Saygı, sadece ekmeğe değil bütün nimetlere karşıdır. Kavram olarak, cansız bir şeye saygı duyulmaz orada saygı duyulan ekmeğin bin bir türlü işlemle mamul haline gelişinedir. Tohumundan sofraya. Ayrıca gerçekten çok zor günler geçiren halkın(karne ile ekmek almak) genetik kodlarına kazınmıştır. Ekmek en rahat bulunan yiyecek olduğu halde diğer nimetlere nasıl saygı gösterilmez, bir portakalı 7 kardeş paylaşırken, kabuklarını arada koklamak için bütün kış saklarken, baharda yeni filizlenen otları ekmek arasına koyup yiyecek kadar özlem duyarken, bunlar kutsal olmasın? Bununla birlikte diğer meyve ve sebzeler çok çabuk çürür, mesela yere bir parça simit düşsün kurur sertleşir ama elle alınıp kenara konulacak durumdadır ama yere düşen elma armut vs... çabuk bozulduğu için alıp ne başa konacak durumdadır ne de kenara. Diğer nimetlerden süt mesela, babaannem köylüdür. Bir damla süt ziyan olacak diye aklı gider. "O nimet nasıl çıkar?" derdi. Yine aynı hassasiyet yumurta içinde geçerli "Bir gramı ziyan olsa o tavuğun ne zorlukla çıkardığı aklıma gelir" der.
Kişiden kişiye değişir tabii bu durum, ne kendi varlığının ne de dünyanın farkında olan kişiler için bu aile içindeki görgü zinciri kırılmış olabiliyor özellikle göç eden ailelerde.
0