ailesiyle arasinin acilmasinin sebebi adamin parasini kadinin yemesi. kendileri yiyor olsalardi sorun olmazdi.
adam evli olmadigi icin o paranin kendi haklari oldugunu düsünüp kadini kiskaniyorlardir.
40 yasinda adam, kimle beraber olacak, parayi kime yedirecek kendi bilecegi is. buna burun sokmak nedir?

Senin sorun olarak gördüğün şeyler adam için o kadar da sorun olarak gözükmüyordur.

Travma bağı olabilir

Abi kadınları hiç tanımamışsın. Bir kadın evlenmeyi, çocuk yapmayı kafasına koyduysa çok sevse de o ilişkiden olmayacağını anladıysa ayrılır, başkasını bulur. Yaşı gençse birini bulma şansı daha yüksektir. Yani güzelse, alımlıysa o adamın harcadığının 10 katını harcayacak, daha da şımartacak bir sürü erkek bulabilir. Bu olayda kadın adamı sevdiği için gitmiyor ve kadın haksızlığa uğramış durumda. Çünkü bir kadını 10 yıl evlenmeden, çocuk yapmadan bekletmek onun hakkına girmek oluyor. Bahsettiğin olayda adamın üstün olduğunu düşünüyorsun ama alakası yok.

Bir de insanız. Bir insanın ilaç kullanması onun değerini düşürmez.

40 yaşında kendi parasını kazanan adam isterse eskortlara yedirir. Ailesini ilgilendirmez.

bahsettiğimiz kadının bazı bağımlılıkları yüzünden genç yaşta ağzında diş kalmadı, öyle diyeyim size. yıllarca akıl hastanesinde yattı. defalarca intihar girişiminde bulundu. bu sürelerde akrabam bu kadının her tür sıkıntısını çekti.
travma bağı cevabı mantıklı geliyor.

Son bilgiler dahilinde ikinci tahminim de arkadaşınızın kurtarıcı rolünü sevmesi

@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
konu bu kadar basit değil.
belki ben anlatamadım.
adamın ailesi, adamın birlikte olduğu kadınla doğru düzgün görüşmedi bile. on yıldır beraberler ama kadın, birlikte olduğu adamın ailesini 2-3 kere, çoğunda da adamın bir işi olduğu için ona eşlik ederken ziyaret etti. kendi yaşadıkları eve de davet etmediler hiç aileyi.
adam tabii ki istediğine para yedirir, yedirsin. ama karşılığında huzur yok, sağlık yok, mutluluk yok.

40'lı yaşlarda, sizin deyiminizle çok zeki "yetişkin bir birey" olan adam, ilişkisini çevresi kadar olumsuz bulsa, yazdıklarınız gibi hissetse, kadının ruh hastası olduğunu düşünse durmazdı zaten o ilişkide. adamın kendisi rahatsız değil ki, çevresi neden "bu derece" dert ediniyor bunu? bu ilişkisi yüzünden gelip size ağlıyor mu, kurtulamıyorum mu diyor, içip içip sağdan soldan mı toplatıyor kendini, sinir krizleri mi geçiriyor, tüm çevresine sadece bu ilişkisinden kaynaklı nedenlerle yük mü oluyor? bunlar olmuyorsa kime ne yahu. tabi ki sevdiğimiz kişiler için endişeleniriz, yapıcı olmaya çalışırız, destek olmaya gayret ederiz ama bu tür/derece yorumlar kastını ve haddini çok aşan yaklaşımlar bence.

bir de öyle bir yazmışsınız ki adam %100 melek, kadın %100 deccal. hiç bir ilişkide ne olumsuzluklar ne de olumlu şeyler tek taraflı yaşanmaz. adı üstünde "ilişki", türkçe dilbilgisine göre bile işteş bir eylem yani, karşılıklı. hayatın olağan akışına aykırı bu tek tarafı suçlayıcı anlatış şekliniz. bir ilişki tek taraflı toksik olamaz hiç bir koşulda.

diyelim ki adamın/kadının bağlanma şemalarında aksaklıklar var. birbirlerinde hangi travmalara çapa attılar kim bilir. yine de ayrılık kararı almıyorlarsa bu durumdan besleniyorlar ve çıkmak istemiyorlar demektir. çıkacak gücü bulamıyor da olabilirler. ama yine tekrarlıyorum, bu asla tek taraflı bir tercih değildir.

@ Phoebe
sevdiğiniz ve merhametli, iyi bir insan gözünüzün önünde yıllarını mahvediyorsa ve kendi sağlığını tehlikeye atıyorsa maalesef diğer tarafa iyi gözle bakamıyorsunuz.
elbette bir taraf melek bir taraf şeytan değil. kişi de sadece kendisi isterse ilişkiden kendisini kurtarabilir, başkası müdahale edemez, anlamı da olmaz.
siz hiç etrafınızda bir tarafı tüketen ilişkiler görmüyor musunuz? eğer bu bir taraf sevdiğiniz bir yakınınız olsa onun için üzülmez miydiniz?
ayrıca, ben sadece durumu anlamaya çalışıyorum. yıllardır bu adamın perişan olduğunu izliyorum. elimden bir şey gelmiyor. anlayamamak deli ediyor bazen.

Erich Fromm'un Sevme Sanatı'nda mı geçiyordu bu konu? Yanlış hatırlamış da olabilirim kitabı.
Bir insana ne kadar çok emek harcarsan o kadar çok bağlanırsın.

Annelerin çocuklarına sevgisi de biraz öyledir bence. Çocuk büyüdükçe ve harcanan emek arttıkça sevgi katlanır. En arıza çocuk, en çok emek harcanan çocuktur ve annenin sevgili çocuğu da odur hep.

@lamaga, yanlış anlaşılmak istemem ama bir insanın sosyal hayatta, arkadaşlık ve akrabalık ilişkilerinde sergilediği persona ile bir ilişki, evlilik vb. içinde sergiledikleri personalar bambaşka olabilir. sizin tarif ettiğinize çok benzeyen hikayelerde karşı tarafı psikolojik şiddet uygulayarak intihara sürükleyenin, narsistik örüntülerle karşı tarafın özgüvenini yerle bir edenin, kompleksleri nedeniyle çalışmasına mani olanın o şefkatli ve tatlış bilinen kişiler olduğuna pek çok defa şahit oldum. hatta halk arasında el iyisi denilir böyle tiplere, dışarıya karşı müthiş şefkatli, özverili, soft davranırlar ancak dört duvar arasında hiç öyle değillerdir.

bir de kadının bağımlılıklarından söz etmişsiniz mesela, kendisi de farklı veya aynı bağımlılığa sahip olmayan birisi bu kadar zaman bir bağımlıyla bir arada istese de kalamaz zira insanın bütün sistematiği survive etmek üzerine kurulu.

konuya o kadar tek taraflı bakıyorsunuz ki, bence akrabanızında sorunlu olabileceği, hatta sorunları tetikleyenin önemli oranda o olabileceği, travma bağını kadının kurmuş olabileceği aklınıza dahi gelmiyor. kesin böyledir demiyorum ama büyük ihtimalle anlayamama sebebiniz de olaylara bu tek taraflı bakış açınız.

@Phoebe
tanışmalarından önce kadın daha kötü durumdaydı. tam aksine, akrabamın mücadelesi, çabası, emeğiyle şu an nispeten sağlıklı bir kadına dönüştü. bahsettiğiniz örnekler benim anlattığım durum için geçerli değil. bu olaya tek taraflı bakmamla da alakalı değil. olayın tanığıyım ben.
10 küsur yıl az bir zaman değil. akrabam kendinden vererek o kadının şu an geçmişteki halinden daha temiz bir hale gelmesini sağladı. kadının kendisi de bunu söylüyor zaten. bu ortada bir gerçek.
ama o kadın yüzünden, adam kendi ailesiyle neredeyse hiç görüşmüyor, vakit geçirmiyor. sizce annesinin oğlunu senede bir iki defa en azından görmeye hakkı yok mu? insan kız kardeşinin doğum gününü kutlamak için yemeğe çıkarmaz mı? böyle şeyler olmuyorsa, ailenin anlamı nedir? ne için vardır aile?
haklısınız, adam o ilişkide kalıyorsa demek bir bildiği var.
ben de zaten o bildiği şeyin ne olduğuna kafa yormak için buraya yazdım.

yaşanan olaylardan sadece bir örnek:
kız kardeşi bir gün abisini biraz fazla aradığı için -o da önemli bir konudaydı-, kadın sinir krizi geçirdi. benzer başka olaylar da yaşandı. bu nedenle kız kardeşi aramıyor abisini artık pek. içinden gelmiyor.

Bazen insan içinden çıkamaz. Dışarıdan müdahale gerektirir.

eksisozluk.com

@lamaga, ben kesin öyledir demiyorum zaten. sadece sorunu yanlış muhatap üzerinden yorumluyorsunuz, onu anlatmaya çalışıyorum.

mesela tam olarak göstermeye çalıştığım şeyi yapıyorsunuz; o kadın yüzünden görüşmedi, o kadın yüzünden şöyle oldu, o kadın şuna sebep oldu vesaire vesaire. hayır, sebep o kadın değil, sebep akrabanızın böyle bir hayatı seçmesi, muhatabınız ve inceleyeceğiniz nokta akrabanızın ta kendisi. ailesiyle görüşmemesi vesaire her şey o kadınla olmayı seçen adam nedeniyle, kadın nedeniyle değil. adam yeter beaaa demiyor ve siz de neden demediğini merak ediyorsunuz ama işte sebep olarak kadını gördükçe gerçek bir nedene ulaşmanız imkansız. adamı irdeleyeceksiniz kadını değil. örneğin adamın çocukluk travmaları var mı bildiğiniz, herhangi bir ebeveyn terk etti mi, 0-6 yaş arası bakım verenler kimlerdi ve nasıl bir bakım söz konusuydu, yaşadığı büyük t ve küçük t travmaları neler, büyük bir rahatsızlık/ameliyat vb. yaşadı mı, depresyon geçmişi/eğilimi var mı gibi gibi noktalara bakmanız lazım anlayabilmek için. ha bunlara rağmen yine de tam anlayamazsınız.

@ Phoebe
evet bu konuda haklısınız. sanırım kendisini çok sevdiğim için, canımdan kanımdan olduğu için biraz da günah keçisi olarak görüyorum o kadını.
oysa akrabamın kendisinin var olan durumu irdeleyip harekete geçmesi lazım. dışardan kim ne derse desin maalesef hiçbir işe yaramıyor. kadını kötülemek de aslında durumu daha da kötüleştiriyor. o zaman adam ailesiyle kadın arasında kalıyor.
size katılıyorum kesinlikle. aslında tam olarak muhatabımız akrabam. travma, depresyon, baba sorunları, her şey mevcut.
zor durumda onun yanında olmak dışında bizim yapabileceğimiz başka hiçbir şey de görünmüyor şu an ne yazık ki.

ya şimdi linçlencemde son zamanlarda büyü, domuz büyüsü gibi birşey yaşadı bir arkadaşım.. hiçte inanmam böyle şeylere ama kendim olayların seyrini bu büyü olayını dinleyince/görünce ne bileyim yinede kendini bi okutsun üfletsin

ps. sadece girişi okudum

Phoebe +1 demeye geldim. gerçekten olaya nokta atışı yorumlar yazmış. ben de psikoloğumdan tam olarak bunları öğrendim. zaten siz de adamda travma, depresyon, baba sorunları, her şey mevcut demişsiniz. o halde adam ailesinde bulamadığı bağı o kadında bulmuş.

ayrıca adam parasını yediriyor/kadın parasını yiyor olarak görmemek lazım. evli olsalardı buna bu gözle bakmayacaktınız. toplumumuzda evli çiftlerde çalışmayan kadın sayısı çok fazla. bu dediğiniz kişiler de baya evli gibiler zaten sadece resmiyete dökülmemiş. on yıllık birlikteliğin evlilikten farkı yoktur. 1 yılda evlenip 1 yılda boşananlara göre daha çok şey yaşamış ve paylaşmışlar.

aile olmanın anlamı sizin için hal hatır sormak, görüşmek, yardımlaşmak olabilir. aile travmaları olan kişiler ise ailelerinden uzak kalmak isterler veya uzak kalmayı sorun olarak görmezler. (mesela ben. başıma ne geldiyse annem babam ve kardeşimden geldi) adam da bunu böyle uygun görmüş olabilir. sonuçta adam o kız kardeşe sahip olmayı, o anne babaya sahip olmayı kendisi seçmedi ama o kadını kendisi seçti. kendi seçtiği kadının dediklerini yapmak da ona daha mantıklı geliyor olabilir. seçmediği ailesini mutlu etmek için seçtiği ailesini üzmek istemiyordur. kadın her ne kadar sorunlu olsa da belki sadece bu aileyle görüşme konularında sorun yaşıyorlardır. belki seks hayatları süper, belki sohbet muhabbetleri aşırı iyi, belki hobileri çok uyuşuyor. demek ki birlikte olmaktan keyif alıyorlar ki on yıl olmuş.

kadın, adamın ailesiyle görüşmek ve hal hatır sormak zorunda değil. ben kendi dayımı bile aramazken sevgilimin ailesini hayatta aramam mesela. evlilik bağı bu tür eylemler için zorlayıcı olabiliyor diye evlenmek bile istemiyorum. birini sevdim diye onun tüm sülalesiyle ilgilenmek istemiyorum. kendi sülalemle de ilgilenmek istemiyorum zaten. o kadın da böyle düşünüyor olabilir.

kadının kullandıkları yasaklı maddeler başka konu... yani evet kötü bir şey bağımlılık. umarım kurtulur. gerçekten kendisine ve çevresine büyük zarar.

psikiyatrların yazdığı ilaçlarsa onlar kötü değil, bu sebeple yargılamayın bence.

belki de kadınla evlenmedi diye kadın artık buna katlanamıyordur ve öfke patlamaları yaşıyordur. bu evlenmeme kararı karşılıklı mı değil mi? kadın çocuk yaşım geçti diye hayıflanıyorsa o zaman adam istemiyor. gerçi madde bağımlısıysa hala, çocuk yapmaması gerekir zaten, evet. psikolojisini de düzeltmesi gerekir... çocuk işi çok zor. ama işte kadın zaten bunları anlayıp düşünecek bir kafada değil sanırım, anca bağırınıyor.