[]

Sağlıklı beslenme ve mutsuzluk ilişkisi

Merhaba. Yaklaşık 1 yıldır şekeri hayatımdan komple çıkarma kararı aldım ve uyguladım. Bu sürecin başında ideal kilomdan 10 kg fazla kilodaydım, şimdi ciddi bir oranda yağ oranımı düşürerek yaklaşık 6 aydır ideal kilomdayım ve koruyorum. Aslında bu konu biraz da takıntı haline geldi sanırım, yağ oranımın artması ve göbek sahibi olmak benim için korkutucu bi hal aldı ve bunun olmaması için çabalıyorum. Düz bir karına sahip olmak hissi baya hoşuma gitti, bu kısımda sıkıntı yok. Fakat mutsuz gibiyim. İstediğimi yiyemeyince hayatımın parlaklığı bi azaldı sanki. Tatlı, ekmek, patates vb. yiyecekleri seviyordum ve şimdi mükemmeliyetçiliğim yüzünden tadını sevsem de artık yiyemiyorum. (Daha önce sadece yemek yemek için Gaziantep'e giden bir insandım.) Bu durumu yaşayan var mı aranızda? Ne tavsiye edersiniz?




 
Takıntılarından vazgeç ve haftada ya da onbeş de bir istediğini ye.

Ayrıca sağlıklı beslenmek ve bunun dışına çıkmamak mutsuzluk getirir.
Sen bakma beslenme şeklini yeni değiştirmiş ya da gerçekleri kendine itiraf edemeyen insanların "sağlıklı besleniyorum ve çok mutluyum" hallerine.
Etrafta o kadar uyaran varken, herkesin nasıl yiyip içip keyif aldığını bilerek görerek sen nasıl sebze yiyip mutlu olacaksın ki...
  • patty duke  (28.11.17 11:26:43) 
birkaç tavsiye:

Ketojenik gibi özel bir diyet uygulamıyorsan haftada 1-2 öğüne bu aklına gelenleri sokarak bir nebze rahatlatabilirsin kendini. Ama bunu yaptığın günler diğer karbonhidrat kaynaklarını kısarak bir denge yaratabilirsin ya da aynı/önceki/sonraki gün uzun süren açlık-oruç uygulayarak bir nebze dengeleyebilirsin (Intermittent Fasting metodunun özellikle uzun süreli açlık modelleri gibi).

Bu tür karbonhidrat kaynaklarını tüketirken yanında kaliteli yağ da tüketmeni tavsiye ederim sindirimi bir nebze yavaşlatabilmesi için.

Maksat nefsi köreltmek ise çok yüklenmeden yapılır, bu karb. kaynaklarını tüketince çabuk acıkacaksın sonraki gün yine canın isteyecek diyenlere kulak asma, hele bir dene.
  • candanag  (28.11.17 11:37:56 ~ 11:40:25) 
Sürekli aynı şeyleri yeme, sağlıklı beslenmeye devam et ama arada kaçamakların da olsun. Misal oturup koca bir tabak patates kızartması yeme, nefsini bastıracak kadar ye. Her gün tatlı yeme ama arada canın isteyince bir dilim yaş pasta ye, yeni pişmiş bir böreğe denk gelirsen bir dilim börek ye. Ben bu şekilde besleniyorum en azından, bir de yediğin saat önemli, zararlı olduğunu düşündüğüm şeyleri belirli saatlerde yiyorum, patates yiyeceksem mesela en çok kızartmasını sevdiğim için kızartma olarak yiyorum, normalde kumpir de severim ama yemiyorum ya da çikolata konusunda çok hassasım canım çok isterse Türk kahvesinin yanında yiyorum. Bence hiç bir şeyi abartmamak lazım. Özge Ulusoy da mesela mantıya düşkünmüş, yiyor gibi gözüküyor mu ? Arada bir yeyince bir şey olmaz, asıl olay beslenme düzenini bozmamakta.


  • elikası  (28.11.17 12:17:06) 
ilacin sutlu tatlilar, kuru yemis ve kuru meyve.

pazar gununu kendini simartma gunu olarak belirle. cop yiyecekler yeme ama yine de.
  • baldur2  (28.11.17 12:19:19) 
ben bu şekeri tamamen kesme konusunun dünyadaki herkes için uygun olduğunu düşünmüyorum. herkes bir değil ki. yemek yemek kimi için bir tutkudur, kimisi de yemese hiçbir eksiklik hissetmeyecek kadar sallamaz yemeyi. yemek yemeyi sevenler bile çeşit çeşit. kimisi ete düşkün, kimisi tatlıya.

yemeğe düşkün olmayan kesim için kolay tabi "şekeri kestim" demek. zaten sevmiyordu ve yemiyordu. ama sen diyorsun ki, "eskiden antep'e sırf baklava gömmeye giderdim, şimdi bir senedir hiç şeker yemiyorum." hiç olacak iş mi? senin hobin, hayattan zevk alma yollarından biri de bu. ama sen kendi kendine esnetilemez kurallar koyarak bu yolu kapatmışsın.

diğer yandan fast food olsun, paketli yiyecekler olsun, bunlar kilo aldırmaktan öte kanserojen katkı maddeleri içerdikleri için zararlılar zaten ve bence de hiç yenmemeliler. ama yani senede bir antep'e gidip gözün doyana kadar yiyip gelsen hiçbir zararı olacağını zannetmiyorum. ya da ev yapımı tatlılar, yemekler, börekler ne kadar yağlı/şekerli olsalar da abartmadan dozunda yenildikeri sürece kilo yapacak ya da sağlığa zarar verecek şeyler değiller.

yani canın bir şeyi çok istediği zamanlarda ye gitsin. göbek konusunu da çok takıntı yapma. her şeyden öte psikolojik olarak sakıncalı. aslında sen de biliyorsun ki arada bir kendini mutlu edecek kadar tatlı yesen göbeğin çıkmaz ama bunu takıntı yapıyorsun. buna devam edersen takıntıların artabilir, en olmadık şeylerde bile takıntıların oluşabilir.
  • istanbul kanatlarimin altinda  (28.11.17 13:06:03) 
Arada bir ye. Morfin içeriyorlar. Yiyince mutlu oluyorsun.

en.m.wikipedia.org
  • Lim5  (28.11.17 13:28:00) 
çok çok benzer durumdayız. şu hayatta sadece doğuştan "şeker sevmeyenler" mutlu olabilir ben buna inanıyorum. ben de hayatımı sağlıklı beslenme&spora adamış vaziyetteyim. ideal kilomdayım, fitim, kendimi çok beğeniyorum ama mutlu muyum? asla...

ayda 1-2 kez tatlı yiyorum ama sanki kolumu, bacağımı koparıyorlar o kadar huzursuz oluyorum. yediğmiden de zevk almıyorum yani imkanı yok. sürekli bir kısıt, sürekli bir yasak. bu bende ekstradan sinirli ve depresif ruh hali de yaratıyor. millet koca götüne-göbeğine aldırış etmeden pasta gömerken, evden getirdiğim karnabaharı yemek acayip zoruma gidiyor.

Bizim gibi insanlar 50+ yaşlarda ancak mutlu olacak sanırım. amaaan yemişim diyetini sporunun dediğimiz zaman:) kısa vade de mutluluk gözükmüyor pek.
  • yazar yazmaz yazan yazar  (28.11.17 14:00:16) 
Şeker yediğinde bağırsak floranı bozduğun için aslında daha fazla mutsuz oluyorsun. Biz ailecek sağlıklı beslenmeye takıntılıyız ama yüzde yüz kısıtlamıyoruz. Annem çok güzel tatlı yapar arada sırada onları yiyoruz. Kuru meyveli unsuz şekersiz enerji bar ya da sütlü tatlılar gibi. Bunlar dışında hayatımda yediğim en güzel tatlı yoğurdun üzerine tarcın serpmek. Dene mutlaka.


  • jazzabel  (28.11.17 14:02:08) 
@muti
Günde bir-iki porsiyon yiyorum. Tarif önerisi alabilirim :) Galiba işimin yoğunluğu dolayısıyla işlenmiş bir şey yemektense hiç yememeyi tercih edebiliyorum ondan bu mutsuzluk. Evden yapıp götürmem gerek.

  • someonewalksalone  (28.11.17 19:52:24) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.