[]

sizce dilimiz iletişimimiz için yeterli mi?

yeterli de biz mi kullanamıyoruz, avrupa ülkelerinin dilleri daha mı zengin ne, onlar daha güzel anlaşıyorlar bizler pek iletişim kuramıyoruz gibi...




 
dilde sıkıntı yok kullanıcılar sıkıntılı


  • basond  (03.10.18 17:45:17) 
ülkeleri "kendi dilinde okuduğunu anlama" konusunda sıralamışlardı. olduğumuz sıra kötü.

dilde sıkıntı yok +1.
  • zgrydn  (03.10.18 17:47:16) 
Her ne kadar ilk yorum sorunuza güzel bir örnek gibi gelse de tek başına yeterli değil :) Her dilde küfür ve argo vardır.

Ben dilimizin güzel olduğunu düşünüyorum. Ismet Özel, Ahmet Erhan, Şükrü Erbaş, Cemal Süreya, Turgut Uyar... dilimiz güzel olmasaydı, olmazlardı.

Ihsan Oktay Anar, Vedat Türkali, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk... onlar da yeterli olmasaydı olmazlardı.
  • farabi  (03.10.18 17:48:56) 
Dilin zenginliğini günlük hayatta aramak çok mantıklı değil zaten çıkış noktanızda mantık yok. Avrupa ülkeleri gündelik yaşamı ortalama kaç kelimeyle geçiriyor bizle aralarında dağlar kadar fark mı var da böyle bir kompleks edindiniz?


  • nickimin hakkini veremedim  (03.10.18 17:55:04) 
Dilin zenginliği gündelik hayat dahil her katmanda aranmalı. Hayatın ta kendisi gündelik hayat. Dili haiz olduğun kadar zihnini haizsin. Dilde ne kadar mahirsen, insanlığında o kadar mahirsin. İnsan zihninde gündelik hayat şarteli yoktur. Şarteli açınca başka kapatınca başka bir zihinsel duruma geçiş yapamazsın. Dil kaygısını, dilin zenginliği kaygısını yaşayan insan ekmek alırken de, edebiyat eseri kaleme alırken de aynı derinlikte bir dil programı yürütür. Aksi antropolojik olarak mümkün değildir.

Günlük hayatta dilin zenginliği yoktur / ihtiyaç yoktur savı akıl tembelliği ambalajıdır.
  • joker hakki  (03.10.18 18:02:31) 
Yetersiz dil diye bir kavram yok ki. 100 kelimelik bir dilin varolduğunu düşünelim. Onu da sadece 100 kelimeye ihtiyacı olan insanlar üretmişlerdir. Daha fazlası ya da azından söz etmek mümkün değil. İhtiyaca göre her gün şekil değiştirerek ilerliyor dil.

Avrupa ülkelerinin dilleri, hep birden incelenecek diller de değiller. Bükümlüsü var, Türkçe gibi eklemeli dili var. Dil aileleri ve dillerin sınıflandırılması diye küçük bir arama yaparsanız, göreceksiniz Avrupa’daki çeşitliliği de.

İletişim niye güzel başkalarında, ne demek istendi bu yorumla, ben çok anlayamadım. Birbiriyle güzel anlaşmaktan kasıt aslında medeni olmak mı, başka bir şey mi?
  • buf-e kür  (03.10.18 18:04:06) 
Bir de, dilde yetkinlik, dili iyi seviyede kullanma konuları aslında Türkçe kullanıcıları için çok sorun oluşturmuyor. Göze batan hatalar yapmıyor mesela yeni konuşmaya başlayan çocuklar. Kuralllar genelde işlediğinden (biz farkında olmadan), istisnalar da az olduğundan, mesela geçmiş zamanı bir kez doğru çekimlediyse çocuk, devamı da doğru geliyor. Dilde yetkinlik bazı dil kullanıcıları için artı on yaşa tekabül ediyor. Tabii, sonra sosyal etkenlerle günde 50 kelime ile konuşursunuz, o ayrı.


  • buf-e kür  (03.10.18 18:13:48) 
dendigi gibi iletisim icin yetersiz dil yoktur. dil ihtiyaclara gore gelisir ve degisir. iletisim icin yeni kavramlara, ifadelere ihtiyac oldukca dil de bunlari kapsayacak sekilde gelisir. zenginlik acisindan bakarsak o da aslinda yine ihtiyaclara gore sekillenir. kar'i (kisin yagan kar) tanimlamak icin Isvecce'de 25, Izlandaca'da 46 farkli kelime mevcut. simdi bu bu dillerin daha zengin oldugunu mu gosterir? yoksa oradaki ihtiyaclara ve cevre sartlarina gore dilin evrildigini mi?

avrupa dillerinde genelde kolay gelsin, gecmis olsun, cok yasa, afiyet olsun gibi, bizim dilimizde cokca kullanilan ve bizim icin cok dogal olan terimlerin birebir karsiligi yok. bu da turkce'nin zenginligi ve bizim kulturumuzdeki kibarliktan ve aile/sosyal cevrenin oneminden gelen bir ihtiyac bence
  • crucio  (03.10.18 18:42:25) 
Avrupa dilleri kadar kıytırığı az bulunur.
Danimarka'da bir köyden öbürüne git konuşulan dil değişiyor, Danca diye tek bir dil yok düşün.

Stockholm'de öğrendiğin İsveççe Malmö'de geçmiyor, anlamıyorsun Skånska falan.

Bu söylediklerim muhtemelen Baltık ülkeleri için de geçerli.

Türkçe gibi zengin dil mi var la batıda:)

Türkçe'deki duygu durumunu anlatacak yazılı sözlü o kadar çok şey var ki.

İsveç'te hala millet birbirine sinirlenince Fucking shit, fuck you falan diyor adamların küfürleri bile yetersiz, o duygu durumunu anlatmaya müsait değil.

Dilimizin estetiği de kötü değil kesinlikle. Bir Almanca, bir Danca'ya bak bir de Türkçe'ye.

Ha bu şu demek değil; herkes mükemmel Türkçe konuşuyor veya kendisini harika ifade ediyor ya da Türkiye'nin dil eğitimi iyi falan... alakası yok.

Ama uğraşana, kafa yorana bizim dil çok zengin. Fransızca'dan Farsça'ya kadar da etkileşimi var.
  • bos gezenin bos ustasi  (03.10.18 19:03:05) 
Ha bir de İsveççe'de 25 tane farklı kar kelimesi yok. Çeşit çeşit kar var hepsinin tipi var. Hepsinin de adı "snö". Brunsnö, gulsnö, mjuksnö, fluffigsnö vb bir de fryst var donmuş yani.

Bizde de yumuşak kar dersin, sert kar dersin, lapa kar dersin. Buz dersin, kırağı dersin. Öyle bir zenginlik yok yani.
  • bos gezenin bos ustasi  (03.10.18 19:08:53) 
Eğitim iyi olmadığı için ifade gücü üst düzey olan Türkçeyi iyi kullanamadığımızı düşünüyorum. Ferrarimiz var ama ehliyetimiz yok gibi.


  • le jeune turc  (03.10.18 19:48:05) 
1984'te, insanların "Düşünmesini" engellemek için yapılan en büyük atılım, dili basitleştire basitleştire bir zaman sonra insanların olumsuz bir şey düşünmesinin önüne geçmekti. Misal mutlu kelimesinin bir karşılığı olmuyordu, mutsuz yerine -mutlu çok mutlu demek yerine de mutlu+ çok çok mutlu yerine mutlu++ gibi bir kelime kullanıyorlardı, yani böyle böyle cümle kurmayı imkansız hale getiriyorlardı. Cümle kuramayınca da bunun düşüncelere yansıyacağını; bireylerin olumsuz bir şey düşünülemeyeceğini, düşünemeyince de devlet adına olumsuz bir şey yapamayacaklarını düşünüyorlardı. Bizdeki durum mesela tam tersi; her konu için birden fazla kelime var aynı konuyu pek çok şekilde anlatabiliyorsun, dilini kullanabiliyorsan metaforlar alegoriler alabildiğince derya deniz fakat Alman bi adama bakıyorsun "Sabah erken kalkıp elde çorap halının desenlerini incelerken" cümlesini tek bir kelimeyle açıklayacak bir şey buluyor, asıl yetersizlik bu bence bizim dil baya baya zengin bu anlamda.


  • angelus  (03.10.18 20:02:15) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.