Giriş
(14)

Martin Eden’i okumuş olanlar (spoiler içerir)

titanic kemancısı
Bu kitap beni çok sarstı açıkcası :(İçerisinde çok fazla işlenmiş mesaj barındırması ayrı bir konu; tamamen sevilme ihtiyac ile mücadelesine başlayan Martin’in inançlarının çöküşü ayrı bir konu. Jack London’ın başka kitaplarını da okudum ama en derin kitabı buydu sanırım. 1900’lü yılların başında he
Bu kitap beni çok sarstı açıkcası :(
İçerisinde çok fazla işlenmiş mesaj barındırması ayrı bir konu; tamamen sevilme ihtiyac ile mücadelesine başlayan Martin’in inançlarının çöküşü ayrı bir konu. Jack London’ın başka kitaplarını da okudum ama en derin kitabı buydu sanırım. 1900’lü yılların başında hem felsefe yapıp, hem kapitalist sistemi eleştirip ( özellikle çamaşırhane bölümleri çok dramatikti), hem burjuva eleştirisi yapıp hem de Nietzsche’nin üstün insanına “toplumla bağ kuramayan var olamaz” diye gönderme yapmayı nasıl başarmış gerçekten hayranlık duymamak elde değil. Bu kitabı beğenenler hadi biraz yorum yazın bir de bunun tersi bir hikaye olarak Tatar Çölü adlı kitap öneriliyor okumadım; elimdekiler bitince okuyacağım umarım. Sizin “bunu beğenen şunu da beğendi” diyeceğiniz bir kitap var mı?
0
titanic kemancısı
(22.09.25)
Sevdiysen levent cinemre nin (kitabın çevirmeni) jack london ve martin eden üzerine youtube da konuştuğu videoları izle, o da senin gibi içselleştirmiş bunları
youtu.be
youtu.be
0
grimavi
(22.09.25)
Martin Eden, Türkiye olduğu gibi Avrupa'da popüler bir kitap değil. Beyaz Diş, Vahşetin Çağrısı kitapları Avrupa'da daha çok bilinir.

Martin Eden'in Türkiye'de sevilme nedeni insanlarının tam bir empati kurabileceği bir karakterde olmasıdır.

Türkiye'de köpek gibi çalışmazsan başarıya ulaşamazsın. Başarın ve ünün olmazsa da insanlar içinde sönük kalırsın. Türkiye'de sevdiğin insanı bile etkilemek istiyorsan it gibi çalışman ve iyi bir konuma gelmen gerekir.

Martin Eden, Martin Eden olmayı bu şekilde başardığı için Türkiye'deki insanlar onunla çok kolay empati kuruyor.

Türkiye'de başarıya giden yolda ailen sana destek olmaz, devletin sana destek olmaz. Başarıya ulaşmak istiyorsan, tek başına var olmalısın. Her şeyi tek başına başarmalısın. Yoksa silik ve değersiz bir hayatın olur ve o değersizlik içinde ölürsün.

Martin Eden'in Türkiye'de sevilme ve sahiplenme nedeni tam olarak budur.

Benim de başucum kitaplarım arasında yerini alır :)
0
arkady svidrigaylov
(22.09.25)
Evet. Güzel kitap. İnsan oturup hayatı sorguluyor kitap bitince.
Tatar çölü için elindekileri bitirmeyi bekleme. Bir solukta okursun. Ama peşin söyleyeyim, insanı kötü yapıyor. Resmen sarsıyor. Okumadıysan Simyacıyı da koy bence listeye. Monte Kristo kontunu da önerebilirim.
0
Mirket
(22.09.25)
martin eden çok sevdiğim bir kitaptır ama tatar çölü bambaşkadır. ikisi de farklı şekillerde de olsa aynı hüzünlü sonla biter.

martin eden'i bir kez ilk gençlikte bir kez de 29-30 gibi okudum. son okumamın tadı bambaşkaydı tabii. martin'in mücadelesi ruth'u diğer çocuğa kaptırdıktan sonraki boşvermişliği enfesti.

iki kitabı da çok seven biri olarak öyle bir kitap var ki alın ve hemen başlayın :

gecenin sonuna yolculuk
0
sırtçantalı
(22.09.25)
Burada sorduğum kitap sorularına her zaman muazzam cevaplar aldım; yine şaşırtmadınız:)
Gerçekten çok kıymetli tavsiyeler ve yorumlar verdiniz çok teşekkür ederim. Hepsini not ettim; videoyu da izleyeceğim tadını çıkara çıkara. Tavsiyeleriniz ve önerileriniz farklı bir bakış açısı oluyor; kitapta benim göremediğim ya da düşünemediğim anlamları daha da sindirmiş oluyorum sayenizde.
0
🌸titanic kemancısı
(22.09.25)
Soruyu görür görmez, tıpkı bu kitabın adını veya bahsini her gördüğüm veya işittiğimde olduğu gibi, yine içim cız etti.

Seneler seneler evvel bir kitapçıya girip bu kitabı almaya tereddüt ettiğimden arka kapak yazısını okuma gafletinde bulunup spoiler yemiştim. Unutmak için yine seneler boyu ertelememe rağmen yediğim spoileri unutmayınca okumaya karar vermiştim. Düşünüyorum da spoiler yememe ve sonunu öğrenmeme rağmen beni bu denli sarsıp ağlama noktasına getiren, birkaç gün boyunca hayattan ve anlamından koparıp ruh gibi dolanmama sebep olduysa spoiler yememiş olmadan okusaydım acaba ne olurdu? Hayatımda okuduğum ve beni tam anlamıyla sarsan ve günlük yaşamın koşturmacası ile unuttuğumuz gerçeği her yönüyle tokat gibi suratıma vuran belki de en ama en vurucu kitaplardan biriydi. Jack London’ın bile değil, edebiyat dünyasının en iyi ve büyük eserlerinden biri.


Tatar Çölü ise bambaşka boyutta ve vurucu nitelikte ama Martin Eden derinliği ve çok katmanlılığına sahip değil. Yine de üst üste bu iki kitabı okumamak lazım.
0
m e b
(22.09.25)
kendini tekrar eden kısımlar biraz bunaltmıştı beni. romandaki entelektüel sohbetlerin daha fazla olmasını isterdim açıkçası. beyaz diş kitabını merak ediyorum ilk fırsatta okuyacağım. tavsiye olarak da Tanpınar'ın Huzur romanına bakabilirsiniz
0
bahçedekisandal
(22.09.25)
Steinbeck'i seversiniz.

Çok çiğ bir yorum yapacağım. Eden zamanında Prozac olsa hayatta kalırdı. Kendi depresyonumu okudum hikayesinde, ama ne empati ne de sempati duyabildim karaktere. Gerçi London'ın Eden'ı sevdirmek gibi bir gayesi olmamış.

Tatar Çölü'nü de sevmedim. Bir varoluşçuluk formülü geliştirip hikayeye uygulamış gibi. Kafka'yı öneririm okumadıysanız.
0
auroraaurora
(23.09.25)
xu
(23.09.25)
@arkady svidrigaylov

Martin Eden, yokluktan gelerek çok çalışıp başarılı olan birinin öyküsü değil ki Türk okur kitapla böyle bir etkileşime girsin. Tam tersi, toplumda başarı olarak tanımlanan şeyin ne kadar sahtekarca ve içi boş olduğunu, entelektüel diye tabir edilen kişilerin nasıl bir balon olduğunu anlamasıyla girdiği bunalımı ve büyük hayal kırıklığını anlatan bir kitap. Tabi türk okurunun büyük kısmı okuduğunu anlamıyor ve bu kitaptan başka bir anlam çıkarıyor diyorsan buna itiraz edemem.
0
thracia
(23.09.25)
thracia +1. Ben de o açıdan bakıp sevmiştim.
Martin Eden gerçekten bambaşka bir kitap. Bence yazılabilecek en iyi şey.

Konudan bağımsız, klasik ve popüler olacak ama Çavdar Tarlasında Çocuklar, İçimizdeki Şeytan ve Şeker Portakalı.
0
nickini vermek istemeyen uye
(23.09.25)
@thracia

Başka bir Martin Eden kitabından bahsetmediğine emin misin ?

Martin Eden; romanlarıyla ünlü olup parayı bulmadan önce günü birlik yaşayan, ablasının evinde kalan, ablasının bile maddi destekte bulunmaya çalıştığı, eniştesinin hor gördüğü, oldukça fakir bir adamdı.

Romanlarını yazdığı geceler daha fazla mum yakmak için içtiği çayları bile azaltmıştı.

Konuşurken çok fazla kelime hatası yapan biriydi. Sırf bu yüzden Ruth'tan konuşma dersleri aldı. Toplumda silik ve önemsiz biriydi. Aşık olduğu Ruth ile arasında müthiş bir sınıf farkı vardı.

Buralardan gelip, tüm gazetelerin konuştuğu birine dönmek yokluktan gelerek başarmak değil de ne olabilir ?

Martin Eden kitabının yarısı bir başarı öyküsünü anlatır kalan yarısı ise başarısıyla aralarına girdiği, aydın zannettiği kesimle yüzleşmesini anlatıyor. Bu kitabı okuyan birçok insanın başarma isteklerinin arttığını gördüm. Kendim de dahil.

okudukların ile yazdıkların arasında bağ kurmayı beceremiyorsun. Başka bir yazarın "Martin Eden" kitabından bahsediyorsan bu dediklerimi iptal, üstüne alınma.
0
arkady svidrigaylov
(23.09.25)
@ arkady svidrigaylov

Yani şu kitap için pek çok şey söylenebilir; sınıf eleştirisi, burjuva eleştirisi, hatta sosyalizmin bireyciliğe olan bakışını eleştirdiğini de söyleyebilirsin. Ama bu kitaptan tam da eleştirdiği şey olan, mevcut sistemde eğer çok çalışırsak her şeyi başarabiliriz, herkesin onayladığı makbul insan olabiliriz anlamı çıkarmak kusura bakma okuduğundan hiçbir şey anlamadığın anlamına geliyor.

Sen bu anlamı çıkarmış olabilirsin, bu seni motive de etmiş olabilir, kendini iyi hissettirmiş de olabilir. Bunların hepsi tamam, ama şu kitap için "yeteri kadar çalışırsan her şey olur" anlamını dayatmak, tam da karşısında durduğu ve eleştirisini yaptığı kapitalist "amerikan rüyası" güzellemesi yapmak oksimorunun ağa babasıdır. Bence insanlara okuduğunu anlamamışsın demeden önce soluklanıp bir kez daha düşünmende fayda var.
0
thracia
(23.09.25)
martin eden'i yarım bıraktım, beyaz diş'i 10 kere okudum.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(23.09.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.