türkçeye henüz çevrilmemiş bir kitabıyla başlamıştım ben, ismi after dark. okumaya başladığım anda anlatımıyla ve yarattığı sıradışı karakterlerle dünyasının içine çekti beni. bir çok kitabını okuduğum halde hala en sevdiğim kitabı bu kitap. beğendiklerim arasında 1Q84, wind/pinball (türkçesi yok, yazdığı ilk iki kitabın tek ciltte yayınlanmış hali), imkansızın şarkısı ve renksiz tsukuru tazaki'nin hac yılları var. herkesin çok beğendiği kafka sahilde kitabını ise pek beğenmemiştim, biraz zorlama gelmişti. anlatımında en çok hoşuma giden şey, yarattığı karakterlerin yollarını kesiştirirken gerçekleşecek olayları kusursuz bir şekilde kurgulaması. hala dilimize çevrilmemiş, kısa öykülerden oluşan bazı koleksiyonları var ve bunlar da en çok beğendiğim eserleri arasında. onun romancıdansa bir öykü anlatıcısı olduğunu düşünüyorum.
0