[]

akademisyen alımları

sözlükte sürekli başlıklar açılıyor. bunun olması gerekeni nedir? 2 durum var sanırım. bazıları ales'ten yüksek puan alan girmeli ve mülakattan aldığı puan çok fazla düşürülmemelidir diyor. bazıları da hoca istediğini alır, sonuçta birlikte araştırma yapacak bu yüzden mülakattan düşük puan vererek eleyebilir diyor. her okulda var sanırım böyle bir şey. bir asistan hangi yolla alınmalı?




 
gayet normal bunlar. arkadaşların akademiyle pek alakaları olmadığı için abartıyorlar olayı.


  • mistikla  (05.02.19 16:34:57) 
Kesinlikle hocaların/bölümlerin akademik personel alımlarda daha fazla özerkliğe sahip olmalarını savunuyorum. Belli temel kriterler ancak kurum (YÖK değil, üniversite/enstitü) tarafından belli kaliteyi, standartları korumak adına talep edilebilir. Ancak bunlar da genel geçer kriterlerdir (dil becerileri mesela).

Bölümler/hocalar da doğrudan birisini alabilmelidirler de, ilan açıp başvuranlardan kendileri özgürce seçebilmelidirler de. Ama ipin koptuğu nokta buradaki kriterler. Burada kriter olarak hocanın rahatça kendi işlerini kitleyebileceği, bölüm içi savaşlarda kendisinin neferi olarak çalışabilecek, mobbinge ses etmeyecek kişi araması ya da sadece politik görüşü, eş dost hatrını gözetmesi gibi durumlar olmamalıdır.
İşte işin özü bu yozlaşmışlığın akademide rutin haline gelmiş olması. Bunun önüne geçmek için de ne yasa ne kural ne sınav koyarsanız koyun ahlaksızlık en derinlere çoktan nüfuz etmiş olduğundan bir şekilde o kuralların etrafını dolanıp aynı boku yiyebiliyorlar.
  • naif hayvan  (05.02.19 16:42:03 ~ 16:51:08) 
ales akademik bilgiyi ölçen bir sınav değil. Türkçe matematikte fullemek çok iyi bir akademisyen olunabilecek anlamına gelmiyor. Sıkıntı ales'in bir kriter olarak var olması. Ales kalksa kimse çalışmasa emek vermese daha anlamlı değerlendirme olur.


  • horowitz  (05.02.19 16:42:29) 
naif hayvan + 1

Universite ozerkliginden hicbir kosulda taviz verilemez. KPSS ile atanamayan, devlete kapagi atmak icin ALES kasiyor. Universite sisteminden haberi olmayan insanlar, "merkezi sinav gelsin, universitenin bir soz hakki olmasin" istiyor. Diger yandan ozerklik taninan hocalar da gercekten calisacak insan yerine canta tasitacak insan ariyorlar. Durum boyle olunca da iki ucu boklu oluyor. Her sey en basindan kokmus vaziyette.
  • evrim halkasi  (05.02.19 16:46:00) 
@cosmic asistan ile araştırma yapacak kişi aynı değil mi? bilmediğim için soruyorum. sonuçta asistan hocaya araştırmalarında yardım edecek kişi değil mi?


  • black mamba  (05.02.19 19:52:49) 
bu "ama hoca kendi istediği öğrenci ile çalışmalı" kafası büyüp siyasal iktidara gelince "ama akrabasıyla, hemşeriysiyle çalışması gayet normal, niye tanımadığı insanlarla çalışsın" oluyor.

ikincisine şiddetle itiraz edenler birincisini normal sayıyor.
  • Efoody  (05.02.19 20:31:40) 
sistem tamamen yanlış olduğu için çıkıyor sorunlar. her hocaya bütçe ver hem araştırma hem asistan için ve her yıl sonu verdiği akademik ürüne göre bütçeyi artır, azalt ya da kaldır. o zaman kimse gerizekalı akrabalarını dolduramaz.

şimdiki sistemde adam yanına asistan değil devlet memuru kadrosuna adam sokuyor.
  • Aerdem  (05.02.19 22:51:30) 
Çare test usulü merkezi sınavlar olamaz, bu çok açık. Üniversiteler akademik personellerini seçme konusunda özerk olmalı. Kendini ifade etme becerisi sıfır olan bir insan bu testlerden çok yüksek puan alabilir; bana böyle birisi asistan olarak "atansa" kendimi camdan atardım. Ya da apartman üniversitelerinde veya son yıllarda "her ile bir üniversite" programı kapsamında kurulan üniversitelerden mezun olan birinin sonradan test çözerek Türkiye'nin önde gelen üniversitelerine asistan olması saçma olur. Asistanı alacak üniversite tarafından belli not ortalaması, dil bilme şartı (ki YDS'yi falan geçiniz; dil bilgisi ölçme konusu apayrı bir tartışma) aranır; adaylar arasından en parlak olan ve gelecek vaat edeni ise alınır. Adayın alanının temel kavramlarına hakim olup olmadığına ve anabilim dalının beklentilerini karşılayıp karşılamayacağına bakılmalıdır. Üniversiteden mezun olup da temel bilgileri bilmeyen o kadar çok kişi var ki; ben o nedenle asistan alımı sınavlarında şöyle bir genel tartım yapacak bir sınavın olması taraftarıyım. Zaten hayatın olağan akışında da ya hoca bir öğrencisini beğenir ve onun asistan alınması için ilan çıkartır (ki mülakatlarda 0 verilen durumlardan biri budur; bu ihtimalde bile daha iyi bir aday çıkarsa ilana çıkılmasına sebep olan öğrenciye güle güle denebilir. "yiaa x hoca beni asistan alacak" diye yayıp ortada kalan tiplere içten içe gülüyorum bazen), ya da gerçekten o anabilim dalında bir asistana ihtiyaç vardır ve gelen en iyi adayı almak üzere ilana çıkılır. Bu ikinci ihtimalde hocaların başvuranlardan hiçbirini beğenmeyip kimseyi almadığını bile gördüm.

Şu anda akrabası/çok sağlam torpili olmayan asistan olamıyor diye bir paranoya oluştu sürekli basına yansıyan haberlerden. Ama bu demek değil ki herkesin babası anabilim dalı başkanı. Evet, akademinin kapısından bile girecek nitelikte olmayan eşi dostu üniversitesine alan çapsız profesör kaynıyor ortalık; ama bu adamların profesör olmasına izin veren sistemde bir sorun var. Ve eminim ki üniversitelere sıfır seçme şansı verilse dahi bunlar bir yolunu bulup yine akrabalarını aldırırlar. Bu tip bir insanın gelinini asistan alması üzerine falan asla oraya girmek benim hakkımdı diye dava açmaya kalkmazdım; aksine ucuz yırttım derdim. Böyle bir insanla yıllarca beraber çalışmak ne kadar korkunç olur düşünsenize.
  • wish i could find a way to disappear  (06.02.19 00:15:01) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.