[]

dış dünyadan en fazla ne kadar süre izole kaldınız?

izole kalmaktan kastım ailenizle ya da tek başınıza yaşadığınız evden neredeyse hiç çıkmadan, telefon aracılığıyla bile neredeyse kimseyle iletişim kurmadan en fazla kaç gün/ay/yıl geçirdiniz? o dönem ne tür sebepler bu izolasyonu ortaya çıkarmıştı? kendinizi nasıl hissediyordunuz? izolasyon sona erdiğinde ve tekrar insanlarla, dışarıyla bağ kurmaya başladığınızda zorlandınız mı?

bir süredir böyle bir dönemden geçiyorum, şimdilik bunun önüne geçmem mümkün gözükmüyor ama bir yandan da dış dünya algımın ciddi anlamda bozulmuş olabileceğiyle ilgili bir gözlemim var. bir de böyle bir dönemden geçmek sosyal becerilerimi iyice köreltmiş gibi hissediyorum ve bu da canımı sıkılıyor. benzer dönemlerden geçenlerin düşüncelerini merak ediyorum o nedenle.


 
yaklaşık 4 ay.

neredeyse her yaz benim durumum böyle aslında. internetten çalışıyorum ve iş sürecinde kimseyle muhatap olmam gerekmiyor. anamın yanında yaşıyorum o süreçte genelde. ev içerisinde kendisine destek oluyorum ama nadiren markete gitmek dışında sosyal aktivitem olmuyor çünkü anamın yaşadığı yerde kimseyi tanımıyorum, yapacak bir şeyim de olmuyor açıkçası.

bu tür süreçlerin insanı mental olarak etkilemesi normal. ben de bu dönemlerden sonra tekrar insan içine çıktığımda bir süre maymun gibi hissediyorum ama gerçekten bir mental problem yoksa filan bence çok kafaya takılacak şey değil. ha şu var, yaklaşık dört ay evden çıkmamak insanın vücuduna da kafasına da zararlı. uzun vadede olumsuz sonuçları olur muhtemelen. ama ne yalan söyliyim böyle bi imkanım, rahatlığım da varken kafama göre uyuyup uyanmak, ekmek elden su gölden yaşamak hoşuma gidiyor benim. rahatsız değilim. bi noktada her türlü insan içine çıkıyorsun zaten yine.

ha yok benim anam babam zengin, evden asla çıkmadan da yaşarım, işim gücüm yok, arkadaşım da yok diyorsan o sıkıntı. ama nasıl çözülür, bilmiyorum. öyle bir girdaba düşsem ben çıkamazdım.
  • mark greg sputnik  (30.03.24 22:10:14) 
Üniversite sınavına çalıştığım bir yıldı. Bilgisayarı açmamıştım aylarca. Android yoktu. Instagram yoktu ya da bugünkü durumuyla yoktu. Şimdiki aklım olsa kesinlikle yapmazdım. Akıl sağlığımı bozmuştu. Şimdiki aklım olsa lisans okumazdım. O ayrı bir konu.


  • dissendium  (30.03.24 22:10:17) 
ne kadar sürdü bilmiyorum ama çok uzun sürdü. sadece hastaneye gitmek için çıkmak zorunda kalıyordum. çıktığımda bacaklarım titriyordu, o denli yabancılaştım dışarıdaki dünyaya. babamı kaybettim, sonrası majör depresyon ve tedavi...
1.5-2 yıl sonrasında hastanede terapi programına alındım; grup terapisi ve bireysel terapi alıyorduk. orada da ilk haftalarda konuşmakta zorlandım, alışmakta çok çok zorlandım. fakat zamanla oraya giderek oluşan rutin ve arkadaşların destekleri sayesinde dünyaya da yeniden alışmaya çalıştım.
zorunluluktan mı şu an "önüne geçmeniz mümkün görünmüyor" yoksa isteksizlikten mi? ya da başka bir sebepten mi? benim kadar ağır yaşayanını görmediğim için (şimdilik) haddim olmayarak öneri vermek istiyorum, mutlaka her gün yürüyüşe çıkın. mutlaka haftada bir etkinliğe katılın. mutlaka fırsat varsa terapi alın. mutlaka telefonda da olsa konuştuğunuz birileri olsun. benim kardeşlerim vardı, yakın komşum vardı.
isteksizliğim tamamen geçmedi. program da bittiği için gene ev kuşuyum ama bir dört yıl önceki kadar kötü değilim. o zamanlar aynada gördüğüm bakışlarım bile korkutucu gelirdi bana şimdi daha iyiyim. işlevselliğim de arttı.
özetle izole olmanızın esas sebebi ne anlayıp ona göre çözüm üretmelisiniz.
karışık olduysa kusurumabakmayın. konuşmak isterseniz yazabilirsiniz bana.
  • suyin  (30.03.24 23:19:08) 
[]

"bunlar gerçek hayatta ne işime yarayacak"ın ingilizcesi

ingilizcede tam olarak buna karşılık gelen bir deyiş var mıdır? eğer yoksa bunu en anlaşılır biçimde ingilizceye nasıl çevirirdiniz?




 
How is this going to be of any use in real life?


  • hold the door  (08.09.23 14:43:44) 
Aradığınız çeviri şu videonun başlığı

www.youtube.com
  • akhenaten  (08.09.23 14:46:07) 
[]

iki isimden ilkini kısaltarak kullanmak

sosyal medyada, cvde veya yazılı herhangi bir ortamda ilk ismin sadece ilk harfinin yazılması sizde herhangi bir izlenim uyandırıyor mu? (ismi "nuriye nehir yılmaz" olan birisi bunu "n. nehir yılmaz" olarak kullanıyor diyelim ki) görünüş itibariyle nasıl bulursunuz bu kullanımı; hoşunuza mı gider, yoksa o ilk ismi de uzun yazmasının ya da hiç yazmamasının daha iyi olacağını mı düşünürsünüz?




 
hoşuma gider


  • mezzosprite  (07.05.23 10:35:01) 
ben ilk ismimi hiç yazmıyorum, kısaltma olarak da kullanmıyorum. gereksiz kalabalık. resmi bi durum yoksa kısaltma olarak kullanılması (eğer çok çok yaygın bir ismi soyismi yoksa) anlamsız duruyor.


  • deartheodosia  (07.05.23 10:38:49) 
Valla hiçbir şey düşünmem.


  • Amaranta ursula  (07.05.23 10:52:21) 
trde genelde n. nehir yilmaz oluyo amerika avrupada nuriye n. yilmaz.
o yüzden bisi düsünmem

  • sonsuz  (07.05.23 12:06:31) 
valla daha once hic dusunmemistim bunu ama sanirim o tek harf kisaltmalar gozume hos gelmiyor. imzada ok de facebookta gerek yok bence


  • supergirl  (07.05.23 13:45:27) 
Benim birader ikinci ismini kısaltarak kullanıyor bence göze o şekilde daha güzel geliyor ama o ikinci ismi kötü olduğu için o şekilde kullanıyor, ilk ismi o olsaydı o zaman da ilk ismini kısaltırdı.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (07.05.23 14:01:28) 
[]

memlekete/aile yanına geri dönmek

bundan 6 yıl önce üniversiteye başlamak üzere o zamana kadar yaşadığım küçük şehirden ayrılıp büyük bir şehre taşındım. geçtiğimiz yaz ise ekonomik zorluklar, iyi bir iş bulamamak gibi sıkıntıların ve kendi alanımdan memnun olmayıp başka bir alanda ilerlemek üzere çabalamak gibi bir isteğin sonucunda geçici olacağını düşünerek ailemin yanına geri döndüm. bir süredir burada okuduğum bölümle ilgili bir iş yapıp artan vakitlerde başka bir alanı öğrenmeye çalışıyorum ama zaman zaman buraya geri dönmüş olmanın beni çok mutsuz ettiğini fark ediyorum. bunda şehirle ve ailemle ilgili olumsuz deneyimlerimden çok eve geri dönmenin bir başarısızlık olabileceğiyle veya insanlar tarafından böyle algılanabileceğiyle ilgili varsayımlarımın etkili olduğunu düşünüyorum. türkiye'nin mevcut durumunu düşününce de bu şehirden ayrılabilecek bağımsızlığı hiçbir zaman elde edemeyecekmişim gibi hissetmekten kendimi alıkoyamıyorum. çevremde benzer deneyimler yaşayan pek kimse yok, o yüzden buralarda ailesinden bir süre ayrı yaşayıp sonradan geri dönenler varsa ve düşüncelerini-deneyimlerini paylaşabilirlerse mutlu olurum. benzer bir deneyim yaşamayan kişilere de şunu sormak istiyorum: sizce bu bir başarısızlık mıdır?




 
Bence bu sorunun 5 yıl önceki cevabıyla şu anki cevabı aynı değil.

Mevcut ekonomik şartların ağırlığı, hayat pahalılığı, fahiş kiralar vb. nedenlerle şu an bir kişinin tek yaşayıp “ortalama” bir hayat sürmesinin bedeli bile neredeyse minimum 12 bin civarı. Büyük şehirlerde durum daha da ağır.

Bu durumda her şeyden önce kişinin kendisine “sürecin geçiciliğini” sık sık hatırlatması ve soğukkanlılığını koruyarak enerjisini ve dikkatini kişisel gelişimine yöneltmesi gerekir.
  • duchess jessamine  (27.02.23 16:39:47) 
tek yaşamak imkansız artık. Kardeş, eş veya aile ile yaşamak benim çevremde çok normal.

İşini gelirini artırmaya çalış. Eğer başarısızlık olarak düşünüyorsan, son yıllarda büyük çoğunluk başarısız çünkü ortalama insanın maaşı asgari ücrete yakınsadı. Eskiden 2x 3x asgari ücret alan meslekler artık alamayabiliyor. Topluca fakirleştik.

Aile yanında kalmak aslında maddi açıdan çok avantajlı. Maaşını biraz artırıp kredi ile herhangi bir araba ev bişeye girebiliyorsan kesinlikle gir. Ben ailemle yaşadığım zaman neden kendimi zorlayıp araba almadım diye düşünüp duruyorum. (şimdi alamam çünkü:D)

İşin psikolojik yanını bilmiyorum hani ailen baskıcı mı nasıl, veya sevgililik durumlarında bu durum biraz sıkıntı tabii. Ama Türkiye'de yaşıyoruz buna göre şekillenmek durumunda kalıyoruz ne yapalım. Şu an bu durumdan maksimum faydayı sağla. (+ aileni seviyorsan onlarla iyi vakit geçir. İleride farklı şehirde olunca ve/veya evlenince onları yılda 15-20 gün görebileceğini düşününce, insanın içi bir garip oluyor)
  • nhk ni youkosu  (27.02.23 16:54:50 ~ 16:56:36) 
aynı bu şekilde yaşayan bir sürü insan var tanıdığım. çoğu da kafaya takmıyor. büyük şehirde sürüneceğine, bildiğin yerde iyi bir hayat yaşamak daha mantıklı kesinlikle.

editle ekleyeyim, dünya çapında en gelişmiş ülkelerde bile aileyle yaşayan genç oranı inanılmaz artmış son yıllarda global kriz yüzünden mesela www.pewresearch.org bunların hepsi mi başarısız yani. yanlış bakış açısı.
  • roket adam  (27.02.23 16:55:57 ~ 17:23:17) 
çocuğunu daha iyi bir okula gönderebilmek için kayınvalidesinin evine taşınan tanıdığım var. birlikte yaşamaya karar verdiler. dolayısıyla bu sorunun cevabı 5 yıl önceyle aynı değil +1
bence bugün yaşadğınız başarısızlık değil. mevcut ekonomik koşullar gerçekten çok ağır.

  • benaslinda  (27.02.23 17:18:05) 
işim gücüm var paramı kazanıyorum. uzaktan çalışmak üzere ailemin evine gideceğim bu yıl.

ekonomi harbiden bok gibi. çok az insan rahat yaşayabiliyor. nereden ne kısarız ona bakıp para biriktirmek lazım çünkü kötü günler geride kaldı. bizi daha kötü günler bekliyor.
  • alperz  (27.02.23 17:31:03) 
Bizim ne dusundugumuzun hicbir onemi yok, tek pusulaniz kendiniz ve kendi degerleriniz olsum, toplumun dayattiklari degil.
Herkesin yasami ve zamanlamasi bambaska. Kaldi ki, siz aslinda bunu basarisizlik olma nedeninizin bile kendiniz degil, toplumun genel gorusunden dolayi oldugunu yazmissiniz zaten. Bu yasadiginiz sadece bir durum, iyi ya da kotu olup olmadigini tamamen ona atfettginiz deger belirliyor. Guzel bir firsat var onumuzde, ne sanslisiniz ki baska bir alana yoneldiginiz ve kendinize yatirim yaptiginiz su donemde kira odemeden kalabildiginiz bir siginak var. Ilerde toparlaninca nasil bir yasam istediginizi ogrendiginiz bir firsat. Bu kadar. Baskalariyla karsilastirmadan, dramatize etmeden bu donemi sadece 'bu kadar' olarak gecirin.

  • kassiopeia  (27.02.23 18:29:05) 
bence başarısız olduğunuz hiçbir şey yok, fazla düşünüyorsunuz üzerinde belli ki hassas birisisiniz. hepimizin hayatında başarısızlıklar ve başarılar var, kimse yukarı tırmanan düz çizgide ilerlemiyor.


  • deartheodosia  (27.02.23 18:56:32) 
Soru için teşekkür ederim
Çünkü ben de kendimi başarısız beceriksiz işe yaramaz aptal hissediyordum
Hele de başaranları görünce.
Ama senin soruna cevap verirken, yahu dedim,soru sahibinin suçu yok. Başarısız olan biri varsa o asla soru sahibi değil
Ben de değilim
Mezun olduğumuz bölümlerde işsizlik varsa bu bizim başarısızlığımız değil
Bilmem kimin oğlu kızı bi şekilde başarmışsa bu bir istisna. Binlerce daha nitelikli genç aynı zorlukların içinde ve bu onların başarısızlığı değil
  • photo85  (27.02.23 20:57:08) 
Meşhur bir söz vardır: Extraordinary times brings extraordinary measures.

Olağandışı zamanlar, olağandışı ölçüler getirir. Şu anda olağandışı aylar/yıllar yaşıyoruz.. Üstelik dünya genelinde. Olağandışı eylemler yaparak işin içinden çıkabilirsiniz.

Durumun gerektirdiği neyse yapın, başkasının ne dediği önemli değil.

Dünya allak bullak durumda, Türkiye de nasibini misliyle aldı. Herkes benzer sıkıntıları yaşıyor.

Başarızlık diye düşünmeniz anlamsız. Bunlar da geçecek. Yeter ki kendinize inanın.

Telkin amaçlı yazmıyorum. Yaşamaya devam, kafayı bozmadan, keyifle, ve umarım sağlıkla :)
  • alfired  (28.02.23 02:09:54) 
ben çok uzun süredir işsizim. bir süredir de ailemle yaşıyorum. şimdi ben bu saatte ne yazsam olmaz sen en iyisi şunu kapsul.com.tr oku ve şunu www.youtube.com izle


  • wop  (01.03.23 02:57:18) 
[]

psikoterapistlere ve terapi alanlara bir soru

ekonomik sıkıntıların psikoterapiye erişimi ne yönde etkilediğini merak ediyorum. aramızda psikoterapist olanlar varsa, danışan sayınızda son yıllarda/aylarda nasıl bir değişim gözlemliyorsunuz? benzer şekilde terapi alan ya da geçmişte almış olan kişilere de şunu sormak istiyorum: seans ücretleri terapiye devam etmenizi zorlaştırdı mı, bunun için terapiyi bıraktığınız oldu mu?




 
bi arkadaşım parası oldukça terapiye gidiyor, parası olmadığında ara veriyor


  • freebird5406_2  (25.11.22 00:50:23) 
Psikiyatrik tedavi gören her kişi psikoterapi almalıdır ama ücret yüksekliği benim hiçbir zaman ilaçla eşzamanlı olarak terapi alamamama sebep olmuştur. Bıraktığım da çok oldu, başlayamadığım da.


  • muhayyer divan  (25.11.22 01:52:51) 
Bilmiyorum ama bana son yillar aylarda artti gibi geliyor. cunku terapinin ise yararliligi tartisiliyorken "herkesin" terapi almasi getektigine inanilan bi yere geldik. terapistler de artti, online siteler vs derken ulasim kolayligi da ustune.

son soruya cevap evet parasizliktan ara verilebilir.
  • ala09  (25.11.22 07:14:32) 
Son yıllarda aslında psikoterapiste olan ihtiyaç ve farkındalık arttı. Bununla beraber ücretli / düşük ücretli sistemler de fazlalaştı. Maalesef hala psikoterapinin "lüks" olduğuna inanan bir çoğunluk mevcut oysa belediyeler / stklar / halk sağlığı merkezleri / devlet hastaneleri / üniversitelerde ve bazı özel çalışıp kontenjan ayıran psikoterapistlerde ücretsiz - uygun ücretli psikoterapi hizmeti var.


  • charbiel  (25.11.22 10:05:25) 
[]

çocuk sahibi olmayı düşünmeyenler

birkaç soru sormak istiyorum sizlere. öncelikle kaç yaşındasınız? çocuk sahibi olmak istemediğinize ne zaman ve nasıl karar verdiniz? hiç bu kararınız için pişmanlık duyduğunuz oldu mu? çevrenizde hiç belirli bir yaşın üzerinde olan ve bu kararı için pişmanlık duyan bir tanıdığınız var mı?

çocuk sahibi olmayı düşünenler veya olanlar için de şöyle bir sorum var: hiç bu kararınızı sorguladığınız anlar yaşıyor musunuz?

şu an yirmili yaşlarımdayım ve şimdiye kadar hiç çocuk sahibi olmaya yönelik bir istek duymadım. bir yandan çocukları çok seviyorum, kendimi bildim bileli çocuklarla iyi anlaşıyorum ama kendimi bir ebeveyn olarak hayal edemiyorum. geleceğe dair planlarımı çocuk sahibi olmadığım bir senaryo üzerinden kurguladığım için de kendi adıma şunları merak ediyorum: sizce bu yaştan sonra fikirlerim değişir mi, değişmezse de 50'li yaşlarıma geldiğimde bunun için pişmanlık duyar mıyım acaba?

 
41 yaşındayım, çocuklara aşık olan biri olarak hayatımın hiçbir döneminde çocuk sahibi olmayı düşünmedim, tam olarak öyle bir karar verdiğim söylenemez ancak hiçbir zaman çocuğum olsa düşüncesine sahip olmadım, biyolojik saatim de hiç bu yönde çalışmadı diyebilirim.

ablamın çocuğu olduğunda kararımın kendim için daha da doğru olduğunu fark ettim. yeğenime tapıyorum, arkadaş gibiyiz onunla. benden çok iyi bir teyze oldu ancak anne olmazdı.

çocuk yapmadığım için hiç pişmanlık yaşamadım, çevremde evlenen ama asla çocuk istemeyen bir iki tane kadın arkadaşım var onlar da pişmanlık duymadı hatta hepimiz iyi ki çocuk istememişiz diyoruz.

yaşadığım tek sorun 30lu yaşlarda çok fazla olmasa da ailemin biraz beklentisi olması oldu. onlar da artık bana hak veriyor.
  • hypathia  (11.10.22 15:42:51) 
27 yaşındayım. Sınıf öğretmeniyim. Öğrencilerimin her birini çok seviyorum. Tatildeyken özlüyorum. Ama hiçbir zaman çocuk sahibi olmayı düşünmedim, düşünmüyorum, düşünmeyeceğim de. Yanlış da anlaşılmasın tahammülsüz bir insan değilim, hiçbir çocuğun kalbini kırmamışımdır.

Geçen gün yeğenime birkaç saat bakmam gerekti. Çok uslu akıllı bir kız. Güzel güzel yemeğini yedirdim, beni hiç üzmedi. Ama antrenman zamanımdan çaldı. Dinlenme zamanımdan çaldı. Özünde kendine düşkün bir insanım. Çok sevsem de, bile isteye ömür boyu kendimi prangalayamam. Ben evine çiçek almayan insanım sağa sola gidersem kurur kalır diye.

Üstelik yapılan araştırmalarda yaşlılıkta en mutlu insanların hiç çocuğu olmayan insanlar oldukları saptanmış. Çünkü bu insanlar hayatlarını birine adamamış ve kendi hayatlarından çalmamışlar. Çocuklu insanlar ise gençliklerini adadıklarıyla, yaşlılıklarını ise boşa çıkan beklentileriyle harcamışlar.
  • ruhen hastayim ben  (11.10.22 16:01:45) 
38 yaşında, yeni evli erkeğim. çocuk sahibi olmayı hep istedim. şimdi de istiyorum. çok iyi bir ebeveyn olurum. kararımı hiç sorgulamadım.

kadınlarda hormonal olarak bebeğe karşı karşılıksız duygular gelişiyor (normalde) ama erkeğin işi biraz zor.

şahsi fikrim, pişmanlık duyarsın. kızacaklar olacaktır ama kadınlar için en iyisi evlenip çocuk yapıp adamı boşamak oluyor :) yaşlanınca başında sürekli dırdır eden adam yerine zaman zaman ziyarete gelen, güzel zaman geçirdiğin karşılıksız sevdiğin evladın oluyor. arada sevgili de yaparsın. başını da dinlersin. ooh mis.
  • gabe h coud  (11.10.22 16:07:18 ~ 16:11:20) 
38'den bildiriyorum, pişman değilim. Çocuk sahibi olmak istemediğime karar vermedim, yani vejetaryen olmaya karar verir gibi bilinçli bir şey değil. Bu konuda bir soruya daha aynı şeyi yazmıştım, çocukken bile çocuklarla iyi anlaşamazdım. Çocuk büyütecek, eğitecek, iyi insan olması için çabalayacak, 2-3 sene uykusuz kalacak sabrım, enerjim, isteğim yok. Birkaç yıla kadar akrabaların "eee, çocuk ne zaman?" sorusu da biterse hiç derdim kalmayacak.

60'larında ve kendi tercihiyle çocuk yapmayan bir tanıdığım (kadın) "hep pişman olursun dediler, şimdi çocuklu arkadaşlarım pişman ama benim hiç pişmanlığım yok" demişti, beni en rahatlatan sohbetlerden biriydi :)

Üç subreddit önereceğim, her bakış açısından ilginç fikirler bulabilirsiniz
www.reddit.com çocuk istemeyen ve çocuksuz yaşayanlar
www.reddit.com çocuk yapmak konusunda kararsız olanlar
www.reddit.com çocuklu insanların genel çocuk yetiştirme forumu (3 deyip 4 önermişim, bu bonus)
www.reddit.com çocuk yapıp pişman olanlar
  • kobuzchu kiz  (11.10.22 16:09:42 ~ 18:43:56) 
Ya bu zaten bir karar degil. Daha 20lerindesin. Çocuk yapma kararı istersen verirsin ama çocuk yapmama kararı anca 35 de falan alınır. Çünkü 35 den sonra artık ihtimal azalıp riskler gözle görülür olmaya başlayacak. İsteyip istemediğini düşünmen gereken zamanlar.

Ama 20lerinde bunu hiç düşünmene gerek yok. Ben 30dayım şuan. 35 e kadar yolu var diyorum. Sonra karar veririm.
  • zimbirik  (11.10.22 16:14:36) 
Ek:
www.bbc.com
Şu da güzel bir söyleşi. Orada konuşan kadınlardan birini tanıyorum, o da altı yıl sonra hâlâ çocuksuz ve halinden memnun.
  • kobuzchu kiz  (11.10.22 16:16:47) 
  • zalbarath  (11.10.22 16:23:04) 
29'dan bildiriyorum. Kendimi bildim bileli çocuk sahibi olmak istemedim, bu düşüncem hiç değişmedi. Bana çok uzak geliyor bu düşünce. Ayrıca çocuklara da düşkün değilim maalesef. İleride pişman olur muyum bilmiyorum hissiyatım olmayacağım yönünde, şu an acabam bile yok. Net bir şekilde çocuk istemeyen kendim hariç kimseyle karşılaşmadım çevremde.


  • huzurlarinizda huzursuzluk  (11.10.22 17:06:46) 
28 yaşındayım. hayatımın büyük bölümünü klasik evlen-çocuk sahibi ol hayaliyle geçirmiştim. son 2-3 yıldır fikrim tamamen değişti.

kendime bile yetemiyorum, param yok, en az 20 sene bir insanı yetiştirmek için motivasyonum hiç yok. zaten eşim veya sevgilim de yok, olsa bile kimsenin bir yıldan fazla tahammül edeceğini sanmıyorum.

çocuk sahibi olursam korku ve kaygıdan hem onu berbat yetiştiririm hem kendim deliririm muhtemelen.

çocukları çok seviyorum. hatta filtresiz kafalarından dolayı ciddi ciddi oturup sohbet etmekten büyük keyif alıyorum. senin yıllarca düşünsen akıl edemeyeceğin şeyler söyleyebiliyorlar. ne bileyim bir çocuğa basit bir numara öğretmek bile büyüleyici bir şey, belki 30 sene sonra diplomat olacak bir insan yavrusunun aklında yepyeni bir kapı aralamış oluyorsun. o açıdan çocukları mucizevi buluyorum, süper sevimli bıcırık şeyler.

ama ben 30 yaşına yaklaşmışken önünü göremeyen birisi olarak onun sorumluluğuna girmem. giremem. her şeyin iyi olacağı garanti edilse bile istemem sanırım. 7/24 sürekli enerji lazım çocuğa. niye ki?
  • der meister  (11.10.22 17:12:52) 
29 yaşındayım. Sadece bir çocuk istiyorum. Ekonomik olarak çok zor olduğunu fark edince bunu düşündüm. Çocuk bence yaydan çıkan ok gibi. Herkes başlarda çocuğun bezini düşünüyor da bu insan hep bebek kalmıyor ki. Bunun lisesi var, üniversitesi var. Düşün, askerlik yaparken kocaman insanken bile ailen para gönderiyor. Bebekleri, çocukları çok severim ama durum böyle.

Ben çocuğumla hafta sonu basketbol oynamak, ona bir sürü şey öğretmek istiyorum şimdi bile. İlgi açısından sorun yok.
  • dissendium  (11.10.22 17:55:36 ~ 17:59:48) 
29 key. kimseyi kendimden daha fazla önemsemek istemiyorum, o yüzden şu an çocuk düşünmüyorum. ilerde nolur bilmem.


  • summer timetable  (11.10.22 18:14:36) 
32e. 4 yaşından beri istemiyorum çocuk. sebebi tamamen sana muhtaç birinin sorumluluğunu almak istememek tabii. Hele tr’de. Tr olmasa da istemezdim de neyse.


  • the real brad pitt  (11.10.22 18:30:04) 
bu soru her yıl ortalama iki veya üç kez sorulur duyuruda ve ben de her seferinde cevaplarım:)

33 yaşında bekar bir erkeğim, 30 yaşından sonra net çocuk istemediğimi farkettim hatta bundan dolayı evlilik de pek düşünmüyorum, sebebine gelecek olursa çocuk büyütmek bence çok zor bir olay, kendinden ve zamanından büyük fedakarlıklar gerektiriyor ve ona en iyi şartları sunamama kaygısı da beni istememeye yöneltiyor, bunun yanında psikolojik danışman olarak uzun zaman çocuklarla çalıştım, dolayısıyla bu da beni istememeye yöneltti.
  • blue rebel motorcycle club  (11.10.22 19:56:15) 
en son lisede kızım olsun diye düşündüğümü hatırlıyorum. o da toplumsal ve çevresel sebeplerden dolayı bir zorunluluk gibi görmemdendi sanırım. fakat sonra düşüncelerim çok farklı noktalara evrildi. evlenmeyi de istemiyorum çocuk yapmayı da. kişiliğim müsade etmiyor, isteğim sıfır... 35 k. çocukları acayip severim ama.


  • anna sun  (11.10.22 22:30:17 ~ 22:30:51) 
29K
cocuk bana cok buyuk bir sorumluluk olarak geliyor ve hayatimda fazlasiyla sorumluluk alanim oldugunu dusunuyorum. hayati da hayata bir bir insan getirecek kadar yasamaya deger bulmuyorum.

  • tuborg yesili  (11.10.22 23:44:22) 
35k, 1.5 yaşında kızım var. Kariyerime ara verdim evde onunla ilgileniyorum. Döndüğüm zaman ortada bir kariyerim bile olmayabilir. Uykusuzum, çok yorgunum hatta bitiğim. Vücudum inanılmaz bozuldu. Ekonomik olarak kendimi geri plana attım, onun ihtitaçlarını fazlasıyla karşılamaya çalışıyorum, aslunda eşim de aynı. Şu saatte dahi (1.22) diş sıkıntısından dolayı 10 dk da bir uyandığı için ayaktayım.

Yaşadığım lohusa depresyonu zamanı haricinde, ki o zaman ne gerek vardı çocuğa dertsiz başıma dert aldım diye düşünüp böyle düşündüğüm için süçluluk hissiyle sürekli ağlıyordum, varlığından bir saniye bile pişman değilim. Ennee ennee diye sarılıp, ağzını açarak yanağıma dokundurması ( öpüyorum zannediyor) yeter. Gelecekte de ondan beklentim mutlu bir hayatı olması, yaşlılıkta filan da bana bakıp hayatını çürütmesi en en en son isteyeceğim şey olur.

20 li yaşlarda çocuk ister miyim diye bile düşünmeyecek kadar çocuk fikrine uzaktım. Bence çocuk isteğini biraz da hayatımızdaki insan belirliyor. Evlenme fikrim de hiç yoktu mesela karşıma eşim çıkana kadar. Evlilikte de evrilerek çocuk ister gale geldik. Eğer evli değilseniz, şu an çok da kafa yorulacak bir durumunuz yok bence.
  • physcos physcos  (12.10.22 01:32:42) 
yaş 31. çocuklarla da çalışan bir spor eğitmeniyim. kendimi bildim bileli çocuk istemem. çocukları severim, iyi anlaşırım vs. ama ebeveyn olmak hayatının yarısından fazlasını çocuk için yaşamak demek. ben hayatımı bir veya birkaç çocuğa adamak istemiyorum. hem maddi hem manevi aşırı bir yük gibi geliyor bana. hele ki zaten böyle sikik bir dünyaya çocuk getirmek... ne bileyim.


  • motosiklet burclu adam  (12.10.22 02:00:22) 
38 yasindayim. Cocuklugumdan beri hicbir zaman cocuk sahibi olmayi istemedim. Bir donem biraz dusundum, ama istemedigim gercegi cok net oldugu icin ustunde cok durmadim. Bebekleri cok seviyorum, cocuklarla pek iletisim kuramiyorum. Surekli enerjileri, oradan oraya kosturmalari, hep konusmalari, ilgi beklemeleri, hayatimin her kararini onlari dusunerek verme fikri, yillarca uykudan feragat etme, endiselenme, ve butun bunlara karsilik ne benim hayatta kalacagimin ne onlarin saglikli sekilde hayatta kalabileceklerinin garantisi olmamasi inanilmaz korkutucu geliyor. Ayrica hamile kalmak istemiyorum.

(Ogretmenim, genc insanlarla cok zaman geciriyorum ve dunyaya bu sekilde hizmet ettigimi dusunuyorum. Bir de cocuk yetistirmeme gerek yok bence.)

Bu konuda cok kitap, makale vs var. Onlari okuyup baska insanlarin fikirlerini ve nedenlerini duyarak dusuncelerinizi biraz daha sabitleyebilirsiniz belki.
  • sopiro  (12.10.22 04:32:19 ~ 04:35:12) 
[]

yabancı firmaya uzaktan çalışmak, mülakat korkusu vs.

bir süre önce yurt dışındaki ufak bir kurumun (linkedin'de 20 civarı çalışan sayısı var) insan kaynakları asistanı ilanına başvurdum ve 4 gün sonrası için mülakat ayarladılar. benim hiç yabancılarla mülakat yapma ya da yurt dışındaki bir yere uzaktan çalışma deneyimim yok, o nedenle birkaç nokta kafamı karıştırdı.

öncelikle ingilizce seviyem iyi, yani okuma/yazmada bir zorluk yaşamıyorum ama en son ne zaman ingilizce konuşmam gerekmişti hatırlayamıyorum bile. o nedenle mülakat beni fazlasıyla korkutuyor. 4 günde ne yapbilirim, yarım saatlik mülakatta çok zorlayıcı sorular gelme ihtimali var mıdır?

merak ettiğim diğer konu da uzaktan böyle ufak çaplı bir yer için çalışmanın ne kadar güvenli olduğu meselesi. yabancı bir kuruluşa remote çalışmakla ilgili prosedürleri bilmiyorum ama daha önce bu çalışma biçiminde vergi ödemenin karmaşıklığıyla ilgili birkaç yazıya denk gelmiştim. bu konuyu mülakat esnasında sormalı mıyım acaba? bir de başka önerileriniz, bu konuya yönelik deneyimleriniz varsa ve paylaşırsanız mutlu olurum.

 
Mulakata ciddi prova yaparak hazirlanmalisin. Youtube'da falan videolar var. Bu ise neden uygun oldugunu anlat ve diger tahmin edilebilir klasik mulakat sorularina bulbul gibi sakiman lazim. (ki ters sorularda takilirsan onu telafi etsin) 4 gunde calisarak repliklerini yazabilirsin. Ayna karsisinda prova, vs.

3. paragraftaki sorunun cevabini bilmiyourm.
  • hot potato  (22.09.22 23:47:05 ~ 23.09.22 00:02:14) 
1- prova +1, ayna karşısında pratik, kendini konuşurken kaydedip sonra izlemek vs. iyi olur. biraz gergin bi olay ama geliştirir seni.

2- mülakat esnasında sorma, teklif gelirse ondan sonra sorarsın. şahıs şirketi kurup fatura kesersin muhtemelen, o da çok karmaşık bişey değil.
  • plutongezegendegilmi  (23.09.22 06:43:57) 
bol bol prova. alanınla ilgili çıkabilecek mülakat sorularını yaz bir kağıda ver her biri için bir base oluştur kafanda.


  • axl  (23.09.22 07:57:32) 
En son ingilizce konuşmanı gerektiği dönem ingilizceniz ne kadar akıcıydı? Eğer o dönem kendinizi rahat hissediyorsanız şuan prova ile halledersiniz. Ama ingilizce konuşamayan bir insansanız, o zaman bende kendinize zaman verin bu konuda. Bir kaç ay üzerine düşün, sonra mülakat yapın.

Kendi cvnizi ingilizce anlatın ayna karşısında, bir de insan kaynaklarının sorduğu “iş hayatında en çok zorlandığın zaman” tarzında sorulara kendi kendinize çalışın.

Bir kaç denemeden sonra eğer kendinizi tatmin edecek kadar akıcı değilseniz o zaman mülakatı ertelemenizi öneririm.
  • zimbirik  (23.09.22 12:07:07) 
Mülakatta sorulabilecek sorulara dair hazırlık yapın öncesinde, cv'nizi kendinize ingilizce anlatın... Bazı jenerik cümleler kurun kafanızda. Gerisini bırakın, rahat olun, her firmayla ayrı konuşmalar yapacaksınız, mülakat da bir deneyim işi, kasmayın kendinizi.

Yabancı firmalar buradan eleman çalıştırabilmek ve vergilerini ödeyebilmek için buradaki aracı firmalarla anlaşıyorlar, sigortanız TR'deki firma üzerinden yatıyor ama hizmeti yurtdışına veriyorsunuz. Bunları zaten son aşamada kendileri anlatır, sormanıza gerek yok bence.

Bol şans!
  • anx  (23.09.22 13:35:47) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.