[]

Kedi kısırlaştırmanın etik ve psikolojik yönü

Merhaba,
1 Yaşında bir erkek kedim var, ellerinizden öper. Bugün doğum günü.
Yarın kendisini kısırlaştırmaya götürüyorum ancak içim pek rahat değil. Hiç çiftleşmedi, başka kedi bile görmedi 45 günlük olmasından sonra. Şu an tek sorunumuz gece miyavlaması ve çiş yapması. Dünyanın en uysal kedisidir. Çok yakışıklıdır, sevecendir. Canını yaksan da bir şey demez. Böyle bir güzelliğin nesli devam etsin isterim, ancak eve yavrusunu da alamayız. Güvenilir birini de bulamam verecek. Öte yandan düşünüyorum kedimin babasının sahibi bir kez çiftleştirmeseydi ben kedime kavuşamazdım. Kedimin özgürlüğünü çok sınırlandırıyorum. Hüzünlü hüzünlü dışarı bakıyor. Sokağa bıraksam dönüp gelemez, işitme engelli. Düşünüyorum ona bunu yapmaya hakkım var mı? Bütün gün evde bekliyor, sabah evden çıkınca arkamızdan ağlıyor. Topişlerini de seviyor bence, onları güzel güzel yalıyor. Bazen kırmızı bir roket bile çıkartıyor. Yarın bambaşka bir kedi olursa diye korkuyorum. Nerede benim topişlerim diye sormasın, ne zaman sevmeye kalksam tırmık atmasın sonra? 6 kilo zaten, obez olur diye de endişeleniyorum. Evin içinde pek hareket edemiyor yavrucak. Beni bir rahatlatın canlarım.


--------
@sta aslında anlıyorum, zaten yaptırmam gerekiyor çünkü annem dayanamıyor her gün bir yere işemesine. ama o hakkı kendimde göremiyorum. %100 evet gönlüm rahat diye gidemiyorum.

@musmutlusismankedi2015 diyet mama kullanacağım ancak ben ev yemeği de yediriyorum. metabolizma hızı, kas kütlesi azalacak. neredeyse tüm testosteronunu elinden alıyoruz. oysa başka zamanlarda hormonlarla oynamaktan acayip korkuyoruz, dengesi bozulmasın diye hormon iğnelerinden, doğum kontrol haplarından hayvanlar için de insanlar için de öcü görmüş gibi kaçıyoruz. sonra hormon üreten o bezleri komple geri dönüşümsüz çıkartıyoruz. Anesteziye sokmaktansa Deslorelin veya bir çeşit antiandrojen vermek bir kademe daha masum görünüyor gözüme. images.publicradio.org
2. Kedi alamam, öyle olsa bir kez çiftleştirip yavrularını alırdım.

@hayirsiz annem dayanamıyor bu çişlere ve gece ağlamalara.

@neferkitty ve mea maxima culpa size hak veriyorum, aşırı ürememeliler. peki o zaman dişi kedilerde tüpleri bağlamak yerine neden komple yumurtalık, rahim ne varsa çıkartıyorlar? kanser bir sebep diyelim, insanlarda önlem olsun diye istedikleri çocuk sayısına ulaştıklarında ne var ne yok almıyoruz. asıl sebebin dişi kedinin kızgınlık dönemindeki hırçınlığı ve huysuzluğundan kurtulmak olduğunu düşünüyorum. bu kızgınlık onların doğalarında var, hayvana işkence gibi gözükse de işkence değil. biz buna kendi rahatımız için müdahale etmiyor muyuz? ekolojik dengeyi korumak için olsa tüp bağlanmasıyla yetinirdik. aynı şekilde erkek kedilerde de vazektomi yaptırırdık. bunu veterinerlere okulda öğretmiyorlarmış bile.

 
kedinin sağlığını düşünüyorsan kısırlaştırırsın. onların üremek, anne baba olmak gibi içgüdüleri yok yani bir kötülük yapmıyorsun merak etme hatta iyilik yapıyorsun rahatlıyorlar ve azmıyorlar. beslenmesine dikkat edersen de obez de olmazlar.


  • sta  (20.03.15 19:40:59) 
güzel kardeşim, bir sürü duyuru açıldı bu konuda, yazmaktan da elimizde tüy bitti.

kısırlaştırmak evde baktığın bir kediye yapacağın iyiliktir. birçok üriner hastalığı engellemiş ve psikolojik acı çekmesini engellemiş oluyorsun.

obez falan olmaz, kısır kedi maması kullanırsın. maddi durumun varsa 2. bir kedi alırsın arkadaş olarak. topişlerini sevme gibi bir şey yok, insan değil o, ah ben ne güzel karıya kıza bakardım diye düşünmeyecek. bambaşka kedi falan olmayacak. neyse o olacak.

5 kediyle aynı evde yaşıyorum, zibilyon tane kedi kısırlaştırdım. en sağlıklı ve makul olan çözüm bu. burda birazdan "ama hayvanların çiftleşme hakkı reröre" diyecek dallamalardan çok daha tecrübeliyim. telef olmuş, çöpe atılmış, bodrumdan atılmış, açlıktan ölmüş bir sürü yavruyla ilgilendim. yuva arayan bir sürü hayvan varken yenilerine gerek yok.

edit: canı da acımaz. anestezi veriliyor zaten. 1 2 gün sürüyor o narkozun mahmurluğu, sonra hoplayıp zıplamaya devam ediyor. özellikle erkek kedilerin operasyonu çok çok kolay. dişilerinki de zor değil ama erkeklerin daha da kolay.
  • mutlusismankedi2015  (20.03.15 19:43:51 ~ 19:49:41) 
Kediler artık doğal ortamlarında olmadıkları için doğal predatorları olan kartal, tilki vs yoktur dolasıyla üssel olarak çoğalmaya devam ederken,insanlar tarafından beslendikleri için de doğadaki gibi avlanmazlar hazırdan beslenirler. Ekolojik denge bu sebeple bozulur en bilimsel açıklaması başta budur.
Zaten doğal ortamlarında değiller yani, o yüzden ''doğasına aykırı'' diye bir şeyden bahsedilemez.
Araba altında kalacak yavrulara vicdan elverirse insanı da predator olarak görebiliriz tabi ama bu da vicdansızlıktan başka bir şey olmaz.
Ya hiç beslemeyip ölmelerine izin vericez ya da besliyorsak üremelerine katkıda bulunmamamız lazım.
  • neferkitty  (20.03.15 19:47:26 ~ 19:50:55) 
binlerce kez yazıldı, en az 50 kere filan da ben yazdım.

kediler insanlar gibi zevk almak için seks yapmıyor.

çiftleştirirseniz ortaya çıkacak yavrulara kim bakacak? onun yerine sokakta bir sürü yuvasız ve sakat yavru var. onlara yuva bulmak yenilerini üretmeye göre daha etik değil mi???

kısırlaştırınca hiç bir şey değişmiyor, ne kilosu, ne huyu. gayet rahat hayatına devam ediyor.

kedileri insan kıstaslarıyla değerlendirmeyi bırakırsak ne güzel olur. bir de onları doğal ortamı çiftlik ortamı. doğal ortamlarında olsa bırakın ne yaparlarsa yapsınlar ama şehrin ortası onların doğal ortamı değil.
  • mea maxima culpa  (20.03.15 20:12:40) 
@neferkitty önemli noktaları yazmış.

siz zaten sokakta tek başına büyük olasılıkla yaşayamayacak bir canlıyı evinize alarak zaten (iki kere zaten kullandım bilerek) doğanın dengesini bozmuş durumdasınız. bir de onu üretirseniz iyiden iyiye kedi çoğalmış oluyorsunuz.
  • mea maxima culpa  (20.03.15 20:15:00 ~ 20:15:21) 
@sta aslında anlıyorum, zaten yaptırmam gerekiyor çünkü annem dayanamıyor her gün bir yere işemesine. ama o hakkı kendimde göremiyorum. %100 evet gönlüm rahat diye gidemiyorum.

@musmutlusismankedi2015 diyet mama kullanacağım ancak ben ev yemeği de yediriyorum. metabolizma hızı, kas kütlesi azalacak. neredeyse tüm testosteronunu elinden alıyoruz. oysa başka zamanlarda hormonlarla oynamaktan acayip korkuyoruz, dengesi bozulmasın diye hormon iğnelerinden, doğum kontrol haplarından hayvanlar için de insanlar için de öcü görmüş gibi kaçıyoruz. sonra hormon üreten o bezleri komple geri dönüşümsüz çıkartıyoruz. Anesteziye sokmaktansa Deslorelin veya bir çeşit antiandrojen vermek bir kademe daha masum görünüyor gözüme. images.publicradio.org
2. Kedi alamam, öyle olsa bir kez çiftleştirip yavrularını alırdım.

@hayirsiz annem dayanamıyor bu çişlere ve gece ağlamalara.

@neferkitty ve mea maxima culpa size hak veriyorum, aşırı ürememeliler. peki o zaman dişi kedilerde tüpleri bağlamak yerine neden komple yumurtalık, rahim ne varsa çıkartıyorlar? kanser bir sebep diyelim, insanlarda önlem olsun diye istedikleri çocuk sayısına ulaştıklarında ne var ne yok almıyoruz. asıl sebebin dişi kedinin kızgınlık dönemindeki hırçınlığı ve huysuzluğundan kurtulmak olduğunu düşünüyorum. bu kızgınlık onların doğalarında var, hayvana işkence gibi gözükse de işkence değil. biz buna kendi rahatımız için müdahale etmiyor muyuz? ekolojik dengeyi korumak için olsa tüp bağlanmasıyla yetinirdik. aynı şekilde erkek kedilerde de vazektomi yaptırırdık. bunu veterinerlere okulda öğretmiyorlarmış bile.
  • Lim5  (20.03.15 20:24:00 ~ 20:25:45) 
Söylediğin işlemler arasındaki teknik detayı bilmiyorum o yüzden bilgim olmadan fikir üretmem doğru değil, bu konudaki yabancı makaleleri vs. okuyup sentezlemek daha doğru olur. Bir de yurtdışında muhtemelen senin dediğin şekilde yapılıyordur sonuçta sen tıp okuyorsun daha iyi bilirsin ki parazit riski esas itibaiyle çevrenin alt yapısı ile alakalı bir sorun. Onlarda kediyi rahatlıkla dışarı salabilirsin, hormonu elinden almazsın çiftleşmeye devam eder ama üremesi durur fakat hastalık da kapmaz. Onlarda parazit ilaçlaması sıklığı senede 1 ya da 2 iken biz de en az 3-4. Dolasıyla bizde kedinin dışarı çıkması başlı başına ''risk''. Çevresel faktörler tamamen olumsuz, eğer iskandinavya gibi bir ülkede olsak sen haklısın derdim ama burada ben güvenip de kedimi dışarı bile salamam mesele sadece üremesi değil. Hormonun alınmadığı her kedi de güdüsünü yerine getirmezse tabiri caizse çıldıracak aşamaya gelir yani bu onun için daha sancılı, bunun için de dışarı salınması lazım. Yani yine araba altında kalabilir.

Türkiye'de bu dediğin şartlar sağlansa bile kediye hiçbir faydası dokunmaz tam tersi zararı olur yani, kaldı ki kediye araba çarpsa veterinere de götürmezler.
Ben kedime mikropçip takdırdım şu an zorunlu hale gelmiş sanırım, yurtdışında böyle bir şey olsa anında götürüyorlar ve kedinin mikropçipinden sahibine ulaşılıyor ama burası Türkiye, o yüzden ideal şartların hiçbiri zaten sağlanmıyor ki ; kedi rahat rahat dışarı çıkabilsin çiftleşebilsin. Sadece parazit de değil sokaktaki kedilerin hepsi yine bizim pisliğimizden ötürü virüs taşıyor. Temiz bir millet değiliz maalesef.
Hormonu olan kediyi evde tutmak = kedi için işkence.
Bahçeli evde beslemek lazım, yurtdışındakilerde kapılarda kedi kapısı kedi dolanıyor geri eve geliyor misal , kısırlaştırma onlarda da zorunlu. Hormonu alınmasa bile kedi özgür kalıyor çünkü hayatını tehdit edecek bir şey yok ortada.
  • neferkitty  (20.03.15 20:39:12 ~ 20:42:33) 
@neferkitty birinde kızgınlığa girmesini engelliyoruz, çocukluğundaki gibi uysal, oyuncu bir kedimiz oluyor. ötekinde spermle yumurtanın birleşmesini engelliyoruz, gerisi yerinde kalıyor. hala yetişkin, kızgınlığa giren, bağıran, yaşının getirdiklerini yapan bir kedi oluyor. kısır ama kızgınlığa giren bir kediyi kimse istemez diyor herkes. o zaman aklıma gelen soru biz aslında kısırlaştırmayı kendimiz için mi istiyoruz oluyor. keşke ortam müsait olsa özgürce yaşasalar. benimki zaten gitse de dönemez, mecburuz kısırlaşacak. bebeğim güçsüz doğal seçilime kurban gitsin demiyor kimse, o yüzden ben de kedime diyemem. haklısın.

Bir de aklıma takılan şey şu: sokakta yaşayamazlar. çabuk ölürler. hastalık kaparlar. bir kazaya kurban giderler. evet o kediler için çok üzülüyorum. öte yandan değişen ortam koşulları en güçlülerinin hayatta kalmasını zaten sağlamayacak mı? bir yerde sokak hayvanlarının toplu kısırlaştırılması sonunda nesillerini tüketecek diyordu. zaten ömürleri normalin 4'te biri. buff yazmış, 15 vardı 1'i kaldı diye. hayatta kalacak kadar güçlü değiller. avcıları artık yok ama olumsuz çevre koşulları var. insan müdahalesi doğal dengeyi bozarsa?

www.eksiduyuru.com
  • Lim5  (20.03.15 21:19:07 ~ 21:35:51) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.