Önce kendi yapımı özetleyeyim, sonra neden bunu tercih ettiğimi anlatayım. Kalabalık bir çevrem vardı, sevdiğim insanlarla beraber vakit geçirmeyi severdim ama yine de yalnız yalmayı sevdiğim şeyler olurdu. Ama “yalnızlık” hissi beni mutlu etmezdi. Ta ki hayatımın en zor döneminde en sevdiğim iki insan beni çok üzene kadar...
Mevcut durumumda tek yaşıyorum, ailemden ve akrabalarımdan hatta arkadaşlarım da uzakta yaşıyorum. Başta nasılsın sorusuna iyiyim demek riyakar hissettiriyordu bana. O yüzden daha az iletişime geçtim. Sonrasında da etrafımda insan varken onlardan beklenti içine girdiğimi farkettim. Beklentiden kastım burada, benim için bir şey yapmaları değil. Bir güzel söz, bir hoş tavır. Kibar insan davranışları yani. Ama öyle olmuyor, herkes o kadar kendi derdine düşmüş ki, benim kafamdaki arkadaşlık tanımından fersah fersah uzaktalar. Bir süre sonra kendi derdimi unutup, bir de onların derdini dert edinmek, bana davranışları karşısında beni yormaya başladı. Onlardan da vazgeçtim. Vazgeçmem beni neden üzmedi? Çünkü asla hiçbir konuda kimseye ihtiyacım olmadı son 1.5 senede.
Dönemsel olduğunu düşünüyorum ama ben. Yeniden güvenmeye başlarsam biraz daha kalabalık çevre beni rahatsız etmez. Şu an mevcut çevrem oransal olarak jack of hearts’ın tarif ettiği ile aynı.
0