Veya olabilir mi gerçekten de ?
5 senelik arkadaşımla yeni olay olmamasına karşın geçmişte bazı zamanlarda bana yaptığı muameleleri oturup düşününce arkadaşlığımızı bitirme kararı almıştım. Çünkü istesem de bu olaylardan dolayı onun istediği yakınlığı hissedemicektim. O ise arkadaşlığı bitirecek kadar bir şey yapmadığını düşünüyor, kendini haklı görüyor yani. Harcanmış gibi hissettim dedi. Bu durumu yaşayan var mıdır? Ben kötü bir şey mi yapmış oldum. Bayağı güzel vakitlerimiz de geçti, değer verdiğim de bir insan ama kırgınlıklar kafamdan gitmiyor.
Bu yaşlarda yaşanan depresyon döneminin varlığına inanıyor musunuz?
Bu dönemde buhran geçirip düze çıkan oldu mu aranızda?
Geçer mi?
Nasıl geçer?
Ben kimim? (swh)
Bu dönemde buhran geçirip düze çıkan oldu mu aranızda?
Geçer mi?
Nasıl geçer?
Ben kimim? (swh)
Böyle intihar notu gibi oldu ama o derece değil tabi.
Mezun oldum tüm arkadaşlarım gitti.
Maalesef tüm arkadaş birikimimi üniversite içinden yapmışım.
Sosyal faaliyetlerimin hepsi de üniversite içiydi.
Ama her şeyin sonuna geldik.
Yüz yüze sohbet edebileceğim kimse yok. Yeni tanıştığım insanların başka çevreleri var işleri var vs.
Araba alayım dedim fiyatlar çorba oldu, motor alayım dedim çok güvensiz.
Sevgililik evlilik vs zaten beceremiyorum/kendime göre birini bulamıyorum.
Gezmek eğlenmek yemek içmek benim için çok güzel iken bunları tek yapmak hiç iyi gelmiyor.
Soru: Evden çıkmadan ömrümün geri kalanını film izle oyun oyna vs. şeklinde geçirirsem sıkıntıdan patlar mıyım ?
Ayrıca uzun süre kimse ile konuşmazsam konuşmayı unutur muyum ?
Edit: İş var iş arkadaşı yok. 6000 TL ücretle sabah 9 akşam 6 5 gün bilgisayar karşısında çalışılıyor.
Mezun oldum tüm arkadaşlarım gitti.
Maalesef tüm arkadaş birikimimi üniversite içinden yapmışım.
Sosyal faaliyetlerimin hepsi de üniversite içiydi.
Ama her şeyin sonuna geldik.
Yüz yüze sohbet edebileceğim kimse yok. Yeni tanıştığım insanların başka çevreleri var işleri var vs.
Araba alayım dedim fiyatlar çorba oldu, motor alayım dedim çok güvensiz.
Sevgililik evlilik vs zaten beceremiyorum/kendime göre birini bulamıyorum.
Gezmek eğlenmek yemek içmek benim için çok güzel iken bunları tek yapmak hiç iyi gelmiyor.
Soru: Evden çıkmadan ömrümün geri kalanını film izle oyun oyna vs. şeklinde geçirirsem sıkıntıdan patlar mıyım ?
Ayrıca uzun süre kimse ile konuşmazsam konuşmayı unutur muyum ?
Edit: İş var iş arkadaşı yok. 6000 TL ücretle sabah 9 akşam 6 5 gün bilgisayar karşısında çalışılıyor.
İki haftadır veya daha uzun süredir sabahları ellerim birbirini tanımıyor. İkisi de başkasının veya yeni iki elmiş gibi hissediyorum. Başka geliyorlar. Sonra yüzümü yıkıyorum yüzüm görünüş olarak değil de ten olarak başkasının gibi. Duygusal taarruzlardan bahsetmiyorum ama tek başına bir şey değil bu durum.
Bu kez oluyor mu?
Bu kez oluyor mu?
İnternetten siparş vericem biraz orijinal bir şeyler de olur. Ne alınabilir? Biraa fikir verin hemen siparş vereyim. Doğum günü için.
Son zamanlarda kötü olayların sayısı mı arttı yoksa bana mı öyle geliyor bilmiyorum. Kendimi bildim bileli ülkede berbat şeyler oluyor. Ama kendime hep derdim ki dünya iyi bir yer değil, bazı yerlerde kötü olaylar daha fazla oluyor. Bu ülke ekonomik ve politik anlamda inişler çıkışlar yaşadı, bu inişin mutlaka çıkışı da olur diyordum. Yıllardır yurtdışındaki olayları da takip ediyorum, olabildiğince objektif olmaya çalışıyorum. Ama tünelin ucunda ışık göremiyorum.
Bu yıl her şey gözüme daha da batmaya başladı. Baskı, şiddet, cinayetler, ekonomik bunalım, işsizlik, hak hukuk adalet sorunları motivasyonumu sıfırlıyor. Aynı anda hem KPSS'ye çalışıp hem yurtdışında doktora programları arayacak kadar ikilemdeyim, kafam karışık.
İstediğim lüks bir hayat değil. İnsan gibi çalışıp güvende hissetmek ve sevdiklerimle huzurlu olmak istiyorum. İçimi dökmek istedim. Teşekkürler.
Bu yıl her şey gözüme daha da batmaya başladı. Baskı, şiddet, cinayetler, ekonomik bunalım, işsizlik, hak hukuk adalet sorunları motivasyonumu sıfırlıyor. Aynı anda hem KPSS'ye çalışıp hem yurtdışında doktora programları arayacak kadar ikilemdeyim, kafam karışık.
İstediğim lüks bir hayat değil. İnsan gibi çalışıp güvende hissetmek ve sevdiklerimle huzurlu olmak istiyorum. İçimi dökmek istedim. Teşekkürler.
(6)
Evliliğe, ilişkilere olan güvenim iyice sarsıldı. Kimseye güvenmiyorum.
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi #1435512
Merhaba arkadaşlar,
Bugün sözlükte dolaşırken şu Antalya'da belediye başkanının karıştığı aldatma haberini okudum. Müthiş derecede midem bulandı. Belediye başkanına bakıyorum en az 45 yaşında, geline bakıyorum 31 yaşında. Bu ikisi arasında 16 yaş var. Aldatma büyük ihtimalle zenginlik falan yüzünden.
Artık aldatma haberleri o kadar sıklaştı ki şaşıramıyorum. Zaten güven sorunları olan biriyim, kim olursa olsun bana karşı en ufak hatasında ihanet içindeymiş gibi düşünüyorum. Bu hale gelmemin belki de en büyük sebebi bu yozlaşmış yaratıklardır. Şimdi nasıl evleneceğiz? Nasıl yuva kuracağız? Var olan ilişkilerimizi nasıl sürdüreceğiz? Herkes kokuşmuş, herkes yozlaşmış. "Canım" dediğin bile arkandan vuruyor. Bunun düşüncesi bile insanı kahrediyor, bunu yaşamak kim bilir nasıl bir cehennem azabı yaşatır insana. Hiçbir zaman o acıyı unutamazsınız.
Düşünsenize çok sevdiğiniz, hayatınızı hiç düşünmeden feda edeceğiniz insanın sizi aldattığını. Bir de bu insanların çoğunun çocuğu var, ya eşine bunu yapıyor ama çocuklarına nasıl yapıyor bunu? Yazık değil mi onlara?
Hayatımda şimdiye kadar kimse olmadı. Zamanında uğraştım olmadı, bir daha da uğraşmadım gönül işleriyle. İnsanlara hep mesafeli davrandım. Gittikçe insanlara olan tahammülüm azaldı. Sanırım ksenofobik gibi bir şey oldum. Bu olayları gördükçe gönül ilişkisi kurma, evlenme, yuva sahibi olma düşüncelerinden daha da uzaklaşıyorum. Diğer yandan toplumun insanları evlendirmek için yaptığı baskı var. Bu gidişatla zor ama olur da evlenirsem bu mentaliteyle evliliğimi nasıl sürdüreceğim? Çok zor geliyor. Aldatılmaktansa yalnız kalmayı tercih ederim. Çünkü ben böyle şeyleri kaldırabilecek biri değilim. Ölümle aynı şey benim için. Siz ne düşünüyorsunuz?
Bugün sözlükte dolaşırken şu Antalya'da belediye başkanının karıştığı aldatma haberini okudum. Müthiş derecede midem bulandı. Belediye başkanına bakıyorum en az 45 yaşında, geline bakıyorum 31 yaşında. Bu ikisi arasında 16 yaş var. Aldatma büyük ihtimalle zenginlik falan yüzünden.
Artık aldatma haberleri o kadar sıklaştı ki şaşıramıyorum. Zaten güven sorunları olan biriyim, kim olursa olsun bana karşı en ufak hatasında ihanet içindeymiş gibi düşünüyorum. Bu hale gelmemin belki de en büyük sebebi bu yozlaşmış yaratıklardır. Şimdi nasıl evleneceğiz? Nasıl yuva kuracağız? Var olan ilişkilerimizi nasıl sürdüreceğiz? Herkes kokuşmuş, herkes yozlaşmış. "Canım" dediğin bile arkandan vuruyor. Bunun düşüncesi bile insanı kahrediyor, bunu yaşamak kim bilir nasıl bir cehennem azabı yaşatır insana. Hiçbir zaman o acıyı unutamazsınız.
Düşünsenize çok sevdiğiniz, hayatınızı hiç düşünmeden feda edeceğiniz insanın sizi aldattığını. Bir de bu insanların çoğunun çocuğu var, ya eşine bunu yapıyor ama çocuklarına nasıl yapıyor bunu? Yazık değil mi onlara?
Hayatımda şimdiye kadar kimse olmadı. Zamanında uğraştım olmadı, bir daha da uğraşmadım gönül işleriyle. İnsanlara hep mesafeli davrandım. Gittikçe insanlara olan tahammülüm azaldı. Sanırım ksenofobik gibi bir şey oldum. Bu olayları gördükçe gönül ilişkisi kurma, evlenme, yuva sahibi olma düşüncelerinden daha da uzaklaşıyorum. Diğer yandan toplumun insanları evlendirmek için yaptığı baskı var. Bu gidişatla zor ama olur da evlenirsem bu mentaliteyle evliliğimi nasıl sürdüreceğim? Çok zor geliyor. Aldatılmaktansa yalnız kalmayı tercih ederim. Çünkü ben böyle şeyleri kaldırabilecek biri değilim. Ölümle aynı şey benim için. Siz ne düşünüyorsunuz?
Merhabalar. Daha önce açtığım (git: www.eksiduyuru.com) duyurusunda bahsettiğim hoşlandığım kişiyle muhabbeti baya ilerlettim ve bu hafta içi kendisi ile ilk kez buluşacağım. Ancak nereye gidebileceğimize dair kafamda en ufak bir fikir yok. Hafta içi öğleden sonra tatlı yiyip çay kahve içebileceğimiz ardından sahilde yürüyebileceğimiz ilk buluşmaya uygun nezih bir mekan önerisi istiyorum siz değerli duyuru halkından. İstanbul asya tarafı kartal, pendik, maltepe ve belki üsküdar civarı olabilir. Şimdiden teşekkürler.
not:yaşlar 22e 20k
not:yaşlar 22e 20k
Günlerdir ruh gibiyim. O kadar çok işim birikti ki. Telefonları açmıyorum. İnsanlarala görüşmek istemiyorum. Ölü gibiyim. Birileri hayatımda olduğu zamanlar çok daha canlı oluyorum ama olmuyor işte. Nasıl bi çare bulabilirim? Yaşam koçu tarzı bişeyler bu gibi durumlar için mi var?
merhaba,
karsimizdaki kisi tatile, uzaklara gitti diyelim. (yani oyle soyledi.) ama mesafe hala eskisi gibi. ben konumumu degistirdigimde de degisiyor.
konumu nasil boyle sabit kalabilir? tinder’in yuklu oldugu telefonu eski yerinde birakmasi disinda bunun bir yolu var mi? mesela tinder’a konum erisimini kapatirsa da sonucu boyle mi olur? veya uygulamayi silerse? yoksa bizi yiyor mu?
olay da su tinder’dan tanisip gayet samimilestik, gorusuyoruz yani. supheli bir davranis da yok ama eslesme duruyor hala ve iste tatile gitti guya. suphelenelim mi? :p yardim edin a dostlar.
karsimizdaki kisi tatile, uzaklara gitti diyelim. (yani oyle soyledi.) ama mesafe hala eskisi gibi. ben konumumu degistirdigimde de degisiyor.
konumu nasil boyle sabit kalabilir? tinder’in yuklu oldugu telefonu eski yerinde birakmasi disinda bunun bir yolu var mi? mesela tinder’a konum erisimini kapatirsa da sonucu boyle mi olur? veya uygulamayi silerse? yoksa bizi yiyor mu?
olay da su tinder’dan tanisip gayet samimilestik, gorusuyoruz yani. supheli bir davranis da yok ama eslesme duruyor hala ve iste tatile gitti guya. suphelenelim mi? :p yardim edin a dostlar.
Çok pişman olduğunuz bir şey yaptınız mı ?
Ömrünüz boyunca keşke yapmasaydım diyeceğinizi ve asla unutamayacağınızı düşündüğünüz, size yakışmadığını bildiğiniz bir şey ?
Ve neydi bu ? (İsteğe bağlı)
Ömrünüz boyunca keşke yapmasaydım diyeceğinizi ve asla unutamayacağınızı düşündüğünüz, size yakışmadığını bildiğiniz bir şey ?
Ve neydi bu ? (İsteğe bağlı)
baştan not: olmaz olsun benim gibi bencil evlat.
annem (62) istanbul'da yalnız yaşıyor. koronadan önce çok sosyaldi, arkadaş grupları vardı, kurslara gidiyordu, sosyalleşiyordu. korona yüzünden eve tıkıldı kaldı aylardır. ben izmir'de yaşıyorum, yanına gidemiyorum yine korona yüzünden, o da gelemiyor (*). bu süre içinde zatürre geçirdi, tek başına atlatmak zorunda kaldı, yanında olamadım. psikolojisi darmadağın. çok yalnız kaldı, beni de çok özledi. bunlar için çok üzülüyorum tabi.
benim açımdan bakarsak da, ben çok bencilim. annemin sürekli telefonda bana ağlamasını kafam kaldırmıyor. "çok yalnızım, bu yaşadıklarım bana ağır geliyor, seni çok özledim, neyin cezasını çekiyorum, herkes sevdikleriyle beraber bir tek ben yalnızım..." yani keyifli bir-iki gün geçiriyorum, sonra annemle konuşunca veya mesajlaşınca burnumdan geliyor. veya işten gelmiş kafa dinlemek istiyorken (veya işteyken, farketmiyor) böyle şeyler yazıyor, zaten kafam kazan gibi olmuş, kaldıramıyorum. böyle düşündüğüm için de kendimi çok kötü hissediyorum. tabi bana ağlayacak, bana dert yanacak, birbirimizden başka kimsemiz yok. ben yanında olamadığım için bu kadar mutsuz. ben de işte kafam kaldırmadığı için, bencilliğimden, beklediği ilgiyi gösteremiyorum. elim telefona gitmiyor aramak için. ki böyle bencil olduğum için çocuk doğurmak da istemiyorum, çocuğun derdiyle uğraşamam, fedakarlık yapmak istemiyorum diye. önceliğim kendi mutluluğum. bunun için kendimi kötü hissediyorum demiş miydim?
annemle hayatımın hiçbir döneminde anlaşamadık. hep kavga ederdik. hatta bana ömrünün sonuna kadar yalnız kal diye beddua ederdi (tuttu da aslında), şimdi çok yalnız kaldım diye ağladığında aklıma o geliyor da bir şey söylemiyorum tabi. yanından 14 sene önce ayrıldım. hala aynı evin içinde en fazla 2 hafta kalabiliyoruz, eskiden 1 hafta flndı. yaşım ilerledikçe tolere etmeye, dinlememeye, duymamaya, cevap vermemeye fln başladım.
şimdi kendimi düşünmeyi bırakıp her gün, en azından iki günde bir annemi arayıp gazını almalıyım herhalde. şu bencilliği nasıl törpüleyebilirim? aslında iç dökmek oldu da, başka önerileriniz varsa da alırım, kendi derdinizi de anlatabilirsiniz. allah kimseye senin gibi evlat vermesin derseniz onunla da ok'im.
(*) kendim için değil de uçakta fln virüs kapıp anneme bulaştırmaktan çekiniyorum. bir de çalışıyorum, uçağa binersem 2 hafta beni fabrikaya sokmazlar. kendi arabamla gidebilecek kadar olmadım daha. annemi arabayla gelecek olan biri getirebilir belki ama annem sıcağa dayanamıyor, izmir'in sıcağında telef olur, hastanelik olur, ikimizin de burnundan gelir. ben işteyken bütün gün evde tek başına vantilatör karşısında oturacak çünkü.
annem (62) istanbul'da yalnız yaşıyor. koronadan önce çok sosyaldi, arkadaş grupları vardı, kurslara gidiyordu, sosyalleşiyordu. korona yüzünden eve tıkıldı kaldı aylardır. ben izmir'de yaşıyorum, yanına gidemiyorum yine korona yüzünden, o da gelemiyor (*). bu süre içinde zatürre geçirdi, tek başına atlatmak zorunda kaldı, yanında olamadım. psikolojisi darmadağın. çok yalnız kaldı, beni de çok özledi. bunlar için çok üzülüyorum tabi.
benim açımdan bakarsak da, ben çok bencilim. annemin sürekli telefonda bana ağlamasını kafam kaldırmıyor. "çok yalnızım, bu yaşadıklarım bana ağır geliyor, seni çok özledim, neyin cezasını çekiyorum, herkes sevdikleriyle beraber bir tek ben yalnızım..." yani keyifli bir-iki gün geçiriyorum, sonra annemle konuşunca veya mesajlaşınca burnumdan geliyor. veya işten gelmiş kafa dinlemek istiyorken (veya işteyken, farketmiyor) böyle şeyler yazıyor, zaten kafam kazan gibi olmuş, kaldıramıyorum. böyle düşündüğüm için de kendimi çok kötü hissediyorum. tabi bana ağlayacak, bana dert yanacak, birbirimizden başka kimsemiz yok. ben yanında olamadığım için bu kadar mutsuz. ben de işte kafam kaldırmadığı için, bencilliğimden, beklediği ilgiyi gösteremiyorum. elim telefona gitmiyor aramak için. ki böyle bencil olduğum için çocuk doğurmak da istemiyorum, çocuğun derdiyle uğraşamam, fedakarlık yapmak istemiyorum diye. önceliğim kendi mutluluğum. bunun için kendimi kötü hissediyorum demiş miydim?
annemle hayatımın hiçbir döneminde anlaşamadık. hep kavga ederdik. hatta bana ömrünün sonuna kadar yalnız kal diye beddua ederdi (tuttu da aslında), şimdi çok yalnız kaldım diye ağladığında aklıma o geliyor da bir şey söylemiyorum tabi. yanından 14 sene önce ayrıldım. hala aynı evin içinde en fazla 2 hafta kalabiliyoruz, eskiden 1 hafta flndı. yaşım ilerledikçe tolere etmeye, dinlememeye, duymamaya, cevap vermemeye fln başladım.
şimdi kendimi düşünmeyi bırakıp her gün, en azından iki günde bir annemi arayıp gazını almalıyım herhalde. şu bencilliği nasıl törpüleyebilirim? aslında iç dökmek oldu da, başka önerileriniz varsa da alırım, kendi derdinizi de anlatabilirsiniz. allah kimseye senin gibi evlat vermesin derseniz onunla da ok'im.
(*) kendim için değil de uçakta fln virüs kapıp anneme bulaştırmaktan çekiniyorum. bir de çalışıyorum, uçağa binersem 2 hafta beni fabrikaya sokmazlar. kendi arabamla gidebilecek kadar olmadım daha. annemi arabayla gelecek olan biri getirebilir belki ama annem sıcağa dayanamıyor, izmir'in sıcağında telef olur, hastanelik olur, ikimizin de burnundan gelir. ben işteyken bütün gün evde tek başına vantilatör karşısında oturacak çünkü.
gercekten bilmiyorum, estetik bi yonu mu var? kadikoy'de ya da adalar'da cekilmis pek de bi ozelligi olmayan random bi apartmanin onundeki merdivene oturup fotograf cektiriyorlar, mevzu nedir? neden bu kadar onemli o merdiven ya da o kapi?
İki gündür hastaydım, vücudum güçten düştü. Yatmadan önce bir video izledim, sakat bırakılan bir kadının röportajı. Saatlerdir uyuyamıyorum, başıma çok kötü bir şey gelecekmiş gibi hissediyorum. Korkunç bir his. Nasıl rahatlayıp uyuyabilirim?
duygusal ve sosyal anlamda kimseye ihtiyac duymadan kalabilmeyi basarmak istemez miydiniz? bunu basaraniniz var mi?
sosyal hayvan oldugumuzdan yola cikarak birilerine ihtiyac duyuyor olmamiz (insanlar arasindaki is bolumunu bunun disinda tutuyorum, duygusal bakimdan konusuyorum) bizim acziyetimiz degil mi?
sosyal hayvan oldugumuzdan yola cikarak birilerine ihtiyac duyuyor olmamiz (insanlar arasindaki is bolumunu bunun disinda tutuyorum, duygusal bakimdan konusuyorum) bizim acziyetimiz degil mi?
Ya aslında bu gönül işi değil ama teknik ya da film/dizi kısmına yazmak da saçma geldi. Neyse.
Millet şimdi benim (ben= erkek) en yakın arkadaşım (= erkek) birkaç ay içinde evlenecek. Benden nikah şahidi olmamı istedi.
Peki şimdi benim görev ve sorumluluklarım nelerdir?
Kirveler, nikah şahitleri, sağdıçlar bir el atın.
Nikah günü ne yapmam gerekiyor?
Düğün günü ne yapmam gerekiyor?
Hangi işleri ben üstleneceğim?
En iyi şekilde nasıl arkaşıma yardımcı ve destek olabilirim?
Milyonlarca soru. Çok heyecanlıyım!
Millet şimdi benim (ben= erkek) en yakın arkadaşım (= erkek) birkaç ay içinde evlenecek. Benden nikah şahidi olmamı istedi.
Peki şimdi benim görev ve sorumluluklarım nelerdir?
Kirveler, nikah şahitleri, sağdıçlar bir el atın.
Nikah günü ne yapmam gerekiyor?
Düğün günü ne yapmam gerekiyor?
Hangi işleri ben üstleneceğim?
En iyi şekilde nasıl arkaşıma yardımcı ve destek olabilirim?
Milyonlarca soru. Çok heyecanlıyım!
Diyelim ki bir yere gitmek istiyorsunuz. Bir mekan, bir restoran/cafe, bir müze, veya konser/sinema/tiyatro neyse. Ama çevreniz çok geniş değil. Tanıdığınız 3-5 insan da gelmiyor sizinle. Ya işleri var, ya yorgunlar, ya da başka planları var. Bri bahaneleri var sürekli. Ama siz o an oraya gitmek istiyorsunuz. Ya da haftasonu ya bir çıkayım sahile bir çay içeyim istiyorsunuz. Ama kimse yok, tanıdığınız kimse gelmiyor. Bakıyorum instagramda herkes her hafta pazar kahvaltısında bi yerlerde. Ben de istiyorum arada. Kimseyi bulamıyorum. Siz napıyorsunuz öyle durumlarda? Tek başınıza gidiyor musunuz? Ama bu sürekli böyle. Yani hiçbir zaman hiçkimseyi bulamıyorsunuz takılmak için. Sürekli yalnız takılır mıydınız?
Mesela izne çıkacaksınız ama tatile gidecek kimseniz yok. 2 hafta izin var para da var ama yalnızsınız. Tek başına gider misiniz?
Ben tek başına vakit geçirmekten gayet hoşlanırım aslında. Tek başına oturup bi yerde yemek yiyemeyen insanlar var, tek başına alışveriş yapamayan. Ben öyle biri değilim normalde ama bu bahsettiğim olay biraz başka. Dediğim yerler hep insanların kalabalık gittiği yerler. Herkes bir arkadaş grubunun içindeyken tek başına olunca kendimi çok ezik hissediyorum ve aşırı sıkılıyorum. Bir kere tek başıma tatile gittim. Herkes kalabalık ve çok eğlenirken, ben tek başıma çok sıkıldım mesela. Denize gir çık o kadar. İnsanlarla çabuk kaynaşabilen biri de değilim, gittiğim yerlerde hemen yeni birileriyle de tanışamam.
Sizde durumlar nasıl? Kimse gelmedi diye vaz mı geçiyorsunuz istediğiniz yerleri görmekten yoksa "amaan banane tek başıma da giderim ben"cilerden misiniz?
Mesela izne çıkacaksınız ama tatile gidecek kimseniz yok. 2 hafta izin var para da var ama yalnızsınız. Tek başına gider misiniz?
Ben tek başına vakit geçirmekten gayet hoşlanırım aslında. Tek başına oturup bi yerde yemek yiyemeyen insanlar var, tek başına alışveriş yapamayan. Ben öyle biri değilim normalde ama bu bahsettiğim olay biraz başka. Dediğim yerler hep insanların kalabalık gittiği yerler. Herkes bir arkadaş grubunun içindeyken tek başına olunca kendimi çok ezik hissediyorum ve aşırı sıkılıyorum. Bir kere tek başıma tatile gittim. Herkes kalabalık ve çok eğlenirken, ben tek başıma çok sıkıldım mesela. Denize gir çık o kadar. İnsanlarla çabuk kaynaşabilen biri de değilim, gittiğim yerlerde hemen yeni birileriyle de tanışamam.
Sizde durumlar nasıl? Kimse gelmedi diye vaz mı geçiyorsunuz istediğiniz yerleri görmekten yoksa "amaan banane tek başıma da giderim ben"cilerden misiniz?
iş yerinde ayarı kaçmış bir oda arkadaşım var. her sabah bilgisayarını açar açmaz başlıyor akşam çıkana kadar gelen geçene laf sokuyor, yaptığı işten sürekli şikayet ediyor, her şeye söyleniyor. diğer çalışanlar da bu durumdan şikayetçi ancak kimse bir şey demiyor.
Ben bu arkadaşı daha önce şakayla karışık, ciddi her türlü uyardım. bir kaç gün dikkat etti sonra eski haline döndü. huyu böyle diyorum ama artık iyice şiştim. müdürümle de aynı odadayız o da durumun farkında ama müdahale etmiyor. Ben şimdi bir de müdürüme söylesem uyarmasını istesem kötü arkadaş mı olurum? nasıl çözmeli bu işi?
bütün gün enerjim düşük, halsizim kaynağını biraz da bu duruma bağlıyorum:/
Ben bu arkadaşı daha önce şakayla karışık, ciddi her türlü uyardım. bir kaç gün dikkat etti sonra eski haline döndü. huyu böyle diyorum ama artık iyice şiştim. müdürümle de aynı odadayız o da durumun farkında ama müdahale etmiyor. Ben şimdi bir de müdürüme söylesem uyarmasını istesem kötü arkadaş mı olurum? nasıl çözmeli bu işi?
bütün gün enerjim düşük, halsizim kaynağını biraz da bu duruma bağlıyorum:/
çok uzun( doların 1.40 olduğu zamanlar hahahah) zamandır bir ilişkim yok. gerek başka sebepler gerek de istemediğim için hiçbir işleme girişmedim. bir arkadaşım, eşi aracılığıyla biriyle tanışmamı istedi. ben de kabul ettim. ben dört kişilik bir buluşma olacak zannederken telefon numarasını verdi.
ilk mesajı bile saatlerce sonra attım. ( alt tarafı selam merhaba yazacaktım amk) kafamda diyalog kurmaya çalışıyorum ne yazabilirim diye. neyse spontane olsun dedim attım mesajı. bir yerden ortak bir şey yakalamaya çalışıyorum. neyse bir ara anime konusu yakaladım oradan yürüdüm. sonrası yok. cevaplar kesin ve kısa. geri dönüşler hiç yok karşı tarafı merak etme olayı falan.
bir şeyleri mi yanlış yapıyorum lan? aradan çok uzun zaman geçti de bu kadar öküzleşmiş olamam herhalde. ki kızın kendisi de neredeyse akranım, hepi topu 2 yaş küçük.
direkt buluşma teklif mi etmeliydim? bu da öküzlük olmaz mı amk ya?
şimdiye kadar olan ilişkilerimde hep arkadaşım olanlarla bir ilişkim oldu. direkt gidip benimle çıkar mısın diye bir soru soramadım.
kız istemiyor olsaydı neden telefonunu vermesini istedi? sırf ayıp olmasın diye birinin isteğini ( hem de böyle bir şey) yerine getirmek saçma olmaz mı la?
ilk mesajı bile saatlerce sonra attım. ( alt tarafı selam merhaba yazacaktım amk) kafamda diyalog kurmaya çalışıyorum ne yazabilirim diye. neyse spontane olsun dedim attım mesajı. bir yerden ortak bir şey yakalamaya çalışıyorum. neyse bir ara anime konusu yakaladım oradan yürüdüm. sonrası yok. cevaplar kesin ve kısa. geri dönüşler hiç yok karşı tarafı merak etme olayı falan.
bir şeyleri mi yanlış yapıyorum lan? aradan çok uzun zaman geçti de bu kadar öküzleşmiş olamam herhalde. ki kızın kendisi de neredeyse akranım, hepi topu 2 yaş küçük.
direkt buluşma teklif mi etmeliydim? bu da öküzlük olmaz mı amk ya?
şimdiye kadar olan ilişkilerimde hep arkadaşım olanlarla bir ilişkim oldu. direkt gidip benimle çıkar mısın diye bir soru soramadım.
kız istemiyor olsaydı neden telefonunu vermesini istedi? sırf ayıp olmasın diye birinin isteğini ( hem de böyle bir şey) yerine getirmek saçma olmaz mı la?
(8)
Japonlar ve Koreliler neden bu kadar bakımlı ve yakışıklı, güzel?
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi #1434553
Merhaba arkadaşlar,
Çoook uzun süredir dikkatimi çekmiştir ve merak etmişimdir. Kız olsun erkek olsun nerede bir Koreli veya Japon görsem çok güzel, çok yakışıklı ve dış görünüşlerine aşşırı şekilde özen gösterdiklerini görüyorum. Kız olsun erkek olsun neredeyse hepsinin de saçları fönlenmiş, dümdüz. Bu motivasyonu nereden buluyorlar?
Bir de hiç çirkin Koreli veya Japon görmedim. Hepsi de özenerek yaratılmış gibi. Yoksa benim bu arkadaşlara gereğinden fazla bir sempatim mi var? Siz ne düşünüyorsunuz.
Çoook uzun süredir dikkatimi çekmiştir ve merak etmişimdir. Kız olsun erkek olsun nerede bir Koreli veya Japon görsem çok güzel, çok yakışıklı ve dış görünüşlerine aşşırı şekilde özen gösterdiklerini görüyorum. Kız olsun erkek olsun neredeyse hepsinin de saçları fönlenmiş, dümdüz. Bu motivasyonu nereden buluyorlar?
Bir de hiç çirkin Koreli veya Japon görmedim. Hepsi de özenerek yaratılmış gibi. Yoksa benim bu arkadaşlara gereğinden fazla bir sempatim mi var? Siz ne düşünüyorsunuz.
Akran bir (kadın) kuzenim nişanlandı. Bu kuzenimin babası yani amcam biz bebekken vefat etmiş. Hâliyle önce kendisine sonra bize emanet birisi bu kuzen.
Söz konusu çocukla (nişanlısı) istenme öncesinde bir iki saatliğine dışarıda görüştük. Ölçtüm, biçtim, kendi çapımda çocuğu araştırdım. Hem kendi gözlemim (çocuk bildiğiniz en piç erkekten daha piç birisi) hem de hakkında edindiğim bilgiler çocuğun hiç mi hiç güven vermeyen bir tip olduğu aşikâr. Kuzenimle de bir akşam oturup enine boyuna konuştum. İleride yüksek ihtimalle olabilecek şeylerden bahsettim ama pek umursamadı ve onunla evleneceğini dile getirdi. Bu yanlışı ne olurda ileride büyük acılar yaşamadan bunun önüne geçebilirim? Unutmadan dile getireyim. Kuzen dediğime bakmayın benim için canımdan öte birisi, o sebeple "aman boşver, kendisi bilir" tarzı cevaplar vermeyin.
Kısaca ne yapmalı da bu kızı vazgeçirmeli?
Söz konusu çocukla (nişanlısı) istenme öncesinde bir iki saatliğine dışarıda görüştük. Ölçtüm, biçtim, kendi çapımda çocuğu araştırdım. Hem kendi gözlemim (çocuk bildiğiniz en piç erkekten daha piç birisi) hem de hakkında edindiğim bilgiler çocuğun hiç mi hiç güven vermeyen bir tip olduğu aşikâr. Kuzenimle de bir akşam oturup enine boyuna konuştum. İleride yüksek ihtimalle olabilecek şeylerden bahsettim ama pek umursamadı ve onunla evleneceğini dile getirdi. Bu yanlışı ne olurda ileride büyük acılar yaşamadan bunun önüne geçebilirim? Unutmadan dile getireyim. Kuzen dediğime bakmayın benim için canımdan öte birisi, o sebeple "aman boşver, kendisi bilir" tarzı cevaplar vermeyin.
Kısaca ne yapmalı da bu kızı vazgeçirmeli?
Hani hep bilindik durum, sizi çok seven ve sizi çok ayrı yere koyan kadının bile sizinle bozuştuktan sonra (sebebi her ne ise) bir daha asla geri dönmeyişinin mutlak sebebi ne olabilir ?
Burada kadın kişisinin yoğun bir haksızlığa uğraması filan gerekmiyor, incir çekirdeği gibi bir sebepten de ayrılıp sonsuza kadar sizden nefret eden veya sizinle olmaktan haz etmeyen kadınlar mevcut.
(Sözlükte de bununla ilgili bir başlık vardı hatta, kadınların bitirince tam bitirmesi şeklinde).
Burada kadın kişisinin yoğun bir haksızlığa uğraması filan gerekmiyor, incir çekirdeği gibi bir sebepten de ayrılıp sonsuza kadar sizden nefret eden veya sizinle olmaktan haz etmeyen kadınlar mevcut.
(Sözlükte de bununla ilgili bir başlık vardı hatta, kadınların bitirince tam bitirmesi şeklinde).
diyelim ki kız açısından gayet iyi geçti, muhabbet aktı gitti. buluşma sonrası ilk iletişimi bu kız yapsın mı yoksa çocuğundan ilgisinden emin olmak için onun iletişime geçmesini mi beklesin ?
Benim çok vardı ama şu enyryi okuduktan sonra aklıma geldi bir tanesi: eksisozluk.com
burada kasaba müzelerinden bahsediyor. kaç yaşındaydım hatırlamıyorum ama ben de bizim köye küçük bir müze açmayı düşünmüştüm. sadece düşünmekle de kalmadım tabi bir şeyler yapmaya çalıştım ama olmadı doğal olarak :)
Çocukken çok cesur ve güzel değil miyiz ya? Şimdi birisi bana gelse, bir köye-kasabaya müze açalım dese gülerim :) Çok değişik yerlere götürdü o entry beni....
burada kasaba müzelerinden bahsediyor. kaç yaşındaydım hatırlamıyorum ama ben de bizim köye küçük bir müze açmayı düşünmüştüm. sadece düşünmekle de kalmadım tabi bir şeyler yapmaya çalıştım ama olmadı doğal olarak :)
Çocukken çok cesur ve güzel değil miyiz ya? Şimdi birisi bana gelse, bir köye-kasabaya müze açalım dese gülerim :) Çok değişik yerlere götürdü o entry beni....
elimde büyük kurabiyelerden yerken (subway'de satılanları düşünün) karşı cins arkadaşım ben de istiyorum dedi. peki dedim ve kurabiyeyi ısırmadığım yeri çevirerek ilettim. kırıp alacağını düşünürken elimi çevirdi ve tam ısırdığım yerden ısırdı.
en başta pek anlamadım ancak sonra düşününce aklıma takıldı. ne dersiniz?
en başta pek anlamadım ancak sonra düşününce aklıma takıldı. ne dersiniz?
Selamlar. Geçtiğimiz günlerde mezuniyet törenim oldu, benim için çok önemliydi ama koronavirüsten dolayı ailemi riske atmak istemediğim için gitmedim. Annemle babam çok ısrar etti, törende de epey önlem alınmıştı aslında ama işte bişey olursa kendimi suçlarım diye gitmedim. Sonrasındaysa biraz pişman oldum açıkçası, çünkü bikaç haftaya bir yakınımızın düğünü olacak şehir dışında ve bizimkiler gidelim diye tutturdular. Gitmezsek ayıp olurmuş. Aslında benim de çok sevdiğim ve yakın olduğumuz bir akrabamız ama kendi törenime bile gitmemişken alemin düğününe gitmek enayi gibi hissettiriyor. Aileme de kızgınım bi yandan. Kardeşim mesela gidip virüs kaparsanız karışmam diye ortalığı ayağa kaldırmıştı benim törenim için (gitmeme kararımı etkiledi bu da haliyle), şimdiyse düğünde hangi otelde kalıcaz diye soruyor dünden razı neredeyse düğüne gitmeye. Böyle olacağını bilsem törene de giderdim :( sizce böyle hissetmem saçma mı? Aileme gitmeyin diye karşı çıksam çocukluk mu etmiş olurum?
Bu kız corona'yı atlattıktan sonra takriben 2-3 hafta sonra yani karantinadan sonra onunla beraber olsam sıkıntı olur mu? Virüs kızın vücudunda bir yerlerde hala pusuda bekliyor mudur?
arkadaşça takılıyoruz henüz aramizda bir şey yok ama olma ihtimali çok yüksekti bu olaydan önce.
Siz olsanız naparsiniz? Mesafeyi mi koruyayim(arkadaşça takılmak) yoksa bildiğin harekete geçelim mi?
arkadaşça takılıyoruz henüz aramizda bir şey yok ama olma ihtimali çok yüksekti bu olaydan önce.
Siz olsanız naparsiniz? Mesafeyi mi koruyayim(arkadaşça takılmak) yoksa bildiğin harekete geçelim mi?
-Gönül İşi değildir.
Benim bir sınıf arkadaşım var. Kendisi ne zaman sevgili yapsa beni instgramdan takipten çıkarıyor. Fakat Bu sevgililik uzun sürmüyor ve ayrılıyorlar. Ayrılınca tekrar ekliyor. Sonra sevgili yapınca tekrar siliyor. Bu böyle sonsuz döngüde devam ediyor. Bende saf gibi hep kabul ediyorum.
Bizim okul bitti arada, yani bir daha görüşeceğimi sanmıyorum. Zaten eklediğinde de öyle pek görüşmüyoruz ancak foto paylaşırsak beğeniyoruz karşılıklı o kadar.
Seçenekler:
1- İstek gönderdiyse madem kabul et sende takip et dursun köşede
2- İsteğini kabul et ama sen takip etme
3- İsteğini kabul etme
4- Engelle
Hangisini yapayım ?
Benim bir sınıf arkadaşım var. Kendisi ne zaman sevgili yapsa beni instgramdan takipten çıkarıyor. Fakat Bu sevgililik uzun sürmüyor ve ayrılıyorlar. Ayrılınca tekrar ekliyor. Sonra sevgili yapınca tekrar siliyor. Bu böyle sonsuz döngüde devam ediyor. Bende saf gibi hep kabul ediyorum.
Bizim okul bitti arada, yani bir daha görüşeceğimi sanmıyorum. Zaten eklediğinde de öyle pek görüşmüyoruz ancak foto paylaşırsak beğeniyoruz karşılıklı o kadar.
Seçenekler:
1- İstek gönderdiyse madem kabul et sende takip et dursun köşede
2- İsteğini kabul et ama sen takip etme
3- İsteğini kabul etme
4- Engelle
Hangisini yapayım ?
Hiç arkadaşım yok, eskileride engelledim , kardeşimden başka arkadaşım yok işin doğrusu, ve canım sıkılıyor, nasıl sosyal olunur , daha önce hiç denemediğim bir şeyi soruyorum, sosyal fobi tedavim yeni bitti sayılır , age 26 ama kendimi bildim bileli asosyalim .
Her şeyin kötü gittiği bir dönemdeyim. Saçma sapan, hayal kırıklıklarıyla dolu anılarıma yenileri ekleniyor. Kasvet ve hüzün denizinde dibe batmamaya çalışıyorum. Üstelik etrafımdaki herkes çiçek açıyor benim yapraklar dökülürken. Güzel şeyler olacağına dair umutlarım gittikçe tükeniyor.
Detay vermedim ama çok doldum yazmak istedim işte. Belki güzel bir söz duymaktır ihtiyacım olan bilemiyorum. Bir ışık görsem yola dair inancım canlanacak ama karanlıktayım.
Detay vermedim ama çok doldum yazmak istedim işte. Belki güzel bir söz duymaktır ihtiyacım olan bilemiyorum. Bir ışık görsem yola dair inancım canlanacak ama karanlıktayım.
Bir buçuk ay sonra kpss var ama yıl boyu çok programlı çalışmadığım ve artık son düzlükte de ittire ittire calisabildigim için patlama ihtimali yüksek. Kafamda bir sürü şey var, yapmak ya da yapmamak istediğim. Böyle durumlarda isleriy düzene sokup kendime bir yol haritası çıkarmakta zorlanıyorum, o yüzden size sorayım dedim. Burada benden daha taze ve dinç dimaglar olduğuna inanıyorum.
Şimdi yapmak istediklerimi ve istemediklerimi yazayım teker teker.
Artık ailemle yaşamak istemiyorum. Dünden beri şehir disindalar ve ben 24 saatte daha sakin, iyi hissetmeye başladım. Detaya girmiycem ama ev içindeki curcuna beni iyice kitliyor, paralize ediyor, içimden hiçbir şey yapmamak gelmiyor. Yalnızca o anı atlatmaya yönelik çalışıyor zihnim ve o irrite edici anlar bitmiyor. Rahat, huzurlu olduğum bir zaman yok gün içinde. İstanbul'da yaşıyorum, bir işe girsem alacağım maaş maksimum üç bin lira. Bu maaşla İstanbul'da yaşamak çok zor olacak ama illa ki bir alternatifi vardır. Şehir değiştirmeyi bile düşündüm ama ne kadar mantıklı bir fikir olduğunu bilmiyorum şu an. O maaşla nerede yaşanır mesela?
Eğer ailemle kalmaya devam edeceksem özel okullarda ve dershanelerde çalışmak istemiyorum. Kpss ye hazirlanacagim gelecek sene de. İkisi bir arada yürümez, yine ücretli öğretmenlik yapmam gerekecek. Çok fazla boş zamanım olur böylece, sınava konsantre olabilirim. Peki sizce önümüzdeki dönem devlet eskisi kadar ücretli öğretmen alır mi? Malum eğitimin ne şekilde devam edeceğini tam bilemiyoruz, uzaktan eğitime bir süre daha devam edilebilir. Bu durumda da kadrolu öğretmenler dışında öğretmen calistirmalarina gerek kalmayabilir. Aranızda mebde çalışan ya da deneyimli, öngörüsü yüksek meslektaşlarım varsa beni bu konuda aydınlatabilir mi?
Eger kpss yi bu sene kazanamazsam, ailemle yaşamaya devam etmek zorunda kalırsam ve ücretli öğretmenlik de yapamazsam mecburen nefret ettiğim özel okul ve dershanelere döneceğim. Yıllardır aynı çıkmaza giriyorum aslında. Ama bu sefer hayatıma yeni bir açılım katmak adına bu en kötü senaryo gerçekleşirse yüksek lisansa kaydolayim diyorum. Hayatımda üstünkörü, elimin tersiyle yaptığım onca şey var ve lisans eğitimi de bunlardan biri. Kendimi alanimda yeterli bulmuyorum, geliştirmek istiyorum. Bu sene için dilediğim hiçbir şey gerceklesmezse Matematik alanında yüksek lisansa başlayacağım. İstanbul'da ya da.sehir dışında, onerebileceginiz bir üniversite var mı?
Valla aşağı yukarı böyle, yazarken biraz sıraya dizebildim bu düşünceleri en azından. Her türlü fikir ve tavsiyenize açığım. Buraya kadar okuduysaniz teşekkür ederim.
Şimdi yapmak istediklerimi ve istemediklerimi yazayım teker teker.
Artık ailemle yaşamak istemiyorum. Dünden beri şehir disindalar ve ben 24 saatte daha sakin, iyi hissetmeye başladım. Detaya girmiycem ama ev içindeki curcuna beni iyice kitliyor, paralize ediyor, içimden hiçbir şey yapmamak gelmiyor. Yalnızca o anı atlatmaya yönelik çalışıyor zihnim ve o irrite edici anlar bitmiyor. Rahat, huzurlu olduğum bir zaman yok gün içinde. İstanbul'da yaşıyorum, bir işe girsem alacağım maaş maksimum üç bin lira. Bu maaşla İstanbul'da yaşamak çok zor olacak ama illa ki bir alternatifi vardır. Şehir değiştirmeyi bile düşündüm ama ne kadar mantıklı bir fikir olduğunu bilmiyorum şu an. O maaşla nerede yaşanır mesela?
Eğer ailemle kalmaya devam edeceksem özel okullarda ve dershanelerde çalışmak istemiyorum. Kpss ye hazirlanacagim gelecek sene de. İkisi bir arada yürümez, yine ücretli öğretmenlik yapmam gerekecek. Çok fazla boş zamanım olur böylece, sınava konsantre olabilirim. Peki sizce önümüzdeki dönem devlet eskisi kadar ücretli öğretmen alır mi? Malum eğitimin ne şekilde devam edeceğini tam bilemiyoruz, uzaktan eğitime bir süre daha devam edilebilir. Bu durumda da kadrolu öğretmenler dışında öğretmen calistirmalarina gerek kalmayabilir. Aranızda mebde çalışan ya da deneyimli, öngörüsü yüksek meslektaşlarım varsa beni bu konuda aydınlatabilir mi?
Eger kpss yi bu sene kazanamazsam, ailemle yaşamaya devam etmek zorunda kalırsam ve ücretli öğretmenlik de yapamazsam mecburen nefret ettiğim özel okul ve dershanelere döneceğim. Yıllardır aynı çıkmaza giriyorum aslında. Ama bu sefer hayatıma yeni bir açılım katmak adına bu en kötü senaryo gerçekleşirse yüksek lisansa kaydolayim diyorum. Hayatımda üstünkörü, elimin tersiyle yaptığım onca şey var ve lisans eğitimi de bunlardan biri. Kendimi alanimda yeterli bulmuyorum, geliştirmek istiyorum. Bu sene için dilediğim hiçbir şey gerceklesmezse Matematik alanında yüksek lisansa başlayacağım. İstanbul'da ya da.sehir dışında, onerebileceginiz bir üniversite var mı?
Valla aşağı yukarı böyle, yazarken biraz sıraya dizebildim bu düşünceleri en azından. Her türlü fikir ve tavsiyenize açığım. Buraya kadar okuduysaniz teşekkür ederim.
Merhaba arkadaslar , evlilikte herhalde cinsellik ömür boyu sürmez bunun bitme asamasi nedir? Çocuktan sonra mi , yoksa belli bi yastan sonra mi bitiyor?
Bu bitince ciftler ne yapiyor?
Bu bitince ciftler ne yapiyor?
duygularınız ve düşünceleriniz arasında kaldığınız ve karar vermeniz gereken bir durumda nasıl hareket edersiniz?
edit: kelime kullanım hatası.
edit: kelime kullanım hatası.
hep böyle bir duyuru açmak istemiştim. ee naber? anlatın bakalım.
Burçlarla ilgim doğduğum ayın hangi burca denk geldiğini bilmek bir de insanların üzerime yakıştırdıklarını biraz aklımda tutmak şeklindedir. Son zamanlarda değişik kadınlarla tanışıyorum. Bana çok anlamsız gelse de muhabbetin bi noktasında hemen hepsi burç muhabbeti üzerinden insanı onlar adına utandıran çeşitli genellemeler, tespitler yapmaya çalışıyorlar. O noktada insanlığın henüz alamadığı yola hayıflanıyorum. Aşırı sıkıcı geliyor ama ekmek çıkar diye katlanıyorum. He canım evet bebeğim, hadi ya, vay canına falan diyorum. Maksat gönlü olsun.
Neyse ben boğa burcuyum. Bu burca kimse sağda solda uzun uzun yorum yapmıyor ve alınıyorum. Hep aynı sıkıcı şeyleri söylüyorlar. Yok terazi şöyleymiş, yok oğlak böyleymiş, akrep şöyle olurken balık duygusalmış (bi bu kaldı aklımda). Bunların çaprazlamasını yapıp yapıp türlü muhabbetler ediyorlar. Bunların içinde benim burcum olan boğa kimsenin umurunda olmuyor. Hep dikkat ediyorum özellikle, şu burç muhabbetinin bi yerinde de benim burcum geçse diyorum geçmiyor. Yengeç bile geçiyor benimki geçmiyor arkadaş. Burçları ciddiye almasam bile isyan edeceğim, kırılıyorum artık.
Ey burçseverler sizce de boğa böyle sıkıcı bir burç mu? Yıldızlar falan değişir mi, burcumda 3 vakte kadar bir süpernova patlaması veya karadelik ziyareti bekleniyor mu, ki böylece benim burcum da kendinden geçip değişken güvenilmez seksi çapkın ıvır zıvır özellikleri olan arsız arlanmaz bir burç olsun?
Neyse ben boğa burcuyum. Bu burca kimse sağda solda uzun uzun yorum yapmıyor ve alınıyorum. Hep aynı sıkıcı şeyleri söylüyorlar. Yok terazi şöyleymiş, yok oğlak böyleymiş, akrep şöyle olurken balık duygusalmış (bi bu kaldı aklımda). Bunların çaprazlamasını yapıp yapıp türlü muhabbetler ediyorlar. Bunların içinde benim burcum olan boğa kimsenin umurunda olmuyor. Hep dikkat ediyorum özellikle, şu burç muhabbetinin bi yerinde de benim burcum geçse diyorum geçmiyor. Yengeç bile geçiyor benimki geçmiyor arkadaş. Burçları ciddiye almasam bile isyan edeceğim, kırılıyorum artık.
Ey burçseverler sizce de boğa böyle sıkıcı bir burç mu? Yıldızlar falan değişir mi, burcumda 3 vakte kadar bir süpernova patlaması veya karadelik ziyareti bekleniyor mu, ki böylece benim burcum da kendinden geçip değişken güvenilmez seksi çapkın ıvır zıvır özellikleri olan arsız arlanmaz bir burç olsun?
Selamlar,
Çok daraldım. Zaten 2-3 duyurum var hepsi aynı konuyla alakalı.
Birileriyle konuşup içimi dökmek istiyorum. Uygun olan, kafasını şişirmeme izin verecek kişiler varsa mesaj yoluyla vs. beklerim. Herhangi bir chat uygulamasında konuşabiliriz, siz de görürsünüz takıntılı adam nasıl oluyor.
Çok daraldım. Zaten 2-3 duyurum var hepsi aynı konuyla alakalı.
Birileriyle konuşup içimi dökmek istiyorum. Uygun olan, kafasını şişirmeme izin verecek kişiler varsa mesaj yoluyla vs. beklerim. Herhangi bir chat uygulamasında konuşabiliriz, siz de görürsünüz takıntılı adam nasıl oluyor.
Aranızda french veya parlatıcı/şeffaf da dahil günlük hayatında hiç oje kullanmayan var mı? İlginç bir şekilde son yıllarda neredeyse 10 kadından 8'i ojeli ve insanlarda, özellikle erkeklerde ''oje kullanmayan kadın bakımsızdır, bir kadın oje sürüyorsa kendine baktığı anlamına gelir'' algısı oluşmuş durumda.
sadece merak ediyorum. yav keşke şu olsaydı benimki yerine diyor musunuz?
Mesela üniversitede tanışıp 6-7 yıl sevgili olduktan sonra evlenenler hakkında veya evlenmeden devam edenler. Ya da başka türlü tanışılmış 10-15 yıllık ilişkiler vs. Birbirlerini aldatmadıklarını varsayıyoruz. Bu kişilerin hayatı kaçırdığını düşünüyor musunuz? Bu insanları enayi bulanlar da var malum. Böyle bir ilişkiniz olsun ister miydiniz?
Merhaba sevgili cinci ve hurafeci dostlar.
Normal şartlarda nazara inanan birisi değilim, her şeyin bilimsel bir dayanağı olduğuna inanırım ancak başıma gelenler artık öylesine bir noktaya vardı ki neredeyse nazarı gözlerimle görmeye başlayacağım.
Yaptığım işle ilgili en ufak olumlu bir şeyler söylesem o iş ters gidiyor, bir şey alıyorum çok öven oluyor hoop aldığım şeyin başına bir şey geliyor, beklediğim bir haber oluyor haber geliyor sevinip bir iki kişiye söylüyorum hoop telefon geliyor olmadı o iş vazgeçti kişi deniyor.
Neredeyse her gün benzer şeyleri yaşıyorum öyle haftada / ayda olan bir şey değil neredeyse her gün oluyor bu.
Sizin nazara bakış açınız nedir?
Normal şartlarda nazara inanan birisi değilim, her şeyin bilimsel bir dayanağı olduğuna inanırım ancak başıma gelenler artık öylesine bir noktaya vardı ki neredeyse nazarı gözlerimle görmeye başlayacağım.
Yaptığım işle ilgili en ufak olumlu bir şeyler söylesem o iş ters gidiyor, bir şey alıyorum çok öven oluyor hoop aldığım şeyin başına bir şey geliyor, beklediğim bir haber oluyor haber geliyor sevinip bir iki kişiye söylüyorum hoop telefon geliyor olmadı o iş vazgeçti kişi deniyor.
Neredeyse her gün benzer şeyleri yaşıyorum öyle haftada / ayda olan bir şey değil neredeyse her gün oluyor bu.
Sizin nazara bakış açınız nedir?
24-29 yaş arası kel, daha doğrusu şakaklardan açılma başladığı için direk 0a vuran, varsa ve önceden de romantik hayatı pek canlı değilse romantik hayatı tamamen sıfıra mı vurdu yoksa pek değişim oldu mu?
bugün doğum günüm. annem hariç sadece 1 kişi kutladı. kendi hediyemi kendim aldım.
sizin doğum gününüzü kaç kişi kutluyor?
sizin doğum gününüzü kaç kişi kutluyor?
Hani yapacagimdan degilde :), tlc deki mursel gibi amerikadan bir iliski yakalamak icin hangi kanaldan yurumeli? Cunku sosyal medya degisiyor, myspace, friendfinder, Facebook, insta derken hepsi demode oldu yavas yavas.
Not: akademik calisma icin lazim dermisim.
Not: akademik calisma icin lazim dermisim.
Haftaici zaten erken kalkiyoruz cogumuz is sebepli, o yuzden baslikta haftasonu dedim.
Mesela bugun 5.30da kalktim, gecen haftalarda 6 civari kalkiyorum vs ama yapacak bir sey bulamayip geri uyumaya calisiyorum hep.
Bu kadar erken kalkinca ne yapilir ki? Gun fazla uzun gelmiyor mu sonra?
Yani aslinda evi toplamam ve isle ilgili bir sey yetistirmem lazim ama sabahin korunde bunlari yapasim gelmiyor.
IF yapiyorum, saat 10dan once yemiyorum, yani kahvalti yapmak da olmaz. Spor yapabilirim ama useniyorum.
Siz ne yapiyorsunuz?
Mesela bugun 5.30da kalktim, gecen haftalarda 6 civari kalkiyorum vs ama yapacak bir sey bulamayip geri uyumaya calisiyorum hep.
Bu kadar erken kalkinca ne yapilir ki? Gun fazla uzun gelmiyor mu sonra?
Yani aslinda evi toplamam ve isle ilgili bir sey yetistirmem lazim ama sabahin korunde bunlari yapasim gelmiyor.
IF yapiyorum, saat 10dan once yemiyorum, yani kahvalti yapmak da olmaz. Spor yapabilirim ama useniyorum.
Siz ne yapiyorsunuz?
Veya gelebiliyor musunuz?
zaten bilen biliyo da 6 aydır hiç ifşa yapan olmadı herhalde, ben mi kaçırdım:D
İnternette bir sürü ücretli ve ücretsiz kaynak mevcut hitabet, vücut dili, ekip yönetme vs. ile alakalı. Bazı şeyler tabii ki deneyimle olacak şeyler fakat bu kurslara katılmış olan arkadaşlar, bu eğitimlerin gözle görülür bir katkısı oldu mu yoksa vakit ve nakit kaybı mı ?
(bu arada kendimi çok eksik hissediyorum yeni biriyle tanışırken iyi bir etki
bırakamadığımı düşünüyorum.)
Merdiven altı bir çok kurumun "Liderlik" sertfikası dağıtması komiğime gidiyor :)
(bu arada kendimi çok eksik hissediyorum yeni biriyle tanışırken iyi bir etki
bırakamadığımı düşünüyorum.)
Merdiven altı bir çok kurumun "Liderlik" sertfikası dağıtması komiğime gidiyor :)
önceden böyle seyler okurdum ama cok da ciddiye almazdim. bu son konusulmaya baslayan flood'tan sonra biz de whatsapp grubunda bunun geyigini yapiyorduk. orada konu acildi ve zamaninda degisim programina katilan arkadaslar bunun asiri yaygin bir sey oldugunu soylediler. oyle mi gercekten?
ben katilmamistim bu programlara firsatim olmasina ragmen ve yanlis hatirlatmiyorsam ben yillar yillar once okurken de bu kadar yaygin degildi bu erasmus vs. olayları.
orada bircok turkun mevcut sevgilisinu ya aldatip iliskiye devam ettigi ya da yeni bir sevgili bulup turkiyedekini biraktiklarini, hatta bazilarinin bu yeni sevgilileriyle evlenip avrupaya tasindiklarini falan soylediler. bunlar istisna olmasina ragmen insanlarin gozune mi batiyor, yoksa gercekten de oran olarak cok mu fazla bu durumlar?
simdi bir oturup dusununce gercekten de oyle bir ortamda cok yaygin olabilir gibi geldi bana.
ben katilmamistim bu programlara firsatim olmasina ragmen ve yanlis hatirlatmiyorsam ben yillar yillar once okurken de bu kadar yaygin degildi bu erasmus vs. olayları.
orada bircok turkun mevcut sevgilisinu ya aldatip iliskiye devam ettigi ya da yeni bir sevgili bulup turkiyedekini biraktiklarini, hatta bazilarinin bu yeni sevgilileriyle evlenip avrupaya tasindiklarini falan soylediler. bunlar istisna olmasina ragmen insanlarin gozune mi batiyor, yoksa gercekten de oran olarak cok mu fazla bu durumlar?
simdi bir oturup dusununce gercekten de oyle bir ortamda cok yaygin olabilir gibi geldi bana.