gün içinde çalışan demişsiniz, eğer kreş gibi bir imkan yoksa bebek köpeğe bakmak tüm gün çalışan insan için çok zordur. büyüyene kadar mutlaka ağlayacaktır, komşuların şikayetçi olmalarından şüpheleniyorsanız, olurlar. kesin olurlar. en başta köpek için ev değiştirmek zorunda kalabilirsiniz, evi değiştirmek yerine köpeği sahiplendirmeyi tercih edecekseniz, köpek bakmak size uygun değil. havlamasını istemiyorsanız yetişkin bir köpek sahiplenmek sizin için çok daha uygun olacaktır, daha önce köpek deneyimi olmamış insanlar için de daha kolay olur uyum sağlaması açıkçası, her ne kadar "hiç büyümeyen çocuk" benzetmesi yapıldıkça, büyüdükçe akıllanıyor, uslanıyor köpekler enerjileri azaldığı için. arkadaşımın eniği bütün gün evin içinde terör estirirken benim yetişkin köpeğim ben evde değilken ya da yürüyüşe/parka gitmediğimizde uyuyor, arada bir de gelip kendini sevdiriyor. uysal hayvan iyidir, yetişkin sahiplenin, hem sizin hem köpeğin yararına olur.
çalışırken köpeği gezdirmek sıkıntı yaratabiliyor bazen, gerçi ben genelde sabah dokuz akşam on okul-iş ikilisinde olduğum için de çok yoruluyordum ama, gecenin beyninde gelip köpeği yürümeye çıkartma derdi çok zorluyor adamı. sanırım yaşadığım en büyük zorluk bu benim.
ben köpeğimi sahiplendiğimde, muhtemelen komşularla kavga çıkar, sonra imza toplayıp bizi attırırlar, yeni ev aramaya başlayalım demiştim. ama başlarda mızırdansalar da (biz evde yokken kalorifer peteklerine vuruyormuş ibine hayvan) şimdi sessiz sakin olduğu için onlar da seviyor, çocukları oynuyor falan, sorun çözüldü yani bizim apartmanda. çözülmeyebilirdi de, bunu göze almıştık. bunu göze almak şart işte köpek sahiplenmeye karar vermek için.
he kedi köpek beslemenin benim için en en en zorlayıcı kısmı şu ama: kusmuk temizlemek. kedi de köpek de kusan hayvanlar çünkü. hele köpek, dışarda sürekli pisboğazlık edip bir şeyler yediği için midesi rahatsız olur, kusar da kusar, yediğini geri çıkartır. her seferinde öğüre öğüre temizliyorum kusmuğu. kaka gibi de değil bi de kusmuk, köpeği gazeteye/dışarıya alıştırınca bokun derdi biter de, her an her yere kusabiliyor işte, fenaa.
hiç, keşke sahiplenmeseydim demedim bu arada ama, "sahiplendim ama başıma bela oldun la puşt" diye totosuna totosuna vurduğun çok oldu. o da bana verdiği zarardan değil, saçma sapan şeyleri yiyip (kinder sürpriz oyuncakları, jelatini yumurtası falan, poşet gibi) beni panikle veterinere gitmek zorunda bıraktığı zamanlarda oldu sadece.
hı, köpeğin her şeyine katlanırım, onun derdi benim derdimdir dedikten sonra köpek sahiplenmenin zamanı yoktur bana sorarsanız. maddi durum, evin durumu vs. iyi yönde değişebileceği gibi kötü yönde de değişebilir. kötü yönde değiştiğinde atmayacağınıza göre hayvanı, o çocuğu alırken her şartta ona destek sağlamayı kabul ediyorsunuz demektir zaten. köpek sahiplenmek için illa proplan mamanın kilosuna 30-40 lira verecek maddiyatta olmanız gerekmiyor. eğer ki gerçekten istiyorlarsa köpek sahiplenmeyi, doğru zaman, "evet ben bu köpekle yaşamak istiyorum" diyecekleri köpeği buldukları zamandır.
öptüm.
0