Yukarıda tavsiye edilen kaynakların hepsi güzel, hepsi faydalı. Fakat bunlar Almanca öğrenmek isteyenlerin işine yarar sadece.
Siz kendi durumunuzu tarif ederken “Almancayı hiç sevmiyorum. Almancaya karşı kapattım kendimi. Almancaya defans yapıyorum” demişsiniz. Yani sizin durumunuz, istemediğiniz halde öğrenmek için kendinizi zorlamak, gibi göründü bana.
Yetişkinlerde öğrenme isteği ve motivasyon yaratmak, cevabını Deutsche Welle’de ya da Duolingo’da bulabileceğiniz bir konu değil, bambaşka bir uzmanlık alanı. Nasıl çocuk eğitimini pedagoji inceliyorsa, yetişkin eğitimini de “
andragoji” diye bir bilim dalı inceler.
Başlangıç olarak ekşi sözlük’te “yetişkin eğitimi” başlığına bir bakın.
eksisozluk.com Orada size çok tanıdık gelecek şöyle bir cümle var: “Yetişkinler belli bir ihtiyaçlarını karşılamak için öğrenirler, istemedikleri şeyleri öğrenmeye karşı direnç gösterirler, hayatlarındaki deneyimleriyle örtüşen şeyleri öğrenmeye meyillidirler.”
İmkânınız varsa bir “yetişkin eğitimi” uzmanından destek alın. Böyle bir imkân yoksa bu konuyu kendiniz araştırın. Almancayı neden sevmediğinizi, neden defans yaptığınızı anlamaya çalışın. Bu nedenler dille ve gramerle ilgili değil de, psikoloji veya sosyoloji ile ilgili olabilir, dünya görüşünüzle, siyasi görüşünüzle ya da dini inançlarınızla ilgili olabilir, her şey mümkün.
Sonuçta, sevmediğiniz bir dili iyi derecede öğrenemezsiniz. İnsan sevmediği bir şeyle arasına mesafe koyar. Yine de onunla yaşamak zorundaysanız ona tahammül edersiniz sadece. Zorla tahammül ettiğiniz bir dilin ve yaşam tarzının iç dünyasını da merak etmezsiniz, o konuda derinleşmezsiniz. Bir dili iyi derecede öğrenmek, o ülkenin kültürünü öğrenmeyi ve onların yaşam tarzını merak etmeyi de beraberinde getirir.
Tabii her şeye rağmen Almancayı sevmek ve Alman yaşam tarzını merak etmek zorunda da değilsiniz. Türkçede “Zorla güzellik olmaz” diye bir atasözü var zaten.
Almanca öğrenme maceranızda bol şans ve kolaylıklar dilerim.