dil yasayan bir organizma ve zaman icerisinde kendiliginden evriliyor. argo da dilin bir katmani ve o da evriliyor. (ornegi argodan verecegim de onun icin actim argo mevzuunu). bundan bi kac sene once birine "panpis" desen, yuzune bel bel bakardi mesela. bundan on sene once cumelenin sonuna aq yazsan, kimse bi anlam veremezdi, gibi... buna benzer bir suru ornek gunluk konusma dilinden veya yazi dilinden de verilebilir. bilgisayar, konuslanma, icsellestirme, esgudum, estani gibi kelimeler zaman icerisinde ihtiyactan dogdu ve kullanima girdi. bu tempo saglikli, cunku bir zenginlesme soz konusu. ama yazi dilinde yuzyillardir kullanilagelmekte olan yuzlerce kelimeyi bir kalemde silip atmak, onlarin yerine yenilerini zorla oturtmaya calismak cok da saglikli degil. Turkce cok zengin bir dil degil. cok farkli kulturlerin ve goc yollarinin kesisme noktasinda gelismek zorunda kaldigindan ve zengin olmadigindan, cok fazla sayida dilden, cok fazla sayida kelimeyi odunc almis ve benimsemis. dunyanin en kozmopolit dili olduguna dair bir tespit bile var. hal boyle olunca, dilin yabanci sozcuklerden arindirilmasi bir fakirlesmeyi de beraberinde getiriyor. cunku sen tasfiye ettigin kelimenin yerine ayni saglamlikta kelime bulup koyamiyorsun. sirf Arapcadir, Farscadir diye tasfiye ettigin oyle kelimeler var ki, yerine koyacak bir sey bulamadigin icin, o kavrami topyekun atiyorsun, dilden degil zihinlerden. Turkce'nin kabile dili haline getirilmesi de bu fakirlesme surecinin abartili bir tarifi. bu arada anne-babasindan daha cok osmanlica sozcuk bilen kim varmis cok merak ettim dogrusu.
0