[]

Dedem Ecevit i ağırlamış ama basında bulamıyorum

Anneannemde şöyle bir fotoğraf var ama başka yok. Yani o kadar çok başka kaynak bulamadım ki yıl olarak 2000 li yıllar olsa shop mu diyeceğim sdfkgh

Sanırım 1989 seçimlerinde Ecevit Merzifon'a gelmiş. Dedem de o sıralarda bir kurumda müdür. O zamanlarda baya bilgili birisiymiş Merzifon'da ve o gitmiş askeri hava alanında karşılamaya. (1947'de açılmış bir havaalanı var orada ama siviller kullanamıyordu, siviller için olan 2008te açıldı)

Ben dedemi sadece küçükken hatırlıyorum saygın bir adamdı beni çarşıya gezmeye götürdüğünde hangi dükkanın önünden geçsek oo hocam torun mu al bakalım ufaklık derler, ne satıyorlarsasa ikram ederlerdi, öyle bir adamdı. Ben de alıyormuşum hemen şimdi düşündüm de ne ayıp :3

Dedemde fotoğraf olduğuna göre bir şekilde gazetede, arşivlerde falan olup da hiç sanala atılmamış mıdır? O zaman ait fotoğrafları nereden ve nasıl bulabilirim?

ibb.co

Edit: Dedemin adı soyadı, ecevit, merzifon falan diye arattığımda da bir şey çıkmıyor.

 
yerel gazetelere ulaşmayı denediniz mi


  • paintov  (26.07.24 12:53:42) 
hayır nerelere gitmem gerekir emin değilim bir dahaki gittiğimde belediyenin veya müzelerin bu tarz arşivi var mı onu soracağım. bir de ilçede o zamandan beri duran bir yerel gazete var mı yoksa o amasya merkezde midir onu da bir araştırayım. fiziksel olarak aramadım hiç, internette ulaşabileceğim bir arşiv kaynağı bilen yoksa biraz da bizzat yerine gidip nerelere sorabilirim onu sordum aslında


  • ananiyimioguz  (26.07.24 12:58:31) 
hizliresim.com

Aylaklıktan şu fotoğrafı buldun. Ecevit'lerin kıyafetleri aynı. Buradan yürürseniz bir şey çıkar belki.
  • auroraaurora  (26.07.24 13:18:17) 
[]

Gelecektekileri kıskanmak

Normalde kıskançlık duygum pek yoktur ama nedense benden sonraki olaylara ben olmadan şahit olacak olanları kıskandığımı fark ettim.

Mesela geçmişteki olaylara şahit olanları kıskanmıyorum. Çünkü aşağı yukarı neler olmuş biliyoruz tarihten. Tabi o zamanda orada olmanın verdiği deneyim başkadır belki onu da kıskanan/imrenen vardır fakat sonuç olarak geçmişimize dair az çok bir bilgi var elimizde. Dünyanın oluşumu, evrim, insanlık tarihi, savaşlar vs.

Şimdiden geçmişe bakınca kendimi şanslı hissediyorum nedense. Çünkü diğerlerine göre daha fazlasını bilmek değişik bir haz veriyor. Mesela milattan önce 5000 yılında ölen var.

Kıyamam, yazık. Dünyadan haberi yok.

E ama belki bizim de yoktur ileriyi düşününce? Birinin 1000 yıl sonra, 10bin belki 100bin sonra bize tarihi eser gibi bakıp "kıyamam şu zamanlarda daha internetin ve yapay zekanın temelleri yeni atılmış. atalarımız ilk gezegeninden henüz çıkamamışlar bile" diyecek olması sinirlerimi bozuluyor, haksızlık değil mi ya?

Herkesin 1 tane ölümlü bir ömrü var, ben veya başkaları neden daha azına şahit oluyor da diğerleri daha fazlasını biliyor?

İmkanım olsa kıyamet olur mu olmaz mı bilmiyorum da, olacaksa onun son zamanlarında doğmak isterdim. Yani tüm insanlık bilgi birikiminin en fazla olduğu zamanda. O zaman daha mı sağlıklı bir yaşam olur, kaos mu vardır bilemiyorum tabi ama en azından dediğim gibi 0 dan 100 e bir sayı doğrusunda yaşayacaksa insanlık, şuan 5te miyiz 20de mi 50 de mi bilmiyorum ama en sonda olmak isterdim. Hatta mümkünse kapanışı ben yapayım :3

Bu size kötü hissettirmiyor mu?

 
Bunları bazen ben de düşünüyorum ve 1 milyon yıl sonra yaşanacak gelişmeleri uçan arabaları falan düşündükçe bunlara şahit olamayacağım ve o zevki yaşayamayacağım için kendimi kötü hissediyorum. Umarım 450 yıl sonra Dünya'ya 17 futbol sahası büyüklüğünde bi göktaşı çarpar da medeniyet 1500 yıl geriler diye umut etmek beni kötü biri yapmaz :(


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (24.07.24 19:41:05) 
Tam bir akademisyensin bence. Bilgiyi kıskanmak var onu biliyorum ama bu derecesi aklıma gelmezdi. Bilgiyi bu derece kovalamak, bu kadar fazla ciddiye almak ilk defa gördüğüm bir şey ve bu anca akademisyen kafasında olur.

Hayır kötü hissettirmiyor, benim yapım daha insana topluma yönelik şeyleri önemsiyor. Mesela dünyanın yuvarlak ya da düz olduğu tartışmalarını aşırı derecede saçma buluyorum, bunu araştırana kadar dünyanın iyiliğine, doğanın ve insanın iyiliğine çalışmalar yapılmalı diye düşünüyorum.

Herkes bir şeylere meraklanacak, bir şeyleri sevecek. İlerleme böyle oluyor.
  • muhayyer divan  (24.07.24 19:41:28) 
@arbre'nin bahsettiği şey kıskançlıktan çok imrenmeye girer bence. Ölmüş kadın örneği hariç. Kıskançlık başka bir şeyi görüp beğenip edinmek tecrübe etmek istemek başka. Önce kıskançlık mı duyuyorsun yoksa imreniyor musun bunu anlamak isterdim. Benim bildiğim kıskançlıkta "onun olmasın benim olsun" düşüncesi var. İmrenmekte "benim de olsun" var. Hangisi?


  • muhayyer divan  (24.07.24 19:53:36) 
Bende de var bu his. Hem teknolojik hem de tarihsel olaylar açısından gelecekte yaşanacak ve şahit olamayacağım olayları düşündükçe sinirim bozuluyor. Hatta hayata devam etme içgüdümdeki en büyük etken ölürsem kaçıracağım şeyler :D

Bunu yaşamayan insanı garipserim ben hatta, herkes yaşıyor diye düşünüyordum :)

Son dediğine istinaden de, yıllaaar önce bir soru görmüştüm, kırmızı butona basarsanız tüm evren yok olacak, basar mıydınız diye. O zaman niye basayım ya çok saçma diyordum ama şimdi olsa basardım sanırım :') kapanışı yapıp gidelim hissim baskın gelebilir :d
  • nundu  (24.07.24 19:58:57) 
zaten olmus olacagim neyine kotu hissedeyim. kotu hissedebilmek icin hayaletimin ortalikta takilip hayiflanmasi lazim "ah ne guzel teknoloji ah ben bunlari kacirdim" falan diye. oyle bir sey olacagini sanmiyorum.


  • hot potato  (24.07.24 20:01:44) 
Yaşamları daha da zor olacak.

-Artan nufus artışı tarım alanlarını azaltacak. Bu da herkesin yiyeceğe erişemeyeceği ya da hayat pahalılığı demek
-Konut sorunu olacak
-İklim değişikliği kaçınılmaz
-Su kaynaklarının yetersizliği

bir sürü sorun da beraberinde gelecek
  • ferenc  (24.07.24 20:08:40) 
bunu kestirmek mümkün değil önümüzdeki 40-50 senede büyük bir dünya savaşı çıkıp ortalık toz duman olabilir. terör örgütleri nükleer silah üretecek seviyeye gelebilir. nufus artışı ve global ısınma nedeniyle büyük kuraklıklar buna bağlı büyük sorunlar çıkabilir ve medeniyetin ilerleme hızı hayal ettiğimiz gibi olmayabilir. bana kalsa insan ömrü şöyle 150-200 yıl olmalı. doğdun, okudun, iş meslek para kazandın derken emekli olduğunda zaten ömür bitiyor yaşamaya vakit kalmıyor. ömür 150+ sene olsa 60-70den sonra iş güç derdi olmadan yaşanacak 70 sene daha kalır.


  • orpheus  (24.07.24 21:10:09) 
bana gelecek daha korkunc geliyor teknoloji, farkindalik vs ilerlese de. su anki super teknolojilerden ucak bile tatsiz bir ton prosedur derken hic de gorundugu gibi heyecan vermiyor. nufus, gida, enerji krizleri derken ucan arabadan zevk almam beklenemez:( 1 pessimist


  • ala09  (24.07.24 23:28:17) 
Yapay zeka nedeniyle sistemin beyaz yaka olsun, mavi yaka olsun işgücüne ihtiyacı olmayan , belirsizliklerle dolu bir sürece giriyoruz. Değil kıskanmak yakın gelecek bile beni korkutuyor.

Küresel ısınma konusuna hiç girmiyorum.
  • Mirket  (24.07.24 23:36:51) 
Yahu tamam da ben her şey çok güzel olacak da onu göremeyeceğim demiyorum ki.

Sonuçta iyi de olsa kötü de olsa yaşanacakları göremeyeceğim. Taşa mızrağa da dönsek, kuraklıkla da boğuşsak, beyinlerimizi bilgisayara da aktarsak veya başka gezegen ve galaksileri de görsek, bilemeyeceğim.

Ona bakarsanız hiç elektriğin bile olmadığı zamanda köyde doğup ölen için hayat çok güzeldi belki. Belki elektrik geldi makinalaşma başladı mertlik bozuldu. Bunun sonu yok ki. Her kuşak bir sonrakini kötü görebilir. İnsanını da, gidişatı da.

Derdim o değil, derdim, ben şu ana ve geçmişe az çok hakimim ama geleceğe hakim değilim. 1000 sene sonra ortam wall-e deki dünyaya bile dönmüş olsa, oradaki adam bu geçen 1000 senede neler olduğunu bilecek, ben bilemeyeceğim. (tabi büyük bir felaket, savaş, dünya dışı müdahale olmadığını varsayıyorum) Bizim ne eksiğimiz var gelecekteki adamdan ya bak yine sinirim bozuldu. Veya bizden öncekilerin ne suçu var adam belki medeniyet görmedi, ev görmedi, araba görmedi, elektrik veya teknoloji görmedi. Uçmadı belki hiç hayatında.

Yani evren veya canlı yaşamı diye bir film var diyelim, hepimiz başında ortasında bir yerinde çıkıyoruz.

En sonu görenler, aynı zamanda baştan sona her şeyi "biliyor" olacak. O bilme eylemi ile benimkinin aynı olmayacağı kesin. O işte sinirimi bozuyor.

En sonunda bu dünya boş önemli olan öbür dünya deyip tasavvufa yönelicem, ben de afyonumu alıcam az kaldı sdfjsg

Derdim ölümsüzlük de değil bu arada. Ölüm bence yaşamı anlamlı kılıyor. Ama işte ileriyi bilmemek rahatsız ediyor.

Keşke ölünce kenarda izleme yeri olsa. Gerçi öldükten sonra bir şey olacağını sanmıyorum boşuna kendimizi eğlemeyelim de bari şu vücudu dondurup çözme işlemi başarılı olsa da 50 yılda bir 1-2 gün uyandırılıp tekrar dondurulsam. O arada ne olmuş ne bitmiş araştırmış olurum. Gerçi kişisel tatminlik dışında bu bilgiyi ne yapıcam? Ona yaşamak mı denir? Sanırım içimizdeki ego ve tanrı olma iç güdüsünün bir parçası bu her şeyi bilme isteği.
  • ananiyimioguz  (24.07.24 23:59:51 ~ 25.07.24 01:40:08) 
gelecekte dünyayı korkunc şeylerin beklediğini düşünüyorum. kıskanmak değil üzülüyorum


  • yuvarlanantencereninkapagi  (25.07.24 01:36:56) 
herkes böyle hissediyor sanıyordum +7

Kıyamet diye bişi yok ama olsaydı onu görmek istemezdim, oeh gerek yok o kadar
  • abuzer  (25.07.24 08:14:34) 
abi pardon da daha günümüzdeki tüm olanakları, teknolojilerin hepsini kullanamıyorsun ki 300-500 sene sonrasına göz diktin :)


  • kumandanim  (25.07.24 08:59:15) 
aksine gelecekteki insanlara zavallı, bahtsız insanlar gözüyle bakıyorum. x ve y kuşağının muhtemelen hayatın en güzel zamanlarını yaşadığını düşünüyorum.


  • yazar yazmaz yazan yazar  (25.07.24 09:04:45) 
[]

Geceye 2 soru bırakıyorum

1- Hayvanlar birbirlerine isim takabiliyorlar mı? Yoksa genelde ortalığa sesleniyorlar da gelen geliyor.. şeklinde mi davranıyorlar?

Sanırım her yunusun bir ses imzası varmış ona göre tanıyorlarmış. Veya şempanzeler belli sesler çıkararak belli kişileri kastedebiliyorlarmış.

Ama başka bir örnek bulamadım. Şempanze ve yunuslarda bilinç düzeyi iyiymiş diyebilir miyiz?

2- Sizce atalarımız dil gelişmeden önce birbirlerine etiket takabiliyorlar mıydı? Gerçi anlamsız ses ve hareketler de bir dildir ama ilk başlarda nasıl anlaşıyorlardı bilen veya tahminde bulunacak var mı?

Yani şöyle bir dönem geçirmiş olmamız olasıdır değil mi? www.youtube.com

Yoksa sesler yerine herkesin bir işareti vardı da ona göre mi çağırıyorlardı? Yani mesela nah yapınca biri geliyor, yumruk yapınca başka biri geliyor... gibi.

 
Hayvanların enerji okuduklarını biliyoruz, kediler köpekler kuşlar atlar büyük ve küçük baş hayvanlar, vs vs. Ses okuyanlar da var (ses de bir enerji elbette) koku okuyanlar da var (köpekler) filan. Mutlaka Kızılderililer'deki gibi isimlendirmeler olmuştur diye düşünüyorum. Oturan boğa, demir ayak :)

Bence bütün hayvanlardaki bilinç düzeyi insanlardaki bilinç düzeyleri gibi. Aynı grupta, ufak farklılıklar var.
  • muhayyer divan  (24.07.24 03:33:26) 
papağangillerin her bir yavru için farklı tonda ses çıkardıklarını anlatan bi belgesel izlemiştim.


  • sinek kral  (24.07.24 05:16:32) 
İlk konunun uzmanı değilim ama mantıken hayvanların hepsi için ortak bir şey olmasa gerek. Sonuçta bireysel yaşayanlar var, toplu yaşayanlar var, ciğerlerinden çıkan havayla ses çıkaran var, ses dalgaları yoluyla iletişim kuran var, hatta kimi türler biyokimyasal salgılarla iletişim kuruyor. Örneğin Yunus ve şempanzelerden bahsetmişsiniz. Bunlar birbirlerinden her açıdan farklı canlılar.

Ses tonları etkili olabilir, temas ve bakışmalar etkili olabilir. Eminim bunların her birinin ayrı ayrı ya da bir arada bulunduğu iletişim yöntemleri vardır farklı türlerde. Ya da doğrudan birey-birey iletişimi olmayıp daha çok alarm seviyesinde topluluğu harekete geçiren sinyallerle birey-topluluk iletişimini sürdüren de vardır. Bu durumda isme zaten gereksinim yok.

Demek istediğim "hayvanlar" diye bir genelleme üzerinden konuşmak yanlış olur.

2. Soru hakkında daha fazla şey söyleyebilirim. İletişimin ötesinde, konuşma dilleri kültürel bir üretim, dolayısıyla insanın soyut düşünme yeteneği kazanmasıyla doğrudan ilişkili. İnsanların yaklaşık olarak kompleks bir dil geliştirecek yetkinliğe ne zaman ulaştıklarıyla ilgili birkaç şey söylenebiliyor.

En önemli kıstaslar taş alet teknolojilerindeki gelişme. Bilinen en erken taş aletler Lomekwi kültürü diye adlandırılan bir grupta 3.3 milyon yıl önce ortaya çıkıyor. Bunun ardından 3 milyon yıl önce Oldowan endüstrisi denen alet teknolojisi geliyor. Bu iki grup taş aletin üretimiyle ilgili deneyler var. Taş alet yapmayı bilmeyen insanları bir odaya alıyorlar ve odaya bir ödül koyuyorlar. Odada taşlar da dahil çeşitli materyaller var. ve modern insanlar ödüle ulaşmak için bu taşları kullanarak Oldowan aletlere benzer kaba taş aletleri o odada icat edebiliyorlar. Bunun için ekstra bir şey öğrenmeye ihtiyaç duyulmuyor.

Ancak 1.95 milyon yıl civarında aşölyen taş alet teknolojisi gelişiyor. Bunlar taşların önlü arkalı olarak yontulup çift yüzeyli, planlı şekillendirildiği aletler. Haliyle bir uzmanlık ve öğrenme süreci gerektiriyorlar. Bu noktada artık temel şeylerden ziyade sofistike bir kültürel aktarım sürecinin başlamış olduğu görülebiliyor.

Dilin kendisi de pek tabi ki komple bir paket olarak gelemez. Her şey gibi bir gelişim süreci olduğunu varsaymak en akla yatkın durum. İsimler de bu gelişim sürecinin bir noktasında ortaya çıkıyor haliyle. Ancak süreç bir gün önce dil yoktu, bir gün sonra artık dil var denemeyecek kadar geniş bir geçiş sürecini de içeriyordu. Haliyle isim takmayı da pekala doğrudan dilin varlığıyla ilişkilendirebilirsiniz. Dil öncesi isimler, dil sonrası isimler diye ayırmak açıklaması güç başka sorulara yol açacaktır. Bunun yerine bilgisayar programlama dilleri gibi daha temel seviyelerdeki dillerden ve daha kompleks dillerden bahsetmek daha düzenli bir kategorilendirme olur.

Ancak atalarımızdan kastettiğiniz şey de önemli. Doğrudan homo sapiens özelinde konuşacaksak büyük olasılıkla daha en baştan itibaren yetkin şekilde sözlü iletişim kurabiliyorduk. Çünkü yukarda anlattığım taş alet teknolojilerini geliştirenler sapiens değil. Lomekwi ve Oldowan aletler için habilis ve kenyantropus en olası seçenekler. Aşölyen aletleri ise erektus geliştiriyor ve sonrasında neanderthaller tarafından üretimi de yaygın biliniyor. Daha sonrasında ise bunu daha kompleks mousteryen aletlerin yapımında öncül olarak kullanıyor neanderthaller. Bilinen en erken sapiensler ise 300.000 yıl önceye ait. Haliyle sizin hangi kısmı sorduğunuz önemli. Örneğin 3.3 milyon yıl önce lomekwi kültürünün 3 milyon yıl önce oldowan endüstrisinin oluştuğundan bahsetmiştik. İşte bilinen en erken sapiens fosillerinden günümüze kadar geçen süre de bu kadar. Haliyle Lomekwi taş aletleriyle ilk sapiens fosiller arasındaki süre gerçekten devasa. Bu süreçte gelişen şeyleri zaten edinmiş olarak var olduk.
  • akhenaten  (24.07.24 09:13:48 ~ 09:55:19) 
geçenlerde internette fillerin birbirlerine isimleriyle hitap ettiğine dair bir haber okumuştum.

bence insan denen tür, yazılımında dil becerisi ve bilinçle dünyaya geldi ve geldikleri andan itibaren iletişim başladı.
  • kullanıcı adı  (25.07.24 20:05:56) 
[]

Klimanın dış çalışma sıcaklığının yüksek olması, soğutmasını da etkiler mi?

24.000 btu bir klima buldum ancak 2 farklı modeli var.

Aralarında da 5bin tl oynuyor sadece.

Tüm özelliklerine bakıyorum, her şeyi aynı. Bir fark göremedim.

Sonra ufak bir detayı fark ettim, her şeyi aynı evet ama ucuz olanın soğutma için max çalışacağı sıcaklık 46 dereceymiş.

Pahalı olanın 54 dereceymiş.

Şimdi tamam bu demek oluyor ki cehennem sıcağı da gelse soğutacak tamam ama gelmedi diyelim dışarısı normal 40 derece.

Bu durumda da diğeri daha mı iyi soğutur sizce? Yani daha mı soğuk üfler, olayı nedir çalışma sıcaklığının yüksek olmasının? Ne değişince daha sıcakta da çalışabiliyor?

 
evet, performansını etkiler. biri %70 güç ile çalışacakken diğeri %90 ile çalışacak. dolayısıyla etkiler.

ayrıca, dışarısı 40 dereceyse dış ünitenin de dışarı yaydığı ısıyı hesaba katmak lazım. ünitenin olduğu alan 40tan fazla olacaktır.
  • oekuklu  (23.07.24 15:23:54) 
dış ünite doğrudan güneş alan bir yerse ona göre düşünülmesi de lazım.


  • phonex  (24.07.24 10:35:29) 
[]

Kullan-at plastik ağız çalkalama bardağı / shot bardağı

Hanım şundan arıyor da ibb.co

İnternette bulamamış. Ben de bulamadım.

Ne diye aratsak biledim.

Denediğim keywordler: plastik mini bardak, plastik shot bardağı, plastik ağız çalkalama bardağı.

Bir de bunun sebil bardaklığı gibi tutamacı olmalı tabi hoş olması açısından.

Tavsiye ve fikirlere açığız.

Klinik lavabosuna konulacak listerine ile birlikte.

 
Şu değil mi: www.stilobje.com

Farklı seçenekler için 30 ml ya da 4 oz köpük/plastik bardak diye arat istersen.
  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (22.07.24 21:48:18 ~ 21:51:28) 
"temu"da son anahtar kelimeyle arama yaparsanız bardaklar ve duvara monte olmasa da "dispanser"ler çıkıyor.

şeffaf değil de ufak köpük bardak isterseniz, metro marketlerde var. şeffaf da olabilir, anımsamıyorum şu an.
  • anlatamıyorum  (22.07.24 22:01:35) 
naylonculara sorun çıkar bence


  • titanyum22  (22.07.24 22:01:41) 
  • Mirket  (22.07.24 22:14:16) 
plastik olmasi sart mi? benim discinin verdigi shot bardagi kagit.


  • hot potato  (22.07.24 22:16:32 ~ 22:17:14) 
  • nolmus yani  (22.07.24 22:35:28) 
[]

Orijinal Samsung Bataryası Nasıl Bulunur?

Selamlar, galaxy note 10+ bataryası arıyorum. 400 ila 1500 lira arasında değişiyor internetteki fiyatlar ancak hangisi orijinal bilemedim.

Güvendiğiniz, bildiğiniz bir yer var mı?

Bildiğim kadarıyla mesela apple, dışarıya orijinal parça vermiyor.

Yani piyasada orijinal diye satılanlar %100 çakmadır. tabi eğer çıkma değil ise.

Lisede yetkili apple servisinde çalışmıştım, orada bile eski çıkan ürünü koyup kargoluyorsunuz apple a, ancak öyle orijinal ürünü takabiliyorsunuz.

Ama samsung öyle değil diye biliyorum dışarıya veriyor bence?

Nasıl bulabilirim?

Direkt samsung a gönderemiyorum çünkü sadece istanbul veya ankarada batarya değişimi yapılıyormuş saçmalığa bakın -_- en az 1 hafta telefonsuz kalacağım ki çok sıkıntı olur banka ve şirket işlerim için. O yüzden gönderemiyorum.

Ama alırsam kendim takabilirim.

Bu arada aradım sordum 1800 demişlerdi 1-2 ay önce şimdi 2000tl olmuştur değişim ücreti.

gsm iletişimde falan 1000tl ama onlar orijinal takıyorlar mı bilmiyorum.

Edit: aradım sordum, adam kesinlikle orijinal üründür diyor.

Edit 2: sözlükte pek hoş yorumlar yok o yüzden emin olamadım çakma olabilir.

 
Ben telefon tamircisinden tedarik etmiştim samsung bataryasını. Muadil batarya vardı elinde, bir gün beklersen orijinal de getiririm deyince bekledim. Bataryayı taktıktan sonra eski bataryamı ve yeni bataryanın kutusu ile geri vermişti bana. Kutu böyle filigranlı seri numaralı falandı. Yeni batarya ile alakalı bir sıkıntı da yaşamadım.

Tamircilere sormayı deneyebilirsin.
  • gyroscope  (22.07.24 21:32:35) 
@ gyroscope, teşekkürler pasajlarda sordum en kral tamircilere ama
"yok hocam yok samsung un kendi taktıkları dışındakiler hepsi çakmadır"

dediler. belki anteptekilerde yoktur.

Eskiden bataryaların çıktığı dönemde satılıyordu orijinal olarak ama gömülü gelmeye başladıktan sonra piyasaya satmadı sanki samsung.
  • ananiyimioguz  (22.07.24 23:29:40) 
[]

Reddit teknoloji gurularına bir soru

Ultra wide 49" bir monitör aldım.
Boyutu tam olarak 2 adet 27" monitörü yan yana koyulmuş hali.
Çözünürlüğü de 5120x1440

Laptobumda da rtx 4070 ekran kartı var.

Normal kullanımda hiç bir sıkıntı yok.
Forza Horizon 5 oynuyorum, bu çözünürlükte 100fps veriyor (sanırım şu yeni nvidia teknolojileri sayesinde)
Baldur's Gate 3 oynuyorum, hiç bir sıkıntı yok.

Fakat ne hikmetse euro truck simulator veya city car driving gibi aşırı basit oyunları oynarken görüntü 1-2 kere gidiyor. sonra komple monitörün sinyali gidiyor sadece ses geliyor.

Hdmi i çıkarıyorum görüntü laptop ekranına da gelmiyor. Donuyor falan pc. Güç tuşundan kapatmak zorunda kalıyorum.

Sistemim ve driverlarım güncel. bunu redditte hangi kanallara sorabilirim? ülkemizde pek 49inc monitör deneyimi olan yoktur herhalde sanmıyorum.

Edit: chat gpt ye sordum 3-5 kanal önerdi yazdım ama tavsiyelere açığım.

 
nvidia'nın laptop'taki dahili ekran kartının ve harici ekran kartının hangi oyunlarda/uygulamalarda kullanılacağını belirleyen bir uygulaması olacaktı. o uygulamadan bu oyunlarda hangi kartın kullanılacağını kontrol ettiniz mi? otomatik gibi bir ayardaysa 4070'i seçerek deneyin bir de.


  • shadowfollower  (21.07.24 16:25:00) 
@ shadowfollower, zaten biostan kapattım intel i, sadece harici gpu çalışıyor. yani onboard ile açılıyor olamaz.


  • ananiyimioguz  (21.07.24 16:54:12 ~ 16:54:22) 
[]

Sago Ceza ile neden konuşmuyor

Sebep belli mi ben hiç duymadım olayları da çok bilmiyorum gerçi ama merak ettim bu kadar inat ne içinmiş acana?




 
Ben baristilar diye biliyorum fakst hocam simdi ben senin kankan olsam bigun sana sovsem kavga etsek ardindan seneler sonra barissak sen eskisi gibi olabilir misin olmazsin bu yuzden bence gorusme yok


  • Zetnikov  (19.07.24 09:12:57) 
Mevzu uzun ve tüm detayları belli değil, sıkıntı biraz sagopanın yaptığı işin görmezden gelinmesinden biraz da kolera’dan kaynaklanıyor. Kolera da sagopayla evlenince karşılıklı atışmalar başlıyor, Ayben’le Kolera da boş durmuyor, onlar da bu süreçte birbirine diss atıyorlar. Kötü mü oldu, bana sorarsan çok olumlu yönleri oldu bu küslüğün. Türkçe rap gelişti, türk rap tarihine damga vuran unutulmaz eserler kazandırıldı. Bu küslük için amerikadaki gibi doğu-batı yaratılarak rape ilgi artsın istendi diyenler de oldu. Ceza ve sago iki iyi arkadaştı, sago kolodan ayrılınca ortalık biraz yumuşadı. Sago arkadaş oldukları döneminden cezanın babasını tanıyordu, babası da küslüklerine rağmen hakkında güzel şeyler söylemişti sağlığında. Ceza babasını kaybedince sago baş sağlığı diledi, ortam biraz daha yumuşadı. Bu kadar uzun süre küs kalmamış ve birbiri hakkında demediklerini bırakmamış olmasalar şu an küs olmalarını gerektirecek bir sebep yok bana kalırsa. Youtubeda yer altından notlar isimli kanalda uzun uzun anlatılıyordu küsme süreçleri ve şarkılarındaki göndermeler, meraklıysanız öneririm.


  • yap desem yapmazsin he  (19.07.24 09:35:05) 
Tamamen Kolera'nın Sago'yu doldurmasıyla ilgili. Tipik bir Türk kadını olarak kocasını çevresindekilerle düşman edip yalnızlaştırdı, daha köşeli hale getirdi. Neyse ki Sago kurtuldu bu ruh emiciden.


  • sir william jones  (19.07.24 11:42:15) 
berkut'la cezanın da arası bozuktu.

Asıl niyetleri bilemeyiz ama aynı kulvarda bulunanların arasındaki gerilimler ile tanınmak duyulmak daha kolay.
Rakip, her alanda lazım.
Gündeme gelmek, tanınmak ve
gündemde kalmanın bir yolu.

Intel - AMD
İktidar - muhalefet
Windows - linux
Edi ile Büdü..
  • diyecevaplandı  (19.07.24 12:12:09) 
Kolera yüzünden. Ceza'nın annesi kansere yakalanıyor. Ceza'da annesinin tedavi masraflarını karşılamak için reklam filminde oynuyor. Kolera'da ceza ile ilgili "allah kimseyi reklamlarda oynayacak kadar parasız bırakmasın" gibi bir cümle koruyor. ceza da sinirlenip kolera'ya mürekkebi doldurudum diye diss atıyor. sogopa'da kolerayla sevgili olduğu için ceza ya Disstortion EP diye diss atıyor. buradan sonra film kopuyor ve ceza ile sagopa arasında arkadaşlarının da katıldığı dissler başlıyor.


  • komando kani var bende  (19.07.24 12:26:11) 
kolera yüzünden

iki erkek dünyayı fethedebilir ta ki bir kadın çıkıp gelene kadar swh

komando +1 tüm hikaye bu aslında. sonra bi de ayrıldı bunlar anlamsızlaştı bu iş tabi.
  • baldan kaymak  (19.07.24 12:56:51) 
[]

Şu back vokalin adı neydi?

sb. www.youtube.com




 
[]

Eskileri stalklama hastalığı

Ben insan hayatlarını dinlemeyi çok seviyorum. Gelsinler bana iş sıkıntılarını, aile sıkıntılarını, ilişkilerini anlatsınlar dinlerim.

Ben de anlatmayı çok seviyorum zaten görüyorsunuzdur buradan :D

Sosyal medya yokken bu böyleydi.

Sonra sosyal medya çıktı, o napıyo bu napıyo derken insanlar pek birbirine ihtiyaç duymak zorunda kalmadan kurcaladılar birbirlerini zaten.

Neyse gel zaman git zaman. Facebookta ben ilkokul arkadaşlarımı buldum, mahalle arkadaşlarımı buldum, küçükken sevdiğim kızları buldum. Tipleri, karakterleri falan çok garip evrilmiş, şaşırıyorum falan.

Sonra instagram çıktı kimisini ekledim kimisini eklemedim ama ilkokul öğretmenime üstünkörü bakarım, çocukluk arkadaşlarıma bakarım, ilk sevgilime bakarım, sevgili olmaya çalıştığım ama olamadığım kıza bakarım. Sevgililerim ne yapmışlar evlenmişler mi, aa şunun çocuğu olmuş maaşallah çok tatlı derim, aa bir diğeri yurt dışına gitmek istiyordu gitmiş iyi bari gözü aydın derim. Öf şu kaşar da az değildi bakıyım ne yapmış hmm matematik öğretmeni olmuş ilginç... der bakarım. Eski kız arkadaşım yuh 350 kilo almış bu da bi kurtulamadı kilolardan derim.

Tüm bunları 5 dakika içinde yapabilirim kafam eserse.

Bir ara biri demişti ki bu eziklik değil mi ne diye başkalarını önemsiyorsun. Ama ben özgüvensizlikle içime kapanıp ulan millet de ne olmuş bee biz okuyamadık... :((( diye bakmıyorum ki dedikodusal bakıyorum. Kimseye karşı bir şey hissetmiyorum. Unutamamazlık gibi bir şey duygusal anlamda yok ama somut olarak evet yaşadığım hiç bir insanı unutmuyorum. Herkese dair bir anı var aklımda. Kimisi geçmişi geçmişte bırakabiliyor ama ben o iyi de olsa kötü de olsa geçmişimle yaşamayı çok seviyorum.

Hayatıma giren çıkan birileri olduysa hayatları hakkında kimseye belli etmeden, çaktırmadan bilgi alabiliyor olmak hoşuma gidiyor. İnsanların kararlarını, inişlerini çıkışlarını görmek hoşuma gidiyor.

Burada siz de sosyal medyalarınızı verseniz bakarım yani şu napıyo bu napıyo diye.

Benim de aktif bir sosyal hayatım var. Bazen bana da bakıyorlar. Hatta bir iki kere hanım gördü söylendi falan. Dedim meraktan bakıyorlardır. Bir kaç kere de ben görünce baktım yine ona denk gelmişti.

İstemiyorum böyle şeyler diyor. Tamam diyorum engelliyorum insanları. Ama diyorum ben kafam eserse bir çırpıda şöylecene üstün körü bakabilirim bu benim neredeyse 20 yıldır ilişkim olsun olmasın yaptığım bir şey diyorum. Sana tamam bakmıycam derim 1 ay bakmam 2 bakmam, aa dur şu yaşıyo mu ya der bakarım sana yalan söylemek istemiyorum diyorum.

Git terapi al diyor. Ben ısrarla bunun kimseye bir zarar vermediğini, kimseye belli etmediğimi, mesajlaşmadığımı, kimseyle flörtleşmediğimi, aldatmadığımı falan söyledim.

Olsun yine de rahatsız edici dedi. Kabul ediyorum ama beni böyle kabul edelim, zaten tüm gün evde pc başındayım iki dedikodum var arada bakabilirim onu da elimden alma diyorum.

Ne var bu kadar önemli ya unutamadın mı diyor. Ya dedim 20 30 kişinin hangi birini unutamamış olabilirim? Zaten ciddi ilişkilerimden de ben ayrıldım, karakterleri ile ilgili kesin ve net kararımdı. Değişecek bir şeyler de değil. O yüzden en ufak bir özlem, arzu, konuşma isteği, görüşme isteği falan duymuyorum. Sadece kim ne yapmış diye üstünkörü bakıyorum dedim.

Normalde tüm şifrelerim falan biliniyorken hanım böyle her şeyi kurcalamaktan bir şeylerden nem kapa kapa paranoyak oldu diye şifre koydum. 2 aydır bakamıyor tripliydi. Bu arada isteyince veriyordum hep telefonumu.

Neyse baktım düzelmiyor özel bir günde vereyim bari şifreleri dedim. Vermem bir şeyleri sorun etmesini düzeltmeyecekti ondan kapatmıştım bu arada. Daha dk 1 dün gitmiş ne görmüş kurcalarken. Instagramımda bir mesaj var eski bir kız arkadaşımla. boston dynamic robotu gibi bişey atmış evde dolanıyor. Aaa bu ne kadar yazmışım. Kız cevap vermemiş. O öyle kalmış mesaj arkalarda. Sonra kıza bakmış beni takip etmiyor. Bu kim dedi hanım. Dedim üniversiteden eski bir arkadaşım ve beni neden takipten çıkarmış anlamadım dedim. sevgili yapmıştı belki o kıskanmıştır bilmiyorum ki dedim. Bana neden cevap vermedi ona da anlam veremedim.

Hayır sen bu kıza yürüdün de rahatsız mı oldu diyor. Ya havle al işte ben başıma gelecekleri bilmiyor muydum sanki dedim. Git neye inanıyorsan inan ya evet flörtleşiyorum kızlarla git sor hatta dedim gittim yattım tepem atık vaziyette. Normalde eski sevgililerimle falan da konuştuğumu düşünüyor da git sor diyorum ya bulursan görürsen benim senin dışında biriyle belli sınırları herhangi bir şekilde, git aç tazminat mı açıyosun boşanma davası mı açıyorsun, ben kendi sadakatimi biliyorum sınırlarımı aşmam dedim. Öyle bir niyetim varsa da gelirim sana ben artık seni sevmiyorum derim ayrılırım. Daha önce uzun ilişkilerimde böyle yaptığım da oldu ama kimseyi aldatmadım dedim.

Hanım da normalde yapmaz artık onun da burasına kadar geldi herhalde ki sen kızı git ekle sor...

Kız da kem küm yetmiş yoo ne bileyim öyle çıkardım işte falan demiş. Bişey mi oldu sana bişey mi dedi, bişey mi yaşadınız, seni rahatsız mı etti falan demiş hanım. Yoo demiş öyle bişey olmadı. E hanıma da mantıklı gelmiyor sıkıştırmış biraz. Kız en sonunda demişki valla bişey olmadı ama siz şüpheleniyorsanız vardır sjdfsgjsh ALLAHIM ÇILDIRCAM kızla en ufak bir münasebetim yok. Daha önce yaşlı bakımı ile ilgili bişey sormuştum onu hatırlıyorum. Bir de o bir ara evde köpek bakımı ile apartman yönetimi kuralları konusunda bir şey sormuştu. Ve de en son ben robot sordum ve cevap vermedi. Sonra da arkadaşlıktan çıkarmış. Gerçi ben sorunca mı çıkardı yoksa önceden mı çıkarmış onu da bilmiyoruz bu arada. Niye öyle tuhaf cevap verdi onu da anlamadım kendi erkek arkadaşı kıskandı da onu mu söylemek istemedi, biz geziyoruz tozuyoruz birlikte, onu mu görmek istemedi, o benden hoşlanıyordu da o yüzden mi görmek istemedi. Hiç bir bok anlamadım afadersiniz.

Yani anlayacağınız iş iyice boka sardı. Ben bu stalk huyum dışında yaptığım hiç bir halt olmamasına rağmen yıllardır bir şüpheciliktir gidiyor. En sonunda gitmiş sormuş yine umduğunu bulamamış. İlla istiyor ki evde don bulsun herhalde ben anlamadım ben öyle gizemli bir insan değilim, instagramda hepi topu 200 arkadaşım var. Tüm eski ilişkilerimi biliyor. Stalk yapmamaya çalışayım tamam diyorum gidiyor başka şeyler buluyor sanki bişey çıkacakmış gibi.

Ben eşimi kısıtlamıyorum, karışmıyorum. Çünkü zaten eski ilişkisi hastalık düzeyinde kıskançlık yapmış zar zor ayrılmış. Ben sadece çok normal soruyorum sakin sakin. O kimdi, bu kim ki falan diye. Kendisi sorarken bile üstüme atlayıp parçalayacakmış gibi soruyor.

Yani şuan 2 sorunumuz var.

1 - stalk olayını tamamen bırakabilir miyim psikologla falan? ki bu arada porno izlemek gibi yer etmiş bana yani, gerçekçi olmak gerekirse zor gibi geliyor. Bu arada eşim bişey demese oturur çekirdek çitleyip birlikte bakarım yani ha onun eski arkadaşları olsun ha benim. Çünkü içimde en ufak bir şey yok eminim yani. Hobi gibi millete bakıyorum.

2- eşim mutsuz olmaya çok meyilli. ve olduğunda bunun acısını bende bir şeyler bulup onun üzerinden çıkarmaya çalışıyor. o yüzden sürekli bir şeylerimi kurcalıyor. ya tamam kurcalasın benim bir çekincem yok ama normalde dişe kemiğe dokunmayacak şeyleri bile pireyi deve yapıp sorun haline getiriyor. onun bu huyu geçer mi sizce? yani stalk olaylarını falan bıraktım diyelim, onları görmese de iş yerinden yeni gelen kız seni eklemiş NE ALAKA diye laf edebilirmiş gibi geliyor. Biri fotoğrafımı beğenir, bir sayfada yorumumu beğenir, bu kim diye bakarım sonra telefon orda kalır bir bakar açar ki başka bir profil açık.

Kim bu der ortalık yine kan gölüne döner. Bana çok sağlıklı gelmiyor o yüzden bu kurcalama olayı ya. Güvenirsen güvenirsin güvenmezsen güvenmezsin. Ben benden daha güvenebileceği ve benim kadar açık olabilecek biri olduğunu da pek düşünmüyorum bu arada. Millet yedek telefonlarla gizli sekmelerle falan takılıyor. Fake hesapları falan var insanların.

 
Siz eşinizle hala çift terapisine başlamadiniz mi?


  • fraise  (11.07.24 17:00:44) 
@ fraise, hayır hala gündemde ama başlayamadım bir türlü


  • ananiyimioguz  (11.07.24 17:04:04) 
fraise +1 bu sorunlar sizin çözebileceğiniz şeyler değil, şifreleri vermek asla çözüm olmayacak size, lütfen profosyonel destek alın.


  • benaslinda  (11.07.24 17:07:38) 
Aynı türdeki kaçıncı sorunuz bu denk geldiğim sayamadım.

Sürekli çok iyi niyetli, saf, tertemiz bir şekilde aynı davranışı yapıyorsunuz ve eşiniz de rahatsız oluyor.

Sırf onun hatırına dahi bu ulvi, derin amaçları olan ve aşırı hayati eyleminizi terk edemez misiniz? Veya ona bu tamamen saflık içerdiğini asla düşünmediğim alışkanlığınızın normal olduğunu dayatmayı bırakamaz mısınız?

Onun da tavrının normal olmadığını ve şifre vermek veya kurcalamaya izin vermek gibi herhangi bir şeyin buna çözüm olamayacağını düşünüyorum. Fakat sorularınızı dahi okuyanı sizin şehir bilmeyen temiz köy delikanlısı gibi olduğunuza ikna olması için manipüle edecek şekilde yazıyorsunuz ve herkes size her seferinde aynı şeyleri yazıyor. Kilolarca yazılmış her yeni soruda ne gibi farklı bir yorum, fikir, öneri beklediğinizi anlayamıyorum şahsen. Dissendium 2 vakası sanırım. 800. kez ben de yazayım: çift terapisine başlayın lütfen.

Edit: Kadının her şeyini buraya yazmayı da bırakın artık, yaptığınız saçmalıkta ısrar etmek kadar bu da saygısızlık tamamen +1
  • duygusalatasi  (11.07.24 17:12:57 ~ 17:15:03) 
@ edmond honda, buraya girmemi engelleyecek kadar da değil de daha geçen haftalarda stüdyo kapattık arkadaşla enstrüman çaldık söyledik, yine geçen hafta müzikli bir yere gittim arkadaşlarla hanımı da çağırdım birlikte gittik. Ortalama üstü var bence. Instagram desen influencer hesabından hallice oldu. Kapattım ama en sonunda zaten "bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri" minvalinde devam ediyorduk ben dahil.

@ duygusalatasi, ben şunu anlamıyorum sadece "ya ne var canım altı üstü seviştik amma abarttın" gibi bir durum değil ki. Hiç bir şey karıştırmadığım için de evet "içkim yok kumarım yok" moduna bağlıyorum.

öte yandan denedim ama 1 ay bakmasam 2. ay dur bakayım şu şu ne yapmış diyorum. yani dikkat edeyim yapmayayım desem de olmuyor. zaten o sıkıntı duyduğu için deniyorum. kaldı ki hiç yapmasam bile başka bişeyler bulmaya aramaya ve sorun çıkarmaya meyilli gibi geliyor.
  • ananiyimioguz  (11.07.24 17:18:14 ~ 17:24:44) 
+duygusalatasi +1
Abi kusura bakma ama clickbait bir başlık ve çok büyütülmeyecek bir konunun destan gibi yazıldığı duyuruyu görünce otomatik olarak anlıyorum senin yazdığını artık. Eşinden alamadığın ilgi ve reaksiyonu buradan almaya çalışıyorsun gibi geliyor bana, bu kadar özelin hakkında dışarıdan bu kadar onay ve fikir beklemen sağlıklı değil. Burada bunları anlatmak için saatlerce yazı yazmaya ayırdığın vakti eşine ayırsan zaten sorun morun kalmaz herhalde. Ha eşin de toksik o ayrı ama ben çift terapisinden önce bireysel terapi öneriyorum

  • reversal of fortune  (11.07.24 17:18:35) 
Abi yanlış anlama ama bana biraz hikaye denemeleri yapıyorsun gibi geliyor.


  • Kediyi üzdün  (11.07.24 17:18:54) 
@ reversal of fortune, sdfjsg :( evet haklılık payı var benim komple sanal şeylerle vedalaşmam lazım sanırım burası dahil.

bir de neredeyse 12 saat pc başındayım, hobilerimle uğraşsam dahi boş vaktim kalıyor. boşluktan da olabilir.

O yüzden clickbait, uzun yazı, konuşmak, konuşulmak, tartışmak evet sevdiğim şeyler. Boş işler diyebilirsiniz, evet ama hepimiz aynı gemideyiz. Bana da mesela çok önemli insanların burada takılmaya bile vakitleri yoktur gibi geliyor.

Huyumu biliyorum sırf o yüzden youtube kanalı açtım bir şeyler anlatıyorum, inceliyorum. Yarım milyon izlenmeye ulaştı videolar.

Zaten 2 başlığımı okusanız anlaşılır bu durum. Muazzam bir tespit veya yüzüme vurulduğunda şaşıracağım bir şey değil ki.

Yine de yapıcı eleştirilere katılıyorum ama ilişkim olsun olmasın ben hep buradaydım yani biri ilgilensin ilgilenmesin bir şey değişmedi. Sadece burada ayıracağım vakte başka şeyler yapardım kısmına cidden çok katılıyorum.

@ Kediyi üzdün, artık millet inanmıyor da deliye vurayım bari
  • ananiyimioguz  (11.07.24 17:20:30 ~ 17:37:25) 
normal zannettigin sey normal degil. surekli "adam mi oldurduk" seklinde yaptiklarini normalleştirmek istiyorsun ama 1-2 ay stalklamazsan olmazmis gibi dusunmen hiiiic normal degil. yilda 1 olsa neyss, aklindan da gecebilir ama duzenli stalk no dostum bu bi sorun ve çözülebilir bi sey oldugunu dusunuyorum, once bakis acini degistirerek


  • ala09  (11.07.24 17:24:11) 
Kacinciya yazdığımı bilmiyorum ama yine yazacağım. bakın anlatma ihtiyacınız var, konuşma ihtiyacınız var. Sorunlarınız var ve belli ki çözüm yolu arayisiniz da var. Bunlar, duyuru'ya sayfa sayfa sorular sorarak çözülecek şeyler değil. Buradaki insanlar da sadece sizin anlattıklarınizi biliyor. Bu sağlıklı bir yol degil. Sorunlarınız henüz çözülebilir asamadayken geciktirmeyin ve terapiye gidin. Hem kendiniz, hem eşiniz hem de ilişkiniz için.


Son dakika terapiye gitmenin hiçbir anlamı yok. Her şey kroniklesmeden müdahale etmek gerekiyor.
  • fraise  (11.07.24 17:33:29) 
@ fraise, katılıyorum vakit öldürmekten başka bir şey değil sanırım sadece anlatma isteğimi besliyorum yoksa hayatımı falan değiştirdiği yok buranın.

aslında ben insanları dinleyeyim, bir süzgeçten geçireyim, sonra kendi fikirlerimle harmanlayayım ve bir sonuca varayım diye giriştiğim bir şey. savunulsam da sövülsem de bir ışık yakıyor.

ama genel anlamda boşa kürek çekmek gibi, çok da bir etkisi olmuyor. en iyisi ben teknik veya pratik bilgi ve cevaplar dışında biraz uzaklaşayım teşekkürler bu arada sabrınız için.
  • ananiyimioguz  (11.07.24 17:42:09) 
Önümüzdeki pazartesi için hanımla benim uygunluğuma göre bir çift terapasi seansı aldım bakalım işe yarar mı bilmiyorum ama buradan daha faydalı olacağı kesin sdfsgh hem burada da baş ağrıtmamış olurum ^^

birisi ikinci bir diss vakası demiş valla diss beni de çıldırmıştı haşa ne cüret. ama o yokken ben varmışımdır 6 sene öncesini hatırlayan varsa ben de ufak bir sinir krizi geçirtmiştim insanlara, yaş ilerledi ama bu kadar oluyor demek ki :3
  • ananiyimioguz  (11.07.24 18:31:06 ~ 18:31:41) 
Ben okurken eğlendim valla, akıcıydı :D

Sizin karakterinizde yakın bir arkadaşım var. O da sürekli böyle yanlış anlaşılır. Genelde kabul görmeyen, ama onun sevdiği şeyler vardır. Başı beladan kurtulmaz bu yüzden.

Eşiniz müneccim değil ama. Onun gözünden bakın. Size güvenmiyor değildir, ancak güven kendiliğinden oluşmaz ve kendiliğinden de sürdürülmez. Güven kazanılır. Evinizde birisi durmadan eski kız arkadaşlarını stalklıyorsa bu iyi bir şey olmaz. Eski kız arkadaşı takip etmek, onun hayatını merak etmek negatif olmasa bile nötr bir durum. Dini terimlerin bunu çok iyi açıkladığını fark ettim şu an :D haram değil ama mekruh yani. Sürekli mekruh iş yapmaksa haram olur. (Ben neler diyorum :D) Bu durum da onun gibi olmuş. Sürekli gri çizgilerde dolaşmanız artık göze batmaya başlamış. Bence bu konuda haklı. Bir noktada artık aklınızdan çıkması beklenir bu kişilerin. Siz mezara kadar götürmeye kararlısınız.

Ayrıca bu tarz durumlarda "seni istemesem istemiyorum derim zaten" gibi şeyler söylemek zaten var olan tedirginliği daha fazla kaşımaktan başka şeye sebep olmuyor. Eğer eşinizi kışkırtmak gibi bir niyetiniz yoksa bence bu toplara girmeyin.

Diğer taraftan attığınız mesaj da tuz biber olmuş. Yani sürekli eskilerini stalklayan eşimin bir de saçma bir konuda sanki muhabbet açmak için yazılmış gibi duran bomboş mesajını görsem ben de bozulurum. Yıllardır tek kelime etmediğiniz eski sevgilinize durduk yere neden bunu yazasınız ki? Çok gereksiz bir durum bu.

Sizin profiliniz evliliğinde sıkılmış ve kendine macera arayan bir tiple çok örtüşüyor.
  • akhenaten  (11.07.24 19:46:13 ~ 19:47:35) 
Ben doğruluğunu savunmuyorum ama ne demek istediğimi anlamışsınız ve ben de sizi anladım teşekkür ederim.

Yalnız mesaj kısmında bir karışıklık olmuş ben hiç eski sevgililerime ulaşmaya çalışmadım ki o mesajı üniversiteden tanıdığım normal arkadaşıma atmıştım.

Zaten o yüzden anlam veremedik cevap yazmamasına da takipten çıkmasına da.

Üstüne bir de bişey olmadı demesine rağmen siz öyle düşünüyorsanız vardır gibi saçma sapan bi kadın dayanışması içine girmesi sdfjs cidden çok saçma sapan olaylara giriyoruz ama değişik bir tecrübe de olmuyor değil.

Eşimden sıkılmadım ya, aksiyon da aramıyorum öyle huy gibi kalmış işte çözücem umarım. Yoksa ben kendimden eminim birisi çıksın desin ki sen kesin şunu şunu da yapıyorsundur ahlaksız adam !!!! çatır çatır ispatlarım yani içim rahat. eşime de diyorum gururumuzu ayaklar altına alacaksa bile içimizde kalmasın gidelim soralım bir şekilde diye. Sordu işte rahatlamıştır umarım.

Geçen not defterimde "söyledikleri" diye bir şifreli not gördü eşim telefonumda. zannetti ki herhalde görüştüğüm birinin veya eskilerden birinin söyledikleri. ne bunun şifresi dedi. söylemek istemiyorum dedim orada hem kendimin hem bütün ailemin banka bilgileri, şifreleri, kripto hesapları falan da var aynı şifreyle girersin her şeye. sana güveniyorum ama hoş değil bu kadar her şeye girmek istemen, benim gizli saklım bişeyim yok ver bana şifreyi gireyim tekrar vereyim, orada sadece senin bir ara benim için kalbimi kırdığın sözlerin var dedim.

öfkelendi iyice ya niye vermiyorsun hayır bende duracak telefon şireyi söyle diye. biraz direttim olmaz ben gireyim diye yok kesin bişey saklıyorsun diyor.

pbs.twimg.com :large

tam olarak şu şekil verdim şifreyi.

baktı gördü, dediğim çıktı. gitti şifrelerin olduğu nota da baktı, bişey yok.

dedim yok zaten yani. ama sürekli bi gerginlik yaratıp ters köşe yapma durumum da oluyor bundan zevk mi alıyorumdur nedir :(
  • ananiyimioguz  (11.07.24 20:44:01 ~ 20:46:55) 
Profesyonel bir dedikodu sever olarak amatör bir hata yapıyorsun her şeyini paylaşarak. Senin gibi çok var burada,. milletin zamanında sıçtığı b*Ka kadar hatırlıyorlar. Yarın bir gün bugünleri arkanda bırakıp aklıselim iki şey söylediğinde sana karşı argüman sunamayip bunları çıkaracaklar karşına. Bu kadar mesai harcadığın işte bu acemilik hoş olmadı.


  • sekizdokuzon  (11.07.24 20:47:33) 
Bence bu aşamada artık yaklaşım değiştirmek daha doğru olur. Terapistten randevu almışsınız zaten, umarım iyi gelecektir. Ancak onun dışında genel olarak "yav hayret valla nasıl düşünürsün bunları" modundan çıkıp "ya ben çok ciddiye almıyordum, garip geliyordu ama senin için bazı şeyler gerçekten önemli heralde." temasına girmek işe yarayabilir.


  • akhenaten  (11.07.24 20:57:05) 
Porno izlemen bu yazdıklarından bin kat iyidir.

Evli barklı adamsın ne işin var milleti stalklamakla boşasa haklı seni kusura bakma.

YouTube kanalını paylaş bir de merak ettim
  • Hallegadola  (11.07.24 23:13:37) 
@ Hallegadola, Öeh o kadar mı ya ben zararsız kendi halimde takılıyorum diye düşünüyordum :|
Ama çözücez inş du bakalım.

Onu söyleyemiyoruz yalnız. Özellikle de öz gömücümüze ifşalanmak istemeyiz shdjf

Bu arada her mevzu olan hareketim bi öncekini arttığı için hanım da öyle düşünmeye başladı artık evet digerini cok da önemsemiyor artık :3
  • ananiyimioguz  (11.07.24 23:20:51 ~ 23:22:45) 
önceden de yazdım gene yazıyorum eşin haklı milleti stalklamayı bırakmalısın


  • basond  (12.07.24 00:22:18) 
eşin haklı empati yapsan anlarsın. eşin eski sevgililerini sürekli stalklasa, eski sınıf arkadaşları erkek olanları sürekli stalklasa hoşuna gider mi?
bence bir an önce bırakmalısın.

  • sizofren06  (12.07.24 10:10:41) 
bugün şöyle bir şeye denk geldim :D www.youtube.com

Neyse şu an deneysel yaklaşıyorum bıraktım bişeylere bakmayı. Instagram hesabını da kapattım. Bakalım başka bir takacak bişey, sorun yapacak bir şey bulacak mı hayatın akışında.

Bulmazsa helal olsun diycem tek sıkıntı buymuş, her şeyi sorun yapmıyormuş, yaptıklarını önemseyip dinlemek lazımmış.
  • ananiyimioguz  (13.07.24 14:30:23 ~ 14:33:45) 
hallegodola +1 ben bir kadınım ve ben de böyle düşünüyorum. exlerini ve başka kızları stalklayan bir eş yerine porno izleyen eşi tercih ederim.

sürekli bi ex stalklama, kızlara mesaj yazma. o sorduğun sorular çok boş. sırf muhabbet kurmak için. google'dan cevabını bulamayacağın şeyler değil. "aman basit bir soru yaa" YEMEZLERRR.

sohbetinin kalmadığı kişilere -hep de KADIN oluyor bu kişiler- anlamsız sorular sorman, stalklaman hiç iyi niyetli değil.

o kadın da bu da bana yürüyecek herhalde diye düşünüp seni takipten çıkarmış işte. bu yüzden cevap vermiyor. biz kadınlar anlamıyor muyuz sanıyorsunuz niyetinizi? evli barklı bir adam, hele yıllardır merhaba demediğim biri bana mesaj atsa ben de rahatsız olur takipten çıkarım ve cevap vermem.

bir de eşine git boşa falan demişsin. şok oldum utanmazlığına. zeytinyağı gibi üste çıkmalar falan...

kadına sürekli depresif falan diyorsun. neden öyle acaba? kocası başka kadınları merak ettiği için olabilir mi?

eşin yine sabırlı ve sakin davranıyor. ben olsam evi başına yıkıp, hepsini çapkınlığa delil saydırıp tazminatlı boşardım. nafakamla da sokaktaki köpekleri beslerdim.

ne duymaya geliyorsun buraya daha anlayamadım. tüm duyuru alemi olarak seni haksız buluyoruz işte.

karın gelsin anlatsın, ayrıl coco yazıcam.
  • art cat chocolate  (15.07.24 00:47:51) 
@ art cat chocolate, ne vurdunuz yahu tamam anladım işte çıktım sosyal medyadan da, terapi seansı da aldım, çözeriz yani nedir herkes sütten çıkmış ak kaşıkmış gibi ne saldırıyorsunuz.

stalkı ex stalklama olarak ayırmadığımı söyledim. aktif olarak sosyal medyamda olmayan ama geçmişte tanıdığım 10 kişiye bakıyorum diyelim. bunların sadece 4 ü extir.

sürekli kızlara mesaj atmam da yok? ayda yılda bir birine bişey yazarım o da o kadarcık muhabbet olduğunu düşündüğümden olur zaten. şimdiye kadar kimse "OHAAA HAYVAN BANA YÜRÜDÜ" demedi. İlk defa bu olayda başıma böyle bir şey geliyor. Mesaj attığım kızı 6 yıldır tanıyorum. totalde 4-5 kere mesajlaşmışızdır. Fakültede de yine kulüpten kulübe görmüşümdür. Ayrıca benim hep bir uzun ilişkim vardı zaten, ilişkim varken o bir şeyler sorduğunda sorun yok, benim ilişkim varken de yokken de ben ona bir şeyler sorduğumda sorun yok. Ne hikmetse bildiğim kadarıyla şimdiye kadar hiç ilişkisi yoktu yani görmedik sosyal medyada falan, yeni yeni oldu ve ben bir şey sorduğumda mı ben sapık, ahlaksız, ırz düşmanı oluyorum?

Robot köpeği önce google da arattım zaten. Çok geniş bir skalada modeller var. Onun attığı hangi model, fiyatı ney, şarjı ne kadar gidiyor diye soracaktım. Ne yani derdim ordan yürüyüp kızla flörtleşip karımı aldatmak mı? Bazen ne yaşadınız da böyle herkesi aynı zannediyorsunuz merak ediyorum.

Bu arada bu tarz ürün incelemeleri ben çekiyorum zaten. Instagramımda da paylaşıyorum. Yani bana bu tarz sorular geliyor, yanıtlıyorum. Ben de bu tarz mesajlar atıyorum zaten kız erkek ayırmadan, ne alaka yani yemezler falan? Ben ilk defa mı kız görüyorum? Yürüyecek olsam ilişkim yokken yürürdüm zaten tanımadığım bir insan değil ki. İlişkim varsa, hele ki evlendiysem ihtimal dışı başka biriyle flörtmüş, sevgililikmiş, aldatmaymış vs. Git ayrıl ne yapıyorsan yap derler adama yani. Bir doyumsuzluğum olsaydı free takılmaya devam ederdim ne diye evlenip insanların hayatını karartayım? Evlenirken kimse başıma silah dayamadı ki.

Bana biraz kezbanlık gibi geldi o yüzden kızın yaptığı. Yani ben ilk defa ona bir şey sormuyorum ki. Daha önce de ilişkim varken sormuşumdur o zaman niye çıkarmadı? Tuhaf yani anlamadım. Ayrıca diyelim ki ben şerefsizin önde gideniyim, yürüyor olsam gizli yaparım mesajlarım neden dursun?

O yüzden stalk olayının gereksizliğini kabul edebilirim ama ben kimseye yürümedim şimdiye kadar hiç bir ilişkimde, bunu kabul etmiyorum. Yok anlamıyor muyuz da falanlar... Her erkeği eskileriniz gibi düşünürseniz evet anlamazsınız tabi.

Eşime de evet depresif dedim çünkü kendisini tanıdığımdan beri iş yerinde bi olay oluyor, iliklerine kadar yaşıyor, ağlıyor, suratı asık geziyor. Orta doğuda savaş oluyor, ağlıyor, çocuklar ölüyor, bombalar patlıyor, ekonomi kötüye gidiyor, sel basıyor vs. ağlıyor, mutsuz. Bazen neye neden üzüldüğünü bile anlamıyorsunuz. Yani daha bana gelene kadar kendi kendine depresiflikle boğuşuyor zaten. Çok mesai harcamışımdır oturup saatlerce konuşarak, sarılarak. E üstüne bir de benim de en ufak bir falsolu hareketimde ortalık birbirine giriyor. Ama bu ruh hali değişmedi için, ben hiç bir şey yapmasam bile, ne bulsam da üzülecek, ağlayacak veya sinirlenecek bir şeyler bulsam diye dolanıyormuş gibi hissediyorum artık. O yüzden öyle dedim. Ayrıca bu konuda olumlu bir gelişme göstermediği için bazen benim de tahammülüm kalmıyor.

boşanma konusunda da üste çıkmaya çalışmadım. şifre de versem, telefonumu da parçalasam, dış dünyadan iletişimimi kessem bile temel sorun çözülmeyecek gibi geldi. Sorun ney? Hanımın sürekli bir üzülecek, küsecek, ağlayacak, sinirlenecek bir şeyler araması.

nereden biliyorum, daha geçen 2394546. kere evde bir şey kırması sonucu "ya askim dikkat etsene biraz bunu şöyle yapınca şöyle oluyor işte sebep sonuçta mı bilmiyorsun ya" diye bakın sesimi bile yükseltmedim, söylendim diye 2 saat ağladı 3 saat konuşmadı 4 saat surat yaptı. Bana sakar mı demek istiyorsun diyor. Yok estağfurullah.

Ben bu küçük masada yapamıyorum dedin masayı değiştirdik yine sorun çözülmedi. İlk evimizde tezgah küçük diye bahane buluyordu, 2.de büyüdü yine sorun değişmedi. Hep de bir bahanesi var işten yorgun geliyorum veya onun o saatte orada ne işi varmış a kadar gider... hiç bir şekilde hata da kabul etmiyor hep dış dünya suçlu. Dedim kırılan kırılsın zaten kırılıyor da ben ona bişey demiyorum, sadece biraz daha dikkatli olur musun en azından sıklığını azaltalım dedim. 2 saat oturdum geçmişten örneklerle açıkladım dış dünyaya suç bulmaması gerektiğini. Sonra ikna oldu gibi bakalım.

Bunu niye anlattım, bazen bu olaydaki hassasiyetini her olayda bizzat yaşayınca, benim tahammül sınırlarımı aşıyor. Ki ona rağmen sakinliğimi koruyan bir insanım. Kavga sırasında da bir yere kadar geldiği için öyle dedim. Çünkü insan biraz, konu ben olayım veya olmayayım, bir şeyleri içinde absorbe eder ve nasıl iyi bir şekilde atlatırım der değil mi? O yok işte hanımda. Yani sakince çözebileceği bir konuda bile tepkileri yüzünden işinden de olabilir, arkadaşından da, eşinden de. Nasıl mutluluğa yorarım, nasıl sinirlenmem diye bakmıyor. Nasıl ortalığın anasını ağlatırım da işler iyice sarpa sarar diye bakıyor gibi.

Ben de sürekli bir sakinleştirme, sürekli bir dil dökme halindeyim. Bunu yıllardır yapınca insanın ağzından hoş şeyler çıkmayabiliyor kimse de kusura bakmasın yani. Ben bu arada iyi ki demişim falan da demiyorum, yanlış şeyler. Ama insanız işte bazı şeylerin düzelmesi için benim hata yapmamam değil, kendisinin bir şeyleri değiştirmesi gerekiyor. O yüzden ben hatalarımı yok etsem bile bazı şeylerin düzeleceğine dair umudum kalmadığı için öyle söyledim.
  • ananiyimioguz  (15.07.24 03:06:46) 
işte kadınlar bunu böyle algılar. çok olur storyden saçma bir şeyden sorup işi yürümeye getiren. hele muhabbet de yoksa, görüşülen bir arkadaş değilse... evli olduğunuz için iş oraya gelmeden bitsin gitsin istemiş olabilir, öyle bir durumun içine girmemek için.

neler yaşadık neler. ben kendim defalarca aldatılmışım bir ilişkimde.
arkadaşıma yürüyen çocuk sevgili yaptı geldi hala ona yürümeye kalktı. (sözde basit bir soruyla başladı)
arkadaşımın exi başkasıyla nişanlandıktan sonra gelip arkadaşıma yürüdü.
evli biri benden bunu saklayıp ciddi ilişki istediğini söyledi.
nişanlı biri, bunu aaklayıp kuzenime aşık gibi davrandı.

tabii ki biz bu adamların foyası çıkınca anında engelledik.

bir daha da böyle durumlarla karşılaşmak istemiyorum. kimse istemez. bu yüzden bir yerden en ufak saçma ilgi gelse direkt başlamadan bitirmek en mantıklısı.

ben sütten çıkmış ak kaşığım. 3 gün konuştuğum kişi bile engellidir telefonumda. her yerden de silmişimdir. açıp bakmam, merak etmem, ölseler ruhum duymaz ve umrumda da olmaz. eski eskide kalır bende. karşımdakinden de bunu beklerim. hatta bence evli herkes böyle olmalı. açık ilişki isteyenler özgür tabii.

arkadaş olmadığın birinden gelen mesajlar öyle algılanmıyor. cevap verdiğimizde o mesajlar kesilmiyor. seni iyi tanımayan biri de öyle düşünür.

karın sorduğunda yok bir şey demesi de aranıza girmemek için. yoksa bir şeyden rahatsız olmasa neden çıkarsın değil mi? yüzlerce takipçisi arasından bulup da hmm bunu çıkarayım mı diyecek?

...

neyse işte. ben bunları yaşadım böyle düşünüyorum. kim bilir başkaları neler neler yaşamıştır da ne düşünüyordur. biraz çevreyi düşünerek davranmakta fayda var.

...

eşin depresif değil. fazla duygusal. hamile gibi her şeye ağlıyormuş. hormonlarıyla ilgili bir sıkıntı olabilir. psikoloğa gitmesi gerekiyor olabilir. ilgi istiyor olabilir. belki de bastırdığı şeyler bu şekilde çıkıyordur. bunun çözülmesi için onunla sakince, triplenmeden, alttan alarak konuşup neye ihtiyacı olduğunu bulabilirsiniz. psikolojik bir sorunsa da yanında olup bunu çözmesini sağlamalısınız.

kendinize terapi ayarlamanız iyi ama bence sizinki bağımlılık değil. siz cidden merak ediyorsunuz. merakınızı bitirmeniz lazım. eski erkek arkadaşlarınız neyse de kızlara olan merakınız bitmezse sadakatiniz sorgulanır. eşinize de ayarlayın bir tane. çift değil, ayrı bir terapi. o da ağlamasını çözsün. gerekirse psikiyatra yönlendirir ilaca başlar. düzenli gitmek şart.

ben de gidiyorum ve faydası oluyor cidden. herkes gidiyor zaten.
  • art cat chocolate  (15.07.24 10:26:31) 
[]

Rahat çalışan insan yurt dışında iş bulabilir mi?

Ben rahatlıktan bırakın yurt dışını yurt içinde bile iş değiştirmiyorum.

Çünkü remote yani, kimse sıkı takipte de değil.

Her sabah 9da toplantımız varsa 8.55te uyaniyorum.

Toplanti bitince bazen yine uyukluyorum ya da kahvalti hazirliyorum yiyorum derken 10 11 gibi işe başlıyorum.

Bazen 4e 5e kadar sıkı çalışıyorum, bazen de gunluk ev işlerim veya dışarı işlerim oluyor onları yapıp geliyorum akşam devam ediyorum.

Bazen o gün hiç çalışmıyorum sabaha karşı 5te uyanıyorum 9a kadar tüm işleri hallediyorum. Maksat planlanan işlerin bitmesi yani. Bittikten sonra ne yaptığını çok önemsemiyorlar. Ama kimi şirket sıkı takip yazılımları kullanıyorlar.

Sonuçta yani kontrol bende, muhatap olduğum insanlar az. Ekibim iyi, gayet herkes birbiriyle guzel anlasiyor. Birisinin isi oluyor cikiyor 2 saat yokum idare eder misiniz diyor ediyoruz falan.

Şirket imkanlari, özel sağlık falan da kapsamlı.

Sadece maaşlar çok iyi değil. Yine de elime 40-50 geçiyor. Temmuzdan sonra 50-60 olur ama yine az.

Ben hayatimi işe adamayi seven bir insan degilim. Zaman akip gidiyor. Eşimle gezmem lazım, hobilerimle ilgilenmem lazim, filmimi izleyip oyunumu oynamam lazım.

Yoksa bazi arkadaslarim var esek gibi calisip benim 2 katim kazanabiliyor.

Sektörüm yazılım oldugu için biraz sınır kendinizsiniz.

Yurt disina gidenler de 3 4 katım kazanabiliyor. Fakat ben bu rahatlıkla yurt dışında tutunabilecegimi düşünmüyorum.

Yani "gidersen it gibi calisman lazim orada rahat adama kimse para vermez" diyor musunuz yoksa 5000 euro degil de 3000 euro kazanayim ama az işim olsun... diyebilecegimiz sirketler var mı?

Normalde avrupanin düzenini ve refahini seviyorum. Burada cocuk falan da dusunemiyoruz belki orada düşünürüz. Dili ilerletip zorlasam mı diyorum ama bu rahatligi bulamam diye motivasyonum yok.

Bir de havasını sevmiyorum ama olsun düzen ve refah daha önemli tabi.

 
dostum bize yansittiklarin anlattiklarin isiginda senin esinle yurtdisina gitmen kabus olur. bekar olsaydin neyse de senin esinin sebat edip beraber yurtdisinda tutunabilme ihtimaliniz sifir. esin asiri savurgan ve materyalist ve bu formulun avrupada tutma ihtimali yok.

senin calisma motivasyonunun vs dusuk olmasindan ote esas sorun bu bence.
  • hot potato  (09.07.24 22:09:57 ~ 22:10:36) 
@ hot patato, eşim benden daha disiplinlidir ya yapar yurtdisinda da..

Savurgan oldugunu düşünmüyorum. İşine de harcar yatırımını da yapar ama parası hemen bitmedigi için kendinde harcamayı ya da harcamamı normal görmek istiyor.

Yoksa yani millet 100 bine düğün yaparken biz 10bin e yaptik. Millete 300 500 altin takılıyorken bize 50-100 takıldı. Milletin evi hazır eşyası hazır iken biz kiralık ev ve 2.el eşyalar ile takılıyoruz. Evimiz şehirdeki en ucuz kiraların olduğu semtlerden birinde.

Yani göründüğü kadar önemsedigini düşünmüyorum öyle şeyleri.

Avrupada daha cok kazanirsak daha guzel harcasin işte. Ben de harcarim oyle olunca.
  • ananiyimioguz  (09.07.24 22:19:27 ~ 22:41:32) 
İsveçten bildiriyorum. Bu anlattığın çalışma şartları buranın normal çalışma şartları.
Full remote değil benim şirketim. Full remote olanlar da var, yarı yarıya olanlarda. Herkes kendini kontrol ediyor. işini yapıyosan kimse yapiyosun demez. İşin varsa ooo atar çıkarsın, kimse neredesin demez. Müsait olunca tamamlarsın ya da saatlik izinler var onlardan girersin falan.
Kesinlikle çalışkan insanlar değiller avrupalılar. İsveçliler hiç çalışkan da olmamışlar zaten. Sonları pek iyi değil bence.
Çocuk işi falan da rahat. Zaten ebeveynlik izni anne baba toplam 480 iş günü. Çocuk 8 yasına gelene kadar kullanılıyo. Kreş, okul falan her şey bedava.
Bence senin aradığın şey avrupa
  • zimbirik  (09.07.24 22:54:23) 
Buradaki ev kira, eşyalar ikinci else bence bir çıkın deneyin. Hanımın memuriyetinin yanma durumu yoksa ya da dönerseniz iş bulmakta zorlanmayacaksa. Sen her türlü her yerde iş bulursun. Ya da full yerleşmeden önce yabancı şirketlerle freelance çalışabilirsin buradan. Çalışma stillerini, sana uyup uymadığını görmek için.


  • sekizdokuzon  (09.07.24 23:06:27) 
yurt dışında iş bulabilir mi? sorusunun cevabı çalışma iznine bağlı. çalışma iznin yoksa iş başvurusu yapamazsın. türkler nedense uçağa atlayıp göç edilebileceğini sanıyor.


  • ferenc  (09.07.24 23:09:27) 
Hollanda'dan bildiriyorum. Calisma sartlari cok yogun degil bence. Her yerde oldugu gibi burada da sorsan tabii ki herkes cok yogun, bazilari icin de gercekten oyledir. Neyse normal bir tempo olmasi beklenen durum.

Normalden eksik calismak expatlar icin nasil olur bilmiyorum, 32 saat calismak yani bir gun eksik calismak talep edilebiliyor, cogu yerde normal karsilaniyor. 32 saatten az olmaz sanirim size calisma izni falan alacaklari icin. Tabii maas da bu eksik calismaya gore hesaplaniyor, bence isveren icin de harika birsey, sonucta benzer is yapiliyor sadece bir gunluk yokluk var, odenen para %20 dusuyor.
  • mbond  (09.07.24 23:11:51) 
otur oturdugun yerde keyfin yerinde boşver.


  • sizofren06  (10.07.24 11:52:29) 
hollanda’da yazilimciyim, senin yazdigindan daha rahatim. biraz kisinin kendisiyle de alkali bir sey. islerini cogunlukla yetistiriyorsan, ilk etapta isi de bulabiliyorsan istedigin gibi takilabilirsin.


  • lemmiwinks  (10.07.24 14:29:24) 
[]

Teklif yıldönümü? Yüzük yıldönümü?

Kafama takıldı hani diz çöküp teklif ediyoruz da yüzük takılıyor ya, o günün adı ney? Kutlanıyor mu bu gün? Hani evlilik yıldönümü kutlanıyor o tamam da bunu bilemedim. (opsiyonel) sanırım :)

Neyse hesaplarıma göre bugün o günmüş gideyim hanımın gönlünü alayım diyorum ama "... günümüz kutlu olsun" derken ne diyeceğim bilemedim. Nişan desen değil, sevgililik desen değil.

Edit: O ilk yüzük söz yüzüğü mü oluyordu? Yani sözlenme günü olabilir mi?

 
"Sana yüzük taktığım o kutlu günün seneyi devriyesi" dersin. Adı çok önemli değil, önemli olan hatırlaman.


  • sekizdokuzon  (05.07.24 16:40:46) 
Bence bugün, 'Bugün diz çöküp sana evlenme teklif etmiştim, değil mi, ne güzeldi.' falan diye sohbet içinde bi cümleyle geçiştirip, birkaç gün sonra sebepsiz bir gönül alma yap.

Aksine bugün için bir şey yaparsan, hayatının geri kalanında hatırlayıp bir şey yapmakla mükellef olduğun bir günün olur.
  • Mirket  (05.07.24 16:44:28) 
@mirket: kadınlara neden Pavlov'un muamelesi yaptın üstat? :)


  • sekizdokuzon  (05.07.24 16:47:51) 
Pavlov'un köpeği*


  • sekizdokuzon  (05.07.24 16:48:06) 
@ mirket, dsdfgh valla bana kalırsa geçmişteki günlerin hiç bir önemi yok sürpriz de hediye de öyle estiğinde yapılmalı da işte kadınlar günü gününe kutlanınca bile gayet mutlu oluyor o yüzden o kadar derin düşünmeye gerek yok bence.


  • ananiyimioguz  (05.07.24 16:49:59 ~ 16:57:07) 
Geçirt bir romantik atak be, arkandayız. Koçum benim!


  • sekizdokuzon  (05.07.24 16:50:46) 
  • ananiyimioguz  (05.07.24 16:52:45) 
@sekizdokuzon, Hayat bana ne öğrettiyse ben onu dedim valla.

@ananiyimioguz, Kadınlar ne kadar mutluysa biz o kadar mutluyuz Abi. Hazırla güzel bir sürpriz yengeye :)
  • Mirket  (05.07.24 16:56:48) 
Evlilik teklifinizin yildonumu ama dogrudan boyle demek yerine biraz susleyip "bana evet dedigin o gun" falan diye baglarsiniz, sene-i devriye falan demeyin aman :)


  • birnevibahar  (05.07.24 17:16:56) 
@birnevibahar: desin ya, sonra da Muribbi'den kaside okusun. Lütfen °°


  • sekizdokuzon  (05.07.24 17:18:54) 
Muhibbi* pardon


  • sekizdokuzon  (05.07.24 17:19:39) 
@sekizdokuzon, peki, olmadi "Stanbulum, Karaman'ım, diyar-ı milket-i Rum'um" diye baslasin, sonra yarinki macin anlam ve onemine binaen "diyar-i cermenim" diye eklesin olur mu?


  • birnevibahar  (05.07.24 17:25:19) 
"Hayatım, yaşama sebebim, ömrüm, kevser şarabım, Cennet'im
Baharım, sevincim, gündüzüm, güzel yüzlü sevgilim, gülen gülüm.
Sevinç kaynağım, eğlencem, meclisim, kandilim, güneşim, mum ışığım
Turuncum, narım, portakalım, benim harem ışığım." dese yeter <3
  • sekizdokuzon  (05.07.24 17:28:17) 
böyle jestlere aç olan ülkem kadınları için sonrasını da paylaşırsanız mahsuru yoksa.
ne güzel bir örnek oldunuz.
tekrarını isteyeceğini sanmıyorum ama çok sevineceğinden eminim.
  • janderzel zartanyan  (05.07.24 17:48:05) 
benim hatunla anlasmam her 5 senede bir yuzugu yukseltmek seklinde.
rutbesi arttikca eskisini verip ustune para ekleyip yenisini aliyoruz.
duz er olarak basladi, su anda cavu$ kendisi.
  • cooperr  (05.07.24 18:36:48) 
Abi sen teklif sırasında yüzüğü ağzında çıkarmak isteyen arkadaştın yanlış hatırlamıyorsam, efsane yol katetmişsin valla helal :)))

şaka bi' yana kutlaman güzel olur, hanım da böyle altın fln seviyordu diye hatırlıyorum " ala ala bunu mu aldın " demişti sana :)))

bence kesinlikle kutla, küçükten hediye de güzel olur, bütçe yok dersen şarap, çiçek, küçük kutu çikolata 10 numara 5 yıldız.

her sene bekler diye çekinme, beklesin nedir yani, şarabı, çiçeği alır gözlerinin içine bakarsın, gayet de güzel olur.
  • kumandanim  (05.07.24 19:03:03) 
Nolur böyle her şeyin yıldönümü kutlamasını normalleştirmeyin. Yıldönümü denen şeyin de bir özelliği bir güzelliği kalsın. gönül alınacaksa gönül alma hediyesi verin gitsin. 64353366 tane yıldönümü olunca olay çok sıradan hale geliyor büyüsü bozuluyor yıldönümü kutlama olayının


  • Sermet Hörmet  (05.07.24 19:40:40) 
@ kumandanim, öeh hocam nasıl hatırladın valla korkulur sizden sdfjsg

ya altın sever deyince hanım için böyle bilezikleri dizip şıkır şıkır gezen bir karaktermiş gibi oluştu herkesin gözünde :D Öyle değil de uslubunda sıkıntı var sanırım. Bazen dövüşüyoruz ben onun bişeyini kutlamıyorum o benim aldığım şeyi beğenmiyor falan. Bir bakıyorsun iş yerini ziyaret ettim diye havalara uçuyor, bazen de ters zamanındaysa paraya kıyıp aldığım hediyeyi beğenmiyor itin seyine sokuyor git gelli biraz alıstım artık :(

@ Sermet Hörmet, kesinlikle katılıyorum zart günü zurt günü diye kusucam artık milletin göstermelik kutlamalarından. Biz normalde tarihleri bile hatırlamayız mesela geçen sene kutlamadık doğum günü ve evlilik yıldönümü dışında.

Ama 1-2 aydır hanım çok telefon bilgisayar kurcalıyor diye şifre koymuştum aramız limoniydi onu çözmek için bahane oldu.
  • ananiyimioguz  (06.07.24 00:26:50 ~ 00:35:53) 
Bu arada merak eden için de gittim güzelce bi bahar çiçeklerinden buket yaptırdım. Üstüne de "Aldığım en güzel "Evet" için..." yazdırdım.

Tam işten çıkmadan yetiştim bu günden de haberi yokmuş anlamadı. Notu oku bakalım dedim falan mutlu oldu baya ama çok da çaktırmadı sdfjsg

Neyse sonra oradan aldım yemeğe çıkardım daha önce gitmediğimiz ama gitsek mi diye sürekli baktığımız bir yer vardı. Orada da sohbet muhabbet, arada tansiyon yükseldi falan ama www.youtube.com en son tatlıya bağlandı şu an her şey yolunda. Bir dahaki gerilime kadar en azından :D
  • ananiyimioguz  (06.07.24 00:31:08 ~ 00:33:25) 
[]

Kiralarda tavan zammı %65 hikayesi

Biz her sene 1 yıllık sözleşme ve tahliye taahhütnamesi imzaladığımız için sanırım bizi ilgilendirmiyor?

5 olan kirayı 10 yapmıştı, şimdi de 20 yapabilir ev sahibi değil mi?

Yoksa sınır var ona göre yükseltebilirsin diyeyim mi?

 
her sene 1 yıllık sözleşme derken o kısmı anlamadım. 65 tavan hikaye değil.


  • sizofren06  (03.07.24 11:35:14) 
kiraz sözleşmesi imzalanıyor ya hani 1 yıl 5yıl 10 yıl. biz onu 1 yıllık imzaliyoruz sanki sonra çıkacakmış gibi.

o yüzden her yıl yeniden yapıyoruz.

ve bildiğim kadarıyla böyle yapınca kira sıfırdan belirlenebiliyor?

buradaki bütün ev sahipleri öyle yaptığı için başka çaremiz yok.
  • ananiyimioguz  (03.07.24 11:44:11 ~ 11:44:44) 
kira sözleşmeleri bir yıllık olsa dahi aksi belirtilmedikçe otomatik uzar.


  • new day new life  (03.07.24 11:57:04) 
Her sene imzaladığınız kontrat önemli değil. ama her sene tahliye taahhütnamesi imzalıyorsanız bu önemli.
Sınır var deyip istediği zammı yapmazsanız taahhütnameyi devreye sokar. Her sene alıyorsa zaten sebebi bu.
%25 sınırı varken her sene tahliye taahhütnamesi bir nebze anlaşılabilir, ama bu sınır kalktı. İkna edebilirseniz bir sonraki sene normale dönmeyi tekif edin derim.
  • artci sarsinti  (03.07.24 12:00:12) 
@ artci sarsinti,

Normalde adam senet imzalattırıyor ve tehliye taahhütnamesi doldurtturuyordu.

Fakat son senemize girdik hiç bişey istemedi öyle dümdüz devam ediyoruz.

Sanırım artık güvendi günü gününe veriyoruz çünkü.

Kirayı desen banka üstünden almıyor kaç kere söyledim, elden alıyor vergi çıkmasın diye sanırım.

Ama açıkçası bu yıl ben hiç bişey imzalamadım. Sanırım şuan sadece kira sözleşmemiz uzuyor? tahliye düşmüş müdür?

Yani yeni zammı kabul etmezsem çıkartamaz mı?
  • ananiyimioguz  (05.07.24 16:43:46 ~ 16:44:34) 
[]

Eşim super user yetki istiyor

Ben normalde ilişkide her şeyimi anlatan, her şeyim de açık olan bir insanım. Kimle ne yapmışım, ne konuşmuşum, eskiden ne yaşamışım bilirsiniz yani istediğiniz ayrıntısına kadar.

Fakat eşim geçtiğimiz 3 yılın belli anlarında bazı şeylere denk geldi telefonumda. Güya dediğine göre hayatında 4 kere telefonuma bakmış 4ünde de bişeyler görmüş o yüzden vukuatlıymışım.

İlişkinin başlarında bir önceki ilişkim annemi babamı arkadaşlıktan çıkarmış diye bizimkiler gelip bana sordular. (Bu arada tüm ilişkilerim min. 1 yıl ve ben bile isteye ayrıldım) Dedim ne bileyim beni çoktan çıkarmıştı sizi niye durup dururken çıkardı bilmiyorum beni de mi engelledi acaba ilginç diye instagram profiline bakmıştım. Baktım normal duruyor. Belki dedim sevgili yapmıştır. Neyse aynı günün akşamında kız arkadaşım geldi(şimdiki eşim) gece uyurken mi sabah uyanınca mı ney telefonuma bakmış bakmış ki eski sevgilime bakmışım vay efendim sen ne biçim insansın. Yahu dedim böyle böyle olay oldu ondan baktım. Bana mı denk geldi diyor.

Neyse aradan aylar mı geçti yıllar mı geçti arabada gidiyoruz aa ne güzel yer ben gittim buraya londarada dedim bir post gösterdim. Sen bu kızla ne ara takipleştin dedi. Profile baktım, cidden tanımıyorum ama ortak arkadaşları var eşimle. Dedim bilmiyorum ekleşmişiz demek ki. Sen mi ekledin dedi. Valla yok ismini de yeni görüyorum profilini de dedim (büyük ihtimalle nişan evlilik falan derken ya beni gördü ekledi ya da instagram teması değişti de önerilen profiller çıkıyor ya onlardan birine elim değdi) ama daha önce hiç böyle bir şey yaşanmadığı ve bu tarz bir sakarlık yapabilecek bir insan olmadığım için, bana sen aradın buldun bilinçli ekledin dedi. Ne yapıp ettiysem yalvarıp yakarsam bile inandıramadım o konu öyle kaldı bir yerlerde.

Sonra yine aylar geçti 2 önceki eski sevgilimin hikayeme baktığını gördüm, ben arada bakarım hikayeme bakanlara zaten 200 300 kişi takip ediyor ama profilim kendimi bildim bileli açık, o yüzden yabancı biri var mı diye bakarım meraktan.

Neyse o an 30 kişi bakmıştıysa akşama 100 olmuş bidaha baktım ama o eski sevgilimi de görmemiştim. Allah allah yanlış mı gördüm acaba diye aratıp baktım, çıkmadı. İlginç dedim engellemiş herhalde. Meğer bu taktikmiş engelliyormuş millet birbirine bakınca baktığı gözükmesin diye. Sonra ertesi gün engeli kaldırınca benim arama yapmam kabak gibi gözükmüş. Eşim yine ona denk geliyor allahın işe ya işte.. güya hiç bakmazmış telefonuma da o an denk gelmiş yine :D

Dedim ya niye bakayım durup dururken, benim hayatımda benim dışımda sosyal medyasını açık kullanan yok ne görücem de bakıcam sadece hikayede görmüştüm böyle böyle oldu dedim. İnanmak istiyor ama bana mı denk geliyor diyor sürekli

Neyse bu olay da eklendi 3 mü oldu.

4.ye gelelim bi ara eşim eve geldi ben tüm gün evden çalışıyorum zaten. Bilgisayarım açıkmış kurcalarken arka sekmelerde +18 video gormuş. Vay efendim sen böyle şeyler mi izliyorsun. Ne var yahu sen de izle hatta gel beraber izleyelim dedim, onda öyle bir kültür yokmuş anlamıyorum. Halbuki önceki ilişkilerimde normaldi yani.

Şimdi de bunlardan sonra eşim diyor ki sürekli benden gizli bir şeyler çevirdiğini düşünüyorum o yüzden telefonun ve bilgisayarının şifrelerini vereceksin ben istediğim zaman bakıcam.

Ben de dedim ki zaten aylar öncesine kadar biliyordun ama paranoyak gibi açık kovalayıp saatlerce bişeylerimi kurcalıyorsun bu da bana sağlıklı gelmiyor güveniyorsan güven güvenmiyorsan güvenme ne bu böyle allah gibi her adımımı izleyecek misin diyorum. Evet ancak öyle güvenebilirim diyor. Ben de baktığım her ota bka baksın istemiyordum başta ama sonra aman neyse zaten bir halt karıştırdığım yok baksın ama tamam ben yanındayken bak ki paronayakça aramalar yapıyorsan da göreyim hatta istersen gecenin bir yarısı beni uyandır baskın yapar gibi iste göstereyim ama ben yokken dedektif gibi arkamdan iş çevirme dedim.

İmkanı yok bunu kabul etmiyor. Ya diyorum telekineziyle mi müdahale edicem cihaza, neyini kabul etmiyorsun diyorum, olmaz ben sen yokken de her an her şeyine bakmak istiyorum diyor. Benden bişeyler saklıyorsun diyor.

Ben de inat ettim hayır saklasam her an her yerde bakmana yine izin vermem sadece orada olmak istiyorum dedim.

Çünkü kadınlar bundan değişik bir zevk alıyor bence bir kere tüm yetkiyi verirsem gece gündüz hobi olarak her şeyin sürekli altını üstüne getirecek. Hem diyor ben senin gibi boş insan mıyım forumlarda sözlükle takılayım 2 bişeye bakıp çıkıcam diyor ama YALAN gece oturur sabaha kadar kurcalar o telefonu yani.

2 aydır triplerde ben tüm şifrelerimi vermiyorum diye. Yahu 3 yıl olmuş şimdiye kadar biliyordun zaten çıkardı bir halt etsem. Senden gizli bir şey yapmak istesem yapamam mı sanki diyorum, olsun ben görcem her an her şeyini diyor.

Bir yanım ver ne olacak diyor ama bunu alışkanlık haline getirip kafayı takmasına korkuyorum, ne yapsam bilemedim. Cidden bir halt karıştırdığım da yok, tüm geçmişimi biliyor, hemen her şeyimi biliyor. ama bildikçe istiyor bildikçe daha fazla yetki istiyor.

 
Baba hiç inandırıcı değil ya:)
1- yanlışlıkla ekleşmek kısmına inanmadım
2- muhtemelen seni zaten her saniye takip ediyor,böyle bir tesadüf şekli yok çünkü. Hep o gün mü denk gelmiş, inanmam
3- sen de ne aratıp duruyosun? Durduk yere iş açmışsın…

Ben saglikli bulmadım. Yetki falan vermek çok saçma. Güven gittiyse gider. İnstagram olmayınca iş çevrilmiyor mu? Yapmak istesen yine yaparsın. Toksisiteye yolculuk başlamış
  • her giriste sifresini unutan adam  (02.07.24 23:27:28) 
@ her giriste sifresini unutan adam, yani arada stalk yapmışımdır belki onu kabul edebilirim, video işini de kabul edebilirim ama

o ekleme olayını cidden ben de anlayamadım zaten eşimle ortak arkadaşı varmış bile bile niye gidip ekleyeyim bi kızı, demez mi bu kim hiç tanışmadım hatta belki eşime sorar falan, çok saçma yani ya o ekledi kabul ettim ya da dediğim gibi bir yerde öneri gibi çıktı, fark etmeden basmış olabilirim.

Bir de bilinçli takip etsem niye göstereyim bak diye :D o öyle tuhaf bi olay olarak kaldı yani.

edit: bu arada stalk kendi kendime yaptığım bir dedikodu gibi, sevgilim olmasa dahi arada bakarım birilerine ki önceki ilişkilerimle bir iletişim kurma gibi bir dedim yok mesela ben dur hikayesine bakayım da beni görsün demem. Daha önce mesaj atanlar da oldu, kimseye cevap bile vermedim. Öyle bir derdim yok sadece işte bazı alışkanlıklar birden uçup gitmiyor. Bir de zaten giderek yok oldular zamanla stalk radarımdan. Sadece böyle arada denk gelişler bizim ilişkimize zarar verdi.
  • ananiyimioguz  (02.07.24 23:34:44 ~ 23:46:02) 
üzerine kayıtlı malı kendi adına geçirir, ortada kalırsın.


  • Mehmettheslim  (02.07.24 23:38:49) 
@ Mehmettheslim, sdfjsgjh yok daha neler öyle bir şeye ihtiyacı yok ki onun derdi başka allah gibi bişey olmak istiyor.

Yoksa dediğim gibi normalde bakıyordu giriyordu her şeyime önceden.

Ben sonradan kendine dert arıyorsun kaostan besleniyorsun deyip şifre koydum.

Ama şimdi şifreyi bilme ama gel istediğin zaman istediğin şeye bak diyorum, onu kabul etmiyor.
  • ananiyimioguz  (02.07.24 23:42:01 ~ 23:47:51) 
Öyle bir şey sağlarsanız bir sonraki adım başka bir şey olur, bitmez o hayata karışma istekleri. Normal değil.


  • hedep  (02.07.24 23:58:17) 
@ hedep, işte ondan korkuyorum yoksa gelsin baksın ne yapıyorum sanki ama böyle eşlerini gps ile takip eden kadınlar var ya işin sonunda ona evrilecekmiş gibi geliyor.

ve neden ısrarla gel yanıma dilediğin zaman açayım bak bütün cihazlarıma dememe rağmen onu da kabul etmeyip olmaz gizli bakıcam demesinin altındaki mantığı anlamadım.

hayır bir de hepsini geçtim her şeyime erişimi olsa dahi bir iş çevirmek istesen onu bile atlatmanın bir sürü yolu var yani neyin önüne geçeceğini zannediyor o da komik.

ben mesela bu kadar sıkmam, bir halt yerse bile çıkar kokusu yolları ayırırım diye düşünürüm hayatımdaki insanlar için. ama öncelik olarak güvenmeyi tercih ederim. bir insanı aldatmak çok kolay yani marifet değil ki. Normalde kendisi de öyle düşünüyor hatta kıskanç ve baskıcı insanlardan bıkmış ama kendisi neden ben alan açtıkça sınırları zorluyor anlamış değilim.
  • ananiyimioguz  (03.07.24 00:06:34 ~ 00:11:31) 
Kontratak yap, sen de onun ne yaptığına bak.


  • sekizdokuzon  (03.07.24 00:38:51) 
Eşimin en büyük hobisi ben eve gelince telefonumu kurcalamak. Arada mesaj gelince paniklemiş gibi yapar trollerim.

instagram keşfetim %70 hatun, %30 teknolojidir.

Memeleri güzel diye takip ettiğim modeller vardır (yerli yasak, yabancı serbest)

xxx izlememe kızmaz.

Herhangi bir kız arkadaşımın mesaj atmasına ayar olur, ortam gerilir, kedi videosu olsa bile. (hiçbirisi eski sevgilim değil, 10-20 senelik arkadaşlarım)

Yazıklarının hepsini okudum, bir erkek olarak azıcık yumuşatarak anlattığını düşünüyorum, evet ne yazık ki anlattığın gibi tatsız tesadüfler olabiliyor ama eşinin tadının kaçmasını da anlaman lazım, herhangi bir hatun değil, eski sevgili adı üstünde. Tekrarının olmayacağını, tek tek engelleyeceğini söylersen kafan rahat eder.

Her kadının kıskançlık eşiği farklı, mutlu bir evlilik için bu sınırları çok aşmamak gerekiyor, bol şans :)
  • kimlanbu  (03.07.24 00:41:04) 
Lan olm öp başına koy. Ne güzel seni kıskanan biri var. Sal ipleri, mutlu mesut yaşa.


  • hops  (03.07.24 00:44:44) 
karınıza bütün şifreleri vermeniz gerekmiyor.

ancak güvensizliği yaratan sizsiniz.

neden hala exlerinizi stalklıyorsunuz? hikayenize mi bakmış? engelle geç. sen ona bakma.

ben olsam adam evlendi ama aklı hala bende diye düşünürüm. olur da exleriniz onları stalkladığınızı öğrenirse onlar da tam böyle düşünür. çok mide bulandırıcı.

eski dediğin bitmiştir. bitmiş olmalıdır. evliysen onları merak edemezsin. yok öyle bir hak.

evlilik demek, eşten başka bir karşı cinse ilgi göstermemek demek.

daha ömce mesaj atanlar da oldu demişsin. engelledin mi o kişileri?
ilgi hoşuna gittiği için bıraktın mı yoksa?

önce kendine dürüst ol. ben de bahanelerini yemedim.


...

benim exin telefonunu ayda yılda bir elime alırdım, oynamak için. bir gün bir kadından mesaj gördüm, yine de salak olduğumdan şüphelenmedim. gecesinde bir daha mesajını görünce kıyamet koptu, aldattığını öğrenmiş oldum.

daha da hiçbir erkeğe güvenmem, hele exini hala merak eden bir erkek...

karınız şüphelenmekte haklı ancak bu şifre vermeyle çözülecek bir şey değil.


erkeklerden destek alıp haklıyım hissi yaşamaya geldiyseniz ok.

çözüm istiyorsanız:

karınızı bir yemeğe çıkarın. exlerinizin profillerine baktığınız için özür dileyin.
nolursa olsun bakmamalıydım, aklına şüphe koyduğum için hatalıyım, düşünmeden davrandım... falan içten bir şekilde özür dileyin.

telefonu çıkarıp gözü önünde tüm exlerinizi engelleyin, her yerden. hesabınızı gizli yapın. niye açık sahi? influencer falan mısınız? kadınlar açsa denilmedik laf bırakmazsınız.

istediği an telefona bakma seçeneğini tekrar sunun. şifre verme olayını kabul etmryin. güzel bir dille açıklayın işte. tekrar güvenmesi için şifre vermek dışında yapabileceklerinizi sorun.
....

ille de hep bakıcamdaki mantık şu:

sonuçta işe gidiyorsunuz. belki o zaman herkesle yazışıp eve dönerken mesajları siliyorsunuzdur. belki yazıştığınız kişi evli olduğunuzu biliyordur ve o da sizin bu oyununuza ayak uyduruyordur. belki başka bir hattınız var. belki telefonda gizli klasörünüz var, oradaki uygulamalarda bir haltlar çeviriyorsunuz.

evet yine bir yolunu bulup aldatabilirsiniz ama kadın önlem almak istiyor.

ayrıca kokusu çıkar ama çok geç de çıkabilir. benim ex beni 6. ayımızdan beri aldatıyormuş ama ben 2.5 yılın sonunds bir mesaja denk gelerek öğrendim. 6. ayda öğrenseydim yıllarım boşa gitmezdi ve daha az etkilenirdim.
  • art cat chocolate  (03.07.24 00:52:51) 
Dik dur eğilme. Sana olan saygısı azalır şifreleri verdiginde


  • abuzer  (03.07.24 00:55:59) 
@ art cat chocolate, teşekkürler detaylı cevap için.

evet mesaj atanı engelledim. instagramdan bakanı da engelledim sonra yani baktım ki başıma bela olacak. bu arada bakanın da of bana ölüyor bitiyor özlüyor gibi duygularla baktığını düşünmüyorum %99 dedikodusal bir meraktır. o yüzden birinin birine meraktan bakmasıyla ilgili bir sorun yok bence. zaten engellesen de bir yolunu bulur bakar. bence buradaki sorun, baktığını belli etmeye çalışmak. ben kimseye bir şey belli etmeye çalışmadım. yoksa aradan yıllar geçmiştir ama yaa bizim mahmut vardı ceren vardı napıyor acaba gibi bakmak normal bence.

ben de daha önce aldatılmış biri olarak, bu benim için bir seçenek değil. gider ayrılırım öyle yerim ne halt yiyeceksem. o yüzden benim içim rahat, ilişkimize zarar verecek, sadakatimi yok edecek bir şeyler olmadığını biliyorum. Ama işte bir şeylere takıp sorun yaratacak şeyler bulmak isteyen de bulurmuş gibime geliyor.

ben hala mantığını anlamadım açıklamanız doğru değil. bana önceden haber ver, sonra gel bak demiyorum ki. normalde hangi zaman ve mekanda bakacaksa, dürtsün beni, parmağımı okutsun, bakalım birlikte diyorum. Bu durumda ben neye nasıl müdahale edebilirim?
  • ananiyimioguz  (03.07.24 01:02:36 ~ 01:09:35) 
işteyken yani günün 10 saati yalnızsınız. öyle istediğin zaman al bak deseniz de bu mümkün değil.

her arayan bir şey bulamaz. benim eski sevgililerim neden bende bir şey bulamadı? telefonumu al oyunumdaki leveli geç diye kaç kez de verdim. telefon kilit şeklimi de hep gözlerinin önünde açmışımdır.

ben tüm exlerimi her yerden silip engelliyorum. 1 hafta konuştuklarımı da engelliyorum.

bana yürüyen ilkokul arkadaşımı bile silip engelledim.

neden? çünkü gerek yok. bitti gitti. hayatımda değiller ve olmayacaklar. bu engelleme işini de ilişki biter bitmez yapıyorum, yenisini bulunca değil.

neden siz erkekler için eski eskide kalmıyor? canım bu konudan daha yeni yandı. çok kızıyorum.
  • art cat chocolate  (03.07.24 01:09:02) 
@ art cat chocolate, diyelim ki evet ben evdeyken flörtleşiyorum, birileriyle konuşuyorum, eski sevgililerimde yazışıyorum falan... sonra da siliyorum.

akşam, gece, hatta sabaha karşı illaki bir yerden bir mesajdı bildirimdi bişey gelir. uyandırsın beni baksın ne derdi varsa.

haftasonu birlikteyiz, baksın istediği zaman. hiç mi mesaj gelmez birinden? illaki çıkar bir yerden. tüm sosyal medyalarım açık. whatsapp, telegram, mailler falan hepsine erişimi var telefonu aldıktan sonra.

kaldı ki şunu anlamıyorum; vpn, gizli sekme, sanal cihaz, yedek telefon vs. millet neler neler kullanıyor aldatıyor bunları benim kullanmam hiç de zor değil istedikten sonra. tüm şifreler elinde dahi olsa gayet de arkadan iş çevrilebilir.

o yüzden biraz karşıdaki insana bağlı. ben zaten güven konusunda kendimi yetiştirdiğimi ve çoğu hemcinsime göre açık ve güvenilir olduğumu düşünüyorum. o yüzden aynı kefeye koymanızı acınıza bağlıyorum. tabi kusursuz değilim işte yukarıdaki gibi olaylar yaşanıyor ama öyle biriyle konuşmuşluğum, aldatmışlığım falan yok. neyse ki ofise gitmiyorum gitsem baya sosyalim normalde yazardı kız arkadaşlar gece gündüz dinlemeyip. öyle olsa eşim vurmuştu şimdiye :(

bir yerlerde güveniyor biliyorum sonuçta eve bağlı yaşamıyorum kurslara falan gidiyorum, kız arkadaşlarla şarkı falan söylüyoruz bir kıskançlığı yok fakat hayatımın büyük çoğunluğu bilgisayar ve telefonla geçtiği için burada neler yaptığımı inanılmaz merak ediyor ve sanki hayatın içinde bu kadar düzgün davranıp tüm pisliği burada yapıyormuşum zannediyor.
  • ananiyimioguz  (03.07.24 01:20:49 ~ 01:27:14) 
saklayacak biseyin yoksa ver gitsin..
ben verdim, once instagrami patlatti, simdi fb 'ye sulaniyor onu da yakinda patladir.
cok da fifi..
kendisine de soyledim, eger bir isler karistiracak olsam ruhu duymaz.
ama bizim kezbanlar boyle oguzcum, yapcak bisey yok..
  • cooperr  (03.07.24 08:33:14) 
Güveni paramparça etmişsiniz ne yazık ki onarmak da size düşüyor. Herhangi bir ünlüye bakmak gibi bir şey değil ki eski sevgilileri aratıp durmak sanki aklınız kalmış gibi bir izlenim oluşturuyor.


  • alaimisema  (03.07.24 09:10:56) 
dün gece yazmışsınız, milli maçtan dolayı kaçırmışım sizi gömme fırsatını. neyse şimdi gördüm, şimdi yapayım.

abi senin ne işin olur eski sevgilinin profiliyle, anneni babanı silmesiyle vs. yani gerçekten her seferinde eşine mi denk geliyo? hiç inandırıcı değil. eski sevgiline her gün baktığına eminim ama ispat edemem.
e eşin de normal olarak güvenemiyor. ya, ne halin varsa gör diyecek ki bence bu kötü bir şey, ya da güven oluşturacaksın.

+18 olayı sana normal gelebilir ama evlilikte kabul edilebilir olması için, iki taraf için de normal karşılaması gerekiyor diye düşünüyorum. yoksa bildiğin zorbalığa giriyor. bana normal gelmiyor mesela. burda da haksızsın maalesef.

valla kusura bakma pek güven vermedin. "senden gizli bir şey yapmak istesem yapamam mı sanki" bu da evlilik için çok sert ve zorbaca bir cümle bence..
biraz aynaya bakma vakti gelmiş..

dip not: yaşımın yarısına yakın süredir evliyim. yaşımı söylemeyim yaşlı olduğum ortaya çıkmasın:)
  • artci sarsinti  (03.07.24 09:34:22) 
@ alaimisema, e tabi ben de sürekli eşimin eskileri ile ilgili bir şey görsem rahatsız olurum zaten ona hak veriyorum ama ben baksam bile UNUTAMIYORUM ÖLÜYORUM TÜLAY NOLUR GERİ DÖN diye bakmam ki ya bi olay olmuştur ya da ayda yılda bir "stalk" ım gelmiştir. Onda da zaten 5 tane ilişkim olduysa hıım bakıyım şu ne yapmış, üniden çok yakın ama artık konuşmadığım bir arkadaş vardı o ne yapmış, evlenmişti manyak bi kadınla, boşanmış mı acaba, ilkokuldan bilmem kim vardı o napıyo acaba...

diye saniyeler içinde 5-10dk stalk ihtiyacımı giderir çıkarım çünkü benim geçmişime dair insanlardan bir şeyler duyacağım bir sosyal ortamım yok ki.

sosyal medyanın çıkışından itibaren çoğu insan kendi dedikodusunu kendisi yapıyor.

keşke eşim böyle şeylere açık olsa da birlikte dedikodusunu yapabilsek. daha önceki ilişkimde mesela eski arkadaşlarımı da sevgililerimi de bilirdi, neredeyse ben hiç bakmazdım, o bakardı ne yapıyorlar diye :D gerçi evlilik bu kadar sululuğu kaldırmıyor sanırım ya da eşim o kadar esnek değil bilmiyorum.

yani ben de o kadar ilişi yaşadım, hiç geri dönmedim. demek ki unutamamışsın özlüyorsun vs. durumlarına katılmıyorum, bir açışta geçmişte 5 tane kadına baktım diyelim. Hangi birini özleyeyim harem mi kurayım. Unutamamışsın kısmı evet geçmişimdeki hiç bir insanı unutmadım ilkokul sınıf arkadaşlarını say de sayarım kimi insan öyle değil memlekette ilkokul arkadaşımla tanıştım. atakan vardı eray vardı napıyorlar diyorum, valla onlar kimdi hiç hatırlamıyorum ki ya diyor. Bütün sınıfı saydım, 2 kişiyi hatırlıyor sadece. Ben öyle değilim unutmam aklıma gelirse de bakarım kim ne yapıyor diye. neden yapıyorum? çünkü yapabiliyorum sdjsgh iyi ki mark zuckerberg falan değilim kafayı yerdim özel hayatın gizliliği ihlalleri konusunda en ufak bir hassasiyetim yok :D

@ artci sarsinti, teşekkürler, dikkate alıcam. ben de bazı kekoluklar yapmış olabilirim. ama dediğim gibi ben diyelim ki her gün eski sevgililerime bakıyorum, gizli gizli video izliyorum, birileriyle flörtleşiyorum...

eğer eşimin her an her şeye baktığını bilirsem bunu daha da gizli yapayım diye vaziyet alırım. yani bu neye çözüm olacak onu anlayamadım.

ben istiyorum ki başka şekillerde benim bir halt yemeyeceğimi bilsin, sadakatimi bozmayacağımı bilsin.

ama bu tarz olaylar biraz işleri zorlaştırıyor tabi.
  • ananiyimioguz  (03.07.24 10:13:31 ~ 11:35:18) 
kapat sosyal medyalarını kurtul... yok profiline baktım diye aklım hala onda sanarmış, yok nereden eklediğimi hatırlamadığım kişiler yüzünden eşim çıldıracakmış. bu ne ya. üstüne bir de darlanacağım şifreni ver şifreni ver diye öyle mi? yok aga yan komşunun geçen seneki tatilinden attığı fotoları da görmeyivereyim ya, ya da attığım yemekli storye bakkalın baktığı infosu gerekmiyo bence.


  • nolmus yani  (03.07.24 10:16:47) 
@ nolmus yani, aklıma gelmedi değil günümüzde ilişki problemlerinin çoğu sosyal medya yüzünden çıkıyor.

ancak köpeği olmuşuz kapitalizmin, o tatile gidilip fotoğraf atmayınca kabul olmuyor tatil-i ziyaretimiz

millet niye arabasını motorunu alınca çekip duruyor ne kekolar bunlar diyordum.

motor alınca ilk iş hanımla selfie atmak oldu sdfjdsg değişik bi ortam
  • ananiyimioguz  (03.07.24 10:20:55 ~ 10:21:56) 
eşin serzenişlerinde çok haklı gibi geliyor bana ya.

yok şöyle oldu buna baktım, yok elim değmiş vesaire. bir kere olsa belki sorun yaratmayacak şeyleri periyodik olarak yaşamışsınız ve şüphelenmesi epey doğal.

bu güven sorunu ilişkinizin başka yerlerine de sirayet edip çok normal olan şeyler dahi yanlış anlaşılır olabilir zamanla.
  • mcsword  (03.07.24 12:09:03) 
uzatmaya gerek yok. size güvenmiyorsa ayrılın gitsin.

tabi gerçekten bunları yapmadıysanız.
  • vss  (03.07.24 12:45:53) 
bunların hiçbirisi güven kırıcı şeyler değil bana kalırsa.

benimkisi de birileri ekler beğenir hiç umrumda olmaz ne yani fotoğraf beğendi diye kızla buluşacak sanki. ben de herkesi sıradan beğenir geçerim ne paylaştıklarına bile doğru düzgün bakmam bile. beğendiğini görsem şakacıktan trip atarım o kadar en fazla.

pornoya halen daha kötü bakan biri olunca şaşırıyorum. pornoda duyar kasılacak tek sorun kadın sömürüsü ona ben de yüzde yüz katılıyorum.

bence kendisi başka şeyler saklıyor sen de onun telefonunu kurcala. bizde şifre yoktur herkesin şifresi birbirindedir mesela siz ona bakıyor musunuz?

bakalım sizin evlilik çok saçma bir şeyden sağlam patlayacak gibi duruyor yine ama senden kaynaklı olmayacak
  • Hallegadola  (03.07.24 13:11:00) 
Sizin ilacınız evlilik terapisti oradan da sonuç çıkmazsa ayrılık.


  • iwasbornonamountainside  (03.07.24 13:37:45) 
boşver, sen sil :) köle möle değilsin kendini buna inandırma. 3 sene önce "şöyle şöyle bir kişi önerilenlerimde çıkıp duruyor, demek ki sen bunun profiline bakıp duruyorsun" diye saçma salak bir önermeyle bana çemkirme hakkını buldu biri. o sırada eehhh eytere beaa sana da sosyal medyaya da lanet olsun diyip sildim her şeyi. yemin ederim her şey daha keyifli o günden beri.


  • nolmus yani  (03.07.24 14:02:57) 
Siz rahatsınız tabi, eşiniz tarafından böyle güvensizlik hissettirecek şeyler yaşamamışsınız anlamıyorsunuz ama ben eşinize hak verdim.
Ayrıca ben yanındayken bak nedir :S çocuk eyler gibi... Esas onu demeniz şüphe çekiyor.

Korkacak bir şeyi olmayan bunu dert etmez verir bir halt yiyen de şifresini verse de yer bkz: ikinci telefon.

+18 video konusunda @artci sarsint+1
bana da normal gelmiyor.

Hele ki sosyal medyada pornografik hesaplar takip etmek keşfetin full meme olması vs hiç tabiatıma uymuyor. Bir başka bedeni arzulamak da gayet ilişkinin ideal olmadığını gösteriyor. Benim gibi gelenekçilere göre bu çağda yaşamak çok zor o yüzden böyle kontrol manyaklığı doğuyor. Yazık eşinize kimbilir neler hissediyor ve kuruyor kafasında.
  • Kediyi üzdün  (03.07.24 14:44:04) 
Açıklamalar hiç inandırıcı değil çünkü bir içtenlik yok.

Güvensiz bir hava oluşması çok normal.

Ne hissedip düşündüğün konusunda daha açık olabilirsin bence.

Anlayış istiyorsan şeffaf olmalısın. Yüzeysel açıklamalar şeffaflık sayılmaz maalesef
  • hasmetizm 2046  (03.07.24 14:54:30) 
sen de hiç az değilsin ya. verin birbirinize şifrelerinizi, neden gizliyorsunuz ki.
biz eşimle ilk günden beri hiç gizlemedik çünkü saklayacak bir şeyimiz yok. şifresini gizlese kesin bir halt karıştırıyor derim bunun tek anlamı bu.

bir de şeye takıldım. "keşke eski sevgililerimin dedikodusunu birlikte yapabilsek" demişsin. peki eşinin eski sevgilileri hakkında sen dedikodu yapıyor musun? o adamları açıp birlikte stalk yapmak filan normal mi gelecek sana?
  • kaptan maydanoz  (03.07.24 15:18:53) 
@ Kediyi üzdün, onu şart koştum çünkü herkesin kendi özel alanları iç dünyası falan olmalı bence evli de olsan. bu demek değil ki o noktalarda illa biriyle aldatıyorsun falan.

benim lise arkadaşlarımla konuşmam, iş yerinden mahmut abi ile konuşmam, belki patronumdan azar yiyorum adam küfürü basmış falan yani sallıyorum şuan ama normalde ilgilendiği alanlar dışında da her şeyi kurcalayacak bu da rahatsız edici. benim tüm hayatım bilgisayar ve telefonla olduğu için resmen bana diyor ki kafana kamera koyucam gün içinde tüm yaptıklarını oturup izliycem.

Hayır bu çok saçma diyorum.

Hmmmmm seni gidi seni demek ki bi haltlar karıştırıyorsun !!!!! yakadııımm !!! diyorsunuz bu ne bilimsizliktir.

yani tüm sırrı bozdunuz bravo zaten yakın zamana kadar açıktı diyorum 3 yıldır biriyle konuşsam falan görürdü herhalde.

Eline alınca annesiyle ne konuşmuş, teyzesiyle ne konuşmuş, sözlükteki hangi başlıkları okumuş falan benim bile belki bakıp unuttuğum şeylerin ne diye üstünden geçsin ki? Sürekli ensemde bir nefes hissetmek rahatsız edici.

Ama yanında olursam en azından instagrama mı giriyor internet geçmişine mi geriyor. whatsapp a bakıyor mesela neye baktığını bilirim hiç alakası olmayan yerlere de girip çıkmamış olur. yani paranoyaklık derecesini abartmadan insan gibi kurcalar gibi geldi o yüzden şart koştum. Kabul etmiyor nedense. Çünkü kendi de biliyor ki bu gücü eline alınca afedersiniz sctıgım b*ka kadar kurcalamak istiyor.

@ kaptan maydanoz, e vardı zaten şifrelerimiz ben durduk yere hiç ilişkimizi etkileyecek bir şey olmamasına rağmen sürekli bir şeyleri sorun edecek düzeyde kurcaladığı için şifre koydum.

ve soruya cevap, evet rahatsız etmez. kendisi hiç detaylı anlatmadı bana mesela erkek arkadaşlarını. keşke anlatsaydı. o benimkilerin her detayını biliyor.

ve yıkarıda biri sormuş kimdi bulamadım şimdi, evet ben de onun her şeyine bakabiliyordum bir kaç öncesine kadar. ben inat edince o da kapattı. ama yine de çoğu şifresi vardır bende, bakmıyorum sadece. yoksa iş yerinin kamerası bile var telefonumda. en fazla gelicem demiştir gelmez nerde kaldı deyip bakarım. o bir kısıtlamaya gitmiyor.

Neden gitmiyor çünkü ben onun her şeyine sürekli bakıp O ERKEK KİMDİ, KİMLE KONUŞTUN, ONLA NEDEN SAMİMİYDİN, TELEGRAMDAN SANA YÜRÜYORLER NEDEN YÜRÜYORLAR? demiyorum. Gerçi sonuncusunu bir kere demiştim doktorlar grubuna ekliymiş oradan millet sıradan kızlara yazıyorlar herhalde naber falan diye. Hanım da siliyor engelliyor falan. Mesela ben bunu günü mahvedecek şekilde sormuyorum insan gibi soruyorum. Ama hanım bişey görünce o gün veya hafta hiç oluyor.
  • ananiyimioguz  (03.07.24 15:55:08 ~ 16:40:56) 
eşine şifreleri vermediğin müddetçe haksızsın


  • Hallegadola  (04.07.24 09:00:58) 
Kadınların en büyük zevki kocaları/sevgilileri kimle araşmış kimle mesajlaşmış hangi sitelere girmiş instagramda neleri beğenmiş bunlara bakmak sanırım.

Ben dediğim gibi bariz bir şey görmedikten sonra sürekli bir araştırma halinde olmam. Ha görürsem de dedektif mod on tabi ama bunu sürekli yapmak yerine bir şey olursa zaten çıkar kokusu demek daha az yorucu.

Karşı tarafa güvenmeyi seçmek daha az yorucu. Diğer türlü kanser olursun.

Sürekli açık aramak falan pek sağlıklı gelmiyor. Yediyse bi halt, yürüsün gitsin hayatından. Ama sürece yayıp darlamak doğru değil. Diyelim ki sevgilin tecavuzcunun sapığın çapkının teki. Kötü bir insan. Sen darlıyorsun diye dikkat edince adamın zihniyeti değişmiş mi olacak? Başka yollar bulacak. O yüzden neye engel olmak amaçlanıyor anlamıyorum.

Bazı kadınlar zannediyor ki iki boş bıraksan aldatacak sanki erkek. Yahu aldatırsa yol verirsin gider. Böyle hayat mı yaşanır. Ben demiyorum ki "ya ne var canım altı üstü sevistim amma abarttın" benim olaylarımın ilişkiye, sadakatime, sevgime kötü bir etkisi yok. Zaten kimseyle herhangi bir iletişime geçmiyorum, kendi halimde takılıyorum.

Yoksa dediğim gibi benim şifrelerim biliniyordu zaten.
  • ananiyimioguz  (04.07.24 10:50:31 ~ 10:56:19) 
İşte sizin dediğiniz gibi olmuyor yıllarca aldatılmış kadınlar var hepsi güvenmiş gözlerini kapamış ve enayi yerine konmuş kimbilir o yıllar içerisinde de erkekten göremediği ilgiyi, sevgiyi, azarı vs hangi davranışını kendi hatasına yordu da kendi kendini harap etti.

sizin konunuzda ise durup dururken başlamış bir durum değil denk gelmiş içine kurt düşürmüş olmanız zaten temel sorun. Kadın da enayi yerine konmak istemiyor işte yoksa sizin söylediğiniz gibi hobi olarak paronayaklaşıp kontrol etmiyor sizi öyle olsaydı sanırım evlenmezdiniz...

Birkaç duyuru önce eşi konserde bir erkekle iletişime geçtiği için huzursuz olan bir beyefendinin duyurusu vardı, gidip o duyuruyu okuyun lütfen. Bu huzursuzluk hali kadına özgü değil, herkesin hayatındaki ilişki beklentisi farklı, herkes aynı rahatlıkta olacak diye bir şey yok. sizin duyurunuzda da eşinin her türlü çıplaklığı instagram takip etmesine müsaade eden bir başkasının cevabı var, yani siz de genellemeler ile değil kendi dinamiklerinizle değerlendirin. Eşinize ters demekki eski sevgili stalkı bunu anlamaya çalışın ve bir orta yol bulun. @art cat chocolate güzel bir öneride bulunmuş, niyetiniz çözümse bu tarz önerileri dikkate alabilirsiniz.
  • Kediyi üzdün  (04.07.24 11:25:52) 
ya evet kadınların tek gayesi erkeklerin hatasını aramak. evet evet. bunu diyenler de hep bir işler çevirenler oluyor nedense.

eskilerinize hala ilgi ve merak duyduğunuz için başınıza bunlar geldi.

amaç aldatmaya engel olmak değil. evet yapacak olan her türlü yolunu bulur.

amaç eğer bir halt dönüyorsa anında öğrenip aptal yerine konmadan ayrılıp yoluna bakmak.

siz gerçekten çok şüpheli davranmışsınız. eşinizin güvenini tekrar kazanmanız kolay olmayacak.
  • art cat chocolate  (05.07.24 00:29:03) 
Yani tüm şifrelerini istemek kadar itici, vermek kadar rahatsız edici bir hareket kırmızı bayrakların ilk 10'unda yer alıyor ama senin üç konu da beni bile ikna etmedi. Ben şifremi vermedim, şifre de istemedim. Gelecekte de böyle olacak. Diyelim ki arkadaşız, senin eşin benim sana özel olarak anlattığım şeyleri ne hakla okuyor? www.ilgitrafik.com

Reels'ı yukarı doğru kaydırırken yanlışlıkla birilerini takip ettiğini, hikayelerde tanımadığım biri olunca gören biriyim. Görünce takipten çıkıyorum. "Takibe takip" tayfa da değilim. Takip ettiklerim arasında "kem-küm şöyle olmuştur" diyeceğim ya da açıklayamayacağım 1 kişi bile yok.

Ailemin hesabı yok zaten ama bir şekilde takip ettikten sonra takipten çıkanı gidip aratmam. Yani evli olduğuna göre ailen onun hala sevgilin olmadığını, haliyle takipten çıkacağını biliyordur. Bilmiyorsa da takipten çıkmanın ne olduğunu anlatman lazım, kızı aratmadan önce. Diğerinde de hikayeni gördüğünde bakabilirsin (lisedeki hoca sana vurunca 3 saniye içinde vurabilirsin goygoyu gibi) ama sonra bakarsan, yani...

Rezalet puanım 4/10
  • nawar  (05.07.24 00:44:46 ~ 00:45:10) 
@ art cat chocolate, özellikle de bizim toplumda kadınların güven problemlerini aşmak kolay olmuyor. Gerçi belki hemcinslerimde de vardır ama onları deneyimlemedim, bilmiyorum.

O yüzden zaten tüm geçmişimi anlattım. O yüzden neredeysem haberi oldu. O yüzden telefonum bilgisayarım ortadaydı.

Fakat benim içim, hem önceki ilişkilerimde hem de şimdiki evliliğimde aşırı rahat. Hayatımda, ilişki içindeyken, 20 yaşımdaki hollandada genel ev vukuatım dışında öyle biriyle konuşmuşluğum, flörtleşmişliğim, aldatmılığım falan yok.

Tek kötü yönümü söyleyeyim: Bana bakana bakarım, hikayeme bakan oldu diyelim, tanımıyorsam bakarım, canım sıkıldı diyelim, 2. sınıftaki mahallede top oynadığım arkadaşıma da bakarım, ilk okulda sevdiğim kıza da bakarım, ilkokul öğretmenime de bakarım, eski görüştüğüm kadınlara da bakarım, uzun zamandır bir şeyler paylaşmayan ama birden önüme düşen arkadaşın profiline de bakarım.

Yani sosyal medya ve imkanlar önümdeyse bakarım. Fakat bu sürekli yaptığım bir şey olmayabilir. Veya dediğiniz ilgi/merak/sevgi kısımlarına katılmıyorum bu sadece bir huy/alışkanlık. Şu ana kadar 6yıl + 1yıl +1yıl +1yıl ve sonrası evlilik. şeklinde ciddi ilişkilerim oldu, (aralarda veya başlarda çok ciddi olmayanlar da var) fakat hiç birinde ben eskiye dönmedim, eskiye ulaşmaya çalışmadım. Birisi ulaşmaya çalıştıysa da ulaşamadı. Yani ya cevap alamadı, ya engellendi ya da baktıysam da haberi olmadı.

O yüzden sıkıntı ney anlayamıyorum. Eski kız arkadaşımın ablası 3 yıllık evli 2 çocuğu vardı, eski eşi ne yapıyordu biliyordu mesela. Nereden biliyordu bilmiyorum. Ortak arkadaş vardı da o mu anlatıyordu, kendi mi bakıyordu bilmiyorum. Ama biliyordu. Hiç de bunu evliliğine yansıttığını, sevgisizliğini, depresifliğini falan görmedim. Zaten koşarak uzaklaşarak ayrıldı. İnsan anlık merak edip bakabilir. Kaldı ki benim yani geçmişe dönük bakabileceğim 15 arkadaşım varsa çok saçma değil mi hepsini takıntı hale getirdiğim veya özlediğim falan? Böyle bir şey hissetmiyorum. Kaldı ki hissetsem bile mevcut ilişkimi bitirir giderim kimseye niye kullanılmışlık hissini yaşatayım? O yüzden benim içim rahat.

İlişkinin başlarında hanım yine bu tarz bir şeye söyleniyordu. Sonra bir ara tartışma esnasında eski görüştüğü çocuk için (aradan 1-2 sene geçmiş) o da şunu yapıyormuş şimdi mi dedi şurada mıymış dedi, sevgili mi yapmış dedi.. tam hatırlamıyorum da bişey dedi yani. E napıyım bana ne gibi bişey diyerek ekledi. Ama tartışmanın seyri gereği soramadım "e bana kızıyosun sen nereden biliyorsun o zaman ??" diye. Fakat bilmesi benim için sorun değil, gelsin beraber stolklayalım. Zaten bizi biz yapan bi geçmişimiz var. Bakmaktan veya bilmekten bir zarar geleceğini düşünmüyorum eğer bir yarım kalmışlık veya özlem yoksa. Bende ikisi de yok çok şükür. İlişkilerimden önce içimde bitirip emin olduktan sonra ayrıldım. Dönmem için de arada yeterince boşluklar vardı. Dönmedim. İçim rahat o yüzden.

@ nawar, yukarıda biraz cevabını verdim ancak şu takip olayına gelirsek, inan hiç bir fikrim yok. Ben de bazen kim takipten çıkmış yazılımları falan kullanıyorum saçma sapan. Çünkü siyası yorumlar falan paylaşıyorum gidenleri bileyim çıkartayım ben de. Veya sevgili yapıp çıkanlar falan oluyor. Garip yani o hareketliliği izlemek hoşuma gidiyor. Hesabı kaptırcam bi gün sdfkgh Neyse bunu niye anlatıyorum bazen o programlar saçma sapan yabancı hesapları takip ettirte biliyor. Ben de onları çıkartıyorum. Fakat o konuda geçen kızı görsem ve a bu kim diye baksam büyük ihtimalle ortak arkadaş olduğu için "hee hanımın akrabalardan biri herhalde" derdim. Ama benim o postu görüp hanıma göstermemle o ismi ve profili görmem bir oldu zaten. O yüzden ben de idrak edemedim. Ve daha önce ne yalnızken ne ilişkim varken yanlışlıkla kimseyi takip etmişliğim yok.

Ben de anlam veremediğim için açıklayamadım. Ama ne hikmetse herkes (hanım dahil) suçlamak istiyor. Altında bir şey aramak istiyor. Aldattığımı veya sürekli birilerini eklediğimi falan düşünüyor. Yahu yok hiç yaşanmadı böyle bir şey daha önce ben de şaşkınım. Niye yalan söyleyeyim her şeyimi anlatıyorum da :D

Yani bazı huylarımdan ötürü "ya kardeşim ne boş işlerle uğraşıyorsun" dense onu anlarım da. "Hmmmmm kesin bir işler karıştırıyorsun" denmesi zoruma gidiyor.

Al verdim şimdi mesela tekrar her şeyi. Şifreleri falan. Saklayacak bişeyim olsa sürdürürdüm. Fakat bana kalırsa aşırı bir şey yokmuş gibi bir açıklık da şüphe uyandırır, bir şeyleri gizlemeye çalışan da şüphe uyandırır. O yüzden şüphe duymak isteyen duyarmış yani yapacak bir şey yok, geçmesini bekleyeceğim bir güvensizlik oluşturduysam da.
  • ananiyimioguz  (10.07.24 01:09:30 ~ 01:22:48) 
eşini tesettüre sok ve bir köye yerleşin.


  • ferenc  (10.07.24 05:51:08) 
Geç okudum duyurunu ama eşin haklı çözüm şifreleri vermek değil çözüm kendi hareketlerine dikkat etmen,
bakma abi eskilere kapat tanımadıklarına profilini engelle istemediğin kişileri sonra vay denk geldi elim değdi stalk yaptı vs durumlarına düşme
Adın çıktı dokuza inmez sekize
  • basond  (10.07.24 07:07:01) 
[]

Doğum hızlarına bakılırsa 100 sene sonra biz yokuz?

Bizim doğum hızımız 1.51 e düşmüş, sığınmacıların da 5.3 deniliyor.

Bu hesaba göre 42 yıl sonra nüfus eşitleniyor.

100 yıl sonra da 300 milyon türk 2.3 milyar sığınmacı oluyorlar.

Tabi doğum hızlarının aynı kaldığını düşünürsek.. hepsi düşebilir veya bizimkilerin iyice azalıp sığınmacıların iyice artabilir.

Sanırım demografik dönüşüm için devlet de bu insanlara doğum ve çocuk para yardımı yapıyor. Ki rahat rahat hızlıca dönüşüm sağlansın diye.

Daha doğrusu abd yaptırıyordur da neyse işte bu durumda iktidar sahipleri, bir bakıma vatanı satmış olmuyorlar mı? Yoksa akp yerine chp veya x parti de olsa aynı şey kaçınılmaz mı olurdu?

 
O zamana kadar dinamikler degisir, belli olmaz ne olacagi. Suriye'de durumlar daha iyi olur belki gidenler olur. Belki Turkiye'de bir takim sikintilar olur onlar icin veya genel, gene gidebilir bir kismi.

Bahsettiginiz donusumu devlet neden istiyor olabilir? Buradan ne tarz bir fayda sagliyorlardir? Siginmacilara ekstra bir yardim mi yapiliyor, ya da cocuk sayisi arttikca katlanarak yukselen rakamlar mi soz konusu?

Birisinin vatani kurtariyor/kurtardi dedigi kisiye, baskasi vatani satti/satiyor diyebiliyor. Bahsettiginiz gibi kirli amaclar varsa vatani satiyor denebilir tabii. Parti falan farketmez bu arada, cok sesi cikanin kafasini eziyorlar. RTE nasil secilmeden once ABD yollarinda gorulduyse, Kilicdaroglu da goruldu. Eger ABD'nin diger ulkeleri boyle oyunlarla zayif tutmaya calistigina inaniyorsaniz, buna karsi cikacak partiler iktidara gelirlerse cok zorlu sinavlardan gecmek zorunda kalabilirler.
  • mbond  (02.07.24 18:10:09) 
kimse suriyeli birine doğum kontrol yardımı yapmıyor. neredeyse çeyrek asırdır erdoğan yönetiyor ülkeyi.
hala tanıyamadınız mı, değil oy için savaşçı olsunlar diye bile fukara birine 1 kuruş vermez.
lütfen spekülasyon yapmayın.
www.gazeteduvar.com.tr
www.yeryuzupostasi.org
tele1.com.tr


ayrıca o hesaplar öyle değil merak etmeyin. 5 kuşak sonra suriyedekiler dahil dünyada toplam 8 milyar suriyeli olmayacak tabii ki.
  • patronaj1  (02.07.24 18:11:08 ~ 18:12:28) 
Son zamanlarda sorduğun sorulara bakılırsa bir aydınlanma yaşıyorsun sen :))


  • Mirket  (02.07.24 18:14:15) 
Doğum hızıyla bu hesap yapılamaz, ölüm var, evlilikler var, çocuk ölümü var.

Yine de sadece elindeki veriyle Python kullanılarak yapılan hesapla 84 yıl sonra eşitleniyor görünüyor.

Suriye'nin toplam nüfusu (savaştan önce) onca senede 22 milyona ulaşmış zaten 2.3 milyar çok yanlış bir hesap.

Olaya gelince;

ABD bu halkı silahlandırıp savaştırmak istedi. Kabul etmediler.

ABD ve müttefikleri Türkiye'ye ziyaretler yaptılar. Bize güvenmiyorlar ama size güvenirler şu işe el atın dediler.

Hükümet destek verince batıdan kaynağı belirsiz sıcak sermaye geldi. Dolar 1.5 TL ye kadar düştü. Ucuz doları kredileri bir güzel yedik. Toplum sesini çıkarmadı.

YPG-PYD ele geçirilen yerlerde bayrak çekip ben devlet kurdum deyince batılıların bizimle işi bitti.

Savaş boyunca Türkiye'ye soktukları sıcak sermayeyi geri çektiler.Gerçek ekonomiyle yüzleştik.

Bizimle savaşan komuta ettiğimiz öso'yu alıp kuzeye çekildik. Bölgede yaşayanları da Batılılarla konuşup Türkiye'ye getirdik.

Şimdi YPG bölgenin yüzde 60'a yakınını kontrol ediyor. Bir sözde devlet kurduğunu ilan etti ve seçim yapacaklardı biz engelledik. Ertelediler.

İran ve Türkiye sözde kantonu tanımıyor. Esad tanımıyor ama ilişkileri var.

Buradaki sığınmacıların akrabaları orada YPG ye karşı bizimle birlikte hareket ediyor.
  • hebanon  (02.07.24 18:30:36) 
@ mbond, para?

@ patronaj1, nasıl yani göçmenlere yardım yapılmıyor mu? Avrupa o kadar parayı ne için verdi? Biz onları beslemezsek, yardım yapmazsak, ne diye burada kalıp bol bol çocuk yapsınlar ki?

@ Mirket, bazen belki birilerinde kıvılcım çaktırır da faydam olur diye yeni aydınlanmış gibi yapıyorum.

@ hebanon, tabii ki de hesaba diğer etkenler katılmadan yapıldı ancak yine de tehlikenin farkına varmak için yeterli bir işlem bence.

sorun sadece sığınmacılar değil ki. yıllardır laiklik ve cumhuriyete açılmış bir savaş var. eğitim yok edildi, adalet, liyakat, ekonomi kasıtlı bir şekilde çökertildi, dışa bağımlılık artırıldı. o yüzden bu da planın bir parçası gibi geliyor. sonuçta bu kadar kontrolsüz, bilinçsiz, ne olduğu belli olmayan insanların ülkeye doldurulmasının ne gibi bir faydası olabilir? Tamamen ülke yapısını bozmak amaçlanmış gibi geliyor.

Belki 100binde 1 ihtimal biri ülkeye hayırlı çıkar veya ucuz işçi olarak kullanılırlar. Onun dışında neye yarar bu insanlar?
  • ananiyimioguz  (02.07.24 19:08:15) 
100 binde 1 mi? Siginmacilardan yan gelip yatanlar da vardir elbet ama siginmacilarin cogunlugu turklerin pek de yapmak istemedigi "pis" islerde cok yaygin kullaniliyorlar diye biliyorum. Ornek olarak her turlu metal iceren saglik bozucu isler, oto yikama, cesitli uretim ve tamir isleri vs. Yani bir nevi 1960-1980 arasi Almanya'daki turklerin durumuna benzer, tabii daha zor kosullarda calisiyor olabilirler.

Doktor falan da var da hadi bunlari uc ornekler sayiyorum.

Neyse ben de gitmelerini isterim de argumanlariniz cok klise seyler gibi geldi.
  • mbond  (02.07.24 19:23:46) 
Dün sözlükte bir başlık gördüm, mülteciler rus olsaydı gibi bir başlık. Bir badimin yazdığına çok katılıyorum, bunlar gibi davrandıktan sonra rus ingiliz iskandinav japon şu bu fark etmez ki. Terör işliyorlar şu anda. Terör yapana terörist denir mülteci değil.

Aynı şekilde, yönetim kadrolarında her kim olursa olsun kendi milletini mültecilere ezdirdiği takdirde vatan hainliği yapıyor denir. Dem parti mültecilere sahip çıkacaz mı ne demiş, hiç beklemezdim, al birini vur öbürüne işte. Hiçbir farkı yok.
  • muhayyer divan  (02.07.24 19:24:50) 
@ananiyimioguz, harikasın

@hebanon, çok güzel bir noktaya parmak basıp doğum ve ölüm oranı arasındaki dengeden bahsetmişsin
Suriyede doğum oranı ve bebek ölüm oranı yüksekliği birbirini dengeliyor olabilir. Ancak şu an Türkiye'deler. Bebek, Aile Sağlığı Merkezlerince hamilelikten itibaren Devletin kontrolüne giriyor. Bebek ölüm oranı suriyedeki gibi yüksek olmayacak ve o eski denge bozulacaktır. Bunu gözardı etmemek lazım. Aynı durum yetişkin ömrü için de geçerli tabi.
  • Mirket  (02.07.24 19:38:48) 
Burda böyle sorular sorulmaz :) ben de geç öğrendim. Böyle sorular sormuyorum vakit kaybı.

Bizde yaşlı nüfus çok. Genç nüfus onlarda fazla olduğu için ölümler de az olacaktır.
  • sevilen progressive türkücü  (02.07.24 21:38:25) 
yavaş yavaş şizofreniye gidiyo senin psikoloji
her bir cümlendeki bilgi yanlış. amariga da demografik dönüşüm istiyor evet çünkü seküler türkiyeden rahatsız :D

  • lambırcek  (03.07.24 05:28:30) 
[]

Halk sokağa inip göçmenlere rahat vermezse ne olur?

Kayseri'de yaşanan olayın ülke genelinde yapıldığını düşünün.

Bu insanlar barınamayıp ülkelerine veya kaçak yollarla başka ülkelere gittiklerinde, abd ve avrupanın planları suya düşerse ne olur?

Normalde hükümete paralar yağdırıp istediklerini yaptırıyorlar.

Fakat halk, istemedikleri şeyi yaparsa buna nasıl engel olabilirler?

 
Halk bastırılır ve her şey eski haline döner.

Halk çok ısrarcı olursa hükümet istifa etmek durumunda kalır. Yeni hükümet göstermelik bir şeyler yapar. Yeni gelişleri tıkar. Yeni anlaşmaları yapmaz dolayısıyla ülke göçmen cenneti olmaktan çıkar. Geri dönebilenler geri döner, diğerleri başka ülkelere kaçmaya çalışır. Kaçamayanlar siner ve asimile olur.

İkinci paragrafta yazdıklarım projeye aykırı olduğu için ihtimal dışı gibi görünüyor.

Proje = BOP
  • Mirket  (01.07.24 11:16:30 ~ 11:18:42) 
Göçmenler bir yere gitmez örgütlenip karşı saldırıya geçebilir maalesef


  • basond  (01.07.24 11:17:17) 
Öncelikle pogrom olur, bir sürü sığınmacı ölür, muhtemelen sığınmacıların elleri armut toplamayacağı için bir çok Türk vatandaşı da ölür, kolluk kuvvetleri yoğun bir şekilde şiddet kullanarak olayları önlemeye çalışır... Muhtemelen "X-Y Temmuz olayları" gibi bizden sonraki jenerasyonlara aktaracak nurtopu gibi bir utancımız olur. Yıllar boyu "Ama onlar da taciz ettiler, öldürdüler", "Yok onlar kendilerini savunuyorlardı, aslında öyle bişey de olmamış" gibi at izinin it izine karıştığı tartışmalar görürüz.


  • salihdt  (01.07.24 11:30:05) 
insanlar pkk bölgesine ihraç edilir, sonra vergi verir, zorunlu askerliğe çağırılırlar.


  • Mehmettheslim  (01.07.24 11:39:37) 
normal bir ülkede, hükumet güvenlik güçlerini sahaya sürer, itidal çağrısı falan yapar, sonra olağanüstü hal ilan eder, başa çıkamazsa erken seçim kararı alır, göçmen karşıtı muhalefet partileri seçimlerde büyük başarı gösterir.

türkiye'de ise gösterilere katılanlar, vatan haini, devlet düşmanı ilan edilir. devletin polisinin, jandarmasının çağrısına uymayıp eylemlere devam edilenler cadı ilan edilir. halk da devlet karşıtı görünmemek için geri çekilir. sonra milletin gazını alıcı göstermelik iki üç karar alınır.

aynı tas aynı hamam devam eder. bir sonraki seçimlerde de halk akp yi cezalandırmak isterse tepki olarak mhp'ye oy verir:))
  • wilhelmwasmuss  (01.07.24 11:58:57) 
Yaptırmazlar. Ya PKK bayrağı sıkıştırırlar araya ya bir PKK saldırısı olur ya da camiye/islama yönelik bir şey yaşanır. Fahrettin yine başı açık ve dekolteli kadon fotoğraflı profillerden bir şeyler sallar. Toplananlar biz böyle değiliz demek için anında dağılır.

Göçmenler buradan kaçmaya başlar, Avrupa ve ABD 'ye akın ederlerse süper olur. Beter olsun hümanist ve liberal rolü yapıp sapına kadar ırkçı olan iki yüzlü Avrupa çomarları.
  • nawar  (01.07.24 12:00:58) 
pogrom, 6-7 eylül tarzı şeyler olmaz. olaylar ciddileşirse hükümet gönderme yönünde aksiyon almak zorunda kalır. eğer olaylar artarsa ve hiçbir aksiyon olmazsa hükümetin oyları düşer. bkz avrupa.


  • paintov  (01.07.24 12:04:44) 
İslam propagandası yükselir, onlar da din kardeşimiz sonuçta.


  • orangesandsea  (01.07.24 12:16:01) 
madımak, maraş katliamı, 6-7 eylül olayları gibi haberler normalleşir.

ama bu halk, seçtikleri hükümetçe suriyelilerin evlerine bomba düşürüp şimdi de taciz tecavüz olaylarına sığınarak diri diri insan yakma derdinde olan bir halk.
madımakta yakarken nasıl rahatlarsa yine rahatlar.
30 günde 60dan fazla kadın cinayeti işleyen bir halk.
türk tarikatçılar tarafından 40 küsür çocuğun tecavüze uğramasına yarım saniye takılmayan halk.
suriyelileri öz savunmaya çekmelerini sağlarlar en fazla.
  • patronaj1  (01.07.24 14:40:28) 
"abd ve avrupanın planları suya düşerse ne olur?"

suya düşme ihtimali çok düşük. Bu insanlar kalırsa Türkiye'nin yapısı değişmiş oluyor --> win.

bu insanlar göndermeye çalışılırsa ve çok temiz(hukuki) yapılmazsa mesela dünkü gibi olaylar olursa o iş büyüyüp yeni bi terör, iç savaş vb. çatışmaları artırabilir. Öyle bi karışıklık da batının işine gelebilir. 2010'larda Arap Baharının son aşamalarında Türkiye var deniyordu, aha al sana işte.

Ancak çok bilgili 'monşerler' uluslararası ilişkileri çok iyi yönetip, batının da sağcılaşmasını kullanıp insanları çok legal şekilde ülkeden gönderirse öyle tertemiz çözülebilir. Bence Avrupa'nın göçmen düşmanı olması tam kullanılacak durum. Ama Türkiye'yi tanıyorsam (bişeyler değişmezse) onlar yine içlerindeki herkesi bize göndermeye devam eder biz de kabul ederiz.

Bu arada çok basit hamleler yapılabilir aslında. Sağlık sistemini kullanmaları için GSS ödesinler, vergi vermeyen direkt büyük para cezası->ödemezse sınırdışı gibi sert şeyler olsun kurala uymayan gönderilsin. Batı böyle yapıyor. Halihazırda Türk vatandaşı olanlar için bişey yapılabilir mi bilmiyorum.
  • nhk ni youkosu  (01.07.24 14:48:38 ~ 14:50:19) 
Bak sorunun tam cevabi, olmusu var burada:

eksisozluk.com
  • Yourcousinmarvinberry  (01.07.24 18:59:36) 
[]

Direksiyon setinden anlayan var mı?

Selamlar bu alete yıllardır çok hevesleniyorum. Kesin sıkılıp kenara atıcam veya satıcam ama yine de denemek istiyorum.

Aslında denedim bir kaç yerde denk geldi güzeldi ama evde uzun süre bayabilir beni.

Neyse konu şuan bu değil, biraz denemelik olacağı için çok profesyonel bişey almayacağım. Geçenlerde vatanda rampage gördüm. Derecesi de ayarlanabiliyor. Direksiyonu çevirip bıraktığınızda, eski yerine geri geliyor. Hoşuma gitti aslında ama bu tırt bir özellik sanırım?

Fiyat yükseldikçe servo motorlular devreye giriyor. Bunları çevirdiğimde olduğu yerde kalıyor ama sanırım çalışmadığı için mi bu böyle? yani cihaza bağlayıp oyuna girdiğimde, teker zorlandığında veya direksiyonu bıraktığımda, geri eski yerine gelmeye çalışıyor mu onlar da?

son olarak, fiyatı biraz yükseltirsem logitech g920 de alabilirim, tavsiye eder misiniz?

 
Thrustmaster T300 ile başladım şu an Fanatec Direct Drive Pro kullanıyorum.

Direksiyon setini ne tip oyunlarda kullanacaksın ona göre karar vermelisin. PC’de i-racing gibi tam simülasyon oyunlarda mı kullanacaksın, yoksa Forza veya Need for Speed gibi daha arcade oyunlarda mı kullanacaksın bu önemli.

Eğer sıkılıp bir süre sonra kenara atacağından eminsen tabii ki en uygun fiyatlı olanlara bakman daha iyi olur. Bahsettiğin direksiyon geri toplama özelliğine Force feedback deniyor. Alacağın direksiyon minimum bu özellikte olsun.

Logitech G 920 başlangıç için uygun olabilir G 29 da düşünebilirsin. Thrustmaster T 128 veya T 300 modelleri de başlangıç için uygundur.

Logitech sanırım dişli mekanizma kullanıyor, çok uzun kullanımlardan sonra ses yaptığı söyleniyor.
Thrusmasterlar ise kayışlı sistem. O da uzun kullanımlardan sonra Force feedback kaybı yaşayabiliyor. Oyunlardan aldığın zevki en üst seviyeye çıkartan ise Direct Drive sistemler. Bunlar oyunlardan daha çok geri bildirim aldığı için en gerçekçi kullanım DD sistemlerde oluyor.

Ama başta söylediğim gibi hangi tip oyunlarda kullanacaksın, en önemli kriter bu.
  • kaptan memo  (29.06.24 14:04:29) 
@kaptan memo, teşekkürler büyük ihtimalle sadece forza ve assetto corsa oynarım.

ets 2yi oldum olası sevmedim. aslında güzel oyun ama çok fazla vakit yiyor. ama direksiyon olursa tekrar bir şans verebilirim.

şimdi yakınlarda bir yerde 1 yıllık garantisi olan ve sadece 2-3 ay kullanılmış bir G920 buldum. Bakmaya gideceğim. Nelere dikkat etmem gerekiyor? ses problemi var demiştin kronik olarak. Onu bir bakayım, başka bir şey var mı?
  • ananiyimioguz  (01.07.24 12:50:59) 
[]

Hatay'da denize girilecek ve çadır kurulacak koy/sahil tavsiyesi

Selamlar şuan bize en yakın hatay var böyle bir plan için. Seneler önce samandağ a gitmiştim. Dünyanın en uzun plajları arasında ilk 3 te miydi neydi enlerden biriydi aslında etkilemiştim ama plaj bakımsızdı ve dalgalıydı. O yüzden tekrar orayı tercih etmek istemiyorum.

Arsuz çok duyuyorum. Hatayda girilebilecek en iyi sahil arsuzda mı?

Çadır kurabileceğimiz bir yer biliyor musunuz? 1 gece kalınacak.

 
samandağ zaten tehlikeli de aynı zamanda.

arsuz'u tek geçerim özellikle merkezdeki 1-2 plaj çok temiz ve güzel.
arsuz'da direkt sahilin yanında isimsiz bi parkımsı yere çadır kurulabiliyor ama elektrik tuvalet nasıl çözüyorlar bilmiyorum.
hiç aramadım kesin ücretli camping yerleri vardır, tavsiye.
  • patronaj1  (29.06.24 11:45:45) 
En uygunu arsuz ve çevresi.
Kamp durumları için bir şey diyemeyeceğim

  • diyecevaplandı  (29.06.24 13:22:43) 
[]

Uçak indirip kaldırmak için pilota ne gerek var?

Günümüzde roket kaldırıp dik bir şekilde indirebiliyoruz. Simülasyonlarda uçak kaldırıp indirebiliyoruz.

İnsansız hava araçlarını uzaktan kontrol edebiliyoruz.

Henüz insansı düzeyde olmasa bile, havadan daha karışık otoyollarda otonom araçlar çalıştırabiliyoruz.

E o halde ne diye pilot yetiştirip uçağın başına koyuyoruz?

Diyebilirsiniz ki bir sürü can taşınıyor, çok riskli. Herhangi bir teknik veya elektronik arızada birinin müdehale etmesi gerekir. Veya etik kararlar alması gerekebilir.

Bu durumda da derim ki, o zaman uçağın sistemlerinden bağımsız çalışabilecek robot benzeri bir cihazı kokpite koysunlar. En azından mekanik olarak uçağın kontrolünü ele alıp yine uçağı indirebilir. Kararlar alma konusunda da insansı bir şekilde eğitilinebilir.

Diyeceksiniz ya ona da bişey olursa? E yanına yedek koyarlar. Zaten pilotlar da öyle çalışmıyor mu? Ona bakarsanız, pilotlara bişey olabilir. Tehdit alabilirler, psikolojilerinden ötürü intihara sürükleyebilirler herkesi vs...

 
İnsan faktörü hiçbir zaman aşılamaz diye düşünüyorum.

Yapay zeka dedigimiz şeyin adı üstünde, yapay.
  • pavlis  (28.06.24 11:47:19) 
Şuan arabalarda 4. seviyeye kadar geldik. 5. seviye insansı düşünüp gidebilen demek. yani aracı bir tarlaya da koysan patika yola da koysan bir şekilde hedefe gidebilen demek. Bundan çok değil 50 yıl önce seviye 2 ve üstü hayal bile edilemezdi bence, gayet hızlı ilerliyoruz. Bence insan faktörü aşılabilir, hatta üstüne bile çıkılabilir.

Seviyeler:

Seviye 0: Hiçbir Otonomi

Araç tamamen insan kontrolündedir. Sadece uyarı sistemleri veya acil durum frenleme gibi yardımcı sistemler bulunabilir.

Seviye 1: Sürücü Destek Sistemi

Araçta hız sabitleyici (cruise control) veya şerit takip sistemi gibi tek bir otomatik fonksiyon bulunur. Ancak sürücü her zaman kontrolü elinde tutar.

Seviye 2: Kısmi Otomasyon

Araç, aynı anda hem direksiyon hem de hız kontrolü gibi iki temel sürüş fonksiyonunu otonom olarak gerçekleştirebilir. Ancak sürücü yine de dikkatli olmalı ve kontrolü elinde tutmalıdır.

Seviye 3: Koşullu Otomasyon

Araç belirli koşullar altında tüm sürüş fonksiyonlarını otonom olarak gerçekleştirebilir. Ancak, sistem bir müdahale gerektiğinde sürücünün kontrolü devralmasını talep edebilir. Sürücü her an müdahale edebilecek durumda olmalıdır.

Seviye 4: Yüksek Otomasyon

Araç, belirli koşullar ve ortamlarda (örneğin otoyollarda veya belirlenmiş şehir bölgelerinde) tamamen otonom olarak çalışabilir. Sürücü, bu koşullar altında kontrolü devralmak zorunda değildir. Ancak, araç bu koşulların dışına çıktığında insan müdahalesi gerekebilir.

Seviye 5: Tam Otomasyon

Araç, her türlü yol ve koşulda tamamen otonom olarak çalışabilir. Direksiyon, gaz ve fren pedalları gibi geleneksel sürüş kontrol elemanlarına ihtiyaç duyulmaz. İnsan müdahalesi gerekmez.
  • ananiyimioguz  (28.06.24 11:54:46 ~ 11:57:52) 
cevap soruda aslinda. ucak cok can tasiyor ve riskli. arabadan daha karmasik ve buyuk bir arac. insanlar karsi da cikar zaten. trenlerde yapilmasi daha oncelikli olur.

pilotsuz kargo ucagi ucurulmustu mesela. bu ilerde yayginlasabilir:
edition.cnn.com

ama sonucta ucaklar yerlesim yerlerinin ustunden de geciyor. pilotsuz bir kargo ucagi da riskli simdilik. yapay zeka insan beyni seviyesinde degil. inis ve kalkis da cok onemli. o asamalarda iletisim halinde olmak gerekiyor, etrafi gormek gerekiyor vs.
  • ermanen  (28.06.24 11:59:23 ~ 12:03:09) 
Cok kisa bir zaman da gerek kalmayacak zaten. Su an da muhtemelen gerek yok yani teknoloji birim olarak o seviyede ancak havacilik sektoru suan pilot olmasi gerekliligi uzerinden calisiyor, yani yatirim bunun uzerinden yapildigindan bundan pilotsuz ucusa gecmek ciddi bir maliyet, butun sistemin her seyin buna gore suan.bu tip gecisler ani olusabilen seyler degil. Zamanla olur.


  • wallcan  (28.06.24 12:00:55) 
Havacılıkta risk karayollarına göre çok fazla. Uçağın bir gökdelene çarptığını düşün.
Bu yüzden havacılıkta ilerleme yavaş olur, teknolojilerin iyice test edilip oturması lazım. Mesela uçaklarda veri taşımak için 3.5; inçlik disketler kullanıkıyormuş, artık bu disketleri üreten kalmadığından ufak çaplı bir kriz varmış.

  • parka  (28.06.24 12:18:49) 
Emin olun havayolu şirketleri buna sizden daha çok kafa yormakta ve istemektedir.

Pilotaj otomasyona müsait bir yetkinlik zaten (Her türlü teknik iş gibi). Hatta zaten oto-pilot sistemleri çoğu zaman aktif kullanılıyor. Bu sistemlere birçok yatırım yapılıyor ancak pilotlar da sık sık devreye giriyor. Şimdi ben pilot değilim, bir pilot varsa sebebini açıklayacaktır ancak şu görüntüye bakarak bu tip sistemlerin henüz yetersiz olduğunu söyleyebiliriz sanırım. Yapmama değil de, yapamama durumu olsa gerekir bu halde.

Bahsettiğiniz roket ve insansız hava araçlarının başarısız uçuş yapma olasılıkları da çok yüksek zaten. Roketler daha başarılı ancak onlar da tahmin ettiğiniz kadar kolay yönetiliyor olmasa gerekir. Neticede bir oda dolusu insan fatafından kontrol ediliyorlar değil mi? Her uçak için bunu yapmak iki pilotu kokpite koymaktan daha maliyetli olurdu sanırım. İnsansız hava araçlarıysa sık sık düşüyor zaten, ayrıca insansız hava araçlarının kontrol sistemleri bir yolcu uçağına göre çok daha basit olsa gerek düşününce. Sonuçta yolcu uçakları iha'lara göre devasa bir kütleye sahip ve çok fazla sistemi içinde barındırıyor.

Böyle sistemler özellikle askeri kullanımda gelişiyor, sonra günlük hayata uyarlanıyor. Ne zaman askeri sistemler için insansız hava araçları yeterince stabil bir hale gelirse o zaman daha ciddi denemeler olacaktır sanırım. Neticede eninde sonunda bu olacaktır heralde.
  • akhenaten  (28.06.24 12:23:48 ~ 12:32:58) 
2023te dünya çapında 35m uçak yolculuğu yapılmış.
2024'te bu sayı 40milyonu aşacakmış.

tüm araçların otonom olduğunu milyonda bir gibi çok düşük bir hata payı ile çalıştığını düşünsek her hafta bir kaza olur.

milyonda bir hata payı mühendislik açısından kabul edilebilir bir şey mi bilmiyorum ancak uçağın en ufak bir kazası bile büyük miktarda can ve mal kaybına sebep oluyor.

bence milyonda bir hata payı çok iyi, ama kabul edilebilir olmanın da ötesinde.
tamamen insansız kalkan, giden ve inen uçaklar duymuştum. sanırım teknik yetersizlikten ziyade, bu riskler sebebi ile henüz hazır değil.
  • biseysorcaktim  (28.06.24 12:28:30) 
Makineler sorumluluk almazlar.


  • Mehmettheslim  (28.06.24 12:39:56) 
şu an için çok erken. gerekli teknoloji ve arge'ye ulaştıktan sonra yapay zeka'ya sorumluluk, korku, karar verme yetisi bile verebilirsin. belki 1000 yıl sürer ama herşey mümkün. 3000 yıl önce çin'deki bir bilim adamına gelecekte amerikadaki birini karsimizda olmadan gorebilecegiz dersen o da imkansiz derdi.


  • buenosdias  (28.06.24 13:22:19 ~ 13:27:10) 
uçakların maliyeti(+ tazminat v.b. maliyetleri) > pilotların maliyetinden çok fazla olduğu için henüz erken.

fakat bir gün mutlaka olacak.
hatta uçak, hava taşıtı, otomobil bütün taşıtlar otonom olacak insanların kullanması yasak olacak çünkü bütün araçlar otonom olunca en büyük risk faktörü insanların kullanması olackatır)
  • nuisance2  (28.06.24 14:15:51) 
Dandik, hayati öneme sahip olmayan makine çevirisini bile bir insan kontrol ediyor illaki. Başka da bir şey demiyorum.


  • inawen  (29.06.24 13:38:19) 
[]

Her şeyi yapmaya çalışmaktan bir alanda uzmanlaşamamak

Zaten çabuk da sıkılan bir insanım sürekli işten işe konudan konuya atlıyorum. Tek bir alana yoğunlaşamadığım için uzmanlaşmam imkansıza yakın oluyor.

Zaten yapım gereği miskinlik tembellik de hakim, bir ara dikkat eksikliğim var diye concerta da kullanmıştım. O dönemlerim verimliydi. Mühendisliği kazanmam, bitirmem ve ilk iş yıllarım fena değildi. Fakat sonra ilaç ağır bir ilaç olduğu için, yan etkileri de henüz bilinmediği için bıraktım.

Onun yerine düzenli uyku, kahve falan idare ediyorum. Çok ileri düzey bir sorunum yokmuştur belki.

Neyse, sonuç olarak ne hobilerimde ne de işimde uzmanlaşamıyorum. Çok bir motivasyonum da yok açıkçası. Bunun bir tekniğini de bilmiyorum. Zaten bir işe çok mesai harcadığınızda hayatta her şey iş olmadığı için bazı yanların eksik kalacağını düşünüyorum nedense. Ki işinde çok uzmanlaşmış kişiler karakter olarak veya sosyal olarak biraz tuhaflardır dikkat ettiyseniz. Ya da ikili ilişkilerde, aşk ilişkilerinde başarılı olmayabilirler. O yüzden hep ortalama kalmaya çalıştım. Ama bu durum da beni rahatsız etmeye başladı.

Son olarak örneklerle gideyim, tavsiyeleriniz varsa alabilirim.

Lisede web tasarımı ve programlama ile yazılıma bir giriş yapmıştım. Sene 2009. Sonra web işini sevmedim, mobile geçtim. fakülte düzeyinde projeler çıkardım. fakat sürekli bir teknoloji ve dil değişimi olduğu için tek bir alanda uzmanlaşamadım. diğer meslektaşlarımın aksine boş zamanlarımda yazılımla da ilgilenmiyordum ayrıca. Değişik bir rahatlığım var sanki aileden fabrika kalmış gibi. Millet son çaresiymiş gibi çalışıyor, değişik geliyor.

İşe girdikten sonra da yine farklı teknolojilere koydular ve hatta sonra orada işler durulunca yine web e kaydırıldım. Aslında web uzmanlığım olmadan bir şeyleri yapmaya çalışıyorum eski coder tecrübelerime dayanarak. Fakat mobil e de koysan web e de koysan tam anlamıyla o alanın yazılımcısıyım diyemiyorum.

Bir yandan fotoğrafçılık, video, gitar, şan, ürün inceleme, video oyunları, motosiklet, gezi, bilim kurgu, teknoloji gibi ilgi alanlarım, hobilerim var. Denk gelirse frizbi de oynayayım, masa tenisi de, badminton da, paraşütle de atlayayım vs. vs. bir doyumsuzluk hakim. Kimisini sürekli yapıyorum, kimisi de nadiren oluyor ama ilgiliyim. Fakat insanları tanıdıkça bunları yine "hobi" olarak yapanlara göre geride kaldığımı görmek, "ulan o kadar, çok yönlüyüz diye övündük yine bir halt olamamışız" gibi bir düşünceyle kendimi demoralize ediyorum. Halbuki belki ortalamanın üstündeyimdir ama ister istemez bu kadar çok şeyle ilgilenince, merak duyunca "little little in to the middle" durumu oluyor. Her şeyden biraz bilmek, uzmanlaşamamak beni rahatsız ediyor.

Bazı arkadaşlarım da tek bir işe uzmanlaştığı, başka şeyleri yapamadığı için şikayetçi. Herkes kendinde olmayanı istiyor her zamanki gibi. Ama ben yine de sağlam bir dayanağım olsun istiyorum. ne hobimde uzmanlaştım, ne işimde ne de yabancı dil konusunda.

Bu konuda biraz tavsiye alsam güzel olacak.

 
Bizde dehb var xd


  • abuzer  (27.06.24 12:24:41) 
Bir kaç (sınır olarak en çok 3 olmalı diye düşünüyorum) konuda uzman olunurken, diğer konularda ise yüzeysel de olsa insanın bilgisi olmalı diye düşünüyorum.


  • diyecevaplandı  (27.06.24 12:29:04) 
Tecrübe ile uzmanlığı karıştırıyorsun. Resmî olarak uzman olabilmen için en azından tezli yüksek lisans, yapabiliyorsan doktora yapman gerekiyor.


  • dissendium  (27.06.24 12:43:34) 
Tezli yüksek lisans veya doktora yapmadan kapanın elinde kaldığı arkadaşlarım var. Bir kaçı yurt dışına gittiler. Hatta bırakın yüksek lisansı, lisans mezunu bile olmayan, alaylı yetişen, kendi kendini yetiştirmiş meslektaşlarım da var.

Uzmanlıktan kastım bu. Bir işte aranıyorsan, güzel paralar kazanabiliyorsan pratikte olmuşsun demektir. Bazen kitabına göre yapamasan dahi başarılı olabilirsin. Her şeyin akademi olduğunu düşünmüyorum.

O yüzden uzmanlıktan kastım bu. Kendi işim özelinde söyleyeyim, mimariyi, proje yönetimini, kodlamalayı çok iyi biliyorsan istersen felsefe mezunu ol, takım lideri, yönetici olabilirsin.
  • ananiyimioguz  (27.06.24 12:49:19 ~ 12:49:57) 
her şeyin bir şeyini; bir şeyin her şeyini bilmektir meziyet olan.


  • since1907  (27.06.24 12:55:58) 
Bu maymun iştahlılık bende de var. Pek çok şeye ilgi duyarım, yeteneğim olmayan alanlarda bile araştırırım. Ama dediğin gibi süreklilik, disiplin olmayınca tatmin de olmuyor. Öğrendiğin şeyler uçup gidiyor. Çözümü işte disiplini oturmak, çok istememek, odaklanmak. Bazen yapabiliyorum bunları. Meditasyon yaptığım bir dönem vardı, bu şikayetlerim epey azalmıştı. Ya da dopamin detoksu dedikleri teknikler var, onlar da işe yarıyordu.


  • sekizdokuzon  (27.06.24 13:06:02) 
Dopamin detoksu dediğim de şu. Bizim gibi insanlar bir şey öğrenmekten büyük keyif alırlar. Keyif bile değil haz o. Ama bir noktadan sonra sırf öğrenmek için öğreniyoruz, o haz mekanizması arkada çalışsın diye. Aklımızı allak bullak ediyor, öğrendiklerimizi zihnimizde bir yere oturtmuyor, sadece öğreniyoruz. İyi bir şey kötü bir bağımlılığa dönüyor neredeyse. Haz nesnesinden uzaklaşmak lazım bir süre.


  • sekizdokuzon  (27.06.24 13:17:36) 
toplaşıp amerikan filmlerindeki gib dertleşek


  • topkapiaksaray  (27.06.24 13:17:47) 
toplanıp derleşelim +1.


  • Mehmettheslim  (27.06.24 14:32:36) 
[]

Tarihi geçmiş möllers balık yağı içilir mi?

Üzerinde tett: 02.2024 yazıyor. aslında skt, yani son tüketim tarihi demiyor. tavsiye edilen tüketim tarihi diyor.

Bana kalırsa 4-5 ay geçse bişey olmaz gibi geldi çünkü zaten hep buz dolabında duruyor. tadına da baktım bir sorun göremedim.

en fazla ne olabilir? vitaminin etkisi mi gitmiştir? yoksa tehlikeli olabilir mi tarihi geçmiş vitamin tüketmek?

www.hepsiburada.com

 
ölümsüzlük iksiri değilse tett'si 4 ay geçmiş hiçbir ürünü tüketmem. hele de bir ilacı/takviyeyi.


  • paintov  (26.06.24 12:34:41) 
tarihi geçmiş herhangi bir ürünü tüketmek zaten sıkıntılı bir durum. yani kimyasal içeriği olan ürünlerde hiç risk almamak gerekir.


  • mikahakkinen  (26.06.24 13:47:10) 
ilaç deposunda çalışan bir tanıdığım, ilaçların üstündeki skt lerin bile aslında güvenlik amaçlı biraz erken yazıldığını söylemişti.

o yüzden ne kadar bir esneklik var merak ettim.
  • ananiyimioguz  (26.06.24 14:04:10) 
[]

Panoramik (ultra wide) monitör almalı mıyım? Dezavantajı var mı?

Tüm günüm pc başında geçiyor. 27inc bir monitörüm var. Yukarıda kullanıyorum. Laptop hemen altında. Aynı anda iki farklı projeye bakmak, sürekli kod taşımak veya yaptığım işin çıktısını görmek için minimum 2 monitöre ihtiyacım var.

Fakat görüntü itibari ile 27 inc küçük gelmeye başladı. Çünkü yaslanarak biraz uzaktan bakıyorum. 30-32 inc bir monitör mü alsam diye bakınırken, şu ince upuzun olanlar da radarıma girdi.

Burada aynı anda 2 hatta belki 3 pencereyi yan yana yönetebilirim.

Laptop ekranı da ekstra olur işte fena olmaz.

Ayrıca film-oyun için de hoş olur gibi geldi. Ama kullanmadığım için dezavantajlarını bilmiyorum.

Normal 32inc bir monitör mü alsam alsam yoksa 49inc bir ultrawide monitör mü?

12 taksitle alabiliyorum o yüzden ha aylık 1000tl ödemişim ha 2000 çok fark etmiyor.

www.mediamarkt.com.tr

 
Daha önce bir markanın yetkili servisinde çalıştım. O zaman bu panoramik tvler yeni çıkmıştı. En küçük bir arızasında komple panel değişiyor ki bu da neredeyse yenisi fiyatına denk geliyor.
Normal (flat) tvlerde Led, kart vb değişimi yapılabiliyor gerekli olursa.
Monitörler hakkında bilgim yok ama bu durum da aklınızın bir köşesinde bulunsun istedim.
  • strawberry first  (25.06.24 22:11:47) 
Bende de curved, kavisli monitör var ve bende iki ekranla çalışıyorum.

Ekrana bakarken manzara hissini ve derinliği yaşıyorsunuz. Ben memnunum ve kararsız bir iyi ki diyorum. Bence güzel.

Fakat linktekinin yüksekliği bana çok düşük geldi. Gereksiz kısmışlar
  • pavlis  (25.06.24 22:20:25) 
www.amazon.com.tr
Ekim 2023'de bundan aldık. Altı ay sonra yan kısımlarda karanlık alanlar ortaya çıktı, bariz olarak.
Üç kez arıza kaydı açtık. Her defasında servis eve geldi, görüntü aldı. Ama sonra hiç açıklama yapmadan arıza kayıtları kapatıldı.
Üç aydır da tüketici hakem heyetinde başvurumuz bekliyor.
Çoklu ekranla çalışma, oyun ve film için mükemmel. Ancak onarımı bir sorun.
Bu halde kullanmaya devam ediyoruz.
  • pro9it9is9  (25.06.24 22:56:05) 
donebilen ek bir 24 veya 27 inch alip dikey olarak o ekranin yanina koymak daha makul bir secenek diye dusunuyorum.


  • The_Lollok  (25.06.24 23:09:48) 
[]

Engelli indirimi ile araç alanların elinde patlaması

Temmuzda çıkacak yasa ile ötv indirimi ile araç alanlar hem 10 yıl satamayacak, hem de hasta vefat ederse, ötv ödenmek zorunda kalacakmis.

Fakat bu duzemlemenin eskiyi de kapsaması inanılmaz canımızı sıktı.

Babam daha 43binde olan 2011 model mazda 3 ünü piyasanın 70bin altına sattı ki devlet o paraya suv alma hakkı tanıyor diye.

Bir de babaennemi surekli köye götürüp geliyor yüksek arac olmasi baya işlerine geldi.

Neyse babami gazladim aracini sattik gittik 800bin e arac aldik.

Babaannem 10 senedir ileri seviye alzheimer. Kadıncağız zaten 2 sene daha ya yaşar ya yaşamaz. Babamda nakit olsa zaten şimdiye kadar alırdı araba. Devlet önce diyor ki ötv siz araba alabilirsin. 5 yıl sonra istersen sat, yenisini al, istersen kullan. Hastan ölürse de vasisi kimse ona geçtin.

Bakin buralarda belki sacmaliklar olabilir ama biz araci alirken kurallar boyleydi. Suistimal edenleri ayri bir kefeye koyuyorum. Onlar ayri incelenmeli.

Simdi babaannem ölse, babam 600bin tl yi nereden bulsun da araci kullanmaya devam etsin? Bunu bilsek hic satmazdi arabasini.

Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Dıdısının dıdısı veya komşusu uzerinden otv siz arac alanlara oh olsun diyebiliriz de, hastasi olanlar ne gunahi var yani?

Yoksa satamama olayini 5ten 10a cikarmalarinda bizlik bir sorun yok kullanilir yani arac.

 
Vefat edince para ödeme kısmı çok saçma. Adamın parası yoksa verecek napacak, canını mı alacak


  • jülsezar  (19.06.24 19:47:21) 
Asıl mirasta ÖTV ödenmesi mantıklı olan, ÖTV ödenmeme sebebi nedir? Vergi indirimi engelli kişiye tanınmış, arabaya değil. Yabancıdan araç alınca ÖTV ödenmesi ile aynı çerçeve.


  • gabe h coud  (19.06.24 20:01:19) 
Gabe +1
Mirasta ÖTV alınması mantıklı. Ha bence tabi ÖTV denilen olay saçma ama hepimiz kabul edelim ki son yılların en çok suistimal edilen ve buralarda da "ne çakallık yapsak da otvsiz alabilsek" diye sorulan olayı bu. Ben kişi vefat ederse arabanın hiçbir sıkıntısız olarak miras kalmasini direkt anlamsiz buldum.
10 yıl kısmı garip geldi. Ha araçlar 5 yıl içinde normal şekilde satilabiliyorsa o zaman bu da doğru, yok sadece otvsiz şekilde satilabiliyorsa çok mantıklı bulmadım.
  • logisticsmanager  (19.06.24 20:35:45) 
"hastasi olanlar ne gunahi var yani?"

Düzenlemeyi incelemedim ama anlattığın kadarıyla hastası olanların günahı yok ki. Hastası varken böyle bir ödemesi yok zaten. Ayrıca vefat edince para ödeme kısmı saçma değil. Zaten mağduriyete bağlı destek ihtiyacı oluşturan konu kalkmış ortadan.

@gabe h coud +1
  • nawar  (19.06.24 21:00:31) 
gayet mantıklı bir uygulama olmuş


  • Yılmaz920  (19.06.24 22:19:22) 
Ya arkadaslar ben olayin mantigini sormuyorum ki.

Diyorum ki, mantikli olan buysa madem neden basindan beri boyle yapmiyorsunuz?

Şuan zaten yasa yine degismisti araci sadece babam kullaniyor. Neyse 5 sene sonra rahatiz dedi de aldi. Sınır 10 sene olsaydi, miras mali olarak gecerken de vermediginiz 600bin tl sizden geri alinacak deseydi, fazladan 600 bin tl miz olsa gider 0 alirdik zaten ne diye engelli araci alalim. Bize bunlar denmedigi icin aldık.

Bu uygulamaya ilk baslandigi zamanlarda millet jaguar auidi mercedeslerini aldilar, tüm sülale kullandilar ve 5 sene sonra astronomik rakamlara sattilar, o sattiklari parayla gidip C segment 2 3 tane araba aldilar. Onlara bir yaptirim yok. Uygulama basta iyice sacmaydi.

Sonra neyse motor ve fiyat limiti getirildi. Yine yari fiyatina arac aldilar, 5 yil sonra sattilar onlara da bisey yok.

Biz tam alicaz yasa degisti dediler ki torunu amcasi dayisi dahi kullanamaz alacaksaniz ona gore alin. E tamam. 5 sene de satamazsiniz, satarsaniz da ya yine bi engelliye ya da otv sini odeyip satarsiniz dediler. E ona da tamam dedik. Hasta ölürse de miras yoluyla ustunuze alabilirsiniz dediler. E tamam o da rahatmis evet sacma ama BIZE BOYLE DEDILER ALIRKEN.

Şimdi aldiktan sonra bakan bey diyor ki ya aldiniz beyler ama ben o 5 yılı 10 yıla uzatıyorum, hasta olurse de babayi alirsiniz ötv sini geri ödeyin aracin.

Yahu kardesim madem öyle almadan önce deseydin ya almazdik yani dalga mi geciyorsun!

Madem bizi de kapsiyor, e geriye dönük alip satanlari da kapsasin o zaman oyle sey olur mu ya.
  • ananiyimioguz  (19.06.24 22:41:58) 
Önceden verilmiş bir hakkın aleyhte geri yürütülen bir düzenlemeyle kaldırılması hukukla bağdaşmaz. Mağduriyet doğurur.

Ancak bu konuda beklediğiniz desteği bulamazsınız. İnsanlarda ona verdin bana da ver, bizde niye yok, bende yok onda da olmasın düşüncesi var.

Bir aralar öğrenci vergi affını iptal etmek için kampanya başlatmışlardı. Kampanyanın odağında "verdiğimizi geri ödeyin değil de affı iptal edin onlar da ödesin" vardı. İçinde yaşadığın toplumu iyi tanımalısın.
  • hebanon  (19.06.24 22:44:09) 
Neden başından beri böyle yapmıyorlar? Çünkü seçimlerde vs. fayda sağlıyor.

Bu konu o kadar suistimal edildi ki sizin gibi gerçekten kitabına uygun kullananlar dışında kalan kesim (ki epey fazla anlaşılan) toplumu ikrah ettirdi. O yüzden en muhalif insanlar bile bu habere destek veriyor gördüğüm kadarı ile.

Yasa daha geçmedi, bu sadece haber. Geçsin, geriye dönük de işler mi göreceğiz. Ben de destekliyorum kesinlikle. Madem engelli bireye verilmiş hak, o halde vefat edince de hak kaybolur, kimseye kazanç kapısı olamaz.
  • eisberg  (19.06.24 23:18:39) 
eskiyi kapsamıyor. kapsamayacak.


  • jelly bear  (19.06.24 23:26:19) 
vefat edince bence de hak kaybolsun. ama ötv farkını ödemek yerine bir alternatif de getirilsin. başka bir engelliye satma gibi vs

durumu yok ama engelli hastası olduğu için araç alan biri, 1 sene sonra vefat etti hastası diyelim. nereden çıkarıp verecek o parayı ?
  • jülsezar  (19.06.24 23:34:47) 
kötüye kullanılıyor diye verginin tahsil edilmesini savunmak kıskançlıktan başka bir şey değil. asıl haksızlık ihtiyaç sebebiyle engelli arabası alıp, engelli vefat edince vergisini ödetmek. araç engelliye ait, engellinin kullanımına özgülenmiş. mirasçılar neden sorumlu olsun ki vergiden.


  • paintov  (20.06.24 12:05:14) 
[]

Baldur's Gate 3 sorusu

Selamlar, normalde D&D oyunlarına çok aşina değilim, 2000 lerin başında buna benzer pc oyunları oynamışlığım var ama çok bilinçsiz oynamıştım yani tam hatırlamıyorum.

Şimdi de ufak bir araştırma ile masa oyunu olduğunu, kurallarını, pc oyun geçmişlerini falan bünyeye çektim.

Oynanışa da alışık değilim ama dragon age de de böyle tur bazlı oynanış vardı, o yüzden kolay adapte oldum.

Fakat bir konuyu anlamadım. Bazı aksiyonlarda ekstradan bir zar atıp, bonus aldığımız durumlar oluyor.

Mesela 1d4 bonus diyor. İlk attığım zara ek tekrar 4 yüzlü 1 zar atılıyor, 3 geliyor diyelim. İlk attığım zar 8 ise artık benim puan 11 oluyor. 10luk zorluk derecesi varsa geçebiliyorum.

Fakat bazen 1d4 değil de 1z4 yazıyor. Oyunu türkçe oynuyorum. Bu z nin anlamı ney? Bir çeviri hatası mı? Yani normalde zar, dice demek. Bazen dice, bazen de zar mı demek istemiş olabilirler mi çeviriden ötürü?

Normalde çeviri taraflarında pek bir sıkıntı görmediğim için emin olamadım.

 
Dediğin gibi çeviride eksik kalmış demek.

1d4, 1 tane 4 yüzlü die(zar) atacaksın demek. 1z4 haliyle 1 tane 4 yüzlü zar atacaksın demek. Bazı silahlar 2d6 hasar verir. O da o hasar için 2 tane 6 yüzlü zar(dice) atacaksın ve toplamı kadar sayıyı hasar için kullanacaksın demek. Bazı hareketler/eylemler için avantaj ya da dezavantaj durumları oluşur ve 2 defa zar (dice değil die yani teker teker) attırır. Avantajda iyi olan, dezavantajda kötü olanı sayar.

Hangi işlerde ne kadar bonus alacağın, hangilerinde ne kadar zar atacağın hep karakter kağıdında yazar. Bunlar da D&D'nin güncel versiyonuna göre hesaplanır. Baldur's Gate de D&D versiyon 5e'yi kullanıyor. Eski versiyonlarda mantık aşağı yukarı aynıyken çok farklı hesaplamalar vardı. O yüzden BG3 oynadıktan sonra "bunun hikayesi güzelmiş, seriye baştan başlayayım" deyip remastered değil, orijinal hali ile BG oynadığında sayılar ve hesaplamalar ters gelebilir ama temelde atılan zarlar aynı :)
  • nawar  (15.06.24 16:23:56 ~ 16:26:58) 
[]

engelli araçları için yeni ötv düzenlemesi

eksisozluk.com

Bu düzenleme, eski alımları da kapsıyor mu yoksa bu düzenlemeden sonra alınan araçlar için mi geçerli olacak?

yani babam 2 sene önce araç almış babaannem üstünden, 3 sene sonra satılacak mesela.

şimdi 8 sene daha mı beklememiz gerekecek?

ayrıca, hastamız vefat etti diyelim. babama, hatta kardeşlere pay edilecek.

o durumda da dilekçe verilip herkes biz istemiyoruz deyip babama bırakacakları konuşulmuştu.

bu durumda babam vergi ödemeyecekti normal şartlarda. şimdi yasa değiştiği için, yine vergi mi ödeyecek? bu vergi, ödenmemiş ötv nin tamamı mı yoksa cüzi bir miktar mı? detay bilen var mı?

 
henüz bir düzenleme yok konuşuluyor şu an sadece. normal şartlarda bu tarz bir düzenleme yapılması eskiyi etkilemez. karar kesinleştikten sonraki işlemleri ilgilendirir ama hükümetin de sağı solu belli olmuyor malum. mehmet şimşek nereden ne koparırım diye saldıray modu açmış durumda. kesin cevap düzenleme resmi gazetede yayınlanınca belli olur. eski alımları başta etkileyecek olsa bile mahkeme vs o işi iptal eder.


  • kanatlı kontun müşfik öpücüğü  (15.06.24 13:51:00 ~ 14:00:54) 
İştirak satışları istisnasını %75’ten %25’e çekiyorlar. Eskiden alanlar için %75’te kalmıyor. Buradan hareketle eskiden engelli indirimiyle araç alanlar da 10 yıl elinde tutacak diyebilirim.


  • gabe h coud  (15.06.24 18:18:34) 
@ gobe h coud, omg ciddi misin :( babamın elinde patladı ahahah neyse memnun chery den kullansın ömürlük sorun değil de, sıkıntı şu babaannem vefat ettiğinde neden vergi ödemek zorunda onu anlamadım ne suçu var adamın yani kadın ölürse birden.


  • ananiyimioguz  (15.06.24 21:01:15) 
[]

Özel sektör temmuz zam oranları beklentiniz?

Yüzde kaç olur sizce ortalama?




 
%15 o da olursa.


  • gabe h coud  (14.06.24 15:15:18) 
bize geçen temmuzda %34 yapmışlardı. ocakta da %45.

bu sene temmuzda %25 gelir belki diyor arkadaş ama benim de içime 15 gibi doğdu nedense. kesin olacak da... geçen seneye göre bu sene fazla bir enflasyon artışı olmadı sanki, oldu mu?

gerçi şirket zamları biraz istanbul a göre yapıyor. çalışanlar kiralardan falan şikayetçi ise yine 20-30 yaparlar belki.
  • ananiyimioguz  (14.06.24 15:37:09 ~ 15:37:51) 
6 aylık enflasyon yaklaşık %25 gibi olacak ama asgari ücrete zam yapılmaması işverenler için zam yapmama bahanesi olacak.
Bu nedenle ya hiç yapmayacaklar ya da %10-15 civarı olacak. %25 yapana da helal olsun!

  • merhum  (14.06.24 15:54:32 ~ 15:55:02) 
kesinlikle devlet yapmadığı sürece yapmayacaklarını söylediler.

ama minnoş kalbim %30 bekliyor.
  • mantarliborekk  (14.06.24 16:06:23) 
%50 beklentim var. Verip vermemek onlara kalmış


  • birmilyonunvarmi  (14.06.24 16:09:39) 
Ben yapmayacağım, bunu sene başında da belirttim o yüzden o dönem zamları epey yüksek yaptım.


  • numlock  (14.06.24 16:16:09) 
Büyük bir bankanın yazılım şirketindeyim.

Geçen çeyreklik konuşmasında genel müdür bu soruyu geçiştirdi şu an için bilmiyoruz falan dedi muhtemelen pas geçecekler :/
  • chicha_v2  (14.06.24 16:39:34) 
%20 soylentisi var


  • mirty  (14.06.24 17:31:28) 
Özel sektörde temmuzda zam alıyorsanız şanslısınız bence. Son birkaç yıla kadar yılda bir zam yapılırdı, çoğu şirket o sisteme geri döndü diye biliyorum ben.


  • nhk ni youkosu  (14.06.24 18:17:55) 
Henüz karar verilmedi; ama yapılmama olasılığı yüksek. :( %25’e razıyım.


  • auroraaurora  (14.06.24 19:18:28) 
son 6 aylık enflasyon.


  • sparkle kiddle  (14.06.24 21:28:39) 
Geçen temmuz-ocak arası enflasyon %43 falandı sanırım, tam ona göre yapmışlar.

Bu sene ocak-temmuz arası da 20-25 arası olacak gibi duruyor. yine ona göre yaparlarsa iyi.

Ama benim anlamadığım, bu rakamlar gerçek enflasyonu yansıtmıyor hadi onu geçtim de, diyelim ki rakamlar doğru, şirket enflasyon oranında zam yaptığında, zam yapmış olmuyor ki maaş yerinde saymış oluyor.

Enflasyonun da üstünde bir zam olursa ancak zam yaptılar diyebiliriz.

Niye kimse bunu sorgulamıyor da herkes "yav kardeşim onu bile yapmayanlar var sen yine buna şükret" modunda?
  • ananiyimioguz  (15.06.24 00:53:10) 
[]

Eşimle bir iddiaya girdik, yardımcı olur musunuz?

Derdinizi seveyim diyebilirsiniz ama kim kazanırsa yapacakları ikimizin de gayet hoşuna gideceği için heyecanlıyız :D

Konu şu, şu sıralar young sheldon u izliyoruz belki biliyorsunuz the big bang theory dizisindeki sheldon un küçüklüğünü anlatan yine bol bilim ve espirinin döndüğü bir dizi.

Netflix'ten açabilirsiniz.

Sezon 5 Bölüm 14

Dakika 17:30 - 18:20 arasında geçen 2 üniversite kadın hocasının diyaloğunu izlediğinizde (yaşlı olan rektör), kadının neyi kastettiği konusunda iddiaya girdik.

Sizce kadın, "beni kötü göstermek için işlerimin sabote edildiği bile oldu" derken,

a) kadın iş arkadaşları için dedi
b) erkek iş arkadaşları için dedi (çünkü erkeklere değindikten hemen sonra diyor)
c) hayır ortaya konuştu ikisi için de genel olarak öyle dedi (çünkü kadınlara da erkeklere de değindi, konu orada bitti, o yüzden son cümlesi geneldi)

www.netflix.com

Sezon 5 Bölüm 14

 
Öncesinde kadınlara da "those bitches..?" dese de, o muhabbet kapanıp konu erkeklere geçiyor gibi. Ama konuşmaya korkan veya yatağa atmaya çalışan erkeklerden konu ne ara işlerini baltalayana geçiyor, orada düzgün organik bi geçiş yok. Kötü senaristlik derim şahsen :D Ama B diyorum ben.


  • nhk ni youkosu  (13.06.24 23:56:30 ~ 23:57:05) 
Evet o yüzden biz de bi muallakta kaldık.

Kadınlar için birkaç kelime ediyor, erkeklere geçiyor. orası gayet net aslında A şıkkı direkt elenebilir.

Ama erkekler için de birkaç kelime edip konu yine kapanıyor ve genel mi konuşuyor yoksa hala erkekler için mi diyor orası hızlı geçtiği için net anlaşılmıyor. Çok duraksamadan değindiği için b de denilebilir, ama hem kadın hem erkek için zaten diyeceklerini dedi, diğer verdiği detay genel de olabilir.

Ayrıca erkekler niye kötü göstermek istesin ki karşı cinsi, sanki onu hemcinsleri için demiş olması daha mantıklı gibi de geliyor. kafalar karışık.
  • ananiyimioguz  (14.06.24 01:56:13) 
Kadınlar için söylüyor bence. Erkekler ya ondan korkuyor (Korkan adam proje sabotajına neden girsin) ya da onu yatağa atmaya çalışıyor (Amacı seks olan adam sabotajla uğraşmaz, eğer reddedilen erkek sabote etmeye çalışsa da kadın burada "then sabotaged my projects when they couldn't" falan diye cümleye devam ederdi.)


  • salihdt  (14.06.24 14:33:27) 
Ahaha eğer cevap A şıkkı ise ikimiz de kaybettik :D


  • ananiyimioguz  (14.06.24 15:07:00) 
[]

Yeni mezun yazılımcı maaşları

Sizin veya tanıdığınız birisinin şu sıralar başlangıç maaşı ne oldu?

İl, alan ve ofisten/hibrit/remote olma durumunu da belirtirseniz sevinirim.


 
Şu an yazılım piyasası krizde düşük maaşlarla başladıklarını biliyorum ve iş bulmakta zorlanıyorlar. Reddit te filan yazanları görüyorum 21-24 bin ile filan başlıyor genelde yeni mezunlar


  • titanic kemancısı  (13.06.24 19:59:30) 
kurumsal bi firma - yeni mezunlara/jrlara fix 32 civarı veriyor.
girmesi kolay değil.

  • nuisance2  (13.06.24 21:41:24) 
[]

Şu konuyu sözlüğe taşıyabilecek var mı?

Çünkü hem telefonla hem sahibinden com üzerinden ticket açarak ulaşmama rağmen ilanlar kaldırılmadı.

www.sahibinden.com

Yukarıda gördüğünüz ilanların hemen hepsi hepsiburada gibi sitelerdeki kullanıcı yorumlarındaki fotoğraflardan alınıp açılmış.

Kişinin numarası gözükmüyor, özel mesaj atma kapalı. Tek cümleyle ilan girilmiş. Sadece "soru sor" özelliği ile iletişime geçebiliyorsunuz, onlar da size bir cep telefonu atıyorlar.

Telefonlar farklı, çünkü çeteler. İlanda gözüken isimle telefonda söylenen farklı. Başka bir numaradan o telefon tekrar arandığında bu sefer farklı bir isim söylüyorlar.

Adres çok sapa bir yere işaretli. Whatsapp ve telefonda konuşup konum istediğimde, gittiğim konum terk edilmiş bir bina idi. Sonra da engellendim.

Ben hadi ufak sıyrıklar ile atlattım ama bu insanlar bazen kapora alarak, bazen ürün ücretini alarak, bazen de gönderdim diyip kargo içine o ürünü koymayarak insanları dolandırıyorlar.

Ve sahibindencom bir yaptırım uygulamıyor.

Bu insanların eline bu kadar farklı kullanıcı ve ne tesadüf ki her kullanıcı da eski tarihlerde açılmış nasıl oluyorsa... nasıl geçmiş?

Geçenlerde bir ilan için daha biriyle yazışıyorum, ilan konyada açılmış. Whatsapptan yazışıyorum, adres nerde gelip görelim konyada diyorum. Ben konyada değilim diyor. Neredesiniz diyorum, köyceğiz diyor. Yine isim farklı falan. İlanı arkadaşım açtı diyor. E nasıl alıcam ürünleri diyorum, siz seçin ben epttavm üzerinden ilan açıcam diyor. Oradan alacaksınız, para epttavm ye geçecek, sonra siz onaylarsanız para bana geçecek diyor.

pttavm com da 2.el ilan kısmı göremedim. Ne olacak bu ortamın hali herkes tokatçılık peşinde nasıl denetlenecek bunlar?

 
Hocam cevabım itici gelebilir ama lütfen üzerinize alınmayın.

Bu durum sizin için şu an amerikyı yeniden keşfetmek gibi.

Bu yıllardır olan bir şey. Sahibinden de biliyor, diğer alakalı tüm düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar da biliyor.

Buna çare yok. Çare yok derken, normal bir ülkede var, bizde yok :)

Bu sizin koyduğumuz örnekler çerez. Neler neler var.

Sahibinden.com un güvenlik politikaları zaten Allaha emanet. Bildiklerimi ve gördüklerimi anlatsam inanmazsınız. O derece.

Ama en nihayetinde olay devletin otoritesinde bitiyor.
  • sorularimicinfeykhesap  (13.06.24 17:58:19) 
[]

Kafayı işle bozan, hayatın merkezine işini koyan insanlar

Sizce bu arkadaşların yaptıkları sağlıklı ve doğru mu? Yani belki de ben yanlış yapıyorum bilmiyorum ama..

Branşı neyse sürekli ona yoğunlaşmış, birileriyle buluştuğunda sadece onun hakkında konuşan. Sosyal medya postları hikayeleri, esprileri, giyinişi falan sadece onunla ilgili olan. Yatıp kalkıp sadece ilgilendiği alanı düşünen arkadaşlardan bahsediyorum.

Bir yanım "ya ne güzel işte ilgilendiği ve mutlu olduğu alanı bulmuş o alanda ilerliyor" diyor.

Diğer yanım "zaten bir kurgunun içine sokup bizi kullanmak üzere yetiştirdiler, kimilerimiz de böyle şartlandırılmış gibi tüm enerjisini o şeye harcıyor, etinden sütünden yararlanıp bir güzel sağdıktan sonra da önümüze bir kaç çimen atıyorlar ve arada yeşil kırlara çıkarıyorlar, halbuki yaşamak bu değil, yaşamdan alınabilecek başka güzel deneyimler, ilişkiler, tecrübeler var" diyor.

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz, mesela bir arkadaş var, ulan aynı okulu okuduk, aynı dersleri gördük, aynı şeyleri biliyoruz ama yatıyor kalkıyor work work work, yazılım aşağı yazılım yukarı.

Belki azminden ötürü benden daha çok kazanıyordur kafayı bu kadar kırdıysa orasını bilemem ama.. ben hayatı daha çok yaşıyormuşum gibi hissediyorum.

İnsanların mesela futbola yöneldiyse tüm hayatını futbol yapması bana çok tuhaf geliyor. Gerçekten tuhaf mı yoksa ben çok yönlü olucam diye tek bir alanda mükemmel tatminliğe ulaşamadığım için içten içe kıskanıyor muyum bilemiyorum.

 
Yogun bir is temposu olunca eger insan direnmezse cidden is tum hayati oluyor. Biz arkadaslarla disaridayken bazen diyoruz is konusmayacagiz bugun diye.


  • aguen  (08.06.24 23:05:46) 
Ben bunu 2 şekilde gördüm.

1. Maaş çok iyi. Fabrikada genel müdür olmuş. Para tatlı geliyor. İşine yapışıyor.

2. Karakter olarak renkli olmamak.

Bir de sadece mesleğiyle var olabilen insanlar var. O mesleği ellerinden alınsa sokaktaki insandan farkı yok.
  • dissendium  (08.06.24 23:23:22) 
Cani isteyen istediği gibi yaşar, kimsenin hayatının benden iyi ya da kötü olduğunu düşünemem. Misal bir başkası da size bakıp benzer şeyler düşünüyor olabilir.

Misal hayat kurtaran doktor/ogrenci yetistiren ogretmen/kanser arastirmasinda olan bilim adami vs isini hayatinin merkezine koyduysa da aynı şey mi sizin icin?

Ozel hayatında ne yaptığını bilmiyorsunuz tabi. Ben misal is yerinde bir sürü deli gibi çalışan insan gördüm ama özel hayatlari da oldukça dolu.
  • logisticsmanager  (08.06.24 23:26:37) 
ünide de böyle insanlar vardi.muhabbet hep hocalar nerde phd yapmis, 10 sene önce bir dersinde elektrik kesilmis bla bla diye bir saka yapmis...

lisede de hangi hoca özel dersi kaca veriyor, kim kac net yapmis falan diye negatif negatif muhabbetler olurdu.

benim hayatimda öyle insanlar yok. en fazla komik bir olay, is yerinde sevgilisini aldatiyordur falan onlar disinda konusmuyoruz
  • robert bosch  (08.06.24 23:30:56) 
kafayı işle bozmadım fakat işimde bir sorunu çözdüğüm zaman veya kritik işleri tamamladığım zaman yaşadığım hisler tarif edilemez, hayatta keyif aldığım istisna şeylerden biri.
olay para v.s. de değil. tatmin olma hissiyatı.

  • nuisance2  (08.06.24 23:44:35) 
Alanında uzman olmak isteyen biri ister istemez böyle oluyor.
Senin dediğin galiba reklam yapanlar, ben de linkedin dünyasına girdim ve uyuz olmaya başladım. Tanımasam kendilerine -wow einstein mübarek derim.
ama “bunlarda her yerde” diyorum eko gibi.
  • durgunfoton  (08.06.24 23:48:01) 
kesinlike bana göre bir yaşam biçimi olmasa da, alanında tanrı seviyesine gelmiş insanlarda bu duruma saygı duyuyorum. ( misal işte futbol da messi filan gibi) ama onun haricindeki sıradan insanlar da bunun hastalıklı olduğunu düşünüyorum. tavrının hastalıklı olduğunu düşündüğüm insanlara da saygı duyamıyorum maalesef. bence düpedüz y.rak gibi adamlar böyle insanlar. robot gibi makina gibi tipler.

işinde titiz olan insanlara büyük saygı duyarım ama bu farklı bir seviye. gıcık, sevimsiz bir insan türü.
  • wilhelmwasmuss  (09.06.24 00:56:31 ~ 00:56:50) 
İşten işe değişir yani yapılan iş belki çok ulvi bir amaca hizmet ediyordur ve dolayısıyla kişi orada maddi tatminin yanında başka bir şey de buluyordur, bunu bir nebze anlıyorum. Ancak sanırım üst düzey bir Microsoft yöneticisinin bir yerde yazdığı yazıda görmüştüm, çok basitçe "Ölüm döşeğinde kimse 'Ah keşke bir günüm daha olsa da ofisimde biraz daha çalışabilsem' demez" şeklinde bir şeydi.

Kendi bulunduğum alan IT ya da bankacılık için düşündüğümde açıkçası "Çok daha yoğun, çok daha fazla" çalışmak için bir sebep görmüyorum, zira fazladan çalıştığım saatlerin ya da gereksiz yere katlandığım stresin maddi getirisi kaybettiğim zaman, fiziksel ve mental sağlık, sosyal hayat vb. gibi şeylerde yaşadığım kaybı geri satın alamıyor. Bu açıdan bakınca bu bir denklem aslında, haliyle de kişiden kişiye değişir. Diğer taraftan yukarıda da bahsedildiği gibi işin bir de "Güç" tarafı var. Yani Elon Musk'ın bu kadar hırslı olmasının sebebi sadece para olmasa gerek mesela. Bazı insanlar meslekleri üzerinden sosyal statü ediniyorlar ve o meslekte yükseldikçe sosyal statüleri de yükseliyor. Haliyle bu oyunun içindeki bir kişi için de durmak demek oyun dışı kalmak olduğu için onlar da ister istemez işlerini her şeyin önüne koymak zorunda kalıyorlar zira bir noktadan sonra sosyal statüleri sahip oldukları hemen her şeyin temelinde kalıyor.
  • salihdt  (09.06.24 05:01:10) 
hustle culture bu. abd kökenli kapitalist bir tarz

çok para kazanmayacaksan.. olduğun yerde sayacaksak.. dünyaca ünlü biri falan olmayacaksan saçma ve gereksiz.
  • ferenc  (09.06.24 05:25:59) 
Kendilerini bu şekilde ispatlayarak mutlu oldukları için bizlik bişi yok diyorum. Bir yandan da minik bı acıma hissi buna mecbur hissettikleri icin


  • abuzer  (09.06.24 07:36:57) 
[]

Şu mobil oyunun adını bilen var mı? mmo sanırım

sb.

www.instagram.com


 
üstteki genshin impact


  • nolmus yani  (07.06.24 15:01:45) 
alttaki call of duty


  • kesmekes laleler  (07.06.24 15:07:46) 
[]

Çok değişik bir çete keşfetmiş olabilir miyim?

Bugün tuhaf bir olay yaşadım önceki duyurumdan bakabilirsiniz.

Az önce bir şey keşfettim, aynı mahallede, son günlerde girilen ilanların hiç biri, ederinde değil. Yani 2-3 kat altı fiyata girilmiş ürünler.

Hepsinde de açıklama kısa, tek cümle sıfır kapalı kutu yeni üründür vs. yazıyor.

İşin garibi ilanların hepsi farklı isimlerle açılmış. Ortak özellikleri, mesaj yoluyla ulaşma kapalı ve telefon numaraları gözükmüyor.

Bugün 2 saate yakın yol gittim konum attılar konum olarak terk edilmiş bir apartman çıkıyor.

Gittiğinizde de sizi engelliyorlar.

Çok garip anlamadım belki milletten kapora da alıyorlardır.

Bu konuda ne yapmak lazım?

Sahibinden ulaşıp inceleyebilir mi bu hesapları?

Ürünlere ve ilanlara bir bakın buyurun:

www.sahibinden.com

Edit: ilan fotoğrafları hepsiburada kullanıcı yorumlarından alınmış.

 
Sahibinden'e bildirdim, örnek ilan numaralarını ilettim, ip adreslerinden inceleyecekler. Çete gibi duruyor.

Aynı ip den girildiyse ilanlar, ki bence öyle, umarım bir yaptırım uygularlar.

Btk ya falan da ileteyim mi?

Geçenlerde bir laptop ilana koymuştum, başka koyan var mı diye gezinirken bir ilanda ne göreyim, benim laptobun aynısı. Yani aynısı derken, benim koyduğum fotoğraflarla ilan açmışlar ankaradan bir yerden. küfredince sildi ilanı.

Bir garip yani ortalık, dikkat edin.

Gözümle göreyim gidip bakayım öyle alayım diyorsunuz ama yine totoyu avuclayarak dönebilirsiniz.
  • ananiyimioguz  (05.06.24 23:01:46 ~ 23:18:40) 
En cok tercih edilen urunlerden sepet yapmislar. (Yaz diye klima fazlaca var).

Lego'nun az bulunan setleri falan ve dediginiz gibi aciklamalar şaibeli. Kapora dolandiriciligi.
  • brkylmz  (05.06.24 23:26:04) 
Evet ben neyse ki kapora falan atmadım ve benden istemedi de yani, beni niye bu sıcakta git gel 3-4 saat yordular anlamadım buralar 40 derece :/


  • ananiyimioguz  (05.06.24 23:34:55) 
oguzcum kefettigin sey buyuk ihtimal akillarinca tassak gecmeye calisan 2-3 ergen.
sal gitsin..

  • cooperr  (05.06.24 23:54:34) 
telefonda konuştuğum büyüktü baya ya. ben aşırı tilt oluyorum böyle şeylere üşenmesem adliye koridorlarında gider gelirim zamanında 300 liralık ürünü iade almayan esnaf için ihbar > icra > haciz derken aracını bağlatmışlığım var :( fakat şimdi eski enerjim kalmamış.


  • ananiyimioguz  (06.06.24 00:03:51) 
böyle durumlarda satıcıya güvenmiyorsam whatsapptan görüntülü arama ile ürünü göstermesini istiyorum. whatsapp üzerinde anlık video oluşturamayacağı için eğer elinde ürün yoksa bunu yapamıyor tabi ve vakit kaybetmemiş oluyorum.


  • orpheus  (06.06.24 02:39:57) 
Sizin olay kapora dolandiriciligi değildir. Öyle olsa lafini etmeden birakir mi? Acele ettirir bak baskasi istiyor yalovadan falan der.


  • mbond  (06.06.24 02:43:36) 
dolandiricilik. muhtemelen kilifini hazirlamislardir. vpn falan kullaniyorlardir. sahibinden de banlanirsa baska yerden devam ederler. ulke dolandirici asalak dolmus. ozellikle antep, adana gibi dogu sehirlerinde konumlanmislar.


  • buenosdias  (06.06.24 10:34:12) 
Gelişme: kullandiklari ilanlardaki fotograflarin hemen hepsi hepsiburada kullanici yorumalarindan alınmış.

Yani fotoğraf yalan, kişi yalan, telefon yalan, adres yalan....

Hepsiburadaya talep actim kullanici yorumlarina sahibinden com gibi hologram koyun diye
  • ananiyimioguz  (06.06.24 11:04:57) 
burada hedef siz değilsiniz. kapora da değil.

özellikle 50 yaş üstü kadınlar ve emekli amcaalar hedefleniyor. şehir dışından ürünü isteyen çok oluyor, ödemeyi peşin hatta kapıda ödeme alıyorlar. ancak ürün açıldığında dolandırıcılık anlaşılıyor.
  • topkapiaksaray  (06.06.24 17:10:23) 
@ topkapiaksaray, olabilir iş yerindekilere anlattım, bir arkadaş şey dedi, benim kuzen böyle telefon alacaktı baya gerçekti fotoğrafları da gönderdi adam sanki kendi elindeymiş gibi, kargocuya gittiğimde ararım takip no atarım ücreti öder misiniz o zaman demiş. ödemiş (keşke ayrıca kargocuda tekrar foto isteseymiş) sonra boş kutu gelmiş tabi para gitmiş.

ama benim sinir olduğum konu, ben adamla öğlen 12den akşam 6ya kadar irtibat halindeydim.

benden kapora da almadı para da almadı. beni durduk yere niye şehir dışına getirtiyor aklım almıyor ulan paramla dolandırılsam en azından bi sonuca varıcam rahatlıycam da bu ne amaçsız boş bi aldatmacadır yani hiç bişey anlamadım.

yani en fazla "ehuehehehe enayiye bak nerden nereye getürdüm ahuhaha"
diye eğlenmiş olabilirler en fazla
  • ananiyimioguz  (06.06.24 17:17:24 ~ 17:19:39) 
[]

Çok ilginç dolandırıldım

Bir ilan gördüm aradim pazarligimi yaptim

Gazianteyim adam hatayda. Numarasini istedim konustuk falan
Whatsapptan mesajlastik bana konum atti.

2 saat yol gittim konuma geldim adam beni engelledi.

Ariyorum mesgul caliyor.

Burada berber var ona arattim suan, acti, Arda bey mi dedi hayir dedi.

Klima icin aramistim dedi suratina kapatti onu da engelledi.

Benden kapora falan da almadi. Adami gun icinde 2 3 kere aradim ilanla ilgili soru sordum, yanitlari falan.

Konuma gidince de acti, ben geldim bim var burda dedim. Evet dedi kapatti. Kapatis o kapatis.

Ben hic bisey anlamadim. Para atsam dolandirdi diycem veya kapora istese yine ayni sekilde ama kapora falan da atmadim.

Polisi aradim, adam belki vazgecmistir ne icin sikayetci olacaksiniz diyor.

Yanu olur mu dedim mesela araba alicam istanbuldan ciktim geldim adamlara ulaşamıyorum, bu dolandiricilik olmuyor mu dedim, oyleyse karakola bizzat gidin sikayette bulunun dedi.

Ama elimde sadece tel no var: +90 541 287 30 48

Ne yapsam bilemedim. Ilanda numara yazmiyor. Mesak atilmiyor. Soru sordan ulastim.

Numara atti oradan konustuk.

Ilanda Sedat D. Yaziyor. Telefonda ardayim dedi. Suan getcontacttan bakiyoruz onda da Kazım D. Yaziyor.

Ne yapsam bilemedim hic bisey anlamadim bu isten.

 
O kadar kafadan kırık insan var ki. Sırf iptal ettiğini, veya başkasına sattığını vs söyleyemiyor bile olabilir, direkt ghostlamış. En azından para kaptırmadın. Her ihtimal var bu arada, bağımlıdır para bulmuştur falan filan


  • numlock  (05.06.24 18:26:08) 
geçmiş olsun.

değmez bence uğraşmaya evet kötü olay ama
  • jülsezar  (05.06.24 18:26:41) 
Hocam buradan sanki belanı arıyormuşsun gibi görünüyor :)

etrafta güzel bi pideci ya da meşhur bir yer varsa otur pideni ye dinlen sakinleş, soğuk meşrubatını iç serinle, sonra da dönüş yoluna çıkarsın
  • grimavi  (05.06.24 18:28:24) 
Uğraşılacak bir şey değil. Dolandırmadan çok aldatmaya benziyor. Polisi de zamanına yazık
Hatay'dan 2. el klima mı alacaksınız? sürüden ilan var bu konuda face ve WhatsApp gruplarında.

  • diyecevaplandı  (05.06.24 18:40:57) 
Olm polis gayet haklı ya. Afedersin ama aptal aptal şeyler ile bizi meşgul etmeyin de diyebilirmiş:)
Dolandırma değil bu bence ya

  • benaslindayohum  (05.06.24 19:22:12) 
İyi de ben adamı öğlen aramışım, 2 saat sonra tekrar aramışım ürünle ilgili baska bisey sormusum o da var demiş,

Yine 2 saat sonra yola cikarken haber vermisim, yani gelene kadar haberlesiriyoruz vazgectiyse insan yola cikmadan demez mi vazgectim veya senden once satildi vs.

Isin garibi adam ismim arda diyor, odandaki baska. Baska numaradan ariyoruz arda beyle mi gorusuyoruz diye, hayir diyor.

3 4 yerden arayinca adam en son telefonunu kapatti shdhf

Neyse işin garibi polis dedi ki gelmisken buralarda bakin klimacilara antep e gore uygundur.

Şu urun normalde 15-30bin tl electrolux exp34u338hw

Ben 2.el 7000 e bulmustum işte burada sifir kapali kutu 10.500 buldum adam cok onceden aldim kaldi 1 tane, senin olayi de dinledim kâr koymuycam dedi.

Valla nasip sifir urun almis oldum nerdeyse 2.el fiyatina
  • ananiyimioguz  (05.06.24 19:33:30) 
dolandırma değil ki bu.

satmaktan vazgeçti veya başkasına sattı. sen o kadar yol geldikten sonra sana bunu diyemiyor, onun yerine engelleyip ghostluyor. ikinci el alışverişte dolandırılma ihtimali her zaman oldugu gibi bu yaşadığın ihtimal de var. polislik bir durum yok bence. uğraşılacak bir durum da değil.
  • abelardo  (05.06.24 19:37:57) 
suç değil ki, sadece kabalık bu. polis ne yapsın buna? diyelim ki internetten bir kızla tanıştın, randevulaştın gittin hatay’a, kız telefonunu açmıyor. yine mi polise gideceksin?


  • sir gawain  (05.06.24 19:51:08 ~ 19:54:10) 
Ya ilanı aramamla yola cikmam arasinda günler yok ki 4 saat var. Yola cikarken de haber vermisim. Bu adam 2 saat icinde (yolculuk sürem) birine satmis olabilir mi allah askina ben sattigini dusunmuyorum baska bir is var ama anlamadim.

Mesaj ve arama kayitlari oldugu icin ben hala bir aldatma/dolandirma oldugunu düşünüyorum. Mesafe ve tutar cok olmadigi icin size onemsiz geliyor olabilir.

Ama amerikada oldugunuzu ve marmaristen sahibinden yazlik icin gorustugunuzu dusunun.

O kadar masraf yapiyorsunuz geliyorsunuz ne orada oyle bir ev var ne de muhattap bulabiliyorsunuz.

Bu durumda siz dolandirilmamis mi oluyorsunuz herhangi bir para odemediniz diye.
  • ananiyimioguz  (05.06.24 20:23:02 ~ 20:24:18) 
Hocam senin bu kadar kafaya takmanın sebebi yine kelepir mal peşine düşüp onu da elinden kaçırmışsın hissi :)

Adamı bulsalar ne olacak zorla mı alacaksın, dolandırılmamışsın ama kıyısına gelmişsin :) yani bu adamın sana sorunsuz bir ürün vereceğinden %100 eminsin, kim bilir sana anlattığı hikayeyi de sıkmıştır, ürün arızalı, çalıntı olabilir vs

10.500lük ürünün arkasından koşacağına 15-16 bine sıfırını alsan daha mantıklıydı
  • grimavi  (05.06.24 20:23:55) 
Sıfırı 20bin üstü.

Ben 7bin e buldum niye koşa koşa gitmeyim 1 yıllık garantili cihaz yazmış.

Sonra bir esnafta eski bir stok buldum burada şans eseri de sıfır aldım. Sadece adam fatura kesemem çünkü 4 tane santiyeye almistik 4ü gitti 1 taneyi almadilar elimde kaldi dedi. Daha kutunun koli plastik ipleri duruyor acilmamis bile.

Yine 20+ urun icin kardayim sorun degil tabi bi sekilde dolandirilmadiysam yine dhdjfj ama civardaki esnaflara sordum kazim abi eskidir ya guzel yerden almissin, alis fiyatına verdiyse normal dedi yari fiyatına denk gelmesi.

Antepteki servisi de aramis seri numarasini vermis kurarken sen söyle o zaman baslatirlar garantiyi dedi, eyi dedim.
  • ananiyimioguz  (05.06.24 20:28:19 ~ 06.06.24 12:43:30) 
"Şu urun normalde 15-30bin tl electrolux exp34u338hw"

Yazmışsın ondan dedim
  • grimavi  (05.06.24 20:36:23) 
hocam bu etik değil zaten haklısın isyanda. aadam belki seni dolandıracaktı vazgeçti. adam kötü niyetli , en azından kaba bunda hem fikiriz.

ama bir şeyin etik olup olmaması ile, suç olup olmaması arasında fark var.
  • jülsezar  (05.06.24 20:50:40) 
Dolandırıcılık bir durum yok.


  • doharkoman  (05.06.24 22:43:02) 
ayak üstü bakmıştım 20 bin üstü normalde hep fiyatlar. Altına gözükenlerde de stok yok yazıyormuş.

benim anlamadığım adamın attığı konum terk edilmiş bir bina idi ve etrafında başka yapı yok, arsa.

ona ne diyeceksiniz?

bir de son duyuruma bakar mısınız ayrıca.
  • ananiyimioguz  (05.06.24 22:45:40 ~ 22:45:53) 
Adamın telini escort sitelere ver, güzel hatun resmi koy, sadece klimalı yerlerde sevişirim diye not düş intikamını al


  • fistikthecat  (05.06.24 23:17:03) 
perde arkasından bakıp gülmüştür- geldi bir tane daha


  • jamswety  (05.06.24 23:34:02) 
@ fistikthecat, sfgsdfg birden fazla no ve hesap var ellerinde.

www.sahibinden.com

Bir tanesinde tel no alabilir miyim dedim hemen bir numara attı 2dk içinde.

Teşekkür ederim ben başka dolandırıcılara bakıcam dedim, ona cevap vermedi.
  • ananiyimioguz  (05.06.24 23:38:24) 
bi tanidigin da basina geldi. boyle yapanlar cok, bence bi urunu dusuk fiyata koyup insanlarin kapora vermeyi teklif etmesini bekliyorlar. isteseler belli olacak cunku. kimisi oyaliyor, teklif ettiginiz saatte bulusamam mesgulum falan diye. bizim tanidiga oyle oldu, bulusmayi ayarlayamayinca bari o surede baskasina verme kapora atayim diye teklif etti. sonra engel. adamin adi soyadi belli, calistigi yer belli, numarasi belli ama polis bisey yapmiyor. neden dolandirmasin ki bu insanlar? gunde 5-10 mesajla 300-500 kapora gelse ne guzel ek gelir. benim kisisel tahminim bu. kapora istemeden kaporalik ortam yaratip kaporanin ustune yatma dolandiriciligi.


  • icim urperiyor  (06.06.24 12:36:02) 
adam satmaktan vazgeçmiş ya da başkasına satmış.
yol parası vb istersin diye uğraşmak istememiş.
öküzlük ama suç değil.
  • parka  (06.06.24 12:49:00) 
@ parka, sır perdesi biraz aralandı. olayın aslı öyle değil çete bunlar ya.

Bkz: www.eksiduyuru.com
  • ananiyimioguz  (06.06.24 16:41:50) 
[]

90 soruda 90 yanlış yapmak

Geçen haberlerde gördüm bu nasıl mümkün olabiliyor?

Kıza çeyrek takmışlar sdfkdsgkh bi an abartmayın yaa dedim ama olasılığa bakınca heykelini bile dikebilirler dedim.

90 soruda her soruyu yanlış işaretleme ihtimali 4/5 ama 4/5 üzeri 90 derken oranımız yüzde olarak 0.0000001897 çıkıyor.

Yani öyle milyonda 1 falan da değil he, milyarda 2 gibi bir şey.

Birisi demiş tüm soruları yanlış işaretlemek için doğru cevabı bilmek gerek. Yani o daha mantıklı geldi şuan. Olayın aslını bilen var mı kaydırma falan diyeceğim ama böyle komple kaydırma da olmaz sanki.

 
Komple kaydırsan da olmaz. İlla ki peşpeşe aynı şıkkı doğru olan sorular vardır.

Her sorunun cevabını bilip yanlış şıkkı bir sebepten işaretlemiş birinin ya da haddinden fazla şanssız ve bilgisiz birinin yapabileceği bir şey.
  • Mirket  (05.06.24 15:57:22) 
Zamanında böyle bi protesto yapılmıştı
www.hurriyet.com.tr

Bu seferki yarışmacıya şansı da yardım etmiş ki hepsini yanlış yapmış
  • grimavi  (05.06.24 15:58:57) 
bir şeyler biliyor ama yanlış biliyorsa hepsini yanlış yapar. demek ki sallamamış, bilerek yanlış yapmış. ne dedim ben :)


  • gabe h coud  (05.06.24 15:59:10) 
kaydırma veya sallama değil. bilerek yapılmış. kolay değil çünkü. bi cevabın yanlış olduğunu bilmek için bi şeyler bilmek gerekiyor. her soruya çat diye bu yanlış diyemezsin. her soruyu okuyup kısmen çözmen lazım aslında.


  • jelly bear  (05.06.24 16:09:20) 
Yahu ne var bunda. hepsini dogru yapmaktan kat kat daha kolay.

"tüm soruları yanlış işaretlemek için doğru cevabı bilmek gerek" Dogru degil.

Dogrusu; "tum sorulari yanlis yapmak icin yanlis cevaplardan birinin yanlis oldugunu bilmek yeterli." Dogrusunu bilmeye gerek yok
  • soulforge d  (05.06.24 16:13:18) 
birden fazla şık işaretlediğinizde otomatik yanlış oluyor cevap. hiç sorulara bakmadan protesto amaçlı bu şekilde yapılmış da olabilir. illa cevapları bilmeye gerek yok yani.


  • shadowfollower  (05.06.24 16:33:55) 
her üniversitelere giriş sınavında bunun için girenler vardı ama bu lise sınavında olmuş.
zaten tipte bunu isteyerek yapmış gibi durmuyor. çocuk gerçekten başarısız ve hiçbir şey bilmiyor.

  • my fault  (05.06.24 16:36:59) 
düşündüğünüz kadar kolay değil bu. baya zor işte. hiçbir şey bilmeyen biri yapamaz. her soruyu yanlış işaretlemek zor iş. isterseniz herhangi bir geçmiş sınavı alın deneyin.


  • jelly bear  (05.06.24 16:51:03) 
ben anlamadım, kız bile istemeye hepsini yanlış yapmaya mı çalışmış? yoksa doğru yapmaya çalışırken hepsini yanlış mı yapmış? ikisi de zor. hepsini yanlış yapmaya çalışmak için hepsini doğru yapabiliyor olmak lazım. hepsini doğru yapmaya çalışırken de en azından bir tanesini yanlış işaretlersin, doğru çıkar.


  • co2s2  (05.06.24 17:04:39) 
Boyama kitabı her gördüğü boşluğu doldurmuş demek ki :-)


  • gabe h coud  (05.06.24 17:06:11) 
ben öğretmenlik yaparken 20 soruda hepsini yanlış yapan öğrenci çıkmıştı. nasıl becermiş diye şaşırırken özel öğrenci kontenjanındanmış, müdür yardımcısı 50 e çekelim diyince öğrenmiştim. o yüzden kimseyi bilmeden yargılamamk lazım diye ders almıştım.


  • high hopes of the sozluk  (05.06.24 17:20:02) 
tüm soruların doğru cevaplarını bildi ve bilerek yanlış cevap verdi ya da şansı yaver gitti hiç doğru işratlemedi. ben buraya takılmadım gerçi çok zor bir şey başarılmış!! ama ben çeyrek takılmasına şaşırdım. bence cumhuriyet taksalardı daha liyalkatlı olurdu. bu arada kızın yanında duran adam babası mıydı yoksa öğretmen miydi? orada altın takan bir şey diyor ama anlayamadım. sizin de başarınız var gibi bir şey diyor. kıza üzüldüm ama.


  • exlibris  (05.06.24 17:52:31) 
Lgs deneme sınavında oldu bu olay diye gördüm sanki. Yani gerçek sınavda değil de denemede yaptıysa "Ulan bi senedir 500 tane denemeye girdik, şunda da hepsini yanlış yapayım" demek istemiş olabilir.

Ha ama hepsini yanlış yapmak, hepsini doğru yapmaktan daha zor değil çok daha kolay. 90 sorunun 60 tanesi falan şık eleyerek yapılacak sorulardır, e bi şıkkı eleyince yanlışı buluyosun zaten. Kalan 30 tanesinde de çözüp yanlışı işaretlemiş olabilir.

Şansla/şanssızlıkla açıklanabilecek bi şey değil yani bu. 90 soruyu rastgele yanlış işaretleme olasılığı imkansız denebilecek bir olasılık. Bilinçli yapmıştır.
  • nundu  (05.06.24 19:21:13) 
[]

Tesettürlü insanların neden el ve ayakları açık?

Yaz gelince sürekli kafamda bu soru dönüyor. Sanırım bileklere kadar örtünün buyurulmuş ama el ve ayaklardan da tahrik olunabilir, bu iki taraf için de günah olmaz mı?

Şimdi diyeceksiniz ki, e bakmasınlar kardeşim. Ama bakılmayınca çözülüyor madem, bu irade ile çözelim o zaman, yani örtünmeden de bakılmayabilir.

Neden her yeri kapatalım ama bazı yerler açık kalabilir gibi bir esneklik tanınmış?

Hadi her yeri kapattın, gözler açık diyelim. Gözden de insan tahrik olabilir.

Komple kara çarşaf kapandın diyelim, ruh emici gibi geziyorsun, içindekini hayal edip de tahrik olunabilir.

Yani erkeğin tahrik olma sınırı yok ki. Örtünün nasıl bir faydası olabilir.

Muhafazakar bir arkadaşım hollandaya gitti mesela, ya biz gavurlara ahlaksız derdik ama bunlar bizden ahlaklı kimse kimseye bakmıyor diyor.

Bizim orada istersen komple kapan, en ufak bir yerin açılsın, veya dar giyin, hatta komple örtün yine bakıyorlar dik dik diyor.

Yani örtünmenin amacı ve pratikteki sonucu hakkında ne düşünüyorsunuz?

 
Din emreder, dindar kişi o emrin gereğini yerine getirir. Sorgulamanın, fikir yürütmenin, söyle olsaydı daha mantıklı olmaz mıydı demenin dinde yeri yoktur NOKTA

EK: Herşeyi anlama, kavrama yetisinin bize bahşedildiği mantığından hareketle bu soruları soruyorsun ama öyle bir şey yok.

Ha, Bu arada inançlısındır ya da değilsindir, o ayrı bir konu. Ama ben inançlıyım ama sorgularım konusu mantıken hatalı.
  • Mirket  (05.06.24 12:14:38 ~ 12:22:16) 
hocam o sorunun sonu yok.

kadınların varlığından da tahrik olunuyor, o zaman kadınlar niye yaratıldıya kadar gider konu.

dine inanıyorsan sorgulamaman lazım. o konuda mirket +1
  • jülsezar  (05.06.24 12:45:20 ~ 12:45:26) 
El, ayak ya da gözden tahrik olan, çarşafın altını merak eden insan sayısı bambaşka bir şey düşünürken göz hizasından ilerleyen göğüs dekoltesine dikkati kayan ve bir nevi manipüle olan insan sayısının yanında ihmal edilebilir seviyede.


  • sekizdokuzon  (05.06.24 12:45:33) 
kuranda nereye kadar örtüneceksin diye bir şey yok zaten örtünme diye bir şeyde yok.
bunlar yahudi geleneğinin devamı hareketler.
günümüz sıkma baş türbanda kadınları belli bir kısıtlama altına almak için dayatılan bir şey. fakat tam tersi tepki olarak sadece başını kapatıp kısa kollu, kısa paça pantolonla dolaşıyorlar.
kafa kapalı mı, saç görünmüyor mu olay tamam.
  • my fault  (05.06.24 12:55:16) 
Din böyle emrediyor. İzin verilen yerler hususlar var izin verilmeyen yasak olan hususlar var.
Akla göre din olmuyor.
Akla göre uygun görünen bir çok şey var ki, dinen uygun değil.

Hollanda vs ülkelerde insanlar cinsel manada istediklerinin fazlasını ve her tür sınırı aşmış halde buluyorlar ki bakmak bile normal görülür olmuş.


Kadını hatırlatan en ufak bir hususta tahrik olmak diyorsun ama diğer yandan bstıdaki ülkelerde de bu noktada cinsel fetiş denen nesne vs şeyleri de hatırlamak gerek.

Bir yerdeki insanların bakış ve tavırları ortak olabilir.
Evlerin birbirine kırsalda da uzak olduğu yerlerde insanlar genelde soğuk tavırlı olurlar.
Bizim Anadolu köylerinde ise evler birbirine oldukça yakın olduğundan komşuluk ve akrabalık bağları güçlü olduğundan insanlar da sıcak sevecen olurlar.
Ama aynı tavır ve yakınlıklar herhalde norveç isveçin denize yakın kırsal yerlerinde görülmez.

Bu sebeple Anadoludan kırsal gezintileri içeren TV programlarında gittikleri her yerde bir şeyleri mideye indirmeyi adet edinenler aynı durumda İskandinav ülkelerinde aç kalabilirler.
  • diyecevaplandı  (05.06.24 12:58:57) 
Bende su sorunun cevabini merak ediyorum

Neden kadinlar carsaf giyiyor erkekler giyinmiyor mesele tahrik olmak yada gunahsa neden erkekler carsaf giyinmiyor ozellikle gozu dahi kapatanlar var o derece tahrik oluyorlar

Erkekler neden bu kadinlarin yaninda şort ve parmak arasi terlik sifir kol geziyorlar?

Bayanlarda erkeklerden tahrik olmuyor mu?

Kapişin şimdi
  • Zetnikov  (05.06.24 17:42:54) 
@ Zetnikov, sanırım erkeklerin de bir giyiniş kuralı var. Bol kıyafetler, sakal falan.

Fakat dinlerin kadınlar üzerinde bu kadar kuralcı olması büyük ihtimalle erkek egemen bir dönemde dinlerin oluşmasından kaynaklanıyor.

Konu neden kadın peygamber yok a kadar gider...
  • ananiyimioguz  (06.06.24 00:15:02) 
islam alimlerine göre ayakların da kapalı olması gerekir zaten.
el ise bileklere kadar açık olabilir, çünkü el ve parmaklar kullanılıyor.
kaldı ki türkiye dahil pek çok ülkede el ve yüz de kapatır bazı tesettürlü kadınlar.
  • abelardo  (06.06.24 00:27:03) 
Valla bence inananlar, nefsine hakim olabildiği ölçüde yaşıyor inancını. Başı açık namaz kılan ve oruç tutan da var mesela. Alkol alıp camiye giden de.


  • Amaranta ursula  (06.06.24 00:36:21 ~ 00:38:51) 
[]

İleride sosyal medyadan uzaklaşılır mı sizce?

hatta böyle kullanmadığımız için havalı gezdiğimiz bir dönem yaşanır mı?

nasıl ki geçmişte deli gibi facebooktan çıkmayıp o tarafı tükettik, instagramı da tüketir miyiz? twitter ı?

yoksa onlar gider başkaları mı gelir?

nasıl ki iş kariyeri fanatizmi, başkaları için çalışmak, beyaz yakalı olmak gibi idealler yavaş yavaş etkisini yitiriyor,

bkz: plaza köylüleri - www.youtube.com

yani insanlar artık kendi işini kurmak, bir şey üretmek veya fiziksel bir işte ustalaşmanın daha kıymetli olduğunu düşünmeye başladılar.

oradaki doygunluğun bitip işlerin tersine dönmesi gibi (belki toplumun bu çalışma dinamikleri git gellidir yani dönem dönem tersine evrilecektir veya yapay zeka ile birlikte wall-e filmindeki gibi sadece oturup toto büyüteceğiz) ama sosyal medyada da böyle bir sanallıktan uzaklaşma olur mu?

yoksa yine filmlerden örnek vereyim, ready player one'daki gibi iyice sanala girip hatta sanal biz mi olacağız? bu konudaki görüşleriniz nedir?

daha ütopik düşünürsek insan beyninin sanal bir ortama aktarılıp ömür boyu orada ölümsüz bir şekilde yaşayabileceği bir ortam yaratmak da imkansız gözükmüyor sevgili black mirror severler.

sosyal medya insanların birbirinden etkilenip normalde gitmek isteyemeceği yerlere gitmek için can atması, normalde almak istemeyeceği şeyleri görüp almaya çalışması, ihtiyacı olmasa dahi ihtiyacı varmışcasına beyninin ona sinyaller göndermesi gibi sebeplerle kurulmuş bir dünya. Büyük şirketler için çok güzel bir nimet. bana bunun biteceği çok kolay gözükmüyor bizleri sağabildikleri kadar sağarlar gibi ama insanlarda bir isyan silsilesi başlayıp elektronikten, sosyal / yapay bir medyadan, hatta şehirlerden uzaklaşması da olası geliyor.

fikirlerinizi merak ediyorum.

 
Hayır bence olmayacak; uzaklaşmayı düşünenler inan bizim gibi az teknolojik ülkelerde yaşayanlar gelişmiş ülkelerdeki hayat tarzları bambaşka bizim ülkede yaygın değil ama millet robotlarla sosyalleşti resmen :D çoğu ülkede şu an standart restoranlarda adam yok robotlar servis yapıyor, siparişi dijital ekranlar alıyor, insan faktörü bu kadar azaltılmışken ve teknolojiyle bu kadar içe içeyken sanallıktan uzaklaşmayı düşündüklerini sanmıyorum. Sanallıktan uzaklaşmak için becerikli insan iş gücü lazım ama sorun bunun azalması, çalışacak adam yok o kadar :D


  • titanic kemancısı  (31.05.24 21:10:44 ~ 21:14:26) 
İnternetten ve sağladıkları kaynaklardan, bu kaynaklar üzerinden yarattığımız personalardan vazgecmeyiz. Bunun dönüşü yok ve yüzde yüz olumsuz bir durum değil. Söylediğiniz gibi yapmak zorunda olduğumuz işleri yapay zekâya yaptırıp bir tarafımızı buyutecegimiz, bahsedilen kanallari en efektif kullananın en zengin olduğu bir devre doğru ilerliyoruz. Evet, çok büyük ihtimalle süper zenginler bilinclerini sanal ortama aktarıp dünyada yapıp ettiklerini sürdürmeye ve geliştirmeye devam edecekler. "Yazılım öğren oc" desturu bir insanı ipten kurtaracak boyuta gelecek, bu donanımları kullanmayanlar avam takımı olarak algilanacak. Bambaşka bir devir başlıyor, Yusuf Güney gibi konuşmak istemezdim ama bu satırları okuyan herkesin her ne yapıyorsa mesguliyetini internet tabanlı ortamlara aktarması yapabileceği en vizyoner davranış olacaktır. Bu şu durmaz.

Bu arada süper soru3, sizin gibi zeki insanlari görünce inanılmaz mutlu oluyorum.
  • sekizdokuzon  (31.05.24 21:22:34) 
Bu arada beynin sanal ortama aktarılması gibi bence de mümkün olabilecek şeyler o denli bir teknolojide artık başka bir sorun var ki yapay sinir ağları denen mekanizma da kendi benliğini kazanma riski barındıracak. Yani günün birinde "bizi köle olalım diye yarattılar" bilinç seviyesine gelecek yapay zeka. hala öz farkındalığı yok ama bu farkındalığı kazandığı zaman insan-robot savaş senaryoları mantıksız gelmiyor.


  • titanic kemancısı  (31.05.24 21:29:57) 
Neden ve nasıl böyle bir şey olsun ki? Adı sosyal medya olur, başka bir şey olur; x platformu olur y uygulaması olur... Online bir kamusal alan oluştu, bundan geri dönüş yok artık.

Atı ulaşım için kullanıyor muyuz? Parşömene yazı yazıyor muyuz? Mumla ev aydınlatıyor muyuz? Tüplü tv kullanıyor muyuz? Walkman mi kaldı? Ciddi ciddi haber almak için radyo takip eden kaç insan var 5-10 falandır heralde. Kaç kişi basılı gazete okuyor artık? Her geçen yıl azalıyordur. E kitaplar da her sene yaygınlaşıyor.

Dünyada bir şey başladı mı ancak kendisinden sonraki başka bir şeye dönüşür. Kendisinden önceki bir hale evrilmesi pek mümkün değil. Eski bir giyim tarzı yeniden moda olsa dahi bire bir aynısı olmuyor, modernize olmuş şekilde geri geliyor.
  • akhenaten  (31.05.24 21:50:07 ~ 21:53:59) 
Belki sosyal medya kullanım şekli değişebilir ama bu tür platformları hazırlayanların tekelleşmesi ve onların kuralları dahilinde hareket söz konusu.
geçen zamanda oldukça dillendirilen metaverse kavramı şu an sessiz bir büyüme içinde sanırım.
Hakkında şu an haber çıkmıyor.

insanlar zamanla tatmin edici bulamayıp sosyal medyadan uzaklaşsa da dünyadaki bazı gelişmelere baktığımızda insanı internete (ya da dijital ortama) sürekli olarak adapte edebilme çalışmaları var.
augmedted reality, bedene çip yerleştirme örneklerinde olduğu gibi.

Bu, görünen hissedilen her şeyin belirli algoritmalara bağlı olduğu ve her açıdan sayısal temele dayanan yeni tür yaşam konsepti demek.
yönetmekte gerçek hayata göre çok daha az maliyetli bir hal alıyır
  • diyecevaplandı  (31.05.24 22:16:51) 
insanların bir paltformdan uzaklaşabilmesi için ondan daha cazip bir platform ile karşılaşmaları gerekiyor.
insanlar facebook dan uzaklaşmadı, instagram facebook'dan daha cazip olduğu için instagram'a geçtiler.
halbuki içerik çeşitliliği, yorum yapma vb. bakımdan facebook daha kapsamlı ancak instagram mobil cihazlara daha uygun bir platform. E insanlar da artık telefondan 2 dakika uzak kalamadığı için instagram'da takılıyor.
işin gerçek yüzü ise şu: zuckerberg instagram'ı patlatmak için facebook'u bilerek yerinde saydırdı, insanlar da oltaya geldi. günün sonunda kazanan yine zuckerberg oldu, adam para basıyor.
insanların bütün platformlardan uzaklaşması ise bambaşka bir konu. şu an en tepede olan instagramda gösterişin formatı belirlendi:yediğini içtiğini paylaş. yurt dışına çıkarsan fotoğraf paylaş. arabanda giderken kokpiti paylaş. takipçi satın al falan filan.
insan her şeyden sıkılabilen bir yaratık. bu sidik yarışından da sıkılabilir, neden olmasın. evlenip çoluk çocuğa karışınca bütün sosyal medya hesaplarını kapatmak bana çok cazip geliyor.arkadaşlarımın yüzde doksanıyla zaten bir araya gelemiyor veya gelmiyorum, milletin ne yaptığından bana ne
  • quaketrigger  (31.05.24 22:59:17) 
Uzaklaşılmaz ama dönüştürülebilir. Bu bireylerin şahsi tercihinden ziyade toplum mühendisliğinin getirdiği rıza imalatı ile alakalı. Facebook'un terkedildiğine dair bir veri yok aksine facebook genişlemeye devamediyor zaten ikiside Meta'nın şirketi.

Bugüne kadar batılı şirketlerin hegemonyasında olan sosyal medya şirketleri ve internet gelecekte internet ikiye bölünecek doğulu (Çinli) ve batılı (ABD'li) şirketler olarak. Nasıl ki bir kaç yıl öncesine kadar esamesi bile okunmayan Tiktok youtube'a rakip olduysa yakın gelecekte çinli sosyal medya ağları ve arama motorları bugünün pazar lideri abd'li şirketlere rakip olacaklar hatta onların yerlerini almaları söz konusu.

Özgürlük alanı olarak pazarlanan sosyal medya her türlü bölücü terör örgütünün ve istihbarat gruplarının cirit bir silahtır ve nüfusunun büyük kısmı gençlerden oluşan Türkiye'de sosyal medya ve internet ciddi şekilde denetlenmeli ve filtrelenmeli ve hatta yerli milli alternatifi oluşturulup popularize edilmelidir.
  • doharkoman  (31.05.24 23:09:35) 
Bence kullanım şekli değişebilir, mesela bir yerlere foto atma işi azalacak. Deneyimin ön planda olduğu bir platform gelirse daha güzel olabilir her şey. Mesela ben instagramın biteceğini düşünüyorum. YouTube gibi içerik üretenler olacak sadece foto, stroy atma işi bitebilir


  • olaylar olaylar  (01.06.24 02:35:38) 
toplumun ne kadarı bilinçli ki böyle bi şey olsun. hiç sanmıyorum. instagram biter başka bi şey başlar. ayrıca sosyal kalabilmek için şart gibi artık uygulamalar.


  • deartheodosia  (01.06.24 04:17:08) 
Sosyal medya dediğimiz şey tamamen kapitalizme hizmet eder, her şey pazarlama, ürün satma amaçlı düşünülmüştür, eğer sosyal medya ya ilgi azalırsa onun yerini tutacak başka bir şey bulunur.


  • Yalcin  (01.06.24 14:46:45) 
Uzaklasmak bir yana dursun, bence ileride, kullanmayanlar/"yeterince" kullanmayanlar ev bile kiralayamayacak ornegin. Black mirror'da oyle bir bolum vardi. Herkes birbirini oyluyordu falan. Ona gore hizmet aliniyordu. Oraya dogru gidecegimizi dusunuyorum ben. Ve bu beni cok korkutuyor.


  • Kittie  (01.06.24 16:28:14) 
[]

Yapay zekayla don giydirme

Selamlar bir arkadaşım iç giyim tasarlıyor, dikiyor, üretiyor ancak bunun çekimleri için manken bulmak çektirmek falan biraz masraflı dedi.

Whiteboxta veya cansız manken üstünde falan fotoğraflarını çeksem photoshopta veya yapay zekayla giydirilemez mi yıl olmuş 2024 dedi.

Ben de bilmiyorum bir araştırayım dedim.

Oluru var mı sizce yoksa gitsin bir stüdyoyla mı anlaşsın illa.

 
İç giyimde değişim yasak galiba o yüzden sorun olmayabilir :D Normal kıyafet olsa mankende gözüktüğü gibi durmuyor diye habire değişim alırdı ama bunda bilemedim


  • titanic kemancısı  (31.05.24 21:12:04) 
fotoşop yeterlidir. yapay zekayı ne yapacaksınız. külot giydirmekten ziyade soydurmakla uğraşıyordur onlar.


  • Mehmettheslim  (31.05.24 21:15:35) 
Freelancerda fotoğraf başına 5-10 dolara ilan açsan istediğin ünlüye bile giydirirler tasarımları.


  • kimlanbu  (01.06.24 05:09:44) 
[]

Günlerdir uğraşan ama yapamayan ustaya para verilir mi?

Geçenlerde bir pasajda ustaya 2 tane elektronik cihaz bıraktım.

Günlerce uğraştı, oldu dedi gittim aldım 300 lira verdim geldim.

Evde yine çalışmadı, tekrar götürdüm, tekrar yaptı, tekrar parça değiştirdi, yine bir iki gün kaldı ama eve gelip kullanmaya başlayınca yine olmadı.

Bu böyle 3 sefer birbirini tekrarladı. En sonunda olmuyor sanırım bataryan da bitik, benim taktığım kontrol ünitesini de bozuluyor. Zaten kendi üstündeki yanmış dedi ek yaptım o da yemedi dedi.

E peki dedim usta olmadıysa ücret iadesi yap o zaman. E 3 tür parça deniyorum benim parçalarımda sorun yok ki senin cihazın bozuyor gibisinden saçmaladı ben de neyse öyle olsun dedim 300 lira bişey değil, o kadar uğraştı adam, çıktım.

Başka bir usta daha önerdiler ona götürdüm. O da bir hafta sonra yaptım dedi aldım ikisini eve geldim 1i gerçekten olmuş sorunsuz çalışıyor günlerdir, diğeri de yine bozuldu geri götürdüm 1 haftadır da ona bakıyor o dikiş tutmuyormuş çipinde çatlak var birleştirdik falan ama olmadı gelip alabilirsin dedi.

Şimdi ben almaya gideceğim ama, bu usta benden ikisi için 900tl para istedi. ilk oldu dediğinde vermiştim almaya gittiğimde çalışıyordu.

Şimdi usta olmadıysa bir cihaz parası al benden diyeceğim ama o da kaç gündür uğraşıyorum birsürü şey heba ettim falan diye zırvalarsa ne diyeyim?

Öyle çok esip gürleyen bir insan değilim. Gerçi belli de olmaz nadiren tepem atıyor ama pasajda bütün esnaflar dip dibe, olay çıkmasın şimdi.

Benim tatlı dille tatlı tatlı mantıken dövmem lazım. Ne diyeyim madem öyle zabıtayı veya x yeri arayayım gelsinler onlar çözsünler mi diyeyim?

Tüketici haklarına falan gitsem, internet alışverişlerinde işe yarıyorda burada ne yaparlar bilmiyorum.

Gerçi belki adam yarısını iade edecek bilmiyorum ama, diretirse neler diyebilirim onu düşünüyorum.

Mantıken usta bir işi yapıyorsa onun fail olma durumunu da hesaba katar. Bir şey olmuyorsa onu müşteriden çıkarmaz, diğer müşterilere öyle fiyatlar verir ki (başarılı olan işlerde) o faillik durumların parasını oralardan çıkartır. Yanlış mıyım? Ama bu pasajda işler böyle yürümüyor mu anlamadım.

Öte yandan bazen eve birilerini çağırıyoruz, sırf gelme parası 300 500 alıyorlar.

Veya hanım bazen çalışırken bir iş yapıyor, bu tutmayabilir diyor, olsun siz yapın diyorlar 1000tl alıyor mesela. sonra tutarsa tutuyor tutmazsa e demiştim ben size diyor parasını vermiyor.

o yüzden bazen ustalar da kendilerince haklılar mı diyorum ama bizim durumda böyle bir konuşma geçmedi.

 
ustayi az cok tahmin edebiliyorum. kohne bir pasajin dibinde dandik bir dukkanda 3, 5 sey tamir ederek hayata tutunanan basit bir adam. o kadar primitif yasiyor ki zaman, kalite, egitim, arastirma, emek, maliyet, fiyat gibi modern kavramlara hakim degil. evrim surecinde 10. istasyondayken kalkip 3. istasyondaki adamla muhattap olmussun. tartisma, kavga, hakem heyeti vs.. girersen onun levelina daha cok girmis olursun. ben olsam pahali bir hayat dersi aldim onun ucretini odedim diyip yoluma bakardim.


  • dokunmakalbime  (27.05.24 15:25:29 ~ 15:30:30) 
Hayatın olağan akışında hiç bir insan emek sarfetmediği bir şey için para talep etmez. Bu dolandırıcılık olur zira. Eğer uğraştı yapamadıysa da para talep etmemesi gerekir. Ortada bir değişim olmamış zira. Dolayısıyla siz güzel güzel saldırgan olmayan vakur bir şekilde tavırla para mı istiyorsun bir de gibisinden vermeyeceğini hissettirirsin.

Fakat adam böyle birşeyi "esnafsa" zaten talep etmez. O zamanda sen maddi durumun iyiyse adamın yapamasa da emeğine karşılık bir çorba parası bırakırsın.

Ben olsam hiç bu yukarıdaki diyaloglara girmem. Fahiş bir rakam istemiyorsa veririm. Emekçinin Emeğinin karşılığı olarak.
  • psmstc  (27.05.24 16:13:22) 
Alete bağlı herşey tamir olamayabilir yada tamir etmemek daha mantılkı olabilir nasıl dersen yedek parçası 700 tl komple yenisi 900 tl yeni almak daha mantıklı. Bunu en başta söylemek gerek ama bakayım olur birşeyse yaparım denerim olmazsa şöyle olur vs diye
adam emek harcamış işçiliği ödemek gerek ama dediğim gibi en başta söylemesi gerekirdi bunlardan olabilir şöyle olursa böyle olur diye

  • basond  (27.05.24 16:34:57) 
Ustanın evrim sürecinde senden 7 istasyon önce evrimlestigine inanıyorsan para vermene gerek yok kanki. Ha benim emeğe saygım var diyorsan, elektronik aletlerin her zaman tamir olamadığı bilgisine de sahipsen ödeyebilirsin borcunu.


  • hasmetizm 2046  (27.05.24 17:09:23) 
Tamirde kabaca bir kaç ihtimal vardır

1) Tamir olur
2) Görece pahalı bir yedek parça ile tamir olur
3) Tamir olmaz ve arıza sebebi bulunur.

Usta 3. ihtimal için bile olsa parayı hak eder ve vermek gerekir. Ha sizin durumunuzda sallamamıştır, becerememiştir, bir yerinden arıza uyduruyordur orasını bilemem.

Bunu baştan konuşmak gerekir, size de tecrübe olmuş.

Ayrıca bazı ürünlerin tamiri ekonomik olarak mantıklı değildir. Örneğin 1000tl ye yenisi alınabilen cihaz için 500tl masraf edilmez.
  • kimlanbu  (27.05.24 17:34:39) 
Cihazınız tamir olur veya olmaz bu durum muallak siz verilen emeğe ücret ödüyorsunuz tamir işlerinde itimat esastır.


  • doharkoman  (28.05.24 01:03:23) 
tamirci o parayi bu urunun tamir edilemeyecegi bilgisini vererek hak ediyor aslinda

adam orada zamanini satiyor. sen gidip bir miktarini almissin. farz edelim ki, tamir edilmesi mumkun olmayan tonla zivir getirilip duruyor adama. o halde adam hic para kazanmadan mi hayatini surdurecek ?
  • foster  (28.05.24 01:31:24) 
para verilir ama yapamadığı tekine kaç para istediğini sor, fiyat çoksa kır


  • lambırcek  (28.05.24 02:30:47) 
[]

Ebeveynlerin sizden bağımsız eş seçmesi

Geçen yıllarda bir yazlık beldesinde tuttuğumuz bir evin sahibiyle konuşuyoruz.

Kadın 60lı yaşlarda emekli bir öğretmen.

Evin bahçesinde sohbet ediyoruz, ay ne güzel gençlersiniz çok güzel bir yere geldiniz burada çalışın yaşayın hayatınızı sonra yurt dışına gidin falan diye söylenirken konu çocuklarına geldi.

Benim de 2 oğlum var dedi sizin yaşlarınızda biri almanyaya gitti biri japonyaya dedi.

Japonyaya gitmeden önce kuşadasında benimle yaşıyordu. Burada çok güzel bir kız arkadaşı vardı. Adı da işte Özlem olsun. Özlem çok iyi kızdı bize gelip giderdi. Beni her bayram arayıp sorar falan diye anlatıyor.

E dedim ne oldu sonra Japonyaya gitti oğlan. Ya işte zaten ondan öncesinde de anlaşamadılar ayrıldılar ama ben hala görüşüyorum diyor. Oğlum da çok kızıyor neden hala görüşüyorsun diye ama ona ne ki ben sevdim kızım gibi, görüşüyorum diyor. Anne niye görüşüyor, kız niye görüşüyor anlamış değilim. Doğru mu değil mi bilmiyorum ama çocuk açısından pek hoş bir durum değil bence.

Çiftler kararlarını vermişler, ayrılmışlar, sen onlar birliktelik kararını verdiği için olaya dahil oldun, ayrılıkta da aradan çekilmen lazım, öyle değil mi? Yanlış mı düşünüyorum?

Kız hala evine geliyormuş falan. Yani çocuk açısından bakınca böyle bir yükmüş gibi geldi.

Çünkü benim annemin de önceki ilişkime daha çok ısındığını hatta eşime ısınamamasının altında tamam bir karakterler çatışması olsa da, aklının diğerinde kalması gibi bir sebep olduğunu da düşünüyorum.

Ben kararımı vermişim, o insanla olmaz demişim, yolları ayırmışım.

Kendisi gidiyor instagramdan falan takipleşiyor. Yav sen daha gelinini takip etmiyorsun ne alaka yani?

Anneler neden böyle? Ne yapıcan yani o insanı hayatının bir yerinde tutup?

Babalar da böyle mi? Ben örnekleri annelerde gördüğüm için onlar üzerinden sordum. Normal mi sizce bu durum? Bişey demeli mi?

Mesela daha önceki ilişkilerimde de kız arkadaşımın annesinin aklının bende kaldığını düşünüyorum.

Düşünsenize kız hayatına yeni birini alıyor ama ailenin aklı başka yerde.

Veya evleniyorsunuz gayet severek ama ailenin aklı başka yerde.

Yahu böyle şey olur mu ya?

 
Olur, niye olmasın? Takma bu kadar. Anne kızla zorla mı görüşüyor? Yoo... Eleman da tee japonya'dan trip mi yapıyor? Sanki anne zoruyla evlenecek - ki öyle bir zorlama da yokmuş gibi görünüyor. Kadın keyif alıyor işte. Bunun tek istisnası benim için aldatmadır. Kız japon çocuğu aldatmış olsaydı ve annne buna rağmen görüşseydi işte o zaman yadırgardım.


  • prole  (24.05.24 07:50:05) 
Gayet de olur. Bazi insanlar vefalidir sevdigi deger gördügü insanlari unutmazlar bazilari da öküz öldü ortaklik bitti der.

O görüsmelerik altindq bir sey aramaya da gerek yok bence.
  • robert bosch  (24.05.24 15:10:51) 
bakış açısı 1: kızın yaptığı saçmalık bence. sonuçta eski sevgilin seni unutmuş anasından sanane bırak gitsin kadını, şeytani geldi sanki.

2: çocuğu çok sevdiyse annesinden teselli buluyor olabilir mi?

3: bazı insanlar birbirleriyle inanılmaz uyumlu oluyorlar sohbetleri tutuyordur yani budur belki tek neden.

her neyse tabi oğlan kişinin böyle bir durumda olması zor, sürekli sana geçmişini hatırlatan bir annen var.
  • geveze yazar  (24.05.24 15:39:20 ~ 15:40:39) 
bence madalyonlu iş.

evet aile anlamında birlik bozucu.

öteki tarafta da büyükler böyle sahiplenirse ne diyeceksin? benim eski sevgilimin annesi şimdi arasın, şimdi giderim. bunun kızla en ufak ilgisi olmaz. sevdiğimiz insanların rolü o ise ne yapalım yani? kızının düğününe çağırırsa reddederim tabi ne işim var swh ama bir konuda destek isterse anında verilir o destek. hepsine de verilmez.

bir arkadaşımın annesini, kendi annemden çok seviyorum mesela. konuşmuyoruz arkadaşımla. annesi şimdi arasa ne istiyosa yerine getiririm. bence bu, duyulan değil kazanılan sevgi. beni kazanan bir büyüğüm var.
  • baldan kaymak  (25.05.24 00:11:00) 
[]

Neden çocuk yapıyorsunuz?

Biz pek düşünemiyoruz. Ben 30, eşim 32 olacak ama mantıklı gelmiyor. Aslında ben evlenmeden önce daha yakındım. Yani ileride çocuğum olur, babalık ve hatta dedelik hislerini yaşamak isterim diye düşünürdüm. Evlendikten sonra ülke, dünya, ekonomi, çevre vs. yüzünden ben de biraz uzağım ama eşim mesela kendini bildi bileli istemiyormuş, hala istemiyor. Oturup biraz konuştuk, biraz bencil olmak gerekiyor gibi geldi. Pek mantıklı bir sebep bulamadık.

- Olaya ilkel bakamıyoruz. Yani türümüzün devamlılığı gereği doğurmak gerekir falan diye düşünmüyoruz, öyle bir durum söz konusu değil zaten şu an. Hatta nüfus artışı dünyayı felakete sürüklüyor. Millet neden tavşan gibi ürüyor anlamıyoruz.

- Yine ilkel gelen bir görüş, nasıl ki eskilerde "boşanma" gibi bir kavramın olmadığı gibi, "çocuk yapmama" gibi bir bilinç de yokmuş gibi geliyor çoğu insanda.
Yani toplumsal olarak evlenince = çocuk yapılır gibi öğrenilmiş bir kalıplaşmış düşünce var. Kültürel ve dini olarak da bakıyor kimi. Çevre baskısı da had safhada. Bizde böyle şeyler de yok.

- Yine kırsal bir kafayla düşünüp, ya işte çocuk evin neşesidir dolansın ortalıkta, hem bağa bahçeye yardım eder, ne kadar çok çocuk, o kadar iyi. Birlikte büyürler gibi bir olayımız, düşüncemiz de yok. Zaten çok ilkel ve kontrolsüz bir üreme düşüncesi gibi geliyor. Çocuk sayısı arttıkça, çocuklar üzerine düşen refah azalıyor çok çok zengin değilse aile.

- İnsanın anlam arama ihtiyacı. Geçenlerde yaşarken çok boş oyalanmıyor muyuz gibisinden varoluşsal bir soru sormuştum. Öleceğini bilmek ve anlam arayışı zor bir süreç insanoğlu için. Bana çözüm olarak bir kaç kişi çocuk yap demişti. Belki bu bir çözüm olabilir. Fakat bunu yaparsam annelerimiz babalarımızdan ne farkımız kalıyor diye düşünüyorum. Onlar da büyük ihtimalle hayatı yaşamak için bir anlam bulamıyorum bari kendimi çocuğum üzerinden gerçekleştireyim diye düşündüler. Onlar için yaşadılar. Sonra da bişey olsa "yemedim yedirdim içmedim içirdim" diye başlarlar. "Ben kendim yaşamadım sen düzgün yaşa diye" diyerek yakınırlar. Yahu yaşasaydın kardeşim. Biz yaşamayı tercih edenlerdeniz. Bir çocuğa hayat adanması gerekliliğine karşıyız. Asgari düzeyde ayırırsın, ama hayatı kendin için yaşarsın. Ki ben, biz çocuk yapsak bile yine gezeriz tozarız diye düşünüyorum o kadar da paralatmayız kendimizi ama belli de olmaz. Çocuk büyüyüp ailesine dönüp bakınca kendini onun için heba etmiş bir aile görünce mutlu olmuyor ki. Çocuk en başta, birbirini ve hayatı seven ebeveynler görmek istiyorum.

Yani sonuç olarak bencilce bir yaklaşımla, sırf anlam arayışın için çocuk dünyaya getiriyorsan, bu hiç mantıklı gelmiyor. Çocuk sevme ihtiyacı için veya birinin sana bağlanması, sevilme ihtiyacın için vs... Hem belki çocuk sevmeyecek bu dünyayı veya seni.

- "Filmi bırak, peki çocuk olmuş mu?" Çocuk belki senin görüşlerini benimsemeyecek. Benimsemek zorunda değil belki biz özgür yetiştirme taraftarı oluruz ama aşırı aykırı davranacak belki. Hiç istemediğin bir yola sapacak. Sen ne kadar eğitim verirsen ver, görgü öğretirsen öğret dış dünyadan iyice soyutlanacak çocuk. Akran zorbalığına uğrayacak. Herkes aynı eğitim ve bilinç düzeyinde eğitmiyor ki çocuklarını. Sen ne yaparsan yap internet ve arkadaş çevresi sağ olsun beyinleri yıkanacak cocukların. Sana efendiyi oynayacak ama dışarıda bambaşka biri olacak belki. Ama sen kendi çocuğun diye yakıştıramayacaksın onu hep masum ve tatlı çocuğun, güzel kızın, aslan oğlum olarak gibi göreceksin. Ama belki pisliğin teki olacak. Veya aptalın teki olacak. Çocuk istedimiz gibi oluyor mu? Sanki bazen ne yaparsak yapalım olmuyor. Bunlar uç örnekler ama alınan sorumluluğun farkında mısınız?

- Kelebek etkisi. Siz nasıl yetiştirseniz yetiştirin. Yeni gelişen bir canlıya (çocuğa) uyguladığınız en ufak bir yanlışı, çocuk psikolojisiyle ödeyebilir. Başkası, çocuğunuzun büründüğü karakter veya huy yüzünden ödemek zorunda kalabilir. Çocuk, kendine zarar verebilir. İş yerindekilere kötü veya aşırı iyi davranabilir. Eşine ve çocuklarına karşı kötü veya aşırı iyi davranabilir (zarar göreceği düzeyde).

Yani "doğru" çocuk yetiştirmek ne demek? Bence böyle bir şey yok. Nasıl yetiştirirseniz yetiştirin, en ufak bir aktarılan bilginin sonucunu çocuğunuz yüzünden diğer canlılar çekecek. Bu iyi de olabilir kötü de olabilir. Çok iyi yetiştirirseniz kendi zarar görebilir, kötü yetişirse başkaları zarar görebilir. Yani etkisi zincirleme olarak etkileşim kurduğu tüm diğer canlı ve cansız varlıklara aktarılmış olacak. Bunun sorumluluğunu nasıl alabiliyorsunuz?

İşte ben annelik-babalık duygusu tadıcam, çocuk sevicem, ay birisi bana anne veya baba diyecek düşünsene *_* diye bencilce baktığınız bir olayın altındaki sorumluluğun büyüklüğünü görebiliyor musunuz? Bence çok fazla. Çocuk belki dünyayı görünce lanet olsun ne biçim yere geldim diyecek. İntihar edebilir, hassas bir kalbi olabilir sürekli depresif bir halde dolanabilir. Kendi doğrularınızı, kendi dininizi aktardınız diye aslında olabileceğinden, yani potansiyelinden daha kötü şartlarda büyüyüp ölebilir. Veya sizin gerçekliğinizden çıkıp dış dünyayı görünce sizden uzaklaşabilir.

Gerek var mı oyuna bir karakter daha sürmeye?

- Dış dünya tehlikesi. Çocuk her an bir savaşa, virüse, kimyasal bir saldırıya maruz kalabilir. Tecavüz edilebilir, vurulabilir, bıçaklanabilir, psikolojik sorunlar yaşabilir, dayak yiyebilir, veya bunları başka birine uygulayabilir. Dışarısı, aklı başında bir insanın pek de yaşamayı isteyebileceği bir yermiş gibi durmuyor. Ona nasıl koruma garantisi verebiliyorsunuz veya başına bir şey gelse, o sorumluluğu kaldırabilecek güçte misiniz?

Gibi gibi sebepler aklımızda dönüyor...

Edit: İmla.

 
Bencilce olabilir. Ama doğal ve insani, bencillik de doğal. Sorumluluk da büyük evet, ama kendi adıma sorumluluk almayı severim. Ya ben bu adamın çocuğumun babası olmasını istiyorum dediğim biriyle tanışsaydım çok net anne olmak isterdim bi 10 sene içinde. Birine o kadar güvenmek bana asıl zor gelen kısım. Neyse nihayetinde bir insan yetiştirmek, beraber büyümek öğrenmek, hayatı deneyimlemek, birini kendinden çok sevmek falan çok fantastik duygular, deneyimler. Yaşamak lazım diye düşünüyorum. Ama hayatın amacı da değil. Çocuk güzel bi lüks bence, fakat ihtiyaç değil. Olsa da olmasa da hayat güzel olabilir, kişiye bağlı.


  • nic cage  (23.05.24 21:45:05) 
Yapmiyoruz. Cevremdeki evli ciftlerde de oran yari yariya. Yani yarisi cocuk sahibi oldu ya da olmak istiyor, yarisi hic cocuk istemiyor.


  • sertac akin  (23.05.24 21:58:09) 
Mantıklı düşünürsen zaten çocuk işine girmezsin, biraz dürtüsel bir karar. Benim oğlan 2 yaşına geliyor ben daha babalığı yeni anlıyorum. 2 senedir aralıksız ağlıyordum niye yaptık diye ama şimdi uyurken bile özlüyorum, garip bir durum. Mantık aramaman lazım bu işte.


  • mirty  (23.05.24 22:15:26) 
Kimse bu kadar düşünerek mantık çerçevesine oturtup çocuk yapmıyor. Bu kadar düşünen yapmaz zaten. Nefes almak, yemek yemek, seks yapmak gibi bir şey çocuk yapmak da. Hayatta kalma içgüdüsünün bir sonucu, kendini çoğaltarak ölümsüz olma çabası. Hatta bu yüzden, mantık çerçevesinde düşünüp çocuk yapmamayı seçmek bir nevi pasif intihar gibi geliyor bana. (Ben de yıllardır antinatalistim)


  • duguit  (23.05.24 22:16:53) 
denildiği gibi insanlar istediği için yapıyor direkt bir somut nedeni yok. evlat sahibi olmak anne baba olmak için yapıyorlar.

o kadar düşünen yapmaz zaten +1, yapanlar da o kadar düşünmüyor. sizin için gerek yoksa yoktur. yapana gerek var mıydı diye soramazsınız.

ben de istemiyorum mesela.
  • jülsezar  (23.05.24 22:19:07) 
Çocuk sahibi olmak, yeme gibi, içmek gibi biyolojik bir ihtiyaç. Hayatın doğal akışı. Maddi sebeplerle olsun, zamanın modasıyla olsun istenmiyor olabilir. Bu yaşlarda hissedilmiyor olabilir ama travması, yaşam kalitesine olumsuz etkisi, psikolojik sorunları inanın ilerleyen yaşlarda üzerinize çökecektir.


  • Mirket  (23.05.24 22:21:49) 
Ekonomik durum iyi değilse cehalet faktörü etkili. Toplum baskısı da var.

Her şey yerindeyse ekonomik durum vb gibi kişisel tercih. Ama evlilik ve çocuk fakiri daha da fakirleştirir.
  • ferenc  (23.05.24 22:39:27) 
insanlar cocuk yapiyor cunku bu bizim dogamizda var. boyle hayvansal icguduleri beyaz yakali yaklasimlariyla irdelemek asiri manasiz. cocuk yaparsin ve genlerini aktarirsin cunku bu bizim (dunyada yasayan canlilarin) kodlarimizda var. bu kadar bunun cevabi.


  • bohr atom modeli  (23.05.24 22:48:19) 
Ben de şu an 32 yaşındayım ve anne olmak istemiyorum ama çevremde o kadar çok kişi anne olmazsam pişman olacakmışım gibi hissettiriyor ki kabul etmekte zorlansam da etkileniyorum ve bazen "ya sonra keşke dersem" diye düşüncelere gark oluyorum.
istememe nedenim de tamamen sorumluluğundan. kendim kadar çok önemseyeceğim bir varlık kim bilir başına ne dertler açacak hastalanacak üzülecek vs vs seni tasalandıracak diyorum.
Baskın olan hissiyatım yapmamak yönünde. Yaparsam bencilce olsa da merak duygum olabilir.
Ama işin garibi de dışarıda gördüğüm çocuklar olsun kendi yeğenlerim olsun inanılmaz seviyorum ve çoğuyla fazlasıyla ilgileniyorum. Yani anaç yapım yok demiyorum ama kaygılarım ağır basıyor.

çocuk yaptıktan sonra pişman olunca vazgeçebilme hakkımız olsaydı keşke sgjskgksjg
  • Kediyi üzdün  (23.05.24 22:49:25) 
@bohr atom modeli, hocam zaten türümüzü diğer hayvanlardan ayıran özellik frontal lobumuzun gelişmiş olması değil mi?

Yani zaten düşünmek ve sorgulamak üzere evrimleşmiyor muyuz?

Hala hayvansal iç güdülerle yaşayacaksak evrimimize haksızlık etmiş olmuyor muyuz?

Tamam ben de hala ilkel olduğumuzu düşünüyorum çoğu yönden ama en azından bir şeyleri yaparken sorgular seviyeye gelmişiz. Kodumuzu aktarıcaz diye düşünmeyelim mi ulan 1dk kodumu aktarıcam ama gerek var mı? İhtiyaç var mı? Herkes kodunu bilinçsiz aktara aktara dünya bu hale geldi zaten demeyelim mi?

O zaman ilkel dürtülerle aile kavramını da hiçe sayalım, birbirimizin üstüne atlayalım. Ne de olsa kodlarımızda vardır o da bir yerlerde.
  • ananiyimioguz  (23.05.24 23:06:55 ~ 23:07:22) 
Çocuk bakmak aşırı zor bir mesela. Eşini artık çok da sevmiyorsan mesela çocuktaki eşine benzer tarafları görüp çocuktan soguyabiliyorsun bile yer yer. Yeğenimi çok severim normalde, çok da sabırlıýım çocuğa karşı. Ama babasına gıcık olduğum zamanlarda "Baban ne ki sen ne olasın" diye kuruluyorum üç yaşında çocuğa. Bir de ne kadar minyatür bir insan da olsa çocukla frekansınız uymayabiliyor. Sen çok sakinsen hareketli çocuga sinir oluyorsun, ikili diyaloğa giriyorsunuz :p Bir dönem ilkokul öğretmenliği de yapmıştım, oradaki deneyimlerimi de katarak anlatıyorum. Ama günün sonunda sosyopat değilsen ya da çok ciddi bir bunalım geçirmiyorsan barısiyorsunuz, öpüşüp koklasiyorsunuz. Gormediginde özlüyorsun, hayatının merkezine koyuyorsun. Yukarıda bir arkadaşın dediği gibi bu zamanın argümanlariyla işin içinden çıkamıyoruz. Olacağı varsa oluyor, sen de uyum sağlıyorsun duruma.


  • sekizdokuzon  (23.05.24 23:10:37) 
Valla ben yazdıklarını okumaya üşendim. 29 yaşındayım. Ekonomik olarak durumları biraz daha toparlayınca 30ların başında falan çocuk yapmayı düşünüyorum yani sağlık sorunu yaşamazsak. Sebebi yok sadece anne olmak istiyorum, karnımda bebek taşımak böyle emzirmek onu büyütmek bir şeyler öğretmek beraber deneyimlemek vs bunları merak ediyorum. Merak duygumu tatmin etmek için çocuk istiyorum. Tabi ki kendi mersk duygum için çocuk yapayım derken onu perişan etmek de istemem tabi ki. Maddi manevi yeterli hissettiğim zaman yaparım bunu.


  • turuncu tonlarda  (23.05.24 23:21:14) 
Çocuk sahibi olmayı düşünmüyorum ama çocuk istesem 25 öncesi yapardım çünkü inanılmaz enerji gerektiren ve yoran bir süreç. 30 lu yaş sonrası çocuk sahibi olma motivasyonu yoksa geç dönemler bence. Şimdi hiçbir sebep mantıklı gelmiyor.


  • titanic kemancısı  (23.05.24 23:28:05) 
Tam olarak bahsettiğiniz sebeplerden dolayı yapmıyoruz. 32 yaşındayız, 2 yıldır evliyiz ve çocuk fikrine o kadar uzağız ki, uzak kelimesi bile yakın kalır. Zaten şurda kalmış bir bu kadar daha ömrüm, onu da çocuk derdiyle mi geçireceğim zaten? O kadar dertsiz tasasız bir hayatım olursa da çocuk yapmak yerine gezer tozarım. Evde kronik rahatsızlığı olan bir kedimiz var, gözümüz sürekli üstünde. Sırf 1-2 gün uzaklaştığımız zamanlarda aklımız kalmasın diye eve bebek kamerası bile aldım, arada açıp bakıyorum napıyor keyfi yerinde mi diye. Kedinin bile üstüne bu kadar düşerken, hastalandı mı diye gözünün içine bakarken, kendimden olan bir canlıya karşı olan stresimi düşünemiyorum bile. Ülke şartları falan da cabası tabi.

Çevremde "evimi aldım, arabamı aldım, mesleğimi garantiledim. evlenirsem çocuk yaparım çünkü insana hayatta bir amaç lazım" düşüncesinde olan tanıdıklarım da var. Neresinden baksan hastalıklı ve bencil bir düşünce bu bana göre. Sırf kendine amaç olsun, oyuncak olsun, saçma sapan varoluşsal sancılarına derman olsun diye dünyaya bir canlı getirmek büyük bencillik.


Ayrıca "genlerimizde var, üremek için yaşıyoruz" düşüncesi de bu bencilliğe uydurulmuş bir kılıftan başka bir şey değil bana göre. Genlerimizde üremek varsa, kafamızın içinde de beynimiz var. Neyin ne olduğunu sorgulayıp karar verebilme, muhakeme edebilme yeteneğine sahibiz. Şimdi ben çocuk yapmak istemiyorum diye insanlıktan mı çıkıyorum bu durumda yani... Teallam.
  • pianeta  (23.05.24 23:38:14 ~ 23:40:47) 
Valla ben dünyaya katkım olsun diye yaptım. Çok iyi bir insanım üstelik müthiş zekiyim. Boşa gitmemesi gereken genlerim vardı.
Hep saçma sapan insanlar çocuk yapıp dünyayı daha kötü bir hale getirmesin, ahlaklı düzgün yetişmiş iyi kalpli insanlar da olsun gelecekte diye istedim.

İleride 3 4 tane daha düşünüyorum. Maddi olarak imkanım olursa tabi.
  • Gradient_tabanlı_mor  (23.05.24 23:42:29) 
@Gradient_tabanlı_mor, gen aktarımının öyle cımbızla seçerek olduğunu düşünmüyorum da, diyelim ki oldu ve çok zeki, çok yakışıklı/güzel bir çocuk dünyaya geldi. Gayet aklı başında, efendi, saygılı vs. oldu.

Dünya bu özellikleri mükafatlandıran bir yer mi?

Diyelim ki sıyrıldı, mükafatlandı, soruyu şuradan sorayım, dünya bu çabaya değecek bir yer mi?

Dünyadaki en zekilere baktığımız zaman genelde kullanıldıklarını görüyoruz. Çok azı şanslı oluyor. Sistem kaşıkla verip kepçeyle alıyor.

Ayrıca cahiller, eğitimsizler çok fazla ürüyor böyle gitmesin terazinin diğer tarafına biraz bastıralım diye çocuk yapılınca çocuğa haksızlık olmuyor mu uğraşacağı insanlar, yani kötü diye gösterdiğimiz taraf daha çoğunlukta.

Mesela ben aksine, kendimiz gibi bir toplum veya ortam varsa oraya çocuğu koyarım.

Pakistanın orta yerine zeki ve bilinçli bir çocuk koymam mesela. Ona da yazık. Haksızlık. Ama norveç e koymak isterdim. Tr nin durumu da pek iyiye gitmiyor kötü tarafın doğum hızlarına bakılırsa.
  • ananiyimioguz  (23.05.24 23:50:49 ~ 23:58:54) 
bu kadar dusunen yapmaz +1

su an 33-37 yaslarindayiz, 6 senedir evliyiz, henuz cocugumuz yok.

insanlar cocugu tamamen hayattan beklenenler o yonde oldugu icin yapiyor. okula git --> is bul/kur --> evlen --> cocuk yap, model bu. kimse cocuk yaparken "insanlik devam etsin, turumuzun devamliligi" gibisinden seyler dusunmuyor. bu kadar dusununce okula gitmek de mantikli olmayabilir mesela.

dediginiz gibi, eskiden tarlada calisacak adam vs gibi is gucu alaninda ise yaramis epeyce cok cocuk sahibi olmak. bugun tarlasi olan az, sehirde yasamin da kendince finansal guclukleri var, hayat kalitesi tartisilir. ancak:

cocuk buyukmek eglenceli keyifli bisey, minicik beyinleryle biseyleri kesfetmeleri, akil etmeleri, oyun oynamalari, sizin hayatta akliniza gelmeyecek sorular sormalari vs epey keyifli. buyumesinde, dunyayi kesfetmesinde, kendini kesfetmesinde destek olmak, yol gostermek guzel seyler. bundan mahrum kalmak istememek gayet gecerli bir sebep.

diger yandan insanlar yaptiklari degil yapmadiklari seylerden daha cok pismanlik duyabiliyor, bu da bir baska sebep. 20-30lu yaslarda cok dert etmiyoruz ama hic 50-60 olmadik, tam olarak bilmiyoruz o yaslarda neye nasil ihtiyac duyabilecegimizi.

ayrica, cocuklar buyudukten sonra onlarin kurdugu ailelerle kalabalik olmak, arada birlikte biseyler yapabilmek, yanliz kalmamak, hastalikta yaslilikta cenazede davalik durumlarda vs samimiyetle siginabileci insanlar olmasi yine bir baska sebep.

zamanin "cocugu" olarak ben bugun ailemden uzakta yasiyorum oyle cok aman aman birlikte biseyler yapmiyoruz ama gercekten bir ihtiyac oldugunda atlayip gidebiliyor olmam, genel olarak varligim ailem icin guven verici bir durum. anneme kalsa en buyuk pismanligi daha cok cocuk yapmamis olmak.

dediginiz riskler elbette var, benim de kisisel olarak cocuk konusundaki en buyuk cekincem "ya buyudugu zaman cok stresli bir hayati olursa, ya anksiyetesi olursa, ya depresyonda olursa, ya intihar etmek isterse, ya kanser olusa, ya yatalak olursa" gibi seyler. tamam sorumluluk da istemiyroum belki ama erken cocukluk sorumluluklari citir cerez kaliyor bunlarin yaninda.

diger yandan bugun yetiskin insanlar olarak hepimizde belli bir olcude depresiflik, ankiyete bozukluklari fln var; cesitli hastaliklarla ugrasiyor, issiz kaliyoruz, sevgilimiz terk ediyor, dolandiriliyoruz, basimiza sacma sapan olaylar geliyor uzuluyoruz vs ama bir sekilde bunlarla basa cikmayi ve yasamayi ogreniyoruz; hayatin bir parcasi aslinda hepsi. ayni sekilde cok guzel yemekler yiyouz, sevdiklerimizle 2 kadeh tokusturuyoruz, konserlerde bagira cagira sarkilar soyluyoruz, gezip egleniyoruz. cesitli tibbi desteklere erisimimiz de gittikce kolaylasiyor. o yuzden biz bugun yetiskinler olarak bir sekilde var olabiliyorsak, hayatimizda biseyler yolunda gidiyorsa ve intihar etmiyorsak demek ki var olmak o kadar da kotu bir sey degil.

sonuc olarak konu gerek olup olmamasi degil, konu sizin bireysel olarak cocuk buyutmek istiyor olup olmamaniz.
  • taurina  (24.05.24 00:05:55) 
Çocuk yapma kararı mantıkla verilen bir karar değil, duyguyla verilen bir karar. Mantıklı düşünürseniz evet sorumluluğu, yorgunluğu, özellikle küçük yaşlarda ihtiyacı olan dikkati verebilmek için kendinizi bile kaybetmeniz, vs. birçok olumsuz yanını bulabilirsiniz. 2 yaşında çocuğu olan bir anne olarak da bunların hiçbirini reddetmem. Ama dünyaları verseler de oğlumu değişmem.

Ben hamileliği bile çok sevmiştim. Ki çocuk yapma düşüncesi yapana kadar çok kafamı meşgul etmemişti bile. Karnımda minicik bir mercimek tanesi kadar olan bebemin şimdi bıcır bıcır konuşmasını duymak, karakterinin geliştiğini izlemek, büyümesine tanık olmak inanılmaz bir şey.

Bencil insan çocuk sahibi olmaz bana kalırsa, olursa da çocuğu hakkıyla yetiştiremez. Yemeyip yediren, uyumayıp uyutan bir anne veya baba nasıl bencil olabilir ki?
  • gmzo  (24.05.24 00:11:59) 
@ gmzo, pek katılamıyorum. çocuğun kendisi zaten bencilce geliyor. çocuğa bakıyor olmak insanın eksik yanlarını besleyen bir şey, o durumu bencil olmamakla açıklayamayız.

François de La Rochefoucauld ve Sigmund Freud'un savunduğu şöyle bir görüş var;

"İyiliklerimizin çoğu, kötülüklerimizi gizleme sanatıdır." İnsanların yaptığı iyiliklerin bile aslında kendi kötü yönlerini ve çıkarcı doğalarını gizlemek için bir araç olduğunu söylerler.

"İnsanların yaptığı iyiliklerin çoğu, şeref ve erdemden çok gururdan kaynaklanır." İnsanlar güzel şeyler yaparken bile aslında gururlarını tatmin ettiklerini ve kendilerini daha iyi hissettiklerini öne sürerler.

"Narsisizm" Freud, insanların birincil ve ikincil narsisizm olarak adlandırdığı kavramlarla, kişinin kendi benliğine duyduğu sevgiyi ve bu sevginin nasıl dışa vurulduğunu açıklar. Bu bağlamda, birçok iyilik ve yardım davranışının aslında kişinin kendi narsistik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapıldığını öne sürer.
  • ananiyimioguz  (24.05.24 00:32:33) 
ben bekarım evlensem de hem ülke şartlarından hem şahsi ekonomik gücümden ötürü yapmak istemem. ancak milyon dolarlık bir topçu, aktör falan olsam en az 5 çocuk falan yapardım herhalde. harika bir kendini tamamlama aracı çocuk, paran çoksa eksilerinden mümkün olduğunca az etkilenirdin artılarını çok daha fazla yaşardın. çok iyi bir hayat yaşatacağın garanti olurdu zaten o yüzden bencillik değil tam tersine sahip olduğun iyi yaşamı paylaşmış olurdun. ülkede yarın bir gün iç savaş çıkıp millet değneklerin ucunda komşusunun kellesiyle gezse bile iyi hayat yaşayacağı garanti olurdu para böyle bir şey maalesef. ama ortalama beyaz yaka olarak türkiye'de çok zor bir kere muhakkak koleje gönderecek paran olmalı şu meb müfredatında çocuk mu yetiştirilir. bu bencillik olur bence de. avrupa'da bir orta sınıf olsaydım da eşle gezme tozma işlerinden sıkılma hissine gelirsek düşünebilirdim yok bizi kesmiyorsa bir türlü gezmek tozmak gene yapmak istemezdim herhalde.


  • semaforo de medianoche  (24.05.24 00:53:05) 
bu inanç gibi bişey. Kalbin/beynin neye yatkınsa onu görürsün. Senin dediğin gibi, kendi genlerinden kendine benzeyen bir varlık yaratıp yetiştirmeyi müthiş bencil egoist bir şey olarak da görebilirsin, bir annenin yazdığı gibi 'kendimizi düşünmeyip onu yetiştiriyoruz bu nasıl bencil olabilir' diye de görülebilir.

Bu arada dünyanın gidişatına bakmak vs. yalan. Evet nüfus çok ve dünya kötüye gidiyor ama belki de en barışçıl çağdayız (tabii üçüncü dünya savaşı geliyor olabilir, gelmiyor da olabilir). Ben mesela üreyen ve üremeyen kesimi görünce "biz üremeliyiz yav" diyorum. Dünyayı b*k eden şeylerden biri de bu çünkü. İngiltere'de çocuklara en çok konulan isim Muhammed'miş. Neden acaba :D Türkiye'de de 20-30 yıla kimler iktidarda olacak tahmin etmek zor değil. Bunu sorgulayan insanlar yeterince üremezse hayatını belirleyen kararları hiç sevmediğin insanlar alacak (demokrasi yönetimi kaldığı sürece). Fakat bu da bencil ve "oy içi mi çocuk yapıyoruz yav" dedirtecek bişey. Bence zaten çocuk yapmak saadet zinciri gibi bişey. Sistemin devamı için üremek gerekiyor, yeterince genç olmazsa emeklilik sistemi bile çöküyor :D
  • nhk ni youkosu  (24.05.24 00:59:12) 
Benim durumda cocuk icin gerekli tum sartlar olusmustu. O yuzden cocuk yaptim. Sartlar;

1) Fransiz asilli, Kanadali bir modelle evlendim. Harika bir insan. Spor, saglik, giyim, dusuncelilik, saygi, anlayis, guler yuz, pozitiflik falan ne ararsan var. Birlikte keyifle, hic tartismadan 40'tan fazla ulkede tatil yapmisizdir. Her yerde her sartta gozlemledim. Kusursuz bir anne olacagindan emindim.

2) Ekonomik sartlar: Kazancim oldukca iyi. Gecmiste de iyi birikim yaptim. Iyi yatirimlar yaptigimi dusunuyorum. Esimin ya da cocuklarin herhangi bir ihtiyacini karsilamakta zorlanmiyorum ya da herhangi bir siradisi bir sey oldugu zaman maddi olarak hazirlikliyim.

3) Yasamayi sectigim yer; Ben dunyanin her yerinde iyi sartlarda calisabilecek kadar iyi sekilde isimi yapiyorum. Yurt disinda guzel bir yerde yasamayi sectim. Mesela, cesme suyu iciliyor burda, araclarin anahtarlarini uzerinde birakiyoruz, hirsizlik cok nadir gerceklesiyor, evlerin kapilari kilitlenmiyor, cinayet falan son 20 senede bir belki iki kez haber olmustur. Insanlar saygili, doga mukemmel, nufus az. Egitim iyi, trafik yok ekonomik olarak bircok yere gore daha stabil. Vergiler yuksek, yasam pahali. Multeciler gelemiyor. Gelebilen de tutunamayip, gidiyor. Tam benim istedigim gibi bir yer.

4) Bakis acisi: Ben cocuk sahibi olmayi asiri zor birsey gibi gormuyorum. Maddi olarak ya da manevi olarak yorulmuyorum. Gunluk hayatimi etkilemiyor cocuk sahibi olmak. Mesela Izlanda'ya tatile gidecegim. Cocuklar da benimle geliyorlar. Cocuklara zaman ayirmak gezmeye tozmaya kendi hayatini yasamaya engel gibi dusunuyor insanlar. Benim icin boyle bir durum soz konusu degil.

5) Eglence. Biz cok egleniyoruz. Cocuklarin kendi karakterlerini, benzerliklerini farkliliklarimizi gozlemlemek cok keyifli oluyor. Gunlerimiz oldukca komik geciyor.

Biz iyi ki cocuk yapmisiz diyoruz. kendinizi hic tecrube etmediginiz bir seyden dolayi tuhaf bir ruh haline sokmanizi anlamiyorum.
  • thetruenorthstrongandfree  (24.05.24 01:00:18) 
@ thetruenorthstrongandfree, sizin şartlarınızda çocuk yapmak değil yapmamak ayıp olurmuş, o şartlarda çocuğa iyi bir ortam sunamayacağım diye kaygılanmayız ki. Verebileceğiniz imkanlar ve çevre bu düşüncemizi etkiler tabii ki.


  • ananiyimioguz  (24.05.24 01:38:07) 
1 - bayragi ilerde birine devretmek icin

2 - her di$i hayvan mutlaka bir kere dogurmali, buna insan da dahil. annelik duygusunu yasamamis bir kadin yasliliginda sikinti ceker, cevremde gordugum yasini almis ve dogurmamis kadinlar sikintili, yerine kedi kopek kaplumbaga falan koymaya calisiyorlar ama yetmiyor.
  • cooperr  (24.05.24 02:03:23) 
Bu kadar detayli dusunmek cok sacma. Hepimizin genlerinde var. Hayvanlar niye uruyor? Onlara ne faydasi var? Zarari bile var ugrasiyorlar ediyorlar gida bulup besliyorlar vs. Insanlarin ureme sebebi de bu kadar basit. Boyle kodlanmisiz.


  • The_Lollok  (24.05.24 04:08:19) 
@ The_Lollok, hayvanlar neden ürüyorlar? bölünme, çoğalma, üreme canlılığın temelinde var. evrimsel sürecin başlama nedeni. bu konuda yetenekli olmayanlar tarih sahnesinden elendiği için günümüzdeki hemen her canlı üreme konusunda yetenekli ve iç güdüsel olarak hazır hale evrilmişler.

Fakat biz insanlar şu an neyin neden olduğunu ve nasıl çalıştığını az çok kavrayabiliyoruz.

Aklımızla düşündüğümüzde, insanlığın günümüzde üremesini gerektirecek bir sebep yok ki? Korunma yöntemlerini neden çıkardık, kontrol altına almak için. Veya hiç ürememek için. Soyumuz tehlikede, çoğalmamız lazım gibi sebep de yok.

Mesela hayvan çiftleştirince hayvanseverler hemen kızarlar ya "Sokakta bir sürü hayvan var kardeşim ne diye hayvan çiftleştirip onları alıyorsunuz veya sahiplendiriyorsunuz!!!" diye.

Ama sen niye ürüyorsun bir sürü kimsesiz çocuk var sahiplen dediğinde kalırlar öyle. İşte ama bağ falan... derler. Bencillik yani.

Nüfusu artırmanın kime ne faydası var şu an?

Mirasımı devredicem diyen var. Yahu ben öldükten sonra biri almış, almamış kime ne. Belki hiç edecekler geride kalanlar mirası. Bilemiyorsun ki. Belki birbirlerine düşecekler. Hadi onlar da idare etti diyelim, torunlar? Nereye kadar gidecek, ne kalacak, kime kalacak, herkes göçecek.

Bazı hayvanların da aklı olsa üremezdi veya çok kontrollü ve az ürerlerdi diye düşünüyorum soyları tehlikede değilse.
  • ananiyimioguz  (24.05.24 04:46:19) 
Böyle kişisel bir konuda burada uzun uzun yazdığına göre sende fikirlerinde emin değilsin ve teyit edilmek istiyorsun. Ancak bu tamamen kişisel bir karar. Topluca böyle bir konuda mutabakat oluşmasını beklemen çok mantıklı gelmiyor.


  • dreamsandcolours  (24.05.24 06:31:21) 
Biri sahane bi laf etmisti yillar once bana. İsin ozeti gibi. Sedat bak demisti... ne çocukla oluyor ne de cocuksuz. Ama cocuklu daha guzel.

5 yil yapmadik. Sonra gule oynaya cocugumuz oldu.
  • halk  (24.05.24 06:56:46) 
Bazen ellerime kollarıma bakıp "olm milyonlarca yıllık bir evrim sürecinin ürünüsün. Bu noktaya gelene kadar ataların ne yollardan ne sıkıntılardan geçti ve sonucunda sana kadar ulaşıldı. Bu nasıl bir kibirdir ki 4.5 milyar yıllık yolu bir anda kesip atıyorsun"

Urememenin getirdiği bu kibir yalan yok hoşuma gidiyor.

Bir de çocuğu olan biri bencil olamaz tabirine takıldım yorumlarda. Ben tam tersini düşünüyorum. Doğanın yüklediği "turun devamliliginin kodlandigi" iç guduler o kadar kuvvetlidir ki, kendi yaşamının önüne koyarsin yavrunu = annelik.

Kesin olarak Bencil olamayacağını iddia edebileceğiniz tek insan türü, Çocuk yapma şansı olup yapmayıp evlat edinenler bence.

Tamamen akıl, merhamet ve kendinden olmayan bir şeyi kendi önüne koymak.

Bu insanları çok seviyorum.
  • makbur  (24.05.24 06:58:18) 
Her şey söylenmiş zaten. Ozetle

1-turun devami icgudusu (zeki yaratik olarak aklinla bunun yersizligini kesfetsen de milyon yıllık evrimin getirisini hemen alt edemiyorsun, kervana katiliyorsun mejburr bazen; yakında senin de yapacağın gibi ;))

2-uzerine düşünmemek, standardi bu zaten deyip yapmak

Bence çocuk yine anlaşılabilir asıl delilik evlenmek. Ama onu da yaptık meselaam di mi
  • abuzer  (24.05.24 07:28:23 ~ 07:30:17) 
Ben yapmiyorum (simdilik). Gereksiz bencillik ve sorumluluk gibi geliyor. Evlat edinme durumlari da var, onun tartismasi farkli olabilir.

Ama o cocuk yapma icgudusu tetiklenebiliyor. Tabii hayvanlar gibi ilkel icgudu degil. Daha cok "istek"
gibi. Gelismis beynimiz var sonucta. Cogu kisi toplumdan, etrafindan da etkileniyordur. Ve sonucta senin anne baban da var ve atalarin. Devam ettirme istegi oluyor. Gelecege yatirim gibi de dusunebiliyor insanlar.

Daha duygusal yonleri de var. Ve sartlari iyi bireylerde duygusal yon daha agir basiyor sanirim. Anne baba olmayi deneyimlemek. Sevecegini birini dunyaya getirmek.

Anne babaya da sorulabilir: "beni neden dunyaya getirdiniz"? :)

Ya da birey kendine de sorabilir. Felsefeye girecek ama "Ben neden dunyaya geldim?"
  • ermanen  (24.05.24 08:14:21 ~ 08:37:29) 
Simdi biz doguyoruz, gozlemliyoruz ve birseylere alisiyoruz. Aslinda bircok sey aliskanliklarin getirdigi birsey bana kalirsa. Yani bir sekilde boyle kodluyoruz zihnimize. Yani ayni sekilde bizim de buyuyup evlenince bu sekilde olacagimizi, cocuklarimizin olacagini dusunuyoruz tum akis boyunca.
Farkli bir acidan yine bakayim, bizim yasayamadiklarimiz, pismanliklarimiz var bu hayatta ve bunlari birisinin yasamasini istiyoruz, planliyoruz. Bu da iste cocugumuz oluyor.
Butun bunlari durumumuz kotu bile olsa planlamiyoruz cunku durumu iyi olanin da kotu olanin da cocuk yapmak icin sebepleri farkli ancak illaki bir sebebi var.

3 yasinda oglu olan bir baba olarak, cocuk yapmadan once bir bebegi gozlemlemek ve vakit gecirmenin en onemli karari almanizi saglayacagini dusunuyorum. Bu durtu gelecek mi, cocukla zaman gecirmeyi ilgilenmeyi sevecek misiniz, yoksa size zor mu gelecek. Ondan sonra bu kadar detayli dusunmeyeceksiniz emin olun.
  • va  (24.05.24 08:46:37) 
Karşı argüman üretiyorum diye katı bir şekilde karşıyım anlamı çıkmasın, dediğim gibi ben daha yakınım çocuk konusuna. Sadece mantıklı bir fikir, görüş var mı, insanlar ne düşünüyor veya düşünmüyor onlara bakıyorum.

Bana kalırsa ben sırf "ya bizim birlikteliğimizden doğan çocuk nasıl bir şey olur acaba, iyi kötü o kadar deneyim elde ettik, biraz da biz aktaralım bakalım kullansın onları çocuk, derdiyle dertlenelim, sevinciyle mutlu olalım.." düşüncesiyle bile çocuk yapabilirim gibi. Şimdilik sadece eşimden bağımsız ekonomik sebepler bizi ve ilişkimizi sarstığı için çocuk mantıklı gelmiyor. Ama bu sorunlar zamanlar çözüldükten sonra olabilir diye bakıyorum. Eşim o zamanda bile mantıklı bakamıyor.

Bu düşünce ile çocuk yapmak bencillik diyor. Ay merak ettim dur bi bakalım diye çocuk mu yapılır diyor. Zaten yoğun çalışıyorum, çocuğa nasıl bakıcam diyor. Hadi baktık büyüttük diyelim, iyi bir eğitim nasıl vericez bu topraklarda diyor. Çok deli rakamlar harcamak lazım veya. Kötü yetişecekse veya ortalama yetişecekse de çocuğa haksızlık değil mi diyor. Ona sonra "seni zor şartlarda büyü diye yaptık yavrum" mu diyeceğiz, demez mi çok daha iyi şartlarda dünyaya gelenler var, benim günahım neydi diye. Belki demez sonuçta biz razı olduk bir şekilde ama derse, bu büyük bir sorumluluk.

Ben kötü de olsa iyi de olsa hayatı deneyimlemenin, hiç gelmemektense bir artı olduğunu düşünüyorum. Ama eşim öyle düşünmüyor. Eğer @ thetruenorthstrongandfree ın sağladığı gibi bir şart sağlanmıyorsa çocuğa haksızlık edileceğini düşünüyor.
  • ananiyimioguz  (24.05.24 09:42:46) 
vaaaay demek 30+ yaşında bir çiftsiniz ve çocuk istemiyorsunuz, hatta çocuk yapanların neden çocuk yaptığına anlam veremiyorsunuz. ohaaa ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyorum :D

nedense hep çocuk istemeyenler kendini uzun uzun açıklama ihtiyacı hissediyor. aslında kimse sizin çocuk yapıp yapmamanızla ilgilenmiyor, merak etmeyin. bu kadar çok kafaya takıp sorguladığınıza göre bence siz kararınızdan emin değilsiniz. emin değilseniz kararsızım filan diyebilirsiniz.

çocuk yapmamak eskisi gibi yadırganmıyor zaten emin olun.

bahsettiğiniz -son paragraf - eşinizin başına da gelebilir. o zaman evlenmek de saçma.
hayatta her an her şey olabilir tabi ki insan en çok çocuğu için korkar da sebep olarak yarın bir gün tecavüze uğrar diye bi seçenek dile getirmek çok saçma.

yani bu iş böyle uzun uzun felsefeye dönüşecek tartışmalar yapılacak bir konu değil bence. isteyen yapar istemeyen yapmaz. herkesin kendince haklı sebepleri var. birine gidip neden kedi sahiplenmiyorsun ya da balkondaki saksına neden çiçek dikiyorsun demek gibi bir şey bu.
  • elorelia  (24.05.24 10:00:59) 
Heh yani sen eşine sunmalik argüman istiyosun bı noktada...

Öyle harikayim böyle harikayim diye sallayanlari dinleme öncelikle. Kaldı ki sizin durumunuz da fena değil. Ortalama durumdasınız. Sevgi ve huzur ortamında olan bir çocuk için gaaaayet yeterli sartlariniz. Bı de o kadar kontrolcü olmayın (ben de oluom), belki çocuk ileride bohem bı şekilde kulübede yasamaktan keyif alicak ne bilionuz? Sizin planladiginiz yatlarinizi katlarinizi uçaklarinizi (xd) istemicek?

Çocuk ayakkabisini ysl almadiinizi anlamaz meraq etme. Evcil hayvan gibi düşün xdxd sevgini sakınma, gerektiğinde onu koruyacagini belli et, kalanı ileride kendisi halleder zaten o ozguvenle
  • abuzer  (24.05.24 10:08:12) 
Cocuk ne ya hem de turkiyede. aklini peynir ekmek gibi yemen veya hayatsiz olman lazim cocuk icin. zaten doguranin yari akli da gidiyo hepten hayatimiz zorlasiyi


  • ala09  (24.05.24 10:55:56) 
Benden iyi bir ebeveyn olmaz o nedenle çocuk asla düşünmedim ve düşünmem. Geçen ofiste bütün öğlen yemeği boyunca doğru kişi ile tanışırsan o isterse ne yapacaksın diye sorguya çekildim bir de yani insanlar her bir şeye burunlarını sokma ihtiyacı duyabiliyorlar.

Size gelince daha geçen boşanma masrafı soruyordunuz şimdi biz hiç çocuk düşünemiyoruz diyorsunuz bence de düşünmeyin zaten.
  • peki madem  (24.05.24 11:40:12) 
mahalle baskısı bu konuda büyük rol oynuyor. her ne kadar çocuk istesen de, günümüz şartlarında bunun altına girmek oldukça zor. zorumluluk tarafı ayrı.


  • kondansator  (24.05.24 11:48:17) 
kedi götünü görmüş yara zannetmiş.
neden çocuk yapmayayım?

evladım olur. severim işte.
  • OgutucuRecep  (24.05.24 11:54:55) 
ben bu olaya deneyim olarak baktım ve bu deneyimden neden mahrum kalayım diyerek istedim. sonuç kelimelerle tarif edilemeyecek kadar muazzam bir şey. bu dünyada başka hiç bir şey çocuğunuzun size hisettirdiklerini asla ama asla hisettiremez. başka hiç bir sevgi, aşk, bağ vs vs çocuk-ebeveyn bağına benzemez. bu işin bir yönü.

evet zorluklar da müthiş. zaten ekonomik koşullardan dolayı 2. düşünemiyorum. siz fazla sorgulamışsınız bir de tam tersi hiç sorgulamadan önüne arkasını düşünmeden birden fazla çocuk doğuranlar var. bu ülkedeki kaynaklar ve sistemin bu kadar çok çocuğa olması gerektiği kadar yetmesi imkansız.zaten düşüncesizce doğurup duranlar yukarıda bahsettiğim bağı falan kurmuyor ortaya salıyor ne eğitimi, ne güzel vakit geçirmesi saldım çayıra modunda. o yüzden de bir sürü psikolojisi bozuk insan var toplumda.

öte yandan evrimsel ve insanlığın gelişmesi açısından kaçırdığınız şeyler var. mesela siz hep 30 lu yaşlarda kalmayacaksınız. 90 yaşınıza geldiğinizde kalçanızı kırıp yatalak olup tuvalete gidemediğinizde bir başkasının doğurduğu eğittiği çocuk (hemşire olur hastabakıcı olur) sizinle ilgilenecek ve ona minettar kalacaksınız. herkes sizin gibi çocuk yapmasaydı sizin de muhtaç olduğunuz şeylere erişiminiz olmayacaktı bir de o yönden bakın.
  • iwillsee  (24.05.24 12:23:00) 
@ peki madem, evet bize geliyorlar öyle arada pek sağlıklı olmayabilir zaten bizim çocuk yapmamız bir bakıma haklısınız ama

bazı dinamikler var çiftlerin ikisi de bireysel olarak çok iyi insanlar fakat birlikteliklerinde sorun çıkıyor. hal böyle olunca bir de çocuk varsa ayrılmaları daha mantıklı oluyor.

benim de anne babam ayrı mesela. ben hiç sıkıntısını yaşamadım daha güzel bile denilebilir. evde gürültü yok patırdı yok çatışma yok. istediğinde birine gidiyorsun istediğinde öbürüne gidiyorsun kalıyorsun. herkes kendi hayatında vs.

tabii ki en güzeli çocuğa da aile kavramını geçirmek için mutlu bir aile tablosu çizmek ama herkes kendi ilişkisine veya annesine babasına baksın 4/4lük bir hayat mı yaşıyorlar, bazen ayrılık daha mantıklı olabilir. ben ayrılık ile çocuğu engel olarak görmüyorum o yüzden. ülkeden bir sürü insanın annesi babası ayrı. eğer sıkıntı tipler değillerse öyle de sağlıklı çocuk büyütülebilir. ben bir insanla aynı evde yaşamak istemeyebilirim ama çocuğuna bakmak / çocuğumuza bakmak isteyebilirim.

@ iwillsee, teşekkürler deneyiminiz için. fakat yaşlılık konusuna katılmıyorum. ben kimseye yük olmak istemem gerekirse uyutsunlar diye vasiyet bile verebilirim. yaşlanınca kim bakacak diye çocuk mu yapılır bu iyice bencilce bişey. ben tek çocuğum, kardeşim yok bişey yok. eşimle olur da ölene kadar 'evlilik mücadelesini' :D sürdürebilirsek birbirimize bakıcaz işte çocuk olmasa da. en kötü bakım evi qeyf. o da olmadı uyutsunlar dediğim gibi. eşim de olmazsa bir köşede ölür giderim. nedendir bilmiyorum, böyle kaygılarım/korkularım yok.

Çoğu gelişmiş ülkede durum biraz daha farklı, ebeveynler çocuklarını yetiştirdikten sonra köylere kasabalara çiftliklere yerleşiyorlar. Ki kendi hayatlarını yaşasınlar biz yük olmayalım diye. Bizimkiler de gel evime desen gelir. Şimdi diyeceksiniz ki onlar sana o kadar baktı sen onlara bakmıyor musunuz hayırsız evlat. Bence burada kültürel ön yargılar var. Ben öyle bir sorumluluğu kabul etmiyorum ki, onlar da beklemesin. Doğuran bakmakla yükümlü hatta kimi bakmıyor bile. Ama çocuğun ebeveyne bakmakla yükümlü olduğunu düşünmüyorum.
  • ananiyimioguz  (24.05.24 14:37:15 ~ 14:37:56) 
bu kadar düşünüyorsanız yapmayın zaten. çocuğa da yazık.


  • Whily  (24.05.24 14:49:29) 
Tum bunlari sorgulamis ve cocuk istemeyerek 35 yil gecirmis bir insan olarak bu yil bebegim oldu. Butun hepsi bos muhabbetmis ve gereksiz dusuncelermis gibi geliyor su an bu cocuk yapmama gerekceleri ve varolan yeni insan dunyanin en gerekli ve mukemmel seyi oluyor doğduğu andan itibaren. Bir de ben genel olarak bir seyi isteyip istemedigimden cok emin değilsem yapmayarak pisman olma ihtimalini elemek icin yapmayi tercih ederim, cocugumu da iyi ki yapmisim. Akli basinda bunlari sorgulayan insanların bilincli bir sekilde cocuk yapması da insan ve toplum olma deneyimi açısından değerli.


  • instant crush  (24.05.24 15:03:51) 
Maddi durumunuz iyiyse çocuğa büyükşehirde üç ev, bir araba veya bir dükkan ve araba filan ve yüklü miktar nakit para bırakabilecekseniz hiç düşünmeden yapın. Fakat kardeşini de 3-4 sene sonra yapın. İleride birbirlerine yoldaş olurlar.

Eğer maddi durumunuz orta direkse çocuklara çok iyi birer eğitim şansı ve hayat mücadelesi ruhu veririm diyorsanız o zaman da yine aynı şekilde en az iki tane yapın.

Fakat en önemlisi de şu. Aile içi huzurunuz fiziksel ve mental sağlığınız yerinde, eşler arası sevginiz muhabbetiniz karşılıklı saygı ve muhabbet sürekli olarak iyi seviyede varsa en önemlisi bu, tüm şartlar okeyse yapın.
  • psmstc  (24.05.24 16:53:24) 
Bir de çocuk yapma işi mantıkla olmaz yoksa yapmazsın katılıyorum +1500


  • psmstc  (24.05.24 16:55:20) 
Yazdıklarımı anlamamışsınız. Sizin yaptığınız çocuklar size bakar demiyorum. Evrimsel olarak yaşlanınca birileri tarafından yapılmış çocuklara ihtiyacınız olacak diyorum. Şimdi de öyle hiç mi doktora dişçiye gitmiyorsunuz sonuçta onlar da bi annenin doğurup büyüttüğü çocuklar.kimse çocuk yapmasın derseniz mantıksız oluyor


  • iwillsee  (24.05.24 20:22:02) 
Evrimsel açıdan bakarsak her ne kadar ters görüşte de olsam gerçekleri söylemekten de gocunmam :D şu an doğum oranları düştü, Türkiye'de de düştü. Evrimsel süreçte biyolojik anne baba yaşları çok çok daha erkendi ve insanoğlunun yetişkinliğe geçiş süreci çok daha erkendi (sosyal yaşantı olarak). Önceden 20'li yaşlarda çocuk yapmaya başlayıp 4-5 tane doğurulurken, şimdi 30'larda ancak 1 tane doğuruyoruz haklı sebepleri olabilir ama nüfus hızla yaşlanıyor. Z neslinin de zaten gümbür gümbür çalışmaya geldiğini söyleyemeyiz gelecekte bu yaşlı nüfusla baş etmenin tek yolu olarak robotları çözüm görüyorlar. Yani dünyanın ve evrimsel gidişatı çocuk yapın diyor aslında :D


  • titanic kemancısı  (24.05.24 20:26:26) 
[]

Özel günleri hatırlıyor musunuz?

Biz hanımla pek hatırlamıyoruz tanışma yıl dönümüydü, evlilikti, nişandı düğündü falan o tarihler yok bizde. İşte eylül başıydı, yaz başıydı falan diye aklımızda kalmış hatta bazen yılı da karıştırıyoruz.

öyle yaşımız de büyük değil ki hani bizden geçti yavrum ne tarihi modunda olalım, gayet planlı ve güzel geçmiş günlerdi fakat daha üzerinden çok geçmemesine rağmen pek tarihleri önemsemiyoruz.

başka böyle olan var mı yoksa bizde mi var bir anormallik?

 
Ben hiç unutmam.


  • rock n roll  (23.05.24 21:41:44) 
Dogum gunu ve yildonumu ozeldir benim icin. Hatirlarim, hatirlansin da isterim


  • mor oje  (23.05.24 21:51:42) 
Doğum günlerimizi biliyor ve kutluyoruz evet onda bir sorun yok ama insanlar genelde diğer günleri de baya takip ediyor.


  • ananiyimioguz  (23.05.24 21:52:47) 
Tanışmada gün değilse de en azından ileride torunlara anlatırken “2005in sıcak bir ağustos günüydü” tarzı cümle kurabilmek adına yıl ve ay/mevsim hatırlamak lazım diye düşünüyorum :D

Doğum günü de zaten malumunuz. e geriye evlilik yıldönümü kalıyor ki o da önemli. Yani 2 tarihi net bilmek lazım sevgilinin doğum günü ve hayatınızın en önemli kararını verip imza attığını gün. Bunun dışında önemli bir gün yok bende de.
  • Kediyi üzdün  (23.05.24 22:02:13) 
Ben tarihlerden sadece doğum gününü hatırlarım onun dışında aklımda tutamıyorum maalesef ama olayları unutmam. Tarih konusunda maalesef sıkıntılıyım


  • titanic kemancısı  (23.05.24 23:02:34) 
@ robert bosch, bilemedim. önemli anları takip edip kutlamak dışında bir sevgi dili yok mu mesela birlikte vakit geçirecek planlar yapmaya harcıyoruz o enerjimizi.

bir de mantıken bakınca zaman bir doğru gibi ilerliyor, bir şey yaşandıysa o geçmişte kaldı, kıçımızdan bir güneş takvimi uydurduk ve sözde döngüleri varmış gibi gözüküyor diye bir şeyi kutlamaya çalışıyoruz. Güya aynı günü kutluyoruz ama zaman geride kaldı, dünya ve güneş bile eski yerinde değil, gün eskide kaldı, o yüzden şimdiyi kutlamak ve onun için fırsatlar yaratmak daha önemli gibi. bana kalırsa doğum günü de saçma ama işte...

şimdi diyeceksiniz ki "yahu canım tamam biz de biliyoruz da bahane oluyor işte"

e bir şey kutlamak, eğlenmek, gezmek istendiğinde bahaneye gerek yok ki.

o yüzden tarihler çok önemli gelmiyor. önemli olan bir yerde doğmaktı, bir yerde buluşmaktı. zamanın birinde gerçekleşti işte kaydını tutsan ne tutmasan ne takvimler kullanılmıyorken insanlar ne yapıyorlardı birbirlerini sevmiyorlar mıydı?
  • ananiyimioguz  (24.05.24 01:47:27 ~ 01:50:19) 
@robert ne alaka yaw. biz tanistigimiz ve sevgili oldugumuz zamani bilmiyoruz zorlasam tanismayi bulurum da bilmiyoz yani. geriye dogum gunu kaliyor. duz zamanda beraber kaliteli zaman gecirmeye onem gosteriyor, hediyelesiyoruz ufak tefek de olsa mesela ben hem pastayi hem mumu sevdigim icin her tatli aldiginda mum yakip getiriyo:(

dg cok onemsedigim halde baska ozel gun kaldiramazmisim zaten sosyal cevreye habire ozel gun adi altinda enerji harciyorum
  • ala09  (24.05.24 08:16:22) 
unutmuş salağına yatıyorum.

asla unutmam.
  • baldan kaymak  (25.05.24 00:13:01) 
Ya bende fil hafızası var. Değil evlilik yıldönümünü, misal ilk kez dondurma yediğimiz günü, o günün hava durumunu, dondurmanın çeşidini vs. bile hatırlıyorum.

Takılmak için günü geldiğinde hanıma bi çiçek alıyorum, "e bugün ilk çay içişimizin yıldönümüydü, nasıl hatırlamazsın" diye de darlıyorum :D başta hafif bi panik oluyordu ama alıştı şimdi, önce gülüyor, sonra basıyor tokadı.
  • plutongezegendegilmi  (25.05.24 00:20:03) 
@ plutongezegendegilmi, :D benim de hafızam fena değildir de işte tarihler konusunda pek iyi değiliz sanırım veya tutmak için bir uğraş vermiyoruz.

eşimin numarasını tc sini kısa sürede ezberlemiştim mesela birisi sorunca söylüyordum hemen. bu daha elzem geliyor. ama ne zaman evlenmiştin, ne zaman askere gitmiştin dediklerinde valla onlar pek yok bende ya. hanımda da yok pek tarihler. garip.
  • ananiyimioguz  (25.05.24 00:38:22) 
[]

Mangal pası problemi

Selamlar, mangalda cok bir tevrubem yoktur. Gecen yillarda barbaku almistim onu kullanirken cok sorun yoktu tel izgara vardi ustunde, mangal sonrasi zaten evin bahcesinde yaptigimiz icin yikayip kaldiriyorduk.

Fakat ormanlik yerde hemen yikayip kaldiramiyoruz bazen evde gelince yikiyabiliyoruz.

Hal boyle olunca her yer pas oluyor.

Pasini giderebilmek icin aksamdan sabaha kadar 2 litre elme sirkesi ve limona yatirdim.

Gecmesine gecti ama ben surekli böyle sirke mi heba edeceğim.

Mangal sevdesindan vaz mi geceyim ne yapayim?

 
Pas, temizlememekten olmaz, demirin hava ile temasından olur. Güzelce temizleyip antipas atarsan, hatta üzerine birde boya, hiç bir şey olmaz bundan sonra.


  • etna  (18.05.24 20:19:49) 
Adi bir mangal almışsın. Çok sağlıksız bir olay. Ya sanayiye götürüp o mangalın ızgarasına bir galvaniz attır ya da galvanizi iyi yeni bir mangal al.

İlla ki bu haliyle kullanacağım diyorsan, iyi bir tel fırça ile kullanma öncesi bütün pası temizle sonra bir iç yağı veya kuyruk yağı parçasıyla ızgarayı bir güzel sil.

Bir kasaba gidip mangal temizlemek için dersen onlar bilir. verir bir parça kuyruk yağı.
  • Mirket  (18.05.24 20:32:41) 
Sdhfjg mobilde hep yanlis yazmisim.

www.nurgazshop.com.tr

Valla izgara şu, hala iade sürem duruyor. O kadar ugrasacaksam baska pratik ürün önerilerine acigim, bunu da iade edeyim.
  • ananiyimioguz  (19.05.24 00:33:38) 
Bence siz çok temizlemekten galvanizini kaldırmış olabilirsiniz.
Evdeydi yıkayıp kaldırıyorduk diyosunuz. Biz pek deterjan dokundurmuyoruz mesela ızgaraya. 1 kere yıkamışızdır evde.
Ateşte duran şey zaten. Bir sonraki mangalda ilk 5 dkda temizleniyor. Ya da çok kirliyse mangalın sonunda bi harlayıp yakıyoruz üzerindeki kalıntıları. O sıcakta bakteri falan kalmıyor haliyle. Yağ zaten problem değil.
  • zimbirik  (19.05.24 09:37:26) 
[]

Şöyle bir uçuş arama platformu var mı?

Mesela istanbuldan tokyoya haziran-ağustos tarihleri arasındaki en uygun seferi bulsun istiyorum.

Çünkü biz güne göre değil, fiyata göre kendimizi ayarlamak istiyoruz.


 
skyscanner.com


  • numlock  (16.05.24 00:08:26) 
onu biliyorum ama takvimde renkli dairelere göre mi seçiyorsunuz?

Ben o yeşiller arasında da en uygununu arıyorum mesela teker teker önümüzdeki 3 ay için tüm yeşillere bakmam mı gerekecek?

bir de orada daha spesifik kalkış ve varış seçtiğinde çıkıyor onlar.

mesela ben genel olarak türkiyeden kalkacağım dediğimde fiyat için renkler çıkmıyor.
  • ananiyimioguz  (16.05.24 00:15:13 ~ 02:52:35) 
Gun gun degil de tum ayi secerek arama yapin. Gidis mayis, donus haziran gibi.(ya da mayis mayis)


  • brkylmz  (16.05.24 01:54:02) 
  • elvan abeyiylegezse  (16.05.24 09:06:07) 
Aramalar icin kiwi.com kullaniyorum. Tarih araligi secmek mumkun, akla gelecek neredeyse her filtre uygulanabiliyor.


  • mbond  (16.05.24 10:25:07) 
arkadaslar yazmis ama ben vaktinde hepsini arastirmistim. bulabildigim kadariyla 3 tane platformdan yapilabiliyor.

kiwi
fliglistio
skyscanner
  • buenosdias  (16.05.24 10:45:41) 
[]

Çadırda kalmak için gece örtüsü, battaniye, pike tavsiyesi

Geçtiğimiz haftasonu bir göl kenarında çadır denedik. Günübirlik gittik kalmadık. Çadırı denemek istedik yeni almıştık.

İyi güzel sevdik ama gece ister bu mevsimde ister yaz olsun üstümüze bir şeyler örtmemiz gerekecek belli ki. Gece üşürüz çünkü.

Tulum kullanılıyor gelende onlara baktım ama biz öyle larva gibi duramayız. Belki bir hareket alanı vardır ama illa ki arada üstümüzü açıcaz, birbirimize sarılıcaz falan bana pek kullanışlı gelmedi.

Battaniye desen, bazen motorla gidebiliriz ormana falan, zaten çadır büyük, bir de battaniye taşımayayım çok yer kaplıyor.

Pike deseniz, bana uyar ama hanım gece onunla yazın bile olsa üşüyor bazen.

Bize şöyle yükte hafif ama ısıtmada başarılı bir şey lazım.

Bu tarz bir ürün biliyor musunuz? Termal tagini ekleyince depremzedelere örtülen alüminyum şeyler çıkıyor.

Nasıl bir şey almamız lazım?

Powerbank ile çalışan ısıtıcılı şeyler gördüm ama onlar da çok küçük, vücudu kaplamıyor.

 
çadırda her halükarda polarla/kazakla/hırkayla uyumak lazım. buna ek olarak kalın bir battaniye yeter. çadır zaten yatak gibi değil, yatayım da 12 saat uyuyayım bir mekan değil. gece 12-1de yatsan, ister istemez sabah en geç 7-8de uyanırsın. ama dediğim gibi polar tarzı, kapşonlu şeyler şart. ha hayvan gibi içip sızarsan şortla da uyursun o ayrı :)


  • numlock  (16.05.24 00:04:11) 
cift kisilik yani fermuarlari birbirine gecen tulumlar var, ayrica tulum dusundugunuz gibi daracik degil deneyin bence mutlaka arkadastab vs alip, en ideali o cunku kamp icin. Hem tasimak hem kullanislilik acisindan


  • tuborg yesili  (16.05.24 00:06:01) 
çadır için altına önce bir branda aldım. onun üstüne kuracağız.

sonra yatacağımız yerlere mat sereceğim. yine de rahatsız mı olur?

şişme yatak buldum amazondan bir tane, hatta pompası da kendinde var kenarına bastırdıkça şişiyor. içinde yani pompası. ama yorumlarda geri iniyor çabucak yazmışlar. şişmeden de vazgeçtim.

çok rahatımıza düşkün değiliz mata yatarız da üstümüze ne örtücez onu bulamadım.

tulum konforluysa ona da kayabiliriz ama keşke deneyebilsek bir yerde sdfjsg
  • ananiyimioguz  (16.05.24 00:11:08) 
arkadastan odunc alma ihtimali yok sanirim, decathlona gidip orda kurulu cadirlar oluyor onlarin icinde deneseniz? Cadirlarda mat ve tulumda serili oluyor cunku. Bir diger aklima gelen de tulumu alip deneyip begenmezseniz iade etmek.

Sisme yatak cok kisa omru olan bisi, sahsen tavsiye etmem. bu arada mat da ister istemez soguk cekebiliyor dedigjm gibi en iyisi tulum.
  • tuborg yesili  (16.05.24 00:21:51) 
Mat üzerinde yatmak rahat olmaz. En azından şişme mat, uygunu da şişme yatak olur. Dechatlondan alınmış şişme yatağım var. Yıllardır inmedi. İki kişi için iki tane tek kişilik uygun oluyor. Aksi taktirde yani çift kişilik bir tanede diğer kişinin en küçük hareketi uykunun bölünmesine neden oluyor.

En uygunu uyku tulumusur. Hiçbir rahatsızlığı yoktur. Olmazsa yan fermuarını açık bırakırsın, ya da fermuarını hiç kapamayıp yorgan gibi kullanırsın.

Olmaz arkadaş illa ki tulum dışı bir öneri isterim dersen polar battaniye hem hacim ve hem de ısıtıcılık olarak iyidir.
  • Mirket  (16.05.24 08:56:00) 
Tuborg+1
kullandım aynı şekilde, çok rahat oluyor.

  • hasmetizm 2046  (16.05.24 09:57:05) 
Decathlon'dan bir şişme yatak alın. Mat almanıza gerek yok, motorsikletle giderken gereksiz yük olur.

Üzerinize kalın eşofman, polar giydikten sonra bir de battaniye alın üstünüze. Battaniye taşımak zor olur diye düşünmeyin, taşımak zorundasınız. Hafiflik ve ısıtmada çok başarılı olduğu için göçebeler yüzyıllardır battaniye kullanıyor.

Şişme yatak masrafından kaçmayın. Rahat uyumanız için elzem.
Yıllardır iki kişilik şişme yataklarda partnerimle yattım, hareketlerden rahatsız olmadım hiç.
  • michael_knight  (16.05.24 10:02:32) 
[]

Vue.js excel e kolon ekleme

Selam duyuru dev.leri, bir excel dosyasını satır satıp apiye gönderip, sonucu da o satırın sonuna yazmam gerekiyor. Yani result excel hazırlayacağım.

Excel i arayüzde kullanıcıdan alıyorum, içinde geziyorum, satırları okuyorum, buraya kadar son yok.

Her satır için başarılı/başarısız durumlarını da tuttum diyelim.

Bu yeni satırları yüklenen excel e yeni bir kolon açıp basmam gerekiyor.

O kısım için düzgün bir js kodu veya kütüphane bulamadım destek olabilecek var mı?

 
############ CHATGPT #############

const Excel = require('exceljs');
const axios = require('axios');

// Excel dosyasının yolu
const excelFilePath = 'dosya.xlsx';

// Excel dosyasını aç
const workbook = new Excel.Workbook();
workbook.xlsx.readFile(excelFilePath)
.then(() => {
// İlk sayfayı al
const worksheet = workbook.getWorksheet(1);

// Her satır için döngü
worksheet.eachRow(async (row, rowNumber) => {
// Satır verilerini al
const rowData = row.values;

// API'ye gönderilecek verileri hazırla (örneğin, rowData'dan gerekli bilgileri al)

// API'ye istek gönder
try {
const response = await axios.post('API_URL', { data: preparedData });

// API'den gelen yanıtı işle
const apiResponse = response.data;

// Sonucu Excel'e yaz
const resultCell = worksheet.getCell(B${rowNumber});
resultCell.value = apiResponse; // Örneğin, API'den gelen yanıtı yaz

// Excel dosyasını kaydet
await workbook.xlsx.writeFile(excelFilePath);
} catch (error) {
console.error('API isteği başarısız oldu:', error);
}
});
})
.catch(error => {
console.error('Excel dosyası okunurken bir hata oluştu:', error);
});
  • badcode  (13.05.24 21:51:54) 
teşekkürler ancak bu node tarafı için olabilir, ekranda çalıştıramadım. o kütüphanenin write metodunu.


  • ananiyimioguz  (14.05.24 13:35:50) 
[]

Eldiveni dokunmatik hale getirme

Yazlık eldivenimde var ama kışlık eldivenimde yok.

İşaret parmağının ucuna ne takılıyor da telefon ekranı onu algılayabiliyor?

Ekranlar elektrik yükleriyle veya ısıya duyarlı çalışıyor.

Ama nasıl bir yöntem veya malzeme kullanıyorlar bilmiyorum.

Önereceğiniz bir kumaş parçası, aparat, silikon, sticker vs. var mı?

Bir girişim buldum nanotips diye bir oje çıkarmışlar, onu sürünce oluyormuş ama ülkemizde bulamadım.

Pratik ne yapabilirim?

 
Decathlon’da dokunmatik eldivenler satiliyor, direkt ona baksan?


  • mor oje  (13.05.24 15:07:30) 
www.hanvosafety.com:~:text=Sewing%20conductive%20thread%20onto%20the,your%20device%20or%20a%20stylus.

Belki denenir.
  • playing star again  (13.05.24 15:41:57) 
Motor eldiveni kastediyorsunuz diye varsayıyorum.
www.youtube.com
Eldivenin parmak uçları iğne iplik geçirebileceğiniz gibiyse iletken ip alarak şu videodaki ilk yöntemi kullanabilirsiniz sanırım. İletken iplik diye arayınca Trendyol'da, Amazon'da vs bulunuyor.
  • kobuzchu kiz  (13.05.24 15:46:22) 
teşekkürler iletken iplik gayet pratik ve mantıklı geldi bir deneyeyim.

@ kobuzchu kiz, evet motor eldiveni olduğu için o seçenek uymuyor @ mor oje
  • ananiyimioguz  (13.05.24 16:02:42) 
[]

Ufak bir inovasyon yapalım mı, küçük bir yay fikri lazım

Motorumun selesi bazen tık deyip havaya atmıyor. yılı biraz var haliyle yıpranmış olabilir normal. servise sordum meşakketli iş abi pahalıya patlar şimdi oranın kilit mekanizması, sen idare et dediler.

fakat iki elim doluyken parmağımla tuşa basılı tutup, diğer elimle de seleyi kaldırmam gerektiği için elimdekileri bir yere bırakamıyorum ve kaldıramıyorum.

öndeki düğmeye basınca selenin yukarı atması lazım. böylelikle sadece işaret parmağımla sırayla önce düğmeye basıp sonra hafif hava duran seleyi kaldırabilirim.

kilit çalışıyor aslında ama bir miktar yukarı fırlatmıyor işte.

bunun için aklıma basit bir çözüm geldi. resimde gördüğünüz alana 5-6 cm lik bir yay koyarsam, kitlenince gerilir, kilit serbest kalınca da seleyi bir miktar yukarı atar.

ibb.co

bunun için şimdi inovasyon işin şakası tabi böyle bir yay vardır da, sağı solu çizmemesi de lazım. estetik de dursun istiyorum.

oraya şu oyuncağı kullan, şu aleti kullan, normal bir yay al ama altına üstüne şundan tak vs. gibi pratik fikirlere ihtiyacım var benim aklıma bişey gelmedi henüz.

 
hocam yay yerine silikon kapı stoperi gibi bir şey de düşünebilirsiniz. çift taraflı bantla yapıştırırsınız, sonra gerektiğinde sökersiniz de. bunların siyah renk olanları falan da var, görselliği bozmaz. şu aşağıdaki gibi bir şey işte.

www.trendyol.com
  • shadowfollower  (10.05.24 14:47:26) 
mekanizmaya wd40 sık. zamanla yağlara yapışan tozlardan dolayı sıkışmıştır.


  • orpheus  (10.05.24 17:21:24) 
@ shadowfollower, teşekkürler o da mantıklıymış. Kapanınca ne kadar yükseklik kalıyor onu bir tespit edeyim de ona göre alabilirim.

@ orpheus, onu bakımları yapılırken serviste denediler de yemedi ya. biri kilit değişmeli diyor diğeri bunun bisikletlerdeki fren yayı gibi bir yayı var o eskimiştir diyor yay değişmeli diyor. yay da yok piyasada bulamadım. kaldı ki ondan mı emin değiliz bazen tık diye atıyor ama çoğu zaman atmıyor.
  • ananiyimioguz  (10.05.24 22:22:28) 
[]

Şu süpürge bataryası neden bu kadar pahalı?

Babamdaki çok önceden aldığım dyson v6 nın ve philips XC7043 şarjlı dikey süpürgelerin bataryası ölmüş.

dyson a baktım kendi sitesinde 3.200 falan.
yan sanayi olarak da 1500 falan.

bence okey.

ama philips e baktım hem tr de hem yabancı sitelerde 4500TL falan

yav yuh aleti daha uyguna almıştım ben. şimdi de mesela 9 bin fiyatı. yarısı batarya mı yani?

allah aşkına bir bakın batarya şu: www.amazon.de

bunun içinde altı üstü şundan 6 tane yok mu neden batarya alırken milyonlar havada uçuşuyor?

www.robotistan.com

içini söküp pilleri değiştirsek olmaz mı?

 
Yanlış anlamıyorsam philips bataryasini bulmak zor. Fransa'da bile ancak Amazonda falan var. Kendi sitesinden bile ulaşılamıyor yedek parcaya.

Dyson aksine kendi sitesinde var üstüne yan sanayi var.

Tahminen Philips parçasını tedarik eden monopol gibi haliyle fiyati geçiriyor.

Abi ben günlük kullanacagim ürünün lityum pillerini böyle degistirecek kadar ucmam. Kendin bilirsin tabi.
  • logisticsmanager  (10.05.24 00:18:44) 
lehimini kaldırıp şöyle üçgen şekilde veya yan yana lehimliyorsun aslında çok zor bişey gibi gözükmüyor www.trendyol.com

ama atladığım ve bilmediğim bir şey olabilir, neden piller 800tl ediyor da bataryanın parçası 4bin küsür ediyor
  • ananiyimioguz  (10.05.24 00:42:53) 
Abi bu arabanın yağını kendim degistirebilirim ya da arabanın frenlerini falan kendim değiştiririm neden bu kadar pahalı gibi. Ben misal dediğin şeyleri yapmakla hem uğraşmam hem de riskli bulurum. Sen bulmazsin yaparsin. Bunun neden çok daha pahali olduğunu anlamak zor değil yani. Dünyada kaç kisi batarya değiştirmek yerine batarya açıp içindeki pilleri değiştirip lehimliyor?


  • logisticsmanager  (10.05.24 00:49:05) 
katılıyorum fakat 2 kat fark olur anlarım.
4-5 kat koyuyorsa ya milleti fazlasıyla keriz yerine koyuyor ya da atladığım bir şey var, bilemedim.
burada bir pasajda bu tarz aletlerinin pillerini değiştiren bir elektrikçi var, gidip ona bir soracağım merak ettim.
  • ananiyimioguz  (10.05.24 01:31:24) 
Yok dediğim gibi yurtdışında da böyle. Belli ki bu aletin yedek parçası konusunda sorun var. Yani en basiti philips kendi satmıyor çok garip.


  • logisticsmanager  (10.05.24 01:58:31) 
Aynı güç değerlerinde pilleri değiştirirsen olabilir.
Bu pillerle ilgili de face grupları var. Elektronik işlerine yakın bir tanıdığına da sorabilirsin.

  • diyecevaplandı  (10.05.24 04:57:21) 
philips her alana el atan her şeyi üreten bir firma oldu. yedek parçadan çok para kazanıyor. mesela rowenta süpürgede iyi tefal ütüde philips tvden tüy alma makinesine kadar üretiyor. hiç bir zaman philips önermem bir firma her şeyi üretiyorsa parçası kesin pahalı olur.


  • mikahakkinen  (10.05.24 11:22:41) 
[]

Şu silikonlar nasıl çıkar

Motorun grenaj korumasinin bandini yenileyecegim ama altindan boyle bisey cikti

ibb.co


 
vodaseal sr78 ile çıkar


  • bravoteam  (10.05.24 11:20:42) 
Hıım güzelmiş eyv ama şöyle bir ibare var

"Bazı plastik vb. hassas yüzeylerde deformasyona neden olabilir."

O yüzden bi gerildim yine de alıp görünmeyen bir yere sıkıp deneyebilirim teşekkürler

www.hepsiburada.com
  • ananiyimioguz  (10.05.24 11:54:18) 
[]

Şu pantolonun cepsizini bulabilir miyiz?

Renk yine haki olursa güzel olur.

www.liwali.com.tr


 
defactoya bakabilirsin


  • numlock  (09.05.24 04:07:37) 
  • delidiyorum  (09.05.24 13:27:06) 
123456789  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.