[]

Türkiye için umudu olanlar

sorum size. ekonomi uzmanları tarafından ülkenin kalkınmasının ve refah seviyesinin yükselmesinin uzun bir süre gerçekleşmeyeceğini belirtilirken, iktidarın ideal vatandaş tanımı dışında kalan her birey için hayat her anlamda günden güne zorlaşırken, toplumun ortalama entelektüellik seviyesi zaman geçtikçe düşerken (belki de eğitim sistemi marifetiyle düşürülürken), adaletin, liyakatin ve ahlakın günden güne eksildiği ülkemizde iyimser olmak için bir sebep var mı gerçekten?

iktidarın argümanlarını belirtecekler varsa soruyu cevaplamadan direkt geçebilirler.


 
Yokta ne yapalım. İşçilerimi eve mi göndereyim ? Atölyeyi kapatıp evde düşünüp duralım mı ? İktidarların kullandığı en önemli zafiyet bu zaten. Ne yapacaklar toplu olarak ülkeden mi kaçacaklar diye bakıyor olaya. Suyun 1 parmak üzerinde burnumuzdan nefes alarak mücadele ediyoruz, ayağımız yosuna deyse de bırakıp gidecek ülkem yok. Karaya ayak basana kadar mücadeleye devam. İstediğiniz cevaplar değil biliyorum ama hayattaki tek önderimin dediği gibi '' Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim''


  • synax  (23.02.19 21:35:08) 
benim zerre umudum yok. ne ekonomi ne de başka hiç bir şeyin düzeleceğini sanmıyorum. kafama da takmıyorum.


  • scudman1  (23.02.19 22:43:50) 
umut artık sadece bir erkek ismi :( şeklinde romantizm yapıyorum.


  • Mossy  (23.02.19 22:54:44) 
yakın vadede umudum yok, en büyük hayallerimden ve isteklerimden biri yurtdışına çıkmak. gelgelelim, benim bir tane vatanım var ve en azından lafta bile olsa hala laik ülkeyiz, cumhuriyetimiz var, okumuş etmiş insanımız var vs... yurtdışına gidenler sonsuza dek orada kalacak diye bir kaide yok. daha iyi bir yönetimle beyin göçünü kısmen de olsa geriye çevirmek mümkün olabilir.

rezil bir nesil yetişiyor, bu sadece hükümet değişikliğiyle düzelecek bir sorun değil ama ben ister istemez sürekli olarak "o kadar da kötü değiliz" diyorum. ki bence değiliz. türkiye'den en çok şikayet eden, sürekli gitme konusunda mızmızlanan insanlardan biriyim. yurtdışında sadece belarus ve ukrayna gördüm ama farklı ülkelerden arkadaşlarım var. neblim, bakınca cidden özellikle de kendi yaşadığım yer (ankara) için çok şikayet edemiyorum ben. zaten sığır gibi yaşayan bir öğrenciyim, standardım her halükarda düşük. 3-5 yıl acı çekeriz belki ama eğer bir şeyler düzelecekse yine düzlüğe çıkarız gibime geliyor.

kısaca hayatıma devam etmek için ümitli olmaktan başka bir şansım yok benim. kafama bomba düşmediği, kötü şartlarda bile olsa yaşadığım sürece de o umudu koruyacağım. emin ol şu an taş üstünde taşın kalmadığı suriye için bile umudu olan suriyeliler vardır.

şahsen her zaman daha iyisini isterim, eksikleri görmeye ve geliştirmeye çalışırım, "buna da şükür" deyip biat etmek istemem ama bunu yaparken olumlu tarafı görerek biraz sakinleşmek de gerekiyor. evet daha iyisi olabilir ve olsun, bunun için mücadele edelim ama hep bu zihniyetle yaşarsam ben üzüntüden geberip giderim. ben ömrümü almanı, polonyalıyı kıskanarak geçirmek istemiyorum. evet berlin'de bisiklet sürmeyi, leipzig'de HYPEZIG diye hap atmayı istiyorum ama olmuyorsa da olmaz yani, ankara'da olanla yetiniriz. bakıyorum ankara'ya... bisiklet sürülüyor mu? evet. hap var mı? evet. eh yani. idare ediyoz. ümidimiz neden olmasın? ümitsiz nasıl yaşayalım? ümit var. hep var.
  • der meister  (23.02.19 23:02:40) 
benim var ama 2040'dan sonrası için, birkaç nesilden sonra daha dengeli bir toplum olacağımızı düşünüyorum.


  • gezegen olan pluton  (23.02.19 23:20:47) 
umudum yok
değişim günün birinde olsa bile bizim görebileceğimizi düşünmüyorum
hiç karşılaşılmadık bir dönüştürülmüş; cahil ve ahlaksız bırakılmış, en kötüsü sevgisiz bırakılmış nesil geliyor akın akın.

soruna cevap ; bu ölümü gerçeğine rağmen onu unutup yaşayabilmek gibi. gündelik işlere dalıp idare eder gibi davranıyoruz.

ek:kısa/uzun vadede yurt dışına gitmeyi düşünüyorum. (daha önce ingilterede yaşayıp, geziden "umutlanıp", çevremin tüm itirazlarına rağmen hala bir umut olmalı diyerek tr'yeye dönmüş biriyim.)
  • jimjim  (23.02.19 23:32:11) 
Güzel günler geride kaldı Türkiye için. Ama her kriz, her çalkantı kendine yeni fırsatçılar doğurur.

Düşünsene Suriyeli bir orta direksin, bomboş fakir bir hayatın var birden iç savaş çıkıyor kendini Türkiye'ye atıyorsun, ordan Almanya derken hayatın iyi yönde değişiyor.

Veya bir ağır kriz öncesi iyi pozisyon alıyorsun elinde dövizle, sonra parasızlıktan kırılan piyasada gayrimenkul topluyorsun, şirket satın alıyorsun vs.

Veya yeni bir hükümet geliyor, despot bir popülizmle inşaata abanacağını öngörüyorsun, iki suyuna gidiyorsun bütün ihaleleri sana kalıyor.

Ülke dediğin nedir ki? Sen ben o biz siz onlar. Banane ondan, senden, sizden. Ben bana bakarım bize bakarım.

Bir de böyle düşün.
  • bos gezenin bos ustasi  (23.02.19 23:56:29) 
Bu gibi konulara umut,inanç,hayal şeklinde yaklaşmanın çok sağlıklı olmadığını düşünüyorum. Bahsettiğiniz şeyler (ekonomi,refah,eğitim,adalet,liyakat) az çok ölçülebilen şeyler ve geçmiş dönemlere ve diğer ülkelere bakılarak gidişatın ne olacağı kolayca tahmin edilebilirler.

Konuların çoğunu hükümetle bağdaştırmışsınız. Aslında bu da bir noktada mantıksız. Bu hükümet eylemleriyle ve içinde barındırdığı insanlarla bu ülkenin bir yansıması. Bu adamlar ve onlara oy verenler başka yerden gelmediler. Bundan 20 yıl önce başka partilerde bulunuyorlardı veya başka partileri destekliyorlardı. Düşünce sistemleri pek değişmedi.

Türkiye'nin yakın geçmişindeki sürece bakalım. Hiçbir zaman bahsettiğiniz konularda ideal düzeylere ulaşılamadı. Hatta belli bir döngü tekrarlanıyor. Tek başına iktidarlar geliyor ve sonrasında 1.5-2 yılda bir seçimlerin yapıldığı siyasi istikrarsızlık dönemi başlıyor. Aynı döngünün bir kez daha tekrar etmesi muhtemel. Bunun sebebi siyasi sistem vb değil. Halk bunu istiyor.

Kimilerinin hayal ettiği veya umut ettiği radikal değişimler, büyük travmalar veya sorunlar sonrası yapılabiliyor. Nasıl bir insan kötü bir özelliğini değiştirmek için major bir sıkıntı yaşamadan harekete geçmiyorsa, ülkeler de böyle sorunlar yaşamadan değişmiyor.

Peki ne yapmalı? Birkaç seçenek var.
1- Yaşadığı ülkeyi tanımadan umut ederek bir şeylerin değişmesini beklemek. Sürekli hayal kırıklığına uğramak ve en sonunda kabullenmek.
2- Durumu kabullenip işine bakmak. Türkiye'deki eğitimli bireylerin çoğu bunu yapıyor zaten. Ben de bu gruba dahilim. Çözüm değil ama kafa rahat.
3- Yurtdışına gitmek. Kesin çözüm bu olsa gerek. İnşallah ben de bu gruba girerim bir gün.
4- Burada iyi şeyler yapmaya çalışıp, bir şeyleri değiştirmeye çalışmak. Evinin önünü süpürmek gibi biraz. İç huzuru sağlayabilir. Ama aynı 1 gibi hayal kırıklığına uğraması muhtemel.
  • the coon  (24.02.19 06:53:46) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.