[]

linkedin hesabımı kapattım ama tamamen mi kapandı deaktive mi ettim?

close account kısmından, ilerle demeden önce “3 bağlantınızı kaybedeceksiniz” gibi bir uyarı çıkmıştı. sonra şifremi girdim ve kapandı ama internetten kayıtlarınızın silinmesi birkaç hafta olur yazdı.

hesabımı tamamen mi kapattım yoksa deaktif mi olmuş oldu?


 
[]

çekici bir kadın/erkekle tokalaştığınızda

bir amerikayı yeniden keşfetme sorusu olacak ama bir şeyler hissediyor musunuz? hissedilebilecek olması bana göre çok saçma ama insanların çoğu hissediyor-muş (etkilenme). sizde durumlar nasıl? insan biyolojisi gerçekten bu kadar basit mi ilerliyor? medenileşme konularını bir kenara bırakarak yanıtlarsanız? tokalaşma yani bu en basitinden. dini yasaklar çok mantıklı değil mi budurumda?




 
Hissetmiyorum


  • abuzer  (03.10.24 16:38:26) 
Hissetmiyorum.


  • rock n roll  (03.10.24 16:40:06) 
Sırf tokalaşmayla ilgili bişi değil bu bence, tipini beğendin diksiyonu beğendin giyimi beğendin, üstüne temas oldu kibarlık yaptı göz göze baktı falan filan; paket olarak etkilenilir.

Ten uyumu, dokununca elektrik alma da öyle bi tokalaşma ile anlaşılacak şeyler değil.

Hissedenler paket olarak beğenip, temas anına kadar yükselip, temas olduğunda bunun farkına varanlar olabilir. Yoksa her tokalaşma bi yükseliş olurdu, mümkün mü?
  • Bruce  (03.10.24 16:41:06) 
günde 100 kişi ile konuşan/el sıkışan bir pazarlamacı artık bir şey hissetmez bence kolay kolay.
onun dışında, genel için türkçemizde dahi bir tabir var "kız/erkek eli tutmamış" diye.
insan ne kadar sakınırsa o kadar hissedilir derim.
  • WithWorth  (03.10.24 16:41:44 ~ 16:42:35) 
Tokalaşma formal bir durum tıpkı selamlaşma gibi. Birisi sana selam verdiğinde nasıl etkilenmiyorsan tokalaşınca da etkilenmezsin.


  • Yourcousinmarvinberry  (03.10.24 16:42:55) 
Cinsel, duygusal bir şey hissetmiyorum ama ilk gördüğüm bir kişiyse izlenim zaten o bir kaç saniyede oluşuyor.


  • gabe h coud  (03.10.24 16:43:52) 
Ergenken ereksiyon oluyordum. Şuan bir şey yok


  • ferenc  (03.10.24 17:12:34) 
o anki duygusal boşlukla alakalı
hisssetme değil ama istemsiz gülüş oluyor öyle birini fark ettiğim zaman

  • bir soru sorcam  (03.10.24 17:32:10) 
Yasaklar tabii ki mantıklı değil.
Birinden hoşlandığınızda dünyanın en alakasız şeyi bile çekici gelebiliyor bırakın tokalaşmayı. Düz vatandaşla etkilenme falan olmuyor. Bu mantıkla metrobüsteki herkesin birbirine aşık olup evlenmesi falan lazım. Herhangi bir yere tutunmanıza gerek kalmayacak kadar çok sıkışmış ve bir sürü insanla temas galindeyken etkileniyor musunuz yoksa bu ne rezillik mi diyorsunuz?
Tokalaşmak da aynen böyle. Özellikle sevimsiz sevimsiz insanlarla iş yaparken elimin tersiyle yapıştırma hissinden başka bir şey hissetmiyorum.
Öyle yasaklarda mantık ararsak en son kadınların pazarda muz ya da salatalık alması yasaklanmıştı bir yere. Salatalığın turşusu da güzel olur bu arada. Turşu olarak kullanıp mantık kısmını başka yerlere harcayalım derim. Görebildiğim kadarıyla mantık stoğumuz baya az. Dikkatli kullanmak lazım.
  • mrvln  (03.10.24 22:44:50) 
birkac saatligine asik olma sonra azalarak bitme.

nasil kimse bir sey hissetmiyor olamazzzz please
  • sonsuz  (03.10.24 22:48:50) 
Hissetmiyorum +1

Bir şey söylemek için bana döndüğü anda göz göze gelince kalbime ritim atlatıp ne diyeceğimi unutturan kadınlar oldu ama tokalaştığım anda şafiler gibi kendimden geçtiğim kimse olmadı.
  • nawar  (04.10.24 00:32:04) 
sonsuz+1 genelde goz goze geldigim kisilere tutuluyorum cok. 2 saat ask, sonra bitiyo. el temasi ilk gorustekinden daha etkili degil bence


  • ala09  (04.10.24 12:50:24) 
İnsanlarla tokalaşmaktan hiç hoşlanmıyorum. Pandemi öncesinde de hoşlanmıyordum. Hemen ıslak mendil çıkarıp elimi siliyorum.
Ellerini doğru düzgün yıkamayan bir toplum bu.

Tokalaşmam gerektiğinde tokalaşıyorum. Kimseden etkilenmiyorum.
  • kalemdefter  (04.10.24 13:18:21) 
[]

4 yaş çocuk için akıllı saat

ebeveynini görüntülü arayabileceği böyle bir şey var mı?




 
çocuk saat sim keywordleri ile aratırsanız bir çok var, yalnız ucuzlarının bataryaları çok çabuk bitiyor anca 1 günü çıkartıyor buna dikkat ederek alın.
ama 4 yaş kullanabilir mi emin değilim ilk okul 3-4 için kullanıyordu arkadaşım.

  • eja  (02.10.24 13:17:50) 
kamerali akilli saat yazdim meraktan, smartberry diye bir sey cikti. cocuk saatiymis.


  • supergirl  (02.10.24 23:03:49) 
[]

bedouin’ler kimlerdir, nerelerde bulunurlar?

çölde yaşayan her araba bedouin mi deniliyor? bütün arap ülkelerinde var kendilerinden. “bedevi” yani. klan değiller mi? internette okudukça bunalmaya başladım. soylu olanlar da varmış ama standart, çölde yaşayan, geleneksel araplara bedevi mi diyoruz?




 
anlam olarak öyle. çölde yaşayan göçebe araplar için kullanılıyor. bizdeki yörüklük gibi, bir boya, soya bağlı değil, genel bir kavram.


  • dr doofenshmirtz  (01.10.24 17:16:24) 
Sorunuzu görünce biraz bakındım, reddit'teki arapların yazıklarına falan göz gezdirdim; anladığım kadarıyla bedevilik yaşayış biçimine verilen isimmiş. Yine de belli kabilelerinin özel olarak bu şekilde yaşama bağlı kaldıkları da söylenmiş hep. Bu da haliyle zaman içinde sabitleşen bir bedevi grubu oluşturuyor, ancak bu sistemi bir şey değil. Bölük pörçük çeşitli kabileler.

Belli bir etnisiteden de söz edilemiyor. Arap kültürünün yayıldığı yerler zaten hep bir çöl ortamı barındırıyor ve çöl de bu insanların yaşam alanı. Haliyle bedeviler araplaşmış bu kuzey afrika ülkelerinde de var.

Bir de şurda ateist bir bedevi buldum :D belki ilginizi çeker, baya bir şey anlatmış.

www.reddit.com
  • akhenaten  (01.10.24 18:23:48) 
[]

alerji testleri ne kadar doğru sonuç veriyor?

doktorum alerji testi yaptırmak istedi ama bana scammiş gibi geliyor. yıllar önce yaptırdığımda kedi kepeğine alerjim çıkmıştı mesela. ücretinden dolayı yaptırmadan önce emin olmak istiyorum; gıda alerji testleriyle ilgili tamamen fake olduklarına dair birçok iddia var mesela. düşünceleriniz ne?




 
kedi kepeğine alerjin var mı peki gerçekten?


  • kisa  (27.09.24 10:45:25) 
kedi kepeği mi bilmiyorum ama kedilerle haşır neşir olduğum ve alerji testi yaptırdığım o dönemde nefes alamıyordum, fermuar gıcırtısı dedikleri hırıltı vardı. yani muhtemelen kedinin bi şeylerine alerjim var, evet.


  • deartheodosia  (27.09.24 11:06:16) 
ben mi anlamıyorum acaba? alerji testi yapıldı, kediyle ilgili bir şeye alerjin çıktı, kediyle haşır neşir olunca alerjik bir reaksiyon gösterdin ama bu testin scam olduğunu mu düşünüyorsun?
bir şeyi kaçırdığımı düşünüyorum ama ne?

  • kisa  (27.09.24 11:19:02) 
Bu konuda doktorlar da bir ağız birliği yapmıyor ki aslı astarı nedir öğrenelim. Benim oğlum 2 yaşına girer girmez hastanelik olmuştu. En basit grip hemen ciğere inerdi evin demirbaşı omron nebülizatör olmuştu. Üç kere üst üste bronşit olunca alerjiye gittik deri prick testi yaptı hiçbişi yok dedi. Ama çocuk kırılıyor yani öksürük ten. Başka doktora gittik deri prick testi neymiş o bebeklerde güvenilir değil dedi Radyoallergosorbent testi istedi rast diye geçer. Orda kedi, köpek, iki çeşit küf sporu ve çayır üçgülü ne alerjisi çıktı. Zaditen damla başladık öksürük burun akıntısı kesildi ama hala çok sık hasta oluyor hatta ciğere yine iniyordu zatürre oldu. Bu arada bebeklikte hiçbir besine alerjisi yoktu ya da en azından belirti vermiyordu. Solunum alerjilerinin ortaya çıkması için en az iki sene alerjene temas olması lazımmış zaten.

Ben artık yeter dedim sürekli cortair ventolin ile mi yaşıcaz. Başka doktora gittim sağolsun o da beni diğer doktora niye güvendim diye fırçaladı. Bu çocuk astım falan değil çok steril bakıldığı için alerjik bronşit. 2 yaşına kadar da evde bakılmış okula başlar başlamaz cortlamış bu kadar basit. O sibilan ronküs dedikleri akciğer sesi de alerjiden falan değil griplerde vücut virüsler akciğer inmesin diye nısbi bir daralma olur onun sesi. Vücut öksürük yapıyor, akıntı yapıyor ciğere inmesin diye. Siz ventolin ile genişletirseniz tabi ki mikroplar ciğeri rahaaaat rahat istila eder. Astımda nefes akışta sıkıntı yoktur veriş sıkıntılıdır. Bir daha wood downes astım kriterlerini bilmeyen bir doktora gitmeyin çocuğu zorla alerjik astım yapmışsınız. Bunlara göre ülkedeki çocukların yüzde 90 ı astım, hiç grip olan yok. Bağışıklığı gelişene kadar iki sene çok hasta olacak her ateşlendiğinde götürmeyiverin evde iki üç gün bakın üçüncü gün gidin hastaneye. Hastalıkların yüzde 90 ı viraldir dedi.

Hakkaten de ben ilkinde 3 4 ay içme suyuyla çocuk yıkadım parka giderdik salıncakları kırklardım dezenfektan ile. İkinci oğlum bok içinde büyüdü maşallah taş gibi. Bebeklikten itibaren ilkokullu abinin mikrobuyla kırıldığı için her sene bir öncekinden daha iyi geçiriyor.

Üç doktorun alerji konusundaki fikirleri böyle sizin takdirinize bırakıyorum. Bana sorarsanız kandaki test doğruydu oğlum kedili bir eve girer girmez salya sümük akardı. Rutubetli bir ortama girince anında öksürürdü. Baharda gözleri hep kırmızıydı ama zamanla geçti. Bir de alerji düşük bağışıklıkta belirgin hale gelir. Demir değeri ve d vitaminini yükseltip onu iyice ezeceksin vücutta ki ortaya çıkmasın. Ama bütün ilaçları kesip zamana bıraktırma doktor da haklıydı. Sonuç olarak gerçek astım asla iyileşmez. Aaa astımı atlattım diyorsan hiçbir zaman astım olmamışsındır.

Sizin şikayet neydi de test yapmak istedi doktor?
  • kullanicadi  (27.09.24 11:21:36 ~ 11:34:47) 
Alerji testleri doğru sonuç vermiyor katkı maddelerinin etkisi ile çapraz reaksiyon verip yalancı pozitiflik çıkabiliyor. Gıda alerjisini anlamanın en iyi yolu 2 ay gıdayı kesip tekrar tanıtmak eliminasyon diyeti deniliyor. Gerçek alerjin olsa çok ciddi reaksiyon verirsin ve anlardın, öyle ufak tefek belirtiler genelde teşhis koyamadıkları genel alerji semptomları diye geçiştiriliyor. Kediye alerjin olup olmadığını her gün burnun tıkalı, öksürük aksırık içinde geçirip geçirmemenden anlarsın ufak belirtiler değil.


  • titanic kemancısı  (27.09.24 11:27:40 ~ 11:27:50) 
Bi tane özel prof yıllar önce bizden yüklü bir miktar para isteyip kesin bulacağını söylem8şti. Arabayı kenara çekip düşünmüştük eşcağızımla. Çünkü senelerdir ilaç kullanıyor. İsmi de neydi kız? He kestine. Gece genzini temizlemekten uyuyamazdı ceylanım. Sonra nedense paramıza mı kıyamadık prof mu güven vermedi. Dònmüştük geri ve üstelik bize araştırmadaki dr kadın, rutin testleri yaptırıp bu ilacı kullanmaktan başka çarenin olmadığını söylemişti. Belki ondan da etkilendik. Sonra ben eşime kendi çapımda organik şeyler yaptım burun mukoza kuruluğu bu da alerjiyle ilgili pek kalmadı ama kestineye devam.


  • geveze yazar  (27.09.24 11:33:20 ~ 11:49:40) 
@kisa hayır, kedim vardı. astımım olunca SONRA test yaptırdım ve doktorun kedi konusunda da bilgisi vardı. ve kedi alerjisi çıktı.


  • deartheodosia  (27.09.24 13:00:26 ~ 13:07:37) 
@kullanicadi, bronşit/zatürre sıkıntım. öyle çok steril ortamlarda da değilim.


  • deartheodosia  (27.09.24 13:05:22) 
benimde 30 testin 28 ine alerjim çıktı eve kedi aldıktan 1 sene sonra alerjim azdı hiç birşey yapmadan geçti. alerji bir çok etmene bağlı birşey, atıyorum cevize alerjim var diye ölmüyorum ama gaz yapıyor karın ağrısı yapıyor çok yersem veya sürekli tüketirsem.

ömrümde 3-4 defa yaptırdım alerjji testi çoğunda hep aynı çıktı, deri veya kan testi farketmeksizin.

alerji testinede fake diyemesin ya deri testinde baya baya reaksiyon gösteriyorsun, derin kızarıp kabarıyor.
  • eja  (27.09.24 13:10:04) 
[]

insanların devamlı konuşmak istemesi

annem arıyor. teyzem arıyor. arkadaşım arıyor. bilmediğim numaralar arıyor. anaokulu arıyor.

whatsapp’ta şu an 105 okunmamış mesajım varmış, bazıları gruplardan. insanlar yazdıkça yazıyorlar. ve kafayı yemek üzereyim artık. annem az önce mesaj atmış: “neden yanıt vermiyorsun” diyor.

insanlar iyi ki varlar tabii hepsini çok seviyorum ama şu telefonu kırıp parçalamak atmak istiyorum. ağzımı açıp konuşmak zor geliyor ya. tersliyorum falan devamlı annemle babamı. önerileriniz?

 
Anksiyete ya da stres seviyeniz yüksek olabilir bu dönemde, mental kapasite olası çağrı/mesajları “çözülmesi gereken yeni sorun” gibi algılıyor olabilir. Whatsappta 105 tane okunmamış mesaj olması uzun bir süredir böyle olduğunuzu düşündürdü, anneniz muhtemelen sizi merak ediyor. Sürekli ulaşılabilir olmama ihtiyacı çok normal ama şu an konuşmak istememe sebebinizi düşünün, sizi bunaltan esas kök nedeni irdeleyin bence.


  • titanic kemancısı  (26.09.24 16:33:09) 
Bir süre daha aynısını yapıyorsun, alışıyorlar. Adın umursamaz ve hayırsıza çıkıyor ama who cares?
Çok yakın olduklarına durumu anlatabilirsin, psikolojim bozuldu telefon sesi bile tüylerimi diken diken ediyor de, biraz ajite et acındır kendini, delirmiş bu diyip uzak duruyorlar ya da anlayış gösteriyorlar.

  • Bruce  (26.09.24 17:09:14) 
Tavsiyem anneniz hariç diğer insanlara benzer davranıp soğuk yapın, aradıklarında eee merveciğim var mı bir isteğin diyip kapatın.

Ve ben de size katılıyorum kimi insanlar gerçekten sürekli onlarla konuşabileceğinizi düşünüyor ilginçler
  • atom karincanin torunu  (26.09.24 17:41:40) 
Yetişmek imkansız aşkım ya. Özellikle ebeveynlerin istekleri hiç bitmiyor. Kırmamak lazım. Òyle bi denge kurmalısın ki ne sen yıpran ne onları incit.

Ama aile dışındakilere inan çok yoğunum demek çok basit olsa gerek.
  • geveze yazar  (26.09.24 19:26:29) 
Biz cok cevap verdik ne oldu

Aranan adam ol bosver sallama kimseyi kral olursun
  • Zetnikov  (26.09.24 19:52:25) 
Kısmen siz de alistirmis olabilirsiniz. Cevap verirseniz yazmaya aramaya devam ederler. Kişiye duruma göre mesafe ayarlamasi yapmalı, gerekirse sizden korkup çekinmeleri sağlanmalı.


  • encokbenisevinnolur  (26.09.24 21:32:51) 
[]

yurtdışından gelecek biri var mı, bir şey isteyeceğim?

abd, ingiltere? ya da avrupa?




 
[]

ev satın alma durumları ve pazarlık konusu

merhaba,

3 ay içerisinde yaşadığım evi boşaltmam gerekiyor ve ev bakıyorum.

diyelim ki bir ev emlakçı tarafından 10x ya da 20x’e satılıyor. pazarlık oranı ne kadar olmalı ve nasıl pazarlık yapmalıyım? ailede bana yardımcı olacak biri yok ve ben sıfır bilgiliyim bu konularda, pazarlıktan da hiç anlamam. emlakçı da ay sonunda zam gelecek diyor ve gerçekten daha önce baktığım evleri sahibinden’de kontrol ettiğimde hepsi dolar/altın sabit olmasına rağmen (?) fiyatlar bayağı artmış durumda.

bilgili biri yardımcı olabilir mi ya, çok yardıma ihtiyacım var.

 
Bana göre bunun bir usulü yok. Son ne düşünüyorsun diyip, eğer senin kafandaki rakam ile fark az ise pazarlığa girersin çoksa zaten yapacak birşey yok.
Nakit ödeyecekseniz eliniz daha kuvvetli olur pazarlıkta

  • spacevan  (16.09.24 14:35:48) 
Emlakçının hiç bir lafına güvenme. O komisyonuna bakar. Şişirmek ister o yüzden fiyatı. Zam gelecek dediğine de inanma, eğer nakit paran varsa pazarlıkta elin güçlü olur. Sahibinden'de ilk başta benzer evlere bakacaksın elbette ama orada da üfürüyorlar fiyatları o yüzden yaklaşık bütçene uygun evleri belirle ve pazarlığa otur. Şu sıralar piyasa durgun, nakit dönmüyor o yüzden denk gelebilir istediğin özelliklerde bir ev. Arkadaşın dediği gibi bunun net bir formülü yok karşılıklı konuşarak istediğin fiyata indirmeye çalışacaksın.


  • messor  (16.09.24 14:55:49) 
çevredeki benzeri daireler ortalama ne civardaysa onlar referans olabilir. eve kendiniz yerleşip uzun süre yaşamak için alacaksanız ve bütçeniz yetiyorsa çok uzun pazarlık sürecine girmeyin. %2-3 ucuza getirmeye çalışırken başkası gelip alır, canınız sıkılır.


  • zakk  (16.09.24 14:59:54) 
3450lik evet 3000 dedim 3200 verdiler kabul etmedik dedi.
hiç öyle sosyal medyadaki pazarlık marjları kadar görmedim.

siz yine de bi %20 alttan teklfi yapın.
  • nuisance2  (16.09.24 15:09:37 ~ 15:09:48) 
emlakçı ve oto galerileri mümkün olduğunca son seçeneğe bırakırım. önce sahibinden bulmaya çalışırım. sonrasında da en temiz yöntem çeşitli sitelerden bölgedeki fiyatlara bakarım. diyelim baktığınız yerde fiyatlar 15x emlakçı 20x diyor mümkün olduğunca 13x veya 14ten fiyatı başlatıp en kötü 15te bitirmeye çalışırım


  • bravoteam  (16.09.24 16:59:57) 
oncelikle emlakciyla konusmayin. emlakcilar ve galericiler meslekleri geregi durust guvenilir insanlar degiller. bu dunyanin her yerinde boyle.

mumkunse sahibinden olarak filtreleyin ve direkt sahislarla konusun. pazarlik konusu da cok fazla faktore bagli. ciddi pazarlik paylari mevcut ama evden eve gore degisir. satmaya niyeti olmayan ama olur da birine bu fiyati itelersek diye fiyat indirmeyen cok kisi var.

satacak adam her zaman okey oldugu fiyatin biraz ustune koyar pazarlik olacagi varsayimiyla. bu ticaret 101'dir. mesela takip ettigim evler var, biri sahibindende 7600'den 7300'e dusurdu fiyati kendiliginden. ilanda da pazarlik payi yok yaziyor. ulan pazarlik payi yoksa o 300 nereden indi. bir de o 7300'de de pazarlik payi var hala.
  • antikadimag  (16.09.24 17:12:51) 
Bunun bir el kitapçığı yok.şu kadar teklif et falan şeklinde de olmaz.

Öncelikle alacağın ev yatırım mı yoksa yaşamayı düşündüğün yer mi bu ayrım önemli.senin denkleminde yaşayacağın yeri seçiyorsun.bu da rakamlardan daha önemli detaylar içeriyor.

Önce hangi mahalle ya da site,kısaca ilk hedefin mahalli belirlemek,sonra orada hoşuna giden ben burda yaşarım dediğin yerleri belirleyeceksin.belirlediğin bölgede bir kaç eve gidip bakacaksın.oda büyüklükleri iyi mi,mutfağı,banyosu sana uygun mu,eve ilk girdiğin an çok önemli ,işte burası duygusu geliyor mu?bu köşedeki büfeden çok acıkıp sar bi tavuk döner konusu değil,

Kendimden çok taze bir örnek vereyim.istanbul avrupa yakası için basın ekspres civarında lokasyon belirledik iki personelin çok yoğun olmadan çalışacakları bir alandı bu.tam istediğimiz yerde bir rezidansta daire bulduk,her şey harika.anahtarı falanda aldım.gittim havasız kalmıştı yer camları açtım.binanın hemen yanında iki tane okul var,aralıksız cocuk çığlığı,hababam sınıfı,mfö müziklerinden zilleri,biri bitip biri başlıyor.az geride inşaat,çivi çakma sesi,o sırada hemen yanındaki cami,high volume ezan.hemen camları kapadım.kapıyı kilitleyip çıktım.bunu ev düşün,okula,mağazalara,camiye vs.çok yakın gel bütün gün bu evde dur.

Kısa öz,önce nereyi istediğini belirle,sana neler,uyuyor,bütçen ne buna uygun alanı hedefine al.eğer bir site olcaksa işin kolay.sitelerin fiyatı aşağı yukarı aynıdır,iki daire arasında fark cephesinden,içindeki malzemelerden farklılaşır oda bugünkü birimle 100k civarı oynar.bunun dışını yakalayamazsın.kelepir teklifde sana ulaşmaz,sen standart alıcısın.

Mahallelerde herkesin malı altın.keyfine göre ister.mümkünse bir esnaf es dosttan destek alın.yasamayı düşündüğünüz yerle sonuçta bir alakanız var ve oradan birilerini tanıyorsunuz,en olmadı gidin bir kaç esnafa sorun,birisi mutlaka ilgilenir.

En olmadı yazarsın buraya o lokasyona yakın,oraları bilen birileri bulunur,
  • duptıs  (16.09.24 18:33:02) 
bu emlakçı kötüleyenlere de ayrı ayar oluyorum.

tam tersine sahibi ile muhatap olmayın, sahibi olduğu zaman alıcı çıkınca fiyatı düşük mü oldu acaba diye kararsızlığa girer, satmaktan vazgeçer, fiyat artırmak ister, kızım/oğlum razı olmadı der der der.

asıl iyi bir emlakçı satışı her iki taraf için de kolaylaştırır, emlakçı fiyat yükseltmez aksine satış olsun diye ev sahibini ikna etmek ister.

not: emlakçılıkla en ufak bir ilgim yok.
  • nuisance2  (16.09.24 23:06:21) 
Ben de bi eve bakıyorum, ev sahibi bir tl bile inmem diyor, normalde o sitede 300-400 bin daha uygun yer bulabilirim ama şerefiye farkını gösterip kendisi de ev alacağından yanasmıyor. Kendim oturup o sitede o bina ve katı begendiğim için 10 bin dolar belki kazıklanacagım ama alacağım.

Begeniyorsan al.
  • liberal  (17.09.24 10:02:03) 
[]

protokolü doğum günümde imzalatması

önceden bir duyurum vardı protokolle ilgili ama modlar tarafından silinmiş. neyse, uzun zamandır protokol için imza bekliyordum, tam doğum günüme getirmiş ve bugün imzaları attık. beni acayip etkiledi. bence bilerek yapıyor tüm bunları (daha önce de hep benzer şeyler oldu) ama “güya” öyle denk geliyormuş. önümüzdeki yıllarda hep doğum günümü kötü mü hatırlayacağım :( bir insan neden bu kadar kötü ve zalim olabilir? bu günler geçecek değil mi?




 
ben olsam bir iki gün daha bekleyelim, doğum günü geçsin derdim mesela. ama bilerek yapıyor bence, bekledi bekledi ve tam bugüne denk getirdi.


  • deartheodosia  (13.09.24 17:55:18) 
Ne protokolü bu bilmiyoruz ki evlilik sözleşmesi gibi bir şey mi


  • grimavi  (13.09.24 18:02:37) 
Hocam, merakımdan soruyorum sizin erteleme hakkınız yok muydu? Bugün değil de pazartesi imzalanması daha uygun benim için diyemez miydiniz?


  • Amaranta ursula  (13.09.24 18:02:46) 
Her şey geçtiği gibi bu da geçecek. Bir bakmışsın artık hiç önemi kalmamış senin için. Doğum günün kutlu olsun.


  • rock n roll  (13.09.24 18:31:44) 
boşanma protokolü @grimavi


  • deartheodosia  (13.09.24 18:35:08) 
@rock n roll, çok teşekkür ederim <3


  • deartheodosia  (13.09.24 18:44:42) 
aaa özgürlüğe kavuşman doğumgününe denk gelmiş, bayram edeceğine üzülüyorsun ayol. şu an içinden gelmiyor olsa da ileride düğün bayram gibi kutlayacağın bir gün olacak. geçmiş olsun sis


  • titanyum22  (13.09.24 20:51:52) 
Duyurunu hatırladım, eşin de gelip yorum yazmıştı falan. Neyse boşver artık, yeni hayatının ilk günü ve doğum günün kutlu olsun <3


  • kullanicadi  (13.09.24 21:22:46) 
anaaa o sen misin? yav adam okusun zevkten dört köşe olsun diye mi üzüldüğünü yazıyorsun buraya?? yapma bir daha. çocuk mevzusunu naptın bu arada??


  • titanyum22  (13.09.24 21:29:20) 
cidden adamın da okuduğunu bilerek buraya yazman ona bir şey anlatmaya çalıştığını hissettiriyor :) bari direkt konuşun


  • abuzer  (14.09.24 07:08:40) 
sözlük hesabımı kapattım, instagram hesabımı kapattım yani sırf boşandım diye internetten tüm varlığımı silmeli miyim? @abuzer


  • deartheodosia  (14.09.24 12:21:56) 
bu soruyu başka hesap açıp sorsam sanki anlamayacak.


  • deartheodosia  (14.09.24 12:22:42) 
dalga geçmek için söylemiyorum, kadınlar kulübünde sorabilirsin. orada boşanmış kadın çok olduğu için daha iyi destek çıkarlar. burada konu açman sadece onu sevindirir, üzülerek söylüyorum


  • titanyum22  (14.09.24 12:25:23) 
[]

çikolata, tatlı yiyince aşırı midem bulanıyor

eskiden tatlı bağımlısıydım. bugün 1 paket çikolata yedim ve mide bulantısından ölüyorum son 1 saattir. psikolojim de pek iyi değil zaten. moral olsun falan diye yemiştim. ama artık bünyem tatlı kaldırmıyor galiba. bu neden kaynaklanıyor olabilir?




 
1 paket fazla bir ürün belki o nedenle olmuştur alışık değilsen ya da glikoz/fruktoz şurubu dokunmuştur.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (13.09.24 17:55:09) 
Ekonomik kriz nedeniyle çikolatalı ürünler gibi şeyler iyice bozuldu. Zaten bozuktu da. Markasını filan bilmiyorum. Ancak mümkünse en kalitelisini deneyin.


  • alfired  (13.09.24 18:07:07) 
Yerli markalarda tadelle dışına pek çıkmamaya çalışın, ithal ürün deneyebilirsiniz yada çiklata temalı tatlıcılarda durum nasıl?


  • atom karincanin torunu  (13.09.24 18:38:31) 
yaşın kaç bilmiyorum ama bende 35 yasından once dana gibi süt içerdim bişi olmazdı
35 den sonra ise süt içemiyorum artık bağırsak sıkısması yasıyorum.

bende farklı bi fikir vereyim dedim. sen gene kaliteli ve azar azar yemeyi de deneyebilirsin. şekersiz ilavesiz flan satılıyor migrosta onlarıda denersin.
  • Zetnikov  (13.09.24 18:46:03) 
milkaydı çikolata, önceden de hep onu yerdim.


  • deartheodosia  (13.09.24 18:47:36) 
hem kalite düştü, fiyatı aynı tutmak için içerikle oynuyorlar hem de tipik bir "ben genç kızken belim şu kadardı" olayı. bedenin talepleri değişiyor.


  • janderzel zartanyan  (13.09.24 20:34:50) 
rossmanda satılan alaman çukulatalarını dene bir de, bir bak aynısı olacak mı. market çuklatları çok bozdu +1000


  • titanyum22  (13.09.24 20:53:11) 
[]

nur suresi 3. ayet ve devamı

bu soruyu buraya sormam biraz alakasız ama. şimdi ayet “zina edenler zina edenlerle evlenebilir” ama devamı “tövbe ederlerse istisna” gibi. e o zaman zina yapan kadın da erkek de tövbe ettim diyecek ve yine zina yapmayanlarla evlenebilecek, kim tövbe etmiyorum der ki?




 
32 ne alaka ya


  • topkapiaksaray  (02.09.24 18:00:46) 
keske bug'li ayet prod'a verilmeden once iyi bir test edilseymis. zamandan mekandan munezzeh tanriya 30 ayet sonra guncelleme yollamak yakismiyor, guven sarsiyor. iyice dusunup sonra yazmakta fayda var.


  • antikadimag  (02.09.24 18:24:00) 
Nur 3: Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenmez; zina eden kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenir. Bu, müminlere haram kılınmıştır.  

Nur 4: Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra (bunu isbat için) dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkârdırlar.

Nur 5. Ancak bundan sonra tevbe edip ıslah olanlar müstesnadır. Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.

Devamındaki "tövbe edenler istisna konusu zina etmeye değil, namuslu kadına zina isnadında bulunup ispatlamama davranışına. Bir daha yapmaz ise artık şahitliğine başvurulabilir yani.

kuranmeali.com buradan bakın.

Nur 32: İçinizdeki bekârları, kölelerinizden ve câriyelerinizden evlenmeye elverişli olanları evlendiriniz. Yoksulluk içindeyseler, Allah onları lütfu ile zenginleştirir. Allah lütfu bol olandır; her şeyi bilendir.

Nur 5'in ya da Nur 3'ün neshi yok burada. Ne alaka.
  • muhayyer divan  (02.09.24 18:29:42) 
muhayyer divan, bunu soruyordum tam olarak. teşekkür ederim


  • deartheodosia  (02.09.24 18:31:24) 
Başlık sahibi, konuyu karışık sunmuşsun.
3. Ayet hükmü ile ilgili 'tövbe edenler istisna' hükmü yok. İstisna hükmü 5. Ayette geçiyor ve 4. Ayetteki 'kazf' hususuyla ilgili.

  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (02.09.24 21:38:31) 
evet, yanlış anlıyormuşum bunca yıldır @abba. öğrendim :,)


  • deartheodosia  (03.09.24 00:57:15) 
[]

alnımdaki morluk ve şişlik

haftasonu kuzenimin düğünü var, alnımda tümsek şeklinde şişmiş morluk var. fondöten denedim, kapatmıyor ve daha kötü görünüyor renk ve pütür pütür iz bırakıyor -normalde kullanmıyorum. nasıl kapatıcam bunu, bir de ne kadar buz uygulasam da şişliği inmiyor. yardım pls.




 
biberiye yağı morlukları hızlı iyileştirir diye biliyorum.


  • janderzel zartanyan  (23.08.24 18:45:47) 
Bu saatten sonra işe yarar mı bilmiyorum ama bir dahakine darbeden hemen sonra buz, buzdan sonra da hirudoid krem uygulayın


  • kullanicadi  (23.08.24 19:00:12) 
[]

içimi sıkan bir konu var (yurtdışı eğitim)

yurtdışında çok prestijli bir üniversiteden msc kabulü aldım. türkiye’de aynı alanda yüksek lisans eğitimi aldım (tez aşamasındayım) ve doktora yapacağım alan da belli, hocalarım biliyor ve şimdiden ön kabul aldım gibi bir durum var. fakat yurtdışındaki bu üniversite benim her zaman hayalimdi. neden daha önce başvurmadım, çünkü boşanma aşamasında olduğum eşim eğitimime devam etmeme sıcak bakmıyordu ayrıca çalışmama da izin vermiyordu. üniversiteye başvururken de kabul alacağımı pek düşünmemiştim (acceptance rate’i yüksek değil). ama kabul aldım. overseas olduğum için de olabilir tabii, eğitim ücreti tl olarak düşünüldüğünde oldukça yüksek (ama karşılanabilir). beni düşündüren konu; 1. okulun derslerine baktığımda aşırı vakit alacağını görüyorum, dersler çok ağır (yapabilirim, sorun yok fakat 2. madde), 2. küçük bir oğlum var. 4 yaşına yeni girdi ama hala konuşmuyor (konuşma terapisi alıyor), hala bezli. ve annesi olarak onunla gün içinde ilgilenmek zaten tüm günümü bloke ediyor. ayrıca istanbul’dan taşınamam (taşınmak da istemiyorum) en fazla sık sık gider gelirim. oğlumun da yurtdışı çıkış yasağı olduğu için onu da birlikte götüremem, babasına bırakmam gerekir ki zaten bana sen berbat bir annesin gibi doğruluğu olmayan ithamları var devamlı. aynı sebeplerden yurtdışında doktora yapmam da zor, bu üniversiteden kabul alır mıydım doktoraya onu da bilmiyorum, daha düşük üniversiteler belki.

sizce başlamalı mıyım ikinci bir yüksek lisans olarak yoksa bırakmalı mıyım? hayalimdi bu okulda okumak, bu kısmı atlamayalım :( ve bence eğitim en önemli yatırım, belki benim bu üniversitede okumam ileride çocuğuma da bir kapı açacak. çok şey öğreneceğime de eminim fakat yazdığım gibi zaman konusunda kısıtlamalarım var, normal bir öğrenci gibi başlayamayacağım. olur da bitiremezsem de bir sürü para. yorumlarınız? :/


 
Öncelikle çok zor şeyler yaşamışsın ve yaşıyorsun :( İyi dileklerim seninle.

Zor görünüyor, fakat hayat bir daha böyle bir fırsat getirmeyebilir. Hem hayalinmiş hem de oldukça prestijliymiş. En kötü yarım bıraksan bile cv’inde geçirebilirsin, görüşmelerde de neden drop out ettiğinden söz edersin.

Dediğim gibi halin zor, özellikle oğlunun özel durumunu hesaba katınca. Fakat maddi imkanın el veriyorsa ve dersler ağır olmasına rağmen üstesinden gelme potansiyelin varsa, bir daha böyle bir fırsatı yakalayamayabilirsin, şansını dene derim. Babası ise böyle şeyleri sen ne yaparsan yap söyleyecektir zaten, o nedenle onun sözlerine değer verme, kendini de üzme.
  • bloodymoon  (15.08.24 09:50:31) 
Selam, yüksek lisansını yurtdışında yapmış birisi olarak, şartlarınızı da göz önüne aldığımızda (çocuk, halihazırda yüksek lisansınızın olması, iş durumları vs.) yurtdışında yüksek lisans yapmak sizin için mutlu olabileceğiniz bir seçenek gibi görünmüyor. Yine de bol şans.


  • but that was just a dream  (15.08.24 11:14:56) 
Öncelikle tebrik ederim. Yaşadığınız ikilemlerin gönül rahatlığıyla nihayete ermesini dilerim.

Kabul aldığınız master, Türkiye'de tez aşamasında olduğunuz aynı alandan. Bu şartlarda sil baştan ders dönemi almaktansa mevcut akademik motivasyonunuzu tezinizi tamamlamak için kullanmak nasıl olurdu? Hayalinize erişebilecek potansiyeliniz belli ki var, bu potansiyeli Türkiye'deki tezinizi tamamladıktan sonra yurtdışında doktora kabulü almak için devreye sokmak size vakit kazandırır mıydı?

Vaktin önemli olduğunu düşünüyorum çünkü çocuğunuzun gelişimindeki kritik evreyi sağlıkla atlatabilmesi için anne-baba olarak sizlere ihtiyacı var. Bunu tüm hayatınızı çocuğa vakfetmek gibi bir taraftan yazmıyorum. Annenin çocuk bakımı konusunda tek sorumlu olduğunu düşünmüyorum. Aynı durumu babası da yazsaydı, ebeveyn desteğine ihtiyaç duyduğu erken dönemde çocuktan uzak mesafede yaşamanın çocuk için zorluklarına dair düşüncelerimi paylaşırdım. Sizin sık sık gidip gelme ihtimaliniz de yurtdışında akademik hayatta başarılı olmanın zorlayıcı bir faktörü gibi görünüyor.

Tübitak'ın doktora sırası, doktora sonrası projeleri oluyor. Bir proje ile de hayalinizdeki üniversitede araştırma yapmanız mümkün olur mu? Hem belki daha kısa süreli ve süresini sizin belirleyeceğiniz bir araştırma yapabilirsiniz ve böylelikle cv'nize hayalinizdeki üniversiteyi ekleme fırsatı bulursunuz. Ayrıca o zamana kadar çocuğunuz da biraz büyümüş olur, sizler de boşanmış ebeveynler olarak çocuk yetiştirme sürecinde daha fazla işbirliği yapar hale gelirsiniz diye umut ediyorum.

Bir kadın, anne, öğrenci olarak dilerim en içinize sinen ve size daha güzel kapılar açılmasına vesile olan bir karar verirsiniz.
  • dediysem dedim  (15.08.24 13:23:32) 
Merhaba, öncelikle önceki duyurularınıza baktığımda çocuğunuz 2.5 yaşındayken 2 dakika uzaklıktaki babasının sizin zorunuzla haftada 1 kez gördüğünü söylemişsiniz. Çocuğu haftada bir zorla gören babasına mı bırakmayı planlıyorsunuz?

Ücretini kendiniz karşıladığınızda ya da Türkiye'den burs bulduğunuzda top üniversitelerden kabul almak çok da zor değil. MEB'in YLSY bursu ile dünyanın top üniversitelerinde okuyan birçok düşük profilli öğrenci var. Bir akademisyen olarak ben bu açıdan bu kabulünüzü kaçırılmayacak bir fırsat olarak görmüyorum. Sanırım babanız da akademisyen, ona da danışmanızda fayda olabilir.

Bence çocuğunuzun sağlığını dikkate alarak sizin kontrolünüzde olacağı bir formül düşünün.
  • cek  (15.08.24 18:25:58) 
[]

annemin psikologu olmam

her gün canı sıkıldığında arayıp devamlı şikayet eder; insanlar, olaylar, düşünceleri vs. beni yıllardır çok yoruyor bu ama herkese böyle davranmıyor. en çok bana karşı böyle, en rahat hissettiği kişi benim sanırım. ben aşırı bencil bi insan olduğunu düşünüyorum yani yarın boğazdan yalı armağan etsem (!) teşekkür etmek yerine ilk günden bi şeylerden şikayet etmeye başlar işte çok gürültülü, fare var, nemli vs bi şeyler bulur çıkartır biliyorum :p

beni rahatsız eden şey bunun karşılıklı olmaması. bi sıkıntım olduğunda anneme anlatmak istesem “dinlemek istemiyorum, canım sıkılıyor, anlatma hayır” der -genellikle bunu söylüyor. ben de iyi peki diyorum. yalnızca almak üzerine yaşıyor. çocukluğum da bayağı neglected geçti, annelik sorumluluklarının %80ini yapmamıştır.

bu ilişkiyi ne yapmalı sizce? kendimi zorunlu hissediyorum ama artık şikayet dinlemekten de bıktım ve tüm hayatı bi insanın böyle mi geçer ya? beni de bu yönde kullanıyor çocukluğumdan beri. ben 13 yaşındayken bile “dertleri”ni dinlerdim -çoğunluğu da kafadan uydurulma şeyler dediğim gibi. yorumlarınız?

 
ara ara ghosting yapıyorum ama tabii ki bi şey değiştirmiyor.


  • deartheodosia  (11.08.24 19:13:34) 
Benim annem gibi. Kendi psikologa gitmez, ben gidiyorum.


  • Kahvedesu  (11.08.24 19:15:47) 
değişmez. net. siz annenize kendinizi hazırlayın, @8,9,10 çok güzel bir şey yazmıştı geçen. o iyi olmaz sen iyi ol gibisinden. sabırla sen iyi yönleri gör. çok maruz kalırsan bahane bulup uzaklaş. enerjin gelince yine dinle. bir süre sonra sadece gülüyorsun ona.


  • geveze yazar  (11.08.24 19:21:04 ~ 19:27:41) 
Kardeş olabilir miyiz sizle? Değişmeyecek maalesef. 6-7 yaşımdan beri 25 senedir buna maruz kaldım. Babamla olan ilişkisinde bile herşeyi bana kusuyordu. Tedavi gördüm yıllarca bende çok büyük hasar bıraktı. Değişmesini beklemeyin. Ghostlayabildiğiniz kadar ghostlamaktan başka çare yok. Benden sonra kardeşime sardı maalesef.


  • sacrilegious  (11.08.24 19:57:20) 
Cok sorunlu bir ailem var anlatsam inanmayacaksiniz sadece tek bisey soyleyeyim annem babam 40 sene den fazla konusmayip ayni evde yasiyor ben 38 yasindayim aralarinda postaco govi yasadim surekli bana soyluyorlardi annemin babamin dertlerini saymiyorum

Baya yiprandim ben

Size tavsiyem anneniz bilenolsa gerekiyorsa soyleyeceksiniz yuzune vuracaksiniz psikolojim dertlerini kaldirmiyor artik boraz pozitif boseyler anlat diye. Bunda ayip bisey yok. Yoksa yasam enerjinizi emerler bi bakmisin ortada sizden hoc bisey kalmamis. Gerekiyorsa konus yada bloklama taktigini yapican baktin basliyor gene bos yapmaya ortami terk edicen sende ona basim agriyor baska zaman de yol ver. Annende olsa kendi icin bunu yaomalisin.
  • Zetnikov  (11.08.24 22:51:42) 
Psikoloğu olduysaniz seans ucreti isteyin. Ciddiyim, düz konuşarak halledilemiyorsa belki böyle sert espriler ise yarar


  • encokbenisevinnolur  (12.08.24 03:39:21) 
Merhaba, size bir kitap önerim var: Var olan annenin yokluğu.


  • from where i ride  (12.08.24 21:58:41) 
ben de izan ın şarkısını önerecektim ama çok üzgünçlü olduğu için vazgeçmiştim. okunmalı ama.


  • geveze yazar  (12.08.24 22:26:25) 
[]

güzel bir kadının çirkin olduğunu söylemesi

diyelim ki bir kadın var ve güzellik standartlarına göre açık bir şekilde güzel. ama kendisini beğenmiyor ve çekici görmüyor. ilişkide bunu erkeğe söylemesi erkekler için ne kadar dezavantajlı? güzel bir kadın bunu söyledikçe erkeğin kadına bakış açısı da değişir mi, değişiyor mu?
kendim için sormuyorum elbette.



 
Pick me girl. İçten pazarlıklı. Bunların modası geçti çoktan diye düşünürdüm.


  • ruhen hastayim ben  (10.08.24 13:40:29) 
Kendisini begenmiyorsa ileride sacma sapan hareketler yapabilme potansiyeli yuksek

Bknz asiri makyaj yada botox estetik vs.

Ben olsam konusurduk hala ayniysa gelecegime katmazdim onu sorry kardes
  • Zetnikov  (10.08.24 13:43:09) 
bana da içten pazarlıklı geliyor. bir kızdan duymuştum herkes beni güzel bulur ama ben kendimi beğenmem diye kusacaktım az daha. neyse ama sizin durum farklı olabilir ve ben kadın olduğum çarpıtıyor olabilirim. karşı cinsten de dinlemeliyiz. tabi meriç olmayanından.


  • geveze yazar  (10.08.24 13:44:22 ~ 13:44:57) 
Aklıma bir Yiğit Özgür karikatürü geldi, nette bulamadım. Bayağı güzel, çekici, seksi bir kadın karşısındaki adama "Kendimi güzel bulmuyorum." diyordu, adam da kadının göğüslerine şaplak atıp "Bunlar ne lan, o zaman?" diyordu. Şimdi çizse o karikatürü sağlam zorbalanırmıs bu arada. :)

Kendini cidden güzel bulmayan güzel kadın başkalarını da buna ikna eder. Gerçek göreceli bir yerden sonra.
  • sekizdokuzon  (10.08.24 13:53:07) 
ya ben pick me girl olup olmadığını sormuyorum ki. kendini gerçekten beğenmeyen ve kusurlarını büyüten kadının bunu paylaştıkça erkeğin bakış açısının da değişip değişmeyeceğini soruyorum. hani bi insan atıyorum ben çok inatçıyım der ve buna işaret edince karşı taraf da hmm inatçı gibi aklında kodlar ya.


  • deartheodosia  (10.08.24 13:55:11) 
insanlardan "yaaa hayır, sen çok güzelsin" lafını duymak istediği için böyle diyor olabilir.

kadına bakış açım değişir, güzel bulmaya devam eder miyim etmez miyim bilemiyorum ama sürekli "çirkinim" diye dolaşan insandan soğurum.

not: erkek.
  • ahm1  (10.08.24 13:57:14 ~ 15:07:42) 
Kadınlar iyi hissetmek için kendilerini güzel olduklarına inandırırlar. Ancak duygusal olarak birine açıldıklarında, onaylanma ve ilgi açlığı nedeniyle "kendimi beğenmiyorum" gibi ifadeler kullanarak ters psikoloji ile iltifat beklerler.

Çok üzerinde düşünme derim. Yaradılışları böyle.
  • plastic_angel  (10.08.24 14:03:19) 
Bence bakış değişmesi dışında kendini sürekli herhangi bir nedenden aşağılayan insanlar karşısındaki kişiye yorucu geliyor. Sürekli birisini telkin etmeye uğraşmak zorunda olmak bir süre sonra batmaya başlıyor. Bu ben çirkinim de olabilir, ben aptalım da, tembelim de vb. örnekleri çoğaltmak mümkün. Tabi hatalarımızı hiç görmeyelim ve her durumda en doğrusu biz olduğuma inanalım demiyorum ama bu tür düşüncelerin daha sağlıklı ve verimli şekilde üstesinden gelmenin yolunu bulmak lazım.


  • peki madem  (10.08.24 14:13:38) 
İlk başta yürüme fırsatı olarak kullandığı için erkeğin biraz işine geliyor ama bir yerden sonra yoruyor ve sıkıyor. Övgü/ilgi kovalayıp tekrara düşüyor sürekli.

@8910 ibb.co

Bu, "hayır" denildiğinde ya da reddedildiğinde karşı taraf o cevaba göre hareket edince beni kovalamadı ikna etmeye çalışmadı diye tribe girme, 20 yaşını geçtiği halde fikrini insan gibi belli etmek yerine imayı bile dolaylı yolda yapıp sonra neden istediği olmadı karşı taraf anlamadı diye iletişim bozukluklarını tedavi etmesi gereken kişiler normali buymuş da "erkekler/kadınlar çok rerörerö" diye geziyorlar.

Geçen gün de bir duyuru vardı bu paragraftaki gibi iletişim sorunlu. Ondan sonra "Neden kimse ilişki istemiyor?" İnsanlar, ilişki yürüttükleri insanları yormasın artık.
  • nawar  (10.08.24 14:14:57 ~ 14:15:29) 
gunes balcikla sivanmaz


  • foster  (10.08.24 14:18:29) 
İlgi çekmek için bunu yapanlar dışında gerçekte böyle hisseden birinde özgüven eksikliği, değersizlik, beden imgesinde sorun vs vardır. Evet, karşıdakini de etkiler. Erkek ilk başta ilgisini korur, sonrasında yorulabilir, verdiği değeri azaltır, eleştirel olabilir gibi. Tek güzellik için değil, kişi iyi bir özelliğinden şüphe edince çevre de ediyor, ona göre davranıyor.


  • asteriks  (10.08.24 14:59:54) 
Değersizlik hissi.

Erkeğe söylemesi yanlış çünkü erkek de bir zaman sonra onun çirkin olduğunu kabullenecek.
  • cemallamec  (10.08.24 15:10:24) 
Güzel ama çirkin bir kadın olarak söylüyorum,

Bazı kadınlar güzel olduklarını gerçekten bilmiyorlar ya da bir türlü güzel bulamıyorlar kendilerini. Çünkü yetişirken annelerinden güzellikleri hakkında geri bildirim almamış oluyorlar, babalarından almamış oluyorlar, anneleri bakımsız biri oluyor, sosyal çevre içinde büyümüyorlar, kendine bakmasını söyleyen olunca ne demek istendiğini kavrayamıyorlar vs.

Güzel olduklarına inanacakları tutunca da, mesela benim gibi çok kilolularsa hemen saklanma ihtiyacı duyuyorlar çünkü güzel olmak suçmuş gibi gelebiliyor, güzel olmaya alışkın olmadıkları için ne yapacaklarını nasıl davranacaklarını bilemiyorlar, bazen de savunma mekanizması olarak ben çirkinim diyorlar. Başkaları demesin diye, ya da birileri onlara musallat olmasın diye, bir erkekten alabildiğine kaçmak için vs vs.

Sebebi çok olabilir yani. Ama erkeklerin kadınların kendileri hakkındaki görüşlerini blinçaltı seviyesinde hissedip kabul ettiklerini düşünüyorum. Normalde de böyledir, kişi kendini ne kadar değerli hissediyorsa o hisleri davranışlarına ve sözlerine yansıdığı için çevresi de onu o değerle kabul edip ona o değeri veriyor. Aynı şey karşı cins ilişkileri için de geçerli sanırım.

42 yaş bitiyor, hayat tecrübemin öğrettiği bu.
  • muhayyer divan  (10.08.24 15:19:14) 
ben böyle kadınlara saygı duyuyor ve daha çok begeniyorum. buradaki cevaplara şaşırdım. türk insanı böbürlenmeyi marifet sanıyor aksini düşünemiyor bile. hayret.


  • abelardo  (10.08.24 15:27:49 ~ 15:28:31) 
diger bir ihtimal de zarf atiyordur. ilgi manyagi kendini ovdurmeyi bekliyordur. oyleyse surekli problem cikarir. arkana bakmadan kac.


  • buenosdias  (10.08.24 15:43:25 ~ 15:44:40) 
Bir süre sonra hayır olur mu öyle şey sen ne kadar güzelsin diyen başka birini arayışa çıkar, gibi gelirdi bana.


  • encokbenisevinnolur  (11.08.24 00:16:25) 
erkeğe göre değişir bu. her erkek farklı. karşı tarafla ilişkisi de farklı. yani kimi adam her gördüğüne karısı gözüyle bakıyor, kimisi çok affedersin vurup geçeyim kafasında. belli olmaz.

ama ben güzel olduğu halde çirkin olduğunu söyleyen birine pek enerji harcayamazdım ya açıkçası, uğraşamam. her insanın kendi sorunları, güvensizlikleri olur filan ama bariz biçimde güzel olduğu halde "güzel değilim" diyen birinin psikolojisi sağlam değildir diye düşünüyorum, onun tribiyle uğraşamam açıkçası ben kendi kafamı zor idare ediyorum
  • mark greg sputnik  (11.08.24 00:22:01) 
erkeğin bakış açısı şöyle değişebilir; güzel bir kadın kendini gerçekten beğenmiyor ise ortada hem cazip hem de kolay bir av olarak dolaşıyor diye bakılır bu kadına. ortalama bir erkeğin gözünde uzun vadeli ilişki düşünülmeyecek kadınların başında kolay ve cazip av görünümlü kadınlar geliyor. onların akılları kolayca karıştırılabilir , kendi flört ve ilişki ligini bilemedikleri düşünülürse her ligden güvenli bağlanan veya vur-kaççı erkeklerin radarına girer. bence hiçbir erkek, çok sayıda erkeğin radarındaki bir kadına tam manasıyla güvenemez.


  • loch ness  (12.08.24 10:37:05) 
ben kendimizle ilgili eksik bulduğumuz yanları karşı tarafa sürekli olarak aktarmama taraftarıyım. bir kere veya iki kere söylenir, "ben kendimde şu eksikliği görüyorum", ya da "şurayla ilgili sıkıntım var" diye, kendini anlatma amacıyla. ama sürekli olarak bunu karşıya yansıtmak bu eksikliği karşı tarafın doldurmasını bekleme eğiliminin belirtisi olabiliyor. ondan bu konuyla ilgili güvence alma isteği; bu da karşıdaki insanı çok yorar. ve hatta, eğer tam güvenmediğiniz ya da yanlış tanıdığınız biriyse, ileride bunu kullanma ortamı doğurur.

eğer bir konuda eksiğim varsa, bunu dile getirmek yerine "bununla ilgili ne yapabilirim?"e odaklanmalı. güzel görmediğim tarafları düzeltebilirim mesela, eğer yapamıyorsam, bakış açımı düzeltmem lazım gibi (ben de yapmaya çalışıyorum bunu)
  • mizore  (14.08.24 15:04:59 ~ 15:07:49) 
[]

neden somali arap ülkesi?

afrika’da olmasına rağmen?




 
Somali bir Arap ülkesi değil, Afrika'da hiç Arap ülkesi yoktur Somalililer de bizde olduğu gibi halkın büyük bir kısmı Müslüman olduğu için Arap propagandasına maruz kalıyorlar sadece.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (09.08.24 21:33:23) 
Somali Arap ligi üyesi ama Arap ülkesi sayılır mı tam emin değilim. Somaliler Arap değil Somali halkı olarak geçiyor (Somalia-Somali İngilizce'de de Türkçe'de ikisi de Somali oluyor). Ülkenin iki resmi dili var, Somalice ve Arapça ama genelde Somalice kullanılıyor.

Ama Afrika'nın en batısındaki Fas ve Moritanya gibi ülkelerde yaşayanlar Arapken, Arabistan yarım adasının tam karşısında olan Somali Arap olsa da pek şaşırtmaz. Emevilerden itibaren uzun süre Kuzey Afrika'yı Araplar kontrol etti ve yerel etnik kimlikler Arap kimliğine karıştı.
  • nundu  (09.08.24 22:25:15) 
[]

suudi arabistan vize

evet internette araştırabilirim ama çok vakit alıyor, evize/kapıda vize diyor. şu an geçerli mi bu? umreye gidenler falan önceden vize almıyorlar mıydı? son güncel durumlar nedir?




 
E-vize görünmekte şu anda.


  • d max  (07.08.24 18:01:07) 
Internetten 5 dakkaya aliniyor.


  • mabl  (07.08.24 22:59:22) 
İnternetten 10dk.da alırsınız. Zorunlu sağlık sigortası ile 110dolara geliyor. Kapıda da alırsınız. Kiosklar var, arapça ingilizce vs zor olur. Gitmeden alın. 10dk.da mailine gelir.

@mabl ile aynı anda yazmışız. 5dk.da olur tabi, klavye hızınıza bağlı:)
  • artci sarsinti  (07.08.24 23:02:34 ~ 23:03:53) 
[]

eski eşe olan sadakat duygumu aşamıyorum

21 yaşımdan beri hayatımda, evlilikte 11. yıl dönümümüze gireli fazla olmadı. öncesinde hayatımda başka kimse olmamıştı -bununla ilgili olabilir sanırım.

kimseye karşı bi ilgim yok. eski eşi artık sevmiyorum, bunu biliyorum. ama sadakat duygum hala var? başka erkeklere karşı hiç ilgim yok. yıllardır ayrıyız zaten ama artık sevmiyor olma kısmı yeni.

berbat bir türkçeyle anlattım, kusura bakmayın. ben de istiyorum başkaları ilgimi çeksin, duygusal ya da cinsel ya da başka bir şey. ama sıfır. biz evliyken o başka kadınlarla da ilgileniyordu (erkek doğası falan değil, birçok kadında da mevcut bir durum ve aldatma olmadıkça da normal -sanıyorum).

hayatıma devam etmek istiyorum. bıktım artık. yıllardır yalnızım zaten. bu hissi/durumu nasıl aşacağım? sorunum ne olabilir? neden kimse ilgimi çekmiyor? neden cinsiyetsiz gibiyim?

not: hukuki olarak sadakat yükümlülüğü var, onu biliyorum. yokmuş gibi yazdım.

 
Bence kendini zorlama, daha çok gençsin.


  • sekizdokuzon  (24.07.24 23:55:50) 
Kıyamam demeye geldim. Yalnız kalmamaya çalış. Yeni insanlar tanı. Gönüllü işler yap. İçi güzel insanlar tanı.


  • gabe h coud  (24.07.24 23:58:51) 
Resmi olarak boşanmadığınız için farkında olmadan kendinizi frenliyor olabilirsiniz bu tür meselelere karşı. Özgürlüğünüzü elde ettiğinizde değişebilir.


  • pispinti  (25.07.24 01:15:07) 
piyasada ilgine değecek birini görmemiş olabilirsin. the bar is in the hell. başka kadınlar gibi neden olamıyorum diyorsan o onların midesizliği biraz. yalnız kalmamak için bıraksan ağaca yamanacaklar. eski eşin belki kaliteli bir adamdı her şeye rağmen. sen de haliyle belli bir kalite bekliyorsundur. ama dediğim gibi the bar is in the hell. kalitesizle olacağına hiç olma daha iyi.


  • titanyum22  (25.07.24 01:56:44) 
Resmiyette boşanıp bağları koparamadiginz için...


  • abuzer  (25.07.24 08:24:11) 
resmi olarak boşandıktan sonra rahatlarsın. bilinçaltın ve vicdanın izin vermiyor, etik gelmiyor.


  • Improbable  (25.07.24 10:02:46) 
Hukuki sorun yaratmayacaksa Tinder(veya bugünlerde kullanılan hangisiyse) yükleyin. Bir bakının etrafınıza.


  • michael_knight  (25.07.24 10:58:58) 
bence sadakat ile alakalı değil bu durum kendi içinizde koşullanmışsınız, cinsellik ile alakalı olmak zorunda değil bu dediğim. Hayatın akışı sekteye uğramış ve zaman durmuş gibi bir kopukluk var bu aslında bir tür travma yanıtı, sebebi de muhtemelen eski eşten alakasız çıkacak terapi almanız lazım.


  • titanic kemancısı  (25.07.24 11:42:05) 
Flört etmeyi, eğlenmeyi unutmuşsunuz gibi geldi, flört nedir, nasıl yapılır diye biraz araştırın, uzun süreli evlilik veya beraberliklerde oluyor böyle.


  • selam  (26.07.24 15:57:33) 
[]

bir sonraki amazon prime day ne zaman?

almak istediklerimi kaçırdım benim miniğin peşinde koşmaktan :(




 
Çok fazla düşüş olmadı merak etmeyin. Sönük bir indirimdi. Sanırım kasımda oluyor bir sonraki indirim. Ama Eylül gibi de bir ara indirim oluyor.


  • jackyr  (23.07.24 14:53:40) 
jackyr, yabancı dildeki kitaplarda (türkçe kitaplara göre çok daha yüksek fiyatlı) 4 al 3 öde vardı :/ ve toplu alışverişte çok ciddi indirimler oluyordu. neyse, bir dahakine artık. teşekkür ederim


  • deartheodosia  (23.07.24 15:33:45) 
4 al 3 öde ara ara geliyor. prime indiriminden bağımsız olarak. ara ara bakmak lazım.


  • jackyr  (23.07.24 16:59:20) 
[]

siyasete girmek istiyorum ama desteklediğim hiçbir siyasi parti yok?

bir şeyler yapmak istiyorum ama?




 
139 tane siyasi parti var. Hiçbiri sana uymuyorsa 140. yı da sen kur.


  • Mirket  (22.07.24 11:20:29) 
@mirket, bunu da düşündüm ajsjsjs fazla fazla büyük düşünmek ama öyle kolay bir şey değil. çevre gerekiyor en başta.


  • deartheodosia  (22.07.24 11:24:56) 
doğuluysan aşiret kartından git yaparlar.

bu işte bile torpil var kolay kolay aday adayı olamazsın iyi para gömeceksin.
  • Hallegadola  (22.07.24 12:10:11) 
Son listeye göre 146 parti varmış hatta şimdi baktım :d

Yani bu 146 partinin minimum 120'si hayatınızda ismini duymadığınız partiler. Kalan 26'sının 20'si de güncel siyasi düzlemde pek etkisi olmayan partiler. Kalan 5-6 partilik alanda da kitlesel denebilecek partiler var ve bir parti ne kadar kitlesel olursa, parti mensuplarının düşünceleri arasındaki farklar o kadar artış gösteriyor. Sağlıklı olan da bu yoksa öteki türlü bir lider kültü etrafında toplanan ve hiçbir ideolojisi olmayan yığınlar oluşuyor.

O yüzden kendinizi "özel bir kar tanesi" olarak görmek bu açıdan mantıksız. Hepimizin siyasi/sosyal/ekonomik düşünceleri birbirinden farklı. Siyasi partilerin içindekilerin de öyle. Sonuçta siyasi parti çatısı altında toplanıp benzer politikaları güdüyorlar. Siyasi parti içinde alınan çoğu karara da içeriden itiraz geliyordur ama makul çatıda buluşuluyor ya da itiraz edenler "kol kırılır yen içinde kalır" tepkisi veriyor. Vermeyenler de ayrılıyor işte.

"Beni temsil eden hiçbir parti yok" ifadesi o yüzden çoğunlukla boş bir söylem. Hiç bir parti sizi yüzde yüz temsil edemez çünkü partiler iktidara gelmek ister ve toplumdaki her kesime bir şekilde iyi görünmeye çalışır. Ya da en azından iktidara gelmesine yetecek kadarına iyi görüneyim diyip kalanı kutuplaştırabilir tabii. Ama temelde kitle partilerinin seçmeni de olsanız, mensubu da olsanız, ve hatta başkan düzeyinde de olsanız, partinin her dediği sizi mutlu etmeyecektir.

146 parti var demiştim. 120'si dediğim gibi ya kumar oynamaya kılıf olarak ya da grandiyöz şizofreni hastası birinin "Ülkeyi sadece ben kurtarabilirim" kafasıyla kurduğu partiler yani, siz kalkıp "Hiçbir parti beni temsil etmiyor" derseniz bu listeye adını sadece benim gibi hobi olarak yargıtay siyasi partiler sitesini açıp düzenli kontrol edecek kişilerin duyduğu bir partimiz daha olur, siz de para kaybedersiniz sadece.

Daha ufak 20 partiye katılayım derseniz belki bir şekilde isminizi duyurabilirsiniz ilçe örgütlerinden başlayıp ama sonrasında büyük bir partiye transfer olmayacaksanız yine bir işlevi pek olmaz. Anca belki TİP gibi sosyal medyayı aktif kullanan partilerden bir kitle yaratabilirsiniz ama sonrasında ne yapacaksınız? CHP'den TİP'e geçebilirsiniz ama TİP'ten CHP'ye geçiş daha zor olacaktır.

Geriye kalan herkesçe bilinen büyük partilere de ilçe örgütlerinden başlayıp ilerleyebilirsiniz belki ama bu da çok düşük bir ihtimal. Ya popüler bir figür olacaksınız ya da spesifik alanda uzmanlığı ve bu yolda harcayabilecek parası olan biriyseniz makul yerlere gelebilme ihtimaliniz olur.

Dönem dönem çıkış yakalayan partiler olur. Siyasi görüşünüze uygun birine dahil olup kariyer siyasetçiliği yapabilirsiniz belki ama bunlar hep şans tabii :)

Devlet memuru olmasam ben de kesin olarak siyasete kıyısından köşesinden dahil olurdum şimdiye kadar ama şu an partilere üye olamıyorum. Sendikalar da işlevsiz haldeler. Belki ileride bürokraside devam edebilirsem oradan bir yol bulurum :d
  • nundu  (22.07.24 12:15:27) 
Siyasete neyi düzeltmek ya da neye hizmet etmek için girmek istiyorsun? Kadın hakları konusunda mı çalışmak istersin, şehir ve çevrecilik mi, sağlık hizmetinin iyileştirilmesi mi? Bu tabii senin halihazırda yapıp ettiklerinle de örtüşmeli. Örneğin bir tıp doktoruysan sahada edindiğin tecrübeler ışığında sağlık sistemini iyileştirecek önerilerde bulunabilirsin ya da öğretmensen eğitim tarafında çalışmalar yürütebilirsin. Çorbada benim de tuzum olsun, taşın altına ben de elimi sokmak istiyorum diyorsan yaşadığın il ya da ilçedeki parti merkezlerini ziyaret ederek ya da maille projelerinden haberdar olabilirsin. Yine amaçlarına uyumlu bir sivil toplum örgütü arayışına girebilirsin. Önemli olan senin ne vereceğin ve hangi parti ya da stk'nin bu alanda sana nasıl bir alan açabileceği. Diye düşündüm.


  • sekizdokuzon  (22.07.24 12:15:48) 
doğulu değilim, aşiret vs bilmiyorum.


  • deartheodosia  (22.07.24 12:29:55) 
hep aklımda olan bir şeydi. çocukluğumdan beri. ama son yıllarda iyice aklıma yattı. ülkenin şu durumu ve kimsenin (halk) bir şey yapmıyor oluşu beni çıldırtıyor. insanlarla iletişimim iyi, çok kolay anlaşırım. ama sebepler de bunlar değil aslında, içimde devamlı beni siyasete iten bir şeyler var.


  • deartheodosia  (22.07.24 12:33:18) 
Büyük küçük demeden, derdini anlatabilecegini düşündüğün bir yapıyla iletişim kurmanı ümit ederim. Bana da ilham oldun bu arada :) Hiçbir şey yapmadan olduğun yerde söylenmenin kimseye faydası yok.


  • sekizdokuzon  (22.07.24 12:35:25) 
nundu, kendimi hiç özel kar tanesi sendromunda biri olarak görmüyorum. yalnızca desteklemediğim oluşumlarda yer alamam. ismi olan partiler bana uymuyor, yeni siyasi partilere ihtiyaç var. ailem de siyasette gibi bir şey ama fikirlerim örtüşmüyor.


  • deartheodosia  (22.07.24 12:38:43) 
ilerlesem ailemden ilerlerim ve çok da kolay olur ama bana uymuyor.


  • deartheodosia  (22.07.24 12:39:29) 
Siyasete girmeyi düşünürseniz %100 uyuşacağınız bir parti bulmanız mümkün değil.
Birilerini etkileyerek karar alma süreçlerinde söz sahibi olmak istiyorsanız siz de birileriyle ortada buluşmak zorundasınız.

İktidar olmak için 65 milyon seçmenin yarısının oyunu almak gerekiyor.
33 milyon kişinin binlerce konuda aynı fikirde olması mümkün değil. Herkes konuları kafasında bir önem sırasına koyup o şekilde oy verme kararını veriyor.

O yüzden siz de %100 uyuştuğunuz bir siyasi parti aramayı bırakın. Öyle siyasi parti olmaz.

Gerçekten bir şeyler yapmak, katkıda bulunmak istiyorsanız bir yerden başlayın.
  • michael_knight  (22.07.24 13:21:26) 
bir cemaat oluşturarak siyasi partilerin ayağına gelmesini sağlayabilirsin.

cemaat kurmak, parti kurmaktan kolay. sonuçta her dediğine inanan insanlar var.
  • durbidakka  (22.07.24 13:45:55) 
türkiye'de siyasi alternatifsizliğin sebeplerinden biri, ara steplerin atlanıp direkt siyaset sahnesine atlama hevesi/isteği.

kimsenin bir şey yapmadığını düşünen no name birinin, siyasete girene kadar, yapabileceği bir sürü şey var esasen. örneğin, oy ve ötesi kurucuları, bu inisiyatifi kurmak yerine parti kursalardı, kimsenin tanımadığı, kimseye faydası olmayan, birkaç bin alan bir parti üyesi olurlardı. şu an hem türkiye siyaseti hem de halk için önemli iş başarıyorlar.

bu nedenle, öncelikle sivil mücadele / örgütlenme tarzı bir yapı içerisinde olmanızı, kendiniz gibi düşünen insanları bulmanızı öneririm. belki siyasete girmenize bile gerek kalmaz.
  • sailor  (22.07.24 14:18:39) 
Madem niyetin ciddi ve farklı bir yolla ve hızlı ilerlemek istiyorsun. Youtube ve twittwrda birer hesap oluştur ve kendini anlatmaya başla. Arkanda büyük bir kitle oluşturabilirsen ilk hareket noktanı oluşturmuş olursun.


  • Mirket  (22.07.24 14:34:18) 
içindekini anlıyorum.

bu kadar basit şeyleri nasıl göremiyor çözemiyorlar diyorsunuz

gözünün içine soktuğum halde 1 telefonla çözülecek sorunları çözmekten aciz insanlar siyasetçiler.

ben çok uğraştım ama yıldım bu liyakatsizler ordusundan

en güzeli bir platfom oluşturup sesini duyurmak.

işbirrliği istersen mesaj
  • topkapiaksaray  (22.07.24 15:04:30) 
Girsen de sıkılır bırakırsın hocam , sıkılmam dersen üç dört seneye yükselirsin zaten.

Değişik mevkilerde çocukluğumdan tanıdığım arkadaşlarım var (ilçe başkanı , ilçe meclis üyesi , büyükşehir meclis üyesi , bir tanesi de vekil olduydu), bir kere makamlarına gitmişliğim yoktu , arada denkgelir ''bir emrin var mı ?'' derler , oğlum sana ne emrim olacak lan falan derim samimiyetimize güvenerek.

öğrencilerim de (şu an değil eskiden öğretmendim)gençlik kollarından başladı iyi kötü bir yerlere geldiler kendince. Kötü bir ortam var , ben desteklediğim parti için arada müşahit oluyorum ki o bir gün de bile bizim partililerin kafasına deliriyorum :d Aktif olmak istesem sanırım 1.sene atılırdım partiden.

Neyse sen tabela partilerinin birinden başla , bir yere gelince senin çayını içmeye gelirim :d çağırırsan yani.
  • ketcapli dondurma  (23.07.24 02:14:00 ~ 02:14:46) 
eksisozluk.com izlemeni tavsiye ederim


  • hurt  (23.07.24 10:03:52) 
Karar verici mekanizmalar üzerinde etkili olmak için tek yol siyasi partiler değil.

Bir twitter hesabı, bir dernek, bir email grubu, bir imza kampanyası gibi şeyler hem daha etkili olabiliyor hem de başlamak/başlatmak siyasete göre daha kolay genelde. O seçeneği de değerlendirin.
  • michael_knight  (23.07.24 10:28:59) 
[]

sahibinden’deki konut fiyatları ne kadar şişirilmiş?

ne kadarlık kısmı pazarlık payıdır? 10x, 20x olarak düşünürsek.




 
%10'a kadar indirebilirsin. Daha fazlası zor.


  • hayirsiz  (22.07.24 00:12:25) 
Ben max %5 inecek şekilde koydum ilana.


  • new day new life  (22.07.24 00:16:17) 
satan kisinin ne kadar ihtiyaci olduguna bagli. 1 yildir duruyor evler. adam ucuza gider malim satarsam yerine yenisini koyamam diye satma niyeti olmadan tutuyor. o ilanlarin cogu satis niyeti olmayan ilanlar. adam kendi varligini sahip oldugu mal/mulk uzerinden olumluyor muhtemelen sahibinden'e ilan koyuyor.

paraya ihtiyaci olan acil ilanlarda %70-75'e kadar dustugunu gordum. benzerleri 5 milyon olan evi 4 altina goruyorum hemen de gidiyor. onun disinda inat eden bircok ev ayni fiyatta duruyor. adam 5.1'e ev satiyor mesela guya. sonra ilandan kaldirip 5.3'e tekrar koyuyor ve 5.1'e kadar iniyor. aylardir bu oyunu oynuyor sonra tekrar bastan. rinse and repeat. zenginin mali da bizim cenemizi yoruyor.
  • antikadimag  (22.07.24 06:51:50) 
%20 altını teklif et bence. sonrasında ideal fiyatını buluyor.


  • tantunisultansuleyman  (22.07.24 12:03:59) 
yüksek fiyatlı evlerde fazla, düşük fiyatlı evlerde azdır. genel bir oran olmaz.


  • gabe h coud  (22.07.24 12:21:37) 
3 ev sordum son 1 ay içerisinde, satıcının acelesine göre ve fiyatı ne kadar şişirdiğine bağlı olarak %20 düşürebilirsin. sıfır ev yapan bir müteahhitin kapısından geçerken satış ofisine girdim, peşinde %15 diye kendisi başladı. ancak oldukça hırslanıyorlar bu duruma ve açık açık söylüyorlar "faizler düşsün o zaman acısını çıkaracağım" diye. sanki 3 yıldır enflasyonun misli ile fiyat artıran kendileri değilmiş gibi şimdi inşaat maliyet endeksinin gerisinde kalmaktan şikayetçiler.


  • screamshot  (22.07.24 14:04:15) 
[]

türkiye’de yurtdışındaki gibi depolar var mı?

ben hiç rastlamadım da. varsa bu tip depolarda nem ya da hırsızlık falan olmuyor mu?




 
bizim kömürlük var


  • plastic_angel  (16.07.24 21:47:51) 
  • zaman ilac degil insanlar unutkan  (16.07.24 22:02:34) 
istanbul'dan ayrılan arkadaşım belki geri dönerim diye düşünerek eşyalarını depoya kaldırdı. bi - iki yıl oldu galiba.

ben nem, hırsızlık duymadım hiç.
ama olup olmadığını bilmiyorum.
  • biseysorcaktim  (16.07.24 23:09:39) 
ya evde istemediğim mobilyalar var, bana ait olmadığı için (eski eş) depoya atayım diyorum. teşekkürler.


  • deartheodosia  (16.07.24 23:52:28) 
Her turlusu var,pandemi döneminde patlama yaşadı bu depolar,güvenli ve nem olmayan secenek cok ama bence hic ugrasma her ay dünya para ödeyeceksin.adamı hayatından çıkarmışsın,söyle gelsin alsın eşyalarını ya da çıkar at hepsini.o depoya vereceğin kiraylada her ay sevdiğin bir şeyler yap.


  • duptıs  (17.07.24 00:08:04) 
[]

üniversite, asistan, resmi olmama vs. bir soru?

bir üniversitedeki profesör doktora programındaki ders içeriğini (izlence, slaytlar vs.) benden hazırlamamı istedi. bölümdeki asistanlar iş tanımımızda yok diyorlarmış. bir de başka ufak tefek işleri var, onları halledeceğim, 3 aylık bir durum. benim prof. çalıştığı bu üniversiteyle bir ilişiğim yok. resmi bir bağım yok, olmayacak da haliyle. bana referans verecekmiş üniversite onaylı ve cv'nde asistan olarak yazabilirsin dedi ama böyle bir şey olabilir mi? cv'mde üniversite+profesör ismiyle asistan olarak yazabilir miyim? bana olmaz gibi geliyor resmi bir şey olmayacağı için? yardım lütfen.




 
İş angarya iş olduğu için asistanlar yapmak istemiyor. bu nedenle hoca kullanacağı birini arıyor.

Para almayacaksan ve iş yorucuysa yapma. Buna teaching assistant veya graduate asistant deniyor. Ofis boyluk gibi kullanılma olayı. Cv'ne yazsan da bir makale falan olmayacağı için kimse takmaz.
  • ferenc  (07.07.24 19:36:32 ~ 19:38:20) 
Size para verecek mi? Yoksa bu yeni nesil "exposure" muhabbeti gibi "cvine yazarsin" mi ?

Öyleyse öyle profesöre sokayım. Değilse bence paraya bakın. Cv'de üç ay asistan demek hiçbir resmi şey olmadan (eminim sallıyor hoca üniversite size ne verebilir resmi yani ise giris yok fatura yok bir şey yok) bir tık yalan olur.
  • logisticsmanager  (07.07.24 19:38:49) 
Bu olay özellikle abd'de meşhur. Hocalar 6-7 sene işini yaptırıp sonra kapı önüne koyuyorlar.

Kadro veya para iste. Muhtemelen kadro vermez veya veremez. Bence para da vermek istemez
  • ferenc  (07.07.24 19:41:39) 
bedava çalıştıracak köle arıyor


  • basond  (07.07.24 20:09:44) 
cv'ne asistan olarak yazamazsın, adam sömürecek eleman arıyor öncelikle.

ayrıca asistan dediğin adam zaten ya yüksek lisans ya da doktora öğrencisidir, henüz hoca falan değildir. doktora ders içeriği oluşturacak bir yeterlilikleri yok. sen de o alanda doktoranı tamamlamış değilsen senin de olamaz ayrıca, mesele sadece asistanların angaryadan kaçmaları değil. doktora dersi içeriğini oluşturacak kişinin o alanda bir yeterliğinin olması gerekir. ha içeriği kendisi sana hazırlayacak da sadece sunumların görsel kısmını sen hallet diyorsa belki ama yine sömürecek adam aradığı anlamına gelir. gitsin parasıyla, sigortasıyla çalıştıracak yardımcı tutsun.
  • hrskrs  (07.07.24 20:44:15) 
prof olan kişi babam ve aynı alandayız.


  • deartheodosia  (07.07.24 21:14:21) 
Akademide makale dışındaki her iş angaryadır. Poster, bildiri falan da dahil. SCI makale dışındaki hiçbir işe yardım etmeyin.

Babana makalenin üzerine senin adını eklemesini iste, bunu yapmaz mesela
  • ferenc  (07.07.24 21:35:35 ~ 21:37:39) 
bahsedilen profesörün babanız olması cevabı değiştirmez, kendisi işlerini paslayacak birini arıyor. üniversite resmi olarak kurum ile hiçbir bağı olmayan birine referans olamaz malesef.

geçmiş duyurularınızdan anladığım kadarıyla henüz bir doktora dereceniz yok. aynı alandayız derken o alanda lisans ya da yüksek lisans mezunu olduğunuzu belirtiyorsanız
malesef hala doktora ders içeriği hazırlamak için yeterli biri değilsiniz. bunu kişisel olarak algılamayın, orada doktora öğrencisi olan asistan arkadaşlar da hazırlayamaz. ha tabii ki yaptım oldu diyebilirsiniz ama etik açıdan uygun değil malesef, doktora tezini savunmamış birisi hocaların yapması gereken seviyede bir işi yapamaz, akademide teamül böyledir.
  • hrskrs  (07.07.24 21:38:26) 
asıl işi akademi değil ve evet, bayağı angarya bir iş. benim hazırladıklarımı da direkt alıp kullanmayacak tabii, üzerinden geçecek ve ekleme/çıkartmaları yapacaktır. şu an kendi üniversitemde başka bir hocayla çalışıyorum ve inanın asıl onun saçma sapan işlerini yapıyorum.

@hrskrs: doktoraya başlayacağım, referansa da bu nedenle ihtiyacım var. ne kadar çok iş ve ne kadar çok referans, o kadar iyi olur diye düşünmüştüm (tr’de düşünmüyorum).

teşekkür ederim yanıtlarınız için.
  • deartheodosia  (07.07.24 22:35:08) 
TA olarak yazarsın, dünyanın her yerinde yaygın olan bir şey zaten. Yazamazsın diyenler neye göre yazamaz diyor merak ediyorum.


  • ted  (08.07.24 01:26:19) 
Konunun merkezindeki kişi babansa neden duyuruda baban olduğunu belirtmiyorsun ki ? Herkes sanki yabancı biriymiş gibi yorum yapmış.


  • Yourcousinmarvinberry  (08.07.24 08:52:24) 
yazamazsın diyenler soru sahibinin "benim prof. çalıştığı bu üniversiteyle bir ilişiğim yok. resmi bir bağım yok, olmayacak da haliyle." sözü nedeniyle yazamazsın diyor. ayrıca okul ile bağı olsa bile bir ebeveynin dersine TA olmanın yurt dışı başvurularında olumsuz bir etki yaratma ihtimali daha yüksek olur.


  • hrskrs  (08.07.24 10:14:14 ~ 10:17:05) 
bugüne kadar babamdan hiçbir noktada “yardım” (torpil) almadım; ne kendisi böyle bir şey yapacak biri ne de ben “torpil”le bir şeyler elde etmeyi kabul edecek biriyim. ama ders içerikleri hazırlamak denildiği gibi çok angarya bir iş, tek tek uğraşacak vakti de yok. vereceği dersi ben yüksek lisans kapsamında aldım, çok iyi bir notla geçtim (başka üniversite). neyse, durum bu.


  • deartheodosia  (08.07.24 10:34:50) 
bir de şu an lisanstan mezun olduğum üniversitede gönüllü asistanlık yapıyorum, çok profesyonel ilerliyor ve o da angarya işi :d beklentiler doğrultusunda tamamlarsam oradan da referans alacağım. yüksek yaptığım başka üniversitede de başka bir hocanın da işlerini yapıyorum ve o da resmi değil (makalede ismim yazılabilir de yazılmayabilir de). şimdi ben bunların hepsini boşuna mı yapıyorum? gece uyumayıp, gün içinde vaktimi saatlerce ayırıp yapıyorum, hiçbir anlamı yok mu? referans referans değil mi?


  • deartheodosia  (08.07.24 10:40:19) 
yazdıklarımı şahsi olarak almamanızı umarak yine fikrimi belirteyim, ben nesnel bir gözle bakıp olması gerekeni yazmaya ve de haddim olmasa da yardımcı olmaya çalışıyorum.

diğer hocalarınızı tabii ki referans olarak yazabilirsiniz, adınıza referans mektubu yazıp ne kadar çalışkan ve başarılı bir öğrenci olduğunuzu belirtebilirler, bu anlamda bir kaybınız olmaz. fakat yaptığınız çalışmalar ve verdiğiniz emeğin başvurduğunuz yerlerde daha da dikkate alınabilmesi için somut deliller gerekir, makalede isminizin yazması da bunun en önemli göstergesidir. makaleye emek verdiyseniz ama yazarlar arasında adınız geçmezse bu etik değildir, sömürüdür. aynı şekilde makaleye emek vermeyen birinin adının eklenmesi de etik değildir, emek veren yazarlara haksızlıktır. buna lütfen izin vermeyin ve adınızı mutlaka yazar olarak ekletin. kaliteli dergiler artık hangi yazar çalışmaya tam olarak ne katmış tek tek belirtilmesini istiyor. şu kişi literatürü yazdı, şu kişi mülakatları yaptı, şu kişi uygulamayı gerçekleştirdi vs. gibi. siz de emeğinizin toz olmasına izin vermeyin, malesef Türk akademisinde çok karşılaşılan bir problem bu.

doktora dersi ile ilgili kısma gelirsek de yine bireysel olarak alana ne kadar hakim olursanız olun, o alanda çalışmanız veya yüksek lisans dersinde başarılı olmanız dışarıdan bakan insanlar için sizin doktora dersi içeriği hazırlamanız için yeterli olduğunuzu belgelemez. daha doktora tezi yazmaya başlamadan önce bir yeterlik sınavına girmeniz, alana olan hakimiyetinizi tarafsız bir jüriye kanıtlamanız beklenir. bunun üzerine tezinizi de başarı ile savunursanız ancak o zaman doktor ünvanına sahip olursunuz ve o seviyede bir dersin içeriğini hazırlayabilecek konuma ulaştığınız kabul edilebilir. içeriği yalnızca siz hazırlamayacağınız, kabataslak bir şey hazırlayıp babanızın kontrolüne sunacağınız için bu konuda daha fazla ısrar etmeyeceğim ama dediğim gibi nesnel olarak olması gerekeni söylüyorum. lisans mezunu bir arkadaş yüksek lisans ders içeriği hazırlayacağım dese de aynı şekilde yorum yapacaktım.

özetle tabii ki tüm emekleriniz boşa gitmeyecek. elde ettiğiniz tecrübeleri özümseyerek, neyin nasıl yapıldığına hakim olduğunuzu göstererek mülakat vb. yerlerde avantaj sağlayabilirsiniz. bununla birlikte, yurt dışında bir okula başvurduğunuzda babamın verdiği bir doktora dersi için kendisine asistanlık yaptım derseniz -ki bunu kanıtlama ihtimaliniz de malesef çok düşük- pek ciddiye alınmazsınız. bir hocama makalesinde yardımcı oldum ama makalede ismim geçmiyor derseniz de hocanızı etik dışı davranış nedeniyle şikayet etmiş, kendinizi de hakkını koruyamayan biri olarak göstermiş olursunuz. başvurularınızı yaparken olumlu görünebilecek ama aslında olumsuz mesaj verecek bu noktalara dikkat etmenizi tavsiye ederim.

bu arada herkes ders içeriği hazırlamayı angarya olarak görmüş ama bu tüm öğretim elemanlarının asli görevlerinden birisidir, onu da ekleyeyim.
  • hrskrs  (08.07.24 11:10:14 ~ 11:17:58) 
[]

çocuklara yemek yedirebilme yöntemleri

mesela sebzeleri haşlayıp patates püresinin içine karıştırarak yedirebiliyorum, ya da eti pilavın altına gizleyerek, ıspanağı köfte gibi pişirerek vs. yumurta yediremiyorum, sabahları yumurta, peynir yese… :( yemezse acıktığında yer mantığı da işlemiyor bizde, acıktığında da yemiyor bir ara bayağı düşüktü kilosu.

sağlıklı beslenmeleri için nasıl yöntemlerle yediriyorsunuz? (tablet/telefon olmadan)


 
bebeklikten itibaren sofrayı çok cazip göstererek alıştırdık. birlikte sofraya oturma seansları çok önemli. biz ne yiyorsak ondan yedi, yiyor. yemeklerini ayırmadık ve ayrıca bir özen göstermedik. ha fedakarlık yaptık mı yaptık, az tuzlu yedik mesela ama bizim için de iyi oldu. yumurtaya tuz atmak yerine bi ısırık yumurtadan sonra bir tane zeytin yedik. o da öyle alıştı.

aman onu hazmedemez, aman bunu yiyemez demedik hiç. bir de açıklayıcı olmak ve biraz da hafif aragazı (şunu yiyeyim de saçlarım uzasın, bunu yiyeyim de çok güçlü olayım vs. gibi) verdiğimiz için hiç sorun yaşamadık. telefon ve tableti yemek yerken asla vermedik, biz de bir şey izlemedik. en başında koyduk bu kuralı ve öyle devam etti. ufak atıştırmalıklar yerken bir şeyler izler sadece. eti de mangal, baba köftesi ve özel tarif tavuk kanat ile çok sevdi. balıkta da anne balığı etkili oldu.

en başından yanlış gitmiş sanırım bir şeyler. yine de eğlenceli sofra ortamında aşacağını düşünüyorum. ayrı tutarsanız yemez, birlikte yiyin.
  • Improbable  (05.07.24 14:34:01 ~ 14:38:10) 
Young Sheldon’da annesi bir bölümde yiyecekleri milshake kıvamına getirip veriyordu ama içine güzel tatlar da koyuyordu. Bana iğrenç gelmişti ama çocuk sevip içiyordu. Ne kadar mantıklı bilemedim.


  • cemallamec  (05.07.24 14:38:15) 
Annem yemekte benden yardım alırdı çocukken. Benim çok da sevmediğim yemekler olunca birlikte yapardık yemeği bir sonraki sefer, yapımını görüp uğraşınca hoşuma giderdi :D Her zaman işe yaradı. Bir deneyin belki çalışır. Büyük ihtimalle babama da önden haber yolluyordu çünkü o da benim yardım ettiğim yemekleri yerken "of çok güzel, üf harika" şeklinde yerdi. Bir sorayım bunu :D


  • akhenaten  (05.07.24 14:42:16 ~ 15:01:42) 
@Improbable, babası üzüm vermeme kızıyordu üzümün dış zarlarını soyup o şekilde vermediğim için :/ maalesef aşırı abarttı bazı şeyleri. ben de çok sağlıklı beslenen biri değilim, et yemem vs. ikimize de benzemiş biraz.

@akhenaten, bugün birlikte kek yaptık mesela, yumurtayı içine fazla koydum besin değeri artsın diye. ama kek işte, şekerli :/

@cemallamec, bunu da denedik :) güzel bir öneri, teşekkürler
  • deartheodosia  (05.07.24 15:38:47) 
bunları şu sebeple yediriyoruz argümanı anlayabilecek yaştaysa, boyun uzasın (büyümen neden önemli), kemiklerin bizim gibi sağlam olsun

bir de gerçekten acıkıyor mu başka şeyler yediği için mi tercih etmiyor
  • bir soru sorcam  (05.07.24 15:48:56) 
keki hurma ezmesi kullanarak yapabilirsin, tamamen şekersiz olarak. çok da yenilebilir ve güzel oluyor. tarifler var internette.

benim kız da peynir yemiyor. ıspanak da yemiyor. hayati besin mi bunlar? yoğurt yiyor mesela ama. yemediklerine değil yediklerine odaklanmaya çalışıyorum.

kilosu düşük ama kan değerleri iyidir, sağlıklıdır. o zaman kafaya takmaya gerek yok. bir de sırf proteinden kilo almayacak bu çocuk. karbonhidrata da ihtiyaç var. ekmek de yesin.

yemediği şeyleri yediklerinin içine minicik minicik doğramak gerek sanırım. mesela ciğeri yeşil mercimek çorbası içinde yiyebiliyorlar. yumurtayı da çorba içinde yedirebilirsin gibi geliyor mesela erişteli bi çorba içinde kaynar gider.
  • elorelia  (05.07.24 16:15:26 ~ 17:13:42) 
yemek problemini çözemiyoruz. 3. yaşında protein alsın diye biz yediriyoruz bu sefer kendi yememeye başladı. kendi yese diğer sorunlara daha sonra odaklanacağız. eğer çözen varsa akıl versin.


  • mikahakkinen  (05.07.24 16:16:04) 
yemek istemiyorsa tok demektir.
öğün aralıklarını artırın.
çocuk çok küçük değilse evdeki diyete benzer yiyecektir.
  • nuisance2  (05.07.24 16:17:46 ~ 16:18:33) 
yemek istemiyorsa toktur diyenlerin çocuğu var mı çok merak ettim :D çocuk açlıktan ağlıyor ama ağzına sürmüyor. evde ne pişerse onu veriyoruz, ama yok kafayı çeviriyor tadına bile bakmıyor. sonra da açım diye ağlıyor. başka yemeğin içine küçük küçük kattıklarımızı da geri tükürüyor. ağlama duvarı yaptık duyuruyu kusura bakma sista


  • pide  (05.07.24 16:27:49) 
Sebzeli borek. (Sebzeleri pisirir oldurup yufkaya sararsin. Biraz vitamini olur tabii ama belki denenebilir)

Peynirli, sutlu, cirpilmis yumurta. (Krema gibi oluyor, yumurta tadi ve kokusu da asla gelmiyor.ben yetiskin olarak baska turlu yiyemem)

Havucu patates gibi kesip yanina sevecegi bi sos yapsan? Atistirmalik diye.

Balik yemiyorsa onu da fishfinger gibi yapsan? Tarifi vardir eminim nette.
  • Kittie  (05.07.24 16:53:56) 
@nuisance2, öyle değil işte. bıraksam hiçbir şey yemeden günü kapatacak. kilosu çok düşüktü, ancak toparladık.

@pide’nin yazdığı gibi. benimki de tükürüyor, eğer pilav et oranını iyi ayarlamazsam ve etin tadını baskın alırsa direkt tükürüyor, çığlık çığlığa yemiyor.

@mikahakkinen +1

@elorelia, çok teşekkürler. ben de benzer şekilde yapıyorum ama daha ne kadar böyle gidecek :(

@bir soru sorcam, açıklıyorum, anlatıyorum. yalnızca yemek konusunda değil, akşam uyuması için, çorap giymesi için, dişlerini fırçalaması için… bi yerde ikna çabasına dönüşüyor, hayır yapacaksın, kurallar böyle, uymak zorundasına dönüyor.
  • deartheodosia  (05.07.24 16:57:50) 
Yaşa göre cevap degişir gibi geliyor bana.


  • osssy  (05.07.24 17:15:32) 
lütfen zorla yedirme lütfen. sabah tartım 42 yi gösteriyordu, çocukluğunda domatesin kokusundan bile tiksindirildğim dönemleri hatırlıyorum. eminim iştahlı dönemleri vardır ya da sevdiği şeyler. onları keşfedin birlikte. ben hayatı ve yiycekelrin tadını büyüdükten sonra keşfettim. küçükken buna izin verilmedi. sevdiğim şeyler olmadı, sevmediğim şeyler dayatıldı.


  • geveze yazar  (05.07.24 17:40:53 ~ 17:41:24) 
Ben kendi çocukluğumda açlıktan bayılıp yine de yemek yemiyomuşum. Annemler sinirlerinden ağlıyomuş artık. Daha büyük yaşlarımda yemek yememek için verdiğim kavgaları hatırlıyorum. Şimdi birkaç sebze yemeği hariç çok sorunum yok. Çocuklar gıcık varlıklar yani yapacak bi şey yok. Bunun çok net bir cevabı olduğunu da sanmıyorum. Her bebek/çocuk için farklıdır


  • nundu  (05.07.24 17:48:02) 
"açıklıyorum, anlatıyorum."
psikoloji şeysi olcak ama cevabı çocuk bulsun biraz daha manipülasyon belki işe yarar
yani büyüme hikayesini çocuk anlatsın
sorunun cevabını o versin
  • bir soru sorcam  (05.07.24 19:57:55) 
yas 3.5, bizimkine buyuyemezsin diyince buyumek istemiyorum yemicem o yuzden diyor :) çöp kadar kaldi yememekten fakat sonra fark ettik ki bademcikleri dev gibi, burnu hep tikali (hasta olmadigi halde), agzini kapatamiyor. oyle olunca bi kbb ziyareti cozdu isimizi. yakin zamanda adaya veda eden geniz eti ve bademcikler sonrasi simdi istahi iyi. gecen gun ilk defa "anne aciktim ne zaman yemek yiycez?" diye bir soru duydum sukur namazi kilacaktim inancsiz halimle :)

yani demem o ki, nefes veya yutma sıkıntısı da istahsizlik yapiyormus, birebir yasadim. oyle bir durum olup olmadigini da kontrol edin bence.

ben yumurtayi hep muzla cirpip (seker koymadan) icine yaban mersini koyup pankek gibi pisirerek yediriyordum. bazen de keciboynuzu unu da koyup kakaolu goruntulu gibi yapiyordum.

bir de sevdigi seylerden yuruyorum, illa bunlari yiyeceksin diye israrci olmamaya calisiyordum. hah peynir yiyor, ellemiyim ne kadar istiyorsa o kadar yesin, ogunu peynirle gecistirsin yeter ki yesin filan. yanina da muz veriyordum en azindan saglikli bir seyler yiyor diyip geciyordum. cunku bu yasta 1 yas tisortleri hala oluyor dusunun zayiflik halini. ama ne var mesela, kan degerlerine bakildi, eksiklik yok. boyu yasina gore normal kilosu az sadece o da hareketli diye kendimi teselli ediyordum.

bir de eski evimizin bahcesinde karadut agaci vardi, avuc avuc karadut yedigi bir donem var, o donem istahi inanilmaz artmisti. bilmiyorum psikolojik mi, yaz diye nefes sıkıntısı mı azalmisti yoksa gercekten istahina faydasi mi olmustu bilmiyorum. ama karadut surubunu istah artirici olarak kullanan cok kisi duydugum icin bi sans verilebilir diyecegim.

benim tecrubem bu kadar, bu zorlu yolda size kolayliklar diliyorum, yemeyen cocuk cok zor :(
  • in vino veritas  (05.07.24 22:50:21 ~ 22:51:02) 
[]

klavye kendi kendine noktaya basıyor

klavyeyi. kontrol ettiğimde. bir bozukluk. yok (işte nokta. yapmaya devam. edip duruyor, düzeltmiyorum). ne olmuş olabilir? word'de bir şey yazıyorum ve devamlı noktaya basıyor, düzeltmek çok vakit öldürüyor. klavyede nokta işaretinde sorun yok, diğer. tuşlar. gibi.




 
Tuşun altına bir parça kırıntı sıkışmış olabilir, tuşun altında ıslaklık vardır sürekli basılıyor gibi algılıyordur. Tuşlaru sökebiliyorsanız söküp kontrol edin, temizleyin, kurutun.


  • kobuzchu kiz  (03.07.24 15:07:53) 
[]

4 yaş, İstanbul

4 yaşındaki çocukla neler yapılabilir? Tek çocuk. Şehir İstanbul. Asya/Avrupa yakası fark etmez. Aklınıza gelebilecek her öneriyi yazabilirsiniz :) teşekkürler.




 
vialand geldi aklıma direkt. onun da eğlenebileceği şeyler olmalı


  • air  (01.07.24 18:46:34) 
1- vialanda sakin gitmeyin. giris ayri vip bilet ayri her yerde bitmeyen siralar var sicaktan bayiliyor millet acik hava betonarme yapi.

2- akasya kidzania (kalabalik seviyesini bilemiyorum)

3- maltepe sahilde cok cocuklu aile oluyor. cok park var icinde
  • ala09  (01.07.24 18:55:25) 
ek4: goztepe ozgurluk parkinda da cok cocuk var tren falan iyi yakinsaniz olabilir ayrica acik hava çocuk tiyatroları da var icinde, basladilar mi bilmiyorum


  • ala09  (01.07.24 18:57:43) 
kidzania


  • mysql34  (01.07.24 20:24:59) 
120 cm'in altında vialand'in pek bi esprisi yok. bineceği 4-5 alet için bu sıcağın alnında 2bin-3bin lira harcamak gereksiz. (ala09+1)


  • brkylmz  (01.07.24 22:55:38) 
Kidzania demeye geldim


  • hrskrs  (02.07.24 01:18:24) 
[]

can yay. ve iletişim yay. satış mağazası var mı?

ben çocukken istiklal’de vardı ama ya kapandı ya taşındı. şimdi de internette bulamadım, yky gibi mağazası var mı direkt satış yaptığı? ayrıca iletişim’in de sultanahmet’te vardı, o da kapandı değil mi? açıldı mı başka bir yere yoksa online satışla mı devam ediyorlar?




 
[]

terapist bakıyorum, vakıf üni.

ben de vakıf üniversitesinden mezun oldum ama bursum vardı, üniversite sınav sonucum bölüme göre oldukça yüksekti. arkadaşlarım da hep özelden mezun ama hiçbirine kötü bir şey diyemem, benzer zekadayız işte. ama terapist seçmeye gelince bakıyorum üsküdar üni. mezunu, arel mezunu :( kent üni. mezunu… bana göre iyi kategorisinde değil bu üniversiteler. seanslar da 1500’den başlıyor. ya çok saçma geliyor, ne anlatıcam ki diyorum ama yanlış bir düşünce biliyorum :/ bi uygulamada önerdikleri terapist tüm yüz estetikli ve aşırı makyajlı mesela, o yapay görüntü var. yargılamak istemiyorum ama işte… bana yardım edemez düşüncesi oluyor. kendim daha iyi durumdayım diye düşünüyorum. o parayla alışveriş yaparım, seyahat ederim diye de düşünüyorum. ama kaygılıyım, panik durumları yaşıyorum ve ihtiyacım da var birileriyle görüşmeye. siz ne düşünüyorsunuz? not: duyuruyu ilerleyen vakitlerde silebilirim.




 
bence o paraya seni daha mutlu edecek, hayatını kolaylaştıracak bir şeyler al. terapi denilen şeyi de önce araştır ufak ufak videolar izle dene. vav şu çok iyiydi dediğin olursa derine dal. böyle pattadak kumara yatırır gibi önüne gelen terapiste verme tabi. hiçbir şey almasan bile bi çıkıya sar koy. varlığı bile terapi onun.


  • geveze yazar  (20.06.24 16:45:03) 
terapiye gitme ihtiyacı hissediyorsanız, aklınıza yatana gidin.
ön yargı ile giderseniz zaten 1-0 geriden başlarsınız. etrafınızda sorabileceğiniz kişiler varsa sorun.

elbette eğitim ve tecrübe fark ediyor ama birine çok iyi gelen terapist size iyi gelmeyebilir bunu da unutmayın. her terapist kumardır. ve ilk seansta anlayamazsınız size iyi gelir mi gelmez mi
  • jülsezar  (20.06.24 16:50:42) 
Akdwniz ulkesinde terapiste hitmek ahmaklik baska bi sey degil


  • lapaz  (20.06.24 22:59:26) 
Kuzeyde yasasaniz neysd


  • lapaz  (20.06.24 22:59:35) 
[]

ne diyo burada? (ingilizce)

ladies, if he tells you
"sorry, I forgot to text you last night, tell him, "It's okay, your competition didn't”

alt mesajı anlamadım?

 
mesaj atmayı unuttum diyorsa "sen yedektesin, rakibin unutmadı başkalarıyla da yazışıyorum" diyor özetle.


  • nhk ni youkosu  (19.06.24 19:21:33) 
ah, şimdi anladım ajdjdk. teşekkür ederim


  • deartheodosia  (19.06.24 19:25:26) 
[]

motosiklet ehliyeti almak istiyorum

daha önce hiç kullanmadım ve motosikletim de yok haliyle. normal ehliyetim var. bi sürücü kursuna kayıt olup mu öğreneceğim, nasıl ilerliyor bu süreç? aşağı yukarı ne kadar ücret ve gerekirse özel dersler, bilen birileri?




 
B ehliyetinizi kaç yılında aldığınıza göre değişir süreçler
Biraz araştırın derim.
Motoru sürmeyi öğrenmek ise mutlama özel ders ister.
İki tekerde gitmek, onu herkes yapıyor zaten. Biz ona motor sürmek demiyoruz. Size ne için lazkm bir de o onemli tabi. Hepsini gözden geçirip baştan bir düşünün bakalım.
  • erty_ksk  (17.06.24 20:37:08) 
Sürücü kursu iyiyse ehliyet alabileceğin kadar öğretir. Gerçekten öğrenmek istiyorsan Honda safety veya yamaha rading academy ye bir baksan iyi olur. Bunlara ehliyet almadan da katılabilirsin.


  • hububrad  (18.06.24 01:29:30 ~ 01:30:16) 
[]

uyku ilacı olmadan uyuyamıyorum

uyku ilacı alınca da uyanmakta ve gün içinde normal olmakta zorlanıyorum :(
nasıl uyuyabilirim? ilaç almadığımda sabahlıyorum ve gün içinde çok yorgun oluyorum.



 
çok şanslısın. 1 yıldır uyku sorunu çekiyorum, denemediğim şey kalmadı ve bu konuda üstat oldum. sonunda buldum çözümü; Valerian Root. Nature's Bounty Valerian Root çok iyi, uykunu alıyorsun sabah da dinç kalkıyorsun ama piyasadan kaldırıldı. Bu oranlarda başka ürün bulabilirsin.

Bu ürün Nature's Bounty'nin ürününe en yakın olanı, Valerian'ı biraz eksik ama onu da ayrıca bulabilirsin yetmezse.
www.hepsiburada.com

bu da daha uygun fiyatlı benzer bir ürün.
www.vitafenix.com

Tek başına Valerian Root, en uygun fiyatlısı:
www.amazon.com.tr

edit: Valerian Root günlük 800-1200mg civarı alınması lazım. onun için ilk iki linkteki ürünleri alırsan onların eksik Valerian'ını son linkteki ürün ile desteklersen en iyi sonuca ulaşırsın. Bu arada bu bilgi için 100k tl verirdim. Doktorlara harcadığım para + zaman + yaşadığım stres, çok daha üzerinde bile verirdim.

Bana buradan ya da sözlükten bu konuda istediğin zaman ulaşabilirsin. Destek olmak isterim.
  • gabe h coud  (12.06.24 11:50:43 ~ 14:08:54) 
Uyumanızı engelleyen sebebi bulmanız lazım bence.

Konforsuz bir yer mi, çok mu sıcak, çok mu soğuk, çok mu aydınlık, gürültülü mü vs.

Nefes almakta mı zorlanıyorsunuz ?

Kafanızı kemiren düşünceler mi var ?

Hormonlarla alakalı bir problem mi var ?
  • kimlanbu  (12.06.24 12:20:11) 
Uyku bozukluğunun bir çok sebebi olabilir. Burada tavsiye olarak verilen haplar aslında jetlag gibi sorunlarda geçici olarak kullanılan takviyelerdir uyku sorununu çözmek için değildir. Dahiliye hekimine görünün. Eğer bir psikiyatrik sebebi yoksa beslenme kaynaklı olabilir düzensiz yaşam şekli olabilir. Türkiye'de sosyal medya ve telefon kullanımı çok yaygın ne de olsa insanların çok boş vakti var bence yaygınlaşan uykusuzluk veya kalitesiz uyku sorununun en büyük sebebi ekran kaynaklı mavi ışığa maruz kalmak olabilir.


  • doharkoman  (12.06.24 12:43:31 ~ 12:44:18) 
Meditopia diye bir uygulama var. Tavsiye ederim. Şıp diye uykuya dalmıyorsunuz tabii. Benim tecrübeme göre yarım saati buluyor uykuya dalmam. Ama yatakta dönüp durmuyorum ve tuvalete gitme ihtiyacı duymuyorum o sürede.


  • auroraaurora  (12.06.24 13:46:29) 
[]

bilfen gibi kolejler

4 yaş konuşmayan çocuğu almıyorlar mı? haftaiçi arayıp direkt soracağım ama önbilgi olarak merak ettim




 
Ben Bilfen’ de öğretmenlik yaptım asla ama asla vermeyin çocuğunuzu. O öğretmenler odasındaki cehalet karşısında içim daraldı. Yemekleri çok kötü keşke daha alternatif okullar baksanız.


  • guitarissimo  (08.06.24 23:32:36) 
bilfen kesinlikle almaz.
diğerleri alabilir.

  • nuisance2  (08.06.24 23:45:48) 
[]

çok soru soran kişiler

nasıl algılarsınız? zeki/aptal, meraklı/hadsiz vs?




 
Buraya mahsus soruyorsan kesinlikle burayı hareketlendirmeye çalışıyor. Bana göre. Yok genel soruyorsan iletişim ve ilgi ihtiyacını gidermeye çalıştığını düşünüyorum.


  • muhayyer divan  (08.06.24 19:07:32) 
Kararsız. Ben gibi


  • numlock  (08.06.24 19:07:45) 
sorudan soruya fark var.

bazen sırf laf olsun, muhabbet diye de sorulabilir. bazen aşikar şeyleri sormak bile gerekebiliyor.

meraklı/zeki derim genelde soru soranlara. aptal demem pek. hadsiz de olabilir çok soruyorsa.
  • biseysorcaktim  (08.06.24 19:08:40) 
Ömür törpüsü.

- Seni seviyorum.
- Neden?
  • gabe h coud  (08.06.24 19:11:17) 
mal. hepsi gibi


  • pavlis  (08.06.24 19:11:18) 
soruya göre degisir.
örnek lütfen?
....
galiba ben de cok soru soruyorum :)
  • robert bosch  (08.06.24 19:39:16 ~ 19:39:59) 
olumlu veya olumsuz bir sey dusunmem
ama hafiften de sinir gelir abarti sekildeyse

  • aferin cok iyi dusunmussun  (08.06.24 19:55:00) 
Bazen zeki, bazen aptal, bazen meraklı, bazen küstah, terbiyesiz hadsiz...

bir bilgenin sabrini ta$irabilecek kadar saldirgan, bir kediyi sakinle$tirebilecek kadar uysal, bir toplulugu gulmekten kirip gecirebilecek kadar pozitif, yanindakileri intihara surukleyebilecek kadar negatif, butun gece dansedebilecek kadar enerjik, butun gun uyuyabilecek kadar yorgun, bir haftalik i$i yarim gunde bitirecek kadar hizli, yarim gunluk i$i bir haftaya yayabilecek kadar yava$, bir gelincik kadar narin, bir cam agaci kadar guclu...
  • geveze yazar  (08.06.24 20:08:42) 
Mesela üretim yapan bir fabrikada yeni işe giren bir mühendisi düşünelim. Fabrika hakkında hiçbir şey bilmiyor. Her şeyi sormasını, merak etmesini beklerim. Sormuyorsa yadırgarım. Sorduğu soruların özelliğine göre zeki mi yoksa vasat mı onu anlarım.

Çok ufak bir araştırmayla bulabileceği şeyleri soran birisi eğer bunu alışkanlık haline getirmişse pek hoş karşılamam. Zevzek olduğunu düşünürüm.

Özellikle çocukların sordukları sorular onların zekalarıyla ilgili çok güzel ipucu veriyor. İyi soru soran çocuğa rastlayınca mutlu olurum.

Önemlidir soru sormak.
  • pispinti  (08.06.24 20:37:36) 
Kesinlikle sordukları soruya bağlı. Sorusuna göre "Vay geri zekalı" ile "Hmm! Çok mantıklı bir soru" arasında geniş bir yelpaze var.


  • nawar  (08.06.24 20:49:00) 
ne soruyor, anlamak için mi soruyor. konuşmuş olmak için mi soruyor bu önemli.


  • orpheus  (08.06.24 23:29:38) 
Kişisel soruysa tersliyorum.
İş ile ilgiliyse cevaplarım, soru saçma olursa olsun, herhangi birşey düşünmem. Hepimiz öğreniyoruz. İyi bir soruysa, beğenirim kaliteli bir insanmış falan derim.
Ortamla insanlarla ilgiliyse, iyi düşünmem.
  • durgunfoton  (08.06.24 23:52:23) 
cok soru sormak biraz aptallik gostergesi bence. dogru sorulari bulamiyor ya da cok dusunmuyor diye dusunurum ben.


  • bohr atom modeli  (09.06.24 12:44:52) 
uzmanı dışındakiler soruyorsa aptal, insanları rahatsız ettiği için hadsiz.


  • kurcalamabozarsin  (09.06.24 21:53:17 ~ 21:54:02) 
istihbaratçı olduğunu düşünürüm


  • Hallegadola  (10.06.24 09:39:50) 
aramdaki ilişkiye göre değişir. kadın erkek tanışıklılık süresi. yani sorunun net değil. gerizekalı'dan çok zekalıya kadar geniş bir yelpazede


  • 100binZar  (11.06.24 15:02:07) 
[]

makalede resmi soyisim yazılmak zorunda mı?

bi öğretim görevlisi ve doktora öğrencisi ile bi makale hazırlığındayız. soyismim eski eşin soyismi, kendi soyismimi kullanabilir miyim (resmi olarak yok)? avukatım soyisim için ayrıca dava açılmalı, o da vakit alır falan dedi.




 
kullanabilirsiniz

boşanınca kendi soy isminize dönmüyor musunuz direkt
  • jülsezar  (07.06.24 20:53:36) 
Sadece S.W. diye imza taşıyan bir makale bile görmüştüm. Nerede yayınlayacaksanız oraya sorabilirsiniz aslında.


  • akhenaten  (07.06.24 21:11:48) 
Resmi olarak boşanmadınız mı? Boşanma kararından sonra otomatik olarak nüfusa işlenmesi lazım.

Boşanmamış olsanız dahi evlenmeden önceki soyadınızı kullanabilirsiniz bilimsel makalenizde.
  • pispinti  (07.06.24 21:11:56) 
jülsezar, çekişmeli olduğu için boşanma süreci bitmiyor


  • deartheodosia  (07.06.24 21:12:12) 
Öyle bir şart yok. Zaten dergilerde kimlik sormuyorlar, istediğiniz soyismi yazabilirsiniz. Evlendikten/boşandıktan sonra veritabanlarında kargaşa olmasın diye kendi soyismini kullanan çok sayıda kadın var.


  • evrim halkasi  (07.06.24 21:55:36) 
ileride akademik bir kadroya veya doçentliğe vs. başvuracaksan jüriye yayınlarını sunacaksın. sunduğun yayında adı yazan kişinin sen olduğunu ispatlamanı isteyebilirler. Makalede isminin dışında Orcid ID'ni de kullan ki ileride böyle bir durumda ekstra bir kanıtın olmuş olur.


  • hrskrs  (08.06.24 14:59:02) 
[]

kiracılı ev satın alınınca ne oluyor?

kiracı çıkıyor mu? ihtar vs mi çekiliyor çıkması için? çok karışık bilgiler var bu konuda, kesin bilgisi olan varsa yazabilir mi? teşekkürler




 
Başıma gelen birşey değil ama kadar bu konuda şu ana kadar ortalama olarak anladığım,
kiracı bulunan ev alanların, kiracısız içi boş evin kıymetini biraz geç anladıkları.

Sadece tayini yakın zamanda kesin olarak çıkacak, içinde bir memur ailesi bulunan bir ev bu konunun istisnası olabilir.
  • diyecevaplandı  (01.06.24 20:44:03) 
Kiracılı bir ev alırsan, kiracılı bir evin oluyor. Bir önceki ev sahibiyle kiracının yapmış olduğu kira kontratı gayet yürürlükte oluyor.

Eğer sen oturacaksan 6 ay içinde çık diye tebligat gönderiyorsun. Peki Abi derse 6 ay içinde çıkıyor. Yok derse yasal süreç başlatıyorsun o 6 aylık süre dolunca. Onun da yaklaşık 2 sene falan uğraştırdığı söyleniyor.
  • Mirket  (01.06.24 20:49:15) 
babamlar aldı, alındığı gün noterden ihtar çekildi. (almadan önce de haber verilmişti böyle böyle eve taşınmak için satın alıyoruz diye) Hatta bu evi aldıkları emlakçı evin içindeki kiracıya da evler buldu teklif etti vs. Birkaç ay sonra gerçekten ev buldular çıktılar. Çıkmasalardı dava vs. uğraşılırdı.


  • nhk ni youkosu  (01.06.24 21:00:46) 
Yasal kısmını internetten veya avukattan öğrenebilirsiniz, ben bir kiracı olarak neler yapacağımı söyleyeyim.

Kaldığım evde iş değişikliği vs olmadıysa uzun süre otururum, ev sahiplerinin kira artışına bugüne kadar hiç itiraz etmedim, %300 artışa bile, eve zarar vermedim, bir şey bozulduysa kendim yaptırdım, gidip kiradan düşmedim. Özetle problemsiz bir kiracı olduğumu düşünüyorum.

Bir kaç hafta önce hem evi büyütmek hem de yeni ofise daha yakın olsun diye taşındım. Bana 130k civarı paraya mal oldu.

Ev sahibiyle yüzyüze de konuştum tutmadan önce, Almanya'dan oğlum geldi, kızım evlendi diye beni çıkaracaksınız ben o kiracı değilim diye belirttim. Buna rağmen beni evden çıkarmak isterse bedeli mevcut durumda 500k. Verirse gider yeni ev bulur taşınırım, vermezse de güzel bir avukat tutarım elinden geldiği kadar uzat derim, zam oranlarını kontratta yazan tutardan yapar enflasyon karşısında zarara sokarım. Çıkarken de depozitoyu gerekirse yakarım, evi olduğu gibi bırakırım. Umarım benim gibi bir kiracının bile yapacakları bunlarsa üç aşağı beş yukarı neler olacağını kestirirsiniz.

Adam tutup rahatsız etme vs gibi durumlar olursa da elime koz geçer, daha büyük zarara uğrar.
  • kimlanbu  (01.06.24 22:21:05) 
Yasal olarak sizin kiraya vermenizden bir farkı olmuyor. Normalde ev sahibi baştan beri siz olsaydınız, kiracıyı nasıl çıkarabilirseniz, öyle çıkarabilirsiniz. 12 senenin dolması, eve sizin ihtiyacınız olması vb. İhtar çekersiniz, iş mahkemeye intikal ederse ve kiracı diretirse en az 3-4 yıl sürer.

Bu yüzden kiracılı evler, daha ucuz satılıyor. Bu tarz bir niyetiniz varsa, kiracıyla anlaşmadan ve noterden tahliye taahhütnamesi almadan bu işe girişmeyin. Bazıları 200-300 bin tl de kiracıya verip, çıkartıyor.

Bir de not: kesinlikle söze güvenmeyin, her şey yazılı olsun. Çıkarım, yaparım, ederim, söz diye insanlar köprüyü geçince "yürü mahkemeye 3-5 sene bekle" derler.


.
  • kartallar yuksek ucar  (02.06.24 00:32:28) 
[]

tuval için hangi boya? akrilik/yağlı/guaj?

ilk kez deneyeceğim. terapist önerdi bir kez denememi cbt ödevi olarak. ben guajdan yanayım ama tuval üzerinde çatlar mı? en iyisi hangisi sizce? bir de tek seferlik bi şey olacağı için (kaliteli olsun istiyorum ama) küçük miktarlarda olsun da istiyorum. tavsiye edebileceğiniz (tuval ve boya için) marka önerileri var mı? son olarak trendyol’dan alınabilir mi? teşekkürler!




 
Akrilik kullanıyorum memnunum. Marka olarak artdeco iyidir. Klasik, pastel serileri güzel ama fosforlu olanlardan memnun kalmadım, kapatılıcığı zayıf.


  • ruhen hastayim ben  (28.05.24 18:54:02 ~ 18:55:12) 
[]

avukat danışma ücreti ne kadar?

bir arkadaşım var boşanma avukatı, benim avukatım değil ama bu süreçte vakit ayırdı, sorularımı hep yanıtladı vs. reddetti kendisi ama ortak bi arkadaşımdan iban bilgilerini aldım ve hiç değilse danışma ücreti olarak bir miktar göndermek istiyorum. ne kadar göndermeliyim sizce, genel ücretler ne kadar? teşekkürler




 
bence para göndermek yerine ufak bir hediye alsan daha tatlı olur .


  • devilone  (22.05.24 15:18:08) 
hediye +1
samimiyseniz bir yerden hediye çeki de olur.
direkt para göndermek hoş gelmedi bana da.
  • elorelia  (22.05.24 15:22:58) 
bi yemeğe götür :)


  • sizofren06  (22.05.24 15:26:17) 
2300


  • 6 kere uctum 7 kere dondum  (22.05.24 15:35:32) 
yani normalde asgari ücret tarifesine göre 2300 TL ama çok yardımcı olduysa biraz daha fazla gönderebilirsin. Dilekçe yazmana filan yardım ettiyse en az 5 gönder bence. Ben avuktım bu arada. hediye de alsan olur arkadaşsınız sonuçta.


  • turuncu tonlarda  (22.05.24 15:39:28) 
hediyelere maddi değerler yükleme bence.

tüm avukat tanıdıklarımın ortak derdi eşe, dosta tabiri caizse bedava danışmanlık yapmak (sizi tenzih ediyorum tabi, ilişkinizi bilemem).

bence siz 2300 tl'yi gönderin, yanına da ufak bir jest babında pahada hafif, anlamlı tatlı bir hediye yollayın.
  • numlock  (22.05.24 15:43:03) 
Avukatım, eş dostun bedava işlerinden yoruldum. Uzun zamandır bu tür davalarla ilgilenmiyorum deyip geçiştiriyorum.

Sizin yaptığınız ise çok ince bir davranış. Bana bir kahve bile ısmarlansa en azından mutlu olurdum. :))

2300 tl yerine 1500 tl olabilir. Veyahut güzel bir yerde yemek. Tatlı+ Kahve de olabilir.
  • drako  (22.05.24 17:10:11) 
biz aslında öncesinde yalnızca ismen tanışıyorduk, benim dava süreci başladığında doğum iznine ayrılmıştı. bebeği için (1 yaşındadır sanırım) altın alacağım, o şekilde karar verdim. ihtiyacı neyse kullanabilir. yanıtlar için teşekkür ederim.


  • deartheodosia  (22.05.24 17:59:45) 
Düz 3 atınız çok ilgilendiyse

Az ilgilendiyse 1.5
  • adwokat  (22.05.24 19:01:09) 
Hediye verme mümkünse direkt para yolla. 2500 tl yolla. Farkli zamanlarda danışilmis anladığım kadarıyla. 2500 tl iyidir. Yemek kahve vs vakti olmayabilir zoraki gelecek duruma düşmesin, sende ısrar etme. Avukat arkadaşlar var adamların vakti yok, haftasonu da ailesiyle adamlar.


  • Topalordek  (22.05.24 22:01:56) 
Para yollayacaksan asgari tarifeden yollama, sembolik de olsa üstü olsun. İyi niyetle yapılan bir şeyin karşılığı standart ücret olmamalı diye düşünüyorum.
2500 + çok pahalı olmayan bir hediye yapardım ben olsam. Hediyeyle uğraşamam diyorsan 3k.

  • Bruce  (22.05.24 23:18:43) 
[]

kıbrıs’ta araba kullanabilir miyim?

istanbul’da her gün araç kullanıyorum.




 
10 dakikada alışırsın.


  • numlock  (20.05.24 09:14:47) 
Kullanabilirsiniz, dikkatli bir şekilde yola çıkın, kısa sürede alışırsınız. Ancal yolda araç olmayınca insan bazen şaşırabiliyor, en güzeli alışana kadar önünüze soldan git stickerı yapıştırmak ve yoldan geçen birini bekleyip arkasına takılmak.

Kıbrıs'ta trafiğin en önemli kuralı ise döner kavşaktan (adalardan) dönenlere mutlaka yol vermek, vermem dersen adam üzerine sürüyor. Hatta adada birini görünce ben bundan önce geçerim deme, yol ver geçsin, sonra sen geç.
  • Tutkun  (20.05.24 10:10:15 ~ 10:11:18) 
Ters yerdeki direksiyon falan sorun olmuyor, hemen alışıyorsunuz. Dikkat edilmesi gereken iki önemli şey var, birincisi söylendiği gibi döner kavşaklar. Diğeri de sağa sola dönüşlerde kendi şeridinde kalmak. Çünkü ister istemez yılların alışkanlığıyla dönüşlerde- dalıp karşı şeride geçebiliyorsunuz. Ancak trafik genelde oldukça sakin aktığı ve herkes kurallara uyduğu için çok büyük sorun çıkmaz. Maksimum bir iki korna yersiniz :)


  • thracia  (20.05.24 10:35:00) 
Alışırsınız, sürülüyor. Park yerlerinden çıkarken ve park ederken ben başlarda sorun yaşadım. Şöyle ki geri geri giderken ben hep kolumu arkaya atıyorum. ve normalde kolumu koyduğum tarafta bizde gaz oluyor ya, orada fren oluyor haliyle. Pedalların yerini karıştırdım bir an. Neredeyse arkadakine giydiriyordum, beynim de durdu bir an panikten, neyse ki bir sey olmadı. Kıbrıs'ta bir de map beni hep ara sokaklara soktu orası biraz sıkıntı, çünkü tek aracın gecebileceği mesafeler. Normal araçla bile sıkıntıyken böyle bir durumda bir süre geri geri gitmeye calısmak sorun olabiliyor yani: ara sokaklara mümkün olduğunca girmeyin.


  • huzurlarinizda huzursuzluk  (20.05.24 10:51:20) 
[]

4 yaş çocuk binicilik

istanbul’da tavsiye ettiğiniz bir yer var mı? ders ücretleri hakkında bilginiz var mı? tek ders/paket ders gibi?




 
[]

boşanma sonrası pasaport

benim devam eden davam var ve ne zaman sonuçlanacağı belli değil. 1 yıl da olabilir, birkaç yıl da. eski 10 yıllık pasaportumun süresi doluyor ve yeni pasaport alacağım (10 yıllık). genelde hep evlilik sonrası yenileme için sorulur (ki bir sorun olmuyor, yenileme gerekmeden kullanılabiliyor); boşanma sonrası da bu alacağım pasaportu kullanabilir miyim eski olacak soyisimle yoksa yenilemem gerekecek mi? 10 yıllık yerine daha kısa süreli bir pasaport almak da istemiyorum açıkçası. ayrıca eski pasaportta kalacak geçerli vizelerim de zaten yine şu anki evlilik soyismimle.

bilenler varsa çok yardımcı olmuş olurlar ya, çevremde ne boşanan biri var ne de internette araştırma ile yanıt bulabildim.


 
Çekişmeli boşanma sanırım, kesinleşmeye tabi olduğu için hem bölge adliye mahkemesine hem de yargıtaya gidecek. En az 3-4 yıl sürer soyadınızın değişmesi.


  • turuncu tonlarda  (28.04.24 15:02:59) 
ben 2018'de eski soyadla kullanmıştım, boşanma ilamı kullandığımı da hatırlamıyorum. sorun olmuyor.araba ruhsatı da çift soyad. sorun olmuyor.


  • janderzel zartanyan  (28.04.24 20:46:46) 
[]

makale nereden ve nasıl araştırılır/bulunur?

bazı konularda makaleler bulmam ve araştırıp okumam gerekiyor ama bu işlerde bayağı kötüyüm. örneğin enstitü girişi yapamıyorum, online bulduğum makaleleri (satın almadan) okuyamıyorum vs. bunun bir kısa yolu, kolay kısmı var mı? örneğin anahtar kelimeyi yazsam ve kolayca tarayıp okuyabilsem ve güncel (son 5 yıl gibi) makaleler olsa? tek tek bilimsel dergileri mi takip edip okumak gerekiyor?




 
araştırma kısmı: scholar.google.com
sonra sci-hub
alanınızla ilgili dergileri ayrıca takip edin. ben bir excel dosyasına alanımla ilgili türkçe dergi içeriklerini kopyalıyorum.
  • gnosis  (23.04.24 14:52:28) 
Bulduğunuz ama ücretli erişim gereken makaleler için sözlükte makale aranıyor duyurularına yazarsanız erişimi olan yazarlar gönderebilir.


  • tolgan  (23.04.24 15:18:47) 
[]

3lü koltukları olan uçakta

Cam kenarındasınız, ortada biri oturuyor. Koridor kısmı boş. 5 saatlik uçuş. Adam koridor tarafına geçmiyor. Kibarca koridor tarafındaki koltuğa geç de rahat rahat oturalım der misiniz? Geçmiyorsanız neden geçmezsiniz?




 
ben demem adam bunu kendi düşünmüyosa.

ama ben olsam geçerdim.
  • jelly bear  (20.04.24 19:26:23) 
5 saat az buz değil söylerdim olabilecek en kibar şekilde. (kafamın içindeki sesler pek kibar olmazdı)


  • hedep  (20.04.24 19:48:11) 
ben olsam zaten biri istemeden geçerim.
ama daha uçak kalkmamış, yeni oturmuşuz dakika bir hemen söylese kıllık olsun diye geçmem. bütün uçuş otururum.

  • my fault  (20.04.24 19:56:06) 
Adam geçmeyebilir. Çünkü koridor tarafında kim wcye gidecek olsa daracık koridorda sana sürtüne sürtüne geçer. Olmaz demeyin oluyor. Bir kere kadının birinin dirsek darbesiyle uyandım. Bu işin oluru şudur: adama dersin ki sen benim yerime geç pencere kenarına. Ben de bir boşluk bırakıp koridor tarafına geçerim


  • limonlu eksi  (20.04.24 20:15:12) 
derim. kendim de direkt gecerim.


  • robert bosch  (20.04.24 21:00:20) 
ben geçerim hemen koridor tarafına.

ama şunu söylemek gerekir ben mesela cam kenarı ya da orta koltuk sevmem, daralıyorum çünkü, illa koridor olacak, bileti alırken gerekirse ek ücret ödeyip koridor alıyorum.
herhangi bir sebeple beni koridordan kaldırıp cam kenarına geçmemi isteseler onu kabul etmem
  • zikardo  (20.04.24 21:11:57 ~ 21:13:24) 
Bugüne kadar geçmeyen olmadı, bana denk geldiğinde de hep geçtim. Boarding bittiyse kibarca "bir sakıncası yoksa bir yan koltuğa geçer misiniz, rahat rahat gidelim" derim, olumsuz yaklaşırsa saygıyla karşılarım. Uzun bir uçuşsa arka koltukları keserim, ilk fırsatta görevliye söyleyip boş bir yere geçmeye çalışırım.

Pegasus'ta yurtdışı uçuşlarda çok oluyor, arka koltukları boş bırakıyorlar, sıcak yemek söyleyenleri arkada rahat yerlere alıyorlar, 12-13Euro verip böyle bir opsiyonu da kullanmak mümkün, direkt geçeyim mi derseniz olumsuz cevap veriyorlar.
  • kimlanbu  (21.04.24 00:36:33) 
[]

web tasarım

işi yaptırmak istiyorum. ilgilenen var mı?




 
[]

bi erkek karısına böyle şaka yapabilir mi?

evlendiğimiz ilk yıllardaydı, eski eşim (hala boşanamadık) bana “ben iş gezisine gittiğimde sen sütçüyü eve alır çocuk yaparsın” gibi bi şaka (!) yapmıştı. ben çok şaşırmıştım tabii, bu şaka mı şimdi diye. böyle densiz densiz şakalar yapıyordu, bir kere araç bir yere sürtmüştü, “sen sürtüksün, sürtüklerin arabası sürter” falan demişti. bunun gibi çok şey var. bu adam normal değildi, di mi?




 
normal değil.
evlenmeden önceki ilişkinizde bunları yapmıyor muyudu?

  • saturn  (15.03.24 20:37:40) 
ben 21 yaşında olduğum için biraz (!) salaktım, anlamıyordum @saturn


  • deartheodosia  (15.03.24 20:38:09) 
biraz aptal bence. 'saka'nin iki tarafa da komik olmasi lazim. yetiskin yasa gelip bunu kavrayamamisin zekasindan suphe ederim.


  • hot potato  (15.03.24 20:45:07) 
normal değil


  • benarrivo  (15.03.24 20:45:54) 
mizah zekanın zekatıdır diye bir laf var islami değil biraz düşününce çok güzel bir söz

yani bir insanın bu kadar düşük bir şaka anlayışı varsa onun hakkında başka konularda da fikir verir
  • grimavi  (15.03.24 20:54:28 ~ 21:19:46) 
Hay amk, çok komiq aq... Zekasız


  • abuzer  (15.03.24 21:13:30) 
ciddi misin? çok geçmiş olsun. her biri ayrı travma. keko kocanın neresinden dönsen kardır. bu insanlar evleniyor, gerçekten hayret ediyorum. evlenmeyi geçtim, sürdürebildiği herhangi bir ilişkisinin olmaması lazım. sabit bakkalı bile yoktur.


  • gabe h coud  (15.03.24 21:15:02) 
her ikisi de ağır ama ikincisi çok daha ağır.
insan olan değil karısına, sevgilisine, arkadaşına bile demez, dememeli.

merak ettim, evlendikten sonra bunu diyebilen biri, evlenmeden önce bunları yapabileceğine dair hiç sinyal vermedi mi? hiç "acaba" dediğiniz bir an olmadı mı?
  • tabudeviren  (15.03.24 21:39:25) 
Toksikolojiye giriş resmen.


  • rock n roll  (15.03.24 21:56:22) 
Karısı rahatsız oluyorsa yapamaz. Yoksa çiftlerin aralarındaki espri kalitesi ya türü bizi ilgilendirmez. Buradaki kilit nokta sen ve ikinizin espri/komedi dinamiği. Sen bundan rahatsız olmayıp aynı türde espri yapıyor olsaydın burada dehşete düşen hassas arkadaşlara, gökten düşen 3. elmayı yemek düşerdi. Hatta bundan çok daha ağırlarını(?) karşılıklı olarak gülerek yapan (hatta arada bizim de dahil olduğumuz) evli çift arkadaşlarım var. Gayet mutlular.

Bu arada ağır falan olup olmamasından ziyade komik değil bence.

@hot potato +1
  • nawar  (15.03.24 21:58:56) 
ayrıca bir şey aldığımda/yaptıracağım zaman “yeni kocan için mi” diyordu.


  • deartheodosia  (15.03.24 22:09:26) 
Tabi ki normal değil de bana biraz sapıklık var gibi de geldi sanki ağız arıyor gibi. Evet filan desen devamı gelecek gibi. İğrenç ya. İyi ki kurtulmuşsun bundan.


  • Gradient_tabanlı_mor  (15.03.24 22:48:04) 
bu bastırılmış cuckold'luk veya gavatlık değilse nedir bilemiyorum. Ha ikinci ihtimal, kendini küçük görüyorsa ve içinden "bu kız niye beni seviyor yav" diyorsa öyle bir gelecek projeksiyonu yapıyor olabilir. Her iki durumda da sıkıntılı bence.


  • nhk ni youkosu  (15.03.24 23:03:26) 
yuh ya
ya karakteri olgunlaşmamız birisi ya da cuckold.

  • nuisance2  (15.03.24 23:08:48) 
Yapamaz ve yapmamalı ama bu toplumda densizlik hadsizlik yozlaşma öyle bir safhadaki herşey normal karşılanıyor hatta yanlışı kınayanlar kınanır hale geldi. Bu arada yazdığınız ifadeler aynı zamanda hakaret suçuna konu olabilir diye düşünüyorum.


  • doharkoman  (15.03.24 23:27:16) 
Umarim bosanmaniz bir an önce sonuclanir <3

normal degil, komik degil... ya cok saygisiz ya da en iyi ihtimalle manyak.
  • chihirovekohaku  (15.03.24 23:39:59) 
Bana yaşlanınca tacizci olacak, amigdalası çalışmayan biri gibi geldi


  • durgunfoton  (16.03.24 00:03:44) 
İçten içe kendisini aldatmanı istiyor gibi geldi


  • olaylar olaylar  (16.03.24 00:08:16) 
normal mi diye sorulması bile anormal olan bir adam.


  • odiyus  (16.03.24 00:54:56) 
Cinsel sorunları olduğu ortada. Bu tipler gözü açılmamış saf kızlarla evlenirler.


  • anais  (16.03.24 01:30:16) 
"Aman canım bunda ne var" denecek türde sözler değil, resmen bilinçaltını bilinçlice ortaya koyuyor. Psikolojik şiddet uyguluyor.


  • muhayyer divan  (16.03.24 03:31:55) 
@nawar çok güzel bir ayrıntı yakalamış.
Şaka iki kişiliktir. Şaka yapılan kişinin o an verdiği tepki önemli.
Bana bir daha bu tarz şeyler söyleme mi dedi.
Kıkırdayıp Ayy Çok hoşsun mu dedi.
Tebessümle mi karşıladı, kızdı mı?
O da ona en az aynı seviyede bir başka sözle mi karşılık verdi.
Bunları bilmeden yaptığımız yorumlar havada kalıyor.
Ben elşer arasında bu tarz şakayı yakıştıramam.
Ben insana küfrü de yakıştırmıyorum ama ağzından küfür düşmeyen insanlar da var.
Her ailenin dinamiği farklı. Yorumlar havada.
  • Mirket  (16.03.24 15:31:20) 
Aptalmış


  • basond  (16.03.24 22:00:08) 
Kesinlikle normal ve saka dedigin sey zaten böyle olmali.


  • Yourcousinmarvinberry  (17.03.24 22:02:25) 
gavat ve cuckoldcu olduğunu düşünürüm o lafları tek tek müsait yerine enjekte ederdim.


  • Hallegadola  (18.03.24 09:06:44) 
manyak galiba


  • sanguine mcqaer  (18.03.24 09:44:31) 
Normal değil. Böyle şaka mı olur? İnsan eşine sen sürtüksün mü der?

Umarım kısa zamanda boşanırsınız.
  • drako  (05.04.24 17:12:05) 
adamın şüphelendiği,geçmişte veya mevcut dönemde rahatsız olduğu bir şey yapmışsanız bunu ima ediyor olabilir mi?direkt söyleyip soramadığı için böyle saçma şekilde rahatsız edici şeylerle ima ediyor olabilir.bu durumda bile yanlış ama asla böyle bir şey yoksa tedavi olması gerekiyor insan sevdiğini bu cümlelerin öznesi yapmaz.


  • ercu cozer  (05.04.24 18:35:35 ~ 18:37:34) 
[]

yurtdışından gelecek olan var mı?

birkaç kitap isteyeceğim…




 
[]

eminönü’nden kalkan boğaz turları

hala otobüs duraklarının arkasındalar mı? 1 saatlik güncel fiyatları ne kadar bilgisi olan var mı?




 
ozel mi sehir hatlari mi?


  • buenosdias  (05.02.24 10:24:36) 
fark etmez, ikisi de


  • deartheodosia  (05.02.24 12:27:29) 
sehir hatlari az daha geriden (sirkeci tarafi) kalkiyor. 28 lira miydi neydi en son.


  • buenosdias  (06.02.24 11:23:29) 
[]

üsküdar kitap fuarı

dini kitaplar mı satılıyor bu fuarda? genel bi fuar mı?




 
şimdi sitesine baktım katılan yazarlar belli bir cenahtan ama akla gelen her yayınevi de mevcut. yky, alfa, ithaki...


  • anna sun  (07.05.23 16:02:22) 
[]

koşulsuz sevmek ne demek?

bir ebeveynin çocuğunu koşulsuz sevmesi tam olarak ne demek sizce? nasıl büyürseniz, anne/babanız size nasıl davranırsa “koşulsuz sevildim” dersiniz? (şımartılmayla, bencil/saygısız bir çocuk yetiştirmekle karıştırmadan.)




 
Koşulsuz sevgi verebilmek için travmalardan arınmış bir zihin gerekli. Bu da çoğu ebeveynde yok.


  • ruhen hastayim ben  (30.04.23 15:29:51) 
Varlığına değer vermek. Derslerine çalışırsan seni severim demeden seversen koşulsuz sevmiş olursun. Koşulsuz sevmek için bu dünyayı iyi anlamak gerekiyor. Çoğu insan ölümü aklına bile getirmiyor. Çocuğu bir gün ölse keşke dersini bahane etmeden sevseydim diyecek ama artık geçmiş olacak. Ya da çocuğu uzak bir yere gitse değerini anlayacak, koşul sunmayacak, fırsatı olduğu her an sevecek.


  • dissendium  (30.04.23 15:48:22) 
babamla iyi geçinirse.


  • sanemz  (30.04.23 16:34:46) 
Valla acikcasi ben gercek manasiyla kosulsuz sevgi diye birseyin varligina inanmiyorum. Sevgi su ya da bu sekilde kosulludur bence. Ebeveynler ozelinde dusunursek de bir kisinin cocugunu sevmesi ya da diger cocuklardan daha fazla sevmesi de birsekilde kosulludur. Atiyorum cocugun kendi cocugu olmasi yani cocugun dunyaya gelmesinde rol oynamasi ve kendinden ozellikler tasimasi, belki cocugun fiziksel ozellikleri, belki cocugun zekasi/davranislari, belki cocukla ilgili gelecek planlari, belki hormonal vs diye gider bence. Dolayisiyla ben hicbir zaman kosulsuz sevildim diyemem cunku kosulsuz sevgi yok bana gore.

Haa kosulsuz sevilme degil de sevgi/sevilme eksikligini hissetmeme tarzi biseyden bahsedecek olursak da bu da genelde cocukla bir sekilde vakit gecirme ve onunla dogru sekilde ilgilenmekle ilgilidir bence. Genelde dedim cunku kisilerin ebeveynlerini degerlendirmeleri de gorecelidir. Misal cocukluk ya da ergenlik cagindaki degerlendirme farkli oluyor, yetiskinlik cagina gelindigindeki degerlendirme farkli olluyor. Ya da zaman sabit kalsa bile A cevresindeki diger ebeveynlerden gordukleri ile B cevresindeki diger ebeveynlerde gordukleri seyler baska beklentilere sebep oluyor falan filan.
  • j r r tolkien hayrani  (30.04.23 16:39:52 ~ 16:43:09) 
tam olarak koşulsuz değil
1.si yaşamsal/fiziki ihtiyaçlarını karşılamak zorunda
2.si çocukla geçirdiği vakitten keyif alabiliyorsa bu da bir fayda/koşul

içten sarılmak, görev gibi görmeden oyun oynamak, vakit gerçimek, konuşmak, öğretmek, gezmek, parka gitmek vs.
  • bir soru sorcam  (30.04.23 17:41:59) 
benim deneyimime göre; çocuk, ebeveyni koşulsuz sever.


  • from where i ride  (30.04.23 18:14:22) 
Bunu ben de merak ediyordum mesela biliyor musun? Yani ben küçükken biraz yaramaz bi çocuktum, biraz çektirdim yani aileme ama çok enteresan bir şekilde ne yaparsam yapayım bana olan sevgilerinde 1 gram eksilme olmuyordu, yani oturup sakin kafayla düşününce bu bana çok mantıksız gelmişti, yani anne baba olmanın böyle bir modu açması bana imkansız geliyordu ama ben böyle bir şeyin olabileceğini kedimi sahiplendiğimde anladım. Yani açıkçası ben çoluk çocuk işine girmedim, bu yaştan sonra da girmem hem sevmiyorum hem de uğraşamam yani ama kedimi sahiplendiğimde gördüm ki kedi bana ne yaparsa yapsın sevgimde hiçbir azalma olmuyordu, yüzümü parça pinçik ettiğinde bile 5 dakika sonra "lan şunu bi denk getirsem de kafasını ısırsam" diye sevgiyle coşuyordum kendisine karşı. Sonra aklıma "lan bu kadın (annem) neden ne yaparsam yapayım beni hala bu kadar seviyor" diye sorguladığım anlar aklıma geldi, demek ki aramızda böyle bir bağ var, yani ben sahiplendiğim kediye karşı bile böyleysem beni bir miktar sıvıdan kendi içinde oluşturup büyütüp doğuran bir varlığın duyduğu koşulsuz sevgiyi tahayyül bile edemiyorum, bir ebeveynin çocuğunu koşulsuz sevmesi tam olarak böyle bir şey bana göre.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (30.04.23 18:48:30) 
kosulsuz sevgi ebeveyn cocuk arasindaki iliskidir, yetiskin iliskileri icin soz konusu degildir. kosulsuz sevgi ile eylemlerinizin bir sorumlulugu oldugunu/olmadigini, ya da ailenin sinir koyamayacagini, kural koyamayacagini karistirmamak lazim. ders notlarin iyi olursa seni severim, yaramazlik yapmazsan seni severim degil, derslerin kotu de olsa yaramazlik yapsan da seni severim ancak bunlarin bir sonucu olur, bu seni sevmemek degil, haftasonu disari cikmamak, arkadaslarinla bulusmana izin vermemek olur gibi. ya da seninle oyun oynarim ve tum dikkatim uzerinde olur, ancak su anda telefonla konusuyorum ve rahatsiz edilmemem gerekiyor sinir koyma ornegi olabilir mesela. cocuklar isirmayi ogrenmeye basladiklarinda mesela, isirman canimi acitiyor ve bu davranisi yapmaman gerekiyor da yine kurallar ve sinirlar ile ilgili. ya da yorgunum ve 1 saat dinlendikten sonra seninle oynayabilirim de sinir koyma ornegi olabilir. cocuklarin arkadasa degil, ebeveyne, sinirlara, saygiya, ongorulebilirlige ve duzene ihtiyaci vardir. cocugu kosulsuz severek bunlari ogretmek mumkun ve olmasi gerekendir. ancak yaramazlik yaparsa cocugu gormezden gelmek, konusmamak, yok saymak gibi triplere girmek cocugun sevgiyi kosullu olarak ogrenmesine neden olur. ayrica cocuklar, ozellikle kucuk yasta her seyi kendilerinden dogru algilarlar. mesela isten eve sinirli geldiginizde, triplere giriyorsaniz, pasif agresif davraniyorsaniz, konusmamazlik yapiyorsaniz, 3-4 yasindaki cocuk bunun is nedeniyle oldugunu algilayamiyor ve kendisinin, varlik olarak sevilmedigini dusunuyor.

bana benzersen seni severim, benim gozumu/kasimi alirsam seni severim, escinsel olursan seni sevmem, engelli bir birey olmazsan seni severim gibi bir sey bir ebeveyn icin mumkun degildir. oyle biri ebeveyn de olamasa keske. ayrica cocukla kaliteli ve keyifli zaman gecirmek icin ortam yaratmak da ebeveynin gorevidir. bunlarin olabilmesi icin de oncelikle kisinin tam ve yetkin bir birey olmasi, kendi golge yanlarini gorebilmesi ve bunlari kabul etmesi gerekir. zaten bu surec hepi topu 10 sene filan, akli ermeye basladikca cocuga eylemlerinin bir sonucu oldugunu, sorumluluk almayi vs. ogreteceksiniz.

elbette ailesine siddet uygulayan bireylerden bahsetmiyorum, 18-20 yasina gelmis ailesine maddi ya da fiziksel siddet uygulayan bireye dur demek kosulsuz seviden bagimsiz, sinir koymaya giriyor.
benim anladigim cerceve bu sekilde.
  • kassiopeia  (01.05.23 01:51:22) 
[]

değersiz bir hayat/a little life’ı okuyan var mı?

100lü sayfalara geldim ama bir türlü ilerleyemiyorum. birkaç kez başladım. çok olumlu yorumlar var halbuki. zorlamayıp bırakayım mı devam mı edeyim?? açılacak mı?




 
Kitap hakkında bir fikrim yok ama olumlu yorum yüzünden bir kitabı zorla okumak çok mantıklı değil. Milyonlarca size hitap edecek kitap varken. Bize ne size ne başkasının yorumundan


  • deer hunter  (29.04.23 20:21:50) 
Kitabı bilmiyorum ama en büyük pişmanlıklarımdan biri de içine giremediğim bi kitabı bitirmek için kendimi zorlarken harcadığım zamanadır herhalde.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (29.04.23 20:24:45) 
bitir yarım iş iyi olmaz denir evelden beridir. bi adı da var ama unuttum.
buldum:
(bkz: zeigarnik etki)
  • sanemz  (29.04.23 20:33:35 ~ 23:27:56) 
kitap 500-600 sayfa falansa zorla devam et. ben öyle çok kitap okudum. yarısından sonra bomba gibi patlayan bir kitap sayesinde ateist oldum. başlangıcı astronomi anlatıyordu.

yarısını geçtiysen hala açılmadıysa o kitap senlik değil demektir.
  • alperz  (29.04.23 22:10:08) 
[]

birinin üniversite mezunu olup olmadığını nereden öğrenebilirim?

üniversite mezun bilgisi paylaşmıyor. nereden öğrenebiliriz?




 
Öğrenemezsin.

Ekleme yapayım: Kendin öğrenemezsin, bunlar kişisel bilgiler, herhangi bir yere başvurup öğrenebileceğin bilgiler değil, misal e-devlet'te çıkar ama senin oraya da erişimin olmadığı için öğrenemezsin.
  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (28.04.23 11:42:42 ~ 11:50:40) 
Bazi derslerin sayfalari, bazi bolumlerin mezuniyet yilliklari internette herkese acik oluyor. Duruma gore vize final notlarini bile gorebiliyorsunuz. Google'da biraz zaman gecirip bakin.


  • sertac akin  (28.04.23 12:03:01) 
Sosyal medya hesaplarından varsa üniversite hatıralarına dair paylaşımlarına bakılabilir.


  • diyecevaplandı  (28.04.23 12:08:07) 
65 yaş üstü, internette bulmak imkansız gibi bi şey.


  • deartheodosia  (28.04.23 12:18:35) 
1234  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.