Yaptırırsın ama ya sopayla ya havuçla yaptırırsın.(bkz:
havuç sopa yöntemi) Şimdi iş ölçeğinin çok büyük olmadığını varsayıyorum. Büyük ölçekli işlerde taşeron da ona göre büyük firma olacağından adamların tam anlamıyla programa uygun imalat yapmasını sağlamak daha kolay olacaktır. Küçük ölçekli bir işte taşeron diye "kalfa ve 15 tane kalıpçı 10 tane demirci" çalıştırdığımızda onların programa isteyerek ve artıları eksileri görerek uymalarını bekleyemeyiz.
Misal yine kendimden örnekle gideyim. Şu an bir kontrollük firmasında çalışıyorum. 140 000 m ye yakın fore kazık imalatımız var. Bu imalat işverenin sorumluluğunda biz bu imalatı bitirttikten sonra ana müteahhit firma gelecek ve ana tesisin imalatına başlayacak. Bölge bölge yer teslimi yapılacak vs. Şimdi ana müteahhit dediğim yabancı bir firma ve sözleşmelerle bizi süresel anlamda çok ciddi sıkıştırmış durumda. Biz kazık imalatı yapan firmaya ne kadar yüklensek ne kadar program, rapor istesek de adamlar yetiştiremiyorlar şu an için yani program ve rapor veriyorlar ama uyamıyorlar. Sonucunda ne olacak sözleşmede yer alan iş gecikmesinde (gün başına 2.000 TL) ödenecek tutarla adamları tehdit etmeye başlayacağız sopa kullanacağız. Şunu da yapabilirdik işin başında bonuslu bir sistem yaratırdık daha hızlı bitirmeleri halinde x fazladan almaları gibi. Bu arada türkiyenin en sağlam firmalarından biri bahsettiğim firma. Her şey en başından çok programlı gitsin planlı gitsin isteriz elbette ama bu her zaman mümkün değil dolayısıyla adamlarla çocuk gibi oynaman gerekebiliyor.
Başka bir olay da ilk bahsettiğim dandik firma olayı bu durumda her şey düzgün gitsin istediğinde yapabileceğin şey o adamlar yerine onların işini yapmak. Nasıl hızlanırlar nasıl kaliteyi korurlar diye oturup kafa patlatman gerekiyor ekstradan. Bu aslında onların işi olmalı diye düşünüyorsun ama öyle olmuyor adam umursamıyor sen de umursayan bir insansan ya kavga edeceksin durmadan ya da kendin yapacaksın. Mühendisliğin birinci kuralı yaptıramadığın işi yaparsın. Falan filan filan...