[]

kedinin çiftleştirilmesi hk ve kedinin tuvalet düzeninin bozulması hk

merhabalar;

haziran 2010 doğumlu kapkara dişi bir kedim var. eylül 2010'da ankara'dan sahibinden alarak trenle istanbul'a getirirken, daha yolda bile minicik kutudaki kuma çişini yapan, istanbul'daki evimizde de ilk günden beri hiç sorun çıkarmayan bir kediydi.

henüz hiç çiftleşmedi. içimde "en azından 1 kere çiftleştirmeden de kısırlaştırmamalıyım" diye bir vicdan durumu söz konusu.

dönem dönem 2 ayda bir 3-5 günlük azgınlık süreci yaşardı ama son 3-4 aydır bu çok arttı.

bunla alakalı mıdır bilmiyorum ama garip bir tuvalet dengesizliği göstermeye başladı. benim odam çok büyük olduğu için bir köşesindedir kum tuvaleti. hiç koku sorunu yaşamam etmem. kedi biraz büyüyünce içinde rahat etsin diye üst kapağını da çıkardım bir süre önce.

genelde en çok bana odaklı. dile kolay 2 senedir aynı odada yatıyoruz her gün. akşamları eve geldiğimde kapıyı açtığımda hemen kapının dibinde beliriveriyor, bağırmalar, miyavlamalar, koşmalar vs vs.. eve gelip giden bir de bebek var 1 buçuk yaşında ve yeni yürümeye başlayan. o bebek bizde kalacağı zamanlarda uyusun diye odanın birinde bulunan beşiğine de işediğini gözlemledik kedinin. sonra çocuğun oyuncağının üstüne işemişti bir gün. benim gözümün önünde holdeyken, salona girmesin diye örttükleri kapının önünde miyavlarken bir terliğin üstüne kakasını yaptığına, yine geçenlerde dış kapının arkasındaki terliklerin birinin üstüne işemesine, dün akşam da benim odamdaki pencerenin birinin dibine kakasını yapmasına şahit oldum. :)

gariptir mesela tuvaletinin yanında duran el süpürgesinin toplama haznesine de işeyip, kakasını yaptığını da görmüştüm bir ara.

dün akşam 2 kere balkondan evin yanındaki tek katlı (biz 2. kattayız) binanın çatısına (normalde geçilmesin diye demir koruma falan var, yani bir kedi için oraya geçmek biraz akrobasi gerektirir.. misal bu güne kadar oradan balkonumuza 1 tane kedi geçememiştir..) kaçtı. arkadan dolaşıp üstüne yürüyünce tekrar geri geldi aynı yerden eve. sonra balkon kapısını örttük. gece boyu "açın balkon kapısını" tadında huysuzlaştı, dolaştı durdu. gece 3ten sonra da ben artık uyurken, diğer aile bireylerini rahatsız etmesin diye (kapılarına gidiyor ve tırtıklıyor durmadan) kendi odama alıp kapıyı örtüp yattım. bugün öğlene kadar periyodik olarak çıkmaya çalıştı durdu. kapının orta cam bölümüne kadar sıçrıyor, ön patileriyle tutunuyor, arka patileriyle tırtıklayıp duruyor, ve bir sonuca ulaşamayınca yorulup yere bırakıyor kendini..

gidip dolaşıp geleceğinden emin olsam bu kaçmalarına göz yumacağım ama 1.si (biraz da benim ev kedisi nasıl olsa hiç sokak yüzü görmedi üşengeçliğimden dolayı) hiç bir veteriner ve aşı yüzü görmedi. 2.si hiç çiftleşmedi. sokak kedileriyle çiftleşmesini de pek istemiyorum. (açıkcası 1 kere çiftleştirip sonra kısırlaştıracağım için bu çiftleşmenin değmesini, bize de rengarenk yavru kedilerle keyifli anlar bıraksın diye kafamda bembeyaz bir kedi ile çiftleştirme planı var. bulamadım gitti bir eş..)

başlıktaki 2 konuyu da birbiri içine eriterek anlatmaya çalıştım.

sorulardan biri malum tuvalet düzeni için ne önerirsiniz?

diğeri de kediler dünyasında "çiftleştirilmesi geciktirilmemeli fazla" gibi bir kaide var mı?

atladığım bir şeyler var mı şu an emin olamadım ama hatırlarsam ekstra birşeyler yine yazarım...

 
bebeğin eşyalarına tuvaletini yapması, size çok bağlı olduğundan bebeğe gösterdiğiniz ilgiyi feci şekilde kıskandığını gösterir. kendince tepki koyuyor bu duruma işte. bazı kediler kıskançlık konusu çocuğa ya da sahibine saldırabiliyor bile. ya da bu durum devam ederse ilgisizlikten depresyona girebiliyor. kardeş geldiğinde psikolojisi bozulan çocuk gibi düşünün onu. ilgi dozunuzu arttırmanız ya da bebeği ona bir şekilde kabullendirmeniz lazım.

ikinci konuda çok fazla bilgi sahibi değilim ama kızgınlığa girdiğinde ve çiftleşemediğinde çok huzursuz oluyor kediler. ayrıca biliyorum ki hangi tür kediyle çiftleşirse çiftleşsin, yavrular inanılmaz sevimli olacak. siz de onları torununuz gibi seveceksiniz :) bırakın çiftleşsin yavrucak.
  • boo ya moon  (17.06.12 14:31:38) 
iki basit sebebi var. birincisi bebek, ikinicisi kısırlaştırmamış olmanız. bir kere çiftleşsin vicdanı da pek bir garip. iki ay emzirip atacağı ve yine aynı iç güdülerle çiftleşmek isteyeceğini aklınıza not edin. annelik babalık hisleri yok, yalnızca çiftleşme güdüleri var.

erken kısırlaştırmış olsaydınız yani kızgınlıktan evvel muhtemelen bu sorunları yaşamayacaktınız. bebek gelse dahi.

yine de koşulları düzeltmek için geç değil.
  • iki arada bir derede  (17.06.12 14:43:27) 
Ek olarak;

"diğeri de kediler dünyasında "çiftleştirilmesi geciktirilmemeli fazla" gibi bir kaide var mı? "

güncel akademik veriler kısırlaştırma yaşı için 5-6 ayı işaret eder. Bu süre amerikadaki çoğu bilim çevrelerine göre 4 aya kadar inebilir. Aynı uygulama avrupa'da da vardır. yani kısırlaştırmak için bir yaşını geçsin, yok ilk kızgınlığı atsın, yok önce yavrulasın diye beklemek pek manasız ve eskimiş fikirler. bunu diyen veteriner hekim de alanındaki yenilikleri takip etmeyen bir hekimdir.

ayrıca yavrular bebekken tatlı evet ama büyüdüklerinde ne olacak, hepsine birden bakabilecek misiniz? diyelim sahiplendirdiniz, verdiğiniz kişinin nasıl baktığına garanti olabilecek misiniz?
  • iki arada bir derede  (17.06.12 14:51:25) 
Ben çiftleştirme işine bir açıdan daha bakmayı sağlıklı görüyorum; kedinin dünyaya getireceği x adet yavru size çok güzel anılar bırakacak diye düşünüyorsunuz. Fakat halihazırda sahiplenmeyi bekleyen yüzlerce minik kedinin de o duyguyu size birebir yaşatacağını ihmal ediyorsunuz. Bunca yavru bu sıcaklarda sokağa atılmadan evvel sahiplenmeyi bekliyorlar. Neden siz de bunlara yenilerini ekleyip, sonra bakamayacak duruma geldiğinizde birilerini aramanın derdine düşesiniz ki?

Derseniz ki doğacak yavrulara bakacak birileri zaten var, o zaman belki derim ama yine de düşünün, yavru kedi fazlasıyla mevcut. Bence bu nüfusu keyfî olarak artırmak savurganlıktan başka bir şey değil.

Kısırlaştırma konusunda o söylediğiniz şeyi bana bir veteriner söyledi. Bir kere doğum yapma olayını yani. Fakat sonra kedi konusunda bir hayli tecrübeli kişilerden duyduğum kadarıyla doğum yapmadan kısırlaştırmak çok daha faydalı oluyor kedinin fizyolojisi ve psikolojisi açısından.
  • ahmetcan44  (17.06.12 16:17:47) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.