Öncelikle, bu işe deliler gibi ihtiyacın olduğunu hissettirme, engizisyonun önünde ezilme. İyi giyin (siyah ve grinin "biz birbirimizle çok uyumluyuz!" diye bağırdığı bir takım elbise iyi olabilir, ayrıca kravatının renklerinin biraz canlı olması da fena durmaz), iyi konuş, iyi kok. Beden dilini iyi kullan, sıkıldığını ve strese girdiğini gösterecek bir hareket yapmaktan kaçın. Terlersen, suçu sıcaklara attıktan sonra ceketini çıkarmak istediğini belirt kibar bir şekilde. Çok yapmacık olma, Heidi gibi de aşırı doğal durma. Zaten, herkes birbirinin yeri geldiğinde rol kestiğinin farkında. Konuşurken göz temasını da kaybetme. Kendini mülakat öncesi bir kalıba sokma, hitabetini karşındaki insanların seviyelerine göre ayarla. Seni değerlendirecek kişilerin kurduğu cümlelere dikkat et, örneğin kampüs yerine "yerleşke", ya da tam tersi olarak; seçenek yerine "opsiyon" kelimelerini kullan. Büyük ihtimalle "Bye Bye Turkce" tadı damakta kalacaktır bu güzergahın sonunda ama yine de çıkmadık candan ümit kesilmez. Bir üstteki yorumda da yazıldığı gibi, %90 küsür bir olasılıkla "Hukuk vs. Bankacılık" müsabakası düzenleteceklerdir sana. İstersen bu seferlik bankacılığın kazanmasına izin verebilirsin, ya da dövüşü (yine yukarıda yazan ve benim de tuttuğum şekilde) "Bankacılık Hukuku" şeklinde berabere bitirebilirsin. Tatmin edici bir cevap verip o güruhu kendine inandırabilmen büyük bir önem teşkil ediyor.
Gecenin bu saatinde aklıma gelen öneriler silsilesinin sonuna ulaştık. Umarım yardımcı olabilmişimdir/olabileceğimdir. İyi şanslar, daha sonra neticeyi beyan edersen bizi de merakta bırakmamış olursun. :)
0