[]

Okuma yapmalar bilmem neler üzerine

Çooook uzun zamandır merak ediyorum, sormak şimdiye nasipmiş.

Burada da akademik gruplarda da çok görüyorum, lisansüstü tez yazarken “okuma yapma”lardan, sürekli bir “makale/essay yazma”lardan bahseden bir güruh var.

1. Bunların alanı ne? Sosyal bilimler filan mı?
2. Okuma yapmak tam olarak ne demek? Biz de makale, kitap okuyoruz ama bu kadar havalı söyleyemiyoruz.
3. Nasıl sürekli makale yazabiliyor bunlar? Bu makaleler nerede yayımlanıyor? Okul dergisinde mi?
4. İnsan literatür kaynaklarını nasıl karıştırabilir, unutabilir? Gerçekten bu şıkkı hiç aklım almıyor.
5. Bu insanlar literatüre yeni ne katıyor? Onu oku, bunu oku, özetle; eee?

Bir ömür kadar uzun süren yüksek lisans tezi hazırladım, elli sayfayı zor buldu. Dibine kadar da bilim yaptık ama kısmet.

 
1) Anlamadım bu soruyu. Makale sadece sosyal bilimlerde mi yazılıyor yani?
2) Okuma yapmak literatür taraması işte. Havalı bir söz değil ki. Bu senin algından kaynaklanıyor. Burada biz kim peki?
3) Hangi insanlar? Sürekli makale yazmaktan kastın hangi sıklık? İnsanlar makaleler yazıyor. Bazıları okul dergilerinde bazıları hakemli dergilerde yayınlanıyor.
4) Bilmiyorum, tartıştığı literatürün genişliğine bağlı. İnsan bazen, ya ben bunu hangi makalede/kitapta okumuştum acaba diye sorabiliyor.
5) Okuyup mevcut tartışmaları görüyorsun. Yoksa mevcut tartışmaların farkında olmadan hiçbir şey üretemezsin. Bunun ardından yazarak bir şeyler üretiyorsun. Ancak yazı yazman ve makale yayınlaman sürekli yeni bir şey ürettiğin anlamına gelmez tabii ki.

Genel olarak neye parmak basmaya çalıştığını anlamadım bu soruda. Sosyal 'bilimler' eleştirisi mi, yoksa makine gibi yayın yapmaya çalışıp özgünlüğünü kaybeden akademisyenlere mi?
  • protector  (22.06.17 23:33:21) 
@protector

Hiçbir eleştirim yok, bir uygulamalı bilimler insanı olaraktan gerçekten bilmediğim bir sistem ve dil var ortada, onu anlamaya çalışıyorum.
  • devilred  (22.06.17 23:37:39) 
O zaman şöyle bir toplu cevap yazayım.

Genel olarak sosyal bilimlerde dil ve kullanılan kavramlar çok önemlidir. Kullanılan her kavram, anlamı biliniyor gibi gözüken her sözcük için binlerce sayfalık tartışmalar vardır. Sosyal bilimler için konuşursak, bu sebeple, sürekli okuma yapıp takip etmen gerekiyor. Dilin önemi, ek olarak, daha fazla yazmanı gerekli kılıyor. Tabii, gündelik siyasete ve topluma ilişkin yorum yapabilme ihtimalin de fanzin, gazete, dergi gibi yerlere de yazı yazmanı sağlıyor. Bu sebeple çok yazı yazıp çok yayın yapıyorsun. Ama bunların küçük bir kısmı, en önemli hakemli dergilerde oluyor.
  • protector  (22.06.17 23:41:19) 
1) Genellikle Sosyal Bilimler, 'Humanities'in kapsamındaki bölümler oluyor.
2) Zamanında ben de okuma yapmıştım ama okuma yapmak bildiğimiz makale okuma gibi değil. Her hafta ya da gün bir metin oluyor, o okunup tartışılıyor. Her cümlenin üstüne üç milyon saat tartıştığında 'okuma yapma' oluyor. Bazen hoca ile tartışılıyor, bazen grupla ama bir kaynağı tartışmak birkaç işgünü alabiliyor. Çünkü 'Bu cümle hangi felsefik görüş ile çelişiyor, hangisi ile elele kolkola' diye 350 saat yorum yapılabiliyor.
Beni bir feminist mühendisler grubuna davet etmişlerdi ve bir kaynak kitabımız vardı. Örneğin, Freud ve kadın konusunu 4 hafta falan tartışmıştık ama tartışmayı kaynaklarla yapıyorsun.' Bilmemkim ve diğ. 2003 yılında böyle derken hala bu nasıl savunulabilir' gibi. Literatür taramasının önce sözlü ve tartışmalı yapılıp sonra yazılması gibi.
3) Okul dergisi de var, bol bol Sosyal Bilimler ile ilgili dergiler de var.
4) Bunu hep yapıyorum ben. Kaynak sayısı 5-10'u geçince 'Hangisi hangisini yapmıştı, ben kimdim, ben ne yapmıştım, bunların arasındaki fark ne' ya da 'Bunu biri yapmıştı da, kim yapmıştı' oluyorum. Yazar isimlerini aklımda tutamıyorum. Bir de üstünden zaman geçince o çalışma yapılmış mıydı, yapılmamış mıydı, unutuyorum. O yüzden 5 klasörlük makale çıktıları var konulara göre. Seçe seçe onları arada karıştırıyorum. Tez 500 küsur sayfaydı, 400 tane kaynaktan derlemişim. Sonrasında da uygulaması vardı. Kalmıyor ki aklımda hangisi ne yapmıştı. Bu bir özellik değil, arkadaşımınki de 60 sayfaydı. Arkalı önlü ikimizinki de. Her türlü olabiliyor.
5) Derleme, toplama katıyorlar. Örneğin, bir arkadaşım Cumhuriyet Dönemi Kız Ensititüleri'nin topluma katkısı konulu bir tez yazmıştı. O konuda bir derleyici çalışma yok normalde. Yani, 'Kız Enstitülerinin başına ne gelmiş, yararları nelermiş, o dönem neler yapılmış' desen o zamana kadar parça pinçik bilgi var ama tek bir oturup üstünden geçilebilecek kaynak yoktu o tezi yapana kadar ya da özet halinde vardı. Şimdi koskoca bir 30 yılın ayrıntılı araştırması derlenmiş ve toplanmış olarak var. Üstüne yapılan yorumlarla da yeni tartışma alanları açılıyor.
  • aychovsky  (22.06.17 23:44:48 ~ 23:51:08) 
Buna niye takildin anlamadim ama kendi kismimda olanlari cevaplayayim. (buraya edit: yukarida yazdigini gormeden yazdim bunu, simdi anladim.)

1- Hayir, fenbilimciler de okuma yapabilir.
2- Ben "okuma yapmak" sozcuk obegini belirli bir konu uzerine yaptigim okumalar icin kullaniyorum. Gunluk literatur takibinin yanisira merak ettigim bir konu uzerine tarihinden bugune onemli kaynaklari okuyorum. Ornek vermek gerekirse "Turkiye'de evrim egitiminin tarihcesi" uzerine meclis tutanaklarindan eski ders kitaplarina Talim ve Terbiye Kurulu kararlarina kadar erisebildigim belgeleri okudum. Oradan kendimce ozetleme yaptim, makale falan olarak basmadim.
3- Makale sureklilik arz eden bir surec zaten. Burada ne demek istedigini anlamadim. Bahsettigin sey SCI dergilerde makale ise onu genelde okuma yaparak degil, calisma yaparak ortaya cikariyoruz fen bilimlerinde. Onun haricinde zaman olursa Turkce dergilerde de derlemeler yapmaya calisiyorum ben, maksat Turkce literature katki olsun.
4- Iyi not tutmayinca oluyor o. Ben hic iyi not tutabilen bir insan degilim, zaman zaman oluyor.
5- Literature katki onu oku bunu oku ile olmuyor. Yaptigin calismayla oluyor. Ek olarak zaman zaman bilgileri derleyip toparliyorsun. Bu da bir katki olmakla beraber, calismalar kadar degil.

Yani durum sosyal bilimlere ozel degil. Fen bilimlerinde ilgini ceken konularda da "okuma" yapabilirsin.
  • evrim halkasi  (22.06.17 23:52:50 ~ 23:53:40) 
Sosyal bilimler alanında ele alınan araştırma nesneleri, fen bilimlerinde ele alınan nesneler kadar somut değil. Sosyal bilimlerdeki ele alınan kavramlar her bireyin(veya toplumun) algısına, bilgi birikimine, deneyimine, çevresine göre tekrardan kurgulanabilecek kavramlar. Bu yüzden üzerinde yazı yazmak çok daha kapsamlı oluyor. Pratik bir fayda beklerseniz yani "eee?" derseniz zaten bilim kanadından çıkmış (fen için de geçerli) ve politika (teknoloji) kanadına geçmiş olursunuz. CERN'de elde edilen bulgular ne işimize yarayacak demek gibi bir şey olur. Pratik anlamda hiçbir işe yaramayacak fakat evrenin nasıl oluştuğuna ışık tutacak. Kuantumun sade vatandaş için önemi nedir ki? Fakat bu bilimsel bulgulardan kuantum bilgisayarlar üretilirse işte teknoloji ile bilirlikte bilim hayatımıza girmiş olur.


  • elitist  (23.06.17 00:41:49 ~ 00:51:33) 
@elitist

Pratik kullanıma yönelik bir imada bulunmadım, üstüne eklemekten bahsediyorum. Özetlemek, üstüne eklemek olmuyor. Yeni bir kavram mı atıyorlar ortaya, ne oluyor sonuç olarak?
  • devilred  (23.06.17 04:01:06) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.