atmayinca olmuyor mu? bugun atmadim artik. her gece ayni seyi yapmak 365 le carpinca cok yorucu geliyor bana.
sevenleriniz varsa nasil bir fikir uyandiriyor aklinizda?
not: tepki gormedim. ama gecmis tecrubelerime gore cezasiz kalmayacagimi hissediyorum. ama azdan az coktan cok! swh
sevenleriniz varsa nasil bir fikir uyandiriyor aklinizda?
not: tepki gormedim. ama gecmis tecrubelerime gore cezasiz kalmayacagimi hissediyorum. ama azdan az coktan cok! swh
İkimiz de 30'lu yaşlarımıza yakınız. 3buçuk yıllık bir ilişkimiz vardı. Kendisi yüksek lisansa avrupa'ya gidince araya uzak mesafe girdi. En nihayetinde, 'sana karşı sorumluluk hissediyorum ve geleceğimi yalnız planlamak istiyorum. açıkçası başkalarını da deneyimlemek istiyorum.' diyerek terk edildim.
bu 3buçuk yıllık ilişkide 2 yıl aynı evde yaşadık. o ise bu sürecin onu domestik/daha içe kapalı hale getirdiğini, yurtdışında olunca bir daha yaşayamayacağını düşündüğü hayatını yaşamak istediğini söyledi.
elbette bazı sorunlarımız vardı. son 6 ayda başlayan güven sorunlarına (ben bir nedenden dolayı güvenmiyordum) onun sürekli 'güvenini kazanacağım, bana inan' demesi ile son buluyordu. Nihayetinde, 'ben seni ikna etmeye çalışırken, bir baktım ki aslında ben de ikna değilim.' dedi ve her adımında beni de düşünmek zorunda oluşundan yorulduğunu ve geleceğini yalnız planlamak istediğini söyledi.
bu kararın kendi kişiseline dair bir karar olduğu için elimden bir şey gelmeyeceğini hissediyorum. ısrara yönelik, iknaya yönelik her adımım onu daha da uzaklaştıracak gibi hissediyorum. kendisine açıkça, onu sevdiğimi, kendimden emin olduğumu ve bir şekilde düzeltilebilecek bir şey varsa ilişki için elimden geleni yapabileceğimi söyledim. o kadar.
ey dostlar, sizce bu işin geri dönüşü var mı?
kasım başında, daha önceden planladığım, onun ülkesine (şehrine trenle 2buçuk saat) 3 aylık bir programım var. eli mahkum gideceğim ve 3 ay kalacağım.
en mantıklı düşünce, onu geri kazanmak istiyorsam 2 ay sessizliğe bürünmek ve aynı ülkeye seyahat ettiğimde, ben geldim, müsait olduğunda görüşmek ister misin? demek ve o noktadaki durumu değerlendirmek olduğunu düşünüyorum.
ancak bu da sadece boşa ümitlenmekten öte olmayacağını içten içe hissediyorum. canım yanıyor.
not. ben erkeğim.
bu 3buçuk yıllık ilişkide 2 yıl aynı evde yaşadık. o ise bu sürecin onu domestik/daha içe kapalı hale getirdiğini, yurtdışında olunca bir daha yaşayamayacağını düşündüğü hayatını yaşamak istediğini söyledi.
elbette bazı sorunlarımız vardı. son 6 ayda başlayan güven sorunlarına (ben bir nedenden dolayı güvenmiyordum) onun sürekli 'güvenini kazanacağım, bana inan' demesi ile son buluyordu. Nihayetinde, 'ben seni ikna etmeye çalışırken, bir baktım ki aslında ben de ikna değilim.' dedi ve her adımında beni de düşünmek zorunda oluşundan yorulduğunu ve geleceğini yalnız planlamak istediğini söyledi.
bu kararın kendi kişiseline dair bir karar olduğu için elimden bir şey gelmeyeceğini hissediyorum. ısrara yönelik, iknaya yönelik her adımım onu daha da uzaklaştıracak gibi hissediyorum. kendisine açıkça, onu sevdiğimi, kendimden emin olduğumu ve bir şekilde düzeltilebilecek bir şey varsa ilişki için elimden geleni yapabileceğimi söyledim. o kadar.
ey dostlar, sizce bu işin geri dönüşü var mı?
kasım başında, daha önceden planladığım, onun ülkesine (şehrine trenle 2buçuk saat) 3 aylık bir programım var. eli mahkum gideceğim ve 3 ay kalacağım.
en mantıklı düşünce, onu geri kazanmak istiyorsam 2 ay sessizliğe bürünmek ve aynı ülkeye seyahat ettiğimde, ben geldim, müsait olduğunda görüşmek ister misin? demek ve o noktadaki durumu değerlendirmek olduğunu düşünüyorum.
ancak bu da sadece boşa ümitlenmekten öte olmayacağını içten içe hissediyorum. canım yanıyor.
not. ben erkeğim.
22 yaşındayım ve halen bu düşünceyi aşamadığımı fark ettim. Nedense haklı olduğumu düşünsem bile birinin içinde bana karşı bir sinir olmasını hiç istemiyorum (genelde arkadaşlarımda oluyor bu durum) ve bu düşünce bazen beni geriyor haklı olduğumu düşünsem bile. Çok basit bir örnek olarak, mesela seneye muhtemelen mezun olucam ve belki de bir daha görmeyeceğim, okuduğum şehirden bir arkadaşım mesajlarına geç cevap verilmesine falan biraz takık. Ben de normalde insanlara acil olmadığı sürece canım isteyince cevap veren bir insanım. Herkese karşı böyle olduğum için ona da böyle olmak istiyorum ama ona karşı hemen cevap vermeliyim gerginliği yaşıyorum. Hemen cevap verilir o sıkıntı değil de ben bu gerginliğe girmek istemiyorum. Bunun arkadaşsızlıktan korkmakla da bir ilgisi yok çünkü hiçbir arkadaşıma aşırı bağlı değilim ve yalnızlığa alışkın bir insanım. Başka bir örnek geçen ay 5 senelik arkadaşımla ilişkimi bitirdim, haklı sebeplerim vardı, o kendini savundu, benim haksız olduğumu düşündü. Kızla ilişkim bitmiş gitmiş, pişman da değilim ama hala onun gerginliğini yaşıyorum bazen.
Sizce bu durumun neyle ilgisi var ve ben bu durumumu nasıl düzeltebilirim?
Sizce bu durumun neyle ilgisi var ve ben bu durumumu nasıl düzeltebilirim?
ortalama maliyetler en az 150k gorunuyor. bu ortak alinan fiyat.
baska ufak bir hesaplama ile, karsi taraf icin bir butce sunup bu butceyi yonetmesini istemek; boyle olmasi cok mu sacma olur? sebepleriyle guzel hakkaniyetli bir butce sunup, istedigi seyleri onceliklendirerek yapmasi daha iyi olur gibime geliyor. ne dersiniz?
kadın duyurucular ozellikle belirtirlerse kendilerini harika olur. onların gözunden nasil gorundugune bakmak istiyorum.
baska ufak bir hesaplama ile, karsi taraf icin bir butce sunup bu butceyi yonetmesini istemek; boyle olmasi cok mu sacma olur? sebepleriyle guzel hakkaniyetli bir butce sunup, istedigi seyleri onceliklendirerek yapmasi daha iyi olur gibime geliyor. ne dersiniz?
kadın duyurucular ozellikle belirtirlerse kendilerini harika olur. onların gözunden nasil gorundugune bakmak istiyorum.
25 yaşında kadınım, beş senedir aileden ayrıyım, son iki senedir de tamamen yalnız yaşıyorum, ancak bir türlü evi düzenli tutmayı öğrenemedim. Salonun bir kısmını aynı zamanda atölye olarak kullanıyorum çünkü küçük bir ev.
Yer, masaların üstleri genelde pis ve dağınık oluyor sanatsal bir şeylerle uğraştığım için. Ama mutfağı filan da temiz tutamıyorum, bulaşıklar hep yığılıyor. Yatak odasında da kıyafetleri sürekli yerlere atıyorum.
Erkek arkadaşım sürekli uyarıyor, birkaç gün dikkat ediyorum, sonra unutuyorum ve unuttuğumu bile fark etmiyorum. İstifçi kadar olmasa da ileride ona evrilebilecek bir durumdayım galiba. Nasıl düzeleceğimi hiç bilmiyorum. Siz nasıl evinize bakıyorsunuz?
Çıkardığım kıyafeti neden yere atıyorum mesela: eve gelince yorgun oluyorum ve kıyafetlerimi değiştirip hemen oturmak istiyorum. Sonra da unutuyorum.
Yer, masaların üstleri genelde pis ve dağınık oluyor sanatsal bir şeylerle uğraştığım için. Ama mutfağı filan da temiz tutamıyorum, bulaşıklar hep yığılıyor. Yatak odasında da kıyafetleri sürekli yerlere atıyorum.
Erkek arkadaşım sürekli uyarıyor, birkaç gün dikkat ediyorum, sonra unutuyorum ve unuttuğumu bile fark etmiyorum. İstifçi kadar olmasa da ileride ona evrilebilecek bir durumdayım galiba. Nasıl düzeleceğimi hiç bilmiyorum. Siz nasıl evinize bakıyorsunuz?
Çıkardığım kıyafeti neden yere atıyorum mesela: eve gelince yorgun oluyorum ve kıyafetlerimi değiştirip hemen oturmak istiyorum. Sonra da unutuyorum.
merhaba
oncelikle okudugunuz icin tesekkur ederim. kisaca konuyu ozetleyip fikirlerinizi almak istiyorum. hak etmissin, oh iyi olmus diyecek olanlar olacaktir, eyvallah
8 aylik cok guzel giden bir iliskim vardi. bu surecte ben bir rahatsizlik gecirdim ve benim psikolojimi oldukca kotu etkiledi. biraz bunalima girdim, ve bulundugum ulkeden tasinmak dahi istedim (yabanci bir ulkede yasiyorum), bu surecte erkek arkadasim beni kismen anladi. ama kendisi ingiliz oldugu icin sanirim yasadigim bunalimin bendeki etkilerini pek de kavrayamadi cunku kulturel sorunlar da iceriyordu. bana destek oldu fakat ben oldukca kotu hisseetmeye basladim, ve kendime yabancilastim. erkek arkadasimdan da sogudum, onun benim icin yanlis bir tercih olacagini dusunmeye basladim. ve hep olumsuzluklara yogunlastim. son 3 ay surekli beraber olmamiza ragmen, disarda elini dahi tutmak gelmedi icimden. bu surecte cok uzdum onu, anlayamadik birbirimizi kisaca. o cok duygusallasti, tabi ben bu donemde gercekten onu artik sevmedigimi dusunmeye basladim. her zaman cok merhametli oldum ona karsi, bu 3-4 aylik donemde de hicbir destegimi eksik etmedim, fakat aramizda bir yakinlasmaya musade etmedim, daha dogrusu edemedim. ve iliskiyi bitirmeye karar verdim. o ise cok ugrasti, her gun kapima geldi diyebilirim. ama ben ona arkadasca yakinlik disinda bir sey gosteremedim.
2 ay once tamamen iletisimi kesmek istedigimi, bana iyi gelmedigini soyledim. boylece gorusmeyi durdurduk. arada bana duygusal mesajlar yazdi fakat ben hic orali olamadim. evet kafamda bitirmistim guya. ben de arada sirada halini hatrini sordum ama bir ilerleme olmadi. sonra ben tatile ciktim, kafami dinledim. hatta bu surecte kendi icime dondum, terapi aldim, devam da ediyorum.
ve 2 ayin sonunda duygularimla tekrar baristim, onu ozledigimi hala sevdigimi farkettim. terapi ise yaradi saniyorum. daha bilinclestim ve ona yaptiklarimdan dolayi pisman oldum. keske yakinlasabilseydim diye dusundum.
2 hafta once gorusmek istedim, o ise yaralarini yeni yeni sardigini ve beni gormenin ona iyi gelmeyecegini soyledi.gorusmedik. 1 hafta mesaj attim, aradi uzun uzun konustuk. beni hala ozledgini, hisleri oldugunu ama oraya artik donmek istemedigini soyledi. biriyle gorustugunu, ondan cok hoslandigini soyledi. beni gormemek icin instagram hesabini silmi, anilarimizi hatirlamak istemiyormus. ben de ona artik iyilestigimi, denemek istedigimi, uzgun oldugumu soyledim fakat sanirim hic tesir etmedi. su an iliskisiyle mutlu oldugunu, sakin oldugunu soyledi.
buraya kadar okuyanlara tesekkur ederim.
ben de saygisizlik yapmamak icin tabii ki onu aramayacagim, cunku hayatinda biri oldugunu soyledi. fakat cok da uzuluyorum. bu durumu nasil yorumluyorsunuz? benim kendimi daha iyi ifade etmem mi gerekiyor yoksa sizce yeni iliskisi ona benle ilgili her seyi unutturdu mu? bu arada iliski sureci boyunca daha once bu duygulari tatmadigini soyluyordu ve samimiydi.
cok merci!
oncelikle okudugunuz icin tesekkur ederim. kisaca konuyu ozetleyip fikirlerinizi almak istiyorum. hak etmissin, oh iyi olmus diyecek olanlar olacaktir, eyvallah
8 aylik cok guzel giden bir iliskim vardi. bu surecte ben bir rahatsizlik gecirdim ve benim psikolojimi oldukca kotu etkiledi. biraz bunalima girdim, ve bulundugum ulkeden tasinmak dahi istedim (yabanci bir ulkede yasiyorum), bu surecte erkek arkadasim beni kismen anladi. ama kendisi ingiliz oldugu icin sanirim yasadigim bunalimin bendeki etkilerini pek de kavrayamadi cunku kulturel sorunlar da iceriyordu. bana destek oldu fakat ben oldukca kotu hisseetmeye basladim, ve kendime yabancilastim. erkek arkadasimdan da sogudum, onun benim icin yanlis bir tercih olacagini dusunmeye basladim. ve hep olumsuzluklara yogunlastim. son 3 ay surekli beraber olmamiza ragmen, disarda elini dahi tutmak gelmedi icimden. bu surecte cok uzdum onu, anlayamadik birbirimizi kisaca. o cok duygusallasti, tabi ben bu donemde gercekten onu artik sevmedigimi dusunmeye basladim. her zaman cok merhametli oldum ona karsi, bu 3-4 aylik donemde de hicbir destegimi eksik etmedim, fakat aramizda bir yakinlasmaya musade etmedim, daha dogrusu edemedim. ve iliskiyi bitirmeye karar verdim. o ise cok ugrasti, her gun kapima geldi diyebilirim. ama ben ona arkadasca yakinlik disinda bir sey gosteremedim.
2 ay once tamamen iletisimi kesmek istedigimi, bana iyi gelmedigini soyledim. boylece gorusmeyi durdurduk. arada bana duygusal mesajlar yazdi fakat ben hic orali olamadim. evet kafamda bitirmistim guya. ben de arada sirada halini hatrini sordum ama bir ilerleme olmadi. sonra ben tatile ciktim, kafami dinledim. hatta bu surecte kendi icime dondum, terapi aldim, devam da ediyorum.
ve 2 ayin sonunda duygularimla tekrar baristim, onu ozledigimi hala sevdigimi farkettim. terapi ise yaradi saniyorum. daha bilinclestim ve ona yaptiklarimdan dolayi pisman oldum. keske yakinlasabilseydim diye dusundum.
2 hafta once gorusmek istedim, o ise yaralarini yeni yeni sardigini ve beni gormenin ona iyi gelmeyecegini soyledi.gorusmedik. 1 hafta mesaj attim, aradi uzun uzun konustuk. beni hala ozledgini, hisleri oldugunu ama oraya artik donmek istemedigini soyledi. biriyle gorustugunu, ondan cok hoslandigini soyledi. beni gormemek icin instagram hesabini silmi, anilarimizi hatirlamak istemiyormus. ben de ona artik iyilestigimi, denemek istedigimi, uzgun oldugumu soyledim fakat sanirim hic tesir etmedi. su an iliskisiyle mutlu oldugunu, sakin oldugunu soyledi.
buraya kadar okuyanlara tesekkur ederim.
ben de saygisizlik yapmamak icin tabii ki onu aramayacagim, cunku hayatinda biri oldugunu soyledi. fakat cok da uzuluyorum. bu durumu nasil yorumluyorsunuz? benim kendimi daha iyi ifade etmem mi gerekiyor yoksa sizce yeni iliskisi ona benle ilgili her seyi unutturdu mu? bu arada iliski sureci boyunca daha once bu duygulari tatmadigini soyluyordu ve samimiydi.
cok merci!
Arkadaşlar insanoğlu evrim gereği güçlü neslini devam ettirebilecek birine mi aşık olur yoksa güçle bir alakası yok mu? Bakıyoruz kızların çoğu güçlü erkek peşinde ama bakıyorsun bi kısmı da kimsenin bakmayacağı erkeği seçiyor? Aşkta çeken şey nedir herkesten farklı olması mı krndine yakın görmesi mi kendne güveni mi güç mü nedir sizce?
geçen bir duyuru açmıştım, gören olmuştur muhtemelen; bi öyle bi böyle gibi davranan bir kadınla buluşma ayarlama üzerine.(bu arada ben silmedim duyuruyu)
bugün yazdı bana, seni rüyamda gördüm ama çok detaylı ve garip bir rüya diye. ben de "o zaman bugün iş çıkışı buluşalım öyle anlatırsın" dedim. müsait değilmiş, buluşmadık, yazarak anlattı. moralim bozuk detaya giresim yok, rüyada bi cacık yoktu, sonra da ben konuyu kendime bağlayıp ona ilgim olduğunu açıkça söyledim. "ben seni öyle görmüyorum yaa, öyle bi izlenim mi bıraktım acaba" falan dedi. bana öyle gelmiş demek ki dedim, ehi mehi diye konu kapandı.
ikinci ret:
uzun zamandır görüşmediğim bir sanal arkadaş vardı, onunla buluştuk önceki gün. ben buna tee başlarda belli etmiştim ilgim olduğunu ama onun da verdiği mesaj karışıktı. ona yukarıdaki örnek gibi hızlı gitmedim çünkü bi soğuk bi sıcak, tuhaftı. 2-3 ay konuşmadık, sonra geçen hafta başında o yazdı. sohbet ederken bi çağırayım buluşmaya dedim, geldi, 3-4 saate yakın sohbet ettik güzel güzel. bugün sohbet ederken ben yine çaktırayım dedim ilgimi ama bu sefer alttan alttan çaktırdım, işine gelmezse salağa yatabilecek bi şekilde yani. artık salağa mı yattı yoksa anlamadı mı bilmiyorum ama anlamayacağını sanmıyorum, ne demek istedin anlamadım diyince geçiştirdim ben, sonra da sormadı zaten; salağa yattı diye yorumluyorum o yüzden. sonra o muhabbet de ehi mehi diye bitti.
son ilişkimden sonra sanal ya da gerçek flörtlerimi ilişkiye çevirme konusunda çok başarısızım. aralık başında bittikten sonra ilişkim, 9 kadınla uzun ya da kısa flörtleşmelerim oldu. kiminden çok hoşlandım, kimiyle sadece seks düşündüm. kimi yüksek pozisyonlarda çalışan 30 yaş üstü tiplerdi, kimi 20'lerin ortasında öğrencilik kafasından çıkamamış. sadece biri dating app'ten, geri kalanlarla organik gelişti hep ilişkim. tanışma, keyifli sohbet ya da eskiden tanışma bi şekilde sohbet açılma şeklinde, tabanı oluşmuş şeylerdi. bunlar arasından sadece bir tanesi bana karşı ciddi şeyler hissetti ama onunla da ben ilerlemek istemedim; kalanların hiçbiri bi şekilde bende o "ışığı" göremedi sanırım.
ilk intiba ve sohbet kısmında insanları etkileyen biriyim. tipim ortalama ama entelektüelliğim, özgüvenim, zekam ve eğlenceli kişiliğimle insanların ilgisini çekiyorum. ama sonra bir şey oluyor ve devamı gelmiyor. bunun sebebi benim ama neden bilmiyorum.
son ilişkim bitene kadar hiç bu kadar "hızlı" değildim, kendimi ağırdan satardım. arkadaşlarım hep "olm sen azıcık atak olsan taş üstünde taş bırakmazsın" derlerdi. tamam ulan diyip azıcık atak oldum, cidden de flört aşamasına geldiğim insan sayısı arttı. ama bu kadar isabetsizlikle dolu bir 2020 özgüvenimin içine etmiş durumda.
önceden reddedilme korkum vardı. bunu aşarsam, biraz daha rahat olursam daha iyi olur her şey diye düşündüm ama olmadı. bi daha kimsenin yüzüne bakamayacak bir halde değilim de, bugün üst üste gelince retler, bi durup düşündüm bu konudaki başarısızlığımı.
bu süreçte kendimden ödün vermedim bu arada. yani efendi adamın piçe dönüşmesi gibi bir durum yok. sadece, önceden kimseye yürümezdim ben, kadınlar bana yürürdü. öyle çok olmazdı ama mesela ben adım atmadığım için sönüp giden muhabbetler çoktu. aralık'tan sonraki süreçte sadece sohbeti ilişkiye dökme ya da o somut adımı atma hareketini ben yapmaya başladım. bunun sorunu çözeceğini düşünüyordum ama çözmedi.
şimdi acaba, ilişkiyi ateşleme kısmında tecrübesiz olduğum için mi yaşadım bu olumsuzlukları sizce? hadi tecrübe edindim diyeceğim de, "bak bi dahakine şunu şöyle yapma" diyebileceğim bir şey yok. çünkü ben yine kendim oldum, şirin görünmek ya da "versin" diye ekstra ilgi göstermek gibi şeyler yapmadım. asıl üzen de bu; kendi, öz halimle ben, "firestarter" olmaya uygun bir tip değilim sanırım. başlardaki cool tavrım ilgiyi açıkça belli etme kısmına gelince ters tepki mi yaratıyor acaba? kaçan kovalanır düşüncesiyle çok açıklamak istemiyorum çünkü bu 9 kadının bazıları hiç de öyle aşk oyunları yapacak insanlar değillerdi. bilemiyorum.
içeride bir sürü sordum, hangisine cevap vermek isterseniz verebilirsiniz. biraz iç dökme oldu aslında, atış serbest, benim görmediğim bir noktayı görüp "uyanmamı" sağlarsınız belki.
baya da uzun olmuş, okuyanlara teşekkür mahiyetinde şu güzel şarkıyı bırakayım bari.
www.youtube.com
bugün yazdı bana, seni rüyamda gördüm ama çok detaylı ve garip bir rüya diye. ben de "o zaman bugün iş çıkışı buluşalım öyle anlatırsın" dedim. müsait değilmiş, buluşmadık, yazarak anlattı. moralim bozuk detaya giresim yok, rüyada bi cacık yoktu, sonra da ben konuyu kendime bağlayıp ona ilgim olduğunu açıkça söyledim. "ben seni öyle görmüyorum yaa, öyle bi izlenim mi bıraktım acaba" falan dedi. bana öyle gelmiş demek ki dedim, ehi mehi diye konu kapandı.
ikinci ret:
uzun zamandır görüşmediğim bir sanal arkadaş vardı, onunla buluştuk önceki gün. ben buna tee başlarda belli etmiştim ilgim olduğunu ama onun da verdiği mesaj karışıktı. ona yukarıdaki örnek gibi hızlı gitmedim çünkü bi soğuk bi sıcak, tuhaftı. 2-3 ay konuşmadık, sonra geçen hafta başında o yazdı. sohbet ederken bi çağırayım buluşmaya dedim, geldi, 3-4 saate yakın sohbet ettik güzel güzel. bugün sohbet ederken ben yine çaktırayım dedim ilgimi ama bu sefer alttan alttan çaktırdım, işine gelmezse salağa yatabilecek bi şekilde yani. artık salağa mı yattı yoksa anlamadı mı bilmiyorum ama anlamayacağını sanmıyorum, ne demek istedin anlamadım diyince geçiştirdim ben, sonra da sormadı zaten; salağa yattı diye yorumluyorum o yüzden. sonra o muhabbet de ehi mehi diye bitti.
son ilişkimden sonra sanal ya da gerçek flörtlerimi ilişkiye çevirme konusunda çok başarısızım. aralık başında bittikten sonra ilişkim, 9 kadınla uzun ya da kısa flörtleşmelerim oldu. kiminden çok hoşlandım, kimiyle sadece seks düşündüm. kimi yüksek pozisyonlarda çalışan 30 yaş üstü tiplerdi, kimi 20'lerin ortasında öğrencilik kafasından çıkamamış. sadece biri dating app'ten, geri kalanlarla organik gelişti hep ilişkim. tanışma, keyifli sohbet ya da eskiden tanışma bi şekilde sohbet açılma şeklinde, tabanı oluşmuş şeylerdi. bunlar arasından sadece bir tanesi bana karşı ciddi şeyler hissetti ama onunla da ben ilerlemek istemedim; kalanların hiçbiri bi şekilde bende o "ışığı" göremedi sanırım.
ilk intiba ve sohbet kısmında insanları etkileyen biriyim. tipim ortalama ama entelektüelliğim, özgüvenim, zekam ve eğlenceli kişiliğimle insanların ilgisini çekiyorum. ama sonra bir şey oluyor ve devamı gelmiyor. bunun sebebi benim ama neden bilmiyorum.
son ilişkim bitene kadar hiç bu kadar "hızlı" değildim, kendimi ağırdan satardım. arkadaşlarım hep "olm sen azıcık atak olsan taş üstünde taş bırakmazsın" derlerdi. tamam ulan diyip azıcık atak oldum, cidden de flört aşamasına geldiğim insan sayısı arttı. ama bu kadar isabetsizlikle dolu bir 2020 özgüvenimin içine etmiş durumda.
önceden reddedilme korkum vardı. bunu aşarsam, biraz daha rahat olursam daha iyi olur her şey diye düşündüm ama olmadı. bi daha kimsenin yüzüne bakamayacak bir halde değilim de, bugün üst üste gelince retler, bi durup düşündüm bu konudaki başarısızlığımı.
bu süreçte kendimden ödün vermedim bu arada. yani efendi adamın piçe dönüşmesi gibi bir durum yok. sadece, önceden kimseye yürümezdim ben, kadınlar bana yürürdü. öyle çok olmazdı ama mesela ben adım atmadığım için sönüp giden muhabbetler çoktu. aralık'tan sonraki süreçte sadece sohbeti ilişkiye dökme ya da o somut adımı atma hareketini ben yapmaya başladım. bunun sorunu çözeceğini düşünüyordum ama çözmedi.
şimdi acaba, ilişkiyi ateşleme kısmında tecrübesiz olduğum için mi yaşadım bu olumsuzlukları sizce? hadi tecrübe edindim diyeceğim de, "bak bi dahakine şunu şöyle yapma" diyebileceğim bir şey yok. çünkü ben yine kendim oldum, şirin görünmek ya da "versin" diye ekstra ilgi göstermek gibi şeyler yapmadım. asıl üzen de bu; kendi, öz halimle ben, "firestarter" olmaya uygun bir tip değilim sanırım. başlardaki cool tavrım ilgiyi açıkça belli etme kısmına gelince ters tepki mi yaratıyor acaba? kaçan kovalanır düşüncesiyle çok açıklamak istemiyorum çünkü bu 9 kadının bazıları hiç de öyle aşk oyunları yapacak insanlar değillerdi. bilemiyorum.
içeride bir sürü sordum, hangisine cevap vermek isterseniz verebilirsiniz. biraz iç dökme oldu aslında, atış serbest, benim görmediğim bir noktayı görüp "uyanmamı" sağlarsınız belki.
baya da uzun olmuş, okuyanlara teşekkür mahiyetinde şu güzel şarkıyı bırakayım bari.
www.youtube.com

Anlayan var mi ve bakmak isteyen? Foto atayim kendisine.
Belki bir seneden fazladir hic baktirmadim, oyle aklima geldi
Belki bir seneden fazladir hic baktirmadim, oyle aklima geldi
iş yerinde ikili ilişkilere karşı bir bireyin dişi bireyler tarafından üzeri örtülü olarak iş yerinde ve sosyal medya ile ilettiği yeşil ışıklara karşı nasıl bir geri dönüşte bulunmalı?
ayrıca istemsizce her geçen gün ciddileşen fiziki çekime ket vurulmalı mı?
hoş eğer ket vurulacaksa yakın arkadaşlık kisvesi altında her gün görüşülmesi gereken bu şahıslarla bu çekimi göz ardı ederek normal bir arkadaşlık ilişkisine nasıl devam edilmeli? ket vurulmayacaksa eğer risk almadan nasıl adımlar atmalı ki ıstıraplarını gizlice dindirmeli?
dipnot: bu ilişkiler silsilesi ciddi düşünceler içermemektedir. Oluşacak ilişki fb ancak.
ayrıca istemsizce her geçen gün ciddileşen fiziki çekime ket vurulmalı mı?
hoş eğer ket vurulacaksa yakın arkadaşlık kisvesi altında her gün görüşülmesi gereken bu şahıslarla bu çekimi göz ardı ederek normal bir arkadaşlık ilişkisine nasıl devam edilmeli? ket vurulmayacaksa eğer risk almadan nasıl adımlar atmalı ki ıstıraplarını gizlice dindirmeli?
dipnot: bu ilişkiler silsilesi ciddi düşünceler içermemektedir. Oluşacak ilişki fb ancak.
1. soru başlıkta
2. Fuckbuddy nizle?
2. Fuckbuddy nizle?
Sakallı mı sakalsız mı? Kafasızı cevap olarak kabul etmiyorum
Beni baya kişi biliyor artık ama bir ifşa daha yapayım, madem başlatmış bir arkadaş.
ibb.co
Başkalarını da görelim.
ibb.co
Başkalarını da görelim.
Karşı cinsin libido oranı sizden yüksek olduğunda (yüksek libidolu diyelim) sizin için ilişkinizde sorun oluşturur mu? Ve asıl soru; sadece cinsel istekleri için benimle birlikte/sevgili gibi düşüncelere kapılır mısınız?
eleman arayan cafe-bar'a sordum bu yaz 3 kez
3ü de geçiştirdi direk
1 kere de kurumsal bi firmayla skype üzerinden görüştük ofiste, orası da almadı
3ü de geçiştirdi direk
1 kere de kurumsal bi firmayla skype üzerinden görüştük ofiste, orası da almadı
Sahiplenme korkusu mu denir bilmiyorum. Ben keyif almak istiyorum, gerisinin kendiliğinden gelişebileceğini düşünüyorum. Üstüne alınma ama bu toplumun bir bireyi olarak bana dayatılan şeylerden çok sıkıldım artık.
sb
ilişki (sex + süper vakit geçirme + 3 keredir görülüyor + kafalar uyuşuyor)
sb
ilişki (sex + süper vakit geçirme + 3 keredir görülüyor + kafalar uyuşuyor)
Merhabalar. Sb ama biraz daha detay vermem gerekirse, ayrılmaya karar verdikten ne kadar süre sonra ayrılıyorsunuz?
Soğuk davranma süreciniz oluyor mu? Mesela ilişkiyi kötü seviyelere çekip karşıdakinin ayrılmasını bekliyor musunuz?
Biraz daha dertleşme modunda olanlar için neden hemen söylenemiyor bu? Karşı tarafı üzeceği korkusuyla mı erteleniyor? Yoksa karar alma ve kendini ikna etme süreci mi bu?
Peşin not: ben ayrılmayacağım. İlişkisini bitirmek isteyenlere de tavsiyem uzatmadan, yalan söylemeden neler hissettiğinizi ve ilişkinin bittiğini net bir şekilde söyleyiniz lütfen.
Soğuk davranma süreciniz oluyor mu? Mesela ilişkiyi kötü seviyelere çekip karşıdakinin ayrılmasını bekliyor musunuz?
Biraz daha dertleşme modunda olanlar için neden hemen söylenemiyor bu? Karşı tarafı üzeceği korkusuyla mı erteleniyor? Yoksa karar alma ve kendini ikna etme süreci mi bu?
Peşin not: ben ayrılmayacağım. İlişkisini bitirmek isteyenlere de tavsiyem uzatmadan, yalan söylemeden neler hissettiğinizi ve ilişkinin bittiğini net bir şekilde söyleyiniz lütfen.
Çevremdeki insanlara, gördüklerime, duyduklarıma, orada burada okuduklarıma bakınca herkes hayatı çok hızlı ve zevkli yaşıyor sanki. Özellikle ilişkiler konusunda böyle düşünüyorum. Sürekli yeni flörtler, arka arkaya her gün tek gecelik ilişkiler, fbuddyler, fwb ilişkileri vb... Hem erkekler hem kadınlar için konuşuyorum. Uzun süreli ve bağlanabileceğim ciddi ilişkiler arayarak, sadece sevgililerimle sevişerek vs. hayatı dümdüz yaşıyorum hissine kapıldım. Öte yandan tam tersi bir hayatın bana uygun olmadığının da farkındayım. Benim gibi olan var mı? Varsa cinsiyet ve mümkünse yaş da belirtebilirler mi? Partiyi kaçıran çocuk gibi hissediyorum kendimi ve üzülüyorum ama aslında partilerden de hoşlanmıyorum :) garip hisler, düşünceler geldi gece gece.
Eğer benzer durum yaşayan kişiler varsa, nasıl bir yol izlediklerini söylerlerse çok sevinirim
Annem çok dağınık birisi. Mesela yıkanan bulaşıkların arasından çanak alırken diğerlerini tutmuyor, direkt çekiveriyor, diğer dağılan çanakları geri yerine koymuyor. Dolaptaki katlanmış çamaşırlara da bunu yapıyor. Bir şey arayacağında en olmadık yerlere bakıyor, deşiyor oraları, sonra geri toplamıyor. Ama bütün gün boş da durmuyor, evi toplamak, düzenlemek dışındaki diğer işlerle uğraşıyor genelde, mesela bayağıdır kışlık hazırlamakla uğraşıyor. ama bunları yaparken bu saydığım sebeplerden dolayı ev bir yandan da dağılıyor. Yav evde çoluk yok çocuk yok ev bedavadan dağılıyor. Mesela biz abimle şehir dışında okuyorduk, eve gelince bizim kitaplık bile dağılmış oluyordu. En önemlisi de hatasını kabullenmiyor. Dıkı dağılıyor dıkı toplanıyor işte öyle öyle hayat geçiyor falan diyor. Kafayı yiyecem. Sen topla diyor bana. Yav ben hergün senin dağıttığın yerleri tespit edip orayı toplamak zorunda mıyım. Ama kadının yaşı da 60'a yaklaştı yani başka eve çıkmak istemiyorum. Zaten ilerde evlendikten sonra ne kadar görebilcem ki diye düşünüyorum. Ama bunlar da beni acayip yoruyor. Bir hayat ev toplama muhabbetiyle geçer mi yaa. Kendimi bildiğimden beri ev toplamak muhabbeti. Eskiden babamla da çok kavga ederlerdi bu yüzden. O kavga etmeye yer arıyordu gerçi o da başka, uzun bir mevzu. Neyse çok uzattım nolur bana yardım edin ben napıcam. Toplu bir yaşama alanı istiyorum artık:'(
Annem çok dağınık birisi. Mesela yıkanan bulaşıkların arasından çanak alırken diğerlerini tutmuyor, direkt çekiveriyor, diğer dağılan çanakları geri yerine koymuyor. Dolaptaki katlanmış çamaşırlara da bunu yapıyor. Bir şey arayacağında en olmadık yerlere bakıyor, deşiyor oraları, sonra geri toplamıyor. Ama bütün gün boş da durmuyor, evi toplamak, düzenlemek dışındaki diğer işlerle uğraşıyor genelde, mesela bayağıdır kışlık hazırlamakla uğraşıyor. ama bunları yaparken bu saydığım sebeplerden dolayı ev bir yandan da dağılıyor. Yav evde çoluk yok çocuk yok ev bedavadan dağılıyor. Mesela biz abimle şehir dışında okuyorduk, eve gelince bizim kitaplık bile dağılmış oluyordu. En önemlisi de hatasını kabullenmiyor. Dıkı dağılıyor dıkı toplanıyor işte öyle öyle hayat geçiyor falan diyor. Kafayı yiyecem. Sen topla diyor bana. Yav ben hergün senin dağıttığın yerleri tespit edip orayı toplamak zorunda mıyım. Ama kadının yaşı da 60'a yaklaştı yani başka eve çıkmak istemiyorum. Zaten ilerde evlendikten sonra ne kadar görebilcem ki diye düşünüyorum. Ama bunlar da beni acayip yoruyor. Bir hayat ev toplama muhabbetiyle geçer mi yaa. Kendimi bildiğimden beri ev toplamak muhabbeti. Eskiden babamla da çok kavga ederlerdi bu yüzden. O kavga etmeye yer arıyordu gerçi o da başka, uzun bir mevzu. Neyse çok uzattım nolur bana yardım edin ben napıcam. Toplu bir yaşama alanı istiyorum artık:'(
son 2,3 gündür öyleyim. o dönem dinlediğim şarkıları dinliyorum, sanki üniversiteye gidecekmişim gibi şimdi gitsem şunu yapardım bu olurdu diye saatlerce hayal kuruyorum. Alkol kullanımım arttı,inanılmaz bir rahatlık geldi işimle alakalı şeyleri he he ok yaparız diye geçiştiriyorum .sorumluluk almıyorum.
28 yaşında eşşek kadar insanım ama hulyalı hayallere takılı kaldım.1 saat sonra toplantıya giricem ama ben ergenliğimdeki teoman şarkıları dinleyim söylüyorum.
2020de değilde 2010da gibiyim. Gerçeklikten kopmak beni korkutuyor ama bir yandan da mutlu ediyor.Hayatımın tamamen değişeceği bir döneme gireceğim,medeni durum, iş, yaşanılan yer vs. sanırım kendimce kaçış mekanizması oluşturdum. Ya da geçmişimdeki bir arkadaşımla görüştük onun etkisi. bilemiyorum.
Daha önce bunu yaşayan oldu mu ? Ne yaptınız eğer yaşadıysanız ?
28 yaşında eşşek kadar insanım ama hulyalı hayallere takılı kaldım.1 saat sonra toplantıya giricem ama ben ergenliğimdeki teoman şarkıları dinleyim söylüyorum.
2020de değilde 2010da gibiyim. Gerçeklikten kopmak beni korkutuyor ama bir yandan da mutlu ediyor.Hayatımın tamamen değişeceği bir döneme gireceğim,medeni durum, iş, yaşanılan yer vs. sanırım kendimce kaçış mekanizması oluşturdum. Ya da geçmişimdeki bir arkadaşımla görüştük onun etkisi. bilemiyorum.
Daha önce bunu yaşayan oldu mu ? Ne yaptınız eğer yaşadıysanız ?
bizzat yaşadığınız veya etrafınızda duyup gördüğünüz imkansız aşklar var mı? fakir kız zengin oğlan gibi değil de "o sana bakmaz deyip gerçekleşen" yada kavga gürültüyle başlayıp mutlu sonla biten.
Erkekler yaş aldıkça tipleri oturur diyorlar ama sanki geriye gitmişim gibi.
Cinsiyet ve yaş da belirtir misiniz
Dürüst olabilirsiniz, hiçbirisi falan yazmanıza gerek yok, ikisinden biri, anket gibi düşünün
Ev kuşu değilim 2018den bi tek o foto kalmış diğeri de uyumlu olsun diye evden attım
Cinsiyet ve yaş da belirtir misiniz
Dürüst olabilirsiniz, hiçbirisi falan yazmanıza gerek yok, ikisinden biri, anket gibi düşünün
Ev kuşu değilim 2018den bi tek o foto kalmış diğeri de uyumlu olsun diye evden attım
Olay şu: teyzemle evlerimiz arasında 300 metre filan var. 1sene önce bir adamla evlendi ve şu an 6 aylık hamile. Adamla evlenmeden önce ayda 3-4 kez görüşürdük. Adam hayatına girdikten sonra araya corona falan da girince pek görüşmez olduk. Evlendiği adam 6 aydır işsizdi. 2 aylığına şehirdışında bir iş bulmuş oraya gitmeye karar vermiş.(durumları iyi bu arada, kira vs problemleri yok, adam işsizlikten bunaldığı için gitmek istemiş) Teyzem yalnız kalınca ertesi gün uğrayıp 1-2 saat onunla vakit geçirdim, gebelikle ilgili bir kitap hediye ettim ufak tefek bir kaç iş vardı evde onlara yardımcı oldum ve bi şeye ihtiyacı olursa mutlaka aramasını Doktor kontrolüne de kendisiyle gelebileceğimi falan söylerek ayrıldım.
Üstünden iki gün geçmişti ki Bugün kocası aradı. Şaka yollu alttan alta laf sokarak sitem etmeye başladı. Sen ve kardeşin teyzeni yalnız bırakıyosunuz çok ayıp, Eviniz 3/5 apt. Ötede uğrayın bak geldiğimde bozuşucaz ona göre falan dedi. Ben de uğradığımı söyledim. İki gün olmuş her gün önünden geçiyosun bi kapısını çal bi şeye ihtiyacı var mı sor hamile ve yalnız sen olsan biz seni böyle yalnız mı bırakacaktık falan dedi. Ne diyeceğimi bilemedim tamam ararım ben onu dedim kapattım.
Sorum şu: benim ne yapmam gerekiyor? Yani Bu durumda hergün uğramamak ayıplanacak bir şey mi? İşim gücüm var yorgun oluyorum vs. Zaten bugun arayıp yarın için yemeğe çağıracaktım kendisini. Adamın arayıp bana atar yapması sinirimi bozdu. siz napardınız Bu durumda?
Teşekkürler.
Üstünden iki gün geçmişti ki Bugün kocası aradı. Şaka yollu alttan alta laf sokarak sitem etmeye başladı. Sen ve kardeşin teyzeni yalnız bırakıyosunuz çok ayıp, Eviniz 3/5 apt. Ötede uğrayın bak geldiğimde bozuşucaz ona göre falan dedi. Ben de uğradığımı söyledim. İki gün olmuş her gün önünden geçiyosun bi kapısını çal bi şeye ihtiyacı var mı sor hamile ve yalnız sen olsan biz seni böyle yalnız mı bırakacaktık falan dedi. Ne diyeceğimi bilemedim tamam ararım ben onu dedim kapattım.
Sorum şu: benim ne yapmam gerekiyor? Yani Bu durumda hergün uğramamak ayıplanacak bir şey mi? İşim gücüm var yorgun oluyorum vs. Zaten bugun arayıp yarın için yemeğe çağıracaktım kendisini. Adamın arayıp bana atar yapması sinirimi bozdu. siz napardınız Bu durumda?
Teşekkürler.
1. bu kayma nasıl oluyor?
2. taraflar bunu konuşmalı mı? eğer evetse ne gibi nir konuşma yapılır?
3. sizin tecrübeleriniz nasıldı?
2. taraflar bunu konuşmalı mı? eğer evetse ne gibi nir konuşma yapılır?
3. sizin tecrübeleriniz nasıldı?
arkadaşlar, bu devirde evlilik gerçekten hala bu mu demek, yoksa ben dışardan aşırı modern göründüğü halde kölelikte takılı kalmış marjinal bir aileye mi denk geldim?
ikimiz de aynı mesleği icra ediyoruz, aşağı yukarı aynı maaşı alıyoruz, ben yine de mutfağa daha çok giren ve temizliği tek başına yapan tarafım. adam sadece kendi ütüsünü yapıyor, kahvaltıya yardım ediyor, aklına eserse de ayda yılda bir akşam yemeği hazırlıyor. bulaşıkları makineye koymuyor. bu durumdan rahatsız olduğum ve eşit sorumluluk paylaşımı istediğim için bir kez kaynanamdan şaka yollu, kocamdan da pek çok kez ciddi ciddi "o zaman neden evlendin" lafını duydum. hatta kocam "iki işi birlikte yürütemiyorsan çalışmak zorunda değilsin" bile dedi. kadın olarak tüm bu ev işlerini memnuniyetle yapmalıymışım. o da erkek olarak mutfağa girmek zorunda değilmiş. bunlar marjinal söylemler değil mi?
lütfen saldırgan olmadan içtenlikle cevaplayabilir misiniz, zaten canım çok sıkkın...
teşekkürler
ikimiz de aynı mesleği icra ediyoruz, aşağı yukarı aynı maaşı alıyoruz, ben yine de mutfağa daha çok giren ve temizliği tek başına yapan tarafım. adam sadece kendi ütüsünü yapıyor, kahvaltıya yardım ediyor, aklına eserse de ayda yılda bir akşam yemeği hazırlıyor. bulaşıkları makineye koymuyor. bu durumdan rahatsız olduğum ve eşit sorumluluk paylaşımı istediğim için bir kez kaynanamdan şaka yollu, kocamdan da pek çok kez ciddi ciddi "o zaman neden evlendin" lafını duydum. hatta kocam "iki işi birlikte yürütemiyorsan çalışmak zorunda değilsin" bile dedi. kadın olarak tüm bu ev işlerini memnuniyetle yapmalıymışım. o da erkek olarak mutfağa girmek zorunda değilmiş. bunlar marjinal söylemler değil mi?
lütfen saldırgan olmadan içtenlikle cevaplayabilir misiniz, zaten canım çok sıkkın...
teşekkürler
huawei 6 ay beleş tinder plus üyeliği veriyormuş bende aldım. daha uygulamayı açalı 15 dk old birisi seni beğendi diye bildirim geldi. aa ne güzel kim beğenmiş diye bakayım dedim görebilmek için gold üye olmam gerekiyormuş. ee bu uygulamayı adam akıllı kullanan herkesin gold üyeliği mi olması gerekiyor? ben şimdi birisini beğendim diyelim beğendiğim kişinin gold üyeliği yoksa beni göremeyecek ve kavuşamayacak mıyız?
Bir ömürlük değil elbette. Kısa süre de olsa çok rahatlarım, sevinirim dediğiniz bir şeyler var mı?
1- Burçlara inanıyor musunuz ?
(Cevap sadece evet yada hayır olmalı)
2- Karşınızdaki kişinin x burcu olduğunu düşünüp; gerçekten x burcu çıktığı oldu mu ?
(Cevap sadece evet yada hayır olmalı)
3- Hayatınızda burçları baz alarak düzenleme yapıyor musunuz ?
(Belirli burçlarla ilişki kurmama, iş yada özel hayatta belirli burçlarla yakın olmaya çalışmak gibi)
(Cevap sadece evet yada hayır olmalı)
4- Aynı x burcu kişilerinin temel özelliklerinin aynı olduğunu düşünür musunuz ?
( x burcu duygusaldır, y burcu liderlik yapmasını sever gibi)
(Cevap sadece evet yada hayır olmalı)
5- Burçlara yükselen burçlarının vs. etki ettiğini düşünüyor musunuz?
(Cevap sadece evet yada hayır olmalı)
6- Eklemek istediklerinizi yazınız.
(Cevap sadece evet yada hayır olmalı)
2- Karşınızdaki kişinin x burcu olduğunu düşünüp; gerçekten x burcu çıktığı oldu mu ?
(Cevap sadece evet yada hayır olmalı)
3- Hayatınızda burçları baz alarak düzenleme yapıyor musunuz ?
(Belirli burçlarla ilişki kurmama, iş yada özel hayatta belirli burçlarla yakın olmaya çalışmak gibi)
(Cevap sadece evet yada hayır olmalı)
4- Aynı x burcu kişilerinin temel özelliklerinin aynı olduğunu düşünür musunuz ?
( x burcu duygusaldır, y burcu liderlik yapmasını sever gibi)
(Cevap sadece evet yada hayır olmalı)
5- Burçlara yükselen burçlarının vs. etki ettiğini düşünüyor musunuz?
(Cevap sadece evet yada hayır olmalı)
6- Eklemek istediklerinizi yazınız.
büyük kurumlarda çalışanlar için özellikle sorum. ben iş yerinden kimseyi eklemedim, eklememek için de elimden geleni yapıyorum; çünkü sonra izin gününde yaptıklarınızı görecekler, iş kilitleyecekler, ters bi durum olduğunda ellerinde sizi üzmek için daha çok done olacak özel yaşamınızla ilgili bi alanı gördükleri için.
siz nasıl yapıyorsunuz, başa çıkıyorsunuz?
siz nasıl yapıyorsunuz, başa çıkıyorsunuz?
(4)
Büyük otellerin sansasyonlardan geçilmemesi hikayesi
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi #1440037
Merhaba arkadaşlar,
Aşağıdaki tanık olunan aldatma hikayeleri başlığını görünce aklıma geldi. 3 yıl önce kadın bir iş arkadaşımla iş mevzularını konuşurken otellerde çalışmak istemediğini söylemişti. Ben de nedenini sorduğumda bir arkadaşının büyük otel zincirlerinde çalıştığını ve otellerin çalışanlar arasında kim kime dum duma ilişkilerinden geçilmediğini anlattığını söyledi, aşçı uşağa, uşak bahçıvana gibi :D
Duyunca bayağı bi şaşırmıştım ama sonra düşününce hiç de şaşırılacak bir olay gibi gelmedi. Gayet de uygun bir ortam gibi. Siz ne düşünüyorsunuz? Var mı böyle dökülecek kirli çamaşırlar bildiğiniz? Bir de neden böyle hikayelerin dedikodusunu yapmak çok çekici geliyor? :D
Aşağıdaki tanık olunan aldatma hikayeleri başlığını görünce aklıma geldi. 3 yıl önce kadın bir iş arkadaşımla iş mevzularını konuşurken otellerde çalışmak istemediğini söylemişti. Ben de nedenini sorduğumda bir arkadaşının büyük otel zincirlerinde çalıştığını ve otellerin çalışanlar arasında kim kime dum duma ilişkilerinden geçilmediğini anlattığını söyledi, aşçı uşağa, uşak bahçıvana gibi :D
Duyunca bayağı bi şaşırmıştım ama sonra düşününce hiç de şaşırılacak bir olay gibi gelmedi. Gayet de uygun bir ortam gibi. Siz ne düşünüyorsunuz? Var mı böyle dökülecek kirli çamaşırlar bildiğiniz? Bir de neden böyle hikayelerin dedikodusunu yapmak çok çekici geliyor? :D
Selamlar herkese, ilişkilerimde çok sıkıcı olduğumu düşünüyorum yanımdaki insan benden sıkılıyor mu diye düşünmekten içimden geldiği gibi davranamıyorum. İçinden ne geliyor derseniz içimden bir şey de gelmiyor aslında. İçine kapanık sessiz bir tipim o yüzden eğlenceli vakit geçirmek, muhabbet etmek gibi bir yetenek hiç geliştirmedim. Tek yeteneğim dışarıyı çok iyi gözlemleyebilmek. Ama bundan gerçekten sıkıldım. Bırakın başkasını ben benden sıkıldım. Yaptığım gözlemler olsun, hayatın anlamı üzerine olsun sabahlara kadar konuşabilirim aslında. Ama bu bir noktadan sonra bayıyor. Ve o noktadan sonra başka muhabbet açamıyorum. Bu iletişimi nasıl öğrenebilirim? Neler tavsiye edersiniz bana aklınıza gelebilecek her tavsiyeye açığım. Bunun sebebi empati eksikliği olabilir mi? Böyleymişsin böyle kal herkes eğlenceli olmak zorunda değil demeyin lütfen, ben böyle olmak istemiyorum çünkü. Ama yolu da bilmiyorum.
bunun ciddi anlamda sıkıntısını çekmeye başladım, istiyorum ki farklı çevrelerden insanlar ile ilişki kurayım arkadaş olayım ama bu arkadaşlıklar çağımızın en büyük hastalıklarından biri olan "benim bir projem var" yüzünden baltalanıyor.
eminim bir çok meslekte soru sorma olayından dolayı bıkkınlık vardır. ne bileyim doktor arkadaşa "şuram ağrıyor ne olabilir", avukata "birini öldürsem kaç yıl yerim" gibi...
fakat benim sektörümde (yazılım,mobil yazılım) artık bu bıkkınlık vermeye başladı, askerde mesleğimi öğrenenler bile bir şekilde bana ulaşıp şöyle bir projem var yapalım mı diyorlar.
yeni tanıştığım birçok insanda da aynı şeyi yaşıyorum, sırf bu yüzden uzun bir aradan sonra arayan insanların telefonlarını açmak bile istemiyorum bazen, seziyorum çünkü kesin aklına yeni bir proje geldi diye.
kesinlikle küçümsemediğimden söylemiyorum ama ne bileyim taksicisinden gayrimenkul danışmanı herkesin bir projesi var, mesleği duyunca başlıyorlar projelerini anlatmaya.
artık insanları dinleyip onlara projelerinin bir boka yaramayacağını zaten benzerlerinin olduğunu, planlamasız, bütçesiz bu işlere pek de girilmemesi gerektiğini sandıkları gibi kısa sürede yapılamayacağını vs. söylemekten yoruldum.
evet derdimi şöyle kenara bırakıyorum istediğiniz gibi muamele edebilirsiniz :) fakat bu durumun beni yeni arkadaşlıklar kurmaktan çekindirdiğini farkettim.
çok mu yumuşak başlıyım bilemedim ki
eminim bir çok meslekte soru sorma olayından dolayı bıkkınlık vardır. ne bileyim doktor arkadaşa "şuram ağrıyor ne olabilir", avukata "birini öldürsem kaç yıl yerim" gibi...
fakat benim sektörümde (yazılım,mobil yazılım) artık bu bıkkınlık vermeye başladı, askerde mesleğimi öğrenenler bile bir şekilde bana ulaşıp şöyle bir projem var yapalım mı diyorlar.
yeni tanıştığım birçok insanda da aynı şeyi yaşıyorum, sırf bu yüzden uzun bir aradan sonra arayan insanların telefonlarını açmak bile istemiyorum bazen, seziyorum çünkü kesin aklına yeni bir proje geldi diye.
kesinlikle küçümsemediğimden söylemiyorum ama ne bileyim taksicisinden gayrimenkul danışmanı herkesin bir projesi var, mesleği duyunca başlıyorlar projelerini anlatmaya.
artık insanları dinleyip onlara projelerinin bir boka yaramayacağını zaten benzerlerinin olduğunu, planlamasız, bütçesiz bu işlere pek de girilmemesi gerektiğini sandıkları gibi kısa sürede yapılamayacağını vs. söylemekten yoruldum.
evet derdimi şöyle kenara bırakıyorum istediğiniz gibi muamele edebilirsiniz :) fakat bu durumun beni yeni arkadaşlıklar kurmaktan çekindirdiğini farkettim.
çok mu yumuşak başlıyım bilemedim ki
Mevcut mesleğimle ilgili kendimi geliştirmek için pek hevesim yok.Okuldan sonra çalışma hayatına geçince zaten az olan hevesim iyice yok oldu.Beklentilerim çok daha farklıydı.
Tasarım işiyle uğraşıyorum fakat,kitaplığım hep psikoloji kitaplarıyla dolu.Zaten tercih yaparken de hep aklımda olan bir bölümdü.Okul bittikten sonra da aynı ikilemi yaşadım.Bu düşünceler o kadar rahatsız etmeye başladı ki beni ,takıntı haline gelmeye başladı.Her gün aynı şeyleri düşünüyorum.Okusam 4 senem gidecek ve üstüne bir sürü eğitim alacağım.Belki de hayal ettiğim gibi olmayacak, pişman olacağım.
Mevcut işimi bıraksam ,bırakamıyorum.İyice boşluğa düşerim ve depresyona girebilirim.Karar verme yetimi yitirdim gibi hissediyorum.Tembellikten mi bu yaşadıklarım yoksa sevmiyor muyum sizce?
Tasarım yaparken bazen keyif alıyorum ama pek başarılı değilim sanırım.
Tasarım işiyle uğraşıyorum fakat,kitaplığım hep psikoloji kitaplarıyla dolu.Zaten tercih yaparken de hep aklımda olan bir bölümdü.Okul bittikten sonra da aynı ikilemi yaşadım.Bu düşünceler o kadar rahatsız etmeye başladı ki beni ,takıntı haline gelmeye başladı.Her gün aynı şeyleri düşünüyorum.Okusam 4 senem gidecek ve üstüne bir sürü eğitim alacağım.Belki de hayal ettiğim gibi olmayacak, pişman olacağım.
Mevcut işimi bıraksam ,bırakamıyorum.İyice boşluğa düşerim ve depresyona girebilirim.Karar verme yetimi yitirdim gibi hissediyorum.Tembellikten mi bu yaşadıklarım yoksa sevmiyor muyum sizce?
Tasarım yaparken bazen keyif alıyorum ama pek başarılı değilim sanırım.
Önceden hesap olmadan profillere girip takipçi sayısı, profil fotosuna falan bakabiliyorduk. Şuan mümkün değil mi?
Yakında birinci evlilik yıl dönümümüz var. Ben izin alayım sakin bir yerlere gideriz, bir şeyler yaparız diyorduk.
Eşimin kardeşi (eşim küçük kardeş) bizim yaşadığımız şehirde diş tedavisi yaptırıyor (ki kendisi İstanbul'da yaşıyor, bunun için Antalyaya gelmesi de garip bana göre, özel bir doktor bulma olayı da yok).
Neyse eşim söyledi "şu gün bizim evlilik yıl dönümü, bir şeyler planlayacağız, ona göre ayarlar mısınız günleri?" -ki ben direkt şu şu günlere göre alsınlar gidiş dönüşü diye söylemesini rica etmiştim eşimden ama ayıp olurmuş?-
neyse şimdi kardeşi, diğer kardeşi ile beraber bi hafta bizde kalacak şekilde ayarlamış günleri, dönüş günleri de evlilik yıl dönümümüzün sabahı (bir önceki hafta da bizdeydi, 2 hafta önce de iki kardeş tatil+ziyarete gelmişti bize).
Bana çok saçma geliyor bu, yani ben olsam önce hangi günler uygun derim, hiç bir şey söylemeseler birkaç gün önce ayrılırım.
Ben mi abartıyorum yoksa garip bir durum mu var burada arkadaşlar?
Eşimin kardeşi (eşim küçük kardeş) bizim yaşadığımız şehirde diş tedavisi yaptırıyor (ki kendisi İstanbul'da yaşıyor, bunun için Antalyaya gelmesi de garip bana göre, özel bir doktor bulma olayı da yok).
Neyse eşim söyledi "şu gün bizim evlilik yıl dönümü, bir şeyler planlayacağız, ona göre ayarlar mısınız günleri?" -ki ben direkt şu şu günlere göre alsınlar gidiş dönüşü diye söylemesini rica etmiştim eşimden ama ayıp olurmuş?-
neyse şimdi kardeşi, diğer kardeşi ile beraber bi hafta bizde kalacak şekilde ayarlamış günleri, dönüş günleri de evlilik yıl dönümümüzün sabahı (bir önceki hafta da bizdeydi, 2 hafta önce de iki kardeş tatil+ziyarete gelmişti bize).
Bana çok saçma geliyor bu, yani ben olsam önce hangi günler uygun derim, hiç bir şey söylemeseler birkaç gün önce ayrılırım.
Ben mi abartıyorum yoksa garip bir durum mu var burada arkadaşlar?
eksiduyu.ru
Şurada anlattığım gibi, arkadaşla ufak ufak sohbete başladık.
Ama sürekli ben tanımak istiyormuşum gibi geliyor bana.
Mesela ben soruyorum o cevaplıyor ama mesela o beni sormuyor.
Mesaj geç attığında yada bir işi olduğunda detaylı detaylı anlatıyor.
Ama kahretsin o bana hiç bişey sormuyor.
Sanki onu "tavlamamı" bekliyor gibi.
Bir de çok yoğun bir işte çalışıyor. Akşam eve geliyor çok yorgunum uykum var demeye başlıyor. Yani biz nasıl birbirimizi tanıyacağız. (kendisi şehir dışında)
Beni (tip olarak) beğenmemiş olsa konuşmayı kabul etmezdi. Biz bir de "ciddi anlamda" tanışacağız sözde. Yani evlilik odaklı.
***
Mesajda bana; ben alışkın değilim tüm gün mesajlaşmaya evde başka şeylere odaklanabiliyorum dedi.
Ayrıca; fırsat buldukça yazarım mesajını gördükçe,bir güne sığdırmayalım zamana yayalım dedi.
***
Yedek kulübesinde filan mıyız acaba?
Not: İşinin yoğun olduğu doğru ama bana göre isteyen insan her şeye zaman ayırabilir. Son ilişkimden bunu tecrübe ettim bizzat. Aynı şeyleri yaşamaktan korkuyorum hem de çok. (zaten burçları, tuttukları takım bile aynı)
Ne yapmalıyım ?
Şurada anlattığım gibi, arkadaşla ufak ufak sohbete başladık.
Ama sürekli ben tanımak istiyormuşum gibi geliyor bana.
Mesela ben soruyorum o cevaplıyor ama mesela o beni sormuyor.
Mesaj geç attığında yada bir işi olduğunda detaylı detaylı anlatıyor.
Ama kahretsin o bana hiç bişey sormuyor.
Sanki onu "tavlamamı" bekliyor gibi.
Bir de çok yoğun bir işte çalışıyor. Akşam eve geliyor çok yorgunum uykum var demeye başlıyor. Yani biz nasıl birbirimizi tanıyacağız. (kendisi şehir dışında)
Beni (tip olarak) beğenmemiş olsa konuşmayı kabul etmezdi. Biz bir de "ciddi anlamda" tanışacağız sözde. Yani evlilik odaklı.
***
Mesajda bana; ben alışkın değilim tüm gün mesajlaşmaya evde başka şeylere odaklanabiliyorum dedi.
Ayrıca; fırsat buldukça yazarım mesajını gördükçe,bir güne sığdırmayalım zamana yayalım dedi.
***
Yedek kulübesinde filan mıyız acaba?
Not: İşinin yoğun olduğu doğru ama bana göre isteyen insan her şeye zaman ayırabilir. Son ilişkimden bunu tecrübe ettim bizzat. Aynı şeyleri yaşamaktan korkuyorum hem de çok. (zaten burçları, tuttukları takım bile aynı)
Ne yapmalıyım ?
Kız arkadaşımla 1 sene olmadı henüz ilişkimiz. Her şeyi açık açık konuşuruz.
Dün arkadaşımın doğum günüydü. 1-2 kuzeni ve çok eski bir arkadaşını da davet etti. Bu çok eski arkadaşı bir gay ya da biseksüel. Çok samimiler. Gecenin ilerleyen saatlerinde sevgilimle paçır puçur sarılıyorlar birbirlerine. Fazla samimi oldular. Sevgilim çok ileri gitti. Çocuğun üzerine yatmalar falan. Kaldırabileceğim bir şey değil. Çok aşırı zoruna gitti. Çok sinirlendim ve sessizce kalkıp çıktım odadan. Kimsenin huzurunu kaçıracak bir şey söylemedim tabii ki. Sevgilim anladı bir şeye bozulduğumu ve geldi yanıma. Anlattım ona durumu.
Özür diledi, çok üzüldü, benden böyle bir tepki geleceğini beklemediğini söyledi, bir daha olmayacağını söyledi, onunla hep öyle samimi olduklarını söyledi. Ben de samimiyetlerine değil aşırı samimiyetlerine bozulduğumu söyledim. Neyse sabah sulh içerisinde uyandık ve çıktım evden.
Ama ben hala gerginliği üzerimden atamıyorum. Nerede duracağımı bilmiyorum. Kızın hata yaptığını kabul edip özür dilemesi çok önemli ama hala kendimi çok kötü hissediyorum. Haklı mıyım sizce, haksız mıyım, yanlış yapıyor muyum? Hayatımda ilk defa bu tip bir kıskançlık krizine girdim ve sanırım hala devam ediyor.
Dün arkadaşımın doğum günüydü. 1-2 kuzeni ve çok eski bir arkadaşını da davet etti. Bu çok eski arkadaşı bir gay ya da biseksüel. Çok samimiler. Gecenin ilerleyen saatlerinde sevgilimle paçır puçur sarılıyorlar birbirlerine. Fazla samimi oldular. Sevgilim çok ileri gitti. Çocuğun üzerine yatmalar falan. Kaldırabileceğim bir şey değil. Çok aşırı zoruna gitti. Çok sinirlendim ve sessizce kalkıp çıktım odadan. Kimsenin huzurunu kaçıracak bir şey söylemedim tabii ki. Sevgilim anladı bir şeye bozulduğumu ve geldi yanıma. Anlattım ona durumu.
Özür diledi, çok üzüldü, benden böyle bir tepki geleceğini beklemediğini söyledi, bir daha olmayacağını söyledi, onunla hep öyle samimi olduklarını söyledi. Ben de samimiyetlerine değil aşırı samimiyetlerine bozulduğumu söyledim. Neyse sabah sulh içerisinde uyandık ve çıktım evden.
Ama ben hala gerginliği üzerimden atamıyorum. Nerede duracağımı bilmiyorum. Kızın hata yaptığını kabul edip özür dilemesi çok önemli ama hala kendimi çok kötü hissediyorum. Haklı mıyım sizce, haksız mıyım, yanlış yapıyor muyum? Hayatımda ilk defa bu tip bir kıskançlık krizine girdim ve sanırım hala devam ediyor.
ağlıyorum. içim ağlıyor ama, dünden beri.
11 yıllık dostum vardı, kadın...
2 küsüşmede tolere ettim ama artık bitti.
sebepse bana göre, parayı, sevgiyi, edindiği rütbe ve evleniyor olmasının getirdiği ego şişmesiyle beni ezmeye çalışması, aşırı bencilleşmesi...konuşmak istediğimi söyledim, gece gece canını sıkamazmışım gece gece...deli gibi kavga ettik, "soğursan soğu benden", erkek ağzıyla kardeşim mardeşim konuşmaları.
benim için bitti, içim bitti. düğünü var 3 hafta sonra gitmeyeceğim sanırım...
birkaç kişiyle de koptu böyle arkadaş grubumuzdan. erkek arkadaşım da bana kızıyor "hep başkalarına öncelik veriyorsun, olan sana oluyor, siktir et" diye..
Bana fikri sorduğu, psikolojiyle ve kişiliğiyle barışamadığı konularda ona deneyimlerimi hep anlattım, onu ok açtığımı düşünüyorum...benden duyduğu ve benle açıldığı şeylerin havasını yapıyor, bu koyuyor insana işte.
çirkefleşmiş, altta kalacak diye ödü kopan, tam bir çeçeroz beyaz yaka olmuş durumda. bi de bencillikle suçladı..kabul etmiyorum. hayatta ne kaybettiysem bencil olmadığım için kaybettim, kahretsin...
çok üzgünüm. böyle tecrübeleriniz oldu mu? kendimi ezik hissettim. :(
üniversite çok ama çok sosyaldim, beni kıskandığını hissederdim içimden, sonra travmalarım oldu eser yok halimden.. o da 30undan sonra pıtırcık çiçeği gibi açıldı. bu yüzden içten içe beni ezmeye çalıştığını hissediyorum
11 yıllık dostum vardı, kadın...
2 küsüşmede tolere ettim ama artık bitti.
sebepse bana göre, parayı, sevgiyi, edindiği rütbe ve evleniyor olmasının getirdiği ego şişmesiyle beni ezmeye çalışması, aşırı bencilleşmesi...konuşmak istediğimi söyledim, gece gece canını sıkamazmışım gece gece...deli gibi kavga ettik, "soğursan soğu benden", erkek ağzıyla kardeşim mardeşim konuşmaları.
benim için bitti, içim bitti. düğünü var 3 hafta sonra gitmeyeceğim sanırım...
birkaç kişiyle de koptu böyle arkadaş grubumuzdan. erkek arkadaşım da bana kızıyor "hep başkalarına öncelik veriyorsun, olan sana oluyor, siktir et" diye..
Bana fikri sorduğu, psikolojiyle ve kişiliğiyle barışamadığı konularda ona deneyimlerimi hep anlattım, onu ok açtığımı düşünüyorum...benden duyduğu ve benle açıldığı şeylerin havasını yapıyor, bu koyuyor insana işte.
çirkefleşmiş, altta kalacak diye ödü kopan, tam bir çeçeroz beyaz yaka olmuş durumda. bi de bencillikle suçladı..kabul etmiyorum. hayatta ne kaybettiysem bencil olmadığım için kaybettim, kahretsin...
çok üzgünüm. böyle tecrübeleriniz oldu mu? kendimi ezik hissettim. :(
üniversite çok ama çok sosyaldim, beni kıskandığını hissederdim içimden, sonra travmalarım oldu eser yok halimden.. o da 30undan sonra pıtırcık çiçeği gibi açıldı. bu yüzden içten içe beni ezmeye çalıştığını hissediyorum
Yoksa insanın doğasında mı var sarışın kadın sevdası
Merhaba.
1. Eski sevgilinizin/eşinizin gönderilerini beğenir miydiniz?
2. Sevgiliniz/yeni eşiniz bunu yapsa ne hissederdiniz? ne tepki verirdiniz?
1. Eski sevgilinizin/eşinizin gönderilerini beğenir miydiniz?
2. Sevgiliniz/yeni eşiniz bunu yapsa ne hissederdiniz? ne tepki verirdiniz?
Kendimi pasif, utangaç biri olarak tanımlıyorum.Mizaç gereği biraz da sessiz olduğumdan dolayı daha da zorlaştı her şey.
Hayır diyemiyorum kolay kolay mesela.Ya da hoşnut olmadığım bir durumla karşı karşıya kalınca, rahatsız olduğumu söylemekte zorluk çekiyorum bazen.Tuttuğunu koparan biri değilim.
Sebeplerini az çok biliyorum.Mükemmeliyetçi anne-babayla büyüdüm.Sürekli eleştirildim ve özgüvenim yerle bir oldu.İş hayatında da zorluklarını yaşıyorum.Babamın kendi şirketinde çalışmama rağmen pek rahat değilim mesela.O kadar ezik hissediyorum ki bazen, başka bir yerde çalışsam herhalde beni adam yerine koymazlardı.
Biraz destek aldım bu süreçte ama daha büyük adımlar atmak istiyorum.Bu konularda tecrübeli arkadaşlar varsa ne söyleyebilirsiniz?
Yaş 20 lerin ortası
Hayır diyemiyorum kolay kolay mesela.Ya da hoşnut olmadığım bir durumla karşı karşıya kalınca, rahatsız olduğumu söylemekte zorluk çekiyorum bazen.Tuttuğunu koparan biri değilim.
Sebeplerini az çok biliyorum.Mükemmeliyetçi anne-babayla büyüdüm.Sürekli eleştirildim ve özgüvenim yerle bir oldu.İş hayatında da zorluklarını yaşıyorum.Babamın kendi şirketinde çalışmama rağmen pek rahat değilim mesela.O kadar ezik hissediyorum ki bazen, başka bir yerde çalışsam herhalde beni adam yerine koymazlardı.
Biraz destek aldım bu süreçte ama daha büyük adımlar atmak istiyorum.Bu konularda tecrübeli arkadaşlar varsa ne söyleyebilirsiniz?
Yaş 20 lerin ortası
" femboy" kelimesini arttığını gördüm. arama motorunda değil, sosyal medya üzerinde aratmis, bilgi edinmek isteseydi googlelardi. heteroseksüel mi değil acaba bilemiyorum. daha önce böyle bir eğilimi olduğunu düşünmemistim. bundan heteroseksüeller de haz alabilir mi?? kafam karışık. siz yaşasaniz nasıl hissedersiniz bir heteroseksüel olarak?
22 yaşındayım. Ama hala annemin abimi benden daha çok düşündüğünü düşünüyorum. Abim ne zaman evde olsa güzel yemekler yeriz çoğunlukla kıymalı falan. Ve annem bunları kendi isteğiyle yapar. O evde olmadığında ise sebze yemeği yiyoruz genellikle. Anneme ev işinde yardımcı olsam da bir müddet sonra bunların değeri yitip gidiyor onun gözünde. Naptın ki falan diyor. Ama annem hastalandığı zaman(4 sene önce falan) abim yanındaydı ben başka sehirdeydim. 1 hafta falan evin işlerini abim yapmış ve bunu unutmuyo hala. Normal zamanda bizim evdeyken pek de iş yapan biri değil. Ama nedense benim yaptıklarım pek göze görünmüyor. Beni millete kotulemekten de alikoymuyo kendini. Lise sondayken hep ders çalışıyordum, millete iğneye elini dokamaz diye anlatıyordu. Bilmiyorum neden böyle, kız oldugumdan mi yoksa annem beni sadece 2 ay emzirmis hasta olduğum için, bağlılık mı gelistiremedi acaba? Bu durumu yaşayan var mıdır
Merhaba. Komik bir soru ama merak ettim. Daha önce yaşadığınız zaman boyunca görmediğiniz birini rüyanızda gördünüz mü? Ben daha önce hiç görmediğim birini sevgilim olarak gördüm. Bunu tecrübe eden biri oldu mu?
Ya bi kızla tanıştım bir arkadaş vasıtasıyla. Fotoğraflarıma bakmış filan görüşelim tanışalım demiş. Ama ben ne konuşacağım bu kızla. Yani meraba naber nasılsın eee ? kız şehir dışında bir de şu an. Bunun bir püf noktası filan var mı ?
Daha 2. gün. Üstünde ne var filan mı sorcam.
Off hiç beceremiyorum bu işleri. Ama beni tanısa severdi :(
Daha 2. gün. Üstünde ne var filan mı sorcam.
Off hiç beceremiyorum bu işleri. Ama beni tanısa severdi :(
arkadaşlar hakaret etmeden yorumlarınızı bekliyorum.
ben sanırım hayatımdaki herkesi bir şekilde aldatıyorum. kimseyi ciddiye alamıyorum. 3-4 kişiyle aynı anda flört ediyorum içimi de ama o da zaten böyle yapıyordur diyerek rahatlatıyorum. hayatım boyunca sadece 2 kişiye sadık oldum onun haricinde hep ufak şeylerden şüphelenip aldattım. aldattım dediğim de başkalarıyla flörtleştim falan. ama karşımdakinin en ufak bişeyini yakalasam kıyameti koparırım. o kızı neden ekledin ? fotoğraflarını neden beğendin ? vs vs kafasını yerim. sonra aman ben de neler yapıyorum diyip sakinleşip ilişkime devam ediyorum. böyle olmaktan mutlu değilim ama düzelemiyorum da. çünkü insanlara güvenmiyorum ve içimde bitmeyen bir kin var. herkes herkesi aldatıyormuş gibi geliyor. bu bilgiler ışığında ben ruh hastası olabilir miyim ? beni bir yorumlar mısınız ? yoksa doğru kişiyi bulunca bunların hepsi geçecek mi ?
ben sanırım hayatımdaki herkesi bir şekilde aldatıyorum. kimseyi ciddiye alamıyorum. 3-4 kişiyle aynı anda flört ediyorum içimi de ama o da zaten böyle yapıyordur diyerek rahatlatıyorum. hayatım boyunca sadece 2 kişiye sadık oldum onun haricinde hep ufak şeylerden şüphelenip aldattım. aldattım dediğim de başkalarıyla flörtleştim falan. ama karşımdakinin en ufak bişeyini yakalasam kıyameti koparırım. o kızı neden ekledin ? fotoğraflarını neden beğendin ? vs vs kafasını yerim. sonra aman ben de neler yapıyorum diyip sakinleşip ilişkime devam ediyorum. böyle olmaktan mutlu değilim ama düzelemiyorum da. çünkü insanlara güvenmiyorum ve içimde bitmeyen bir kin var. herkes herkesi aldatıyormuş gibi geliyor. bu bilgiler ışığında ben ruh hastası olabilir miyim ? beni bir yorumlar mısınız ? yoksa doğru kişiyi bulunca bunların hepsi geçecek mi ?
Değiştirmek için de hiçbir şey yapmıyorum. Var mı böyle olanlar merak ettim? Nabıyonuz genel olarak?
diyelim çok iyi anlaştığınız biri var. sanalda tanıştınız. sohbet aldı başını yürüdü. böyle uzaktan bir arzu duyuyorsunuz ama endişeleriniz de var, ya yanyana gelince ten uyumu olmazsa diye. napmalı peki bu durumda? içip de mi sevişmeli yoksa ne gibi taktik olmalı?
taraflar birbiriyle karşılaştıkları için, birbirlerini tanıma şansları buldukları için çok mutlular.
taraflar birbiriyle karşılaştıkları için, birbirlerini tanıma şansları buldukları için çok mutlular.
1 yıllık ilişki. 23 yaşında erkeğim ve bu sene mühendislikten mezun oldum. 22 yaşında sevgilim var ve son sınıf PDR öğrencisi. Kişisel olarak hiçbir sorun yok. Sevgi, saygı, iyi zaman geçirme, gezme tozma, fikirsel ve fiziksel uyum, ev işleri dahil gayet iyi anlaşıyoruz, seviyoruz ve eğleniyoruz. Birbirimize çok yakıştığımızı düşünüyoruz. Anlayacağınız işler tıkırında.
Fakat 1 yılın bitmesiyle işin biraz ciddiye bindiğini düşünüyorum. Kızın ailesi yüzünden ayrılmak istiyorum. Ailesi Düzce'de köyde yaşıyor. Annesi terk edip gitmiş. Babası para kazanmak için saçma işlere girişmiş saf bir adam. Borç yüzünden yaklaşık 1 sene hapis yatıyor. Maaşına ipotek konmuş durumda. Uzun yıllar bunu ödeyecek. Hala saçma işler peşinde koşan, kızının harçlığını isteyecek kadar düşmüş, umursamaz bir herif. Dedesi ve babaannesi iyi insanlar ve onların sayesinde ablası, kendisi ve kardeşi okuyor. Bulundukları köy ve Düzce salakça bir yer. Komşuları silahla babasını tehdit etmiş v.b. korkutucu olaylar yaşanmış yakın zamanda. Akrabaları muhafazakar.
Ben doğma büyüme İstanbul'dayım. Annesinin terk ettiğini, Düzce'li ve göçmen oldukları detaylarını anneme söyledim. Bir süre sonra onlar bize gelmez gibi söylemlerle kızdan ayrılmamı söyledi. Hapis olayını duysa kafayı yer. Ama kız arkadaşım gayet modern, mesleğinden tut, kişilik özellikleriyle, fikirleriyle tam bir uyum içerisindeyiz. Ailesinin garip olduğunu kabul ediyor. Fakat bu bir gerçeklik.
Biraz uzattım kabul ediyorum. Sonuç olarak sorun şu: Ailesi beni kaygılandırıyor. İleride böyle bir aile ile iletişimde olmak istemiyorum. Ama içimde derin bir acı var. Kız sevgi görmemiş ve sevilmeyi çok hak eden iyi bir insan. Çok üzgünüm. Çok seviyoruz ve sevgimiz karşılıklı. Onu birden bırakmak istemiyorum. Ama ne kadar erken biterse o kadar iyi. Bu yaptığım kötülük gibi geliyor. Kötü bir insanmışım hissi uyandırıyor bende. Yorumlarınızı merak ediyorum. Her türlü sert eleştiriye açığım. Hiç sorun değil.
Fakat 1 yılın bitmesiyle işin biraz ciddiye bindiğini düşünüyorum. Kızın ailesi yüzünden ayrılmak istiyorum. Ailesi Düzce'de köyde yaşıyor. Annesi terk edip gitmiş. Babası para kazanmak için saçma işlere girişmiş saf bir adam. Borç yüzünden yaklaşık 1 sene hapis yatıyor. Maaşına ipotek konmuş durumda. Uzun yıllar bunu ödeyecek. Hala saçma işler peşinde koşan, kızının harçlığını isteyecek kadar düşmüş, umursamaz bir herif. Dedesi ve babaannesi iyi insanlar ve onların sayesinde ablası, kendisi ve kardeşi okuyor. Bulundukları köy ve Düzce salakça bir yer. Komşuları silahla babasını tehdit etmiş v.b. korkutucu olaylar yaşanmış yakın zamanda. Akrabaları muhafazakar.
Ben doğma büyüme İstanbul'dayım. Annesinin terk ettiğini, Düzce'li ve göçmen oldukları detaylarını anneme söyledim. Bir süre sonra onlar bize gelmez gibi söylemlerle kızdan ayrılmamı söyledi. Hapis olayını duysa kafayı yer. Ama kız arkadaşım gayet modern, mesleğinden tut, kişilik özellikleriyle, fikirleriyle tam bir uyum içerisindeyiz. Ailesinin garip olduğunu kabul ediyor. Fakat bu bir gerçeklik.
Biraz uzattım kabul ediyorum. Sonuç olarak sorun şu: Ailesi beni kaygılandırıyor. İleride böyle bir aile ile iletişimde olmak istemiyorum. Ama içimde derin bir acı var. Kız sevgi görmemiş ve sevilmeyi çok hak eden iyi bir insan. Çok üzgünüm. Çok seviyoruz ve sevgimiz karşılıklı. Onu birden bırakmak istemiyorum. Ama ne kadar erken biterse o kadar iyi. Bu yaptığım kötülük gibi geliyor. Kötü bir insanmışım hissi uyandırıyor bende. Yorumlarınızı merak ediyorum. Her türlü sert eleştiriye açığım. Hiç sorun değil.
Evlilik ile sevgililik arasındaki farklar neler? Uzun süredir birlikte olanlar için evlendikten sonra "dünün aynısı" durumu oluyor mu?