Türkiye'deki kurslar hakkında bilgim yok ama eğitim sistemi hakkında var.
Başlangıç seviyesindeyseniz kursun ne kadar iyi olduğu önemli değil bence. Her kurs "subject + verb + object" kalıbını öğretecek zaten, başka bir yolu yok bunun. O bahsettiğimiz farklar intermediate seviyelerinde ortaya çıkıyor. Bana sorarsanız, ulaşım, banka gibi temel düzeyde İngilizceyi Türkiye'de öğrenip yurtdışında gerçek ortamda bulunmanız. Almanca için yaklaşık 6 ay Goethe'ye gittim İstanbul'da, ardından Almanya'ya gittim ve eğitimimin sonunda o farkı çok net gördüm.
İlk gittiğim zamanlarda hayatta kalacak kadar Almancam vardı. A2 ile gittim Almanya'ya. Penny'de kasiyer kadın fiş ister misiniz, poşet ister misiniz diye soruyor çat pat anlıyorum ama o özgüvensizliğin verdiği his ile anladıklarımı bile idrak edemiyorum. Aylar geçti. Tabelalar, tramvaylar, MediaMarkt, Acun abi wir sind aus Deutschland beatbox yapmaya geldik falan derken Almancam gelişti. Tamam da ben bunun farkında değilim. Bir gün o ilk geldiğimde fiş, poşet muhabbeti yapan kadınla bir konuda Almanca tartıştığımı fark ettim. O nokta, dil öğrenimi konusunda benim için dönüm noktası oldu. İçindeyken fark etmezsen bile üçüncü bir göz ile dışarıdan bakınca o minik minik biriktirdiğin bilgiler günün sonunda kocaman bir dil yapıyor.
Çok konuştum yine, uzun lafın kısası biliyorum döviz çok yükseldi ama Türkiye'deki dil eğitimini minimum seviyede tutup üzerine bir şeyler koymak için yurt dışına gerçek bir ortama girin. Dil okuluna gelmek isteyen yakın arkadaşlarıma yardımcı oluyorum bazen. Alıp kendi okuluma götürüyorum ki gerçek öğrenme ortamını görsünler. Neyle karşılaşacaklarını, "İngilizce nedir" kendi gözleriyle görsünler. Yoksa kursta mıy mıy anlatmak değil mevzu.
Bir sorunuz olursa, elimden geldiğince yardımcı olurum. Şimdiden bol şans.
0