[]

Ülkenin milli şuura ve milliyetçiliğe ihtiyaç duyması

Öncelikle milliyetçi değilimdir, tamamen tarafsız şekilde düşünüyorum ki bu ülkenin ilacı sanki sol değil de islam'dan, islamcılıktan ve serserilikten arınmış, Atatürk ilkelerini kendine kılavuz edinmiş Türk milliyetçiliği. Yani medeni batı ülkelerine de baktığımızda da, hadi Kanada gibi istisna ülkeler hariç, milliyetçilik temeline oturmuş toplumlarla karşılaşıyoruz. Bu temel ise, bizdeki gibi hiçbir şekilde bozulmamış, sarsılmamış. Bizdeyse milli şuur yok, millet kendisini tanımıyor bile. Bu kendini bilememezlik var olduğu sürece hiçbir sol değerin de ülke genelinde karşılık bulabileceği düşüncesinde değilim. Gönül isterdi ki milliyetçilik şu bu olayları 21. yüzyılda artık ömrünü tamamlasın fakat bulunduğumuz coğrafyada bunun yükselmesi gerektiğini savunmaya başladım artık. İslamcı zihniyetle ancak bu yolla mücadele edilebilir. Sizce de bu ülkenin söylediğim gibi bir Türk milliyetçiliğine ihtiyacı yok mu? Merak ediyorum, hem kökten dinci fetöcülere, hem de islamcı Erdoğan rejimine karşı sert bir tavır almış bir örgütlenme var mı? Dediğim biçimde hareket eden, mantıktan, akıldan uzaklaşmayan bir milliyetçilik akımının şu anki yozlaşmış ortamda karşılık bulabilme ihtimali var mıdır? Yani sol karşılık bulamaz, orası kesin, fakat bu türden bir milliyetçilik faydalı olmaz mı dersiniz?




 
Yok. Bu topraklarda milliyetçiliğin daha da yükselmesinin işleri daha da yokuşa süreceğini düşünüyorum. Kaldı ki millietçilik fikri geçmiş yüzyıllarda kalan modası geçmiş bir düşünce. 21.yy dinamiklerinde milliyetçilikten çok daha farklı dinamiklar söz konusu. Dolayısıyla geriye doğru bir adımla "ileri"ye( ileri diye bir şey varsa ?) gidileceğini sanmıyorum.


  • qazaqwsx  (17.07.16 13:56:39 ~ 14:01:47) 
1- milliyetcilik projesi, aydınlanmacilik ve ulus devlet sosu ile bulanmış modernite projesidir. bununla ilgili bir sürü kitap var oradan okuyabilirsiniz.

2- milliyetcilik, büyük ölcüde emperyal devletler tarafından geride biraktiklari sömürgeleri kontrol altinda tutmak icin kullanilmistir. afrika'daki sonuclari malum. biraz koloni tarihi okuyabilirsiniz.

3-almanyadaydin simdi galiba, biraz etrafına bak. sınır yok, ulus devlet yok, ulusal ekonomi yok. bu saatten sonra bu cagda, milliyetciligin herhangi bir tanımının uygulanabilirligi yok.
  • thewizardofearthsea  (17.07.16 13:59:20) 
milliyetçilik yüzünden bu ülkenin vatandaşı olan rumların, ermenilerin evleri, dükkanları, kiliseleri yağmalandı 55'te, varlık vergisi'yle hayatları sömürüldü. birkaç sene önce daha çocukların okullarına bomba tehditleri yapardı milliyetçi gruplar. bu ülkenin islamcılık kadar milliyetçilikten de çektiği çok oldu. atatürk milliyetçiliği diye yumuşatılmaya çalışılan şeyin, dünyanın herhangi bir yerindeki milliyetçilikten en ufak farkı yok zaten.


  • nathanieltroy  (17.07.16 14:03:49) 
nathanieltroy, serserilikten arınmış derken saydığın tipte olaylarla işi olmayan, neo-nazi kafasından arınmış bir milliyetçilik türünü kastetmiştim aslında. Rumların, Ermenilerin ve diğer azınlıkların bu ülkeye kattığı değerlerin de farkında olan bir milliyetçilik ihtimali yok mu yani?


  • soso  (17.07.16 14:06:54 ~ 14:08:18) 
@soso ben öyle bir ihtimal ve potansiyel göremiyorum maalesef. milliyetçiliğin doğasında bu değerlerin olduğunu düşünmüyorum çünkü.


  • nathanieltroy  (17.07.16 14:19:40) 
Milliyetçilik evrensel değer olarak tarif edebileceğimiz her şeye karşıdır. Güçlenmeye, otoriterleşmeye ve en sonunda da katliamlara kadar gidebilen bir düşüncenin mayasıdır.

Mussolini'nin kara gömleklileri, aynı şekilde Hitler'in paramiliter güçleri bunların örneği. AKP'nin sokağa dökülen kitlesinin bir anda polis moduna girmesi de aynı şekilde.

İslamcı zihniyetle ancak sekülerizmi savunarak, anti emperyalizmi savunarak mücadele edilebilir. Sosyalizm de diyeceğim ama hede hödö yapan olacak şimdi, gelin ortada buluşalım. Siyasal İslamın, cihatçılığın panzehiri bunlardır.

Milliyetçilikle siyasal İslam her zaman birbiriyle buluşmaya müsaittir.
  • sevgikusunkanadinda  (17.07.16 14:22:44) 
sevgikusunkanadinda;

Saydığın örnekler benim tarif etmeye çalıştığım, sadece istiklali değil, aynı zamanda hürriyeti de aynı derecede önemseyen bir milliyetçilik anlayışını yansıtmıyor aslında. Sadece yarım ağızla "sekülerizm" dediğinde insanların tek bir çatı altında toplanmasını sağlayamazsın diye düşünüyorum. Hem özgürlükçü hem ahlaklı hem milliyetçi bir model çok mu imkansız yani? Şimdi açık konuşalım, Türkiye'deki dört büyük parti içerisinde en doğru, en çağdaş, en ahlaklı parti programına HDP sahip, darılmaca, gücenmece yok. Yani Türkiye şartları için konuşuyorum tabii. Genele bakarsan yine yetersiz. Yalnız bu Türkiye için çağdaş sayılabilecek programın başka kesimlere, hele ki vahşi bir terör örgütüne ılımlı bakan kesime bırakılmadan, öncelikle Türk milliyetçileri tarafından sunulması gerektiğini düşünüyorum ben. Çağdaş değerleri savunmaktansa tamamen romantik söylemlere ve fevri reflekslere sahip akıl yoksunu kasaba milliyetçiliğinin Türk milliyetçiliğini ele geçirmiş olmasından şikayetçiyim. İslamcıyla ancak, Türkiye'yi geliştirmeyi, güzel ve yaşanılır bir ülke haline getirmeyi kendine amaç edinmiş, dar bir ideoloji ya da partiden ziyade geniş bir temel üzerine kurulmuş milliyetçilik modelinin mücadele edebileceği kanısındayım. Alman ya da diğer batı toplumlarının şu anki dinamikleriyle bizim içerisinde bulunduğumuz ortamı karşılaştırmanın pek doğru olabileceği düşüncesinde de değilim bu arada. Bazı durumlarda doğrunun evrenselliğine sığınmamak gerektiğini düşünüyorum.
  • soso  (17.07.16 14:42:46 ~ 14:48:07) 
herkes bir reçete yazıyorsa ben de yazayım madem; halka gereken ilaç geçmişteki fatsa, günümüzdeki ovacık'tır.


  • pokemonk  (17.07.16 14:43:33) 
bu ülkenin yıkılmaya ihtiyacı var.


  • doxanikee  (17.07.16 14:55:15) 
canı gönülden kutluyorum, bu uluslarla farkımızı koyduktan sonra bu saptamayı da yaptığınız için, çünkü bizde olamayan aynen bu dediğinizdir ve bu nedenle bizde hiçbir sol hareket gerçek anlamda gelişemiyor.

pratik gerçeklerin yarattığı sorunlara gelmesi gereken çözümleri akıllarındaki teoride arayan insanlar bir süre sol macerası yaşıyor, o kadar.

milliyetçilik fikri geçmiş yüzyıllarda falan asla kalmış değildir. yahu asıl federasyonların ara bir aşama olduğunu bilmeyenler bunu düşünüyor sanırsam.

bir kere diyelim marxist olsanız nasıl işçi sınıfının sınıf bilincinin oluşması için üretim araçlarını ellerinde toplayan bir burjuvazinin olması gerektiğini düşündüğünüzdeki gibi bazı basamakları "mecburi" geçmeniz gerektiğini düşünüyorsanız mesela, benzer bir mecburiyeti de milliyetçilik durumunda yaşıyorsunuz. zaten tüm başarılı sol devrimler bu milliyeçi şuur varlığında oldu, yokluğunda değil. o şuur olmazsa küba olarak amerika'ya kafa tutamazsınız, biz küba'yız, demeniz gerekiyor.

yine de milliyetçiliğin kendi sol ütopyasında nihai aşama olmadığını idrak eden her heyecanlı insan kafasında bunu aştığı an tüm dünyanın da aşabileceğini sanıyor. oysa hala feodal kültürün hakim olduğu yerler var ve hayır, o ekonomik bağlantılar ve olgular sabit kaldığı sürece oradaki insan senin düşündüğünü yırtınsan da düşünmeyecek.

yani şartların ne zaman olgun olduğu düşünülmüyor. onu bırakalım hakim üretim tiplerinin de kendi ilişkilerini ve toplum yapısını yarattığı tamamen görmezden geliniyor. daha yeni tip üretime dayalı ilişkinin kendisi ve dolayısıyla bilincinin yerleşmediği yerde solculuk yapılıyor ve o solculuk da üstelik ekonomiyle ilgili hiçbir şey söylemiyor: onun yerine hem de çoktan vatandaşlığımızı elde etmiş ve artık bunlarla uğraşabilecekken, bizlere hatırlatmasalar hiç de umursamıyor olduğumuz kökenlerimizi hatırlatıyorlar. oysa milli şuuru olan insan, önce kendi haklarını anlar, anayasasını bilir ve bunu önüne gelene elletmez bu bir, ikincisi kendi ülkesinde kendi haklarını iyileştirmek üzere örgütlenebilir. sendikalar kapatılıyor, işçiler ölüyor insanlar "benim ten rengim bu, ben bunu sabah akşam bağırmak istiyom tamam mı" modunda. beyaz yakasın, çocuğunu verecek okul kalmıyor, kunta kinteyim ulan moduna giriyorsun. iyi yani, aferin. çok işine yarayacak. okulun yok daha, hangi dilde okuyacağını tartışıyorsun. aferin.

hep diyorum bunlara, çünkü bunu en çok pusulasını unutmuş solcular yapıyor: öyle enternasyonaldiysen önce şu ülkede hakların için savaşır, örgütlenirdin, çünkü zaten devrimin ülkesi yok :)(oradaki çelişkiyle dalga geçiyorum biraz). yeni yeni pıtrak veren hareketlerin içine "ben zart zurt renkteyim"le etmektense, hangi dilde bilme hakkı için değil, öncelikle bilme ve paylaşma hakkı için uğraşırdın. marabaya "başka bir ülkenin marabası olarak kal" diye gaz vermeye kalkmazdın.

milliyetçilik bir aşamadır. zıplayarak geçilmiyor. ve şu an emperyalizme karşı en mühim araç. bütün diplomasi çünkü ülkeler, vatanlar üzerinden ilerliyor. esperanto konuşup adacıklarında özerklik ilan eden adamlarla değil, devletlerle anlaşma yapılıyor. ekonomin dışa tamamen bağımlı, sömürü ülkesi konumuna gelmişsin ama 10+ sene önce konuşmak istemediğin/umursamadığın dinin-kökenin çok önemli oluyor. ya yapalım o zaman dünya nüfusuna bir DNA testi, herkes maternal DNA'lerine bağlı olarak ilk çıktığı yere gitsin? o kadar saçma şeyler ki bunlar, toparlamak bile istemiyorum.

bu insanlara guess what? demek istiyorum. bir zamanlar hepimiz tek hücreliydik, beni o zamana görürebilir misin, mutluluğun resmini çizebilir misin abidin?

... daha ciddi bir tonda devam etmek niyetindeydim ama böyle yarama bastın ne yapayım. bu enayilik öldürüyor beni. önce mevzini koruyacaksın, tartışabilir güce geleceksin, sonra tartışacaksın. ve o zaman güçlü olduğun için, dünyanın en sömürgeci ülkelerinin finanmanını sağlıyor olmasına, tarihi çarpıtmana, kütüphaneler kurmana gerek kalmayacak çünkü o zaman bir şeylerin üzerine konmaya çalışıyor olmayacaksın, hakkını arıyor ve alıyor olacaksın.

horozlar dövüşüyor, dövüştürenler kahkahalarla gülmekte. bir de ulus devlete bildiğimiz eleştiriler getirilip etnik kimlikten bahsedilmiyor mu? yahu, o mantığın devamı herhangi bir kökenin önemli olması değil, hepsinin önemsizleşmesi. her anlamda anayasaca eşit haklar sağlanması. hatta öyle ki ülkelerin yok olması. yani sınırların. daha küçük ülkeler için daha çok sınır, daha büyük yönetimler ve onlarla savaşamayan küçük halklar edinmek değil bu fikrin devamı.


çok şey var bu konuda denecek ama sana katılıyorum ve bence bunu anlamayanlar woodrow wilson'ların, huntington'ların peşinden çok güzel gidiyor. ben sol'dan örnek verdim çünkü rönesansını yaşayamamış topraklarda feodal kültürde debelenirken kafasında çarpıttığı ve sol olduğunu iddia ettiği teorilerle bu milli şuurun edinilmesini bir süredir sözde solcular engelliyor. bu olmasaydı belki biz "ümmet" olmaktan çıkıp bir ülkenin "millet"i olabilmek haline daha hızlı da gelecektik ayrıca.


not: pek katılmıyormuşuz galiba birbirinize, cevaplar arasındaki yazınızı anca gördüm de :). daha doğrusu benzer şeyleri düşünerek farklı sonuçlar elde etmişiz, ancak özünde anlatmaya çalıştığımız şey aynı gibi.

ben bu ülkede doğrudan üretim tipleri, araçların dağılımı, okuma ve sağlık hakkı, giderilmiş gelir uçurumları, ifade özgürlüğü, din ve vicdan hürriyeti gibi şeyler için savaşmak zorunda olduğumuzu düşünüyorum. bunun için ilk gereken: tam bağımsız türkiye. dolayısıyla milli şuur. dolayısıyla manipüle edilemeyen iç ve dış politika. kim olduğumuz, kimlerden olduğumuz bu kadar önemli olmamalıydı. yani eski chp'nin çıkış noktası olan ilkeler çok önemli. ve bunları elde etmişsek diğerlerini zaten edebilecek konuma gelmişiz demek olurdu. hdp gibi partileri hiç samimi bulmuyorum; onlar yeni bir ülkenin burjuvası olmak ve kaymağını yemek istiyorlar, bölge halkını zerre de umursadıkları yok.


edit: evet, teşekkürler açıklama için. zaten özünde katıldığımı vurgulamak istedim ben de. benim tek korktuğum şey yazılı metni kastetttiğinizi her okurun anlamaması. bu gelişkin bir bakış açısıdır, bence. program üzerinden bakılsa aslında program sahiplerine yani her partiye de çok bilinçli eleştiri gelirdi. belki bu tartıştıklarımız daha çok kişi için önemli olurdu.
  • godoşu beklerken  (17.07.16 15:07:08 ~ 20.07.16 15:22:23) 
@godoşu beklerken;

Oradaki HDP lafına takılmamak gerekiyor. Samimiyet falan sorgulamıyorum, tamamen yazılı metinden bahsediyorum. Bu metni, bu anlayışı bir Türk milliyetçi akımının da önerebilecek kapasitede olması gerektiğini düşünüyorum sadece.

Yoksa "bunları elde etmişsek diğerlerini zaten edebilecek konuma gelmişiz demek olurdu" şeklindeki bakış açısına aynen katılıyorum. Anlatmak istediğim öncelikle buydu.
  • soso  (17.07.16 15:42:31) 
turkiyede milliyetcilik, birlik yok ki. din iman para insanimizda.


  • baldur2  (17.07.16 15:44:20) 
Bence bu ülkenin ihtiyaç duyduğu tek şey tüm ideolojilerden arındırılmış bir liberalizm. Çünkü her şeyi abartan bir toplum olduğumuzdan, milliyetçi değil faşist, dindar değil cihadçı oluyoruz, ortası yok.


  • elitist  (17.07.16 16:09:59) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.