bendim o!
eski iş yerime 3-5-10 dk, bazen yarım saat bir saat geç geldiğim olurdu. geç gelmem işi(mi) aksatmazdı, çünkü o sıralarda dedikodu kaçırırdım en fazla, çok geç kalırsam da birlikte edilen dedikodulu kahvaltıyı!
geç geldiğim süre ne kadarsa, akşam da o kadar geç çıkardım. ki, çıktığım saatler, iş olan saatlerdi.
hemen herkes geç gelirdi işe ve ben genelde en erken gelenlerdendim, iş yerinde pozisyonum dış kapının dış mandalı gibi bir pozisyon olmasına rağmen. bu dış mandallığın ötesinde sorumluluklar üzerime binerdi haliyle, erken gelenlerden olduğum için. hatta çoğunlukla, en erken gelen.
geç gelmeyi adet edinmiş ve bunun suyunu çıkaran arkadaşlara ceza gündeme geldi ve bunun kitabını yazmış arkadaşın her ay yaklaşık 300-400 tl kadar parası kesilirdi.
bu ceza muhabbeti açıldığında patrona gittim ve "geç geldiğim günler (parmak izi okutarak giriş-çıkış yapardık) giriş saatime bakarak alacağımı kesmeyin. ben geç geldiğim süre kadar geç çıkıyorum akşamları" dedim. ve öyle de yaptım çok şükür.
üç ay peşpeşe, ödeme zamanı, fazla mesai ücreti olarak patronun bana söylediği rakamın doğru olmadığını, hakkımın daha az olduğunu, gün gün/saat saat söyleyerek itiraz ettim. üçüncüsünde artık "öffff al işte, ben veriyorum" diyerek zorla verdi parayı.
sabah, işi teslim etmek için bekleyen elemanın hakkı ya da sabah işi başlatmak için erken gelmek gerektiği gibi detaylar var. bu tür şeylerin olmadığı/önemli olmadığı bir işse, çok da sorun değil. ama bunu gelenek haline de getirmemek lazım.
0