Giriş
(7)

LinkedIn’deki herkes gerçekten bu kadar mutlu ve başarılı mı, yoksa sadece öyle mi görünüyor?

such great heights
s.b?
s.b?
-1
such great heights
(08.11.25)
Ben başarılı ama mutsuz kesimdeyim.
0
rakicandir
(08.11.25)
Corporate ortamların kölesi olmuş biri ne kadar mutlu olabilir ki? iş konusunda otonomi mutluluğu belirler. Birilerini zengin etmeye çalışarak mutlu olamazsın.
-2
michael harddd
(08.11.25)
twitter gerçeğe en yakın sosyal medya. Çünkü çoğu insan anonim ve o anonimliğe sığınarak gerçek dünyasını, sıkıntılarını ortaya döküyor. Diğer platformlar linkedin, instagram tamamen yalan üzerine kurulu
+2
messina123
(08.11.25)
Hayır değiller, sadece tüm diğer sosyal mecralarda olduğu gibi LinkedIn'i aktif kullananlar belli tür içerikler üretiyorlar, çünkü bundan çıkar sağlıyorlar.

İçerik üretenlerin bir kısmının işi direkt olarak bu: Ne kadar bilgili ve başarılı olduklarını gösterip sana eğitim, danışmanlık, coaching, vb. satmaya çalışanlar. Bunların kendilerini parlatan abartılı anekdotlar paylaşmaktan başka pek bir şansları yok zaten.

Diğer grup da çeşitli etkinlik ve projeler üzerinden çalıştıkları şirketlerdeki başarılarını sinyalleyip ya şirket içi kariyer yarışında ya da başka şirketlerdeki daha iyi pozisyonlar için birilerinin dikkatini çekmeye çalışanlar. Tabi ki bunların da nihayetinde "Bakın ben ne kadar azimli, deneyimli ve başarılıyım" imasında bulunan paylaşımlar yapmaları normal.

Zaten LinkedIn'in dinamikleri düşünüldüğünde yukardakiler ve bunların benzeri varyasyonlar dışında pek bir şey çıkması mümkün değil: Gerçek isimlerimizle oradayız, eski, şimdiki ve muhtemelen gelecekteki iş arkadaşlarımız, yönettiğimiz kişiler ve yöneticilerimiz postlarımızı görüyor... Yani ya çok mutlu ve başarılı görünüp sürekli bundan bahsedeceksin ya da sesini hiç çıkarmayacaksın. Zaten paylaşım yapanların toplam bağlantı sayınıza oranına bakarsanız muhtemelen bu oranın komik derecede küçük olduğunu göreceksiniz.
0
salihdt
(09.11.25)
Şöyle düşünün CV'inizde başarısızlıkları, bitmeyen projeleri, kovulmaları yazıyor musunuz? Aynı mantık burası için de geçerli. LinkedIn aslında interaktif bir CV uygulamasına dönüştü. Statik CV'ler yerine profillerin hareketlerinin de log'landığı bir yapı oluştu. Doğal olarak insanlar bunu olumlu şeyler üzerinden kurguluyor.

İşe alım her sene bir öncekinden daha zorlaşıyor. İnsan nüfusu artıyor, nitelikli nüfus ha keza daha da artıyor. Türkiye özelindeyse çılgın seviyede. Eskiden üniversite mezunu olmak bir başarı göstergesiyken günümüzde zibilyon tane üniversite mezunu var. Bir şekilde işe alım yaparken ayrım yapman gerekiyor. Neye göre yapacaksın? Neredeyse alınan sertifikalar bile birbirinin aynısı olmaya başladı. Aday tarafında da işe alım yapan birim yöneticisi tarafında da olduğumdan iki tarafı da anladığımı düşünüyorum. Aday bir şekilde biricik olduğunu düşünüyor, fakat sistemde kendi gibi bir çok aday olduğunun farkında olmuyor.

Yurt dışında bir ilan açıyorsunuz, limitli sayıda gerçekten ilgili insanlar başvuruyor. Çünkü popülasyonları az. Az kişiden az başvuru geliyor. Bizdeyse binlerce başvuru geliyor. Bunun yarısından çoğu umutsuzlukla ya çıkarsa başvurusu olsa dahi cidden iyi bir çok aday da oluyor. Bunları nasıl ayıracaksınız? Ben çok zora düşersem, kafa kafaya çok aday kalırsa linkedin profillerine bakmak zorunda hissediyorum. Hepsini mülakata çağıramam bunun için insan kaynağım yok. E kaşına gözüne bakara da ayırım yapamam. Onun yerine en azından veriye dayalı bir eleme olsun diye profillerine bakıyorum. Sonuçta CV'sine koyamadığı bir çok etkileşimi görebiliyorsunuz. Alanı takip ediyor mu, diğer insanlarla nasıl iletişim kuruyor vs. Sağlıklı bir veri kaynağı mı değil ama el mahkum. 1 pozisyon için 50-100 mülakat yapamam.

Şimdi durum böyle olunca, bunu anlayan insanlar benzer şekilde performans sergilemek, diğer adaylardan ayrışmak için linkedin gönderisi kasıyorlar. Kimse nasıl CV'sinde olumsuzluk belirtmiyorsa burada da doğal olarak çok iyi taraflarını sergiliyorlar.
+1
ManikD
(09.11.25)
Profesyonel iş platformu olduğu için kendilerinden bekleneni yansıtıyorlar. Başarılı ve mutlu insanlar vardır mutlaka ama bu kadar çok olduğunu düşünmüyorum.
0
onyx
(09.11.25)
tabi ki hayır. yok öyle bir şey.
az miktarda profesyonel kullananı tenzih ederim ama çoğu insan instagram gibi kullanıyor, ilgi açlığı, pohpohlonma, kendini bir şey gösterme, önemli hissetme falan filan.

profesyonel iş ağı falan değil, kalmadı öyle bir amacı. içinde iş konuşulan bir sosyal medya sadece.

siz deyince girdim baktım anasayfama, ortalama ayda 1 girerim, iki üç kalır yeteri kadar sinir olur çıkarım. bu sefer sinir olacak kadar durmadım -zaten artık bu mecradan beklentim de yok-

iki ardaşımın paylaşımlarını gördüm, bir kitap yazmış, imza günü yapacakmış. kendisi doktora yapmış biri. yaşı 40a yakın. bu yaşa kadar bir iki basit işte çalıştı, iş tecrübesi pek az, yok denebilir. uzaktan bakınca başarılı görünüyor. hayatta başarılıdır buna bir şey demem, ama iş ve kariyer noktasında değil.

başka bir arkadaşım devlet memurluğunu dondurup yurtdışına YL için gitti. takdir ediyorum kendisini, orada bir düzen kurmak için çok uğraştılar çift olarak ve 1 yıla yakın süre geçti, iş bulamadılar, birikimleri tükeniyor. okulundan pek memnun değil, "20'li yaşlarda ailesi varlıklı hintlilerle okuyorum, hepsinin aile şirketi varmış orada çalışacaklar, laf olsun diye gelmişler, ben bu yaşta oturup ödev yapıyorum onlar chatgpt'ye makale yazdırıyorlar, iş de bulamadık, ne yapacağımı da bilmiyorum, galiba dönücez" diyorlar. ama linkdedin postları hiç öyle değil, inanılmazlar etkinlikler, nazik davetlere icabetler, heyecan verici gelecek ve yeni buluşlar, konferanslar, muhteşem çalışmalar...

bu iki kişiyi de yadırgamıyorum, buranın olayı bu zaten.
bunu yazan da biliyor ne olduğunu, okuyan da.

"bizim ülkemizde böyle, yurtdışında insanlar böyle kullanmıyor" demeyeceğim. yabancılar da biz gibi kullanıyor. marketing hep. kendini cilala parlat ve sat.
0
biseysorcaktim
(09.11.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.