Ekşi Duyuru

Bölge gayrettepe mi? Tam olarak neresi? Bir de arkadaşınız sadece dişi ev arkadaşı mı tercih ediyor.

araba kullanmıyorum. bunun yerine metro ile takılıyorum. kafam acayip rahatladı.

tüm çoraplarım aynı renk aynı model

Çok az tüketiyorum. Nadiren alışveriş yaparım. Bir sene kullanmadığım bir şeyi "elbet bir gün işim düşer" diyerek evimde tutmam, başka bir kişiye veririm. Dolabım baya boş sayılır ama dolaptaki tüm sezonluk giysilerimi her daim giyerim. Öyle aylardır giymediğim şeyin dolapta işi yoktur. Ayrıca aldığım şeyin uzun yıllar boyunca işlevini sürdürüyor olması gerek. Gerçekten kaliteli olduğuna inandığım şeye bütçem yeterliyse para vermekten çekinmem. Mesela şu anki bilgisayarımı neredeyse 8 senedir kullanıyorum, daha da kullanırım gibi gözüküyor. Ayakkabı, pantolon...vs hepsi için geçerli bu. Ayrıca kredi kartı belasından da kurtuldum diyebilirim. Sadece internetten bir şey almam gerektiğinde kullanıyorum, daha sonra direkt kredi kartına hesabımdan para aktarıp o açığı kapatıyorum. Anlamam bu olaylardan ama bankaların en sevmediği müşteri tipi olabilirim. Ehliyetim var ama araba merakım hiç yok, sadece toplu taşıma kullanırım. Ancak şu an yurtdışında olduğum için sadece bisiklet kullanıyorum. Bir kerelik parasını ödedim ve şimdi ulaşıma hiç para harcamıyorum. Onun dışında, evde az eşya olması gerekiyor, yoksa hiçbir şekilde odaklanamıyorum. Ve tabii temizlik... Bulunduğum ortam temiz ve düzenli olmalı. Ha bunu her daim beceremiyorum tabii ve öyle bir durumda baya rahatsız oluyorum. Ayrıca haftanın sadece 2-3 günü et ürünleri yiyorum. Diğer 4-5 gün ufak bir salam dahi yemem. Lezzetli bir sebze yemeği yapıp yediğimde kendimi nedense çok iyi hissediyorum lan, acayip bir duygu. Başka ne kaldı söyleyebileceğim diye düşünüyorum da bulamıyorum.

Sayilir mi bilemedim ama birbirinin aynisi 15 cift corabim var. Yikadiktan sonra hic "bunlari eslestireyim de katlayayim bilmemne" derdi yok. Atiyorum cekmeceye, sonra iki tanesini alip giyiyorum her gun iste.

tüm çorap, iç çamaşırı +1

ayrıca evde sadelikten ve azlıktan yanayız. bir de bununla ilgili başka bir duyuru daha vardı. bir aratın isterseniz yardımcı olur belki.

Yemek yerine karpuz yiyorum bazen.
Ayni renk corap +1 hepsi siyah, lacivert ve kahverengi.

evimde kullanmadığım hiçbir şeyi tutmamaya çalışıyorum. mobilyasından en küçük kalemine kadar, işe yaramazsa direkt atıyorum/veriyorum gözünün yaşına bakmadan. son iki senede evin abartmıyorum yarısı falan gitti, ev boşaldıkça kafam rahatlıyor.

çok uzun zamandır elime geçen parayı sadece yiyeceğe, kitaba, keyif verici likit ve türevi şeylere ve meyhaneye yatırıyorum. mutluyum. (:

duyuruya soruyorum -_-

birbirlerinden sıkıldıktan sonra ağıma düşmelerini bekliyorum, o zamana kadar ölü taklidi, kulaklık, vs.

tavır koyamayacağın bir ortamsa aralarına karış, ufaktan karşılık ver. birim müdürüm dedikoduyu seviyor ve ortamda sürekli dedikodu dönüyor, ilk başlarda katılmıyordum ama kasıntı görünmemek için gülerek, şaşırarak(ahaha yapmayın yav, aa öyle mi gibi) tepki veriyorum artık. ofis dışında ise tavrımı belli edip "sevmiyorum arkadaş zorla mı" diyip katılmıyorum, kendince sebeplerini emin bir şekilde anlatırsan saygı duyarlar. gruba katılmayıp "sizi pis dedikoducu maalle garıları" demedikçe sorun etmemeleri lazım durumunu.

onlara tavır alıyormuş gibi görünmemek, gıybet yaptıkları için onları küçük görüyormuş gibi algılanmamak önemli. o yüzden ya ortam ısındığında kaçacaksın (tercihim), artık mevzu başladıysa da baba jo'nun dediği gibi bir iki şaşırma ünlemi ile tebessüm ile katılmış gibi yapacaksın. el mecbur..

lisede olurdu böyle şeyler ya katılmadığında hemen soğuk bir sıfat. üniversitede geçiyor hadi kendi halinde takılabiliyorsun sonra da iş ortamında darlıyor bu insanlar. illa sevmek zorunda mıyız gıybeti/dedikoduyu? sevsen bile belki onlarla yapmak istemeyeceksin. ne garip. ben kendi kabuğuma çekilip işimi yapıyorum. mutlaka senin gibi birileri de vardır.

hesabında para tutma. ben de aynı durumdaydım, 4-5 taksit ödedim, sonra ödeyemedim. 5-6 aydır ödemiyorum. hesapta 50 kuruş olsa bile bloke koyuyorlar. ama para yatar yatmaz çekebiliyorum.

maaş hesabım ama allah korusun maaşımı çekerlerse sıçarım. anında çekersem sorun olmaz diyorsun?

ben hesaba yatar yatmaz tamamını çekiyorum. çekilemeyen küsüratı da arkadaşın hesaba havale yapıp hesabı sıfırlıyorum. şu ana kadar sıkıntı olmadı. ama yakında maaşa haciz gelebilir. max 4'te 1'inde haciz koyarlar. bakalım yapacaklar mı?

4'de birinden fazlasına koymazlar di mi :( geçen sefer haciz koyduklarında hesabımda 400 lira para vardı hepsini çekmişlerdi:(

benim bildiğim yasal limit 1/4 oranında.

paris'i görmedim. brüksel illa görülmesi gereken bir yer değil.
çok merak etmiyorsanız eleyebilirsiniz.

paris amsterdam arasında hızlı trenle illa brüksele uğrayacaksın zaten. pek bir şey yok ama gez gitmişken. brugge çok güzel yer ama günü birlik tek günde bitiyor. çimlere uzanayım falan dersen ayrı tabi :D antwerp de de kısa bir tura atabilirsin istersen. bir de hollandanın kuzeyinde meşhur bir kasaba vardı onu bir araştır gidenler çok beğeniyordu.

rota şöyle olmalı,

paris-brüksel-gent-brugge-amsterdam

Gent ve Antwerp sıkıştırılabilir araya.

Düzenli olarak devam et.

beslenme de önemli.

öncelikle spor yapma amacını belirlemen lazım. ne için spor salonuna yazıldın? eğer koşmak veya yürümek içinse bunları zaten dışarda da yaparsın.

zayıflamak mı istiyorsun? kas kütleni arttırmak mı? yağ yakmak mı? vs vs.

bu amacına göre bir program oluşturmalı ve o programı uygulamalısın.

Düzenli git. Bütün vücudunu çalıştır. Yoğunluğu zamanla arttırmaya çalış.

xbox 1'den 360'a aktarılan halo dışında bir seri yok hatırladığım kadarıyla. 360'dan da one'a da halo, geow ve forza serisi geçti.

nereden nereye diyebileceğin (ilk oyunla 4. oyun arasındaki zaman yüzünden) halo var bir tek.

isin en ilginc kismi halo'nun (buyuk degisikliklerle olmasina ragmen) ayni engine'le calismasi... hatta halo 4'te 10 yillik engine'in cikardigi guzel is hakkaten vay be dedirtiyor:))

Süpersiniz! :)

karışık yazmışsınız. anladığım kadarıyla kedininz narkoz almış ve operasyon geçirmiş. narkoz etkisinden daha çıkamamış anladığım kadarıyla.

kediniz depresyonda değil. narkoz etkisinde. narkoz etkisi geçince yavrularını emzirecek. 1-2 gün bebekleri biberon yavru kedi sütü ile beslemeniz gerekiyor.

dünyada kimsenin başına gelmemiş bir olay değil bu. benim büyük kedim de zor bir doğumdan sonra sezeryenle doğdu, annesi narkoz etkisi altında yavruları tanımadı-istemedi ilk 2 gün, sonra narkoz etkisi geçince yavruları yanına götürdük emzirmeye başladı ve de sonrasında çok güzel annelik yaptı.

veterinerinizden bu konuda bilgi alın.

yavruları birkaç saatte bir biberon ile beslemeniz gerekiyor.

İstediğim cevabı verdin çok sağol, rahatladım.

size sormadan kediyi kısırlaştırması garip geldi. veterinerinizi değiştirmeyi düşününüz. üstelik bu soruyu açıp telefonda ona sormak varken buraya sormanız da doğru değil, görevini tam yapsın, bi sürü para alıyor dingiller.

Veteriner görevini tam yapsaydı zaten ona sorardım. Hayvanı kısırlaştırmak uğruna bir karış dikiş atmış, üstüne üstlük kulağında darp gibi bir yara izi var! Onu şikayet ettik zaten.

uyku bozuklukları depresyon habercisidir diyor psikologlar. uykuya elverişli bir ortam yaratın, sakinleştirici bitki çayları için, odanızı havalandırın, müziği televizyonu kapatın, ışıkları kesin, uyku bozukluğunuz devam ederse, bir psikologa gidebilirsiniz. evet unutmadan, uyuduğunuz odada sigara içmeyin/içirtmeyin.

Kendime bir hafta verdim, yatmam gerekn saatten erken yatacağım ışıkları kapatarak..Eğer aşamazsam go go psikolog :(

İletişim bilgisi verebilir misiniz? Telefon numarası ya da e-posta, Hayvanseverler Acil grubunda paylaşacağım. Size ulaşsınlar.

Edit: www.facebook.com

Mesaj attım.

etilerde nerede acaba?

Duyurumu yukarlarda tutanlara minnettarım, köpiş yeni evine gitmek üzere yola çıktı.

www.decathlon.com.tr

www.decathlon.com.tr