Ne yarari var? bu konu almanyada da cok tartisiliyor, neden multeci, veya gocmen kabul ediliyor diye. bunun cevabini almanya icin su sekilde verebilirim, turkiye icin de ayni durum soz konusu. ornegin mercedes firmasinin sahibi oldugunuzu dusununun. araba uretmelisiniz, ve urettiginiz arabalarin fiyatlari rakiplerinizden cok cok fazla olmamali. biraz fazla olabilir ama iki kat fiyata satmaya calisirsaniz satamazsiniz. en buyuk giderlerden biri de isci ve hammade giderleri. ornegin bir isci calistiracaksiniz almana senelik 70.000 euro vermelisiniz daha ucuza hayatta calismaz, bir turk calistirirsaniz 60.000 e anlasirsiniz. bir hintli calistirirsaniz 50.000 e tamam der. bir suriyeli calistirirsaniz 35.000 yani yari fiyatina calistirabilirsiniz. boylece rakipleriniz olan cin, japonya , fransa gibi ulkeler ile rakabet ecek fiyata uretim yapabilirsiniz. bunun icin de once hukumete baski yaparsiniz, yurt disindan gocmen al diye. hukumet once oy kaygisi ile kabul etmez. ama bu sefer uretiminizi ve fabrikanizi yurt disina yani daha ucuz uretim yapabileceginiz ulkelere tasimak ile tehtid edersiniz. hukumet mecbur kabul eder. boylece hem o araba firmasindan vergi alir, hem fabrikanin yurt disina kacmasi riski ile karsilasmazsiniz. hem de yurt disina rekabetci bir fiyata urun satip ulkeye doviz getirirsiniz.
turkiyede de bu is cok acimasiz sekilde isliyor, suriyeliler sigortasiz, cok dusuk fiyata tarim iscisi veya kimsenin calismadigi saglik ve guvenlik kosullarinin sallanmadi sirketlerde calisip, ucuza uretip, ucuza yurt disina mal satip ulkeye doviz getirilmesinde bir arac olarak kullaniliyor. turkiyede yurt disindan suriyeli gelmesi yonunde karar alanlar ayni zamanda o firmalari sahibi ya da ortaklari zaten. yani tamamen is yeri sahiplerinin cebine daha fazla para girsin diye. insaat mi yapacaksiniz, insaat iscisi icin kimi calistiracaksiniz. en ucuz suriyeli birini calistirmak, zaten is kazasi da o olursa kimi kimsesi yok, gunde de 18 saat calistirsaniz hayir demez. kafa rahat ucuza tum insaatlarinizi cok hizli bitirebilirsiniz. o yuzden insaat isi yapan politikaci iseniz en guzel secenek ulkeye suriyeli almak.
zararlari ne? yabanci bir yerden biri geldiginde gelen kisi ilk olarak kulturel entegrasyon problemi yasar. bir de bu adami kole gibi calistirirsan ve adam mecburiyetten calistigi icin hem calisir hem de dusmanlik besler. mevcut durumundan cikis yollari arar. bir de bu kisini cocukleri vs. nin hicbir kaliteli iste calisip kabugunu kirma, ulkeye yararli bireyler haline gelme sansi yoktur ya da cok azdir. hem kulturel, hem etnik olarak toplumdan dislanir, daha sonra kendi gibi kisilerle birlkte belli bir yerde yasamaya, yani gettolasmaya baslarlar. getto topluluklarinda da cetelesme, ve suc orani artar. bu da bu kisileri umutsuzluga surukler. gelecek umudu olmayan ve kaybedecek hicbir seyi olmayan kisi de suca megilli olur. suc isledikce dislanir, dislandikca da suc isler. daha sonra da bu toplumda irkciligin yukselmesine neden olur. irkcilik diger tarafta da irkcilik dogurur, bu da toplumun ayrismasina, bir savas gibi durum olursa da ulkenin bolunmesine neden olur.
diger ulkeler ne yapiyor peki? ornegin turkiye 4 milyon suriyeli multeci kabul etti. almanya ise 1 milyon. ama almanyadaki multeciler devletin gosterdigi evlere yerlestirildiler, bu kisilere maas baglandi. ama ayni zamanda da dil, meslek egitimi ve kulturel egitim verildi. bulundugu sehirden cikmasi yasaklandi ve sadece devletin gosterdigi bolgede yasamak durumununda kaldi. eger bu kisiler sigortali bir is bulduklarinda ise istedigi bolgede yasama hakki verildi. ama egitimlerine devam edildi. ozellikle cocuklarinin egitimi cok ciddi planlandi, ve bu cocuklarin bir alman gibi yetismesi saglandi. buna entegrasyon denildi ama biraz da bu asimilasyon soslu bir entegrasyondu. almanyanin amaci belki birinci nesil degil de 2. neslin bir alman gibi ama ayni zamanda cok iyi isciler olarak topluma kazandirilmasi. boylece dunya uretiminde rakabetci bir konuma gelmesi planlandi.
bir de eklemek istiyorum, bu multeci konusunda isin duygusal boyutu, yani yardimseverlik isin sadece ambalaji. halkin daha kolay kabul etmesi icin uydurulan bir yalan. eger amac gercekten yardim etmek olsaydi o kisilere kendi ullekelerinde guvenli bolgeler olusturup guvenligi saglanir, o sirada da savasin bitmesi icin mucadele edilirdi. ulkeye alinip coluk cocuk, kar kis, sokaga salinmazdi. biz ki gun geliyor cocuklugumuzu, cocukluktaki mahallemizi ozluyoruz da icimiz sizliyor. o cocuk ise o mahallesini terketmis, istanbulda sokaklarda yasamak zorunda kalmis. onun da eminim cok daha buyuk ici sizliyor. insanin bir gun ici sizlar, iki gun ici sizlar, ucuncu gun acimasiz bir insan olur, yeri gelir yol keser harac toplar, yeri gelir acimadan oldurur. o nedenle cocuklari o yola itmemek lazim ama elden de birsey gelmiyor.
0