saglik, egitim ve adalet bu ücü bir ülkenin temel üc diregi. bunu meslekleri yapan insanlarin tepeden asagiya cok özel etik ve ahlak degerlerine sahip olmalari gerekiyor. Bu etik degerler dünyanin her yerinde yipraniyor. Gelismis ülkeler sagligi devlet elinde tutuyor cünkü sosyal devlet olmak bunu emrediyor. Bu nedenle bozukluk ne ise tamamen hastaya yansiyor. Karlilik göz önünde bulundurulmuyor, karliligin ve rekabetin olmadigi meslek dallarinda denetim tamamen etik ile saglaniyor. Merkezden denetim bir yere kadar.
Peki cözüm özellestirme mi ? türkiyede bu sorun özellestirme ve yari özellestirme ile cözülmeye calisiyor ve sorunlar daha ticari uslup ile gizleniyor, daha iyi pazarlama marketing yapiliyor. Özeller zaten malum tam bir ticarethane gibi. O tedavi karli olmasi lazim mesela bir kadin dogum yapacagi zaman normal dogum karli degil, ama sezeryan tüm hastahaneler ve doktorlar icin kar ve prim olarak dönüyor. Bunu problemi teyit etmek icin su iki ülkeye bakmak yeterli, Amerika ve türkiye. Bu iki ülke saglikta özellestirme yapan ülkeler ve amerikada sezaryan orani %35 ve türkiyede %45. Ama gercekte tüm dogumlarda sezaryana ihtiyac %5, almanya gibi ülkelerde bu bu sekilde. O nedenle türkiyede özel ve yari özel hastanelerde cok iyi ilgilenirler, seni özel hissettirirler cünkü seni karli tedaviye ikna etmeleri lazim.
özetle iki yol var, sosyal devletlerde kar amaci gütmeyen devlet kurumlari tüm sorunlariyla ortada olan saglik sistemi. Ya da amerika ve türkiyedeki gibi marketing essasli, sirket gibi yönetilen saglik sistemi, kar amaciyla sagliksiz ve gereksiz tedaviler. müsteri gibi davranilan, özel hissetirilen hastalar..
0