verim almanız zor 8" ve üzeri bakınırsanız kafanızdakine daha yakın bi sonuç olur.

8" speaker nereden bulucam lan derseniz en basit çözüm referans monitörü, aktif olacağından dolayı kullanımı kolay olur, çoğu giriş seviyesi referans monitörü de aslında referans monitörü falan değil müzik dinlemeye daha uygun renklendirmeye sahipler zaten.

LCW, mavi, pull&bear, mudo, mango, zara

mango diğerlerinden çok az daha kaliteli, gerisi aynı gibi geliyor bana.
ama bu kalite açısından sıralama. tarz olayı başka tabi.

erkek için konuşuyorum;

mango>zara>mudo>pb=mavi

üründen ürüne fark edebiliyor.

Hepsinde kaliteli de ürün var kalitesiz de. Etiket okuyun. Mavinin kotları iyidir. Coton ürünlerde mango da organik koton tişörtler iyidir vs

Hangi banka? Ben 2 üstü görmedim, çok ilginçmiş.

finansbank şubeyi arayınca verdiler bu oranı

0,45 gibi bir şeydir o. 5,50 de yıllıktır

5,50 yıllık zaten, fed’in oranı da yıllık. herhangi bir yanlış anlaşılma yok, bankaya sorduk 2 defa onayladı bu oranı.

Teb %4 veriyor şu an.

Yok öyle bişey.
İsrail polisinin sıkıntı çıkarması durumu Türk damgasından olmaz. Tipini sevmemişlerdir.
Aynı şey İsrail damgası gören Türk polisi için de geçerli.

Israil in kendi pasaportuna sorun cikarmaya polis bunada ses cikarmaz,hatta bu nereye gitmis diye bakmaz..

Israil polisinin ince ince aramadigi bi millet yok.herkese ayni muamele var.arkadasin bunu turkiye ye geldigine yormus sadece.adamlar herseye atarlaniyor,sinirlenip yagmaya baslayancanmi diye bakiyorlar.seninkine niye turkiye ye gittin diye soran bana niye italyaya bu kadar cok gidiyorsun demisti.

Altinin kdv si sifir.iscilik uzerinden kdv 18 .genelde isciligi dusuk gosteririler.kulce aldim saatim der.nakit icin fiyati farkli cunku kredi kartina komisyon var ve cumhuriyet altinini kredi kartiyla alirsan adam zarara girer.bu uygulama normal.

Turkiye de sadece kapalicarsida bazi bankalar cekilen kredi kartinin karsiligini ayni gun icerisinde oduyor firmalara.

Nakit için ayrı fiyat olması hemen vergi kaçırmak demek değil.
Eğer nakit için ayrı fiyat verip, bu fiyat üzerinden fiş/fatura oluşturmuyorsa o zaman kaçırıyor demektir.

"fiş almazsak ne olur?" durumu kaçırmak oluyor. Hem kdv'den hem de gelir vergisinden.

Hahaha, kuyumcu vergi veriyor mu??? Çoğunluğu nakit çalışıyor zaten kredi kartı sözkonusuysa fatura keserler. Anlı şanlı kuyumcuların arçelik muhasebeden ayşe hanım kadar vergi vermediğini görürsünüz (arçelik muhasebe ayşe tamamen uydurulmuştur).

fiş vermeyen kuyumcu vergi kaçırıyordur. vergi dairesi de bunu biliyordur. hiç boşuna zahmete girmeyin.

Mümkün olduğunca kullanmamaya çalışıyorum da akp dili medyada o kadar baskın ki her yerde duya duya ben bile fetö demeye başladım.

doxanikee +1

Fetö'cü demiyorum.
Eskiden beri bunların ne halt olduğunu anlatmaya çalıştığımız ama anlamamak için direnen malların bugün "Fetö", "Fetö'cü" vs. demesini de komik karşılıyorum.

fetö demek sadece akplilerin boynunun borcudur. cemmaat zaten kimsenin gözünde matah değildi onlar haricinde. o yüzden ampüller dışında kimsenin üstüne vazife değil fetö demek.

cemaatçi derdik, hala öyle diyoruz.

Yukarıda cevap verenlerle aynı fikirdeyim. Ek olarak eskiden Fethullah Gülen için feto (ö ile değil o ile) dendiği de olurdu ve o zamanlar bu kısaltma en çok şimdinin fetö diyenleri tarafından kınanırdı. Aynı dili kullanmamak için Türkçe fonetiğe ters olmasına rağmen birkaç sene önce fetö ismini uydurup resmi terör örgütleri listesine bu şekilde (fethullahçı terör örgütü) eklediler. İlk çıktığında çok eğreti bir ifadeydi ancak herkes televizyonda söylenen her şeyi doğal ve normal sanarak medya dilini hemen benimsiyor.

bu konuda kendini suçlu hissedenler kullanmalı o lafı bence de.
bizler, zaten bu cemmatcilere hiç bir zaman güvenmemiştik ki.

resepsitona söletin, sheratonds kesğn ysrdım ederler. onlarcs sayfa çıktı almayacaksanız tabi

Ben yeni ehliyet çıkarmak için randevu alıyordum. 2016nın kasım ayında yer yokken 1 aralık gecesi şansımı deniyim dediğimde bir çok randevu yeri açılmıştı o şekilde zam gelmeden alabilmiştim. Sende 1 mayısa girdiğimiz gece sistemden bi bak derim. Onun dışında bize ehliyetimiz gelmeden önce geçici kağıt vermişlerdi sanada onu verirler büyük ihtimal ama bunun için yine randevu mı gerekir bilemiyorum malesef

Konya'dan yarın bile çıkartabilirsin istersen. Ankara'dan alma zorunluluğun yok bildiğim kadarıyla.

Aceleniz varsa polatlı, sivrihisar vs. Den randevu alınız oralarda vardır muhtemelen. Bir bakın

1- uzak yerler.
2- tanıdık polis.

(bkz: aşağılık kompleksi)

en asil kan benim damarlarımda. benim telefonum en iyisi. benim arabam en kalitelisi. en uzağa ben işerim. benim babam döver...

edit: otonomo milliyetçiliği çok güzel anladı :) otonomo insan davranışlarının psikolojik motivasyonlarından bahsediyor ve bu cevapta pozitif/negatif ayrımı yapmıyor. ayrıca otonomo insan davranışları üzerine düşünürken atatürk'ün veya bir başkasının davranışlarını referans almaz :) otonomo herkesi her zaman iyi hissettirmekle ilgilenmez :(

öncelikle @otonomo milliyetçiliği anlamamış.

milliyetçi ile fanboy arasında mutlaka farklar vardır. ama benim değinmek istediğim esas sıkıntı yukarıdaki gibi bu kelimelerin herkes tarafından aynı manalarda anlaşılamaması. herkes, malesef her kelimeye kendince yeniden bir anlam atfediyor. doğal olarak bir ortak algı yok.

kimine göre milliyetçilik = ırkçılık ya da milliyetçilik = kafatasçılık mesela... bunlar başka başka anlamlara gelmekle beraber birbirinden keskin çizgilerle ayrılmış değildir. çünkü hayat iç içe geçmiş olgulardan meydana gelir.

bir duygu atfedip algımızı duygusallaştırmadan önce anlamamız gereken şudur: milliyetçilik de çağına ve mekanına göre tarihte önemli durum veya olaylarla birlikte ortaya çıkmış diğer bazı kavramlar gibi bir kavramdır. bir olguyu açıklar

bence milliyetçilik yerine göre dejenerasyonun önüne geçmek için gereklidir. ama bunun sınırı nedir? bu tartışılabilir. milliyetçi olmayan toplumlar tarihte ve günümüzde hızla dejenerasyona uğramış, uğramaktadır. bu tarz ortak duygular ve kavramlar bireylerin toplumlaşmasını sağlayan bir tutkal gibidir.

fakat bazı insanlar milliyet kelimesini direk negatif anlamlarla algıladıklarından zannediyorlar ki milliyetçi olmak diğer herkesin ölmesini kendi milliyetinin hayatta kalmasını istemektir. öyle basit bir şey yok. türkiye'nin temeli de milliyetçilikle atılmıştır ve bu rastgele değildir. bir imparatorluk yıkılıyor ve dört bir yandan işgal altında bir vatan var. bu vatan nasıl bir tutkalla bir arada tutulabilir? kim bu vatanı korumak için ölüme yürüyebilir? hangi cephaneyle? hangi duyguyla? işte birinci dünya savaşında atatürk duruma bakmış ve 'cephaneniz yoksa süngünüz var ben size ölmeyi emrediyorum, ya istiklal ya ölüm!' demiş. demekle kalmamış milyonlara da ilham vermiştir, dedirtmiştir. bugün bu sayede bir yurdumuz, dilimiz, okullarımız var.

atatürk'ün yunan bayrağını çiğnemediği, yerden kaldırdığı/kaldırttığı hakkında bazı anekdotlar okumuş ya da duymuşsunuzdur. şimdi size 'gerçek milliyetçilik budur' demeyecem tabi ama. tarihte böyle milliyetçi de vardır.

buna göre neden negatif bir milliyetçilik algısı var? aslında böyle bir algı sadece milliyetçi olmayan bir kesimde var. bu algı milliyetçilerin azımsanmayacak bir kısmının 'hırt' olmasından kaynaklı olabilir. bu sefer milliyetçiliği 'temsil eden' bu bireyleri görüp boku milliyetçiliğe atmamak gerek. nasıl müslüman vardır ekmeğini paylaşır, müslüman vardır hırsızlık yapar... bu da öyle bir durum.

bugün sözümona komünistlerin, devrimcilerin sigortasız işçi çalıştırdığı bir ülkede yaşıyoruz. 'milliyetçilik tü kaka ama solculuk çoh süper' gibi bir algısı olanların meselenin insanın bizzat kendisiyle, 'decent human being' olma meselesiyle ilgili olduğunu anlaması gerek. hiçbir sistem içerisinde de (ister cumhuriyet ister oligarşi ister diktatörlük, demokrasi, anarşi ne olursa olsun...) yozlaşmış, yolsuzlaşmış insanlarca 'adil, güzel...' bir işleyiş kurulamayacağını artık kabul etmek zorundayız.

ne yaptığını bilen, herkesin/ülkenin/çoğunluğun iyiliğini isteyen bir atatürke diktatörlük verirsin adam eder, birikim yapar, demokrasiyi getirir. öte yandan zalim birine iktidar verirsin. ülkeyi mahfeder (bkz: saddam hüseyin)

bunlar tarihte ilk değil bu gidişle son da olmaz. boşuna tarih tekerrürden ibarettir dememişler.

sonuçta fanboy meselesine gelirsek bu kelime anlam itibariyle milliyetçilikten biraz daha basittir. fanboyluk, milliyetçilik kadar kapsayıcı ve duygulandırıcı olmayabilir. zira bir anlamda basit bir beğeni meselesi devreye giriyor. milliyetçilik, fanboyluk kadar 'hafif ve yeni' bir kavram değildir. milliyetçilik evrimsel bir öneme sahiptir ve yeri gelince koca toplumu ayağa kaldırır.

edit: milliyetçiliği doğru dürüst anlayabilmek için atatürk'ü anlamak lazım. bunun için de nutuk bulunmaz bir kaynak. ona buna bok atmakla milliyetçilik aynı şey değil. bunu dinciler de yapar, solcular da yapar, herhangi bir kıskanç kimse de yapar. bu boklama meselesi 'decent' olmakla çok ilgili (decent için bir anlamda 'efendi' olmak diyebiliriz.) o ya da bu markayı boklayan fanboylar da 'decent' olmayabilir.

edit2: iyi de bu kavram bu kadar basite indirgenemeyecek, gayet kompleks, tarihsel olaylar sonucunda ortaya atılmış bir kavram. üzerinde bu kadar tartışmalar, görüş ve algı farklılıkları varken, bütün bunları görmezden gelip bu kadar indirgeyebilmek için pozitif/negatif bir ayrım yapmak zorundayız. kaldı ki herhalde aşağılık kompleksi pozitif bir karakter özelliği olarak görülmez... bu tanımın gerçekten bir negatif ajandası yoksa düpedüz cahillik.

öte yandan milliyetçiliği anlamak için herhalde dağdan taştan referans alacak halimiz yok. nasıl paleolitik çağı anlarken aletleri referans alıyorsak burada da milliyetçileri referans almak zorundayız.

millet mecburiyettir, içine doğarsınız. (en basitinden dil...) fanboy ise onlarca farklı seçenekten birini tercih edebilir. ikisi aynı değil.

tarihin görmediği ölçüde büyük ölüme yol açacak nükleer savaşlar yaşanmadığı sürece insanlar farklı dillerde konuşacak, farklı kültürlere sâhip olacak, farklı siyasî birimlerde (devletlerde) yaşayacak (asimilasyon her zaman var ama tüm dünyayı tek millet veya "milletsiz" yapacak kadar geniş olması imkânsız). sihirli değnekle tek dünya devleti kursan üç gün sonra iç savaş çıkar yine topluluklar ayrışır, bölünür. kısaca milletlerin varlığı değiştirilemez bir gerçektir ve bunların arasındaki rekâbet de öyledir. bu rekâbetin içinde olmak çok doğal bir durum. bu rekâbette hitler gibi de olabilirsin tam tersi de. bu senin düşüncene, tabiî sâhip olduğun güce ve kaynaklara da bağlı. milliyetçilik "dünya geneli bir yaklaşım"a sâhip olmayı engellemez. meselâ sabahattin ali (eksisozluk.com).

Milliyetçiye ırkçı, liberale liboş, sosyal demokrata cihangir solcusu. siyaset terminoloijisinden bağımsız herkes kendine göre yorumluyor zaten kavramları. Modern Türkiye'nin temeli atan, Abdül Nasır'ı yükselten, Cezayir'de FLN'i kuran, güya Bahçeliye bugün oy kazandıran da milliyetçilik. sanki etki tepkiyi doğuruyor gibi gözüküyor. Arap milliyetçiliği, Türk milliyetçisi, karşısına oradan Kürt milliyetçisi çıkıyor. Avrupa'da mülteci sorunu ötesinde aşırı-sağ yükseliyor. sen de burada ama benim milliyetçiliğim ne onların milliyetçiliğiyle aynı, ne "aşağılık kompleksi" ne de "fanboyluk" sadece vatanseverlik deyip laf anlatmaya çalışıyorsun. aynı anda milliyetçi-batıcı, milliyetçi-sosyalist, milliyetçi-demokrat olamazsın cahil kafaya göre.

www.google.com

Bursa Suuçtu Şelalesi

telefona Trafi isimli uygulamayı indirin, bir bakın bakalım

bolu için sonuç vermiyor malesef

Detay derken bolu merkezden goturen bi taksici varsa numarasi filan demek istemis bence arkadas.
Kendi arabalari olmadigindan toolu tasima istemisler zaten

toplu taşıma yok evet.

kauçuk bi şey sarmak lazım.

flame-retardent Silica band, kevlar ip veya benzer bir materyal alip saracaksin. uygun yapistirici ile birlestirirsen tadindan yenmez.

birebir bunu yapan bir örnek:www.gearpods.com

İp ör üstüne

yüksek lisans yapılabilir.

devlet bazı yerlerde kpss yanında yds de istiyor.

ama girenlerin çoğu yüksek ve doktora için giriyor.

kpss a'daki bazı memurluklarda (merkez bankası gibi sanıyorum) büyük avantaj sağlar. yl ve doktora için bazı üniversiteler dil puanını değerlendirir bazısı sadece baraj verir gerisini sallamaz.

tek başına dil alanı dışında bir işe yaramaz.

yeni temada kullanılan alanlar, değişken isimleri vs. değişmiş ki tema++ çalışmıyor. onun da güncellenmesi gerek yani.

ben o görünümü reklam sanmıştım ya lan... vay ameka. bokum gibi olmuş

Cok cok kotu olmus ya, gozlerim akti.

Bugune basip sonrasinda liste gibi acilacagina yeni sayfaya gitmesi, sonra baslikta en asagi inmeden en son sayfaya vb gidebilecekken artik en asagi inmek zorunda olmamiz (cunku ustte sayfa numarasi yok)

Sub-etha olmamasi, gozlerimin akmasi, devamini oku butonu??
O "bugun" sayfasinin bi turlu guncellenmemesi.
Delirdim, sevmedim.

Normam görünüm de gece gorunumu de sıkıntı. Gozlerim kanadi ulan bu ne ya. Uyudum uyandim adamlar devrim yapmis. Dürüm aticam kafalarina.

donarsınız. hatta sık sık yağışlardan dolayı kanyonu su basar. suyun debisini geçtim aşırı derecede yükselir. rezillik olur.

merkezden biraz daha soğuk olur, (antalya ve manavgat merkeze göre söylüyorum) ama donmazsınız, güzel bi ateş işi görür. onun dışında suyun debisi yaza göre biraz daha fazla olur. hava ayrıca temiz olur. başka bir şey gelmedi aklıma. ha bi de tenha olur.

defacto
laciver kremini kardeşime aldık.

evde yenir lan başka nerde yenicek

tinyurl.com

evde +1

öğrencilik evsizlik görmediyseniz demek ki

kısır için eve ne gerek, 1 kap 1 bıçak yeter de artar. Elbet olduğun yerde vardır bir mutfak.

nediyor.com

twitter'a fransız konsolosluğu charlie hebdo vs yazıp taksimdeki konsolosluktaki fotoyu bulup koymuş olabilirler yanlışlıkla

ee yani konu nereye gelecek ben anlamadım, elin ingilizi, amerikanı mükemmel gramer ile türkçe konuşuyor sanki, gayet yeterli bir ingilizce, kendini rahat şekilde ifade edebiliyor, kimse ondan bir ingiliz lordu gibi konuşmasını beklemiyor.

Hatalı olmayan ama basit cümle yapısı nedeniyle native speaker olmadığı anlaşılıyor. Ama Türk mü yazmış yoksa başka ülkeden biri mi diye ayıramazdım.

ana dili türkçe olduğundan türkçe düşünüp ingilizceye çevirdiği için olabilir mi? ki son derece normal ve olması gereken de bu zaten

herhangi bir eleştiri getirmiyorum yanlış anlaşılmasın, bende oluşan hissin nedenini net bir biçimde belirleyemedim, eğer siz de böyle düşündüyseniz nedeni ne olabilir diyorum.

uyduruyor da olabilirim, önyargı da olabilir. emin değilim.

ne biçim lan bu gibi bir yaklaşımım yok.

ssg'nin türk olduğunu bildiğin için türk'ün elinden çıkmış diyorsun. başka nedeni yok.

olm sedet'in ingilizcesini yiyeyim, takılmayın o kadar. ciddiyim.

mistreated +1

edit: soruyu ve Cevapları birer kere daha okudumda @atary'ye biraz daha fazla hak verdim. mistreated + atary

en.wikipedia.org mahremiyet hakkı AİHS m.8

correspondence de haberleşme hakkının karşılığıdır, iletişimin gizliliğinin korunmasıdır.

google'de indekslidir muhtemelen.

.png site:www.siteadı.com.tr şeklinde dene derim bi.
ya da imageshack site:www.siteadı.com.tr

5. yılım ve ben ödedim.

Ben de 5'im, ödedim aynısını.

yedi karanfil 3
www.ttnetmuzik.com.tr

(bkz: halkalı şeker)
(bkz: kalenin dibinde bir taş olaydım)
(bkz: kesik çayır)

(bkz: kardeş türküler)

(bkz: crossing the bridge the sound of istanbul)

oha şunu dinlet.

yeşil çimen üzerinde(diğer adı da zilli de maşa darbuka)

güzel bir trakya türküdür ve eğlencelidir.

bi sey olmaz dönüste cantana dikkatli bakarlar o kadar.

gerçek mekândan soyut mekâna

"Gerçekten Soyut Mekana" diye çevirirdim ben. Konunu da çok bilmeden tabii.

mekan daha çok mimaride kullanılıyor. şehircilik için "alan" daha uygun sanki

"Hooke's law only holds for some materials under certain loading conditions. Steel exhibits linear-elastic behavior in most engineering applications; Hooke's law is valid for it throughout its elastic range (i.e., for stresses below the yield strength). For some other materials, such as aluminium, Hooke's law is only valid for a portion of the elastic range. For these materials a proportional limit stress is defined, below which the errors associated with the linear approximation are negligible.

Rubber is generally regarded as a "non-hookean" material because its elasticity is stress dependent and sensitive to temperature and loading rate."

Wikipedia'ya göre kauçuk uymuyor bir tek sanırım.

elastik olmayan cisimler yani? sabun mesela uymuyodur değil mi?

Yok, sabun gibi maddelerin Hooke yasasıyla alakası yok zaten. "Linear-elastic" ya da "Hookean" materyaller olarak geçiyormuş Hooke yasasına uyanlar.

Hooke yasası F=-kx bildiğiniz gibi. Bu yasaya uyan bir cismi x kadar gerdiğinizde ne kadarlık bir geri çağırıcı kuvvet yaratacağını, cismin yay sabitini (k) biliyorsanız, bilirsiniz. Yay sabiti elastiklikle ilgili bir şey. Mesela bir yay alın, tavana asın, ucuna da bir cisim asın. cismi azıcık çekip bırakırsanız Hooke yasasına uygun bir biçimde yayımız salınacaktır. Şimdi yayı afedersiniz hayvan gibi çekip bırakın, ne oldu? Yay, yay özelliğini kaybetti fazla gerdiğiniz için, artık yaydan çok yamuk bir tele benziyor. Salınıyor mu? Hayır. Demek ki artık Hooke yasasına uyan bir cisim değil.

Mobilyacıların kendilerine özel cad programları var, kitchendraw gibi. Onlardan olma ihtimali yüksek. Ha, autocad de olabilir.

Dibini koklamaktan ziyade ben elde şöyle 1-2 ufak vuruşla tok ses çıkartarak anlayabiliyorum.

şu anda açılıyor internet sayfası. hocam bırak eurobattle.net'i. Garenaya geçmeni tavsiye ederim.

Şu mudur?

Idle Hands [1999]
www.imdb.com