[]

İngilizce konuşurken neden kal geliyor bana?

Yahu, kelime bilgim hiç fena değil. Türkçe olarak ne konuşuyor isem İngilizce karşılığını biliyorum. Yazarken zorlanmıyor ve tamlamaların, adjective clause'ların âlâsını yapıyorum. Lakin konuşurken afedersiniz mal gibi basit cümleler kuruyor ve ilkokul seviyesinde konuşuyorum.

Bir de o bildiğim çeşitli kelimeleri de kullanmıyorum ve yazımlar da yer yer sığ kalıyor nedense.


Niye öyle oldu ki? :(

SSiz ne yapıyorsunuz böyle durumlarda?

 
pratiksizlikten. pratik yapmanız lazım.


  • anil  (30.07.14 00:23:05) 
Spor yap


  • kelepir  (30.07.14 00:32:10) 
benim 2 sene ingilitere'de okumuş arkadaşım var geçen facebook'ta ordan arkadaşıyla resmin altından yazışıyo ilkokul çocuğu ingilizcesiyle.

Ben günde 5-10 ingilizce kelime öğreniyorum ancak kullanmaya gelince onları kullanamıyorum. Çok nadir çıkıyor. Salla boşver.
  • acukali ekmek  (30.07.14 00:37:38) 
Mala bağlıyorum ve mal muamelesi görüyorum.


  • compadrito  (30.07.14 01:00:36) 
kimse yazmamış ama pratiksizlikten. okuldan aslan kaplan olarak teorik bilgi yığınıyla mezun olup iş hayatında ''ee nasıl yani şimdi?'' diye kalmak gibi.


  • rebellion  (30.07.14 01:22:40 ~ 01:33:14) 
ben de ayni anda hem dusunup hem konusamiyorum. ya cok uzun esler vererek konusabiliyorum ya da ya da sacmaliyorum. ne tense kaliyor ne gramer. ama yazarken gelsin neither'lar nor'lar gitsin shall'lar ought to'lar.
turkce gramer ve cumle dizilisi ingilziceye gore tam ters oldugundan heralde, turkce dusunmeye programlanmis beynimiz. o zinciri kirmak lazim.

  • nicki martin  (30.07.14 01:33:03) 
Anlattıklarına bakılırsa iki sebep var: pratik eksiğin mevcut, böyle olunca da heyecan yapıyorsunuz haliyle. Böyle durumlarda da insan iki kelimeyi yan yana getiremiyor maalesef.

Bence yapılabilecek en güzel şey yabancı dilin kafasını gözünü yararak konuşmaya başlamak bu durumlarda. Bırakın was la were yan yana gelsin, kullandığınız tense verb'le uyumsuz olsun, gramer kurallarını filan hep unutun, hiç önemli değil. Zaman içinde Ara sıra da "akıcı bir ingilizcem yok, anadilim değil biliyorsunuz" "kusura bakmayın hatalar yapıyorum" "anlayamadığınızda söyleyin olur mu, tekrar anlatmaya çalışırım" gibi durumunuzu açıklayan cümleler kurarsanız, karşınızdaki insanlar anlayışla karşılayacaktır. Yavaş yavaş da bu durum düzelir, belki tamamen fluent bir hale gelmez ancak yakın olur.

İngiltere'de upper-intermediate sınıfında olan ben, pre-intermediate'de okuyan Fransız çocuğun çatır çutur İngilizlerle konuşup, gayet de iyi anlaştığını görünce doğrudan bu yöntemi kullanmaya karar verdim. Epey faydası dokundu :)
  • sevgikusunkanadinda  (30.07.14 01:53:44) 
Turkce dusundugun icin. Ardarda karisik cumleler kurmak zorunda kaldigimda kulagindan tutup gecmisini sikip atiyorum ingilizcenin. Yukaridaki bi arkadasin da yazdigi gibi gramer bir yana anlam bir yana. Caresi ise pratik ve turkce dusunmemek.


  • japon askeri  (30.07.14 04:02:52) 
Ingilizce egitimimizden kaynakli. Gunluk hayata yonelik hicbir sey ogrenmiyoruz dolayisiyla gunluk konusma sirasinda kontekse uygun kaliplar kullanamiyoruz. Zorlama kaliplar kullaninca da sundukce sunuyor, kelimeler akla gelmiyor. Bundan kurtulmanin benim bildigim 3 yolu var, ben de cok cok iyi durumda sayilmasam da paylasayim.

1. Ingilizceye kendini mahkum etmek: Bu uygulamasi en zor ama sonucu en garanti yol. Beyin Ingilizce kullanmak zorunda olduguna sartlandigi zaman cok rahat ogreniyor. Mesela 1 sene Ingilizce konusulan bir ulkede olsaniz ve sadece Ingilizce konussaniz cok iyi duruma gelirsiniz. Turklerle hic gorusmeyip, hic Turkce konusmamaniz gerekiyor.

2. Ozguven ve bol pratik: En buyuk hatamiz dusunerek konusuyor olmamiz. Cok dusunmeden sanki harika konusuyormuscasina, hata yaptiginizda duraklamadan konusmaniz gerek. Ingilizce diyaloga sik sik girmeniz cok onemli.

3. Dizini kirip calismak: Bildigimiz gibi kitap acip calismak gibi degil bahsettigim. Dizi izlerken bir saniye erkene Ingilizce altyazi koyup once kendiniz okuyun sonra soyleneni dinleyin. Hem kulaginiz alisacak hem de hiziniz artacaktir. Bilmediginiz kelimeleri arastirin, ogrenin ve kullanin. Kitap okurken olabildigince hizli bir sekilde sesli okuyun. Deyimler cok fark yaratiyor, birkac tane ogrenseniz bile yardimci olur.
  • luthier  (30.07.14 04:29:22) 
üstad kelime bilgin istediğin kadar iyi olsun konuşma işi farklı. ben turistlerle pratik yaparak geliştirdim İNANILMAZ faydası oluyor kesinlikle tavsiye ederim. hem bedava, hem çok eğlenceli hem de seçmece amk. ingilizinden tut irlandalısına, conisinden tut kangrulara kadar herkes var sultanahmet'te. başka şehirdeysen yine ararsan bulursun izmit'te bile dünya kadar uzakdoğulu var. bak 2 aydır gitmiyorum ben de geçen gün skype'tan arkadaşla konuşurken teklemeye başladım. spor gibi bir şey bu, boşlarsan gidiyor. ha tabi bi kere öğrendikten sonra birkaç pratikle yine geri geliyor yine aynen spor gibi.

turistlere sar hacı turistler bulunmaz nimet. ülkemizin jeopolitik konumu falan bunlar hep önemli bak.

bi de, kelime bilmen iyi de kalıp öğren.
  • sensible soccer  (30.07.14 05:48:45 ~ 05:56:37) 
Zetahead

ben o kaka çocukların kullandığı kelimeleri aklıma bile getirmemek için özel olarak aktif çaba sarfediyorum. Allah etmiye, birinnen konuşurken, ağzımdan kaçar maçar da, direksiyonu toplayamayız soğna.

şu hayatta en iyi bilmen gereken mevzu, tavşan tosbaa masalı. masalın sonunda tosbaa tavşanı solluyo ya, o masalı içselleştir ve hayâtına uyarla, tamamsın. bi masal daha var. ağustos böceennen garınca. bu ikisini bil ve uygula yeter.

ben şimdi, ''İngilizce biliyorum, ikinci lisan olarak ne öğreniyim?'' diye soru sorannara, ''yav bırak ikinci lisanı, İngilizceye yüklen!'' diyince, bozuluyolar.

Taam benim genel mallığımdan da kaynaklanıyodur bağzı şeyler, yani burda yaşadığım zorluklar felan ama onun etkisi %20'dir. %50 filan gibi de, Orhan Baba, Müslüm Baba, İbo, Mine, Ebru, Sibel, Gülşen faktörleri vardır. Tabii duyuru faktörü de var. Şuraya harcadığım zamanı, İngilizce dinnemeye, okumaya, yazmaya harcasam, durum çok farklı olurdu.

Yannız sizin aranızdan, bilgisayar oyunu oynayarak büyümüş olannarın çok önemli bi avantajının olduğunu tahmin ediyorum. Hani şu gonuşmalı dinnemeli oyunnar felan. Misal, şimdi pescador itnesini getirsek burıya, bi sene soğna elime verir heralda.

Fekat daha hâlâ gak guk ediyor olmak çok morel bozucu...
  • compadrito  (30.07.14 06:26:33 ~ 06:27:24) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.