Ekşi Duyuru

Ticari bir oluşum olacak.
Fakat fark şu, kayıt stüdyosu olmayacak.
Sadece prova için. Çok hevesli olup birlikte çalacak ortamı olmayan, müzik stüdyolarına saat başı 20 - 25 lira vermek istemeyen çok.

Kayıt olayı içinse isteyen hücum kayıt yapabilir diye düşünüyorum.
Onun içinse tripod, kamera ve bir çeşit mikrofon ya da ses kaydedici.

* İzolasyon
* Davul ve aksesuarları
* Orta - üst seviye elektro, bas ve akustik gitar
* Amfi ve kabinler
* Mixer

Sanıyorum ki en masraflı kısım izolasyon olayı.

Bu konuda deneyimi veya bilgisi olanların yorumlarını bekliyorum.

 

Küçüklükten beri bana çok ilginç gelir farklı yerlerde bulunmak.
Evi çok seven bir insan olarak geçirdim çocukluk yıllarımı.
Küçükşehirde büyüdüm, kanıksadığım insanları, üç beş mekanı ve çarşısı vardı.

Karadeniz hariç neredeyse tüm kıyı kentlerini dolaştım.
Farklı yerlerde bulunmayı seviyorum. Ama aynı zamanda tuhaf bir his yaşıyorum. Yıllarca aynı yerde bulunmanın ardından hiç ait olunmayan, tanıdık kimsenin olmadığı yerlere gitmek tuhaf geliyor.

Ve bazen Facebook'ta hiç tanımadığım insanların profillerinde dolaşıyorum, okuluna bakıyorum, müzik zevklerine, arkadaşlarına, kültürlerine bakıyorum ve bir anda kendime yabancılaşıyorum.

Google Earth'te zoom out yapmak gibi insanlara daha genel olarak bakıp düşününce ortak paydadaki düşünceler, bilgiler birtakım siyasi olaylar ve medyanın bize verdiklerinden ibaret.

Çok farklı insanlarla tanıştım ama çok "farklı yerden" insanlarla pek tanışmadım.

Bugün yepyeni bir ortamdayım, başka şehre geldim okumak için.
Milli eğitimin çocuklara "ders" diye dayattığı o şeyleri ezberlemek istemedim hiç. Okula dair her şeyden soğudum lise hayatımda. Araştırmayı, araştırmayı ve sorgulamayı çok sevsem de o çok övülen, sosyal imkanların muazzam olduğundan, entelektüel birikimin dibine vurulabileceği Boğaziçi, ODTÜ gibi üniversiteler hep hayal olarak kaldı bende. Çok sevdiğim arkadaşlarım İTÜ'ye Boğaziçi'ne gitti.

Etrafımda farklı şehirlerden binlerce farklı insan var. Bu çok hoşuma gidiyor ve aynı zamanda tuhaf hissettiriyor.

Kültür çeşitliliğin çok olduğu ve insanların birbirine karışmadığı metropolleri özellikle çok seviyorum.
Türkiye'de "karışmama" kısmından ne kadar bahsedilebilir ama şu an İzmir'deyim ve mutluyum.

Siz de benzer hisleri yaşıyor musunuz, neler düşünüyorsunuz; yorumları bekliyorum.

 

Mesela Türkiye'de veya İngilizce konuşulmayan bölgelerde insanlarla sohbet ediyorum, hesabı alman usulü ödeyelim diyeceğim, "Let's go Dutch" desem bu insanların çoğu anlar mı?

Eğer çoğunluk anlamazsa bunun yerine başka basit ve yaygın kullanım var mıdır?

Yoksa olayı bir cümle kurup anlatmak zorunda kalırım, kalırız.

 

Ailesinden başka bir şehirde yaşıyor, para transferinin kolaylaşması için kart istiyor.

İstenenler net olarak şunlar:
- Para transferinin masrafsız olması.
- Aidat vs olmaması.

Bankamatik kartı gerekiyor sanırım.
Peki hangi bankamatik kartı? Bir de her atmden kesinti olmadan para çekilebilir mi? Yoksa kesinti olmaması için sadece karta ait atmlerden mi çekmek lazım?

 

Merhaba arkadaşlar. Öncelikle bahsedeceğim kişi son 6 - 7 yılını çeşit çeşit psikolog ve psikiyatristlerin ilaçları ve terapileriyle geçirmiş fakat hiçbir sonuç alamamıştır.

Kendisi 70 yaşlarında bir kadın. 4 kızı ve inanılmaz uysal, iyi bir eşi var.

Objektik olarak özetlemek gerekirse kendisi bir insanın eksi kutbunu temsil ediyor. İnanılmaz olumsuz, negatif düşünen, alıngan, hiçbir iyi olayı aklında tutmayan fakat 50 yıl önce yaşadığı kötü olayları (ciddiyim) dilinden hiç düşürmeyen biri.

Ailesi ve kızları kendisiyle ilgileniyor, neredeyse her gün arıyorlar ve ziyaret ediyorlar.

Kendisini biri ne zaman arasa sürekli ölüm döşeğinde olduğunu, onunla kimsenin ilgilenmediğini, zaman zaman intihar etmek istediğini söylüyor.
Sürekli hasta olduğunu iddia ediyor, her gün acile kaldırılmak istiyor ve hastanelerde doktorlara çevresindeki insanları şikayet ederek mutlu oluyor. Gerçekte psikolojik durum harici ciddi bir hastalığı yok.

Eşi bir edebiyatçı ve zamanın bürokratlarından, inanılmaz iyi bir insan. Ondan da çok şikayetçi, hayatını cehenneme çevirmek için uğraşıyor.

Yani kendisiyle muhattap olan herkesin duygularını sömürüyor ve ergenlik çağındaki insanlar gibi sürekli "trip atıyor", kızları da iyi niyetli olmalarına rağmen ilerleyen yaşlarıyla birlikte bu durumdan çok yıprandılar.

5 yıl önce geçirdiği bypass ameliyatı sonrası bu olumsuz durumlar daha fazla görülmeye başlandı.

Buna benzer olaylar yaşayan, çözüm önerisi olan herkesin yorumunu bekliyorum!

 

Taksam nasıl olur? Çok fazla bend yapıyorum, rahat çalmak istiyorum. Sert bir şeyler çalarken tonu çok etkiler mi?




 

Bugün bir heves 2 kg piliç jambon aldım.
En iyi nasıl değerlendirebilirim? Açtıktan sonra da buzluğa koymak istemiyorum, tadı kayboluyor.



 

Önümüzdeki 1 yılda çok boş vaktim var. Yabancı dil gelişimim için zamanımı filmlere mi, dizilere mi ayırayım?
Film benim için daha iyi. Dizi izleme alışkanlığım yok.

Film için imdb top 250 harici başka izlemem gereken film kaynağı bulabilir miyim? Belki 1 yıl içinde tüm bu izlediklerim bana değişik özellikler katar.

 

Ekmek arası dönerden bahsediyorum.
Çocukluğumda yediğim dönerlerin tadını hiçbir şeyde bulamıyorum. 2000'den sonra tavuk dönerler de yaygınlaştı, et döner istediğimizde üç kat fiyat biçen, içine 3 gram et(?)koyan mekanlar türedi.

Ekmeğiyle, malzemesiyle tatmin edici ekmek arası, dürüm yapan yerler arıyorum. Özellikle İzmir ve çevresi. Mekan, fiyat önemli değil.

 

Başlık biraz sakat oldu, evet.
Bahsetmek istediğim şu, adamlar çeşitli fikirlerle işlek yerde küçük bir yer açıyor, iyi kazanıyor. Ya da en basitinden çok kazanan bir mısırcı var. Yer kiralıyor, standı var.
Birçok yorum şöyle; orayı o adama bırakmazlar, yakarlar, alırlar, haraç keserler, mafya yağdırırlar vs.

Sizin gözlemleriniz neler?

 

Arkadaşlar, şunu merak ediyorum;
Ben solağım fakat normal gitar çalıyorum tıpkı sağ elini etkin kullananlar gibi. Mesela sağ elimle hiç yazı yazamam.

Mantığım şu: Solağım ve dolayısıyla sol elimi, parmaklarımı çok iyi kullanabiliyorum. Gitarda da -bana göre- zor olan sol ele düşüyor. Klavyede binbir çeşit solo atılıyor, bareler basılıyor, parmaklar şekilden şekile giriyor. Sağ elime kalan iş ise telleri çekmek, arpej veya ritm atmak. Tabii ki çok hızlı hareketler yapılıyor lakin o an sol ele daha çok iş düşüyor.

Normalde solakların "standart" gitar, sağ elini kullananların ise solak gitar olarak bilinen gitarları çalması gerekmez mi?

Cevapları bekliyorum

 

İzmir'de okuyorum, Ada'da yazlık var. Arkadaşlarla arada sırada gidiyoruz ama günübirlik git - gel yol parası iki kişiye 52 liraya patlıyor. Pamukkale ile kişi başı 13 TL yani.

Minibüs ya da daha farklı bir şey yok mudur? Tek çözüm otostop mu? İzmir'den Ada'ya da pek otostop yapabileceğimiz mevkii bilmiyorum gerçi.


 

Bir iddia geldi bana: "Seminere katıldık, yabancı konuşmacı geldi, kulaklıkları taktık ve bilgisayar bize çevirdi."

İnanmadım böyle bir şeye. Çünkü dilbilgisi kurallarına uygun metinleri dahi hatasız çeviremezken doğaçlama konuşmayı çevirecek teknoloji bilmiyorum.

Lütfen iddiayı kanıtlarla destekleyiniz veya çürütünüz.

 

Güzel olmaz mı? Hepimiz writing, reading, listening olayında döktürüyoruz ama Türkiye'de yaşayanlar olarak "akıcı konuşamıyorum, konuşma ortamı bulamıyorum" diyoruz.

Belki "anonymously random chat" tarzı şeyler olursa harika olabilir. Ya da bunun için Skype grupları vs.

Önerileri bekliyorum.

 

Hazırlandım, önerileri okuyup markete koşacağım.




 

Android telefon kullanıyorum. 4 gündür hiçbir sms telefonda gözükmüyor. Mesaj gelince "Kısa mesaj belleği dolu. Gelen ileti belleğin dolu olması nedeniyle görüntülenemiyor." diye bildirim geliyor.

Tüm smsleri sildim, dahili hafıza ve SD kartta 1'er GB boş yer var.
Durum biraz acil. Gelen smsleri okumam gerekiyor.

 

Hiç biyolog tanıdığım olmadığından örneğini görmedim.
Bu insanlar üniversitede en ince detayıyla eğitim alıyor.

Buna rağmen "Yukarıdan Adem ve Havva gönderildi, insanlık birden başladı ve evrim söz konusu olamaz." tezini savunanları da var mıdır, şahit oldunuz mu?

 

Merhaba. Bu sene yurtta kalacağım ve çok fazla gitar çalıyorum.
Arkadaşım elektro gitarını laptopa direkt bağlayıp prosesöre bağlamış gibi temiz ses alırken ben alamıyorum.

Gittim yeni bilgisayar aldım. Özellikleri de iyi fakat ayarları arkadaşımın yapmasına rağmen ses çok kötü.

Seçenekler neler?

1. Prosesör düşünüyorum. Bazı modeller ses kartı barındırıyor, usb ile bilgisayara bağlayıp kayıt yapılabiliyor fakat fiyatlar 350 - 400'den başlıyor.

2. Ses kartı almak. Gitarı bağlayıp kayıt alma amaçlı harici usb ses kartları var fakat onlar da bildiğim kadarıyla 300'den başlıyor.

Benim bildiklerim bunlar. Yurt ortamında sessiz bir şekilde çalışmak ve nispeten temiz kayıt almak istiyorum.

 

Tost içine, pizzaya koymak için veya ekmeğin üstüne çeşnilerle birlikte yerleştirip fırına vermelik, marketlerde bulabileceğim peynir çeşitleri arıyorum a dostlar.




 

Merhaba arkadaşlar.
Liseden mezun olunca diplomamı almamıştım. Bu sene üniversiteye gideceğimden dolayı diplomamı almak için okulun yolunu tuttum.

Görevli memur benden 20 TL diploma harcı istedi. İtiraz edince müdür yardımcısı ile görüşün dedi.

Mevzubahis kişinin odasına gidip harç vermeyeceğimi, diplomayı almak için şehirdışından geldiğimi, aciliyetimin olduğumu söyledim.
"Para vardır yanında, vereceksin, yok öyle" gibi laubali bir üslupla konuşmaya başladı. Sinirlendim ve biraz sesimi yükselttim.
"Ben buraya bugün diplomayı almak için şehirdışından geldim ve önümüzdeki günlerde üniversite kaydı için acil gerekli. Bu diplomayı bana vermeyecek misiniz?" dedim. Yasada böyle bir şeyin olmadığını açıkladım.
Kendisi de heyecanla ayağa kalktı, sinirli bir şekilde maliyeye diploma harcını yatırdığını, bu parayı kendisine vermem gerektiği konusunda ısrarcı oldu.
Ben daha fazla sinirlenip sesimi yükseltince paradan vazgeçti, "tamam veriyorum ama sonra parayı kem küm..." gibi şeyler söyledi.

Soruyorum size, bu parayı benden ve durumu olmayan binlerce öğrenciden alması yasal mıdır? Çok öğrenciden zorla para aldıklarına şahit oldum.

Diplomanın arkasında "DİPLOMA HARCI YATIRILMIŞTIR" diye damga var.

Eğer yasal olmayan bir talepte bulunuyorlarsa tekrar okula gidip kendisiyle bu konuyu tartışmaktan ve savcılığa gitmekten çekinmem.

Görüşlerinizi bekliyorum.

 

Bir miktar gecikmeli olarak kazandığım bölüm işletme, niyetim hazırlık okuyup müzikle ilgilenip, dilimi geliştirip zevkli bir yıl geçirmek. Müzik ve yabancı dil benim için çok önemli.

Tahmin edersiniz ki sınavda türev integral çözmeden bu bölümü kazandım. Ama bölümde bu konular gırla.

Bu yıl açıklarımı kapatıp bölümde rahat etmek niyetim.
Fakat nereden başlayacağımı, hangi kaynağı kullanacağımı bilmiyorum.

Yardımınızı bekliyorum.

 

Merhaba arkadaşlar. Her şartta çirkin çıktığımız vesikalıklardan ben de rahatsızım, en azından kendim çekeyim de içime sinsin dedim.

Tanıdığım fotoğrafçı var, bunu göndersem baskıyı alabilirim.
Kimlik yeniletmem gerekiyor. Bu fotoğraf belirtilen şartlara uygun mudur?

edit: buraya yükleyince kalitede bozulma olmuş, orijinalde sıkıntı yok.

(Üniversite hayatım boyunca sakal ve bıyık olacak gibi. Radikal değişiklik olursa kimliği tekrar yeniletirim.)

 

Sadece Tuborg içiyorum. Popüler biralar arasında bana göre en gideri olanı.
Ama sözlükte bahsedilen değişik isimli bir sürü bira var, "üstüne tanımam" yorumları var. Onları çok merak ediyorum.

Fiyatlarıyla birlikte yazalım, içelim, şenlenelim.

 

Torbadan bu çıktı, ne olduğunu bilmiyorum.




 

Merhaba arkadaşlar. Kuzenim bu sene sınava hazırlanıyor ve tahminimce 10 - 20 bin civarı sıralama yapabilir.
Önceliği İzmir'de okumak çünkü buraları hem seviyoruz hem de çok yönden bağımız var.
Eğer çok çok cazip bir bölüm olursa İstanbul'a gitmeyi de düşünebilir.
Ama pahalılığı, ulaşım sıkıntısı, hayatın zorluğu gözümüzü korkutuyor.

Önerilerinizi bekliyorum.

 

Elde mısır unu var.
Ne alınması gerekiyorsa alırım. Balık, kızartılacak şeyler, tatlı çeşitleri gibi.
Yeni tatlar arıyorum.
Çıtır çıtır bir şeyler yemek istiyorum.
Önerileri bekliyorum.

 

İstediğimiz yere hesap kitap yapmadan harcama yapabilecek düzeyde bir aile değiliz. Yine de sıkıntı yaşamadan geçiniyoruz.

Kayıt olduğum yurt okulla aynı caddede. Tam karşıda fakültenin giriş kapısı. Bu büyük avantaj.

Sabah açık büfe, akşam da doyurucu, temiz yemekler var.
Öğlen de kimi zaman ücretsiz yemek alabileceğim bir yurt. (çalışanlar çok iyi, beni tanıyorlar; aile ortamı var.)

Fiziksel koşullar çok iyi. Bina ve eşyalar yeni, her şey temiz. İnternet sorunsuz.

Olumsuz yön olarak odalarda televizyon yok (ki zaten izlemiyorum) ve tuvalet - banyo yok. Neyseki her katta ikişer banyo tuvalet var. (her katta 6 oda var.)

Üniversiteye gecikmeli gidiyorum, bu ilk yılım. Sadece ilk yıl için yurt düşünüyorum.

Sizce tüm bunlar göz önünde bulundurulursa 700 çok mu?
O paraya okula yakın yeni, temiz ev tutup fatura + temiz ev yemeği karşılayabilir miydim? (İzmir / Buca)

Görüşlerinizi bekliyorum.

edit: odalarda mini buzdolabı var ve yurtta kalan kuzenimin belirttiğine göre tuvalet kullanımı falan çok rahatmış, sıra olmuyormuş. günde 3 kez de temizleniyor.

 

Bugüne kadar hiç dizi izlemedim.
Özellikle komik, zeka dolu şeyler olursa sevinirim.
Bir de mutlaka izle dediğiniz varsa da olur. Öncelikli amacım İngilizce konusunda gelişim kaydetmek.
Önerileri bekliyorum.

 

Merhaba arkadaşlar. İkinci öğretim üniversite okuduğumdan mütevellit çok boş vaktim var.
Şu an orta düzeyde akustik ve elektro gitar çalıyorum. Özellikle blues doğaçlama yapmaya bayılıyorum. Zaten o konuda ilerleme kaydetmek istiyorum.

İzmir'de nereye gidebilirim? Bana kaça patlar?
Alternetif çözüm önerilerinizi de bekliyorum.