[]

Kurumsal Hayata Dair Bazi Sorular - Tecrube Paylasimi

Merhabalar, soracagim soru belki cok naif olabilir bilmiyorum, fakat buradaki bu kadar insanin tecrubelerine dayanarak yorumlarini ve deneyimlerini ogrenmek istedim.

Kurumsal hayatta yalakalik yapmadan bir yerlere gelmek mumkun degil mi? Surekli gorunur olmak mi gerekiyor bir sekilde? Surekli yaptigimiz her seyi yoneticimizin gozune mi sokmaliyiz mesela? Sadece isimizi iyi yapiyorsak bu yeterli degil mi? Bu Turkiye’de de yurtdisinda da bu sekilde mi?

Ben karakter geregi boyle biri degilim ve eger genel bakis acisi bu ise yoneticilerin vs bu benim hicbir zaman isimi duzgun yaparak bir yere gelemeyecegimi gosteriyor. Cunku karakter olarak “o kisi” olamam gibi. Bir noktada yoneticilerin gorevi her calisaninin kisisel olarak kapasitesini bilmesi ve buna gore bir kariyer ve gelisim belirlemesi ve buna gore yonlendirmesi degil mi? Bunu yapan yonetici yok mu?

Bu durumda aslinda sorun kurumsal hayatta degil de bende mi oluyor? (Buradaki ben aslinda benim gibi olan elbet baska insanlar da vardir, onlari da temsilen) Ben kurumsal hayata uygun degil miyim? Birileri beni fark etsin ve yonetici yapsin gibi bir amacim yok ama sadece isimi iyi yaptigimin ben soylemeden de fark edilmesi gerekirmis gibi geliyor. Tanima ve farkinda olma aslinda. Sonucta bunun bir onemi yoksa, benim isimi iyi yapmamin hicbir karsiligi olmuyor aslinda. Belki daha cok enayi bile oluyorum. En azindan boyle hissettiriyor.

Umarim kendimi anlatabilmisimdir, gerekirse cevaplara gore ekleme yaparim, tesekkurler simdiden.

Edit: Bu arada global bir sirkette calisiyorum, orada durum boyle mesela, burada o yuzden sirket kulturunden ziyade, konu yoneticiyle mi ilgili, anlattigim diger turde de olan yoneticiler var mi, bunun orani nedir gibi sorularin cevabi da benim icin iyi olur.

 
Eğer çok şanslı değilsen türkiyedeki çalışma kültürü insan kültürüyle doğru orantılı olarak tam anlattığın gibi


  • freebird5406_2  (31.05.21 12:47:49) 
işini iyi yapmak her zaman yetmez, o işe fikir ya da yenilik katman beklenir. bunu da yöneticine sunman yalakalık değildir.

insanlar sosyal etkileşim için gereken psikolojik birkaç ipucunu yalakalık olarak anlıyor. her ne kadar profesyonel bir ortam da olsa insanla çalışıyoruz ve insan psikolojisi, sosyal iletişim becerisi gibi konular tüm bu sürecin ortasında. insanlarla iyi ilişkiler kurmak, insanların hoşuna gideceği şeyleri söylemek, onlara kendilerini iyi hissettirmek tüm bu iş hayatının olmazsa olmazı. olmayan şeyleri oldurmak, yalan söylemek, birilerinin kuyusunu kazmak doğal olarak yaşanan şeyler oluyor ama bunları yapmadan bir yere gelemeyeceğini düşünmek yersiz.

çalıştığın yerdeki düzen bunlara, kuyu kazmaya, yalancılığa izin veriyorsa evet, bunları yapmamak seni arka plana itebilir. ve evet, kurumsal görünen çoğu yer bu "vahşi" ortama izin veriyor. hatta tüm iç işleyişini, organizasyon şemasını bu rekabete göre, bile isteye düzenlemiş şirketler de var. eğer onların arasındaysan evet, sana uygun değil denebilir. ama bu durumda dahi bakış açını değiştirip işe birilerine yalakalık yapmak değil, sosyal ilişkileri, insanı yönetebilmek olarak bakarsan gelişme kaydedersin. aksine, herkesin kaypak olduğu ortamda senin dürüst bir şekilde bu iletişimi sağlaman sana avantaj bile olur.

birçok detay var bu bahsettiğim iletişim noktasında, buraya yazmak çok zaman alır. üzerine biraz düşünsen senin de aklına gelir bu arada, öyle gizli, sır şeyler değil. sadece bakış açını değiştirip farklı açılardan bakmaya çalış, sonra kendi örneklerin üzerinden değerlendir; eminim kendi kendine de fark edersin.
  • Jux  (31.05.21 12:52:51 ~ 12:53:53) 
@jux merhaba bu dediginizi ben iyi detaylandiramamisim soruda, isini iyi yapip bunu aktaran kisiler degildi aslinda ilk bahsettigim grup, daha cok isini o kadar iyi yapmayan ama bunu iyi satan ve yalakaliklarla destekleyen kisilerdi, ornegin yanlis giden seylerin farkinda olup yonetici ile ters dusmemek icin soylememek vb gibi hareketler. Ya da safi haset de duyuyor olabilirim belki de.


  • yuzır  (31.05.21 12:56:59) 
Aynen dediğin gibi,
Yalaka olmadım, zaten işim olan, yapmam gereken şeyleri allayıp pullayıp yöneticime anlatmadım, anlatanlarada açık açık ee zaten bu işin hacım ne diye yaldızlıyorsun dedim, yöneticimde dahil olmak üzere bir çok arkadaşımın içinde bulunduğu durumlara göte göt dedim.

Yöneticimin de yöneticisi beni kenara çekip ''olum bak yöneticinde dahil en eskisi sensin, az daha parlat şu işleri senin önünü açalım dedi, hacım sen benim karakterimi biliyorsun ben yapamam 3 lira fazla alıcam, patron herkesin ortasında beni alkışlıcak diye değiştiremem karakterimi dedim, ayrıca yönetici olunca şakşakçı adamlarla daha yakından çalışmak zorunda kalıcam o nedenle de istediğiniz duruma gelmek istesemde gelmem dedim.

Şimdi çok rahatım, insanlar işimi yaptığımı biliyor, şakşakçı olmaduğımı vitrine önem vermediğimi biliyor, bu sayede hem gerçekten benim gibi düşünen insanlarla çalışıyorum hemde göte göt dediğim için kimse bana bulaşmıyor :)
  • paramolacak  (31.05.21 13:45:28) 
o da yetmez. bazı alanlarda monopol olacaksın. iş öğretmeyeceksin, sana mecbur olacaklar. işin devamı için senin olman gerekecek vs. böyle kurgulanmış iş hayatı.

ben kendimi anlatayım. aşırı çalışkan, vızır vızır, speedy gonzales bir adamdım ilk yıllar. çalıştığım denetim sektöründe kendini göstermesen bile eğer çok çalışkansan çalıştığın görülür. sonra geçtiğim şirkette kendini de pazarlaman gerekiyordu ama benim bilgimle ilerleyecek işler olduğu için değerim biliniyordu. şimdi ise üst düzey yöneticiyim. nasıl geldim buraya? eski şirketimin küçük versiyonuna geçtim. global bir şirket yine ama minnak bir yer. eski global şirketlerdeki tecrübemi buraya çok iyi aktarıyorum. bunları yaparken yine görünür oluyorsun.

sana almak istersen tavsiyem, yine global kurumsal ama az çalışanlı yerleri dene. hiç zorlamasan da kaliteni göstermen çok kolay. küçük gölde büyük balık ol. bir sürü departmanla bitmek bilmeyen toplantılar yok. kafa rahat. kararları 2-3 kişi alıyor :)

böyle yerler kalifiye insanı kendine çekemiyor. kalifiye insan gelince de değeri biliniyor.
  • stewie  (31.05.21 13:57:26 ~ 13:59:18) 
Birkaç kere yazıp sildim. Ben de uluslararası bir şirkette çalışıyorum. Sizi tenzih ederim ama bana gelen örneklerde büyük çoğunluk sosyal anlamda sorunlu kişilerdi. İçlerinden birkaçını aslında prensipte haklı buldum, ancak sorunu ortaya koyuş biçimleri çok kaba ve uzlaşmazdı. Her türlü kategorizasyon yanlıştır ama ben de bana baş vuran insanları gruplasam şöyle bir profil çıkartırdım:
1- Pasif Agresifler: Çoğunluğu haset içinde. Öne çıkan herkes ya torpilli, ya yalaka ya da onun fikirlerini çalıp (daha iyi satıp) yükseliyor. Sesleri genelde çıkmıyor, ama çıktığı zaman da gemileri yakıp gidiyorlar.
2- Sinsiler: Grup çalışmasına yanaşıyorlar ama çalışmadan anladıkları grup çalışsın ben nemalanayım. Arada fırsat çıkarsa grubun sessiz kişisinin emeğinin üzerine çökmek için fırsat kolluyorlar. Bunların düz eleman olanları ayrı dert, yönetici kisvesi altında çalışanının emeğine çökenler daha bir dert.
3- Çalışkan arılar: Bunlar nahifler hakikaten. Yöneticiden gelecek bir takdir, az bir prime dünyanın işini yaptırabilirsin. Sanıyorlar ki yöneticisi takdir ediyorsa herkes onların nasıl çalıştığını görüyor, yükselmek için önlerinin açık olduğunu düşünüyorlar.
4- Tembel tenekeler: Tanım anlatıyor durumu
5- Sunum perileri: Valla en takdir ettiklerim bunlar. Ellerindeki 1 liralık malı, 5 liralık mal gibi sunma becerisine sahipler. Alıcıları da çok. Hayat onlara güzel.

Ben uzun zaman 3 numaradaydım, ne zaman ki aslında yaptığım işin sadece bir üstüm tarafında tıkanıp onun üstü tarafından asla görülmediğini öğrendim o zaman içimdeki sunum perisi galeyana geldi. Ama içimden gelen bir şey değil bu sunum perisi hali, üzerinde çalışmam lazım. Size de tavsiye ederim. Yalakalık değil. Sadece düşündüğünü ifade ederken çok stratejik davranıyorlar. Resmen adam "fikrimi nasıl satarım" üzerinde düşünmüş. İtiraz ederken bile öyle bir sunuyor ki, "Tabii" diyorsun, "aslında ben de öyle düşünüyorum ama onun kadar iyi ifade edemediğimden farklıymış gibi duruyor düşüncem".
Size tavsiyem çok rigit olmayın. Sizden farklı davranan insanları da önyargısız anlamaya çalışın.
  • SiyamkedisiZorro  (31.05.21 14:13:39) 
Isi iyi yapmak yeterli degil, kendini / isini pazarlayabilir durumda olman da gerek. "yalakalik" degil bu , insanlar "yuzir isini iyi yapar, sirkete faydalidir" seklinde dusunebilmeli.


  • fakyoras  (31.05.21 14:16:57) 
Alanınızda çok iyiyseniz, teknik bilgi gerektiren bir işiniz varsa, özetle size muhtaçlarsa yükselebilirsiniz. Gözünüzü hırs bürümediyse, ananız babanız sizi düzgün yetiştirmişse vs. bunun bedelini ödersiniz. Bir ihtimal yıllar içinde kendinize sınırlar çizmeyi, hayır diyebilmeyi, bazen ağırlığınızı koyabilmeyi öğrenir, ortamın doğasını kabullenir ve emekliliği beklersiniz.

*Mevcut yöneticiler yükselebilmek için yalakalık yapmışlardır, yapmaya devam ediyorlardır, sizden de beklerler.
*İş ortamında, daha çok kamuda ekoller(?) vardır, gruplaşarak birbirlerini bir yerlere getirirler. *Yöneticiler ricacıların işini görürler, zamanı gelince isteme sırası onlara gelir. Yükselmeniz olası bir pozisyon varsa dahi önemli bir referansı araya sokmazsanız daha çok beklersiniz. (Kamu ve büyük şirketler)
*Aykırı sesleri sevmezler. Olası olumsuz sonuçları dile getiren tek kişi siz misiniz? Papağan gibi saçma sapan konuşanlar sandığınız kadar aptal degil.
*"Bu işleri de birileri yapacak" : Yozlaşmış yönetici atasözü. Birini kimbilir hangi sebeple kayıran her yönetici, hunharca yüklendiği kişiyle ilgili vicdanını rahatlatmaya, durumu normalleştirmeye çalışır.
*"Okşamayı bileceksin" Beni tiksindirse bile iş hayatımda bana kurulan en dürüst cümle bu olabilir. Devamı RTÜK'e takılacağı için sadece girizgahı yazdım. Bu cümleyi kuran aldı başını yürüdü, daha ne diyeyim.
*Sürekli sunum yapma derdinde olan tipleri gözlemleyin. Yakında yöneticiniz olabilirler.
  • zihua  (31.05.21 14:26:54) 
Yoneticilik icin bir kere en onemli oncelik isini iyi yapmaman.

Isini iyi yapan birine terfi verirsen o isi yapacak birini bulman gerekir.
Bunu yapmak her sirket icin buyuk bir salakliktir.
Behzat c'yi vali yaparsan yerine behzat c bulman gerekir.


Birinci sarti sagladiysak ikincisine geliyorum.
Terfi icin yalakalik yetmez oyle olsa terfi cok kolay olurdu.
2 ay yalakalik yap kap terfiyi dimi.

Terfi icin ozellikle de yoneticilik icin kosulsuz biat gerekir, ust tarafin kararlarini sorguluyorsan terfi alamazsin.

Bunu da cok guzel test ederler, absurt bir karar alirlar senin ne derece itiraz ettigine bakarlar.
Mesela biz hep evden calisiyoruz korona var diye, alakasiz birgun bizi ofise cagirdilar.
Mudurumuz bunu asiri savundu.
Sonra virus cok artti diye patron vazgecti.

Mudur bunu da asiri sekilde savundu :)


Bu adam oyle salak falan degil, beynini kiraya vermis degil.
Rolunu oynuyor.


Daha da kriterler var da temeli bu.
Bunlara uymadan transferle olabilirsin belki.
  • divit  (31.05.21 15:23:12) 
Herkes yalakalar yükseliyor sanıyor. Millet mal mı da boş adamı yükseltsin? Biz kimin ne yaptığını görüyoruz. Yalaka da olsa senin görmediğin veye görmek istemediğin bir yeteneği vs olabilir. Çalışmasında sorun olmadığı sürece de sorun yok ki.

İşini çok güzel yaptın diyelim bunun üzerine ikili ilişkiler de lazım. Yöneticinle aran iyi değilse seni yükseltip kendine niye rakip yaratsın? Sen çalışma arkadaşların tarafından sevilmezsen niye sevilmeyen adamı yükseltsin? Oyunlarda bile belli başlı seviyeler var. Atıyorum karizmaya +3 vermezsen şunu tavlayamazsın gibi. Sen sessiz sakin oturup sadece verilen işi yapıyorsan seni kim ne yapsın? Sevilmezsen fark edilmezsin.

@divit 'in verdiği behzat ç örneği yanlış. Sen behzat ç gibi bir yeteneği alıp yükseltmezsen de olmaz. Bu adam işinde iyi, çevresinde saygı uyandırıyor. Bunu vali yap milleti mum gibi yapar kendinden bir şeyler katar. Bir tane suçlu yakalayan adam emrindekiler aracılığıyla 100 kişi yakalar. Gidip de klimacıyı ihracat sorumlusu yap demiyoruz sonuçta.
  • Amory Lorch  (31.05.21 16:50:22 ~ 16:50:57) 
Hayatta bir kaybedenler vardır, bir de kazananlar. Kazananlar bir yolunu her zaman bulur, kaybedenler de kazananları izler, yorum yapar, yalakaydı, onu yalıyordu, bununla iyi geçiniyordu der. Bu yol şirketten şirkete değişir. İş hayatındaki başarının %10-20'si teknik bilgiyse %80'i sosyal zekadır. Bu sosyal zekayı ve teknik bilgiyi nasıl harmanlayacağın, nasıl ilerleteceğin şirketten şirkete değişir.Bir de şu var, işini iyi yapmak takdir edilecek bir şey değil. İşini iyi yapmak zorundasın zaten, mecbursun buna.

Ben de global bir firmadayım, yöneticilerimin çoğuna sümüğümü atmam. Ama adamlar doğru zamanda doğru yerlerde bulunmuş ve doğru adımları atmışlar. Yalakalık değil, adam olması gerektiği gibi işini yapmış ve o senaryoyu oynamış. Eğer iyi bir çalışan olup yılda %10 zam almak istiyorsan aynen devam et, ama daha büyük oynayacaksan bu işi öğrenmek mecburiyetindesin. Hele ki firman yabancı yöneticilerin falan olduğu, gerçekten uluslararası bir ortamsa işin içine kültürel farklılıklar da geliyor, ve evet sosyal zekan yoksa bu ortamda fark edilme ihtimalin yüzde 0..
  • roket adam  (31.05.21 17:02:33) 
Dünyanın en büyük fmcg firmalarindan birinde calistim; egitimde exposure dediler. Kisacasi evet, isini ne kadar iyi yaptığın önemli ama bunu kaç kişinin bildiği de çok önemli. Yalakalik değil ama sadece işini iyi yapmanin yettiğine inanmiyorum.

Misal su anda da büyük firmadayim, kendim cok yapmasam da Kendi yöneticilerim benim yerime yapıyor (misal rapor vs hazirlarsam üst yönetime benim mailimi forwar ederek yolluyorlar ya da direkt üst yönetime benim yollamami söylüyorlar vs vs. Bu sayede giriş seviye bir müdür olarak n+3 ile iletisimim var ya da benden bahsettikleri için emea ik direktörü ile tanıştım vs.)

Yalakalik ile isini düzgün yaptığını gösterme arasinda fark var bence. Misal benim bir calisan var. Bazi isleri var sirf o yapiyor ve yaptigi islerin ne kadar zaman aldigini falan kimse görmüyor. Bu aslında kötu çünkü çok fazla iş yükü yok gibi gözüküyor bazen.

Edit: yurtdisinda calisiyorum.
  • logisticsmanager  (31.05.21 17:19:13 ~ 17:20:20) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.