[]

İngiltere'de geçirilen zor zamanlar,Türkiye'ye dönmeyi istemek ama dönememe

Arkadaşlar selam,

Biraz uzun olacak fakat en ufak fikrinize bile ihtiyacım var.

Yabancı bir firmanın Türkiye departmanında çalışmak üzere İngiltere'ye göre görece bayağı düşük bir maaş ile (2300 pound) 2 ay önce Londra'ya geldim. Bana beş seneye yakın bir süre sponsor oldu bu firma. Gelmeden önce Türkiye'den bıkmış, aşırı motive bir halde buraya gelmeyi düşleyen, evli ve çocuksuz bir birey. Depresyon ve panik atağım var ilaç kullanıyorum. İş teklifi ve süreç arasında babamı kaybettim. Bütün bunlara rağmen çok motiveydim. -Dim çünkü işler hiç iyi gitmiyor.

Eşimle geldik fakat eşim Türkiye'deki işi sebebiyle dönmek zorunda kaldı benim yerleşimime yardımcı olduktan sonra. 2-3 ay sonra 2 haftalığına gelme ihtimali var. Onun gelmesinden sonra da 9 günlüğüne benim Türkiye'ye gitme ihtimalim var. Hatta bir terslik olmazsa gideceğim, biletler alındı.

Gel gelelim öncesinde o kadar motive ve Türkiye'den bıkmış olmama rağmen, buradan nefret ettim. Ev bulamadık, şansa iyi bir çiftin olduğu ve iki odasının kiralandığı bir yerde oda tuttuk işe yürüme mesafesi olduğundan dolayı. Tek banyo-tuvalet var, yani zaman zaman boş yakalanamayabiliyor ama alıştım sayılır. Çok temiz tutuyorlar allahtan. İstanbul'dayken hem evim hem atölyem vardı, altımda motorum vardı. Şimdi ise İngiltere şartlarında ortalama büyüklükte bir odada kalıyorum. Ki bu odayı bulmak çok zor oldu, daha önce başka bir yer ayarlamıştık. Türkiye'den bir tanıdığımız gaza gelerek yahu ne ev bakması, hatta spor mu yapıyorsun, eve spor aletleri alırız hepberaber yaşarız mantığındayken, bizi Türkiye'ye döndüğü bir zaman "ya benim Türkiye'de moralim çok bozuldu. Siz başka yer bulun kendinize" diyerek sepetledi. Kısa süremiz vardı, bütçemiz kısıtlıydı.

Babamı kaybettim demiştim. Kaybedeli 6 ay oluyor. Hatta evlendikten 3 gün sonra kaybettik.Çok uzun yıllardır hastaydı ve bakımı ile annem ve ben ilgileniyorduk. Ben çalıştığımdan ve annem de artık yaşlandığından daha iyi bakılsın diye bakım evine yerleştirmiştik. Orada bir 6 ay civarı kaldı, sonra kaybettik. Bu süreç aralığında ben teklifi kabul etmiştim. İmzayı attım 10 gün sonra babam vefat etti. Eh artık bağlayan bir şey yok, daha kolay olur gitmek diyerek kabul etmiş bulunduğum teklifi reddetmedim.

Ve fakat ben yasımı yaşayamamışım bunu çok net anladım. Anladım ama geç anladım. Özellikle eşim gitmeden önce başlayan panik atak krizlerinin sıklığı eşimin gitmesiyle birlikte tavan yaptı. 2-3 aya geleceğini bilsem de sanki babamda yaşayamadığım o kayıp duygusunu eşimle yaşıyorum. Hatta bana diyor ki "neden ben ölmüşüm gibi konuşuyorsun, kısa süreliğine de olsa geleceğim sık dişini"

Londra'yı şehir olarak çok sevmeme, ev arkadaşlarımın şahane insanlar olmasına, ülkenin ekonomik sıkıntıları varken neredeyse sınırsız oturum izni alacak süre kadar sponsorluğum olmasına ki terslik olmazsa zaten sözleşmemi uzatacaklar ben cehennemi yaşıyorum arkadaşlar. İki yeğenim ve bir eniştem olmak üzere, birkaç da aile dostu ve birkaç arkadaşla sınırlı bir çevrem vardı. Ben hepsini ne çok seviyormuşum meğersem. Hepsi gözümde tütüyor. Kornasından, çarpıklığına, insanından, yükselen yozluğuna bıktığım her şeyi unuttum, o çarpık sokakları özlüyorum. Hatta diyorum ki aynı sebepten o çıkmadığım Arap dolu istiklalde iki adım atsam nasıl da mutlu olurdum. Şehrin ve ülkenin gündeminden dolayı sinir hastasına dönmüş, etrafına bağırıp çağırmaktan başka bir şey yapmayan ben şimdi özler oldum siyasal islamı.

E dön diyeceksiniz, biliyorum. Oturup ağlama krizlerine giriyorsan, bu kadar özlüyorsan, işinde mutlu değilsen ne işin var orada? O kısımda işte başka bir patlangaç durumu oldu. Daha öncesinde, sözleşme veya görüşme sırasında bahsedilmemiş "eğer sponsorluk olunan süreden önce istifa edersen, KOVULURSAN veya bir şekilde ayrılırsan yapılan harcamaların kalan kısmını geri ödemekle yükümlüsün" gibi bir kağıt imzalatmak istiyorlar. Ki kime sorduysam zaten sponsor oldularsa bu tarz maddeler İngiltere'de çok normal, adamlar kendilerini güvence altına alıyorlar diyorlar. Ki imzalamasam bile bu zaten genel geçer bir uygulamaymış ama olay şu oldu yani, 5 seneden önce dönersem kalan zamanların masrafını ödemek durumunda kalıyorum. Aslında bu imza zorlamasına kadar biraz daha iyiydim fakat bununla beraber cehennemim daha ateşli bir yer halini aldı, duvarları iyice daraldı. İstanbul'dayken ilaç tedavisi, artı terapi ile görüyordum son dönemde. Tabii terapi işi burada yalan oldu, ilaçlara devam ediyorum sadece.

Tabii, ben de şu an için öyle bir para yok bu bir. Ne bok yicem ben bu iki? Çevremdeki herkes manyak mısın, ülke iyice çöküşe gidiyor, zamlar pahalılık almış başını gidiyor. Sen bulmuşsun bunuyor diyor bu dört? Ben ise kendi cehennemimi yaşıyorum, ne huzurum ne umudum kaldı. Bir noktada ya keşke ölsem ve bu sorunların hiçbirini çözmesem diyordum, şimdi en azından bunu tekrarlayıp durmuyorum. Elimden geleni yapmaya çalışıyorum iyi olmak ve tutunmak için. Gözümü karartıp borç, harç bulup buradaki şeyi ödeyip dönsem bu sefer de eşimin ve umrumda olmayan kendi geleceğimi sonlandırmış olacağım çünkü direkt döneceğim bir iş yok.

Ben nasıl iyi olabilirim ahali? Ben ne bok yiyeceğim?

Teşekkür ederim okuyabildiyseniz.

 
çok zor tavsiye vermek. hayat senin. "şunu bunu yap." demek ağır sorumluluk. ama "ben olsam" diyerek yazacağım.

o "kovulursan geri ödersin" olayı kötüymüş ama genelde ilk gidenler hep sıkıntı çekip sonra toparlıyorlar bence. sanırım 14 bin tl maaşın var. burada o maaşı alabilirim diyorsan dön. 5 yıl sonra maaşın 5k pound falan olacaksa kal bence. 10 sene sonra ing vatandaşlığı almış, yurt dışı tecrübesi olan, mükemmel ingilizce konuşan, evini arabasını almış biri olarak dönersin.

ama ben aşırı duygusal biri olarak yanıma alamıyorsam annem ve kardeşlerim için hemen dönerdim.
  • ya ben lan neyse  (30.09.19 22:19:52 ~ 22:20:49) 
Sözleşme imza sürecini uzat. Terapiye devam etmeye çalış. Gidişine bırak. Burayı da orayı da sen kurtarmayacaksın. Bırakın böyle düşünceleri. Olmuyorsa da zorlamaya gerek yok. Yurtdışından dönen çok var.


  • intihar etsem de kendime gelsem  (30.09.19 22:21:21) 
aslında buraya kendi derdimi sormak için girdim ama sizinkini okuyunca da en azından yalnız olmadığınızı benzer şeyleri herkesin yaşadığını, eminim biliyosunuzdur milyonlarca kere duymuşsunuzdur bunu, söylemek isterim.

kendi cehennemini bir an önce unutman lazım. gitmeden önceki günlerini ne kadar uğraştığını hatırla. yerinde olmak isteyen çok kişinin olması çok normal değil mi, manyak mısınlar, öyle şey mi olurlar aslında çok haklı değil mi, sen de bunun için uğraşmadın mı?

evet maaşın gerçekten düşük, uğraştığın insanlar aptal olabilir. bu süreyi biraz hızlı atlatmak lazım. zannediyo musun ki işinden bir tane (1) kişi mutlu. iş bu zaten amacı bu değil. eşin var, yalnız değilsin. süreyi müthiş bir şehirde, harika bir ülkede geçiriyor olduğunun farkına var.

özlediğin şeyler çok norma çok olağan. herkes bunları yaşıyor yeni bir yere taşınınca. alıştığımız şeylerden uzakta kalınca. ama sonra herkes alışıyor. sen de alışıcaksın. biraz daha ağlayacağız, ama londrada yaşıyoken ağlamayı da kabul edemeyeceğim doğrusu.

olabildiğince dışarı çık, türklerden de uzak dur. müthiş bir fırsat bu sahip olduğun. müthiş.
  • kayra  (30.09.19 22:26:51) 
bence dişinizi biraz sıkın. kendinize 6 ay 1 sene limit belirleyin. yine olmazsa o zaman düşünün buraya dönmeyi. bence bir kaç aya alışırsınız. tabii bu oldukça genel geçer bir tahmin ama yurt dışına yerleşen hiç bir arkadaşım artık dönmek istemiyor. sigarayı bırakmak gibi belli bi eşiği geçince artık yavaş yavaş azalacak dönme isteği benim tahminim. zaten londra çok uzak bir yer değil biletler de çok pahalı değil. ara sıra gelinir.böyle bir şansı hemen başında tepmeyin biraz sabredin burası kaçmıyor sonuçta.


  • n62  (30.09.19 22:29:25) 
cevap çok basit. iki seçeneği önüne koyacaksın. hangisinde mutluyum diye soracaksın. ve sonucu ne olursa olsun onu seçeceksin. bu kadar basit.


  • iamx  (30.09.19 22:35:59) 
Bence tek ve en büyük sorun yalnızlık. Maaşınız var ama eşiniz yok. Onu artık dil okulu vs bir şey ayarlayıp yanınıza getirin.


  • anarsika  (30.09.19 22:52:32) 
1 yildan fazla ingiltereye en cok benzeyen yerde (avustralya) kaldiktan sonra 2 haftaligina memlekete dondum.

ben memleketimden hic bu kadar sogumamisim onu fark ettim. Ilk 3 ayim benim icin de cehennemdi. Hatta 3-4 ay oncesine kadar ipi koparip donsem mi diyordum. Ana 2 haftada ben memleketimden insanimdan sogudum.

Yurtfisindayken illa ki sadece sorunlar gozunde buyuyor insanin. Fakat ulkeye donunce neler kacirdigini anliyorsun. Sorun su ki ulkeye donmek kolay, yurtfisina cikmak zor.

Benim tavsiyem kendine zaman tani. 6 ay ver tekrar dusunmek icin. 6 ay donmeyi kesinlikle dusunme. 6 ay sonra tekrar degerlendir, 1 yil dolmadan da kesinlikle karar verme.

Turkiyede bile sozlesmelerde anlasmazlik maddesi var, eminim seninkinde de vardir. Olmazsa 1 yilin sonunda yuksek maas isteyip anlasmazlikla ayrilirsin isten. Veya bulunur bi yolu. Ama dedigim gibi, enisten falan seni 1 hafta oyalar, 1 ayin sonunda yana done dolasmaya baslarsin nasil geri donsem ingiltereye diye.
  • icim urperiyor  (30.09.19 22:52:45) 
2 ay çok kısa, 1 sene çalışın. Bu sürede yaşam şartlarınızı iyileştirmeye bakın. Eğer durumunuzda iyileşme olmuyorsa geri dönün.


  • malheiros  (30.09.19 23:01:03) 
Maaşınız oldukça düşük, bahsettiğiniz şekilde şirket ise zam ve sosyal haklar konusunda sizi uzecekler gibi. Bir yakınım Londra'nın dışında 1000 paund kira bulmuştu fikir olsun diye söylüyorum. Eş aile ve kariyer hedeflerini iyi belirleyin bence


  • Fritz-X  (30.09.19 23:11:45) 
Çok fazla zorlanıp geri dönmek isteyenler oluyor. kimisi biraz çalışıp geri dönüyor kimisi alışıp kalıyor. Bence geri dönmeden önce en az 1 sene çalışmak iyi olur. 2 ay sanki erasmusa gitmişsiniz gibi cvde yazamazsınız bile.


  • bahoho  (30.09.19 23:12:30) 
Çok fazla şey üst üste geldiği için biraz zorlanıyorsunuz. Bence mümkün olduğunca sakin kalıp en azından 1 yılınızı doldurmaya gayret edin. "1 yıl az zaman değil" diyebilirsiniz ama zaman su gibi akıp geçiyor. Ben geleli 6 ay oldu, zaman ne ara geçip gitti anlamadım bile.

Hangi vize tipiyle çalışıyorsunuz? Tier 2 mi? Masraftan kasıtları ne? Klasik relocation/vize masrafları mı? Çoğu firma Tier 2 ile getirdikleri çalışanlara 6 ay veya 1 yıl gibi bir süre koyuyor ama 5 yıl bana biraz fazla geldi.

Son iki yılda ailemden iki kişiyi kaybettim. Özellikle ikinci kayıptan sonrası biraz ağır gelmeye başladı. Bu süreci atlatmak biraz kişiden kişiye göre değişiyor. Bana işten izin alıp birkaç gün tek başıma kafa dinlemek iyi geldi.
  • bruce mclaren  (01.10.19 00:11:12) 
sikinti para, maas cok az. daha fazla kazanmanin yollarini bul, para isini cozersen gerisi gelir. 2300 pound ile londrada yasamak iste 2300tl ile istanbul'da surunmek gibi birsey. o is "oh ne guzel tl olarak 14bin tl kazaniyorsun" kafasiyla islemiyor.


  • cooperr  (01.10.19 00:19:58) 
bahsettiğin oda 500-600 pound olsa eline 1700 pound kalır. bu da londra'da iyi para.
oda 800 pound olsa 1500 eline kalır yine iyi para. o yüzden eşin bile gelse geçinir gidersiniz dert etme bu kadar.

maaş biraz düşük görünüyor ama ne iş yaptığını bilemedim. belki de fazla alıyorsun. sonuçta burada sana kimse sponsor olmuyor ben ayda 500 veririm bana sponsor olabilse birisi.. zaten masraflar da var yalan değil. zaten firma seni envanterine alacak değil iş yapmıyorsan çıkarabilir elbette.

bu konuda pazarlık yapmanı da tavsiye etmem ben patronun olsam ve bundan haberim olsa yerine anında başkasını bulurum. bana bile sürekli her gün orada iş var mı diye soran onlarca insan var. onlardan biri gelir işine konar.

yalnız kalmaman lazım. kaç yıl yurt dışı tecrübem oldu tek bildiğim sevdiklerin yanında olmazsa olmadığıdır..
  • ozdek  (01.10.19 00:38:12) 
Anlaşma şartları düşündüğün kadar ağır olmayabilir. Hatta yasal bile olmayabilir. Türkiye'de de özellikle yeni mezunlara bu tarz sözleşmeler imzalatırlar. Hatta senet bile imzalatan yerler var. Bu durumlar mahkemeye gittiğinde işçi kazanıyor genelde. Ayrıca deneme süresi vb oluyor. Öteki türlü köleliğe döner iş. Ve zorla çalışan kişi, işinden ayrılamazsa sabotaj riski doğar. Hiçbir şirket bunu istemez. Yani ilk önerim şu; bir avukata danış.

İkinci önerim şu; sabret. Daha 2 ay olmuş. Sabrın sonu selamet. Brooklyn diye film var. Senin durumuna çok benzer bir olayı anlatıyor. Onu izle.

Üçüncü öneri; olumlu sonuçlara odaklan. Seninkine benzer dönemlerden geçmiş çok insan var. Geçmişteki gurbetçileri düşün. Çoğu şehir görmemiş, bir kelime bile yabancı dili olmayan insanlar. Anadolunun ücra köylerinden, çoçuklarını bırakıp gittiler. Bir kısmı yıllarca çalıştı ve döndü. Bazıları da ailesini yanına aldı. Elin güçlendikçe işler rayına girer.

Son öneri; neye dönüyorsun bunu bir düşün. Baskı kalktığı için 1-2 hafta rahat olacaksın. Ama sonra burada iş arayacaksın. Bulsan bile ileride döndüğün için pişman olabilirsin. Alışana kadar zorluk var elbette. İşler zamanla rayına girer. Maaşın da artar, evin de olur.
  • the coon  (01.10.19 04:46:56) 
merhaba,
sırf sana cevap yazmak için giriş yaptım.

seni gayet iyi anlıyorum,
master için 6 yıl önce ingiltereye gittim, o zamanlar planım avrupa şartlarında kendimi sınamak sonra da belki Uk de belki başka bir batı avrupa ülkesinde yaşamaya devam etmekti (en azından bir süre).

kış vakti oralarda olmam, ışıksız ve güneşsiz geçen soğuk kış ayları ve depresyon, aslında yapmak istemediğim bir meslekte master yapıyor olmak, kur fark ve maddi zorluklar vs gibi şeyler çok zor geldi. yaz gelince koşa koşa istanbula döndüm, ve başka bir meslekte lisansa başladım.

o dönemki psikoljim, asla -en azından bir süre- yurt dışında kalmak istemediğim, orada "yalnız" lığa katlanmak zorun olmayışım, bunu kendime yapmak mecburiyetinde olmayışım, genç hissetmem ve gençliğimi kaybetmeden (?) istanbulda mutlu ve kaygısız (en azından UK'e olduğumdan daha kaygısız) yaşamak istediğim şeklindeydi. yani kararımı gayet sağdıktım.

sonuç olarak geçmişe bakıp pişman olacak yapıda bir insan değilim ancak gelecek ve meslek değiştirmek için daha vizyonlu ve öngörülü olabilirdim, yani orada da bezer şekilde meslek değiştirebilir ya da lisansa başlayabilirdim, ya da başka şekillerde yine yapmak istediğim şeyin peşinde olabilirdim.


daha önemlisi, şu anda istanbulda bir iki yıl daha kalıp, gerekli koşulları yaratıp; psikolojik, ekonomik vs. yine batı avrupada bir yere gitmek istiyorum.

zor olacak elbetteki dostum.
ama türkiye için huzurlu,yaşanabilir şartlar artık BİTİ. son buldu. kabul edelim artık bunu. elinde bir imkan var, bunun tadını çıkarmaya başla bir an önce. ben de senin gibi git gel yaşadığım sorular sorarken buradan biri bana şey demişti; mutsuz olacaksan türkiye'de bir yerde de mutsuz olursun. bu, bulunduğun yere değil sana bağlı birşey demişti, duyduğum en haklı yorum.

terapiye git, spora başla, acilen bir kursa, hobi aktivitesine katıl. olağanüstü bir şey olmak zorunda değil, facebook gruplarndan gumtree'den falan ya da workaway'den falan gönüllü şeylere bile bakabilirsin, orada kendine mümkünse ingilizlerin çok olduğu bir network kurmaya çalış.
türkiyeye dönmeyi unut ve hayatında ciddi ve büyük bir değişim yaşadığın için;bu bu tip değişimlerde başlangıçların hep çok zor olduğunu kendine hatırlat.


yalnızlığımızı, beklentilerimizi, hayallerimizi, ya da hayal kırıklıklarımızı kendimizle birlikte taşıyoruz, ülkene dönsen de yanında olacak bunlar.



ayrıca duygusuzromantik+1
  • jimjim  (01.10.19 10:50:28) 
Zor bir dönemde gitmişsin (babanı kaybetmen zor bir süreç), eşin yanında değil ki 2-3 ayda bir görüşmek aşırı düşük bir rakam, belli ki türkiyede konforlu bir hayat yaşıyorken Ingiltere'ye çok düşük bir maaşla gitmişsin. Sonuç olarak zor günler yaşaman çok normal. Nasıl bir hayat yaşamak istediğini düşünmen lazım. Bu zorluk bitmeyecek ya da kolaylaşmayacak, sadece alışacaksın.

Ülkenin çöküşe gidiyor olması falan ciddi derecede abartılıyor, eğer kalifiye bir elemansan ve paranı da güzel kullanabiliyorsan Türkiye'de cenneti yaşıyorsun. Yurtdışında yaşamak herkese göre değil, bazı insanlar daha evcimen, belki size göre de değil, bunu hiç düşündünüz mü?

Artı tıbbi bir sorununuz var ve terapiyi de bırakmışsınız, tedaviyi bırakmak gibi bir şey değil mi bu?

Manyak mısın dönme muhabbeti yapanlar hayatında yurtdışında hiç yaşamamış insanlar oluyor genelde, onları çok kafaya takma derim
  • roket adam  (01.10.19 10:50:56 ~ 10:52:24) 
başınız sağ olsun
spor ve meditasyon yapmanızı öneririm
panik ile karar vermeyin derim
  • superb  (01.10.19 11:02:10) 
3.5 ay once Isvicre'ye yerlestim, sizin gibi cok motive, yillarca ulkeden gitmek isteyip cabaladim, gitme surecim biraz huzunlu oldu, sevgilim vardi, geldikten sonra ayrildik, zaten yalnizlik, yeni hayat kurma cabasi derken bir de ayrilma olayina baya uzuldum, haftasonlari tek basima birseyler yapmaya cabalamaktan cok sikilip agladigim gunler oldu, kisacasi hic kolay seyler yasamadim buraya geldigimden beri, ilk 2.5 ay kaldigim ev de ustelik hic mutlu degildim, sizinki gibi saygili ev arkadaslarim yoktu, uyumak bile mumkun degildi, mutfagi banyoyu bile dogru duzgun istedigim zamanlarda kullanamiyordum. buna ragmen katlandim.
Ilk ay henuz maasimi almamisken, kalici evimi buldum. 36 mt2 lik bir esyali studyo. bana yeter dedim, nispeten piyasaya gore ucuz sayilabilecek bir ev. her neyse, ilk ay dedigim gibi maasim yoktu, geldigim param neredeyse bitmisti ve depozito vermem gerekiyordu, ne yapacagimi bilemedigim icin cok cok uzuldugumu hatirliyorum, cunku kisa sureli borc isteyebilecegim bile kimse yoktu.

Simdi, kalici evime yerlestim, hersey gayet yolunda gidiyor, isin temposuna alisiyorum, ama hala arkadaslarimi babami ozluyorum, ben de annemi kaybettim 2 sene once, ayni sey degil belki ama uzuntusu ayni emin olun. hala yalnizim, ama yavas yavas sosyal ortamlara girmeye cabalayacagim, fransizca kursuna gitmeye baslayacagim, meetup dan etkinliklere bakacagim, elimden geldigince avrupada gezecegim, o sebeple donmeyi dusunmuyorum. cunku donsem, donmus olacagim ulke, benim bildigim guzel ulkem degil.

Demeye calistigim sey, kendinize en az 6 ay verin arkadaslarin dedigi gibi, caniniz sikilirsa isterseniz bana mesaj atabilirsiniz, sosyal olmaya calisin biraz daha, evde cok vakit gecirmeyin haftasonlarinda. evet maasiniz biraz dusuk kaliyor, ama cikip sehirde yuruyup bir de kahve icmek cok pahali birsey degil, esinizi de yaniniza almaya calisin, o zaman hersey degisecektir. ayrica ev arkadasli bir evde yasamak hic de kotu birsey degil, evde huzurunuz yerindeyse ona da hic takilmayin. benim de planim oydu ama bu kelepir evi bulunca planlar degisti.

Inanin yalniz degilsiniz, ama sakin ve sabirli olun. tavsiyem budur.
  • interview with the vampire  (01.10.19 11:09:02) 
ne harika, ne zarif insanlarsınız. ayrı ayrı her birinize teşekkür ederim. sağolun, varolun.


  • odiilde  (01.10.19 22:46:35) 
[]

Umca umca dediler gönlümü divan eylediler

Bu Umca gerçekten bir işe yarıyor mu? 1 senedir kullandım ama etkisini denek olmadığım için bilemiyorum.




 
Yarıyor.


  • babilbaligi  (28.09.18 08:48:05) 
ben soguk alginligina yakalanacagimi anlayinca icmeye basliyorum. placebo olabilir . belki ama ise yariyor :)

sigorta karsiladigi icin kullaniyorum, kendi cebimden alacak olsam almam :S
  • fakyoras  (28.09.18 08:48:17) 
Oha sigorta karşılıyor mu??? Karşılamaması lazım.


  • odiilde  (28.09.18 08:49:10) 
ozel sigorta var bende, cogu seyi karsiliyor.


  • fakyoras  (28.09.18 09:01:16 ~ 09:04:36) 
işe arıyor.


  • teritori  (28.09.18 09:15:57) 
isveç şurubu kullanırdım bu seneye dek. şişesi baya pahalı olduğu için kendim hazırlardım arifoğlundan gerekli bitkileri alıp.
umca'yı keşfetmem baya güzel oldu.
hastalığın henüz başındaysan; 1-2 güne hastalanmadan ufak semptomlarla düzeliyorsun.
ortasındaysan; hastalığın ilerlemesini engelliyor, 2-4 gün içinde öksürük azalarak bitiyor.
hastalığın ilerleyen evrelerinde başladığım olmadı hiç, ama onda da benzer etki yapacğaını düşünüyorum
  • barankovan  (28.09.18 10:46:22) 
[]

Budapeşte'de kalınacak yer tavsiyesi - İki kişi

Budapeşte'de kalınacak yer tavsiyesine ihtiyacım var. İki kişi ve temmuz ya da ağustos gibi gideceğiz.

Özellikle gezilecek yerlere yakın olması, temiz olması, e tabi mümkünse uygun fiyatlı olması sıralarına göre önceliklidir.

Teşekkürler,

 
Wombat's. Daha iyisini bulmanız zor.


  • tahrik olmusken objektif olamam  (01.06.14 21:28:57) 
İbis hotel'de kalmıştım. Sıralamana birebir uyuyor.


  • spatzle  (01.06.14 22:09:48) 
Diamonds ya da diamond hostel var. Temiz ve ucuz. Dayı felanda rahat adam. Günlüğü 12 liraya kalmıştım kışın.


  • stanhiver  (01.06.14 22:25:54) 
city hostel buda'yı öneririm. gecen yaz kalmıştım yuruyerek merkeze 15-20 dk uzaklıkta 2 kişilik geniş güzel dolaplı banyolu odaları var.
2 gece için 15 euro gibi bir şey ödemiştim.

  • brkwashere  (01.06.14 22:40:10) 
[]

İlk defa psikiyatriste gideceğim, tavsiyeleriniz?

İlk defa bir psikiyatr'la görüşeceğim. Kendisi terapi üzerine de eğitim almış birisi, o yüzden ilacı bas geç yapmayacak.

Ödediğim miktar da biraz fazla olduğu için ben bu görüşmeyi olabildiğince verimli kullanayım diyorum. O zaten beni yönlendirecektir fakat ben nasıl bir yol izleyeyim kendimi anlatırken?

Neler önerirsiniz?

 
Utanmadan sıkılmadan herşeyi anlat işte.


  • innerbliss  (29.05.14 14:10:55) 
randevuya gitmeden önce ne anlatmak istediğine dair küçük notlar al. böylece hem konu atlamamış, sıralı gitmiş olursun, hem de sohbet çok dağılmaz.


  • loveinaflipbook  (29.05.14 14:15:00) 
loveinaflipbook +1


  • o da olur  (29.05.14 14:35:15) 
aslında terapide sen bir şeyleri anlatmak istersin ama terapist kelime aralarında söylediğin şeyleri ayıklayıp oralardan bişeyler yakalar. Sen kasma yani sunuma gidecekmiş gibi, onun uzmanlık alanı o, yakalayacaktır sen ne söylersen söyle..
Sadece şikayetini doğru ifade et, gerisini ona bırak. Bir konunun üzerine gider mesela, sen ne alaka dersin ama meğerse asıl sorunun oymuş mesela ortaya çıkar, gibi..
kendi deneyimlerime dayanarak bunları ilave etmek istedim.
  • innerbliss  (29.05.14 14:46:18) 
raat ol hacı. sonuçta parayı veren sensin.


  • seyduna6687  (29.05.14 15:13:42) 
sonucta olay onup dolaşıp ilaca gelecek.bana oyle oldu :)


  • jamswety  (29.05.14 15:57:46) 
[]

Otuza dört ay kala geçmişe göz atış ve anın buhranları

Otuzuma girmeme dört ay kaldı.

Bir ajansta jr. art direktör olarak çalışıyorum. Maaşımdan memnun, iş yerimden ve iş yerimin kalitesinden memnun değilim.

Uzun yıllar serbest çalıştım, sonrasında geçen yıl uzatmalı okulumu bitirip sektöre girmeye karar verdim ve girdim.

Şimdi;

Başka büyük ve iyi ajanslara geçmeye çalışıyorum fakat bu sektöre girdikçe tanıdık olmanın, çevreye sahip olmanın ne kadar büyük öneme sahip olduğunu birebir deneyimleme şansım oldu.

Ve yaşım önümde büyük engel olduğunu düşünüyorum çünkü okuldan zamanında mezun olup çıkan insanlar 20 li yaşlarının başlarında, ortalarında bu ünvanı alıp (jr), bir kaç sene öyle çalışıp benim yaşlarımda atıyorlar o ünvanı. Hem çevreleri oluyor hem deneyimleri.

Benim serbest çalışma deneyimim daha değerliyken (hangi açıdan diyebilirsin; müşteri temsilcisi de bendim, muhasebe de bendim, kreatif de bendim art direktör de bendim, işi getiren, işi bağlayan da bendim) maalesef "ajans deneyimi" olmadığı için esgeçildiğini hissediyorum.

Eğer bu iş yerinde kalırsam, hem yaşlanacağım -ki zaten otuz oluyorum üç ay sonra, zaten yaşlıyım- hem de bu ajans bana büyük bir yere geçmek için adım olamayacak kalitede düşük işler yaptığı için olmam gereken yerde ve pozisyonda olamayacağım. Askerlik var iki sene sonra. Askere gitmeden bir şeyler yapmalıyım ki geldiğimde az problem yaşayayım.

Tamam bi bok yedim, zamanında artist gibi serbest çalışmayı seçip pastanın büyük dilimine göz diktim. Firmalaşamadığım için de bunu başaradım.

Büyük bir potansiyel vardı içimde ortaokuldan beri, şimdi ise tam değerlendiremediğim potansiyel benim her nefesimden çalıyor. Bazen devam etmenin ne anlamı var diyorum.

Otuz oluyorum. Ne bok yemeliyim, hiç bir fikrim yok. Sanki yanlış kararlarla ilerlenmiş bir oyun ve ben eski save dosyasını arıyorum.

 
şu an çalıştığın yerde elinden gelenin en iyisini yapmaya devam et. deneyim, tecrübe her yerde elde edilir. buradan alabildiğini almaya çalış.

karamsarlığına gelince zamanında serbest çalışmayıp çarkın içine girseydin de hep aklında serbest çalışsaydım zıplayacaktım devleşecektim fikri kalacaktı. ne yapsan diğeri için içinde ukte kalacak(tı). herkes bu muhasebeyi aklında zaman zaman yapar. huzurla çalışıyorsan. mutlu olmaman için sebep yoksa şanslılardansın.
  • kakao  (18.10.13 13:37:39) 
İlk olarak 30 yaş okuldan yeni çıkmış biri için bir miktar büyük bir yaş (ki benim ailemde kariyerini ancak 35-40'ında veren ve şu anda mutlu kişiler de oldu) ama deneyimli biri için çok büyük bir yaş da değil. O aradaki fark zamanla kapanır.
Önemli olan çalışma ortamından memnun olmak bence. Ben bu nedenle daha yüksek maaşlı çalışabilecekken, çalıştığım yeri terk etmiyorum. Hayatımın %50'sinden fazlası işte geçiyor, bu nedenle işyeri mutluluğu çok önemli. (Yaş 30, iki ay önce doldurdum)
Bu nedenle, söyleyebileceğim şey bir yandan iş aramaya devam etmeniz. Maaşı aynı ve daha firmasal-kurumsal bir yer bulabilirsiniz. Alttan başlayabilirsiniz, nasıl olsa yükseleceksiniz. Bu sizin bakış açınıza da bağlı: yaşamak için mi çalışıyorsunuz, çalışmak için mi yaşıyorsunuz? Eğer yaşamak için çalışıyorsanız, maaşınızı aldıktan ve iyi yaşayabildikten sonra birkaç şey dışında nerede olduğunuz çok da önemli olmasa gerek. Eğer çalışmak için yaşıyorsanız, o zamanda her fırsatı kollamanız gerekli. Azimle aradaki farkı bir 4-5 senede kapatabilirsiniz.
  • aychovsky  (18.10.13 13:40:37 ~ 13:42:30) 
30 yaşında oda arkadaşım var tercümanlığı bıraktı şu an mühendislik okuyor 1. Sınıf.


  • fuerteventura  (18.10.13 13:45:08) 
Bence hemen askere git. Hem aradan çıksın, hem de uzun uzun düşünürsün. Bir de 30 yasinda gencliginin daha ortasinda, gücünün zitvesindesin abi yasliyim ne demek.


  • the kene  (18.10.13 15:43:22) 
[]

Ego hakkında. Ago. ægo.

Nasıl ego sahibi olunur? Sahip olunan ego nasıl geliştirilir?




 
Basarili olarak,hep daha fazlasini yaparak.


  • serabetan  (26.12.11 23:18:07) 
yavas yavas yanı ilk baslarda herkesın yapabılcegı seylerı yaparak sonra daha cok caba hırs gostererek yaptıgında isee bunun analızını yapıp ben ne güzel işler yapmısım yeaaaa dıyerek:)


  • cmr_sa  (26.12.11 23:20:34) 
sorun orada işte. ben yaptığım işlere sonradan dönüp baktığımda o kadar acımasız oluyorum ki başkası için bu yorumları yapsam kaldıramaz kimse. kendim de kaldıramıyorum ama kendim yapıyorum. kendim edip buluyorum. nasıl olcek bilemiyorum.


  • odiilde  (26.12.11 23:23:18) 
egoya gerek yok ki gelişimin önüne geçer. biri takdir ettiğinde azcık tatmin olsan yeter o kadar ego.


  • yuto  (26.12.11 23:29:04) 
süperegonuzu kontrol edin. egonuz keskinleşir. Çok iyi kontrol edebilirseniz gelişir.


  • ucurulmusayasofya  (27.12.11 00:01:23) 
Her hafta kişisel gelişim semineri gibi geçen rehberlik dersinde aldığım notlarımın yardımcı olabileceğini düşünüyorum

Egonun ihtiyaçları:
Başarı
Bağımsızlık
Yeterlilik
Güç (ki bu da 3 şekilde: hakimiyet ve yönetme ihtiyacı, varlığını koruma ve sürdürme, çekicilik)
Özgüven
Değerlilik
  • uepuey  (27.12.11 00:29:48) 
[]

Mac için gerekli ve yararlı program önerileri

3-5 duyuru aşağıda ftp clienti sormuştum. Şimdi de mail programı sormam gerekiyor.

Bunun dışında genel/özel ihtiyaç için kullandığınız, hayat kurtaran, iş gören programlar nelerdir?

Tenks yu.

 
apple mail (ozellikle os x lion'daki hali) gayet basarili bence. ekstra bir yazilima ihtiyac duymadim.

pc bulunan ortamlarda calisiyorsaniz "tuxera ntfs for mac" hayat kurtarir. editor olarak textmate iyidir. appzapper harikuleyt bir uninstaller'dir. movist ya da vlc video isleri icin iyidir (perian codec pack'i de kurun, bulunsun)
iWork candir. msn messenger kullaniyorsaniz microsoft'un client'i yerine adium'u oneririm. ben, sadece gtalk kullaniyorum, iChat yeterli oluyor. aklima gelenler bunlar ilk olarak.

ek: totalfinder ve totalterminal da hayat kolaylastiran seyler. bilmiyorum kullanim alanin nedir ama ekleyeyim dedim.
  • fader  (25.08.11 15:53:50 ~ 16:20:15) 
songgenie


  • busuta  (25.08.11 16:07:37) 
lion'in mail programi cok cok iyi. arsiv programlari vasat bence, kotunun iyisi stuffit expander. msn olarak microsoftun kendisinin clienti var ben adium kullaniyorum. downloadda speed download iyi bence folx filan kasiyor. ircde textual janjanli.


  • kullanici adimiz  (25.08.11 16:23:24) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.